Jump to content

Hz. Muhammed'den Önce


Recommended Posts

Sevgili Pante'nin başlığını amacından dışında kullandığım için özür dilerim.

Sorum gayet basit:

Müslümanların iddiası: Plato ve Aristo da dahil olmak üzere eski Yunan filozoflarının eserlerinin günümüze kadar gelmesi müslümanlar sayesinde oldu.

Bu eserlerin çoğu Avrupada yasaklanmış/yakılmış ve yok olmuşlardı. Ama müslümanlar bu eserleri Arapçaya çevirdikleri için günümüze kadar gelebildiler. Ve sonradan tekrar Yunancaya/latinceye tercüme edildiler.

Soru:

Kimin, hangi eseri Avrupada yasaklandı/yakıldı/yok oldu? Ve fakat Arapçaya tercüme edilmiş olduğu için günümüze kadar gelebildi ve Yunancaya/Latinceye tekrar tecüme edilerek tekrar Avrupaya kazandırılmış oldu?

Kaynak?

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
Verdiğin linkde, Al Farabi vs.nin bazı yorumlarına yer verilmiş. Hem de ne idüğü belirsiz bir Jezuit üniversitesinin sitesinde.

Bunlar Jezuit mezuit anlamaz sevgili dostum.. Cizvit diyeceksin.. Onu da açıklayacaksın, bir Katolik tarikatı diye..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Pante'nin başlığını amacından dışında kullandığım için özür dilerim.

Sorum gayet basit:

Müslümanların iddiası: Plato ve Aristo da dahil olmak üzere eski Yunan filozoflarının eserlerinin günümüze kadar gelmesi müslümanlar sayesinde oldu.

Bu eserlerin çoğu Avrupada yasaklanmış/yakılmış ve yok olmuşlardı. Ama müslümanlar bu eserleri Arapçaya çevirdikleri için günümüze kadar gelebildiler. Ve sonradan tekrar Yunancaya/latinceye tercüme edildiler.

Soru:

Kimin, hangi eseri Avrupada yasaklandı/yakıldı/yok oldu? Ve fakat Arapçaya tercüme edilmiş olduğu için günümüze kadar gelebildi ve Yunancaya/Latinceye tekrar tecüme edilerek tekrar Avrupaya kazandırılmış oldu?

Kaynak?

Sevgiler

bak ortodosk allahsız,

peki ben yalan söylüyorum var sayalım. peki doğru ise ne olacak?

bunun doğru olması senin için ne kadar önemli?

yani imanamı getirecek bu seni? neden kendine bu kadar dert ediyorsun... bak sana bir başka müslüman olmayanın bu konuda yorumunu vereyim.

Fightclub'ın bu hatalı iddiasını tamamen yanlışlamak da haksızlık olabilir.

Şöyle düzeltebiliriz.

Bu başlıktaki konumuz İslam öncesi bilim ve felsefe ile İslam'ın ilk dönemini, ayet ve hadislerdeki ilmi kıyaslamaktır. İslam'ın 2. yüzyılından itibaren durum farklılaşır.

Başlangıçta İslam'da hemen hemen her alanda bilim sıfırdı diyebiliriz.

8. yüzyıldan itibaren İslam-Hristiyan polemikleri ve İslam içindeki akımlar arasında başlayan tartışmaların arayışı ile bilim ve felsefedeki açlık, eski Yunan'dan beslenmeye yöneldi. Bu yönelmenin sonunda müthiş bir felsefe kasırgası İslam'ı sarstı. Başlangıçta direnişle karşılan bu hareket, bilim alanında sağladığı yararlar nedeniyle kendini kabul ettirdi. Bağdat'da kurulan akademi düzeyindeki Dar'ul Hikme ile tüm önemli eserlerin tercümesi gerçekleştirildi. Zaman içinde Yunan felsefesini ve dönemin dünyadaki bilim düzeyi de aşılacak derecede atılımlar gerçekleşti. Bu akımın etkisi Endülüs ile Avrupa'ya sıçradı.

Bu akım 13. yüzyıldan itibaren yavaşladıysa da 16. yüzyıla kadar sürmüş ve Rönesans'a etkisi olmuştur demek yanlış olmayacaktır.

İslam içindeki bu akımları "İslam" diye nitelemek de yanlıştır. Bunlar islam dünyası içinde İslam'a rağmen, ortodoks İslamcıların baskılarına rağmen gelişen heterodoks akımlardır. Örneğin tıp alanında etkileri 5-6 yüzyıl sürmüş olan İbni Sina'nın ve Farabi'nin felsefi düşünceleri İslam inancıyla örtüşmez. Onlar yaratılışa değil, sudur teorisine inanırlardı. Evrenin ve varlıkların oluşumunu bir zorunlu gelişme olarak açıklarlardı. Ve yine bu akım içinde sayılacak olan İslam alimlerinin çoğunluğu tekamül düşüncesine sahipti. Ortodoks İslam ise Mutezile'yi yok ettiği gibi bu düşünceyi de ezdi, yozlaştırdı. İslam'a Gazali sınırları koydu. Avrupa, Gazali sınırları içinde kalan ilimden değil, heterodoks alandaki bilim ve felsefeden yararlandı.

bak görüdüğün gibi ortodoks allahısız,

bunu bir müslüman söylemiyor. müslüman olmadığı ortada olan forum yazarı pante de söylemek de.

peki sorun nedir? asıl sorun senin ortodoks faşist kafanda

çünkü bu olgu senin kafanda oturmuş olan müslüman kavramı ile tezat oluşturdu değil mi?

ama bunlar birer olgu.

bu olguların iddiacılarından birisi de müslüman olmayan pante. ve faşist değilsen eğer yalnız beni değil panteyi de bu iddiaları ispata davet edersin.

ha o zaman derim ki bu adam gerçekleri arıyor sorguluyor. ama sen bir faşistsin bu açık...

hadi kolay gele ortodoks allahsız faşist...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aristo'dan Eflatun'dan Arap edebiyatına birçok kaynak aktarılmıştır. arap edebiyatında halen önemli sayılacak düşünce ürünü kuramlar olmadığı da bir gerçektir ve en yalın hali, gözlerimizin önündeki arap ülkeleridir. 571 ila 632 yıllarında Arabistan da yaşayan o kişinin ise Nebi Mu Hammed metniyle pek de ilgisi olduğunu ben sanmıyorum. Mu Hammed, Mü Derris gibi yüklem almış bir sözcüktür. ders veren Mü Derris olduğu gibi, yaptıklarından övünç (kıvanç) duyan herhangi biride Mu Hammed'dir.

vahy ise, yine klasik gelenekçi islam da sanılan Allah ile konuşmakla ilgisi yoktur. Yüzen Evrenden (Qur'an) bilinçle işe yarar parça koparmaktır. bilinçli düşünme, vahyin işleyiş süreci koşullarında, toplum edimlerini gözleme ve buradan sonuca gitmede, bilinçli düşünmek gereklidir. ama birşey var: toplumun edimlerini gözleme ve ondan sonuca varmak, evrensel olmak zorunda değildir. yani kişinin düzeltmeyi amaçladığı koşullara göre değişken vahyler vardır.

Nahl: 68 Arıya vahy,

Mâide: 111 İsâ'nın Havârilerine

Zilzâl: 5 Arza vahy : (isimlendirmeleri koşula bağlanmış- tamamlanmış birbakıma)

En'am: 112 Şeytanlık kayırıcılığa vahyeder

En'am: 121 Şeytanlık (olumsuz yüklü karakter) birbirilerine vahyederler

Kasas: 7 Musa'nın annesine

Enfal: 12 Melaikeye (Bileşik Elementler-Molekül)

Fussilet 12 Semâvâta : (isimlendirmelere devam edilenler)

aslında vahy, yapılması gerekenlerin öngörüyle iyice kavranması ve Yüzen Evran (Quran)'den veri çıkartarak (suldan/ayet) karşı duruş sergilemektir. vahiyle iş yapanlar arasına Eflatunu katmak belki yerinde olmaz birkaş eksiklikten dolayı ama Aristo gibilerini, hatta delirenleri yakanlara karşı durmuş, tedavi yöntemi geliştirmiş bir filozofu vahiyle iş yapanlar arasına katmak yanlış olmaz.

Esenlikler.

tarihinde Iskicap tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
bu olguların iddiacılarından birisi de müslüman olmayan pante. ve faşist değilsen eğer yalnız beni değil panteyi de bu iddiaları ispata davet edersin.

İlk mesajında etmiş zaten Allahsız DreiMalAli. :)

Tabi üçümüzün arasındaki Allah farkı, böyle bir konuda da kendini gösteriyor.

O bir Allahsız. O yüzden söze inanmıyor. Kaynak istiyor. Belgesiz, kanıtsız iddialara kapılmıyor.

Ben bir agnostik Allahçıyım. O yüzden onun kadar kaynağı önemseyemiyorum. Asılsız iddialara kapılmıyorsam da, kanıtı olmasa da olabilirliği muhtemel olan bilgilere itibar edebiliyorum. Bu da benim zayıf tarafım.

Sen ise bir Allahçısın. Senin gözünde kaynak-maynak hiç önemli değil. Yeter ki İslam'a uygun, İslam için olumlu olsun. Olduğu gibi kabullenir ve sorgulamazsın. Bununla da kalmaz, yine kaynaksız olarak o inandıklarını kakalamaya çalışırsın. Sendeki takdir edilecek düzeydeki yüksek iman gücünün neticesi bu. :)

Benim iddialarıma gelince;

Ben Antik Yunan eserlerinin Arapça çevirilerinin İslam sayesinde Avrupa'ya yayıldığını, Avrupa dillerine çevrildiğini ve günümüze İslam sayesinde ulaştığını iddia etmedim. Tersine bu iddiayı doğru bulmadım ve itiraz ettim. Benim tasdik ettiğim 8. yüzyıldan sonra eski Yunan eserlerinin Arapça'ya çevrildiği, bu çevirilerin Endülüs vasıtasıyla Avrupa'ya ulaştığı ve sadece o döneme mahsus olmak üzere Latinceye de çevrildikleridir. Şimdi bu Arapça çeviriler, direk olarak Yunan filozoflarının eserlerinin aynen çevirisi miydi yoksa bu eserler üzerine yapılmış yorum ve şerhiyeler miydi onu iyi araştırmak gerekir ki bunun da iddia ile pek ilgisi olduğunu sanmıyorum. Kaldı ki Harezmi ve İbni Sina gibi alimlerin Latinceye çevrilmiş eserleri bugün dahi mevcut olabilir, araştırıldığında bulunabilir.

Ama asıl kanıtlanması gereken "Eski Yunan eserlerinin Avrupa'ya Arapça çevirilerle yayıldığı, Arapça'dan Avrupa dillerine çevrildiği, böylece yokolmakta olan Yunan eserlerinin Avrupa'ya kazandırılmış olduğudur.

Ne yazık ki bu iddialara nette bol miktarda rastlanır, üniversite makalelerinde dahi rastlanır ama ne hikmetse kaynak verilmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
bak ortodosk allahsız,

peki ben yalan söylüyorum var sayalım. peki doğru ise ne olacak?

bunun doğru olması senin için ne kadar önemli?

yani imanamı getirecek bu seni? neden kendine bu kadar dert ediyorsun... bak sana bir başka müslüman olmayanın bu konuda yorumunu vereyim.

bak görüdüğün gibi ortodoks allahısız,

bunu bir müslüman söylemiyor. müslüman olmadığı ortada olan forum yazarı pante de söylemek de.

peki sorun nedir? asıl sorun senin ortodoks faşist kafanda

çünkü bu olgu senin kafanda oturmuş olan müslüman kavramı ile tezat oluşturdu değil mi?

ama bunlar birer olgu.

bu olguların iddiacılarından birisi de müslüman olmayan pante. ve faşist değilsen eğer yalnız beni değil panteyi de bu iddiaları ispata davet edersin.

ha o zaman derim ki bu adam gerçekleri arıyor sorguluyor. ama sen bir faşistsin bu açık...

hadi kolay gele ortodoks allahsız faşist...

bak ortodosk allahsız,

Para diye bir nesne vardır.

Paraya sahip insanlara para denilebilir.

Parası olmayanlara da parasız.

Gözlük diye bir nesne de vardır.

Gözlük kullananlar için gözlük denilebilir.

Gözlük kullanmayanlar için ise gözlüksüz.

Peki Allah gibi var olmamış bir nesne(!?) durumunda...

Birisini allah olarak isimlendirmek ile allahsız olarak isimlendirmek arasında ne fark var?

Hiç fark yoktur.

Ama müslümanın yüreğini soğutma özlliğine sahiptir bu sıfatlandırma.

Başka bir işe yaramaz.

peki ben yalan söylüyorum var sayalım.
Hayır! Varsaymak anlamsız. Çönkü baştan beri ağzını açtıkca yalan söyledin.

peki doğru ise ne olacak?
"Doğru ise" gibi bir olasılık olmadığı için bu soru çok saçma oluyor.

bunun doğru olması senin için ne kadar önemli?
Benimle ilgisi yok. Bunun bir müslüman yalanı olduğunu artık zaten biliyorum.

yani imanamı getirecek bu seni?
İmana gelmek yalan-dolanları uyduranların, yalan-dolanları sağa-sola taşıyanların, kendisinden yalan yalan katanların ve yalan-dolanlara inananların işidir. Benim değil.

neden kendine bu kadar dert ediyorsun...
Derd edindiğim yok. Ama tersine; bir yalanın farkına vardığım için mutluyum. Bunu yalancının yüzüne söylediğim için de.

Bir kaç ileti önce Aristo'nun, Platon'un eserleri hakkında palavralar atarken

bu konuda ayrıntılı bir yazı yazmayı düşünüyorum.
diyeren yükseklerden uçarken... Şimdi

bak sana bir başka müslüman olmayanın bu konuda yorumunu vereyim.
diyerek enginlere düşmüşsün ve Pante'den seni ve senin yalanlarını bana karşı savunmasını beklemişsin.

Bilirim. Müslümanların asalak yaşamları gereği geliştirdikleri bir taktikdir.

Pante'den de ağzının payını almışsın tabi. Pante benim gibi paldır-küldür söylemez. Pantevari üslup ile, yani kibar kibar söyler.

Ve dikkat edersen, senin gibi aceleyle cevap yazmamış. Ancak 2 gün sonra ve muhtemelen kaynak arayıp araştırmak için zaman ayırmış. Ancak ondan sonra cevap yazmış.

Hiç birimiz her şeyi bilemeyiz. Bilmek zorunda da değiliz.

Bilmediği halde palavra atmak, inancı gereği bir müslümana yakışabilir.

Ama bize yakışmaz.

peki sorun nedir? asıl sorun senin ortodoks faşist kafanda
Ağzını açtıkca, ağzından yalan dökülüyor.

çünkü bu olgu senin kafanda oturmuş olan müslüman kavramı ile tezat oluşturdu değil mi?
Ağzını açtıkca, ağzından yalan dökülüyor.

ama bunlar birer olgu.
Ağzını açtıkca, ağzından yalan dökülüyor.

bu olguların iddiacılarından birisi de müslüman olmayan pante.
Ağzını açtıkca, ağzından yalan dökülüyor.

ve faşist değilsen eğer yalnız beni değil panteyi de bu iddiaları ispata davet edersin.
Ağzını açtıkca, ağzından yalan dökülüyor.

ha o zaman derim ki bu adam gerçekleri arıyor sorguluyor. ama sen bir faşistsin bu açık...
Ağzını açtıkca, ağzından yalan dökülüyor.

hadi kolay gele ortodoks allahsız faşist...
Ağzını açtıkca, ağzından yalan dökülüyor.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

Iste Böyleee

FightClub deyoki islam olmasayydi Yunan Filozoflarinin kitaplari bize gelemezdi.

Ömer müslüman deyilmiydi dünyanin enbüyük kütüphanesi olan Iskemderiye kütüphanesini yakarken.

Sirf Sezar 200,000 kitap hediye etmisti bu kütüphaneye.

Bu islamda vardi deye atti atese,

Bu islamda yok bu kitaba gerek yok deye deye bütün kitaplari yakip yoketti Ümerül fellah.

Türkistanida öyle yagmaladilarya.

Arab eskiyaliktan baska birsey bilmez.

Yakmak

Yikmak

Kirmak

Dökmek

Yoketmet.

Allahu Akbar deye sucsuz insanlarin kafasini kamaralarin önünde kesip dünyaya gösteren USU BASINDAN TASAN baska bir millet ciktimi simdiye kadar?.

Tanri bildiyi gibi yapsin bu Fellahlari.

Yahudileri DEMOKLESIN KILICI OLARAK Fellahlarin basinin üstünde tutuyor.

8 millyon Yahudi 80 milyon Fellahi evirip cevirip sopaliyor.

Aslinda Arabla Yahudiler bir babanin iki cocugundan yaniya amca cocuklari.

Yesinler biribirlerini:-))))

tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 7 years later...

Muhammed'den önce bazı Filozoflar için Tanrı evrenin kendisi demekti. Bazı Filozoflar için ise Tanrı, sosyal adaletin kendisi demekti.
Artemis Tapınağını yapan İyonyalılar için Tanrı, doğanın ahenklik içerisindeki haliydi. Peygamberler tarafından göğe yükseltilmeden önce Tanrı'nın doğası günümüzdeki ilahi ve semavi dört dinin Tanrılarından daha adil anlamı vardı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anlaşılıyor ki, bilhassa şu "semavi din" denilen 3 büyük yalan olmasaydı, şu an belki de uzayda yolculuk yapıyor olacaktık.

Günümüzde tedavisi bulunamayan hastalıklar, ekonomik eşitsizlik, savaş ve şiddet gibi olumsuzluklar da, en azından büyük oranda ortadan kalkmış olurdu. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 6 months later...

İslamdan önce Arabistan'da Vera Rubin gibi astronomi bilginleri yaşasaydı, bazı galaksilerin merkezlerine yakın yıldızların hızlı dönmelerini ve merkezden uzakta bulunan yıldızların ise dönme hızlarının daha yavaş olduğunu açıklayan ayetler mutlaka olacaktı. 6nc yüzyılda yıldızların ve gezegenlerin bir galakside merkeze ne kadar uzakta veya yakında olup olmadıkları yörebinde herhangi bir çalışma yapılmadığı için kur'an'da bu konuda ayet yoktur. Yine higgs parçacığı konusunda da kur'an'da ayetin olmayışı bundandır. Safvan bin Muattal ile Aişe'nin gerdanlık olayını tüm dünya tarihi insanlarına anımsatarak Nur 11-26, ahzap 50,51,52 vb ayetlerini indiren allahın, evrende galaksilerin dönüş hızlarını ve içlerindeki gezegenlerin galaksi merkezlerine olan farklı konumlarından dolayı değişen hızlarını anlattığı tek ayet bile yazdırmayışı, allah'ın ve muhammed'in unutkanlığından değildir, ortamda o konuda hiç bilgi kırpıntısının bulunmayışındandır. 

 

tarihinde Engse Aesir tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu konu devam etmeliymiş. Bağdat'taki Darül Hikme, tercüme ettiği Yunan kitaplarını nereden temin etti acaba? Benim sanki bu kitaplar İskenderiye'den getirildi gibi bir izlenimim vardı ama bunun doğru olduğundan hiç emin değilim. Öyle değilse nerden nasıl getirildi bu kitaplar? Ordan burdan toplanmış olduğunu da sanmıyorum.

 

Böyle bir tercüme hareketine başlamak için elde bir kitap stoku olmalı ve bu stok bir yerlerden gelmeli. Emin olmasam da sanki bu kitapların kaynağı yine İskenderiye kütüphanesi gibi geliyor bana, çünkü başka bir olasılık aklıma gelmiyor. Bilgim olmadığına göre, mantık yürütürsem:

 

İskenderiye kütüphanesinin orijinal binası var mı, yok. Demek yakılmış, yok edilmiş. Bunu Hristiyanlar yaptıysa Müslümler orada bir şey bulamazlar. Müslümler yaptıysa yine kitaplar Bağdat'a gelmez. Çözüm 1: Yakma işlemi veya işlemleri tüm kitapları yok edemedi. Bir kısmı bir şekilde kurtarıldı. Çözüm 2: Kitaplar Bağdat'a başka yerlerden geldi. Tabii bir çözüm 3 de var: Böyle bir tercüme hareketi olmadı. Bu da yalan.

 

Şu işi zaman olsa da araştırsak... 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...