Jump to content

''Muhsin başkanımla solcuları döverdik''


Recommended Posts

İha muhabiri helikopterin içindeyim diyordu helikopter paramparça helikopterin içi miçi yok.İha muhabiri piyasalarda yok.

Bu kazada bazı anormallikler ortaya çıkabilir.

112 memuru helikopterde 6 kişi olduğunu muhabir söylemeden biliyor.Helikopterin düşmesi için bir düzenek hazırlandı ve muhabir önce helikopterden atladı vs vs..5 kişinin üzerinde 10'a yakın cep telefonu var hepsinin mi şarjı bitmek üzereydi.

Enkazı bulan korucular niye susturuldu bu arada?

tarihinde euclid tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 257
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

muhsin başkana övgüler düzülüyor tvlerde.

ne diyelim?

iyi yağlamalar.

şu an cenaze namazı kılınıyor, avluya sığmadı kimse, sokaklarda kılıyor insanlar namazı, buralar çok kalabalık.

İnsanların sevenleri kadar sevmeyenleri vardır murteddd ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş
şu an cenaze namazı kılınıyor, avluya sığmadı kimse, sokaklarda kılıyor insanlar namazı, buralar çok kalabalık.

İnsanların sevenleri kadar sevmeyenleri vardır murteddd ;)

İlçeden otobüs kalktı, bugün bir programım olmasa idi Ankara'ya gezmek için gelecektim:)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Darbe döneminde bir DEV-YOL'lu ile aynı hücrede kalmış ve hücre arkadaşının onun ölmüyle ilgili yorumları

1980 darbesinde Muhsin Yazıcıoğlu ile aynı hücrede kalan Dev Yol liderlerinden Nasuh Mitap, Yazıcıoğlu’nun hayatını bu şekilde kaybetmesinden üzüldüğünü söyledi.

Zıt kutuplarda mücadele veren Mitap ile Yazıcıoğlu, 2.5 metrekarelik bir hücreyi paylaşmıştı. Daha sonra Yazıcıoğlu, “Sokakları, şehirleri bölüşemeyenler 2.5 metrekareyi paylaştı” demişti.

İşte Mitap da hücre günlerini şöyle anlattı: “Ben Devrimci Yol davasından yargılanıyordum. Mamak Askeri Cezaevi’nde Muhsin Yazıcıoğlu ile birkaç ay aynı hücrede kaldık. Bu hücrelerde konuşmak, gülmek ve hareket etmek bile yasaktı. Havalandırmaya çıktığımızda sağa sola bakamazdı kimse, konuşamazdı. Bu şartlar altında Muhsin Yazıcığolu ile 2,5 metre karelik bir hücreyi paylaştık. Cezaevi yönetimi bizi birbirimize eziyet edelim diye aynı hücreye koymuştu ama onların umduğu gibi şeyler olmadı. Günlerimiz kavgasız gürültüsüz geçirdik. Günde 3 sefer sayım adı altında ikimize de dayak atılıyordu. Askerler dayak attığında birbirimize yardım ediyorduk. Birbirimize su veriyorduk. Muhsin Bey büyük ihtimalle bizleri tanıdıkça bazı düşünceleri farklılaştı. Vatanı parçalayıp satacak insanlar olmadığımızı, orada o hücrede görünce anladı. Bu şekilde hayatının son bulmasından ötürü üzüldüm.”

Link to post
Sitelerde Paylaş
Darbe döneminde bir DEV-YOL'lu ile aynı hücrede kalmış ve hücre arkadaşının onun ölmüyle ilgili yorumları

1980 darbesinde Muhsin Yazıcıoğlu ile aynı hücrede kalan Dev Yol liderlerinden Nasuh Mitap, Yazıcıoğlu’nun hayatını bu şekilde kaybetmesinden üzüldüğünü söyledi.

Zıt kutuplarda mücadele veren Mitap ile Yazıcıoğlu, 2.5 metrekarelik bir hücreyi paylaşmıştı. Daha sonra Yazıcıoğlu, “Sokakları, şehirleri bölüşemeyenler 2.5 metrekareyi paylaştı” demişti.

İşte Mitap da hücre günlerini şöyle anlattı: “Ben Devrimci Yol davasından yargılanıyordum. Mamak Askeri Cezaevi’nde Muhsin Yazıcıoğlu ile birkaç ay aynı hücrede kaldık. Bu hücrelerde konuşmak, gülmek ve hareket etmek bile yasaktı. Havalandırmaya çıktığımızda sağa sola bakamazdı kimse, konuşamazdı. Bu şartlar altında Muhsin Yazıcığolu ile 2,5 metre karelik bir hücreyi paylaştık. Cezaevi yönetimi bizi birbirimize eziyet edelim diye aynı hücreye koymuştu ama onların umduğu gibi şeyler olmadı. Günlerimiz kavgasız gürültüsüz geçirdik. Günde 3 sefer sayım adı altında ikimize de dayak atılıyordu. Askerler dayak attığında birbirimize yardım ediyorduk. Birbirimize su veriyorduk. Muhsin Bey büyük ihtimalle bizleri tanıdıkça bazı düşünceleri farklılaştı. Vatanı parçalayıp satacak insanlar olmadığımızı, orada o hücrede görünce anladı. Bu şekilde hayatının son bulmasından ötürü üzüldüm.”

Bence bu empati karşılıklı kurulmuştur :rolleyes:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu tip insanların faşist olduklarını,din istismarı yaptıklarını ve islamı temsil etmediklerini zamanla anlayacaksınız.

Helikopterin düştüğü yeri sorgulamanız bunun için yeterlidir.

tarihinde antilaik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu tip insanların faşist olduklarını,din istismarı yaptıklarını ve islamı temsil etmediklerini zamanla anlayacaksınız.

Helikopterin düştüğü yeri sorgulamanız bunun için yeterlidir.

Ya işte ben bu zihniyete bayılıyorum! Lenin'i önce yürüyemez hale getirip, sonra akli dengesini yitirerek öldüren hastalığı hakkında, hazırladıkları anti-komünist karalama videolarında ''allah zalimleri işte böyle cezalandırır'' türü saçmalıklar dile getiren tipik HY anlayışıdır bu! Bu anlayışın, Lenin'i ''böyle ibret verici bir sonla cezalandıran'' allahın, ''ondan daha beter olan'' Stalin'e niye etki edemediğini açıklayamaması; veya allahın, Muhsin'i Maraş yolunda gebertirken Türkeş'e niye dokunmadığı gibi soruları bu 'allahın adaleti' masallarına inanan arkadaşlar nasıl oluyor da sormuyorlar kendilerine inanamıyorum???

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu arada bugün güzel bir köşe yazısı okudum. İsim vermeden Muhsin'in nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu anlatıyor. Muhsin gibilere insanlık yapanlar dikkatle okusun;

Ölüm İlanı? (Yazar: Orhan Aydın)

Seni tanıyordum.

Elinde silah, Komünist avına çıktığın ta o ilk günlerden beri seni tanıyordum.

Önce Ankara'da sonra İstanbul'da ve tüm bir ülkede kana bulamadığın sokak, kahvehane, okul avlusu, fabrika önü kalmamıştı.

Ev baskınları yaptın, kör karanlıklarda.

Boğarak öldürdüğün arkadaşlarımın üstüne, kurşun yağdırmak marifetlerin arasındaydı.

Bahçelievler'de yedi canıma sen kıydın.

Ellerine bulaşmış insan kanıyla, yüzünü yıkıyordun her sabah.

Sarkık bıyıkların, yaz kış üstünden çıkarmadığın kara ceketin, korkak - hain sinsi, kan oturmuş bakışların, gözümün önünden hiç gitmedi.

16 Mart katliamında kardeşlerimin üstüne kurşun yağdıranların başında sen vardın.

1979 kışında, Ankara Ziraat Fakültesi öğrencisi, kayınbiraderim Sabit Torun?u Balgat'da evinin önünde pusu kurup, yaylım ateşine tutanların başında sen vardın.

Kalbura çevirdiğiniz o körpe bedendeki, yirmi bir kurşunun dört adedi, senin cinayet aletinden çıkmıştı.

Maraş?ı kana sen buladın.

Annelerimizin karnındaki bebeklerimizi katlettin.

Bir değil, beş değil, on değil yüzlerle canımızı ateşe verdin.

Yozgat, Çorum ve 93'te Sivas'da yine sen vardın.

Bir dağ başında, elinde silahın uluyan resimlerini anımsıyorum,

Madımak ateşe verildiğinde, ?tahrik var? diyen yine senin ölüm kokulu sesindi.

Korkağın tekiydin.

Uçan kuştan, akan sudan, kararmış geceden, gündüz güneşten ve insan sesinden ödün patlardı.

Bu yüzden olsa gerek seni yalnız başına kimse görmedi!

Kuyruğunu kıstırıp, sokak köşelerine pusu kuran, uyuzluk misali yaşadın.

Ardında iş ortağın onca ?tosuncuk? varken, hep güvencede hissettin kendini.

Bu ülke katillerini seviyor ya, seni daha çok seviyorlar!

Bahçeli de seviyor seni, Baykal da, Tayyip de, Erbakan da.

Halen arkan sağlam.

Ardından methiyeler düzülüyor!

Yazık oldu sana yazık. Ölümün böyle olmamalıydı!

Ateşe verdiğin o Maraş yolu, canını aldı!

Çakılıp kaldın bir dağın başına.

Beş santim buz tutmuş bedenin.

Zavallı ürkek yüreğin donmuş!

Üzülmedim.

Hiç unutmayacağım söz!

Aklıma Faşizm düştüğü her an, önce seni anıyordum, yine seni anacağım.

Kaynak: http://haber.sol.org.tr/yazarlar/12173.html

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu arada bugün güzel bir köşe yazısı okudum. İsim vermeden Muhsin'in nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu anlatıyor. Muhsin gibilere insanlık yapanlar dikkatle okusun;

Ölüm İlanı? (Yazar: Orhan Aydın)

Seni tanıyordum.

Elinde silah, Komünist avına çıktığın ta o ilk günlerden beri seni tanıyordum.

Önce Ankara'da sonra İstanbul'da ve tüm bir ülkede kana bulamadığın sokak, kahvehane, okul avlusu, fabrika önü kalmamıştı.

Ev baskınları yaptın, kör karanlıklarda.

Boğarak öldürdüğün arkadaşlarımın üstüne, kurşun yağdırmak marifetlerin arasındaydı.

Bahçelievler'de yedi canıma sen kıydın.

Ellerine bulaşmış insan kanıyla, yüzünü yıkıyordun her sabah.

Sarkık bıyıkların, yaz kış üstünden çıkarmadığın kara ceketin, korkak - hain sinsi, kan oturmuş bakışların, gözümün önünden hiç gitmedi.

16 Mart katliamında kardeşlerimin üstüne kurşun yağdıranların başında sen vardın.

1979 kışında, Ankara Ziraat Fakültesi öğrencisi, kayınbiraderim Sabit Torun?u Balgat'da evinin önünde pusu kurup, yaylım ateşine tutanların başında sen vardın.

Kalbura çevirdiğiniz o körpe bedendeki, yirmi bir kurşunun dört adedi, senin cinayet aletinden çıkmıştı.

Maraş?ı kana sen buladın.

Annelerimizin karnındaki bebeklerimizi katlettin.

Bir değil, beş değil, on değil yüzlerle canımızı ateşe verdin.

Yozgat, Çorum ve 93'te Sivas'da yine sen vardın.

Bir dağ başında, elinde silahın uluyan resimlerini anımsıyorum,

Madımak ateşe verildiğinde, ?tahrik var? diyen yine senin ölüm kokulu sesindi.

Korkağın tekiydin.

Uçan kuştan, akan sudan, kararmış geceden, gündüz güneşten ve insan sesinden ödün patlardı.

Bu yüzden olsa gerek seni yalnız başına kimse görmedi!

Kuyruğunu kıstırıp, sokak köşelerine pusu kuran, uyuzluk misali yaşadın.

Ardında iş ortağın onca ?tosuncuk? varken, hep güvencede hissettin kendini.

Bu ülke katillerini seviyor ya, seni daha çok seviyorlar!

Bahçeli de seviyor seni, Baykal da, Tayyip de, Erbakan da.

Halen arkan sağlam.

Ardından methiyeler düzülüyor!

Yazık oldu sana yazık. Ölümün böyle olmamalıydı!

Ateşe verdiğin o Maraş yolu, canını aldı!

Çakılıp kaldın bir dağın başına.

Beş santim buz tutmuş bedenin.

Zavallı ürkek yüreğin donmuş!

Üzülmedim.

Hiç unutmayacağım söz!

Aklıma Faşizm düştüğü her an, önce seni anıyordum, yine seni anacağım.

Kaynak: http://haber.sol.org.tr/yazarlar/12173.html

Muhsin Yazıcıoğlunun annesinin çektiği acıyla eşdeğer bir acı.

Hayat çok garip...Ve hep çok yara alanlar bizim dışımızdaki sevdiklerimiz :mellow:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Seni tanıyordum.

Elinde silah, komünist avına çıktığın ta o ilk günlerden beri seni tanıyordum.

Önce Ankara'da, sonra İstanbul'da ve tüm bir ülkede kana bulamadığın sokak, kahvehane, okul avlusu, fabrika önü kalmamıştı.

Ev baskınları yaptın; kör karanlıklarda.

Boğarak öldürdüğün arkadaşlarımın üstüne, kurşun yağdırmak marifetlerin arasındaydı.

Bahçelievler'de yedi canıma sen kıydın.

Ellerine bulaşmış insan kanıyla, yüzünü yıkıyordun her sabah.

Sarkık bıyıkların, yaz-kış üstünden çıkarmadığın kara ceketin, korkak- hain sinsi, kan oturmuş bakışların, gözümün önünden hiç gitmedi.

16 Mart Katliamı'nda kardeşlerimin üstüne kurşun yağdıranların başında sen vardın.

1979 kışında, Ankara Ziraat Fakültesi öğrencisi, kayınbiraderim Sabit Torun’u Balgat'ta evinin önünde pusu kurup, yaylım ateşine tutanların başında sen vardın.

Kalbura çevirdiğiniz o körpe bedendeki, yirmi bir kurşunun dört adedi, senin cinayet aletinden çıkmıştı.

Maraş’ı kana sen buladın.

Annelerimizin karnındaki bebeklerimizi katlettin.

Bir değil, beş değil, on değil yüzlerle canımızı ateşe verdin.

Yozgat, Çorum ve 93'te Sivas'ta yine sen vardın.

Bir dağ başında, elinde silahın uluyan resimlerini anımsıyorum, Madımak ateşe verildiğinde, "tahrik var" diyen yine senin ölüm kokulu sesindi.

Korkağın tekiydin.

Uçan kuştan, akan sudan, kararmış geceden, gündüz güneşten ve insan sesinden ödün patlardı.

Bu yüzden olsa gerek, seni yalnız başına kimse görmedi!

Kuyruğunu kıstırıp, sokak köşelerine pusu kuran, uyuzluk misali yaşadın.

Ardında iş ortağın onca "tosuncuk" varken, hep güvencede hissettin kendini.

Bu ülke katillerini seviyor ya, seni daha çok seviyorlar!

Bahçeli de seviyor seni, Baykal da, Tayyip de, Erbakan da.

Halen arkan sağlam.

Ardından methiyeler düzülüyor!

Yazık oldu sana yazık. Ölümün böyle olmamalıydı!

Ateşe verdiğin o Maraş yolu, canını aldı!

Çakılıp kaldın bir dağın başına.

Beş santim buz tutmuş bedenin.

Zavallı ürkek yüreğin donmuş!

Üzülmedim.

Hiç unutmayacağım; söz!

Aklıma faşizm düştüğü her an, önce seni anıyordum, yine seni anacağım.

Orhan Aydın

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...