Jump to content

EVRİMİN DENEYSEL KANITI


Recommended Posts

""""Bilim insanlarını okuyorum sizin kadar iddiacı değiller. Hatta çok sorgulayıcı ve şüpheciler. İşi oldu bittiye getirmek gibi bir dertleri yok.""""

iddaacı olan siz misiniz biz mi? siz "bilim son noktaya geldi, artık birşey yapamaz" diye iddaa ediyorsunuz ve bu iddaanızla evrim konusuna son noktayı koyuyorsunuz..

biz de diyoruz ki, bu kadar iddaalı olmayın, bilim bir süreçtir, bakalım görelim, bugün bilmediğimiz şeyleri gelecekte bilebiliriz... bilim tarihi bundan ibarettir diyoruz... şimdi şüpheci ve sorgulayıcı olan kim? bitti bu kadar diyen siz mi?? yoksa durun bekleyelim bakalım neler olacak diyen biz mi??

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 91
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bir dakika bir dakika. Şimdi sana göre evrim Tanrının karşıtı o zaman. Yani bir insan evrimle yaratılışa inanamaz sana göre. E o zaman söylenenler doğru. Evrim teorisi Tanrı karşıtı bir teoridir. Bunu onaylıyor musun? Yada ateizmin temeli evrim teorisidir. Ya bunu onaylıyor musun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrim Tanrı düşüncesine karşıdır demiyorum; ama yaratılış düşüncesine karşıdır; Tanrıyı bir İlk neden olarak kabul edip, gerisini doğa kendi başına halletmiştir demek evrimle çelişen birşey değil; ama "evrim durumu açıklamıyor, bence yaratıcı var" diyerek zaten sendeki Tanrı anlayışının evrimi dışladığını söylemiş oluyorsun... yani senin Tanrı anlayışın zaten evrimi içermiyor... çünkü senin tanrın bir İlk Neden değil; evrimi kabul ettikten sonra canlılar yaratılmıştır demek bir çelişkidir sadece... "evet evrim var aynen biyolojinin söylediği gibi ve bana göre bunu ilk başlatan bir tanrı vardır" demiyorsun ki sen... dahası evrim mesleesini kendince sorgulayıp bir sonuca vardıktan sonra ulaştığın tanrı, başlangıçta sahip olduğun tanrıyla aynı... yani sonunda evrimi içeren bir tanrıya ulaşmıyorsun sen..

ayrıca, evrimin nasıl olduğunu bilmemek anlamamak zorunlu olarak bir tanrı düşüncesine götürüyor sizi.. peki bunu yaparken hangi ölçüte göre hareket ediyorsunuz? yani evrimi yoksa tanrı vardır demenin de hiçbir mantığı yok bence.. herşeyden önce, neden bir üçüncü yol olmasın diye sorabilmeliyiz değil mi? yani tanrının varlığının koşulu bugün bilinen anlamda evrimin olmaması değildir ki? birşeyin yokluğu başka birşeyin varlığına kanıt olabilir mi?? hangi mantıkla bu sonuca ulaşıyorsunuz?? güçlü, evrensel bir dayanağınız bir çıkış noktanız bir kanıtınız varsa bize de söyleyin, bizim başımız kel mi??

son olarak, evrim tanrıya inanmaya engel değil, ama bence evrim olgusunu kabul ettikten sonra, yani dini önermeler geçersiz hale geldikten sonra bir Tanrıya inanmanın pek imkanı yoktur diye düşünüyorum... zira bu durumda yeni bir tanrı tasarlamak gerekir ve bu tanrı nesnel bir dayanaktan yoksundur.... tanrı düşüncesi sadece evrimin olup olmamasıyla sınırlı birşey değil, yani evrimin olup olmaması tanrının varlığına bir kanıt değildir... bu herşeyden önce ontolojik bir sorun, felsefi bir sorun...

tarihinde keyserSoze tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Anibal ne yapabilirim? Bilimin yüzyıllar süren macerasını ölmeden bekleyemem herhalde. Üstelik ne bulurlarsa bulsunlar maddi faktörler bana canlılık ve evrimi açıklamak için yeterli gelmiyor. Sen bulurlar bulacaklar diyorsun ama dinazorların ve mamutların fosillerini buldularda gerisi neden yok?

Bağlantı beklemen gerekmiyor. Bende sana bunu söylüyorum, hala aynı şeyi diyorsun.. Maddi faktörlerin canlılık ve evrimi hiç bir boşluk bırakmadan açıklayabildiğini söylüyoruz sana.. Daha ne diyelim? Bak, "amanda yarın açıklanır, yok edilir, yok bekle, yok yonca bitsin, bahar gelir" mi diyoruz?

Evrim ve canlılık için, bilim yeterince, hatta sokaktaki adam için fazlasıyla bile açıklamayı yaptı zaten.. Beklemen gereken bir şey yok.. Hala aptal aptal fosiller filan diyorsun.. Ne işin var ki senin fosille? Evrim ve canlılık için, mevcut canlılar yeter.. Daha ne kadar söyleyeceğiz bunu?

Ve evet, o gemideki katil kimdir? yoksa bu zalim tanrının heranın ispatı mıdır?

Basit bir şey soralım sana.. Hasta olup doktora gittiğinde, iyileşmen için neden dua edilmez de, ilaç verilir? Eğer canlılık açıklanamıyor olsaydı, hangi cesaretle/akılla, senin cansız kalmaman için ilaç vermek gibi bir şapşallık yaparlardı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Amacım gerçeği bilmek. Bilimin tüm soruları cevaplamasının mümkün olmadığını anladım. Bunu hiç bir zaman yapamayacağını kavradım. Bunun için çok çalıştım. Normal hayatımın akışını kesintiye uğrattım. Bir yıldır zombi gibi yaşıyorum. Ama değdi. Kendim için çok önemli olan birşeyi anladım. Gerçek imanda saklı. Tanrıyı kabul ederek ancak işin içinden çıkabileceğimi anladım. Şimdi artık rahatım. Şimdi artık daha normal yaşayabilirim umarım.

Hayatının akışını kesintiye uğratıp bir yıl boyu zombi gibi yaşarsan, geleceğin nokta tam da bu olur işte.

Kendini kilitler oturursun.

Bilimadamları hayatlarının bir ya da birkaç yılını değil, bütün bir ömürlerini adıyorlar bilime.

Hiç değilse buna saygı duymayı öğrenseydin o bir yılda.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir dakika bir dakika. Şimdi sana göre evrim Tanrının karşıtı o zaman. Yani bir insan evrimle yaratılışa inanamaz sana göre. E o zaman söylenenler doğru. Evrim teorisi Tanrı karşıtı bir teoridir. Bunu onaylıyor musun? Yada ateizmin temeli evrim teorisidir. Ya bunu onaylıyor musun?

Bağlantı ,

Sen bunların propagandalarına aldanacak kız değilsin.

Sırf evrimdeki amacı görerek tanrının varlığını kabul eden bir sürü bilim insanı var.

Lütfen H.Y dışında evrimi ojbjektif şekilde anlatan kaynaklardan yararlan..

Evrimde su götürmez bir hayatta kalma amacı var ki;

Buda evrenin bilinçli bir tasarımcı tarafından hayatın ortaya çıkması için varedilmiş olduğunu gösteriyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bağlantı ,

Sen bunların propagandalarına aldanacak kız değilsin.

Sırf evrimdeki amacı görerek tanrının varlığını kabul eden bir sürü bilim insanı var.

Lütfen H.Y dışında evrimi ojbjektif şekilde anlatan kaynaklardan yararlan..

Evrimde su götürmez bir hayatta kalma amacı var ki;

Buda evrenin bilinçli bir tasarımcı tarafından hayatın ortaya çıkması için varedilmiş olduğunu gösteriyor.

Bilim insanları zaten objektiftirler, tanrı manrı muhabbetlerine hiç girmezler. Sen bana 5 tane akıllı tasarımcı gözünden evrim makalesi getirip asabilir misin buraya?

İşkembeden uydurmaktan başka işiniz yok haa...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evrim Tanrı düşüncesine karşıdır demiyorum; ama yaratılış düşüncesine karşıdır; Tanrıyı bir İlk neden olarak kabul edip, gerisini doğa kendi başına halletmiştir demek evrimle çelişen birşey değil; ama "evrim durumu açıklamıyor, bence yaratıcı var" diyerek zaten sendeki Tanrı anlayışının evrimi dışladığını söylemiş oluyorsun... yani senin Tanrı anlayışın zaten evrimi içermiyor... çünkü senin tanrın bir İlk Neden değil; evrimi kabul ettikten sonra canlılar yaratılmıştır demek bir çelişkidir sadece... "evet evrim var aynen biyolojinin söylediği gibi ve bana göre bunu ilk başlatan bir tanrı vardır" demiyorsun ki sen... dahası evrim mesleesini kendince sorgulayıp bir sonuca vardıktan sonra ulaştığın tanrı, başlangıçta sahip olduğun tanrıyla aynı... yani sonunda evrimi içeren bir tanrıya ulaşmıyorsun sen..

ayrıca, evrimin nasıl olduğunu bilmemek anlamamak zorunlu olarak bir tanrı düşüncesine götürüyor sizi.. peki bunu yaparken hangi ölçüte göre hareket ediyorsunuz? yani evrimi yoksa tanrı vardır demenin de hiçbir mantığı yok bence.. herşeyden önce, neden bir üçüncü yol olmasın diye sorabilmeliyiz değil mi? yani tanrının varlığının koşulu bugün bilinen anlamda evrimin olmaması değildir ki? birşeyin yokluğu başka birşeyin varlığına kanıt olabilir mi?? hangi mantıkla bu sonuca ulaşıyorsunuz?? güçlü, evrensel bir dayanağınız bir çıkış noktanız bir kanıtınız varsa bize de söyleyin, bizim başımız kel mi??

son olarak, evrim tanrıya inanmaya engel değil, ama bence evrim olgusunu kabul ettikten sonra, yani dini önermeler geçersiz hale geldikten sonra bir Tanrıya inanmanın pek imkanı yoktur diye düşünüyorum... zira bu durumda yeni bir tanrı tasarlamak gerekir ve bu tanrı nesnel bir dayanaktan yoksundur.... tanrı düşüncesi sadece evrimin olup olmamasıyla sınırlı birşey değil, yani evrimin olup olmaması tanrının varlığına bir kanıt değildir... bu herşeyden önce ontolojik bir sorun, felsefi bir sorun...

Nasıl keserseniz kesiniz, Tanrı inancı evrim ile bağdaşmaz. Bir üçüncü yol yoktur.

Çünkü evrimin bir alternatifi yoktur. Aslında hemen herkes evrim konusunu kendine göre yanlış yorumluyor.

Evrim olgusunun olmadığı bir alternatif söz konusu olamaz. Bunu teistler de yanlış yorumluyor, ateistler de..

Teistler evrimle ilgili bazı tartışmalı konuları ve bilinmezleri ileri sürerek, ondan Tanrı kavrmanın çıkartmak istiyorlar.

Ateistle ise ki Anibal güzel bir örnek, evrime yönelik her eleştiriyi veya farklı yorumu, tartışmalı ve bilinmeyen bir konu yoktur argümanları ile ekarte etmek istiyor. Ve her seferinde bu yaklaşım yanlış anlaşılıyor ve teistler tarafından dayatma olarak nitelendiriliyor.

Oysa Anibal'in dayatma gibi bir niyeti olduğunu sanmıyorum. O sadece no nonsense bir yaklaşımla sorunu kökünden çözmeye çalışıyor. Tabii bu arada yeni sorunlara neden oluyor.

Burada bilinenlerle bilinmeyenler ve tartışmalı olanlar karışıyor.

Bir görüş bilinmezliğin gizemine sığınırken, diğeri bilinmezliği tümden reddediyor ve bunu yaparken bilinenlerin güç ve görkemine sığnıyor.

İki taraf da süphenin yararına sığınmayı bilmiyor.

Aslında ikisi de aralarında ortak paydanın olmadığı bir dayatma bence.

Teistlerin evrim kuramını reddetme olgusunu bazı ateistler bilimsel evrimin reddi olarak algılıyorlar. Bu çok anlamsız ve gereksiz bir algı..

Bu ikisi arasında ortak paydanın olmadığını kimse düşünmüyor.

Bir teistin evrim olmamıştır, Tanrı vardır iddiasının karşıtı, evrim bilimsel bir gerçek olduğu iddiası değildir.

Çünkü ilkinde bir yaratıcı devreye girmektedir. İkinci açıklamada ise yaratıcıya yer yoktur.

O halde temelde bu iddialar birbirleri ile çelişmezler. Çünkü birbirlerinin alternatifi değillerdir.

Onların birbirlerinin alternatif olabilmeleri için, bilimin evrim kuramını açıklamasının yanı sıra, bir yaratıcının var olmadığını da belirtmesi gerekmektedir.

Bilimin öyle bir sorunu yoktur.

Ben şahsen evrim yoktur iddiasını ciddiye alıp yanıtlamaya tenezzül etmemekten yanayım.

Dünyanın yuvarlak olduğu nasıl bir gerçekse, evrimin varlığı da öyle bir gerçektir.

Günümüzde artık dünya düzdür diyenle dünyanın yuvarlak olduğu nasıl tartışılmazsa, evrim yoktur diyenlerle de evrimin olduğu öyle tartışılmaz.

Bunlar abesle iştigal etmektir.

Kısaca özetlersek:

Evrim yoktur diyenlerin evrimi reddetme nedenleri, evrim vardır diyenlerin evrimi kabul etmel nedenleri ile taban tabana zıt değildir.

Çünkü o iddialar birbirleri ile ilgili bile değillerdir.

Tanrı vardır ve evrim de vardır diyenler için de aynı durum söz konusudur.

Bu iki kelimeyi bu şekilde ifade edince sanki Tanrı ve evrim kavramları birbirleri ile bir tür iligili imişler gibi bir anlam çıkmaktadır.

Aynı anlamı başka türlü de ifade edebiliriz..

Bu ifadenin Hacı vardır ve evrim de vardır'dan hiç bir farkı yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bilim insanları zaten objektiftirler, tanrı manrı muhabbetlerine hiç girmezler. Sen bana 5 tane akıllı tasarımcı gözünden evrim makalesi getirip asabilir misin buraya?

İşkembeden uydurmaktan başka işiniz yok haa...

Tanrı muhabbetine girmezlermi :lol:

Belkide adını bile bilmezler.Çünkü tanrı put değildir biryerleden bulup çıkarıp bir yerlere asasınız.

Neyse o bilim inanlarının listesini yapıp çıkarmak şart oldu..

Boş bir zamanda Allah izin ederse yapmak lazım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Tanrı muhabbetine girmezlermi :lol:

Belkide adını bile bilmezler.Çünkü tanrı put değildir biryerleden bulup çıkarıp bir yerlere asasınız.

Neyse o bilim inanlarının listesini yapıp çıkarmak şart oldu..

Boş bir zamanda Allah izin ederse yapmak lazım.

Eee bu zamana kadar elinde o bilim adamlarının listesi yoktu da ne diye g.tünden uydurup uydurup burada laf salatası yapıyordun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Daha önceki bir yorumumda da dediğim gibi, doğada kurgu yoktur; herşey fiziksel-kimyasal-biyolojik yasalara göre gerçekleşir; tek sorun bunun nasıl olduğunu bilmektir ve bilimin yaptığı da budur. O yüzden, şekli ve niteliği nasıl olursa olsun, evreni ve doğayı Tanrı gibi kurgusal bir şeyle açıklamaya çalışmak kendi içinde mantıksal bir hatadır. Aynı kategoride bile olmayan şeyler arasında ilişki kurmak mantıksızdır. Bu yüzden Tanrı düşüncesi tanımı itibariyle kendi kendini imha eden birşeydir.

Üçüncü yoldan bahsetmemin nedeni şudur: Kendi yargıları sonucu evrimi reddeden kişilerin, evrim/mutasyon/türleşme yoksa Tanrı vardır gibi bir düz mantıkla hareket etmelerinin temelsiz olduğunu göstermektir. Unutmayın ki, dünya dışı bir kaynaktan, bir başka gezegenden ya da bir gök taşından dünyadaki ilkel duruma taşınan ilkel bir canlının dünyadaki canlılığın oluşmasına kaynaklık ettiği fikri de bilim dünyasında tartışılmıştır. Yani evrim bu dünyada gerçekleşen birşey, ama ilk canlı hücre dünyaya düşen bir gök taşındaki ilkel formlar sayesinde ortaya çıkmıştır gibi bir teori de tartışılagelmiştir. Üçüncü yol derken böyle bir tartışmaya gönderme yapmak istedim. Elbette ki, bu durumun gerçek olup olmadığı evrim olgusunu kesinlikle bağlamaz. Ve buradan muhtemel bir Tanrı düşüncesine varmaya çalışanlar yine evrim gerçeğine çarparlar...

Evrimi kabul eden kişi İlk Neden olarak Tanrıya inanabilir; ama bu durum onun doğru olduğunu göstermez kesinlikle; bu sadece onun kişisel bir çıkarımıdır ve nesnel gerçeği hiçbir şekilde değiştirmez; çünkü başta da dediğim gibi bu herşeyden önce mantıksal bir hatadır...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Daha önceki bir yorumumda da dediğim gibi, doğada kurgu yoktur; herşey fiziksel-kimyasal-biyolojik yasalara göre gerçekleşir; tek sorun bunun nasıl olduğunu bilmektir ve bilimin yaptığı da budur. O yüzden, şekli ve niteliği nasıl olursa olsun, evreni ve doğayı Tanrı gibi kurgusal bir şeyle açıklamaya çalışmak kendi içinde mantıksal bir hatadır. Aynı kategoride bile olmayan şeyler arasında ilişki kurmak mantıksızdır. Bu yüzden Tanrı düşüncesi tanımı itibariyle kendi kendini imha eden birşeydir.

Üçüncü yoldan bahsetmemin nedeni şudur: Kendi yargıları sonucu evrimi reddeden kişilerin, evrim/mutasyon/türleşme yoksa Tanrı vardır gibi bir düz mantıkla hareket etmelerinin temelsiz olduğunu göstermektir. Unutmayın ki, dünya dışı bir kaynaktan, bir başka gezegenden ya da bir gök taşından dünyadaki ilkel duruma taşınan ilkel bir canlının dünyadaki canlılığın oluşmasına kaynaklık ettiği fikri de bilim dünyasında tartışılmıştır. Yani evrim bu dünyada gerçekleşen birşey, ama ilk canlı hücre dünyaya düşen bir gök taşındaki ilkel formlar sayesinde ortaya çıkmıştır gibi bir teori de tartışılagelmiştir. Üçüncü yol derken böyle bir tartışmaya gönderme yapmak istedim. Elbette ki, bu durumun gerçek olup olmadığı evrim olgusunu kesinlikle bağlamaz. Ve buradan muhtemel bir Tanrı düşüncesine varmaya çalışanlar yine evrim gerçeğine çarparlar...

Evrimi kabul eden kişi İlk Neden olarak Tanrıya inanabilir; ama bu durum onun doğru olduğunu göstermez kesinlikle; bu sadece onun kişisel bir çıkarımıdır ve nesnel gerçeği hiçbir şekilde değiştirmez; çünkü başta da dediğim gibi bu herşeyden önce mantıksal bir hatadır...

Kardeşim önce bana yasa nedir açıklarmısın ?

Yasanın kendi kendisine oluşabilmesine sen kendin inanabiliyormusun.

Kendi kendisine uluşan yasalar nasıl oluşabilmişler öncelikle onu açıklaman gerek .Sonra oluşumların nasılını açarız.

Evrimin ilk canlı hücrenin uzaydan düşen bir gök taşıyla başlaması yada kendini kopylayan ilksel hücreyle başlaması neyi değiştirecek ?

Ha dünyada kimyasal süreçlerden geçerek oluşmuş ilk hücre ha göktaşıyla düşmüş fark nedir ?

Ben evrimi kabul ediyorumda senin şu yukarıdaki çelişkilerini kendinin görebilmeni isterdim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kardeşim önce bana yasa nedir açıklarmısın ?

Yasanın kendi kendisine oluşabilmesine sen kendin inanabiliyormusun.

Kendi kendisine uluşan yasalar nasıl oluşabilmişler öncelikle onu açıklaman gerek .Sonra oluşumların nasılını açarız.

Evrimin ilk canlı hücrenin uzaydan düşen bir gök taşıyla başlaması yada kendini kopylayan ilksel hücreyle başlaması neyi değiştirecek ?

Ha dünyada kimyasal süreçlerden geçerek oluşmuş ilk hücre ha göktaşıyla düşmüş fark nedir ?

Ben evrimi kabul ediyorumda senin şu yukarıdaki çelişkilerini kendinin görebilmeni isterdim.

yasalar nasıl oluşmuş da ne demek ya? ilkokul öğrencisi misin sen? "anne bu ne?" der gibi soru soruyorsun... yerçekimi yasası nasıl işliyor? kimlerle uğraşıyoruz yaaa...

göktaşı örneğini sadece üçüncü bir yol için örnek olarak verdim; öyle olmuştur demiyorum yani; öyle bile olsa evrimin kendisini değiştiren birşey yok diyorum; bir zamanlar bilim insanları acaba diyerek bunu da tartıştılar diyorum; okuduklarını anlamakta zorlanıyorsun galiba...

evrimi kabul ediyorum diyorsun, nedense şimdiye kadar yazdıkların hiç de öyle demiyor; evrimi kabul ediyorum dedikten sonra tanrıdır yaratmıştır şudur budur demen ne anlama geliyor yaa? tecahül-ü arif yapıyorsun herhalde; burası edebiyat forumu değil...

benim yazdıklarımın neresinde çelişki var çok merak ettim; senin kafanda olmasın çelişki??

tarihinde keyserSoze tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Kardeşim önce bana yasa nedir açıklarmısın ?

Yasanın kendi kendisine oluşabilmesine sen kendin inanabiliyormusun.

Kendi kendisine uluşan yasalar nasıl oluşabilmişler öncelikle onu açıklaman gerek .Sonra oluşumların nasılını açarız.

Evrimin ilk canlı hücrenin uzaydan düşen bir gök taşıyla başlaması yada kendini kopylayan ilksel hücreyle başlaması neyi değiştirecek ?

Ha dünyada kimyasal süreçlerden geçerek oluşmuş ilk hücre ha göktaşıyla düşmüş fark nedir ?

Ben evrimi kabul ediyorumda senin şu yukarıdaki çelişkilerini kendinin görebilmeni isterdim.

Ezberbozan

Burada bir yaratıcıdan bahsetmenize izin yok..

Ona din forumunda değinin.

Bilimsel olmayan ve bir yaratıcıya atıflarda bulunan yazılar silinecektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evrim laboratuvarda yapılan uzun soluklu bir deneyle bir kez daha kanıtlanmıştır. Elemterefiş kem gözlere şiş.

Şimdi bazı aklı evveller çıkıp şöyle diyebilir; "ya aslında o bakterilerde o özellik önceden varmış, ama eskiden kullanamıyorlarmış, çünkü gerek yokmuş; ama sonradan kullanmaya başlamışlar". Evet, 31.500 kuşak sonra akıllarına gelmiş dimi? Bakteriler harıl harıl bir çare ararken, içlerinden bir tanesi eski defterleri karıştırırken birden aklına dank etmiş, Evreka! demiş...

Bırakın bu ayakları diyorum şimdiden...

selamlar

biyolojiye pek vakıf değilim ama;

dna larında zaten olan bir bilgi yi mi kullanmaya başlamışlar?

ayak diyorsun ama gerçekten merak ettiğim için soruyorum.dna larına yeni bir bilgi katılmamış o zaman ...

bu ciddi bir sorun değilmi savunduğumuz düşünce açısından...

Link to post
Sitelerde Paylaş
selamlar

biyolojiye pek vakıf değilim ama;

dna larında zaten olan bir bilgi yi mi kullanmaya başlamışlar?

ayak diyorsun ama gerçekten merak ettiğim için soruyorum.dna larına yeni bir bilgi katılmamış o zaman ...

bu ciddi bir sorun değilmi savunduğumuz düşünce açısından...

DNAlarında olmayan bir bilgi diyorum; 30.000 kuşak boyunca sitrat moleküllerini kullanamıyor bakteriler; nedeni yazıda var; yani DNAları böyle bir bilgi içermiyor; daha sonra çeşitli mutasyonlarr yani kısaca evrimleşme yoluyla kazanıyorlar bu yeteneği; ve bu bilgi artık DNAlarına işleniyor ve hakim hale geliyorlar;

bazı aklı evvleler şöyle bir argümanla hareket ediyorlar; "aslında o bakteriler yaratılırken o özelliği zaten taşıyorlar, ama kullanmıyorlar, sonradan kullanmaya başlıyorlar; yani evrim yok sadece hatırlama var"; ben de böyle birşeyin söz konusu olmadığını söyledim; başka tartışmalarda bunu yaptıkları için önceden söyleme gereği duydum, sizin bu argümanınız geçersizdir dedim; eğer dedikleri gibi olsa 30.000 kuşak beklenmezdi ve mutasyon gerçekleşmezdi dedim...

bir not: 30.000 kuşak bakteriler için 20 yıla denk düşüyor; insan içinse 30.000 kuşak ortalama 600.000 yıl demektir. Evrimleşme için gereken zamanı anlamak açısından söylüyorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş
DNAlarında olmayan bir bilgi diyorum; 30.000 kuşak boyunca sitrat moleküllerini kullanamıyor bakteriler; nedeni yazıda var; yani DNAları böyle bir bilgi içermiyor; daha sonra çeşitli mutasyonlarr yani kısaca evrimleşme yoluyla kazanıyorlar bu yeteneği; ve bu bilgi artık DNAlarına işleniyor ve hakim hale geliyorlar;

bazı aklı evvleler şöyle bir argümanla hareket ediyorlar; "aslında o bakteriler yaratılırken o özelliği zaten taşıyorlar, ama kullanmıyorlar, sonradan kullanmaya başlıyorlar; yani evrim yok sadece hatırlama var"; ben de böyle birşeyin söz konusu olmadığını söyledim; başka tartışmalarda bunu yaptıkları için önceden söyleme gereği duydum, sizin bu argümanınız geçersizdir dedim; eğer dedikleri gibi olsa 30.000 kuşak beklenmezdi ve mutasyon gerçekleşmezdi dedim...

bir not: 30.000 kuşak bakteriler için 20 yıla denk düşüyor; insan içinse 30.000 kuşak ortalama 600.000 yıl demektir. Evrimleşme için gereken zamanı anlamak açısından söylüyorum...

büyüttüğüm alıntınla ilgili olarak:eminmisin? ...daha önce tartışılmıştı bu bakteriler ile ile ilgili olarak...bilginin dna da olduğu ancak kullanılmadığını biliyorum.

haci teyit edebilirmisin..

Link to post
Sitelerde Paylaş

"

Lenski'nin ekibi 33.127nci kuşaktan sonra kolonilerden birinde bir gariplik

olduğunu fark etmiş. Bu koloni, sitrat molekülünü kullanabilme yeteneği

kazanmış. Birçok bakteri bu organik bileşiği kullanabilir, ancak sitratı

hücre zarından içeri alamayan E.coli bu molekülden yararlanamaz. Ekip,

bu beklenmedik değişimin nasıl ortaya çıktığını anlamak için

dondurulmuş bakteri stoklarına geri dönmüş. Yirmi yıllık kaydın farklı

zamanlarından canlandırılan örnekler incelenmiş. Sonunda sitrat

kullanabilen bakterilerin ilk kez 31.500üncü kuşakta ortaya çıktığı

belirlenmiş.

Sanırım yazıyı okumamışsın Kolonya, ya da okumamazlıktan geliyorsun... nereden geldiğini sen söyle artık...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...