Jump to content

EVRİMİN DENEYSEL KANITI


Recommended Posts

bağlantı, sır mır diyorsun da çok geç kalmışsın sen ya, hıristiyan ve müslüman teolojisi bu türden hezeyanlarla dolu; mistiklerin yaşamına ve öğretilerine bak; çok geç kalmışsın çokkk...

Doğada sır falan yoktur; henüz bilinmeyen şeyler vardır sadece; çünkü eğer birşey varsa onu meydana getiren bir sistematik var demektir ve bu istematik bir bilgiler bütünüdür; dolayısıyla o şeyin varlığını anlayabilmek için yapılması gereken şey o sistematiğin bilgisine ulaşmaktır; yani senin sır sandığın şey bilmeyişinin, cahilliğinin bir ürünü sadece...

Sistematik ile çöz o zaman. Hani şöyle omomatik ile kirleri çözer gibi çözüver bakayımda göreyim. Sistematik ile çözeceğiz diye yırtınıyorlar ama yok böyle bir çözüm. Bilim binlerce alt birim oluşturdu. Analiz analiz bitmiyor bu analizler. Hadi bunları birleştirelim diyorlar. Ama yok olmuyor. Sistematik oluştuman için bu gerekli. Öyle binlerce analizde takılır kalırsın işte. Henüz bilinmeyenmiş. Bilinsin bir zahmet artık. Siz daha çok beklersiniz bilim çözecek diye. Bilim olduğu kadar çözecek sadece. Bilim dini takipçilerisiniz.

Hiç güleceğim yoktu yaa :):) dinazorlardan sonra insan diye bir varlık hiç olur mu, insanlığa sığar mı? Doğa herşeyi oturup düşünüp ona göre karar veriyormuş gibi bir mantık var sende; dinazorlar neden yok oldu insan ne zaman ortaya çıktı diye sormak aklına gelmiyor değil mi??

söylediklerinin en çöp yanlarından biri de şu: "İnsan ise latif bir canlı. Bilim ve sanat yapıyor, sevmeyi ve nefret etmeyi biliyor, evreni araştırıyor"... İnsanın kültürel bir varlık olduğundan, kültürel ve doğal ayrımından bihabersin anlaşılan; insan doğal olandan uzaklaştığı ölçüde uygarlaşmış yani bugünkü anlamıyla insan olmuştur; ve bu da ondaki zekanın evrimiyle doğru orantılıdır; dolayısıyla kültürel bir varlık olan bugünkü insanın durumunu nesnel doğal fenomenlerle açıklaman, insanın kültürel gelişimiyle bir kaplumbağanın doğal gelişimi arasında hiç fark görmemen ve bunları sırlara üfürmelere bağlaman cehaletten başka birşey değil; en temel bilgilerden bile haberin yok senin...

Sizin temel sorununuz burada; aklınıza bir soru geliyor, ama sormakla yetiniyorsunuz, daha doğrusu hemen cevap olmayan cevaplara bel bağlıyorsunuz... evrenle, dünyayla doğayla ilgili bir soru sorduktan sonra bunların tamamen dışında bir cevap aramanız, sırdır tanrıdır carttır curttur demeniz tam bir akıl tutulması, başka birşey değil... "kar beyaz renktedir çünkü Voltaire ile Rousseau birbirlerini hiç sevmezdi" demek gibi bir mantığınız var sizin... pseudo-mantık...

Dinazorlarla insan arasında 65 milyon yıl olması cevap değildir. Üzerinden ne kadar zaman geçmiş olursa olsun bu canlıların aynı doğal malzemeden var olmuş olmalarıdır önemli olan. Aynı doğanın içinden çıkmışlardır. Zaman faktörünü bir etken olarak görüyorsunuz. Zaman ne ki? Zaman yapıcı etkiye mi sahipmiş? Hadi canım sende. Zaman değişimin faktörü olabilir miymiş? Alakası bile yok. Atıyorsun sadece.

İnsanda zeka evrimleşmiş kültürel değişime sebep olmuş öyle mi? Kardeşim neymiş bu zekada evrimleşiyor böyle. O zaman enerjinin potansiyeli zeka dolu. Hiç maddenin zekası olur mu? Sen sırf maddeden oluşuyor olsaydın bir et, kan ve kemik yığını olurdun. Zeka nereden çıkıyor? Daha işin temelinde bu soru var. Daha oradan başlıyor imkansızlık. Maddenin kökeni olan enerji zeka dolu ve evrimleşiyor diyorsan o zamanda o enerji tanrısal birşey olmalı size göre. Ne potansiyel varmış ama onda.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 91
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Evrimsel psikoloji üzerine yazılmış en azından bazı eserleri okumak süper-ego'nun ortaya çıkışına ve beyin kabuğuna yönelik olarak oraya konmuş bazı gerçekleri anlamak için ilk basamak olabilir..

Tanrısal bir güç varsa bile dinler bu varlığa ulaşamamışlardır, çünkü cevap vermeyecekleri somut doğrultuda düşünsel olgular var. Özgür irade gibi... Ama olaya bilimsel ve materyalist bakılınca dinlerde bahsedilen özgür irade yerine daha somut daha yüceleşmemiş daha insani bir zekadan bahsedebiliyoruz.

tarihinde NomadUn tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
İnsanda zeka evrimleşmiş kültürel değişime sebep olmuş öyle mi? Kardeşim neymiş bu zekada evrimleşiyor böyle. O zaman enerjinin potansiyeli zeka dolu. Hiç maddenin zekası olur mu? Sen sırf maddeden oluşuyor olsaydın bir et, kan ve kemik yığını olurdun. Zeka nereden çıkıyor? Daha işin temelinde bu soru var. Daha oradan başlıyor imkansızlık.

Bağlantı, birkez daha beni haklı çıkardın; temel konularda tam bir cehalet içindesin; zeka nedir, kültür nedir, hayvan ve insan zekası nasıldır; nasıl oluşmuş nasıl gelişmiş; bu konularda en azından temel bazı okumalar yapmış olsaydın bu kadar saçmalamazdın... Senin kafan bazı şeyleri almayınca o şeylerin olması imkansızmış gibi bir izlenim var sende; kendi amatör zekanı bu kadar yüceltmen de patolojik bir durum sanırım... biliminsanları da senin mantığınla hareket etseydi, bilmediği yerde herşeyi bırakıp evlerine giderlerdi; ama öyle yapmıyorlar, sorgulamaya devam ediyorlar, anlamaya çalışıyorlar, bir açıklama bulmaya çalışıyorlar, bıkmadan usanmadan, sabırla... bilimin mantığıyla senin mantığın arasındaki temel fark da bu zaten; sen evreni ve varoluşu sadece kendi aklınla ve kendi çıkarımlarınla açıklayabileceğini sanıyorsun ve o bilgisiz aklın bir yerde tıkanınca da hemen pes ediyorsun, o yüzden ilerleyemiyorsun; kısacık hayatında bütün sorulara cevap bulmak gibi bir saplantın var senin; bilimsel merak duygusunun yerini kendini beğenmişliğe varan bir aşırı güven duygusu alıyor sende; nedir bu telaşın ya???

tarihinde keyserSoze tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bağlantı, bence sen biraz ara ver; bu duygusal açıklamalarınla, bu ilkel bilgilerinle burada hem kendine hem de forumdakilere zaman kaybettiriyorsun; sayfalarca yazı yazıyorsun ve hepsi duygusal hezeyanlarla dolu çöplük yazılar...

yaşadığın çöplükten çık ve dünyayı anlamaya çalış, bunu yaparken de sadece kendi aklınla değil evrensel insan aklıyla hareket et...

Link to post
Sitelerde Paylaş
>>> Yeni bilgi karşısında soğuk kanlılığını koruyorsun. Heyecanlanmıyorsun.. Yeni bilgi sana de ja vu gibi geliyor. Sanki onu daha önceden duydun ve biliyorsun gibi hissediyorsun..

İşin aslı bu değil hacı.. Ben bilinen bilgiler sanki yanlışmış, bilinmiyormuş gibi gelince "ne diyonuz ki siz?" diyerek elbette hoppala diyeceğiz..

Sen mesela, hiç bir yeni bilgi, öneri, tez filan getirmiş değilsin. Dahası, ortaya konmuş ve geçerli olmadığı gösterilmiş olan bir takım tarihte kalmış hipotezleri alıp, amanda aha bunlar yeni bilgi diye getiriyorsun.. İşte senin şu çarpıtılmış punctuated equlibrium.. Biz bunu bizzat Eldredge'in kendi ağzından öğrendik, kaç sene evvel. Ve bizzat Eldredge'in kendi ağzından pitfallarınıda öğrendik ve bu tezin hangi durumların izahını yapabileceğini de gördük.

Senin yeni diye bir bilgi getirdiğin yok Hacı.. Sen, tipik bir uzaktan izleyici olarak, yıllar önce ortaya konmuş ve çürütülmüş hipotezleri sanki yeni bir bilgiymiş gibi "amanda savulun, battalgazi geliyor, kurtarayım biyolojiyi kahpe bizanstan" tribiyle ortaya atlıyorsun.. Elbette yaptığın sadece yeldeğirmenlerine savaş açmak. Ve bizde sana "yahu hacı, bir otur yerine, bu işler çözüldü, bitti, artık devler filan yok.." dediğimizde de, böyle acayip savunmalar yapıyorsun..

Dediğim gibi..

Sen herşeyi biliyorsun tabii.

Senin için yeni bilgi getiremem.. Yeni birşeyler öğrenmek sana hakarettir.

Ben forumu izleyen benim gibi meczuplar için yeni olduklarına inandığım bilgileri getiriyorum buraya..

Sen okuma onları. Çünkü rahatsız olabilirsin. Bir yerlerine bir şeylerin olmasını istemem..

Biz yeni şeyler öğrendiğimizi sanıp kendimizi avutalım.

Sen de uzaktan izle ve gül..

Ama karışma lütfen. Çünkü karışınca saçmalıyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evrimsel psikoloji üzerine yazılmış en azından bazı eserleri okumak süper-ego'nun ortaya çıkışına ve beyin kabuğuna yönelik olarak oraya konmuş bazı gerçekleri anlamak için ilk basamak olabilir..

Tanrısal bir güç varsa bile dinler bu varlığa ulaşamamışlardır, çünkü cevap vermeyecekleri somut doğrultuda düşünsel olgular var. Özgür irade gibi... Ama olaya bilimsel ve materyalist bakılınca dinlerde bahsedilen özgür irade yerine daha somut daha yüceleşmemiş daha insani bir zekadan bahsedebiliyoruz.

Evrenin olası yaratıcısı ancak dinler üstüdür diyebilirmiyiz ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Sen herşeyi biliyorsun tabii. Senin için yeni bilgi getiremem.. Yeni birşeyler öğrenmek sana hakarettir.

Hacı, boş ver teraneyi.. Belli bazı konularda, sen hiç ama hiç yeni bir şey getirmedin, göstermedin. Getir göster, bizde sana teşekkür edelim..

İhtilafa dair konularda, inan yeni hiç bir şeyin yok.. Ama bir şeyin yeni veya eski olmasının pek önemi yok gerçekte.. Önemli olan, sağlam bilgi olması. Senin sorunun bu, ortaya koyduğun şeyler sağlam değil, sağlıklı değil, çürütülmüş ve/veya varlığına dair bir emare bulunamamış şeyler..

Ben sana "amanda köhnemiş şeyleri getiriyorsun, breh, breh ve hatta peh.." demiyorum Hacı.. Sağlam/sağlıklı bilgiyle gel, ne zaman gelirsen gel. Bir bilginin yeni (yada eski) olması, doğru olmasını gerektirmez..

Sen ise "Amanda sen yobaz olmuşun, bunlar yeni diyorsun, bağnazlık edip, yenisini kabul etmiyorsun.." diye zırlıyorsun.. Benim elimdeki bilgi, bana yetiyor. Bana lazım olan işi yapıyor. Senin yeni bilgini kabul etmek için, bana onun rüşdünü ispata çalışman gerekmez mi? Sen bunu yapmayıp, amanda sen yobazsın, bağlanmışsın eski bilgiye.. Bu ne perhizdir Hacı?

Yapacağın şey basit. Her tür yeni bilgi, fikirle gelebilirsin.. Ama öncelik, bunların sağlam olması, en azından eldeki bilgi kadar.. bunu yapamadığın üsrece, ancak meczup olursun...

>>> Ben forumu izleyen benim gibi meczuplar için yeni olduklarına inandığım bilgileri getiriyorum buraya..

Senin yeni sandığın bilgiler çürütülüp hurdaya atıldığı için, ortalıkta var olmayan bilgiler. Sen gidip hurdaları karıştırıken onu "yeni"ce bulunca, yeni bir bilgi olduğunu sanıyorsun, hepsi bu Hacı..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Size göre doğada canlılarda yeni ortaya çıkan durumlar daha önce var olmayan bir bilginin ürünü. Yani evrim süreci içinde canlılar hiç biryerde var olmayan durumları evrimleşerek bünyelerinde oluşturuyorlar. Bunun bir bilgi kaynağı yok. Materyalist anlayış bunu öngörür. .... Benim tanımsız Tanrım ise İslamın Allahı ile çok benzeşir. Ama Onu tanıyan müslüman bile çok azdır. Çünkü derin bir bilgidir. Müslümanların Allah diye bildikleri aslında Tanrıdır genelde. Çünkü derin bilgileri yoktur.

Şimdi gelelim bilginin öncel olup olmamasına. Bilgi tabii önceldir. Olmayan bilgi evrimsel süreçte kendisini açamaz. Canlı bünyesinde o değişimleri meydana getiremez. Olmayan bilginin zaten açılımı yani canlıda görünümü olmaz. Maddenin böyle bir yeteneği olamaz. Maddenin arkasında bilgi vardır. Onu değiştiren ve evrimleştiren budur. O bilginin mahiyeti ise sırdır. Kimse çözemez. Derinliğine bilenler bile sadece kabaca bir anlayışa ulaşmıştır. Sırrın sır olduğunu bilmek gerçek bilgidir. Bildiğinin bilginin gerçeği olmadığını bilmek gerçek sırdır. Bildiğin sadece senin kapasitene göre bir bilginin sende açılmış beşeri bir halidir. Bir yansımadır bilgin sadece. Bunları anlatıyorum ama kim anlar bilmiyorum. Sanırım anlamayacaksınız. Ama bilinmez tabii genede.

Haci diyor ki "nasıl o antibiyotiğe direnç gösteren bir gen ortaya çıkmaktadır". Ondan öncede bilginin öncel olmamasını savunuyor zaten. Yani Haci bir materyalist ve maddenin canlıyı oluşturup canlıda evrimleşme olarak ortaya çıktığını savunuyor. Bu en yaygın olan tipik temel düşünce. Ama bu düşünceye göre var olmamız ve süregiden halimiz aslında olmaması gereken bir durum. Çünkü kaynağı olmayan birşeyin var olduğu gibi bir imkansızlığı anlatıyor bu düşünce. Kaynak yok ama birşey genede var. Bu atomlar olmadan maddenin var olmasını savunmak gibi birşey. Çünkü bu düşüncede bilgi red ediliyor ve bilginin kaynak olmadan evrimle ortaya çıktığı savunuluyor. Yani madde canlıda çevre şartları ve doğal seçilimin etkisi ile deneme yanılma yolunu kullanarak bilgiyi oluşturuyor. Bu olacak iş değil. Çevre şartlarının ve doğal seçilimin böyle nitelikli bir bilgiyi oluşturması imkansız. Basit birşeyden harika ve şaşkınlık verici bir güzelliği sadece Tanrı yaratır. Onun bilgisi ve gücü sınırsızdır. Neyi ne şekilde yaptığı ise sorgulanamaz. Çünkü buna bizim aklımız yetmez. Bu bir aşağılama değildir. İstesende ve tüm yollar açık olsada yetmez. Zaten bu hep denenmiştir ve hep canlılık ve hayat sır olarak kalmıştır. Bilinenler ortada işte. Bir sürü bilgi var. Ama gerçek bilgi yok. Soruların gerçek cevapları yok ve yaşadığımız sürecede olmayacak. Bizlerin işi zamana göre uygun ve düzgün bir şekilde yaşamak. Bu bilim yapmamak demek değil. Bilim yapılacak ama bilim herşeyi cevaplar diye düşünmeyecek kadar akıllı olmaktır esas olan. Çünkü yok böyle birşey. Bilim insanlarının çoğu bunun farkındadır. Siz farkında değilsiniz sadece.

Bilgi nedir Bağlantı? Tanımını yapabilir misin? DNA'da olan nedir? Bilgi mi? Yukarıdaki alıntıda bir çok bağlamda kullanmışsın bilgi terimini. DNA'daki bilgi ile insanlardaki ve Tanrı'daki bilgi aynı şey midir? Değilse bunlar için neden aynı terimi kullanıyorsun? Peki bilgisayarların belleklerinde, nüfus kayıtlarında, kitaplarda olan şey ne? Bunlar da mı bilgi, yoksa bu terimle birbiriyle ilgisi olmayan ve çok farklı şeyleri mi kastediyorsun? Knowledge ile information aynı şey midir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Hep ben mi getirecem Anibal.. Biraz da sen yeni bilgilerle bizi aydınlat.. Bu arada sayende yeni bilginin ne olduğunu da öğreniriz..

Valla, biligiyi "manda bu eski, şu yeni, demek daha moda, budur" diye gruplayan sensin hacı.. Bu açıdan neyse o "yeni bilgi" senin buraya getirmen gerekir haliyle..

Bekliyoruz merakla, neymiş evrimin bilinmeyen şeyi.. Diyordun ya hani, bilinmeyenleri çoktur diye.. Bu konuda bizim bilmediğimiz yeni bir şey varsa öğrenmek isteriz elbette..

Link to post
Sitelerde Paylaş
>>> Hep ben mi getirecem Anibal.. Biraz da sen yeni bilgilerle bizi aydınlat.. Bu arada sayende yeni bilginin ne olduğunu da öğreniriz..

Valla, biligiyi "manda bu eski, şu yeni, demek daha moda, budur" diye gruplayan sensin hacı.. Bu açıdan neyse o "yeni bilgi" senin buraya getirmen gerekir haliyle..

Bekliyoruz merakla, neymiş evrimin bilinmeyen şeyi.. Diyordun ya hani, bilinmeyenleri çoktur diye.. Bu konuda bizim bilmediğimiz yeni bir şey varsa öğrenmek isteriz elbette..

Hala şizofreniksin..

Yeni bilgi, eski bilgi senin ortaya koyduğun kavramlar..

Benim değil.

Benim için bilginin yeni veya eski olması hiç önemli değil.

Benim bilmediğim ve öğrendiğim her bilgi benim için yenidir.

Anladığım kadarıyla, özellikle evrim konusunda, senin için yeni bilgi yok. Hepsi eski. Çünkü sen hepsini biliyorsun..

Yanılıyor muyum?

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Benim için bilginin yeni veya eski olması hiç önemli değil.

Fesuphanllah, sen değil miyidn? Amanda sen eski bilgilere takmışsın, yeni bilgileri kabul etmiyorsun diye terane yapan Hacı?

Senin yeni sandığın bilgiler, eskimiş, zaman geçmekten değil, dayak yemekten bilhassa eskimiş bilgiler..

Evrim için yeni bilgi çoook.. Saymakla bitmez.. Evrime dair ilk bilgiler binlerce yıl öncesinden kalmış.. Demekki, evrim teoriside bir yeni bilgi.. 50 yıllık bir bilgi olan DNA'da yeni bir bilgi.. Daha 2002 yılında teoriye eklenen, evrimin düzlemsel olduğu da..

Sen "amanda sen yeni bilgilere ayak direyensin" dediğin için, benim için böyle bir ayrım var Hacı.. Maalesef, bilgiyi aramaktansa, uydurduğun hayali dorğulamaya çalışmaktansa, gelip burada adam karalamaya çalışıyor, zırvalıyorsun sadece..

İşte meydan burada.. Buyur, hangi "yeni" bilgiyi getirmişsin de, bizde buna ayak diremişiz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Anladığım kadarıyla, özellikle evrim konusunda, senin için yeni bilgi yok. Hepsi eski. Çünkü sen hepsini biliyorsun..

Hepsini biliyor olduğumu (evrim hakkında) söyleyebilirim, ama emin olamam.. Bilinmeyen bir şeyi de, haliyle bende bilemem..

Fakat, benim neyi bilip bilmediğimin önemi olmaz Hacı.. Önemli olan, yeterince şey biliyor olup olmadığımız. Biz, evrim hakkında yeterince şey biliyoruz. Bu "yeter artık, tamam, başka şey öğrenmeye gerek yok" demek değil.. Bu, evrimi ortaya koyabilmek için, gerekenleri biliyoruz demektir, hepsi sadece budur. Bu temel üzerien pek çok yeni bilgilerde konacaktır. Hatta, bakarsın o temeli değiştirecek bigilerde olabilecektir. Ama bugün için, bilinenler bunlardır: yeterlidir.

burada biyoloji dersi, akademik çalışması yapmıyoruz Hacı.. Burada sorunumuz, evrimin yanlışlanması sorunu. Biz, evrimin yanlışlanamayacağını gösterecek kadar şey biliyoruz. Bu forum için gereken bu.. Ötesi, ancak, konunun uzmanlığı olanlar arasında tartışma konusu olabilecek şeyler, hepsi o kadar..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bilgi nedir Bağlantı? Tanımını yapabilir misin? DNA'da olan nedir? Bilgi mi? Yukarıdaki alıntıda bir çok bağlamda kullanmışsın bilgi terimini. DNA'daki bilgi ile insanlardaki ve Tanrı'daki bilgi aynı şey midir? Değilse bunlar için neden aynı terimi kullanıyorsun? Peki bilgisayarların belleklerinde, nüfus kayıtlarında, kitaplarda olan şey ne? Bunlar da mı bilgi, yoksa bu terimle birbiriyle ilgisi olmayan ve çok farklı şeyleri mi kastediyorsun? Knowledge ile information aynı şey midir?

Elbette ikisi farklı şeyler. Knowledge: bilim, ilim, irfan, anlama, kanaat gibi anlamlar içerir. Ben değil direkt sözlük böyle söylüyor. İnformation ise bilgi, danışma, haber, iddia, istihbarat gibi anlamlar içerir. Sen bana diyorsun ki yazında bu iki farklı bilginin açılımını yap. Bilgi deyip kestirip atma. Bu tabii yapılabilir. Dnada var olan bilgi şifreler gibi. Bir harfler dizilimi serisi. İyide iş bu kadar basit mi? Bütün canlıların Dnalarının dökümü yapıldı diyelim. Eeee ne olacak? Olanlar bir yere kadar işte. Bu yeterli değil ki. Bu bilginin kazanımları belli. Genlere uygun ilaç üretimi. Genetik ayıklama. Dnadan kişi tespiti ve ana baba tespiti v.b. Elbette böyle bir çözümlemenin kazançları olacak. Ancak iş bu kadar basit değil.

Bulunan information. Bulunması gereken knowledge. Ancak bulunacağını sanmam. Dna şifresinin dökümünü yapmak yeterli olsaydı tüm soruların cevabını bulurduk. En azından evrimle ilgili sorular rahatlıkla cevaplanmış olurdu. Dna şifresinin dökümünü yapmak bize zekanın ne olduğunu öğretmedi. Zeka var ama ona ilintiler ağı demek yeterli mi? Bilgisayarında hafızası var ve işlem yapıyor ama insan zekası ile bir değil. Biz Dna şifresinin dökümünü yapmakla bilgisayardaki 0 ve 1 leri çözmüş gibi olduk. Bu madem bize evrimin nasıl olupta olduğunu yada canlılığın cansızdan neden farklı olduğunu öğretmedi o zaman yeterli olmaktan uzaktır. Esas bilgi canlıyı canlıdan ayırt edenin ne olduğunu anlamaktır ve zekanın aslında ne olduğunu açıklayabilmektir.

tarihinde baglanti tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Elbette ikisi farklı şeyler. Knowledge: bilim, ilim, irfan, anlama, kanaat gibi anlamlar içerir. Ben değil direkt sözlük böyle söylüyor. İnformation ise bilgi, danışma, haber, iddia, istihbarat gibi anlamlar içerir. Sen bana diyorsun ki yazında bu iki farklı bilginin açılımını yap. Bilgi deyip kestirip atma. Bu tabii yapılabilir. Dnada var olan bilgi şifreler gibi. Bir harfler dizilimi serisi. İyide iş bu kadar basit mi? Bütün canlıların Dnalarının dökümü yapıldı diyelim. Eeee ne olacak? Olanlar bir yere kadar işte. Bu yeterli değil ki. Bu bilginin kazanımları belli. Genlere uygun ilaç üretimi. Genetik ayıklama. Dnadan kişi tespiti ve ana baba tespiti v.b. Elbette böyle bir çözümlemenin kazançları olacak. Ancak iş bu kadar basit değil.

Demek ki neymiş, terimlerin içlemlerini karıştırıyorsak, yanlış sonuçlara ulaşabiliyormuşuz. Terimleri birbirlerinin yerine keyfi olarak kullanmak, kavram kargaşası dediğimiz şeyi oluşturuyormuş. Önce information kastedip, bunun yerine knowledge kullandığımızda, knowledge denen şeyin özelliklerini kastettiğimiz şeyde aramaya kalkmak, öküz altında buzağı aramaya benziyormuş.

DNA'da, bilgisayar belleklerinde, kitaplarda olan şey bilgi falan değil; Enformasyon. Maalesef Türkçesi, bildiğim kadarıylka, yok. Malumat deniyor ama bu da enformasyonu kısmen karşılıyor. Daha çok gazete haberi vs gibi.. Her neyse.. Söylediğim şey şu: Bilgi (knowledge, gnosis) denen şey, tanımı gereği zihin gerektirir. Ortada bir bilgi varsa, tanım gereği o bilgiyi bilen vardır. Zihin yoksa bilgi de yoktur. Şimdi bu tanımı öncül olarak alıp, enformasyon denen şeyi bilgi ile karıştırıp, bilgi bağlamında enformasyonu kastederseniz, o zaman "efendim madem DNA'da bir bilgi var, bunu kim biliyor" gibi bir garabete ulaşırsınız ki, senin benim yukarıdaki mesajımda alıntıladığım yerde yaptığın tam da bu.

Sonuç olarak, DNA'da bilgi değil, olsa olsa enformasyon vardır. Enformasyon da, tanımı gereği zihni gerektirmez. Enformasyonun olduğu yerde zorunlu olarak zihin aramaya çalışmak, başka bağlamdaki bilgi teriminin tanımını öncül alarak akıl yürütme yoluyla sonuca ulaşmaya çalışmak abesle iştigaldir.

Bulunan information. Bulunması gereken knowledge. Ancak bulunacağını sanmam. Dna şifresinin dökümünü yapmak yeterli olsaydı tüm soruların cevabını bulurduk. En azından evrimle ilgili sorular rahatlıkla cevaplanmış olurdu. Dna şifresinin dökümünü yapmak bize zekanın ne olduğunu öğretmedi. Zeka var ama ona ilintiler ağı demek yeterli mi? Bilgisayarında hafızası var ve işlem yapıyor ama insan zekası ile bir değil. Biz Dna şifresinin dökümünü yapmakla bilgisayardaki 0 ve 1 leri çözmüş gibi olduk. Bu madem bize evrimin nasıl olupta olduğunu yada canlılığın cansızdan neden farklı olduğunu öğretmedi o zaman yeterli olmaktan uzaktır. Esas bilgi canlıyı canlıdan ayırt edenin ne olduğunu anlamaktır ve zekanın aslında ne olduğunu açıklayabilmektir.

Bu konular, konunun detayları ile ilgili gözlem ve deney yapmaksızın oturulduğu yerden akıl yürütmeyle, olsa olsa yöntemleriyle sonuç çıkarmaya çalışmakla çözülmez. Sıvarsın kolları, girersin laboratuvara, gözlem yaparsın, hipotez oluşturur yeni deneyler tasarlayarak sınarsın. Yanıldığın noktada geri döner, hipotezini ve yöntemlerini gözden geçirip baştan başlarsın.. Yoksa efendim DNA'yı döksek de şunu bulamayız diye karnından konuşmakla olmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Demek ki neymiş, terimlerin içlemlerini karıştırıyorsak, yanlış sonuçlara ulaşabiliyormuşuz. Terimleri birbirlerinin yerine keyfi olarak kullanmak, kavram kargaşası dediğimiz şeyi oluşturuyormuş. Önce information kastedip, bunun yerine knowledge kullandığımızda, knowledge denen şeyin özelliklerini kastettiğimiz şeyde aramaya kalkmak, öküz altında buzağı aramaya benziyormuş.

DNA'da, bilgisayar belleklerinde, kitaplarda olan şey bilgi falan değil; Enformasyon. Maalesef Türkçesi, bildiğim kadarıylka, yok. Malumat deniyor ama bu da enformasyonu kısmen karşılıyor. Daha çok gazete haberi vs gibi.. Her neyse.. Söylediğim şey şu: Bilgi (knowledge, gnosis) denen şey, tanımı gereği zihin gerektirir. Ortada bir bilgi varsa, tanım gereği o bilgiyi bilen vardır. Zihin yoksa bilgi de yoktur. Şimdi bu tanımı öncül olarak alıp, enformasyon denen şeyi bilgi ile karıştırıp, bilgi bağlamında enformasyonu kastederseniz, o zaman "efendim madem DNA'da bir bilgi var, bunu kim biliyor" gibi bir garabete ulaşırsınız ki, senin benim yukarıdaki mesajımda alıntıladığım yerde yaptığın tam da bu.

Sonuç olarak, DNA'da bilgi değil, olsa olsa enformasyon vardır. Enformasyon da, tanımı gereği zihni gerektirmez. Enformasyonun olduğu yerde zorunlu olarak zihin aramaya çalışmak, başka bağlamdaki bilgi teriminin tanımını öncül alarak akıl yürütme yoluyla sonuca ulaşmaya çalışmak abesle iştigaldir.

Bu konular, konunun detayları ile ilgili gözlem ve deney yapmaksızın oturulduğu yerden akıl yürütmeyle, olsa olsa yöntemleriyle sonuç çıkarmaya çalışmakla çözülmez. Sıvarsın kolları, girersin laboratuvara, gözlem yaparsın, hipotez oluşturur yeni deneyler tasarlayarak sınarsın. Yanıldığın noktada geri döner, hipotezini ve yöntemlerini gözden geçirip baştan başlarsın.. Yoksa efendim DNA'yı döksek de şunu bulamayız diye karnından konuşmakla olmaz.

Hah tamam işte. Dnada şimdiye kadar ortaya konulan bilginin enformatik olduğunu sende kabul ediyorsun. İşte bende bunu söylüyorum. Sen Dnada knowledge türü bilgi olmaz mı diyorsun şimdi yani? Eğer o tür bilgi olursa bu zihni yani bir düzenleyeni gerektirir diyorsun. Sana göre var olan enformatik bilgi herşey için yeterli yani. Bu kadar basit nasıl düşünüyorsunuz anlamak mümkün değil. Madem öyle zooloji profesörü Dawkins neden memleri ortaya attı? Şöyle diyor:

"Mem ya da 'Meme' ünlü İngiliz biyolog Richard Dawkins tarafından ortaya koyulan bir kavramdır. Memler, her türlü gelenek, düşünce tarzı, yaşam biçimi vs. gibi insanın sosyal ve kültürel hayatının yeniden üretilmesi için gerekli inşa planını (reçetesini) içeren bilgi kodlarıdır. Dawkins'e göre nesiller değiştikçe, kültürel ve sosyal içerik bir sonraki nesle memler tarafından aktarılmaktadır. Bu tıpkı biyolojik içeriğin DNA tarafından aktarılması gibidir. Fakat memler, DNA gibi mikroskop altında görülebilen somut bilgi kodları değil daha çok soyuttur. Örnek vermek gerekirse, çömlek yapımı, yemeği çatal ile yemek, krallıkla yönetilmek, flört veya görücü usulü ile kız alma ve tahta kaşıkla yemek yemek gibi sayısız ve çeşitli mem vardır. Bunların bir kısmı, tıpkı bazı DNA’lar gibi tükenmiştir. Basite indirgenirse, memler bir DNA benzeşimidir."

Burada Dawkinsin saydığından çok daha fazla mem örneklemesi yapılabilir elbette. Kitabında yapmıştır herhalde. Ben bu konuyu çok havada görüyorum. Bu nedir şimdi? Bu ciddi bir açığı kapatmak için ortaya atılmış boş bir düşüncedir sadece. Soyut olduğunu zaten kendisi söylüyor. Peki soyut olan bilgi kaydını nerede tutuyor? Sadece eğitimle ve görenekle olacak iş değil bu. İnsanda bunların işlenebileceği altyapı olmadan kültürel kayıtlar nereye ve nasıl yapılacak? Onu geçtim örneğin konuşma yetisini memler nasıl açıklayacak? İnsan konuşma yetisinin altyapısını bir şekilde bünyesinde bulunduruyor olmalı. Dawkins çok boş konuşan bir adam. Bir zooloji profesörü olarak fazla atıp tutuyor. Size göre madem konuşmak için her konuda uzman olmak gerekiyor o zaman bu Dawkins ne alaka bir adam. Sadece konuşmakla kalsa iyi, ha bire kitap yazıyor. Eeee uzmanlığı ile ne alaka?

Yani bir knowledge olduğu ortada. Enformatik bilgi ile bizler açıklanamayız. Bilim ve sanat üreten bizler enformatik bilgi ile yaratıcılık fonksiyonuna sahip olamayız. Ben bitkilerin bile enformatik bilgi ürünü olduğunu düşünmüyorum ya neyse. Hem açığı görüp o açığı kapatmak adına tezler hazırlıyorlar hemde senin gibi bu tür bilgiyi red ediyorlar. Gerçekten garip tiplersiniz. Zeki ve karmaşık bilgileri anlayacak kapasite sahibi olanlarınız çok şaşırtıcı. Bunları anlayıpta anlamazdan gelmek büyük çaba gerektirir herhalde.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hah tamam işte. Dnada şimdiye kadar ortaya konulan bilginin enformatik olduğunu sende kabul ediyorsun. İşte bende bunu söylüyorum. Sen Dnada knowledge türü bilgi olmaz mı diyorsun şimdi yani? Eğer o tür bilgi olursa bu zihni yani bir düzenleyeni gerektirir diyorsun. Sana göre var olan enformatik bilgi herşey için yeterli yani.

Polemik çıkartarak hedef saptırmaktan vazgeç... Sen keyfi bir şekilde information ile knowledgeı birbirleri yerine kullandın mı, kullanmadın mı?

Bu kadar basit nasıl düşünüyorsunuz anlamak mümkün değil.

Enformasyonun yeterli olmadığını kanıtla da görelim.

Madem öyle zooloji profesörü Dawkins neden memleri ortaya attı?

İnsan düşüncesi enformatik DNA ve nöronların bir sonucu olduğu için pek problem yok.

Şöyle diyor:

Bakıyorum, kaynak vermeyeceğim söyleminden yavaş yavaş sıyrılıyorsun...

Bundan sonra her saçmalığına kaynak getireceksin diye farzedebilir miyiz?

Burada Dawkinsin saydığından çok daha fazla mem örneklemesi yapılabilir elbette. Kitabında yapmıştır herhalde. Ben bu konuyu çok havada görüyorum. Bu nedir şimdi? Bu ciddi bir açığı kapatmak için ortaya atılmış boş bir düşüncedir sadece. Soyut olduğunu zaten kendisi söylüyor. Peki soyut olan bilgi kaydını nerede tutuyor?

Enformatik DNA tarafından oluşturulmuş beynin, enformatik nöronlarında. Enformatik nöranlar, bir başka bireyin enformatik nöronlarıyla görsel veya işitsel iletişimi sonucu oluşturulan haritasında.

Sadece eğitimle ve görenekle olacak iş değil bu.İnsanda bunların işlenebileceği altyapı olmadan kültürel kayıtlar nereye ve nasıl yapılacak?

Nöron diye bir şey duydun mu?

Onu geçtim örneğin konuşma yetisini memler nasıl açıklayacak?

Konuşma yetisinin memetik sonucu ulaştığı fikrine nereden ulaştın? Sen, sana anlatılanları anlamayacaksan biz ne yapalım?

Konuşma yetisi evrimsel süreçlerle, memetik değil genetik süreçlerle ortaya çıkmıştır. Memlerle ortaya çıkan "konuşma yetisi değil", diller, yani languagedir.

İnsan konuşma yetisinin altyapısını bir şekilde bünyesinde bulunduruyor olmalı. Dawkins çok boş konuşan bir adam. Bir zooloji profesörü olarak fazla atıp tutuyor.

Kanıt ve kaynaklarla gelen kişileri boş olmakla itham eden kişiye bakın hele...

Size göre madem konuşmak için her konuda uzman olmak gerekiyor o zaman bu Dawkins ne alaka bir adam. Sadece konuşmakla kalsa iyi, ha bire kitap yazıyor. Eeee uzmanlığı ile ne alaka?

Uzmanlık sertifikalarla edinilen bir şey değildir.

Yani bir knowledge olduğu ortada. Enformatik bilgi ile bizler açıklanamayız. Bilim ve sanat üreten bizler enformatik bilgi ile yaratıcılık fonksiyonuna sahip olamayız. Ben bitkilerin bile enformatik bilgi ürünü olduğunu düşünmüyorum ya neyse. Hem açığı görüp o açığı kapatmak adına tezler hazırlıyorlar hemde senin gibi bu tür bilgiyi red ediyorlar. Gerçekten garip tiplersiniz. Zeki ve karmaşık bilgileri anlayacak kapasite sahibi olanlarınız çok şaşırtıcı. Bunları anlayıpta anlamazdan gelmek büyük çaba gerektirir herhalde.

Bu kadar salak olmak ne kadar çaba gerektiriyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Yani bir knowledge olduğu ortada. Enformatik bilgi ile bizler açıklanamayız. Bilim ve sanat üreten bizler enformatik bilgi ile yaratıcılık fonksiyonuna sahip olamayız.

Yahu, niye olamayalım ki? İşte olmuşuz, daha ne olsun?

Mesela senin var olabilmen için, 46 tane süper zenci varolması gerekiyor, bu süper zencilerin yarısının babana, yarısının anana uğraması gerekiyor. Oldu mu sence bu şimdi? Süper zencielr olmasa, sen nasıl olurda var olabilirsin ki?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...