Jump to content

Evrim Konusunda Bir Konsensusa Varalım.


Recommended Posts

Rapid gradualism aslında Gould'un görüşüne daha yakın.

Neden mi?

Çünkü rapid gradualism de geçişler tedrici (smooth) düzgün değil. Dawkins'in kuramında ise smooth. Düzgün.

Yani Gould'un PE'sinde küçük sıçramalar yapıyor ama hızlı.

Dawkins'in kuramında sıçramalar yok ve yavaş..

Yani demek istediğim her ikisi de doğru olamaz mı? Sonuçta evrim hızı nedir bilemeyiz? Yada şöyle söyleyeyim eldeki veriler bunu ölçmek için yeterli değil. Buna göre hem yavaş hem hızlı dönemlerden bahsedilebilir. Her türleşmenin kendine özgü bir evrim hızı olabilir. Doğal seleksiyon derken zaten bunu kabul etmiyor muyuz? Doğa her tür'e eşit davranmamış olabilir. Sonuçta izole olmuş bir tür üzerinde ki etkileri farklı olmuş olabilir. Sanki her ikisi de doğru gibi görünüyor.

tarihinde Dragon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 247
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Yani demek istediğim her ikisi de doğru olamaz mı? Sonuçta evrim hızı nedir bilemeyiz? Yada şöyle söyleyeyim eldeki veriler bunu ölçmek için yeterli değil. Buna göre hem yavaş hem hızlı dönemlerden bahsedilebilir. Her türleşmenin kendine özgü bir evrim hızı olabilir. Doğal seleksiyon derken zaten bunu kabul etmiyor muyuz? Doğa her tür'e eşit davranmamış olabilir. Sonuçta izole olmuş bir tür üzerinde ki etkileri farklı olmuş olabilir. Sanki her ikisi de doğru gibi görünüyor.

Aslında ikisi birden doğru olabilir ve ben ikisinin de doğru olduğuna inanıyorum.

Ama kuramların sahibi olunca iş değişiyor sanırım. Adamlar ego tatmini ile uğraşıyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Aslında ikisi birden doğru olabilir ve ben ikisinin de doğru olduğuna inanıyorum.

Ama kuramların sahibi olunca iş değişiyor sanırım. Adamlar ego tatmini ile uğraşıyorlar.

Yani öyle bir şey var ise bu biliminsanlığına yakışmaz tabi. Sonuçta her ikisinin de mümkün olabileceğini gördükten sonra neden dalaşılır ki? Evrim zaten sapasağlam yerinde duruyor. Allah'ı gelse değiştiremez. :)

Açıkçası ben sadece bir okuyucuyum yani uzmanı değilim. Eğer PE 'nin imkansız olduğu gösterilirse o zaman sadece tedrici olan kabul edilir. Ama sanırım Tedrici ilerleme ve PE eşit derecede Evrim gözlemlerine uyuşmakta. Hal böyle iken didişme gereksiz görünüyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bütün akademik tartışmalar aslında ego tartışmalarıdır.

Ve önemlidirler. Kaybedecek, daha doğrusu kazanılacak, çok şey vardır.

Bu adamlar bütün ömürlerini akademik ortama adamışlardır. Tarihe geçeceklerdir.

Buldukları kendilerine göre önemlidir.

Darwin'in buluşu neyi değiştirmiştir ki..

Evrim mi değişmiştir?

Değişen bizim doğayı değerlendirmemizdir.

Darwin'in kuramının Newton'un yerçekimi kuramı kadar bile yararı yoktur diyebiliriz.

Darwin evrimi bulsaydı ve onu doğal seçilim ile açıklasaydı, durum çok farklı olurdu.

Ama Darwin evrimi bile bulmamıştır. Evrimi silik bilim adamları bulmuşlardır.

Daha doğrusu onların buluşunun daha önemli olmasına rağmen, Darwin'in buluşu daha önemli görülmüştür.

Bilimde de dedikodu ve politika yapılır.

Sen bilim adamlarının insanlığı düşüneceğini mi sanıyorsun?

Büyü biraz.

Hepsi önce kendilerini düşünürler. İnsanlık sonra, hatta çok sonra gelir.

Kendilerinden sonra ülkeleri gelir. Daha sonra başka şeyler gelir. İnsanlığa sıra gelir mi bilmem.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bende bilim'in insanlığa hizmet ve benzeri bir amacı olduğunu pek sanmıyorum doğrusu. Bilim merak'ın ürünüdür. Faydalarını ise yanetki olarak değerlendirebiliriz. :)

Hani derler ya ''sanat sanat içindir.'' Bilim de bilmek için...

Link to post
Sitelerde Paylaş

sonus'ta tartışmaya katıldığına göre, artık taslaman bir tartışmamız olur ümit ediyorum ;)

Mikro evrimlerden makro evrim olacağı düşüncesi hala ne gözlendi ne de kanıtlandı,

Mikroevrim, makroevrim diye bir ayrım yoktur. Bu sahte ayrımın yegane kaynağı evrim ve biyoloji nedir bilmeyen yaratılışçı tayfadır. Evrimin ne olduğu üzerine uzun uzun tartışma yaşandı, ama kelime anlamıyla yaklaşık olarak şudur: türeyerek değişim. Biyolojide'de durum aynen budur; ve bu türeyerek değişim, artık bariz bir şekilde gözönüne çıktığı için, o bilim nedir, kanıt nedir bilmeyen yaratılışçıların gözlerine soka soka gösterildiği için, evrimi makro ve mikro diye akıllarınca ayırmaya kalkıyorlar ki, artık evrimin bariz gözlemlerini "mikro" diye olmayan bir şeye indirgeyebilsinler.

Bugün türleşerek değişim varsa, bunun adı evrimdir. Bu türleşerek değişimin önünü kesecek bir mekanizma öne sürmeden, "ben makroevrime kanıt istiyorum" demek, zırvalamaktır. Değişim var, onu durduracak, sınırlayacak bir mekanizma yok; ama, "bu acaba, şu kadar değişebilir mi?" diye sormak; acaba biz 1'e kaç kere bir ekleyebiliriz, onyüzbinmilyona ulaşabilir miyiz diye sormak kadar saçmadır.

Tedrici evrim de fosil gerektirir, fosildeki boşluklar da sıçramaya işaret ediyor.

Tedrici evrimi kanıtlamak için fosil falan gerektirmez, elimizdeki mekanizma ve gözlemler tedrici evrimi kanıtlamaya yeterlidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bilinmeyen her şeyden bir anlam çıkar.

Bilim, mistik zırvaları bilime sokmaya çalışanların iddia ettiğinin aksine "anlam"ların değil, "nasıl"ların peşindedir.

Bilinmemenin gizemi, bilinenden çok daha fazladır.

Mistisizm yapan, naturalist bilim varsayımını sorgulayan, alternatif bilim tanımlama çabasında olan bir kişi için, pek şaşırtıcı bir zırva değil.

Cehaletten kanıt çıkmaz kuralı fosil kayıtları ile alakasızdır.

Neden alakasızdır? Çünkü işime öyle geliyor... diyelim biz buna.

Kayıtlardaki eksiklik evrim kuramının aleyhinedir ve boşluklar iddianın geçersizliğini sorgulamaya imkân verir.

"İmkanlar"sa muhattabımız; Bir delinin zihnide, dünyanın yuvarlak olduğunu sorgulamasına imkan verir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Darwin'den taviz mi veriyorsun yani..

İlginç. Bu yorumun hoşuma gitti gerçekten. Ve haklısın çok. Ben alimlere inanmam. Mayr'ı kurt yesin.

Darwin'den çok taviz verdik Hacı. Darwin'in öngöremediği, eksik veya yanlış öngördüğü süreç ve mekanizmaları çıkardık, düzelttik, ekledik. Ama tüm bu değişim ve eklemelere rağmen, evrim, Darwin'in öngördüğünden çokta farklı bir şey olmadığını söyledik. Tekerlek analojimi hatırlıyor musun? İşte Darwin bize yekpare tekerlek verdi, bizde onu bir takım iyileştirmeler ile son teknoloji ürünü araba lastiğine ulaştırdık; Ama tekerlek hep bir çember olarak kalmaya devam etti.

Ben, Darwin'in yorumlarını sırf Darwin'in yorumları olduğu için benimsemen beklentisi ile sana sunmadım. Ben sana Darwin'in yanılmadığını söyledim. Ve hala daha bunu söylüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Tedrici evrimi kanıtlamak için fosil falan gerektirmez, elimizdeki mekanizma ve gözlemler tedrici evrimi kanıtlamaya yeterlidir.

Hemen Taslaman'dan bir alıntı yapalım o halde:-)

"Daha önce belirtildiği gibi Evrim Teorisi’nin diğer görüşlerden ayırt edici özelliği; bütün türlerin, cinslerin, familyaların, takımların birbirlerinden oluştuğunu dile getirmesidir. Bu yüzden doğal seleksiyonun ve mutasyonun canlılar dünyasında önemli olduğunu göstermek, Evrim Teorisi’nin bir delili sayılamaz. Evrim Teorisi’ne karşı çıkan birçok kişi de mutasyonların ve doğal seleksiyonun önemini kabul etmekte hiçbir güçlük çekmeyecektir. Örneğin geçmişte dinozorların yok olduğu gibi, gelecekte pandalar da yok olurlarsa bu bir doğal seleksiyon olur. Doğadan bir canlı türünün yok oluşu elbette önemlidir, ama hiçbir türün yok oluşu, yepyeni özellikleriyle bir türün nasıl oluştuğu için bilimsel bir delil sunmaz. Evrim Teorisi’ni savunan kitaplarda, sıkça yapılan bir mantık hatasını şu şekilde gösterebiliriz:

1. Evrim Teorisi’nin mekanizması doğal seleksiyondur (veya mutasyondur).

2. X olayı doğal seleksiyonun (veya mutasyonun) varlığını (veya önemini) gösterir.

3. Bu da bize Evrim Teorisi’nin doğruluğunu ispatlar…

Bu mantık örgüsünde özellikle ikinci maddedeki önermeye dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu ikinci maddenin doğruluğu aslında üçüncü maddedeki önermenin doğruluğunu ispat edecek mahiyette değildir. Birinci maddede de görüleceği gibi, asıl iddia edilen; doğal seleksiyonun ve mutasyonun varlığı değil, bu mekanizmaların bütün canlı türlerinin oluşumuna sebep olduğudur. Bu yüzden ikinci önermede doğal seleksiyonun ve mutasyonun varlığının değil, bu mekanizmalarla yepyeni özellikli canlıların oluştuğunun delilleri verilebilirse ancak üçüncü maddedeki sonuç önermesine ulaşılabilir. Oysa Evrim Teorisi’nin anlatıldığı ders kitaplarında; bu mekanizmaların varlığı, Evrim Teorisi’nin delili olarak aktarılmaktadır.

Bu mantık yanlışını daha iyi anlamak için benzer bir yanlış kurgu oluşturmamız konunun daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunacaktır. “Ahmet 1.000 metre sıçradı” önermesini ele alalım ve bunu şu şekilde formüle ederek ispat etmeye çalıştığımızı düşünelim:

1.Ahmet 1.000 metre yukarı sıçramayı sağlıklı ayaklar ve bir çift lastik ayakkabı ile becermiştir.

2.Ahmet’in ayakları sağlıklıdır ve bir çift lastik ayakkabısı vardır.

3.Demek ki Ahmet 1.000 metre yukarı sıçramıştır.

Bu formülasyondaki hatayı hemen görebiliriz. Birinci önermede Ahmet’in iddia edilen zıplamayı gerçekleştirmede kullandığı araçlara dikkat çekilirken, ikinci maddede sadece bu araçların var olduğunun gösterilmesi, bu zıplamanın yapıldığının delili sayılmıştır. Oysa önemli olan bu araçların varlığı değil, Ahmet’in bu araçları kullanarak 1.000 metre yukarı sıçrayacak kapasiteye erişebileceğinin gösterilmesidir. Hayatın içinden bu tipteki sıradan örneklerde mantıksal yanlış kolayca fark edilebilmesine karşın, Evrim Teorisi’ni anlatan kitaplardaki bu yanlış birçok kişi tarafından fark edilememektedir.

Bazı yazarlar bu hatanın oluş sebebini, Evrim Teorisi’nin adeta bir dogma gibi ‘apriori’ (peşinen) kabul edilmesine ve bütün değerlendirmelerin böylesi bir metafizik kabulden yola çıkılarak yapılmasına bağlamaktadırlar. Descartes’ın metodik şüpheciliği de işte böylesi hatalara düşmeyi engellemek için başvurulan bir yöntemdir. Peşinen doğru kabul edilen hipotez ve teoriler ile yapılan gözlemler, mutlak doğru kabul edilen bu hipotez ve teorilere uygun bir şekilde yorumlanacakları için, yanlış çıkarımlara sebep olacaktır. Ahmet’in 1.000 metreye sıçrayabileceğine dair ‘apriori’ bir kabulümüz olmadığı için, bu örnekteki yanlışı hemen fark edebiliriz. Fakat, Evrim Teorisi’ni peşinen doğru kabul edip olgulara yaklaşıyorsak, doğal seleksiyon ve mutasyonların varlığından, bunların, bütün türleri luşturan mekanizmalar olduğuna sıçrayıştaki mantıksal hatayı görmekte güçlük çekeriz."

kodoman,

Kanadın tedricen nasıl oluştuğu gözlendi galiba, bu aralar pek takip etmiyorum da:-)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bilim, mistik zırvaları bilime sokmaya çalışanların iddia ettiğinin aksine "anlam"ların değil, "nasıl"ların peşindedir.

Mistisizm yapan, naturalist bilim varsayımını sorgulayan, alternatif bilim tanımlama çabasında olan bir kişi için, pek şaşırtıcı bir zırva değil.

Neden alakasızdır? Çünkü işime öyle geliyor... diyelim biz buna.

"İmkanlar"sa muhattabımız; Bir delinin zihnide, dünyanın yuvarlak olduğunu sorgulamasına imkan verir.

İlk cümleye verdiğin cevabı başkasına vermişsin, o alıntı bana ait değil, dikkatli olmakta fayda var. Uzun süredir boş konuşanlara cevap vermiyordum, yeminimi bozdum:-)

tarihinde sonus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Hemen Taslaman'dan bir alıntı yapalım o halde:-)

Sonus'un forumdaki diğer tüm iletilerine bakarak bir 'zırcahil' olduğu belliydi, özellikle bu son iletisinde ise bunu tam anlamıyla gösterdi. Verdiği alıntıya geçmeden önce alıntı sahibi hakkında birşeyler söylemek istiyorum. Bu adam, forumdaki birçok arkadaşın da belirttiği gibi, aynı sonus gibi zırcahil, islam dinine pirim yapmak için uzman olmadığı alanlarda, uzman olmadığı alanlardaki bilimsel bilgileri hem bilmeyip, hemde bu bilmeme durumunu gidermek amacıyla bilgiye yönelmeyip, ister bilinçli olsun, ister bilinçsiz olsun çarpıtan, gerçekleri manipüle edip utanmadan halkın önüne sunan ucube bir kişidir. Bu ucube kişiden alıntı vererek bir yere varmaya çalışan adamda, kusura bakmasın ama cahilin önde gidenidir.

Alıntıya bakalım;

>>> Bu yüzden doğal seleksiyonun ve mutasyonun canlılar dünyasında önemli olduğunu göstermek, Evrim Teorisi’nin bir delili sayılamaz.

Daha ilk tümcede tökezlemeler başlıyor. Hangi biyolog çıkıpta: "Mutasyon vardır, o halde evrim vardır" demiş bana bunu gösterir misin?

>>> Evrim Teorisi’ne karşı çıkan birçok kişi de mutasyonların ve doğal seleksiyonun önemini kabul etmekte hiçbir güçlük çekmeyecektir. Örneğin geçmişte dinozorların yok olduğu gibi, gelecekte pandalar da yok olurlarsa bu bir doğal seleksiyon olur. Doğadan bir canlı türünün yok oluşu elbette önemlidir, ama hiçbir türün yok oluşu, yepyeni özellikleriyle bir türün nasıl oluştuğu için bilimsel bir delil sunmaz.

Evrim kuramına karşı çıkanlar, emin ol mutasyonun ve 'doğal seçilimin' ne olduğunu bilmiyorlar, yazdıkların tam da bunu gösteriyor. Neymiş efendim, dinazorlar yok olmuş, işte bu doğal seleksiyonmuş.. Salla salla vur durava olmuş, tutmadı. Doğal seçilim, en uygun olanın yaşamda kalması, bunun sonucu olarak uygun olanın verimli döller verip, kalıtsal bilgilerini bir sonraki kuşaklara aktarabilmesidir. Öte yandan 'en uygun' olma durumu, değişen çevre koşullarıyla birlikte, bir sonraki en uygun olma ortamına doğru bir yol alır. Bugün bir A popülasyonu çevreyle uyumlu bir ilişki içerisindeyse, herhangi bir çevre değişimde, en uygun olan A popülasyonu kararsız hale gelecektir. Popülasyon içindeki varyasyonlardan, popülasyonun kararlı hale gelmesi için seçilim gerçekleşecektir. Yani, değişen çevre koşullarıyla birlikte popülasyon çevreyle bağlantılı olarak 'kararlı' hale gelecektir. İşte bu doğal seçilimdir. Yoksa, aman efendim dinazorlar yok oldu, işte bu doğal seleksiyondur değil. Caner taslaman efendinin bu konuları açıklayacak bilimsel bilgilerinin olmaması işte burada kendini gösteriyor. Ayrıca bu adamın bu alıntısındaki yöntem, doğa bilimleriyle hiç bağdaşmayan formel bilimlerin bir yöntemi olan tümdengelim metodurur. İncelediği konuyu hangi yöntemle ele alacağını bilmeyen bir adam, değil bilimsel bir kuram olan evrim kuramını açıklamak, hiçbir kuramı açıklayamaz..

>>> 1. Evrim Teorisi’nin mekanizması doğal seleksiyondur (veya mutasyondur). 2. X olayı doğal seleksiyonun (veya mutasyonun) varlığını (veya önemini) gösterir. 3. Bu da bize Evrim Teorisi’nin doğruluğunu ispatlar…

İspatmış, görende matematik dersi veriyor sanacak, biçimsel mantıkla doğa bilimlerindeki bir kuramı ele almakta sadece bu ucube adamlarda görülür.

>>> Bu mantık örgüsünde özellikle ikinci maddedeki önermeye dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu ikinci maddenin doğruluğu aslında üçüncü maddedeki önermenin doğruluğunu ispat edecek mahiyette değildir. Birinci maddede de görüleceği gibi, asıl iddia edilen; doğal seleksiyonun ve mutasyonun varlığı değil, bu mekanizmaların bütün canlı türlerinin oluşumuna sebep olduğudur.

Uydur uydur yaz.. Argümanı kendisi veriyor, uslamlamasını kendisi yapıyor, sonuç: hiçbirşey. Taslamanın kafasının yatmadığı nokta şurası: "x canlısında görülen mekanizma, tüm canlılar için uygulanamaz" diyor kısaca.. Yani "X canlısınının evrimsel geçmişini bilebilirsiniz, tüm fosilleri elinizde toplarsınız, doğal seçilim yöntemi ile açıklarsınız; ancak y canlısı için bu neden geçerli olsun?" diyor. Evet, biyologlar bizden gizliyorlar.. Aslında İnsan, diğer tüm canlılardan farklı bir evrimleşme mekanizmasına sahipler.. İnsan diğer canlılardan üstündür.. Ne yalancılar.. İşte bilim böyle sahtekâr...

>>> Bu yüzden ikinci önermede doğal seleksiyonun ve mutasyonun varlığının değil, bu mekanizmalarla yepyeni özellikli canlıların oluştuğunun delilleri verilebilirse ancak üçüncü maddedeki sonuç önermesine ulaşılabilir. Oysa Evrim Teorisi’nin anlatıldığı ders kitaplarında; bu mekanizmaların varlığı, Evrim Teorisi’nin delili olarak aktarılmaktadır.

Uydurup uydurup yazmaya devam.. Organizmadaki yeni özellikler bu mekanizmalarda değil, üstün bir varlık tarafından 'yaratılıp bahşediliyor' sanki.. Şimdi burada gen, alel üzerine yazılar yazmak dahi istemiyorum. Bu ucube adamın anladığı şey, canlılardaki yeni özelliklerin ulu, yüce bir varlık tarafından verilmesi, size kakalamak istediği şey üstü kapalı olarak o..

>>> Fakat, Evrim Teorisi’ni peşinen doğru kabul edip olgulara yaklaşıyorsak, doğal seleksiyon ve mutasyonların varlığından, bunların, bütün türleri luşturan mekanizmalar olduğuna sıçrayıştaki mantıksal hatayı görmekte güçlük çekeriz.

Duyanda teorik fizik üzerine konuşuyor sanacak... Kuramı peşinen kabul edip dış dünyanın buna uygun olmasını istemek gibi birşey yotur, aksine, dış dünyadan elde edilen gözlemlere dayalı olarak çıkarsama yapmak vardır. Çıkarsamalarınızı yaptınız, ardından çıkarsamalara uymayan yeni bir gözlem mi var? O halde çıkarsamalarınızı tekrar gözden geçiriniz. Olay bu kadar basit...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı, adam boyu saçmalıyorsun sadece..

Eldeki tüm fosiller, evrimin tedrici olduğunu göstermektedir. İlla sana al kıçına .... mı dememiz lazım? Kör müsünüz siz, nesiniz?

Daha hala konuşuyorsun hacı. Amanda "pek çok bilim damı bunu kabul ediyormuşta.." Kim ediyormuş, hani nerdeymiş onlar?

Sana söylüyoruz kaç keredir. Sıçramalı evrim için herhangi bir kanıt yok, namevcut. Tedrici evrim için kanıttan bol bir şey yok. Buyur insanın evrimi sana, en azından..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hacı, adam boyu saçmalıyorsun sadece..

Eldeki tüm fosiller, evrimin tedrici olduğunu göstermektedir. İlla sana al kıçına .... mı dememiz lazım? Kör müsünüz siz, nesiniz?

Daha hala konuşuyorsun hacı. Amanda "pek çok bilim damı bunu kabul ediyormuşta.." Kim ediyormuş, hani nerdeymiş onlar?

Sana söylüyoruz kaç keredir. Sıçramalı evrim için herhangi bir kanıt yok, namevcut. Tedrici evrim için kanıttan bol bir şey yok. Buyur insanın evrimi sana, en azından..

Anibal..

Seni hakaretamiz bir üslubla yazmaya devam ettikçe benden cevap almayacaksın.

Seni yanıtlamamın bir anlamı kalmıyor.

Sen yalnız bilimsel tartışmaları değil, adam gibi tartışmaları bile beceremiyorsun.

Seninle kaybedecek vaktim yok benim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı, hakaretamiz üslup vs. diyerek kendini sütten çıkmış akkaşık ilan edince, öyle olamazsın maalesef..

Olmayan deliller vs. ye boyuna amanda varlar, kim olduğu belirisiz bilimadamlarına referanslar vs. yaparak boyuna bizi kör, salak, yobaz vs. ilan edip duruyorsun.. Biz kör müyüz, o güya delilleri görmeyen, biz sağır mıyız, o sözde bilimadamlarını duymayan, biz salak mıyız, senin bu söylediğini düşünemeyen?

Bilimde, laf, laftır, esamesi yoktur. Kanıtlar ve gözlem konuşur Hacı.. Bırak artık bizi kör, sağır ve salak sanmayı, bize kör, salak ve sağır muamelesi yapmayı, eteğindeki taşlaır görelim..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrimin neden tedrici olmasının mümkün olmadığını başka bir başlık altında açıklamıştım.

Anibal'in gözüne sokmak için onu bir kere daha aşağıda yayınlıyorum.

Bence evrim konusunda şöyle düşünmekte yarar vardır:

Doğada hiç bir şey, düzgün değildir. Mutlaka sıçramalıdır.

Quantum fiziğinde bile quanta daha küçüğü olmayan enerji paketleridir.

Hatta zamanı ve uzayı bir kuantize etmeye çalışmaktadır, bilim.

Canlılarda birim genlerdir.

Her gen canlılığın bir birimi olarak kabul edilebilir.

Genlerden yoksun canlı olamaz.

Aslında vardır ama, o canlı, genleri olan diğer canlılardaki genleri kullanır.

Yani gen canlılığın varlığı için önemli bir metadır. Olmazsa olmaz.

Bu genlerdeki değişiklik canlının da değişmesine neden olacaktır.

Bu değişikliğe genel bir terim olarak mutasyon denmektedir.

Genlerin moleküler yapılarını incelerseniz, hep aynı olmadıklarını görürsünüz.

Hep hem farklı molekülar yapılara sahiptirler genler, hem de içinde bulundukları kromozomların farklı yerlerinde lokalize olduklarından, mutasyonlara az veya çok maruzdurlar. Ya da dirençlidirler.

Bazı genleriin diğerlerinden çok daha önemli işlevleri olduğu söylenebilir.

Böyle bir canlıda mutasyon hiç bir zaman düzenli bir seyir izlemeyecektir Bunu anlamak için üstün zekalı olmaya gerek yoktur.

Anibal bile bunu anlayabilir.

Dawkins evrimin düzgün (smooth) bir süreç olduğunda israr etmektedir. Bu israr geçekten aptalcadır.

Çünkü evrende hiç bir şey, hiç bir değişiklik düzgün değildir. Olmasına da imkan yoktur.

O halde evrim de düzgün ve tedrici, çizgisel olamaz.

Bu gerçekten çok aptalca bir iddiadır. Bunu bir idiot bile bilebilir.

Ama bu idiotlar büyük baş hayvanlar olunca, insanlar artık onların değil, kendilerinin aptallığını düşünmeye başlamaktadırlar..

Gould ve Elderegde haklıdırlar.

Çünkü haklı olmak zorundadırlar.

Onların bunu kanıtlamasına gerek bile yoktur.

Evreni yakından inceleyin. Düzgün olmadığını göreceksiniz.

Hafif düzensizlikler evrende yasadırlar.

Hatta evrende kesinsizlik, belirsizlik yasası bile vardır. Gerçi bu yasa ile evrimin en ufak bir alakası yoktur. Evrim başla bir düzensizliktir.

Evrim neden düzgün olsun?

Bu sorunun yanıtını verirseniz, kimin haklı olduğu anlaşılır.

Evrimin düzgün olması için bir neden yoktur.

Evrim düzgün değildir ve hiç bir zaman da düzgün olmamıştır, olmayacaktır..

Darwin ve Dawkins yanlıştır. Onlar yanlış ata oynamaktadırlar. Onlar evrendeki büyük manzarayı göremeyen salaklardır.. (sorry)

Gould ve Eldredge de gerçekten büyük manzarayı gördükleri için PE kuramını ortaya atmamışladır.

Ama onlar evrim sürecindeki düzensizlikleri görebilmişler ve onun üzerine bir kuram oluşturabilmişlerdir.

Bütün olay budur..

İster inanın, ister inanmayın.

Her iki durumda sizler de düzensizsiniz.

Bu da bir doğa yasasıdır..

Selamlar.

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
Doğada hiç bir şey, düzgün değildir. Mutlaka sıçramalıdır.

Quantum fiziğinde bile quanta daha küçüğü olmayan enerji paketleridir.

Hatta zamanı ve uzayı bir kuantize etmeye çalışmaktadır, bilim.

Ama burdan olsa olsa mutasyonların sıçramalı oldugunu söylersin hacı(yarım mutasyon, üçte bir mutasyon diye birşey yoktur zira) ama tek adımda bir türün ortaya çıkması gerektiğini değil. Evrimdeki "sıçrama" terimi göreli olarak kısa süreli tedrici geçişler için kullanılır

Suyu ısıtmadan kaynatamazsın

Atomaltındaki kesikli geçişleri makro ölçeğe şablon yapamazsın

tarihinde Lucretius tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Ama burdan olsa olsa mutasyonların sıçramalı oldugunu söylersin hacı(yarım mutasyon, üçte bir mutasyon diye birşey yoktur zira) ama tek adımda bir türün ortaya çıkması gerektiğini değil. Evrimdeki "sıçrama" terimi göreli olara kısa süreli tedrici geçişler için kullanılır

Suyu ısıtmadan kaynatamazsın

Atomaltındaki kesikli geçişleri makro ölçeğe şablon yapamazsın

Katılıyorum. Zaten ben farklı bir şey yazmadım ki?

Yarım mutasyonların olmaması farklı değil. O yerinde ve güzel bir yorum.

Atomaltındaki kesikli geçişleri kimse makro ölçeğe şablon yapmıyor burada.

Ama yapanlar da var ve ben onlara ilerde değineceğim. Ben burada öyle yapmadım.

Evrimdeki sıçramaları anlamışsınız..

Bi zahmet Anibal'e anlatın.. Benim anlatmaktan dilimde tüy bitti.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...