Jump to content

19 Şubat 1972-Ulaş Bardakçı


Recommended Posts

Degerli Maccihato

Bu başlığı açtığınız için sizi içtenlikle kutluyorum.

Ve ben bu ulu kişinin ardıllarından biri olarak burada böyle bir başlık açamadığım için kendimden utanıyorum...!

Sizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Ulaş Bardakçı yoldaşı yürekten anıyorum..

Onu anlayamayanları..

ona aklı ermeyenleri

ona ULAŞmayı bilemeyenleri

kınıyorum.!!

Ulaş benzerdi Güneşe..!!!

saygılar

sevgiler..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 99
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Aman ne yaşıyorlar görseniz dünyanın en zengin ülkesi oldular.. Geri kalmış afrika ülkelerinden bir farkı yok Küba'nın... Ayrıca bu benim düşüncem katılmayabilirsiniz öyle sokak ağzı diye aşşağılamanıza gerek yok..

:lol: :lol: :lol: :lol: :lol: :lol: :lol: :lol: ya çok komiksin. Nerden buluyorsun bu benzetmeleri....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tamam anlaşıldı bu sitede komünizmi ve komünistleri eleştirmek yasak.. Bu da bir tür baskı.. Zaten bu ülkede baskı olmayan ve özgürlüklerin kısıtlanmadığı bir yer yok.. Sokağa çıkıyorsunuz dinciler sanal alemde komünistler.. Bu sitenin amacı zaten dinleri eleştirmek ideolojileri değil bir daha komünizle veya komünistlerle ilgili eleştiride bulunmayacağım...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aman ne yaşıyorlar görseniz dünyanın en zengin ülkesi oldular.. Geri kalmış afrika ülkelerinden bir farkı yok Küba'nın...

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bu yanit buram buram ABD nin Kuba ile ilgili baslattigi ve bu gune kadar surdurdugu anti -propagandanin izlerini tasiyor.. Yanit, tarih bilincinden, arastirma ve gozlemden yoksun, objektivizmden hayli uzak..

Kuba'nin gecmisi ile bugune kadar gecirdigi sureci arastirsaydiniz, bu ulkeyi, "geri kalmis afrika ulkesi" gibi degerlendiriken bir kez daha dusunurdunuz..

Kuba ABD emperyalizmine kafa tutarak bugune kadar dimdik ayakta kaldi.. Kuba halki lideriyle kenetlenerek toplumsal dayanisma ornegi verdi..

Bugun Kuba halkinin yuzde doksan dokuzu okur yazardir..Uygulan tum yaptirimlara, soyutlama girisimlerine ragmen, Sovyetler Birligi dagildiktan sonra da ayakta kalmayi basarmistir..Halkin en onde gelen ihtiyaclari karsilanmis olup, bugun zengin dediginiz ulkelerin aksine, Kuba'da egitim ve saglik parasizdir.. Bebek olumleri binde ikide seyreder Kuba'da..Bu ornekler cogaltilabilir elbette..

Kuba lideri Castro akilci politikalariyla ulkesini bugune getirdi.. Emperyalizme kafa tutan onurlu bir direnisin olabilecegini gosterdi dunyaya..

Bir de Turkiye'ye bakalim! Musluman kimligiyle ulkeyi yoneten kadro, ABD, musluman ulke Irak'ta bombalariyla altiyuz binden fazla insani oldururken, musluman kardeslerine tepki gostermek bir yana, bomba sahiplerinden icazet almadan parmaklarini bile kipirdatmiyorlar..

Onur ciddi bir durustur..Durustlukten uzak, dalkavukluk ve gudumluluk uzerine insa edilmis, elcilikliklerin yonlendirilmesi ile duse kalka yonetilen ulkenin onuru olmaz..

"Onur" ile "zengin"lik arasindaki tercihi belirlemek, ozgurluge ilk adimi atmaktir..

Gaye

Link to post
Sitelerde Paylaş
bir burda konuştuğumuz kavramlar farklı onlar güvenlik kuvvetleri mi oligarşinin kolluk kuvvetleri mi? emperyalizme ve sömürü düzenine hizmet ederken ölen birisi ne kadar hatırlanır vahşi kapitalizm onları ne kadar umursar? umursamaz ama vefayı her zaman yanında hisseden ve yoldaşlık duygusunu unutmayan devrimciler 100 yıl sonra bile unutmaz ulaş'ı, mahir'i... ikincisi biraz çocuksu geliyor sanki eminönü'nde dünyadan bi haber bir işportacı konuşuyor gibi biz dedik mi kardeşim ulaş'a gel bizi kurtar diye... che guevara'ya da küba'da gel bizi kurtar demediler ama şimdi mirasıyla yaşıyorlar... sen kim oluyorsunda bu ülke halkları adına biz karşıyız komünizme diye ahkam kesiyorsun, senin yaşın kaç başın kaç entellektüel kalibren kaç? mahirler, ulaşlar şimdi ki kürt faşizminin bekçileri gibi taşeron katliamlar yapmadılar, bilip bilmeden boş boş konuşuyorsunuz hepiniz... devrimciler ülkenin rantını paylaşmak için islamcılarla ulusalcılar arasında değil üçüncü ve kurtuluş seçeneğinin bayrağını hala taşıyorlar...

krallık diye linkler atan arkadaşta copy paste arşivini biraz geniş tutsun, o krallık dediğin yerler hiç bir zaman emperyalizme boyun eğmedi, hangisini alırsan al sen çin'den füze örneği satın alırken geen yıllara değin Kim İl Sung'un Kuzey Kore'si en uzun menzilli füzelerini tek başına üretiyor , belki bu ülkenin televolecileri kadar hovarda yaşamıyor ama onurlu yaşıyor, ağzı açık ayran delisi gibi sabah programlarını izlemiyor çalışıyor ve onurlu yaşıyor... ama emperyalist köpekler açlar diye propaganda yapmaktan başka çareleri kalmıyor bir de senin gibi dinden beyni uyuşmuşlar copy paste yaparak araştırmacı gazetecilik yapıyorlar...

soğuk savaşın piyonları humeynidir, saddamdır, abd nin yeşil renk pompalayıcısılarıdır... bu ülkede gayri resmi tetikçilik yapan çatlılardır, haluk kırcılardır...

Sayın volkan, onlar dediğiniz insanlar güvenlik kuvvetidir! Fakat dönem dönem değişen iktidarlarla beraber, onlara emir veren oligarşide değişir. Tümden baktığımızda her dönem belli bir oligarşinin emrinde olurlar. Siz bana oligarşinin emrinde olmayan bir güvenlik kuvveti söyleyebilir misiniz?

Emperyalizm ve sömürü düzenine hizmet etmelerinden ziyade, yaptıklarını, verilen görevi yerine getirmekten ibaret olduğunu söylemek zorundayız. Emir alan insanları hedef olarak almak çok mantıklı değil bence. Hedef onlara emir veren oligarşi olmalıdır. Oligarşide bireylerden oluşur ve zaman içerisinde, fikri farklılıklarıda olsa, bu oligarşinin boşalan yerlerini yeni bireyler doldurur. Emir veren pozisyonundaki bireyler farklı fikirlerde de olsa, bütün olarak oligarşik bir sistem oluşturur.

Emperyalizm ve vahşi kapitalizmin emri altına giren birey veya gruplar, işin özü itibariyle unutulurlar. Çünkü onlarda neticede tüketim malı olarak görülürler. Üzücü bir durum fakat gözüken budur. Fakat sadece emperyalistlerde değil, diğer sistemlerde de böyle olduğunu söylemek zorundayız. Her ideoloji ve inancın, kendini korumak adına oluşturduğu kuvvet vardır. Bu kuvvet normal veya anormal dönemlerde sürekli olarak kullanılır. Bana göre herhangi bir ideoloji ve inançta, oluşturulan kuvvetler, unutulmaz değildir. Unutulmayan öncülük edenlerdir. Yani emir verenlerdir. Fakat kahramanlık göstermiş bireylerde tamamen unutulmaz. Benim düşüncem, liderler dışında hatırlananlar, tarihte küçük veya kısmen büyük yararlılıklar gösterdiğinde hatırlanır. Fakat lider kadar hatırlanması mümkün değildir!

Emperyalistlerin vefasız(bunun ölçüsü ve gerçekliği tartışılır) olduğunu kim söylemiş. Onlarda kahramanlık göstermiş bireyleri hatırlar ve hatırlatır. Bunu propaganda olarakda piyasaya çok iyi sürerler. Ben herhangi bir ayrım göremiyorum. Olaya duygularım dışında baktığımda gördüğüm budur.

Hiçbir öncü vaya lider, birilerinden yardım isteği geldi diye hareket etmez. Bu çok kısmi olabilir fakat tarih sahnesinde görünen odur ki, liderler kendi fikir ve inançlarından aldıkları kuvvet ve öngörü ile hareket etmişlerdir! Dediğiniz gibi Mahir, Ulaş, Che vs, bir başkası mücadeleye halkın kanalize etmesiyle değil; büyüdükleri ortamda, gördükleri ve öğrendikleri çerçevesinde, inandıkları gerçekler uğruna mücadele etmişlerdir. Tabi bu noktada halk doğrudan böyle bir lider çıkarmasada, dolaylı olarak böyle liderlerin çıkması için gerekli ortamı oluşturmuştur. Bu biliçsizde olsa ülke ve ülke dışı olan biten herşey bu oluşuma destek verir! Liderlik öngörüsüde, oluşmuş olan ortamda kabiliyetini, birikimi kullanarak, kendini bu işe adar. Başarılı olup olmaması başka bir lider çıkarmayacağı anlamında değerlendirilmemeli. Bu tip ortam koşullarında liderlik için dahi her zaman alternatif vardır. Fakat içlerinden biri bunu başarır ve diğerleri elenir!

Kendi adıma herhangi bir inanç ve ideolojiye körü körüne bağlı değilimdir ve körü körüne düşmanıda olmam! Gördüğüm gerçek ortamda nesnel olarak değerlendirmeye çalışırım! Mahirler Kürt faşizmi yapmadılar fakat daha sonraki örgütsel alt yapı oraya doğru kaydı. Bu konuda haksız olmadığımı sizde görmüşsünüzdür umarım! Bugün Faşist dediğiniz, etnik köken üzerine siyaset ve silahlı mücadele yapanlar, sizin önem verdiğiniz, dönem liderlerini propaganda olarak kullanmaktalar. Bu konuda da duyarlı olduğunuzu düşünüyorum. Fakat görülen o ki, "Milli Demokratik Devrim" in sadece adı kalmıştır! Ve bu çizgi daha sonra etnik kökene dayandırılmıştır.

İslamcı ve Ulusalcılar derken, ulusalcılardan kastınız farklı bir takım yapılar olmalı. Zira ulusalcılıkta Mahir Çayan'ın tezlerinde kullandığı bir kavramdır. Çünkü ulus dediğimiz milli demektir!

Krallık diye ilişim koyan arkadaşa karşı bu kadar sert olmanız yersiz. O arkadaşın anlatmak istediği, denetimsiz bir parti üstünlüğüdür. Bahsi geçen ülkelerde oluşturulmak istenen sistem halk demokrasisidir. Fakat ne derece demokrasidir orası tartışılır. Proleterya'nın devrimci diktatörlüğü nedense proleter demokrasiye adım atamamıştır. Genel olarak birkaç adamın elinde sözde sosyalist rejimler olarak kalakalmıştır. Burada Komünizmi "öz" itibariyle eleştirmiyorum ama ne adam akıllı proletarya diktatörlüğü olmuştur nede ondan sonraki aşama olan proleter demokrasi! Sonuç olarak bu rejimlerde de sömüren bir sınıf her zaman olmuştur. Yani bu rejimlerde de devrim sonrası rejimi kemiren insanlar belli bir oligarşi oluşturmuştur. Her sistemde bu olmaktadır.

Sizin bahsettiğiniz ülkelerde emperyalizme ne yazık ki baş eğmek zorunda kaldı. Özellile Küba soğuk savaş sonrası Sovyetlerden gelen yardımları kesilmesiyle batıya açıldı. Çin'de Mao'dan sonra Batı'ya açılma kararı aldı, Dünya Ticaret Örgütü ile ekonomi alanında diyalog içine girdi ve ABD'den silah aldı! Kimse masum değil. Birinden biri daha iyi veya daha kötü değil bence. Bu elştiriyi yapmamın sebebi; "hiç bir zaman emperyalizme boyun eğmedi"cümlenizden kaynaklanmaktadır!

Bahsettiğiniz soğuk savaş döneminde ABD yeşil kuşa yaratırken, Sovyetlerin boş durduğu söylenemez. Onlarda kendi propagandalarını yaptılar. Onlarda yayılmacı politika izleyip Afganistanı işgal ettiler. Dönemin Nazi Almanyası ile anlaşarak Polonya'ya saldırdılar. Baltık devletlerini işgal ettiler. 1939-1940 tarihlerinde Finlandiya'yı işgal ettiler. Daha birçok şey yazılabilir. Fakat beni bu yazıyı yazmaya iten, bir tarafı tamamen yerin dibine sokarken bir diğerini hiç eleştirmeyen bir tavrı takınmanızdır. Ben emperyalizm ve onun ekonomik modeli olan vahşi kapitalizme karşıyım. Fakat herhangi bir ülkeden rejim ithal etmeye veya başka bir ülkenin mücadelesini haklı göstermek için kendimizi zorlamanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Nitekim olumlu göstermeye çalıştığınız ülkelerde emperyalist (yayılmacı) hareketlerde sıkça bulunmuştur!

Tabi ki haklı mücadeleler yapılmıştır. Ülkemizin sorunları başka alt sebeplere dayanmakta ve öncelikli olarak bunlara yönelmemiz gerekmektedir. Oligarşi dediğiniz çevreler hala varlığını daha da güçlenerek pekiştiriyorsa sorun onlarda değilde; onlara karşı mücadele ederken yapılan eylem ve fikri hareketlerdedir. Öz eleştiri yapmanın zamanı geçmiş olabilir. Fakat sadece slogan düzlemindeki çabalarda beyhude kalacaktır! Bu coğraya kendi öz benliğine dönerek canlanabilir. Bir tarafta Arap ananesi dayatılıyor. Diğer taraftanda, kültür emperyalizminin dayattığı yapmacık kültür! 60 darbesini yapan zihniyet sosyalist gençlere güvenmek yerine, Nurcu ve benzeri, islamcı ve anti-komünist örgütlenmeler içinde olan insanları öne sürdü. Yine sosyalist gençlere güvenmeyip kontrgerillalara güvendi. 80 darbesinde de Evren dine oynadı! Daha birçok şey yazılabilir. Türkiye Cumhuriyeti NATO, AP, WBG, İMF vb yapılanmalara tek taraflı olarak bağlı olmaya devam ettikçe tek taraflı olarak dayatılan herşeye zamanla, boyun eğmek zorunda kalacaktır. Çözüm çift kutuplu bir denge politikasındadır.

Son olarak Ulaş ve o dönem yaşamış devrimci insanlara saygı duyduğumu belirtmek istiyorum. Oluşturdukları fikrirler ve yaptıklerı eylemsel hareketler; Küba, Sovyet veya Çin'den örnek alınarak yapılması veya başarıya ulaşamamasından ziyade ortaya konan anti-emperyalist tavır benim için değerlidir! Fakat bazı eylemlerinin doğrulu veya fikirleri tartışılabilir!Tarih bir bütün halinde değerlendirilmelidir. İdeoloji veya inancımıza uyanı görüp diğerini görmemek nesnel bir bakış olmasa gerek!

Saygılar

tarihinde Procroustes tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Meydanı boş bulmuşlar, komünistler gene sallıyorlar. Sizin bu masallarınızı ancak komünist forumlarda yoldaşlarınız yer. Birbirinize, eline sağlık yoldaş diye yağlama çekersiniz. Aynen islami sitelerde Allah razı olsun müslüman kardeşim diyen islamcılar gibi.

Tamam hayal dünyasında yaşamaya devam edin ama hayallerinizi sanki gerçekmiş gibi , sizden başka bilen yokmuş gibi sunmuyormusunuz, gülüp geçeyim diyorum ama bazen dayanamıyorum.

Küba’yı, K.Kore’yi örnek veriyorlar. İstatistik diye bir bilim dalı var. Defalarca yazdık. Tamam kapitalist ülkeler rakamlarla istedikleri gibi oynuyorlar diyorsunuz, bari gidin bu ülkeleri bizzat görün veya görenlerden dinleyin. Ben bu arkadaşlara K.Kore ile Küba ile ilgili bir şey yazmayacağım, nasılsa boşa yazıyoruz.

En azından GSMH’sı , 3000 USD olan Küba’nın , 900 USD olan K.Kore’ye nazaran neden daha yüksek, bunu bi inceleyin. Yabancı sermayeye açıldıda ondan. 1990 öncesi seviyesine niye gelemedi? Şeker kamışını dünya piyasasının 2 katı fiyata Sovyetlere satamıyor, eski abisinden askeri yardımlar alamıyorda ondan.

25, 26 yaşlarında mezarlıkta yerini alan niyazilerle teselli bulmaya devam edin. Buda bi tatmin yöntemi. ama böyle bir başlık açıncada, karşı görüşler geleceğini hesaba katarak, daha hazımlı olsun.

Al dincileri, vur komünistlere.

Link to post
Sitelerde Paylaş

insanlar biraz internette küba ile ilgili siteleri gezse de küba hakkında fikir sahibi olsalar ondan sonra gelip bu ülkeyi herhangi bir afrika ülkesi ile kıyaslasalar ne kadar güzel olacak... Ama insanlar gerçeklerle yüzleşmekten kaçındıkları için istatiksel manevralarla kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyor... Türkiye ile ilgili kişi başına düşen milli gelirden bahsetseniz ne olur, ekonomik göstergelerigetirseniz ne olur, açlık sınırın altında yaşayan insanları, çöplerin arasında yaşam süren insanları tartışma platformuna getirmedikten sonra...

Diyeceksiniz ki, türkiye'de şu kadar aç insan var, küba da ise bu kadar... diyeceksiniz ki ABD'de okuma oranı şudur Küba'da bu... diyeceksiniz ki en gelişmiş batı ülkesinde kadının durumu şudur küba da budur (Bunun içinde çocuk ölüm oranı, kadın ölüm oranını da dahil ederseniz sevinirim)... diyeceksiniz ki en demokratik ülkede halkın yönetime katılma oranı şudur, şu şekilde hayata geçirilir sonra bunu kübayla kıyaslayacaksınız.. diyecekesiniz ki ABD de sağlık sektörü şöyledir (bunu derken micheal moore'dan da yaralarlanacaksınız) Küba'da ise şöyledir... Diyeceksiniz ki Türkiye'de hiç bir sağlık güvencesi olmadığı için, parası olmadığı için insanların hastane kapılarında durumu şöyledir Kübada ise böyledir, diyeceksiniz ki demokrasinin beşiklerinden olan falanca ülkede sendikalaşma, örgütlenme oranı şudur, kıçı kırık küba da ise böyledir...

Eğer bunları demeden konuşuyorsanız ya siz hiç bir şey bilmiyorsunuzdur ya da büyük bir yalancısınızdır...

sevgili nektar,

evet milli demokratik devrimin adı kalmıştır. Ama bu sizin söylediğiniz yönde değil, bir dönem dilye getirilen ancak daha sonra terk edilen bir görüş olduğu için adı kalmıştır...

Ulusalcılık kavramı da tartışılması gereken bir kavramdır bence, bugün birilerinin "ulusalcılık" adı altında empoze ettiği görüşlerle Mahir Çaüyan'ın yurtseverlik anlayışını aynı kalıba sokmamak gerekir.

Sosyalist terminolojide en önemli kavramlardan biri belki de "eleştiri/özeleştiri mekanizmasıdır" dir. Çünkü eleştiri/özeleştri sosyalistlerin en büyük silahıdır...aynı zamanda pratiğe geçirilen bir süreçtir.

Afganistan gerçeği yıllarca tartışıldı ve SSCB'nin tavrı eleştirilmiştir. Gerekçe olarak sunulan sosyalist ülkenin güvenliği sorunana, "Sosyalist bir ülkenin gavienliği kendi sınırları dışında aranmamalı" denilerek eleştirilmiş, daha önemlisi "Kapitalist Olmayan Yoldan sosyalizme geçiş teorisi"nin iflas ettiği de dile getirilmiştir...

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Procroustes, yine olaylari cok net bir bicimde analiz etmissin. Senin de yazdigin gibi Mahir Cayan´in simdilerde devrimci gecinen Kurt fasistleriyle alakasi yoktu, ancak kendisinin Kemalist oldugunu, daha asilmasindan 1 yil once dahi bircok yazisinda dile getiren Deniz Gezmis´in son sozleri ve mahkemede yaptigi son savunmalari unutulmamalidir. Kaypakkaya da Mahir Cayan da Deniz Gezmis de ulusalci ve Ataturkcu gencler olarak yola cikmislardi.

Amaclari Tam bagimsiz bir Turkiye´ydi. Hepsi universiteli akilli ve caliskan genclerdi, ancak hepsinin soylemleri sonradan degismeye baslamisti. Eger yasasaydi Mahir Cayan´in da Kaypakkaya, Dogu Perincek, ya da Baskin Oran´in saptigi yollara sapmayacaginin garantisini kim verebilir?

Evet, Mahir Cayan´a emperyalizme ve masalarina karsi vermeye calistigi mucadeleden dolayi saygimiz vardir ve kendisini rahmetle anariz, ancak Marksist olmadigimiz ve Marksist bir duzeni kabul edemeyecegimiz icin onu onderimiz olarak kabul etmemiz de mumkun degildir.

Her seye ragmen, Mahir Cayan ve arkadaslarini Kurtculerin sahiplenmelerine izin veremeyiz. Bana gore, onlar Turk gencliginin onderleri olmasa bile cesaret ve azimleriyle Turk gencliginin birer degerleridir ve Kurt fasistlerinin bayragi haline getirilmelerine izin verilmemelidir...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Küba’yı, K.Kore’yi örnek veriyorlar. İstatistik diye bir bilim dalı var. Defalarca yazdık. Tamam kapitalist ülkeler rakamlarla istedikleri gibi oynuyorlar diyorsunuz, bari gidin bu ülkeleri bizzat görün veya görenlerden dinleyin. Ben bu arkadaşlara K.Kore ile Küba ile ilgili bir şey yazmayacağım, nasılsa boşa yazıyoruz.

En azından GSMH’sı , 3000 USD olan Küba’nın , 900 USD olan K.Kore’ye nazaran neden daha yüksek, bunu bi inceleyin. Yabancı sermayeye açıldıda ondan. 1990 öncesi seviyesine niye gelemedi? Şeker kamışını dünya piyasasının 2 katı fiyata Sovyetlere satamıyor, eski abisinden askeri yardımlar alamıyorda ondan.

25, 26 yaşlarında mezarlıkta yerini alan niyazilerle teselli bulmaya devam edin. Buda bi tatmin yöntemi. ama böyle bir başlık açıncada, karşı görüşler geleceğini hesaba katarak, daha hazımlı olsun.

Al dincileri, vur komünistlere.

Procroustes düzeyli ve temelli yazın için teşekkür ederim sana cevap yazacağım elbette ama bu adamı kimse uyaracak mı ben mi giydireyim? kimse benim olduğum yerde o gençlere niyazi diye bir terim kullanıp dalga geçemez ilk başta ağzını toplayacaksın... senin nerden geldiğin belli değil daha, terbiyesiz... biz nefrette etsek kimsenin ölüsüne böyle bir sıfat yakıştırmayız, eleştiririz ama önce soysuzların ağzını toplarız... böyle adamlar her zaaman provakasyon ve yalan dolan bilgilerle hayatlarına devam ederler... tek kelime söyleyeceğim araştırma yaptığın artık neresiyse veya ağa babalarına mı sordun bilemiyorum küba'nın milli geliri 3000 dolar değil kişi başı 4500 dolardır... bilgilerini güncelle... sana hazım için bir kaç ilaç önereceğiz bekle, biraz sabırlı ol miden gün yüzünü görecek...

Link to post
Sitelerde Paylaş
........ ama bu adamı kimse uyaracak mı ben mi giydireyim? kimse benim olduğum yerde o gençlere niyazi diye bir terim kullanıp dalga geçemez ilk başta ağzını toplayacaksın... senin nerden geldiğin belli değil daha, terbiyesiz... biz nefrette etsek kimsenin ölüsüne böyle bir sıfat yakıştırmayız, eleştiririz ama önce soysuzların ağzını toplarız... böyle adamlar her zaaman provakasyon ve yalan dolan bilgilerle hayatlarına devam ederler... tek kelime söyleyeceğim araştırma yaptığın artık neresiyse veya ağa babalarına mı sordun bilemiyorum küba'nın milli geliri 3000 dolar değil kişi başı 4500 dolardır... bilgilerini güncelle... sana hazım için bir kaç ilaç önereceğiz bekle, biraz sabırlı ol miden gün yüzünü görecek...

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sayin Volkan,

Sizi tanimiyorum, ancak ayni baslik altindaki tartismayi paylastigimiz icin sunu onermek istedim..Yukarida belirttiginiz turde yanitlar surekli olacaktir..Cok seslilik dedigimiz olay bu olmali..Yazidaki ana dusunceyi farkli degerlendirmeler, suclamalar, isim takmalar..Bunlar olacaktir..Aslinda bu tur cevaplarin, yazanin duzeyini ve bilgi birikimini gostermesi acisindan onemli olduguna inaniyorum..

Dolayisiyle bizler hicbir sekilde provakasyona gelmeden, sertlesmeden, forumun kurallariina bagli, duzeyli bir tartisma ortami yaratabiliriz.

Saygilar

Gaye

Link to post
Sitelerde Paylaş

-tam 638 suikast atlatsa da Castro, korumasız gezebiliyor halkın içinde. Her Kübalı’nın bir kez bile olsa Fidel Castro’yla el sıkıştığı söyleniyor.

-Küba’da bir tane bile Fidel heykeline rastlamazsınız ama her yerde Che heykelleri var. Kendini öne çıkartmamış. Başkanlık sarayı ya da konutu falan da yok. Sıradan, halkın yaşadığı evlerde yaşıyor.

yeryüzünde böyle bir krallık gösterinde bende sizin gibi gülsem...

Link to post
Sitelerde Paylaş
-tam 638 suikast atlatsa da Castro, korumasız gezebiliyor halkın içinde. Her Kübalı’nın bir kez bile olsa Fidel Castro’yla el sıkıştığı söyleniyor.

-Küba’da bir tane bile Fidel heykeline rastlamazsınız ama her yerde Che heykelleri var. Kendini öne çıkartmamış. Başkanlık sarayı ya da konutu falan da yok. Sıradan, halkın yaşadığı evlerde yaşıyor.

yeryüzünde böyle bir krallık gösterinde bende sizin gibi gülsem...

Norveçe git.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

Kızıldere manifestosunu yazanlara...

HÜCREDEKI ADALININ RÜYASI

Tas duvar, demir karyola ve yerlerde sayisiz izmaritler.

Helanin pis kokusu, rutubetli, sikintili, nikotinli,

Insani serseme çeviren kursun gibi agir bir hava,

Duvarlar sanki soguk dalgalari imal ediyor.

Istediginiz kadar üzerinize kalin seyler giyinin,

Oligarsinin hücresinde sogugu yenmek imkansiz.

Ranzanin karsisinda kafesli demir kapi,

Arkasinda Mehmet.

Görevi dakikasi dakikasina beni denetlemek

Mehmedim utaniyor, kahroluyor.

‘Askerlik agam n’aparsin’diyor.

Aslinda o da tutsak.

Ben hücre içinde, o hücre önünde.

Günde bes kere büyük baslar bakar içeriye;

Yüzlerinde tecessüs.

‘Çilgin adam, 3-5 kisi ile koskoca karanliklar

Imparatorluguna kafa tutan adalilar.’

Ama yine de ‘çilgin adamin’ karsisinda

Bir eziklik, bir burukluk duyuyorlar o baska.

Gündüz gece diye bir ayrim yoktur hücrede,

Zaman ve mekan özümlenmis artik.

Sadece koldaki saattir, geceyi gündüzü bildiren.

Isik yirmidört saat yanar.

Bir nefes, bir dumandir yoldasim,

Cigarami her çekiste duman olur,

Uçar giderim, ta uzaklara.

Çogu kere Ada’ma giderim,

Cigaramin dumani, beni memleketime; Ada’ma götürür.

Kahpe Istanbul’un, kahpe bir bölgesinde,

Bir evdeyim, yoldaslarimla beraber.

Bu ev, yoldaslik-dostluk-kardaslik-mertlik-kazanç ve sevgi evidir.

Bu evde, hersey o kadar güzel ve o kadar anlamlidir ki...

Ev de degil, ada, ada!

Satilmisligin, kahpeligin, riyakarligin, adiligin ve her çesit

asagilik ve her çesit yabancilasmanin karisimi olan,

Karanlik Denizi’nin ortasinda,

Günesi batmayan bir ada.

Ben ne suraliyim ne burali,

Adaliyim adali,

Adam ormanliktir.

Dostluk yoldaslik, mertlik ormani,

bütün ada’mi kaplar.

Erdemin günesi yirmidört saat aydinlatir adami

Biz ada sakinleri bilmeyiz karanligi.

Ben adaliyim ey kahpe hücre, Ada’li.

Dogru ya, sen nereden bileceksin Ada’mi.

asirlik, feodal, militarist hücre.

Ya, sen, öküze benzemek için kasilan, sisen

haset kurbaga hilkat garibesi bilir misin ada’mi?

Dünya karanliktir, günesi batmayan böyle bir ada

yeryüzünde yoktur.

Degil mi karanliklar cücesi, zavalli acuze?

Ya sen yarasalar sairi, piskin Cacomcho?

Degil siirlerde, masallarda bile böyle bir ada yoktur.

böyle bir ada esyanin tabiatina aykiridir.

Senin için degil mi karanliklarin kapkapa sairi?

Senin dedigin esyanin degil, karanligin tabiatina aykiridir.

Karanlik cüceleri, acuzeler, dürzüler...

Yarinin Türkiye’sinin hayvanat bahçesinde

teshir edilecekler...

Adam kalabaliktir hain hücre:

Elde mitralyözüyle,

Sierra Maestra’da, Falcon’da, Vietnam’da

Mozambik’te, Angola’da, Sina çöllerinde...

Özgürlügün türküsünü söyleyenler.

Zulme, kahpelige, sömürüye karsi...

Disiyle, tirnagiyla üç kitada karsi koyanlar

benim evlatlarimdir kahpe hücre.

Benim adamin ormanligindan aldiklari fideleri,

“birer birer dikiyor, kahpeler koalisyonunun dünyasina .

Kel dünya, Ada’min agaçlariyla ayibini örtüyor, güzellesiyor artik.

Iyi bak bana feodal duvar, iyi tani beni.

Seni yerle bir edecek Ada’lilari iyi tani.

Adam ve hemserilerinin çogu ne halde diye

dudak bükme, orospunun dölü utanç duvari

Evet adami karanligin sulari basti.

Evet, benim gibi pek çok adali bu çirkef sularin altinda,

ama bosuna sevinme, Ada’m batmaz, yok olmaz

Ada’m, sadece karanlik denizinde yerini degistirdi.

Hepsi o kadar.

MAHIR ÇAYAN

Link to post
Sitelerde Paylaş

eli kanlı katiler kominist olunca yüceltiliyor milliyetçi oluncada ırkçı diye aşlanıyor yazık iki yüzlülüğün bukadarınada pes doğrusu bari demokratlıktan insan hayatının değerinden falan bahsetipde iki yüzlülük yapamayın

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...