Jump to content

Recommended Posts

Evrimini günlük gözlemlenen olayları çok hoşuma gidiyor var sa sizinde paylaşalım.

mesela yavru bebeğin. avucuna birşey değince avucunu sıkması. bu eskiden ağaçlarda annein eline yapışıp düşmemesini bize anlatıyor. bu refleks olmayanlar eleneli milyon yıllar olmuştur

veya insanın korku anı dişlerini birbirne vurması yani titremesi. buda eskiden kalma bir refleks olup düşmanından kurtulma şansını yükselten bir olay. dişlere dikkat çekilmesi veya başka bir şey

insanın gizemli tuzaklardan hala korkması atalarımızın eskiden onlarca tuzağa karşı alarm da olup yaşam ihitmallerinin artması

erkekler de sakal olması onların daha çok doğa ile mücadele ettiğkleri için doğanın onlara biçtiği bir kalkan vs vs vs .

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 68
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bütün bunlar bizim aslımızın hayvan (bir maymun türü) olduğunu gösteriyor.

Ve diğer hayvanlarla da akraba olduğumuzu gösteren daha başka binlerce delil var.

Bu durumda evrimi reddetmek aslını inkar etmektir. Aptalca bir hatadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

haci dayı sen şu bilimteknik dergisinin değişen ve atılan o 15 sayfalık evrim bölümünde takılı kaldın anlaşılan konumuz bu değil.

hem bu dediğim şeyler evrimi reddeden kişileri köşeye sıkıştıran birşey. adam kendinde veya çevresinde bizzat gözlemlediği için kafaya dank ediyor. mesela zamanında benim olduğum gibi. bilimsel yazılar okunmuyor, ben de dahil olmak üzere binlerce sayfa sıkıyor. ama böyle eğlenceli örnekler hem ilgi çekici hem özetleyici hem de çok güzel

Link to post
Sitelerde Paylaş
haci dayı sen şu bilimteknik dergisinin değişen ve atılan o 15 sayfalık evrim bölümünde takılı kaldın anlaşılan konumuz bu değil.

hem bu dediğim şeyler evrimi reddeden kişileri köşeye sıkıştıran birşey. adam kendinde veya çevresinde bizzat gözlemlediği için kafaya dank ediyor. mesela zamanında benim olduğum gibi. bilimsel yazılar okunmuyor, ben de dahil olmak üzere binlerce sayfa sıkıyor. ama böyle eğlenceli örnekler hem ilgi çekici hem özetleyici hem de çok güzel

Sen bunlarla bizim yıllardır yapamadığımızı mı yapmayı düşünüyorsun?

Adamlarda akıl olsa iş bu raddeye gelmeden evrimi öğrenirlerdi.

Sen ne gibi insanlarla uğraştığını bile bilmiyorsun.

Seni dinleyeceklerini mi sanıyorsun.

Evrimi reddeden kafasızları köşeye falan sıkıştıramazsın.

Yenilgiyi kabul etmeyen düşmanı yenemeyeceğin gibi, evrimi kabul etmeyen birilerine evrimi öğretemezsin.

Adamlar öğrenmek istemiyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

konunun asıl amacı bu değil, müslümanları çok iyi tanıyorum veya tutucuları çok iyi tanıyorum.ana amacım onlara öğretmek değil bu başlıkta. amacım onlara içinde şüphe sokmak olursa olur olmaz sa banane. kendimin hoşuna giden yazılarla meşgul olacağımı ve asıl amacımın bu olduğunu belirttim bu başlıkta

tarihinde analiz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
konunun asıl amacı bu değil, müslümanları çok iyi tanıyorum veya tutucuları çok iyi tanıyorum. amacım onlara öğretmek değil ki amacım onlara içinde şüphe sokmak olursa olur olmaz sa banane.kendimin hoşuna giden yazılarla meşgul olacağımı ve asıl amacımın bu olduğunu belirttim bu başlıkta

Senin içinde İslam'ın doğrruluğu, güzelliği ve gerçekliği ile ilgili bir şüphe var mı?

Yoksa eğer, onların da evrimden şüphe etmeleri için bir nedenleri yok.

Üzme kendini..

Don't worry be happy!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında yeni bir başlık açacaktım bu biraz sonra soracağım soruyu sormak için fakat hesabımı henüz aktive edemediğim için veya yeni kullanıcıolduğum için başlık açma yetkim yok. İzninizle soracağım soruya en yakın başlık olan bu başlıktan sorumu sormak istiyorum.

Evrimin mekanizmasıyla ilgili uzun süredir aklıma takılan bir soru bu. Canlıların bulundukları ortama adapte olabildiklerini biliyoruz. Bu mantıkla yaşamı ve dolayısıyla türün devamını gerektiren morfolojik adaptasyonların gereçekleştiğini rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Örneğin atlarda esas olan 3. metacarpusun caudo-lateralinde her iki yanda tali durumda 2. ve 4. metacarpusları görüyoruz hatta 1.ve 5. meetakarpusların kalıntısı olarak mahmuz ve kestaneleri görebiliyoruz. Görünen o ki bu ırk evrim sürecinde daha hızlı koşmak için dolayısıyla türünü devam ettirebilmek için diğer metakarpuslardan vazgeçip tek parmağına yönelmiş.Başka bi örnekse köpeklerde M.Braciocephalicus (ön kolu başa bağlayan kaslardan birisi) un omuz hizasında Os claviculanın (köprücük kemiği) nin kalıntısı olan fibröz bir yapı bulunmasıdır. Bu örnektende anlaşılan zaman içerisinde clavicula işlevini yitirmiş ve zamanla zayıflayarak oluşmamaya başlamıştır.

Morfolojik yapıları DNA nın belirlediğini biliyoruz. Acaba bu morfolojik adaptasyon nasıl DNA ya kodlanıyor bu konuyu anlamakta güçlük çekiyorum. Zaman içerisinde kromozom sayılarının bile değişip yeni türler oluşmaya başlayabiliyor.Bu bağlamda morfolojik evrimin moleküler bazda DNA'da da gerçekleştiğini söyleyebilirmiyiz. Tabiki söyleyebiliriz. Peki bu evrim önce DNA bazında olup daha sonramı morfolojik olarak gözleniyor. Yoksa önce morfolojik olarak gerçekleştikten sonramı DNA ya aktarılıyor. Morfolojik adaptasyonu anlamak pek zor değil. Sürekli güneş alan bölgede bulunan insan ırklarının derilerinde daha fazla pigment bulunması anlaşılabilir. Fakat bu pigmentlerin sentezlenmesini sağlayan gen bloğu güneşin etkisinden korunmak için sentezlemesi gereken maddenin pigment olduğunu nasıl anlayabiliyor. Ayrıca hücrede çeşitli azotlu organik bazları doğru şekilde bir araya getirip doğru DNA kodunun oluşmasını sağlayan etki ne. Bildiğiniz gibi rastgele olmadığı bir gerçek acaba hücrede DNA danda ileri bilgi depolayan çeşitli mekanizmalarmı var. Bir kaç değerli bilim insanının karbonhidradların DNA dan çok aha karmaşık bir hafıza sistemine sahip olduğuna inandıklarını ve bu konuda ciddi şekilde çalıştıklarını biliyorum. Bu konuyla ilgili güncel bilgileriniz varmı.

Eğer evrimin mekanizmasıyla ilgili net bilginiz varsa benimle paylaşmanızı rica ediyorum. Bu arada DNA nın bir şekilde senkronize olup morfolojik adaptasyonlara sebebiyet vermesini intelligent design la açıklayan arkadaşlarım var zaten. Bilimsel çerçevelerde cevap arıyorum.

teşekkürler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Alobarın soruları güzelmiş..

Ben analiz gibi bir iki örnek vermek istiyorum.

Korktuğumuzda aynen bir kedi gibi tüylerimiz ürperir ama bu bi b.ka yaramaz çünkü tüğlerimizi kaybedeli çok oldu. Bu güdü bizi daha iri göstermez.

Uykudayken bir anda düşüyormuş gibi hissederek irkildiğiniz olmuştur.. Eskiden ağaçlarda yaşayan atalarımızdan kalan bir içgüdü.

Diğeri gözlerin yüzümüzün yan taraflarında değilde önde olması, gözler ağaçlarda dallardan atlarken derinlik hesabı yapabilmek için bu yönde evrilmiştir. Tek gözle derinlik ölçülemez, görülen alanın 2 gözlede görülmesi gerekir o yüzden gözler öne doğru evrilmiştir.

Daha dünya kadar evrimi destekleyen bulgu var. 20 lik dişler, erkeklerde memeler, maymunlarla 99% gen benzerliği, canlıların genetik ve fiziksel akrabalık ve sınıfsal yapısı(aslan-kedigiller-memeli-omurgalı-vs.vs.), İnsan ırklarının farklılığı....

Link to post
Sitelerde Paylaş
Aslında yeni bir başlık açacaktım bu biraz sonra soracağım soruyu sormak için fakat hesabımı henüz aktive edemediğim için veya yeni kullanıcıolduğum için başlık açma yetkim yok. İzninizle soracağım soruya en yakın başlık olan bu başlıktan sorumu sormak istiyorum.

Evrimin mekanizmasıyla ilgili uzun süredir aklıma takılan bir soru bu. Canlıların bulundukları ortama adapte olabildiklerini biliyoruz. Bu mantıkla yaşamı ve dolayısıyla türün devamını gerektiren morfolojik adaptasyonların gereçekleştiğini rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Örneğin atlarda esas olan 3. metacarpusun caudo-lateralinde her iki yanda tali durumda 2. ve 4. metacarpusları görüyoruz hatta 1.ve 5. meetakarpusların kalıntısı olarak mahmuz ve kestaneleri görebiliyoruz. Görünen o ki bu ırk evrim sürecinde daha hızlı koşmak için dolayısıyla türünü devam ettirebilmek için diğer metakarpuslardan vazgeçip tek parmağına yönelmiş.Başka bi örnekse köpeklerde M.Braciocephalicus (ön kolu başa bağlayan kaslardan birisi) un omuz hizasında Os claviculanın (köprücük kemiği) nin kalıntısı olan fibröz bir yapı bulunmasıdır. Bu örnektende anlaşılan zaman içerisinde clavicula işlevini yitirmiş ve zamanla zayıflayarak oluşmamaya başlamıştır.

Morfolojik yapıları DNA nın belirlediğini biliyoruz. Acaba bu morfolojik adaptasyon nasıl DNA ya kodlanıyor bu konuyu anlamakta güçlük çekiyorum. Zaman içerisinde kromozom sayılarının bile değişip yeni türler oluşmaya başlayabiliyor.Bu bağlamda morfolojik evrimin moleküler bazda DNA'da da gerçekleştiğini söyleyebilirmiyiz. Tabiki söyleyebiliriz. Peki bu evrim önce DNA bazında olup daha sonramı morfolojik olarak gözleniyor. Yoksa önce morfolojik olarak gerçekleştikten sonramı DNA ya aktarılıyor. Morfolojik adaptasyonu anlamak pek zor değil. Sürekli güneş alan bölgede bulunan insan ırklarının derilerinde daha fazla pigment bulunması anlaşılabilir. Fakat bu pigmentlerin sentezlenmesini sağlayan gen bloğu güneşin etkisinden korunmak için sentezlemesi gereken maddenin pigment olduğunu nasıl anlayabiliyor. Ayrıca hücrede çeşitli azotlu organik bazları doğru şekilde bir araya getirip doğru DNA kodunun oluşmasını sağlayan etki ne. Bildiğiniz gibi rastgele olmadığı bir gerçek acaba hücrede DNA danda ileri bilgi depolayan çeşitli mekanizmalarmı var. Bir kaç değerli bilim insanının karbonhidradların DNA dan çok aha karmaşık bir hafıza sistemine sahip olduğuna inandıklarını ve bu konuda ciddi şekilde çalıştıklarını biliyorum. Bu konuyla ilgili güncel bilgileriniz varmı.

Eğer evrimin mekanizmasıyla ilgili net bilginiz varsa benimle paylaşmanızı rica ediyorum. Bu arada DNA nın bir şekilde senkronize olup morfolojik adaptasyonlara sebebiyet vermesini intelligent design la açıklayan arkadaşlarım var zaten. Bilimsel çerçevelerde cevap arıyorum.

teşekkürler.

Bu soruları teker teker yanıtlamak zaman alacak. Ben kısca yanıtlamakla yetiniyorum.

Morfolojik adaptasyonun DNA'ya kodlanması diye bir şey yok. O Lamarck'cı görüş. Şimdilik o görüşü ihmal etmemiz gerekiyor. Bazı istisnaları var onunda.

DNA'daki genetik değişiklik kendini morfolojik (fenotipik) değişiklik olarak manifest ediyor.

Evet.. Fenotipik değişikliğin nedeni genotipik değişikliklerdir.

Evrim moleküler bir süreçtir. Bir moleküldeki tek bir amino asit sıralanmasının değişmesi bile evrimsel bir süreçtir. Orak hücreli anemide olduğu gibi...

Melanin pigmenti sağlayan melanositler her ciltte vardırlar. Ve ilk insan Afrikada ortaya çıkarken, onlar çoğalmışlar ve deriyi güneşten korumuşlardır.

Bu milyonlarca yıl değilse bile en azından onbinlerce yıl süren bir süreçtir ve homo sapiens öncesi insanımsı canlılarda ortaya çıkmış, homo sapiens'e miraz olarak kalmıştır. Daha sonra bu pigmente gerek kalmayınca, onlardan yoksun deriye sahip olanlar topluma yayılmışlar ve beyaz ırk dediğimiz ırk ortaya çıkmıştır. Beyaz deri renginin nasıl yayıldığı kesin değilse de, cinsel seçilim olması mümkündür. Yani kadınlar beyazımsı erkekleri çiftleşmek için yeğlemiş olabilrler. Ya da erkekler beyazımıs kadınları seçerler.

Hücrede bilgi yalnız DNA'da birikir. DNA bunun için uygun bir moleküldür. DNA bazlarının bir araya gelmesinin nedeni onların fiziko-kimyasal moleküler nitelikleridir. Bu çok ayrı ve uzun bir sorundur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
mesela yavru bebeğin avucuna birşey değince avucunu sıkması....

Bebekler hala süt emerken annelerinin gerdanından tutuyorlar..

Çünkü ağaçta emzirilen primat yavrunun düşmemesi gerekiyordu..

...

Peki ama neden?

Nedeni açık..

Bebeğin bu refleksi onun ağaçta annesine sıkı sıkıya tutunmasını sağlıyor.

Yeterince bir neden değil mi sizce?

Annesine tutunamazsa 10 metre aşağı düşecek.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Melanin pigmenti sağlayan melanositler her ciltte vardırlar. Ve ilk insan Afrikada ortaya çıkarken, onlar çoğalmışlar ve deriyi güneşten korumuşlardır.

İlk melanosit nasıl meydana gelmiştir acaba. Muhtemelen güneşe maruz kalan deri hücreleri kendini korumaya çalışmıştır.Önceki sorumla ilgili olarak bi soru daha sormak istiyorum. Korunmak isteği duyan epidermal hücreler korunmaları için gereken madddenin melanin pigmenti olduğu kanısına nasıl varır. Bilindiği gibi melanin her organik molekül gibi oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Melanin sentez edilebilmesi için DNA'da böyle bir zincir yokken melanin sentezlemek için 200-300 organik bazın organize olması gerekmektedir. Bu organizyon nasıl sağlanmıştır. Bu organizsyon için intelligent desing tanımını yapmak işin kolayıdır. Fakat onbinlerce yılda deneme yanılma yöntemiyle olmuştur demekte Harun Y. gibi istismarcılara gün yüzü doğurmakta ''herşeyin rasgele olduğuna inanan evrimci'' profilini ortaya atmalarına izin vermektedir.

Bu sebeple böyle konuların üzerinde daha fazla durmanızı diliyorum.

Yine bu konuyla ilgili algıyamadığım bir soru daha var. Diyelimki bir epidermal hücre melanin sentezlemeye başlıyor. Peki bu melanin o canlının hayatta kalmasınada yardımcı oldu diyelim. Bu canlıhayatta kaldı -doğal seçilimle- ve bir üredi. Bir sonraki döle somatik hücrede gelişen mutasyonun aktarılmasının mümkün olmadığını biliyoruz. Acaba belli bir süre sonra somatik hücrelerde meydana gelen değişimler eşey hücrelerinemi aktarılıyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nedeni açık..

Bebeğin bu refleksi onun ağaçta annesine sıkı sıkıya tutunmasını sağlıyor.

Yeterince bir neden değil mi sizce?

Annesine tutunamazsa 10 metre aşağı düşecek.

Sn. hacı:

Düşerse ne olacak?Ölecek..vs.

Bebeğin ya da yavrunun varlığını korumak gibi bir amacı mı var?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Nedeni açık..

Bebeğin bu refleksi onun ağaçta annesine sıkı sıkıya tutunmasını sağlıyor.

Yeterince bir neden değil mi sizce?

Annesine tutunamazsa 10 metre aşağı düşecek.

Sn. hacı:

Düşerse ne olacak?Ölecek..vs.

Bebeğin ya da yavrunun varlığını korumak gibi bir amacı mı var?

Bebeğin böyle bir amacı yok.

Ama evrimin var..

Mutlaka annenin kucağından düşüp ölen bebekler olmuştur.

Daha sıkı tutunanlar yaşamışlar ve bu genetik özellik yeni nesillerde devam etmiştir.

Evrim işte budur.

Bilinçsizdir ama, çok etkilidir.

Bebeği korumak bilinçli bir eylem değildir.

Evrim için kördür diyebilirsiniz.

Ama yine de doğa kurallarına uyanı seçer.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Düşerse ne olacak?Ölecek..vs.

Bebeğin ya da yavrunun varlığını korumak gibi bir amacı mı var?

Soruya bak foruma gel.. Bütün gerzekler bu forumda doluşmuş herhalde.. Aman efendim, o varlığını değil, genlerini koruyordur... Eğer o ucube reflex dediğiniz şey olmasaydı -ki ona kabaca davranış diyebiliriz- bebek aşağı düşecek ve içinde bulunduğu genlerini bir sonraki nesile aktaramayacaktı.. Davranışın bağlı bulunduğu genlerde dolayısıyla bir sonraki nesile geçecek ve bir sonraki bebede bu davranış korunacaktır, çünkü hayati önem taşımaktadır. Alsana uyduruk bir tanım.. beğendinmi yoksa hacı gibi kişiye özel servismi istersin ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bebeğin böyle bir amacı yok.

Ama evrimin var..

Mutlaka annenin kucağından düşüp ölen bebekler olmuştur.

Daha sıkı tutunanlar yaşamışlar ve bu genetik özellik yeni nesillerde devam etmiştir.

Evrim işte budur.

Bilinçsizdir ama, çok etkilidir.

Bebeği korumak bilinçli bir eylem değildir.

Evrim için kördür diyebilirsiniz.

Ama yine de doğa kurallarına uyanı seçer.

Cevaba bak hizaya gel.. İlk önce evrimi ilkel animizim kafasıyla kişileştiriyor, özneleştiriyorsun, sonrada çeviriyor amanda efendim amacı yoktur, bilmemne diyorsun.. Evrim için kördür demen bile tamı tamına aptallık.. Evrim ney ki kör olsun? Evrim neyki bir gözü olma ihtimalini öne sürüp kör yapılsın ? Körlük bile içinde göz olmasını gerektirir. Sonra efendim amanda evrim bilinçsizdir demişsin.. Yok efendim olur mu, evrimin üç bölümden oluşan bir beyini var... Hatta kortex bölümü tavan yapmıştır, mantıksal düşünebilir, kararlar verebilir, satranç bile oynayabilir... Hadi canım sende...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Obsesif

Bu olumsuz ve hakaretamiz davranışından dolayı bir gün seni durduruyorum..

Devamı halinde süresiz yasaklanacak sana bu forum.

Kimseye bu şekilde hitabedemezsin burada..

Çok ayıp.. Sen aile içinde vaya arkadaşlarınla böyle mi konuşuyorsun.

Onlar senin ağzına biber koyamazlar ve seni eğitemezler ama, biz buna muktediriz.

Burada seni eğitecek ve aynı zamanda cezalandıracağız.

İkisini de aynı anda yapacağız..

Link to post
Sitelerde Paylaş
İlk melanosit nasıl meydana gelmiştir acaba. Muhtemelen güneşe maruz kalan deri hücreleri kendini korumaya çalışmıştır.Önceki sorumla ilgili olarak bi soru daha sormak istiyorum. Korunmak isteği duyan epidermal hücreler korunmaları için gereken madddenin melanin pigmenti olduğu kanısına nasıl varır. Bilindiği gibi melanin her organik molekül gibi oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Melanin sentez edilebilmesi için DNA'da böyle bir zincir yokken melanin sentezlemek için 200-300 organik bazın organize olması gerekmektedir. Bu organizyon nasıl sağlanmıştır. Bu organizsyon için intelligent desing tanımını yapmak işin kolayıdır. Fakat onbinlerce yılda deneme yanılma yöntemiyle olmuştur demekte Harun Y. gibi istismarcılara gün yüzü doğurmakta ''herşeyin rasgele olduğuna inanan evrimci'' profilini ortaya atmalarına izin vermektedir.

Bu sebeple böyle konuların üzerinde daha fazla durmanızı diliyorum.

Yine bu konuyla ilgili algıyamadığım bir soru daha var. Diyelimki bir epidermal hücre melanin sentezlemeye başlıyor. Peki bu melanin o canlının hayatta kalmasınada yardımcı oldu diyelim. Bu canlıhayatta kaldı -doğal seçilimle- ve bir üredi. Bir sonraki döle somatik hücrede gelişen mutasyonun aktarılmasının mümkün olmadığını biliyoruz. Acaba belli bir süre sonra somatik hücrelerde meydana gelen değişimler eşey hücrelerinemi aktarılıyor?

İlk melanin tesadüfen meydana gelmiş olmalıdır. Ve doğal seçilime tabi olarak yeğlenmiş ve melanin sentezi tutulmuştur.

Melanin oldukça basit bir enzimsel mekanizma ile ortaya çıkar. Fazla karmaşık falan değildir.

Melanin ortaya çıkınca bu pigmente sahip canlılar UV ışınlarından rahatsız olmazlar ve yaşamlarını sürdürürler. Yeni nesiller melanin pigmentinden daha da zenginleşirler. Korumak isteği diye bir şey yoktur. Canlı ya korunur ve genini yeni nesillere geçirir, ya korunmaz ve yok olur.

İlk melanin sentezi çok basit olmalıdır. O biyokimyasal patika zamanla karmaşıklaşmıştır. Tirozinaz enzimi tirozin ve DOPA aracılığı ile kolaylıkla melanine dönüşebilir.

İntellgent design saçmalığının tuzağına düşmeyin.

Mutasyonlar rastgeledirler elbette. Mutasyonda amaç yoktur. Ona amaç vermeye çalışmayın.

Ama doğal seçilim belirleyicidir. Rastgele mutasyonlardan işe yarayanlar seçilir ve yaşam devam eder.

Bu basit bir mekanizmadır.

Biz burada mutasyonların somatik hücrelerde olanlarından değil, germ hücrelerinde olanlarından bahsediyoruz.

Seks hücreleri dışındaki mutasyonlar yeni nesillerde devam etmezler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bebeğin böyle bir amacı yok.

Ama evrimin var..

Mutlaka annenin kucağından düşüp ölen bebekler olmuştur.

Daha sıkı tutunanlar yaşamışlar ve bu genetik özellik yeni nesillerde devam etmiştir.

Evrim işte budur.

Bilinçsizdir ama, çok etkilidir.

Bebeği korumak bilinçli bir eylem değildir.

Evrim için kördür diyebilirsiniz.

Ama yine de doğa kurallarına uyanı seçer.

Sn. hacı:

Söylediklerinizden bilinçsiz bir amacın tarifini sezimliyor fakat ne demek istediğinizi tam olarak anlayamıyorum.

Evrimin amacı varmıdır diye "evrim rehberi" bölümünde bir soru sormuştum.

Orada böyle "bir amaç yoktur" tevilinde fraktallar aracılığı ile bir açıklama gelmişti.

Şimdi de siz evrimin amacı vardır diyorsunuz.

Fakat eğer bana amacı fizik, doğa kurallarına uymak evrimin amacıdır şeklinde bir yanıt verirseniz yine başa dönme olasılığımız çok yüksek.

Belki de bu konu evrim özelinde değil daha genel tartışılmalı, bilemiyorum?

Bir de işin kolay ve kandırmaca yönü var, evrim nesneldir ve öznellik atfedilemez..

Tabi ben bunu kabul etmiyorum, zaten ediyor olsam ne diye soru sorayım, çünkü evrim olgusundan daha nesnelim..

Cevaplamayabilir, daha genel bir başlık altında tartışılması gerekir derseniz saygı ile karşılarım..

tarihinde WerderBremen tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bebeğin böyle bir amacı yok.

Ama evrimin var..

Mutlaka annenin kucağından düşüp ölen bebekler olmuştur.

Daha sıkı tutunanlar yaşamışlar ve bu genetik özellik yeni nesillerde devam etmiştir.

Evrim işte budur.

Bilinçsizdir ama, çok etkilidir.

Bebeği korumak bilinçli bir eylem değildir.

Evrim için kördür diyebilirsiniz.

Ama yine de doğa kurallarına uyanı seçer.

Sn. hacı:

Söylediklerinizden bilinçsiz bir amacın tarifini sezimliyor fakat ne demek istediğinizi tam olarak anlayamıyorum.

Evrimin amacı varmıdır diye "evrim rehberi" bölümünde bir soru sormuştum.

Orada böyle "bir amaç yoktur" tevilinde fraktallar aracılığı ile bir açıklama gelmişti.

Şimdi de siz evrimin amacı vardır diyorsunuz.

Fakat eğer bana amacı fizik, doğa kurallarına uymak evrimin amacıdır şeklinde bir yanıt verirseniz yine başa dönme olasılığımız çok yüksek.

Belki de bu konu evrim özelinde değil daha genel tartışılmalı, bilemiyorum?

Bir de işin kolay ve kandırmaca yönü var, evrim nesneldir ve öznellik atfedilemez..

Tabi ben bunu kabul etmiyorum, zaten ediyor olsam ne diye soru sorayım, çünkü evrim olgusundan daha nesnelim..

Cevaplamayabilir, daha genel bir başlık altında tartışılması gerekir derseniz saygı ile karşılarım..

Buıradaki amaç, sizin düşündüğünüz amaç değil. Yani akıllı bir tasarımcının amacı değil.

Evrim hayatta kalmak ve neslini sürdürmek amacıdır.

Neslini sürdüren canlı evrimleşir. Ama bu evrimleşme süreci bilinçsizdir.

Rastgele mutasyonlar yeni bir canlının ortaya çıkmasına neden olurlar veya canlı yeni bir takım nitelikler kazanır.

Onlar doğal seçilime maruz kalırlar. Ve seçilirler..

Seçilen canlılar yaşarlar ve genlerini yeni nesillerde sürdürürler.

Seçilmeyen tükenirler.

Bunda anlaşılmayan ne var?

Neresini anlamadığınız bilmek istiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...