Jump to content

Emperyalistlerden bir pislik daha


Recommended Posts

Albatros.

Sayın yorumcu. Quote'un içine yazma. Biz nasıl uğraşıp yapıyorsak sen de öyle yapsana.

Piyasadaki hangi fiyat? Emeğin piyasa değerini tüketici mi, üretici mi yoksa rekabet mi belirleyecek? Hangisi daha baskın? Rekabet değil mi?

Fiyatları arz talep dengesi belirler.

Tüketici daima daha ucuzu hatta hem ucuz hem de kaliteliyi ister. Kapitalizmin asıl açmazı da bu noktada başlamaz mı zaten? Rekabet sonucu düşen ürün değerini patron öncelikli olarak emek ücretleri üzerinden karşılar. Bu durumda çalışma saatlerini arttırıp verdiği ücreti minimum derecede tutar.

Patron da kâr etmek zorunda. Eğer ki kâr etmiyorsa niye o işe girsin? O zaman o ürün de üretilmez, o işçinin de işi olmaz. Ama kârını maksimum tutmaya çalışırken diğer üreticilerle rekabette olduğundan onun kârı da sonuçta piyasa mekanizmaları tarafından belli bir seviyeye çekilecektir.

Kapitalist ülkeler buna engel olmak için asgari ücret ilkesini koyarlar; ancak bu ücretin sefaleti bir yana, ekonomi dümencilerinin denetimsizlik ve rant sonucu asgari ücret bile lütuf hale gelir birçok yerde. Kapitalizmin asıl ahlak sorunsalı burasıdır. Senin kartelleşiyor dediğin sendikaların güçlü olduğu ülkelerde işçiler emek ücretlerinden ve sosyal güvencelerinden sürekli taviz vermekten kısmen kurtulur...

Asgari ücret sadece vasıfsız, eğitimsiz işçilerin iş sahibi olmalarını engeller. Kimse bir işçi 50 liralık iş yaparken asgari ücret 100 lira diye ona 100 lira vermez. Verilecek tepki sadece 50 liralık adamları işe almamak hep 100 liralık iş yapabilenleri işe almaktır. Asgari ücret politikası bu 50 liralık iş yapanların iş bulamamasına sebep olur. Ayrıca yukarda değindiğimiz gibi, işçilerin ücretleri öyle ittirip kaktırılarak arttırılsa bile bu fark piyasadaki ürünlerin fiyatlarına da yansıyacağından gerçek bir hayat standardı artışı sağlayamaz.

Sendikal örgütlenmede rekabet diye bir şey olmaz. Sendikal örgütlenmenin amacı emek ürününün piyasa değerini yükseltmek değildir, çarpıtıyorsun. Sendikanın asıl işlevi işçinin emek değerinin asgari ölçülerde korunması ve sosyal hakların güvenceye alınmasıdır.İşçilerin asgari oranda birlikte hareket etme istekleri bu bağlamda anlaşılır olup patronla pazarlık etme güçleri artacaktır. Dediğin sendika mantığı şu Türkiyede var zaten. Ki bu sendikaların birçoğu devlet güdümündedir, harcamalarını devlet karşılar. Böyle sendika olmaz, sendika devletten bağımsız olduğu oranda değerli ve güçlüdür; tıpkı sivil toplum örgütleri gibi.

Sendikalar birbiriyle rekabet ediyor yahut etsin demedim. Dedim ki sendika yokken işçiler birbiriyle rekabet eder. Nasıl üreticiler müşteriyi kapmak için birbiriyle rekabet edip fiyat kırıyorsa, işçiler de bir işi kapmajk için fiyat kırar. Ama sendike bu fiyat kırmanın önüne geçip ücretleri yüksek tutmak için, işçiler arasında bir anlaşma yapıyor ki kimse fiyat kırmasın. Bu bir karteldir.

İşçinin ürettiği bir ürünün piyasada satılan değeri ile işçinin aldığı ücreti karşılaştırarak bunu bulamaz mıyız? Diyelim ki ben fırın işçisiyim ve tek başıma atıyorum 500 tane ekmek ürettim. Ekmeğin ortalama fiyatına göre bu da 375-400 ytl arası bir değer yapar.Ve ben, ortalama 12-13 saat çalışıyorum. Patron üretilen ekmeği satıp düzenli olarak para girdisi sağladığına göre bana da bir ücret verecek. Peki ama benim hakkım ne olacak? Ben söylüyeyim; şayet bana aylık iki milyar artı sigorta verip haftada bir günümü de tatil yaparsan bu insancıl ve etik bir değer olur. Yani ben sana aylık 12 milyar kazandırıyorum ve sana maliyetim 2milyar küsur. Sen böyle çalışabilen bir fırın işçisi görürsen söyle, ona altın plaket takacam ben:)

Sen neye göre bir işçinin ne kadar para hakettiğini hesaplıyorsun ki? Piyasa dışında gerçek fiyatlar yok ki. Piyasa ne veriyorsa odur onun hakkı. Piyasa fiyatını neyle karşılaştırıyorsun da az buluyorsun?

İkinci bir husus, devlet istatistik enstütüsünün 4 kişilik bir ailenin ortalama harcamaları... Bu rakamlar yoksulluk ve açlık sınırını da belirleyen rakamlar. Bugün yoksulluk sınırının 4 kişilik bir aile için 1,5 milyar civarında olduğu söyleniyor. Eee, senin piyasan benim garip fırın işçime günlük 20 milyon yevmiye, 15 saat iş ve yarım yamalak sigorta verirse bu adil midir? (bu gerçek bir örnektir,adam kazanıyor ama vermiyor). Yok mudur bunun ortası hocam? İyi kapitalistsin, rekabete inanıyorsun; ancak, ülke şartları ve insan gibi yaşamak için gerekli ücretler belli. Yoksullar mağdur edilmeden kapitalistin mutlu muıtlu ticaret yapma imkanı yok mudur? Kimse mağdur değil deme, Türkiyedeki kaç işçi TÜİK'in yoksulluk sınırı verileri üstünde para kazanıyor diye sorarım sana?

Ee napalım yani? Bir ülke bir anda zengin olmaz. İstediğin kadar asgari ücret yap, hatta tüm sektörleri fabrikaları kamulaştır felan, isetiğini yap. Hayat standardını öyle artıramassın. Hayat standardı zamanla olacak bir birikimin sonucudur. Batı da bir zamanlar fakirdi. Asya Kaplanları daha 50 sene önce fakirdi. Çalışmakla oluyor bu işler. Yoksa zenginin malına göz dikmekle olmuyor.

''Üreticiler müşteriler için rekabet eder.''... Kapitalist patron kar için, kendisi için rekabet eder. Rekabet etmek için rekabet etmez, hele müşteri için hiç etmez. Kapitalist piyasada şirket büyümek zorundadır, hele ki rekabetin yoğun olduğu kar oranı yüksek sektörlerde rekabet edemezsen batarsın. Kapitalist bir patronun onca malın mülkün üstüne sürekli yatırım yapmasının sebeplerinden biri re rekabettir. Liberal olabilirsiniz, ancak bazı olguları sahip olmadıkları misyonları yükleyip yanılsama yaratmamak gerekir, rekabet neyse odur. Müşteri bundan yararlanabilir(o da her durumda değil) ama kapitalist müşteriye hayrından yapmaz. Onun amacı ürünlerinin satılmasıdır sadece ve ayakta kalmak...

"Üreticiler müşteriler için rekabet eder" derken denmek istenen "üreticiler müşterileri kapmak için birbiriyler rekabet eder" idi. Tabiki üreticiler kendi kârlarını artırmak için bu işteler. Ekonomideki herkes kendi faydasını artırmaya çalışıyor. İşlerin yürümesini sağlayan da budur zaten.

Üretilen tonla mal gerçekten ihtiyaç mıdır? Çöplüklerde kaç milyon cep telefonu olduğunu biliyor musun?

Sana ne ki üretilen mal ihtiyaç mı değil mi? Sen mi karar vereceksin insanların ihtiyacı nedir ne değildir? Piyasa neyin ihtiyaç olup olmadığına senden iyi karar verir merak etme.

sayın yorumcu, bu dediğiniz değişken bir şey olup kısıtlı bir durumdur. Siz çok nadir kalifiye eleman yetişen bir sektörde usta bir işçiyseniz muhtemelen oldukça iyi miktarlarda kazanma şansınız vardır. Vasıflı olmak çoğu zaman iyi kazanmaya yetmez. Başbakan boşuna en az üç çocuk yapın demiyor değil mi? smile.gif

Sayın yorumcu. "İyi" kazanmak göreceli bir kavram. Piyasanın verdiği ücret neyse odur. Piyasa dışında değerlerin ortaya çıktığı başka bir yer var mı? Piyasa dışında gerçek fiyatlar yoktur. O zaman sen nasıl bir işçinin hakettiğinden az aldığını söyleyebilirsin ki? Sadece aynı işi yapan aynı kabiliyetteki diğer işçilerle kıyas edebilirsin. Başka bir kıstasın olabilir mi? Allahın katında hangi işin kaç para ettiğinin yazdığı bir mutlak ezeli ücret cetveli mi var?

buna katılıyorum, adam en azından zarar etmemek için maliyetine satabilir. Ama aksi birçok örnek de vardır,talebe göre değişlken bir olgudur bu. Talebin çok yüksek olup arzın sınırlı olduğu durumlarda spekülatörler piyasayı allak bullak edebiliyor(pirinç fiyatlarının zıplaması örneğinde olduğu gibi).

Piyasa fiyatları duruma göre değişiklik gösterir. Aslında bu aynı canlıların çevreye uyum sağlaması gibidir. Piyasa arz ve talepteki farklılklara hemen uyum sağlar. Devlet bunu engellerse, fiyatların düşmesini çıkmasını yasaklarsa bunun sonucu ya kıtlık ya üretim fazlasıdır. İnsanlar açlıktan bile ölebilir. Az bir pirinç varken herkesin bir diğerine bırakacak şekilde az bir miktar alması fiyatların yükselmesiyle otomatik olarak ayarlanacakken, fiyatlar yükselmesi engellenirse insanlar o anki acil ihtiyacından fazla alabilir. Ayrıca o bölgeye acil yapılması gereken sevkiyat, yüksek fiyatların doğruduğu kâr güdüsüyle başka yerlerden girişimciler tarafından koşturulacaktır. Devlet görevlilerinin getireceği hızdan daha hızlı yiyecekleri yetiştireceklerinden emin olabilirsin.

tarihinde ludwig tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 209
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Albatros.

Sayın yorumcu. Quote'un içine yazma. Biz nasıl uğraşıp yapıyorsak sen de öyle yapsana.

Böyle kolayıma geliyor ve yapıyorum...

Fiyatları arz talep dengesi belirler.

Arz ve talep belirler elbet; ancak daha baskın olan rekabettir...

Patron da kâr etmek zorunda. Eğer ki kâr etmiyorsa niye o işe girsin? O zaman o ürün de üretilmez, o işçinin de işi olmaz. Ama kârını maksimum tutmaya çalışırken diğer üreticilerle rekabette olduğundan onun kârı da sonuçta piyasa mekanizmaları tarafından belli bir seviyeye çekilecektir.

İşçi de yaşamak zorunda, mümkünse pek insanca...

Asgari ücret sadece vasıfsız, eğitimsiz işçilerin iş sahibi olmalarını engeller. Kimse bir işçi 50 liralık iş yaparken asgari ücret 100 lira diye ona 100 lira vermez. Verilecek tepki sadece 50 liralık adamları işe almamak hep 100 liralık iş yapabilenleri işe almaktır. Asgari ücret politikası bu 50 liralık iş yapanların iş bulamamasına sebep olur. Ayrıca yukarda değindiğimiz gibi, işçilerin ücretleri öyle ittirip kaktırılarak arttırılsa bile bu fark piyasadaki ürünlerin fiyatlarına da yansıyacağından gerçek bir hayat standardı artışı sağlayamaz.

Her sektör kendi işçisini eğitir, şayet o işçi işine yaramıyorsa, yetenekli değilse çalıştırmaz zaten. İşçi de insanca yaşamak zorunda, fazlası da talep edilmez zaten...

Sendikalar birbiriyle rekabet ediyor yahut etsin demedim. Dedim ki sendika yokken işçiler birbiriyle rekabet eder. Nasıl üreticiler müşteriyi kapmak için birbiriyle rekabet edip fiyat kırıyorsa, işçiler de bir işi kapmajk için fiyat kırar. Ama sendike bu fiyat kırmanın önüne geçip ücretleri yüksek tutmak için, işçiler arasında bir anlaşma yapıyor ki kimse fiyat kırmasın. Bu bir karteldir.

Asıl kartel sendikasızlaşma olduğu zaman ortaya çıkacaktır. AB bile Türkiye'den sendikal iyileştirme talep ediyo sayın yorumcu...

Sen neye göre bir işçinin ne kadar para hakettiğini hesaplıyorsun ki? Piyasa dışında gerçek fiyatlar yok ki. Piyasa ne veriyorsa odur onun hakkı. Piyasa fiyatını neyle karşılaştırıyorsun da az buluyorsun?

Mesela TUİK'in ortaya koyduğu sayılar bir veridir. Asgari geçim sınırı benim için baz olabilir...

Ee napalım yani? Bir ülke bir anda zengin olmaz. İstediğin kadar asgari ücret yap, hatta tüm sektörleri fabrikaları kamulaştır felan, isetiğini yap. Hayat standardını öyle artıramassın. Hayat standardı zamanla olacak bir birikimin sonucudur. Batı da bir zamanlar fakirdi. Asya Kaplanları daha 50 sene önce fakirdi. Çalışmakla oluyor bu işler. Yoksa zenginin malına göz dikmekle olmuyor.

Unutmayın ki aynı batıda sendikalar ve örgütlülük de son derece güçlüdür. Muhalefetin olmadığı yerde gelişme olmaz sayın yorumcu...

"Üreticiler müşteriler için rekabet eder" derken denmek istenen "üreticiler müşterileri kapmak için birbiriyler rekabet eder" idi. Tabiki üreticiler kendi kârlarını artırmak için bu işteler. Ekonomideki herkes kendi faydasını artırmaya çalışıyor. İşlerin yürümesini sağlayan da budur zaten.

Sana ne ki üretilen mal ihtiyaç mı değil mi? Sen mi karar vereceksin insanların ihtiyacı nedir ne değildir? Piyasa neyin ihtiyaç olup olmadığına senden iyi karar verir merak etme.

Ben değil, doğa karar veriyor zaten. Piyasa yalnızca karı düşünür. Ekolojik dengeler piyasayabırakılamayacak kadar acil bir konudur. 1970'lerde eskiden sadece kalkınma denen olguya ''sürdürülebilir'' sıfatı ekleyerek mevcudun iflas ettiğini açıkladılar bizzat. Bilimadamlarının uyarıları, bu durumun hala sürdürülebilemez olduğunu ortaya koymaktadır...

Sayın yorumcu. "İyi" kazanmak göreceli bir kavram. Piyasanın verdiği ücret neyse odur. Piyasa dışında değerlerin ortaya çıktığı başka bir yer var mı? Piyasa dışında gerçek fiyatlar yoktur. O zaman sen nasıl bir işçinin hakettiğinden az aldığını söyleyebilirsin ki? Sadece aynı işi yapan aynı kabiliyetteki diğer işçilerle kıyas edebilirsin. Başka bir kıstasın olabilir mi? Allahın katında hangi işin kaç para ettiğinin yazdığı bir mutlak ezeli ücret cetveli mi var?

Olur, o ülkedeki asgari geçim standartları belirlenebilinir. Kendi kendini düzenleyen piyasa mantığının iflas ettiği zaten bu krizde ortaya çıktı. Bu işlerin belirli ölçüleri olmalı, kapitalist zenginleşsin diye işçileri rezil ücretlere mi mahkum edeceğiz? Sizin gelişme ölçütlerinizin merkezinde kar olabilir ama benim sadece insanca bir yaşam vardır, işçiler de insan; onların da asgari miktarda ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır sistem. Bu belirsizz bir geleceğe ertelenerek çözülecek bir konu değildir.

Piyasa fiyatları duruma göre değişiklik gösterir. Aslında bu aynı canlıların çevreye uyum sağlaması gibidir.

Piyasan insan doğasını aykırıdır zaten. Doğadaki hiçbir canlı ihtiyacından fazlasını kar etmek amacıyla avlamaz :)

Piyasa arz ve talepteki farklılklara hemen uyum sağlar. Devlet bunu engellerse, fiyatların düşmesini çıkmasını yasaklarsa bunun sonucu ya kıtlık ya üretim fazlasıdır. İnsanlar açlıktan bile ölebilir. Az bir pirinç varken herkesin bir diğerine bırakacak şekilde az bir miktar alması fiyatların yükselmesiyle otomatik olarak ayarlanacakken, fiyatlar yükselmesi engellenirse insanlar o anki acil ihtiyacından fazla alabilir. Ayrıca o bölgeye acil yapılması gereken sevkiyat, yüksek fiyatların doğruduğu kâr güdüsüyle başka yerlerden girişimciler tarafından koşturulacaktır. Devlet görevlilerinin getireceği hızdan daha hızlı yiyecekleri yetiştireceklerinden emin olabilirsin.

Sayın yorumcu, spekülatörler piyasadaki pirinc stoklarını tüketip daha sonra fahiş fiyatlarla bunu satabiliyorlar. Kaldı ki, ortadoğu petrollerine müdahale edilmesini savunan biri için bu düşünce çelişik kaçmıyor mu? Kapitalistler de, gerektiğinde zorla/koca bir halko perişan ederek de olsa başka bir ülkeye bu tarzda müdahale ediyorlar...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kapitalizm-Sosyalizm tarışması yapan arkadaşlar bu tartışmalar için biraz geç kalmadınızmı.100 sene kadar.Bu yazmış olduğunuz bilgiler tarih oldu.Yoksa üniversitelerde hala bunlarmı okutuluyor.Hoş yurdum ekonomistlerinin kafasının basmadığıda bir gerçek ama. tarihinde Detay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Albatros.

Sayın yorumcu.

Ben Orta Doğu petrollerine Batılılar el koysun demedim. Ama petrol ülkelerinin de güvenlikli stabil ülkeler olması, Saddam gibi manyakların elinde olmaması, güvenlik içinde üretim yapılması, arzın artması vs herkesin faydasınadır.

İnsanca yaşam dediğin şey de ittirip kaktırılarak elde edilmez. Nesiller geçmesi gerekiyor bir ülkenin zenginleşmesi için. Sen istediğin kadar sendika yap, asgari ücret yap, hatta devrim yapıp herşeyi kamulaştır. Hayat standardı bu yöntemlerle yükselmez. Sadece zamanla, yavaş yavaş zenginliğin birikmesiyle, ekonominin büyümesiyle olur. Tarihte böyle oldu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hayat standardı bu yöntemlerle yükselmez. Sadece zamanla, yavaş yavaş zenginliğin birikmesiyle, ekonominin büyümesiyle olur. Tarihte böyle oldu.

ludwig uçuştasın yine.

Dünya üzerinde bilmediğimiz bir tarihmi var.

Kim çalışarak üreterek GSMH arttırmış, zengin olmuş.

Gelişim ve özgürlüğün tek anahtarı empreylizm ve sömürüdür.

Ötesi üniversitelerde milleti kandırmak için yazılan yalanlardan ibarettir.

Fransız metrolarında fransızlar çalışmadı unutma, güney amerikada ne oldu, zellanda'da neler oldu bunlar en küçük örnekler.

Tarih kaostan çok komplonun ürünüdür unutma sakın.Tıpkı bolşevik devrimi gibi uyduruk söylemler gibi.

Rus çarı merkez bankası fikrini kabul etse , tahtı yıkılırmıydı sence.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Detay. Senle belediye ilgilensin kardeşim. Arada parazit yapma. Biz yetişkinler mevzular tartışıyoruz burda. Sen gidip Mu Kıtasında Türk fosili felan ara. Hadi evladım.

tarihinde ludwig tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben düşüncemi belirttim ve siz bilimsel olarak olmadığını iddia ettiniz , bu durumda savunduğunuz bilimselliği buraya taşıması gereken sizsiniz.İddia Sahibisiniz ve kanıtla yükümlüsünüz.Siz bilimsel yazılarınızı bastıkça ben somuta indirgeyerek zaten size cevap vermiş olucam.

İddia sahibi burada nasıl ben oluyorum?! Ben mi söyledim efendim Hazar denizi beş parçaymış da, dibinden çıkarılan fosiller Türklerle uyuşmuş da.. Saçmasapan çizimleri burada ben mi yayınladım da iddia sahibi ben oluyorum?!

Evet burada, sürekli ağzınızdan düşmeyen şu bilimselliğinizi, suvunduğunuz ortodoksin bilim ile burda açıklayın bizde sizin bilimselliğinizi çürütelim.En azından bilim neymiş sayenizde herkes görmüş olur.Yanlız demagoji istemiyorum, sadece sizin bilimsel kaynaklarınızı.

Sana ders anlatacak değilim burada.. Ayrıca neyi açıklayacağım, ne istiyorsun benden, o da belli değil..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evet burada, sürekli ağzınızdan düşmeyen şu bilimselliğinizi, suvunduğunuz ortodoksin bilim ile burda açıklayın bizde sizin bilimselliğinizi çürütelim.En azından bilim neymiş sayenizde herkes görmüş olur.Yanlız demagoji istemiyorum, sadece sizin bilimsel kaynaklarınızı.

yuh....

bunu deicide'ye söylüyorsun, ayıp ayıp:))))))))))))

söylenecek en son kişidir kendisi..

sen yenisin galiba:)

tarihinde KARUN tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Albatros.

Sayın yorumcu.

Ben Orta Doğu petrollerine Batılılar el koysun demedim. Ama petrol ülkelerinin de güvenlikli stabil ülkeler olması, Saddam gibi manyakların elinde olmaması, güvenlik içinde üretim yapılması, arzın artması vs herkesin faydasınadır.

Ne hikmetse bu faydayı bir tek Irak halkı göremiyor(!). Diyelimki Toroslarda piyasaları allak bullak edecek kadar altın çıktı ve sen de bu altını kendin işleyip satmak istedin. Yarın coniler sana müdahale ettiğinde de aynı düşünceye sahip olup bıraknız yapsınlar bırakınız etsinler dermisiniz?

İnsanca yaşam dediğin şey de ittirip kaktırılarak elde edilmez. Nesiller geçmesi gerekiyor bir ülkenin zenginleşmesi için. Sen istediğin kadar sendika yap, asgari ücret yap, hatta devrim yapıp herşeyi kamulaştır. Hayat standardı bu yöntemlerle yükselmez. Sadece zamanla, yavaş yavaş zenginliğin birikmesiyle, ekonominin büyümesiyle olur. Tarihte böyle oldu.

itip kakma yok zaten; hatta bu işe AB standartları getirdik işte :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Albatros. Eğer benden bir daha cevap almak istiyorsan bana rumuzumla hitap et. Bir daha "sayın yorumcu" diye uyuz uyuz başlama. Bu bir.

Eğer sen başka bir gezegenden çok büyük bir miktar altın getirsen mesela, bu demek olacaktır ki bu altını piyasaya sokmanla birlikte herkesin sahip olduğu altının değeri düşecek, ve bu değer senin cebine girecektir. Aynı sahte para üretip piyasaya sürmek gibidir. Yani kalpazanlıktır. Bu demek değildir ki tabi BAtılılar Afrika'nın altınına el koysun. Ama Afrikalıların altının para olduğu gelişmiş bir ekonomiye malları ve hizmetleriyle aynı ekonomide kazandıkları altınla değil, dağlarından çıkardıkları ve daha önce o ekonomide olmayan altınla gelirlerse, bunun sonucu diğer insanların ğarasının değerini düşürerek kendine değer yaratmaktır. Hırsızlıktır.

İttirip kaktırma derken de ekonomiyi ittirmekten bahsediyorum. Bu aynı üfürükle, büyüyle ekonomiyi büyütmeye çalışmak gibidir. Sanki asgari ücret yapsan, sendikayla ücretleri artırsan, yahut herşeyi kamulaştırsan bir anda hayat standardı yükselecek. Hayır, bir ekonominin zenginlik seviyesi bellidir; hayatn standardı da işçi ücretleri de bu ekonominin büyüklüğüne bağlıdır. Bu nesillerin birikimiyle ve çalışmakla olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Albatros. Eğer benden bir daha cevap almak istiyorsan bana rumuzumla hitap et. Bir daha "sayın yorumcu" diye uyuz uyuz başlama. Bu bir.

Eğer sen başka bir gezegenden çok büyük bir miktar altın getirsen mesela, bu demek olacaktır ki bu altını piyasaya sokmanla birlikte herkesin sahip olduğu altının değeri düşecek, ve bu değer senin cebine girecektir. Aynı sahte para üretip piyasaya sürmek gibidir. Yani kalpazanlıktır. Bu demek değildir ki tabi BAtılılar Afrika'nın altınına el koysun. Ama Afrikalıların altının para olduğu gelişmiş bir ekonomiye malları ve hizmetleriyle aynı ekonomide kazandıkları altınla değil, dağlarından çıkardıkları ve daha önce o ekonomide olmayan altınla gelirlerse, bunun sonucu diğer insanların ğarasının değerini düşürerek kendine değer yaratmaktır. Hırsızlıktır.

Yahuu adam bunu kendi kullanmak istiyor bundan doğal hak mı var? Faiz gibi varsayımsal bir değer üzerinden para kazanmak meşru da bu niye gayrı meşru olsun. Kaldı ki sen mülkiyet denen şeye inanmıyor musun arkadaşım? Irak bağımsız bir ülke değil mi? Adamın kendi kaynakları, istediği gibi kullanır. Arz-talep meselesi, almazsan alma! Saddam hırlı bok değil, tamam ama onu palazlandıran, destek çıkan ve silah veren de aynı ABD. Kaldıki ABD oraya savaş açarken petrolü ağzına bile almadı! Nükleer silah dendi, ancak BM temsilcileri bırakın silahı, izine bile rastlamadı! 500 yıla yakın bir yıllık tarihde bir kerecik 11eylülde saldırıya uğradı koca bir ülkeyi işgal etti(afganistan). Birçok itfaiyeci uçaklar çarptığı anda zemin katlardan da patlama sesleri geldiğini söyledi, belgesellere/medyaya yansıdı bu bilgiler. ABD saldırganlığınu bu şekilde meşrulaştırmana inanamıyorum gerçekten. Osmanlı'dan bahsederken son derece eleştirel düşünüp asgari doğruları söyleyen birinin ABD saldırganlığına da benzer şekilde yaklaşması gerekir. Bunun apaçık bir emperyalist saldırı olduğunu kabullenmek senin için zor olmamalı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer ben yanlış bilmiyorsam Tayvan yerel sanayilerini adım adım güçlendirdikten sonra gerçek rekabete atılıyor ve piyasanın önündeki birçok engeli açıyor. İlk önce güçlü toprak reformlarıyla tarımda büyük ihracatlar yapıyorlar, sonra sanayiye yatırım yapıyorlar, sanayi alanlarlı, teknokentler inşaa ediyorlar ve yerel sanayi belli bir seviyedeyken dünya nehrinin akıntısında kaybolmayacakları seviyedeyken piyasa önündeki engelleri kaldırıyorlar özellikle o coğrafyada ürünleri açısından pazarlar olduğu için de belirgin bir gelişme sağlıyorlar. Türkiye de benzer yollardan gidecekken her şey altüst ediliyor. Bu arada gelişmiş ülkeler tarafından uygulanan sübvansüyonlar, kimi şirketleri kurtarmaya çalışmalar da gözden kaçmıyor :) Bakalım daha neler göreceğiz..

Link to post
Sitelerde Paylaş
İddia sahibi burada nasıl ben oluyorum?! Ben mi söyledim efendim Hazar denizi beş parçaymış da, dibinden çıkarılan fosiller Türklerle uyuşmuş da.. Saçmasapan çizimleri burada ben mi yayınladım da iddia sahibi ben oluyorum?!

Bunlar uzun uzun tartışıldı ve masaya yatırıldı, sizin bilmiyor olmanız benim sorunum değil.Vatandaşların kitaplarını oturup sayfa sayfa yazacakta değilim, kaldı ki resimleri aktarabilmem mümkün değil.Meraklıysanız alır okursunuz.

Aynı zamanda bağımsız 2 bilim adamıyla ilgili ceviz kabuğunda 5 hafta üst üste program yapıldı ve sizin öne sürebileceğiniz her türlü argüman yerle bir edildi.Somut kanıtları ve bilimsel incelemeleri ile.Bu programa sizin düşüncenizi savunan (Batı Jenerik tarihi) bilim insanıda katıldı.Ya izleyin yada bu 5 program kitap halinde basıldı.Alıp okuyun.

http://www.haluktarcan.com/

Buda savlar ve tenkitleriyle ilgili programın kitabıdır ki, Tenkit dahi alamamıştır.Kitabın içerisinde değerli bilim adamlarının kaynakçalarını bulabilirsiniz.

1020042.jpg

tarihinde Detay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
yuh....

bunu deicide'ye söylüyorsun, ayıp ayıp:))))))))))))

söylenecek en son kişidir kendisi..

sen yenisin galiba:)

Batının Jenerik tarihi üzerine inşaa ettiği kilise darwinizmini bilim olarak kabul ediyor ve bunun savunucularını bilim adamı kabul ediyorsanız haklısınız.Akadamik olimposun kendi çıkarları doğrultusunda makalelerin altına atmış olduğu imzaların neden atıldığını görmezden gelerek bir yanlışı bilim adı altında savunmanın altında başka şeyler ararım ki, onu burda yazmayım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Eğer ben yanlış bilmiyorsam Tayvan yerel sanayilerini adım adım güçlendirdikten sonra gerçek rekabete atılıyor ve piyasanın önündeki birçok engeli açıyor. İlk önce güçlü toprak reformlarıyla tarımda büyük ihracatlar yapıyorlar, sonra sanayiye yatırım yapıyorlar, sanayi alanlarlı, teknokentler inşaa ediyorlar ve yerel sanayi belli bir seviyedeyken dünya nehrinin akıntısında kaybolmayacakları seviyedeyken piyasa önündeki engelleri kaldırıyorlar özellikle o coğrafyada ürünleri açısından pazarlar olduğu için de belirgin bir gelişme sağlıyorlar. Türkiye de benzer yollardan gidecekken her şey altüst ediliyor. Bu arada gelişmiş ülkeler tarafından uygulanan sübvansüyonlar, kimi şirketleri kurtarmaya çalışmalar da gözden kaçmıyor :) Bakalım daha neler göreceğiz..

Tayvan yabancı yatırımları çekmek için ilk yasal düzenlemeyi 1960ta yaptı, Asya'daki ilk "export processing zone" da 1966 yılında Tayvan'da açıldı. Çok korumacı bir politika izlediklerini düşünmüyorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yahuu adam bunu kendi kullanmak istiyor bundan doğal hak mı var? Faiz gibi varsayımsal bir değer üzerinden para kazanmak meşru da bu niye gayrı meşru olsun. Kaldı ki sen mülkiyet denen şeye inanmıyor musun arkadaşım? Irak bağımsız bir ülke değil mi? Adamın kendi kaynakları, istediği gibi kullanır. Arz-talep meselesi, almazsan alma! Saddam hırlı bok değil, tamam ama onu palazlandıran, destek çıkan ve silah veren de aynı ABD. Kaldıki ABD oraya savaş açarken petrolü ağzına bile almadı! Nükleer silah dendi, ancak BM temsilcileri bırakın silahı, izine bile rastlamadı! 500 yıla yakın bir yıllık tarihde bir kerecik 11eylülde saldırıya uğradı koca bir ülkeyi işgal etti(afganistan). Birçok itfaiyeci uçaklar çarptığı anda zemin katlardan da patlama sesleri geldiğini söyledi, belgesellere/medyaya yansıdı bu bilgiler. ABD saldırganlığınu bu şekilde meşrulaştırmana inanamıyorum gerçekten. Osmanlı'dan bahsederken son derece eleştirel düşünüp asgari doğruları söyleyen birinin ABD saldırganlığına da benzer şekilde yaklaşması gerekir. Bunun apaçık bir emperyalist saldırı olduğunu kabullenmek senin için zor olmamalı?

Altın mevzuu ile petrol mevzuu ayrıdır. Petrolünü tabiki satsın. Aksini söyleyen mi var? Saddam ise Kuveyt'e saşdırıp ordan diğer ARap ülkelerine de saldıracağını, emperyalist yayılmacı bir çizgi izleyeceğinin işaretini verince ilk körfez savaşında ARapk ülkeleri Pakistan vs dahil nerdeyse 50 devlet katıldı ABD yanında. İKinci savaşa da gene 50 den fazla ülke katılmış durumda. İkinci savaş petrol savaşı demedim. Siz petrol birinci meseledir diyorsunuz. Halbuki ABD petrole el koyan emperyalist bir ülke değil. Buna gücü olduğu halde böyle birşey yapmadı. Sen ABD Irak petrolüne el koydu diye buraya bir haber linki getirebilir misin?

Afganistan olayında ise yanlışsın. Herşeyden önce 11 eylülü ABD kendine kendine yaptı şüphelerini bırak. Bunlar Detay gibilere kalsın. Sen hesapta aklı başında bir insansın. İkinci olarak da Afganistan'ın açıkça teröre destek verdiğini, ve El Kaide terör kamplarına izin verdiğini hatırla. Bu uluslararası yasaya göre suçtur. Eğer adamlar terörü hükümet olarak durdurmuyorlarsa, ve teröristler başka ülkelere saldırıyorlarsa, o ülkeyi işgal edip teröristlerin tepelenmesi bir haktır.

Faiz gibi varsayımsal falan filan demişsin. Sen ne zırvalıyon kardeşim. Faiz nasıl varsayımsal. Sen isteyene herşeyini beleş ödünç veriyor musun? Ver bana bilgisayarını ben sana 50 yıl sonra aynı şekilde geri verim oldu mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Altın mevzuu ile petrol mevzuu ayrıdır. Petrolünü tabiki satsın. Aksini söyleyen mi var? Saddam ise Kuveyt'e saşdırıp ordan diğer ARap ülkelerine de saldıracağını, emperyalist yayılmacı bir çizgi izleyeceğinin işaretini verince ilk körfez savaşında ARapk ülkeleri Pakistan vs dahil nerdeyse 50 devlet katıldı ABD yanında. İKinci savaşa da gene 50 den fazla ülke katılmış durumda. İkinci savaş petrol savaşı demedim. Siz petrol birinci meseledir diyorsunuz. Halbuki ABD petrole el koyan emperyalist bir ülke değil. Buna gücü olduğu halde böyle birşey yapmadı. Sen ABD Irak petrolüne el koydu diye buraya bir haber linki getirebilir misin?

Irak'ta tek galip petrol ve güvenlik şirketleri

Bush yönetimi Irak savaşı için üç haftada 50 milyar dolar harcarken, gerçek faturayı ABD'nin gelecek nesilleri ve dünyanın kalanı ödeyecek. Bu savaşın sadece iki galibi var: Petrol şirketleri ve Blackwater gibi güvenlikçilerhttp://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=250386

Amerikan Newsweek dergisi, ?Yedi Kız Kardeş? diye adlandırılan ABD ve İngiltere merkezli petrol şirketlerinin savaştan en kârlı çıkacağını yazmıştı.

Irak savaşı sonrasında Amerikalı ve İngiliz petrol şirketlerinin etkinliği arttı ve bu dev şirketler uluslararası petrol pazarında belirleyici konuma geldi. ?Yedi kız kardeş? olarak bilinen BP, Shell, Mobil, Chevron, Exxon, Gulf ve Texaco şirketleri hem üretim, hem dağıtım, hem de satışı üstlendikleri için büyük kazançlar elde etti ve hâlâ da etmeye devam ediyor. Bu şirketler 40 yıl önce Irak petrollerinin devletleştirilmesi sonucunda ellerinden alınan imtiyazlarına yeniden kavuşmayı başarmış durumda. Ve süreç bu minval üzere ilerliyor.

Anthony Sampson, Petrol Oyunu (The Seven Sisters / Yedi Kız Kardeş) adlı kitabında şöyle diyor; ?Dünyanın yedi kıt'asında bulunan, doğurduğu siyasal sonuçlarla taçları, tahtları, cumhuriyetleri, diktatörlükleri silip süpüren petrol bu yedi şirketin (Exxon, Mobil, Socal, Gulf, Texaco, Shell ve BP), dünya ticaretinin yüzde ellisini denetim altında bulundurmasını sağlamış; daha önemlisi, bir çok ülkeyi diledikleri biçimde yönetme imkânı vermiştir. Bir çok kişi, bunları, ?Dünyayı sırtında taşıyan Atlas? olarak değerlendirmiştir.?

http://www.petrol-is.org.tr/Web_Arastirma/...a.pdf>>bu da perolişten güzel bir makale...

Bu kadar link yeterli mi? Bu savaşın petrol/enerji savaşı olduğunu sana daha nasıl anlatılabilinir bilmiyorum...

Afganistan olayında ise yanlışsın. Herşeyden önce 11 eylülü ABD kendine kendine yaptı şüphelerini bırak. Bunlar Detay gibilere kalsın. Sen hesapta aklı başında bir insansın. İkinci olarak da Afganistan'ın açıkça teröre destek verdiğini, ve El Kaide terör kamplarına izin verdiğini hatırla. Bu uluslararası yasaya göre suçtur. Eğer adamlar terörü hükümet olarak durdurmuyorlarsa, ve teröristler başka ülkelere saldırıyorlarsa, o ülkeyi işgal edip teröristlerin tepelenmesi bir haktır.

'terörle savaş'' söylemi pentagon'un 11 eylülden hemen sonra tekrar devreye soktuğu basit bir psikolojik harp söylemidir. Bunun palavra olduğunu sokaktaki çocuklar dahi sezebilir Ludwing arkadaşım. Kaldıki, abd 11 eylüle kadar kendi topraklarında hiçbir şiddet eylemi yaşamamıştır. 11 eylül sonrası süreçleri ve sistematik medya propagandalarını, ajitasyonları ve bilgi kirliliğini göze alırsak bu eylemin komplo olabileceği noktasında ciddi kuşkularımız doğal olarak doğmaktadır. Hele hele Taliban gibi kendi sorunlarından burnu boka batmış aciz bir örgütün abd'ye saldırmak için destek vereceğini düşünmek 11 eylül iddialarının yanında öyle sürreal kalıyor ki! Irak'ta amaç neyse Afganistan'da da oydu elbette. ABD dünya egemenliğine oynayan küresel bir oyuncudur ve en ciddi rakipleri Çin ve Rusya'dır. Bu iki ülke, her nekadar abdyle çatışmasa da ABD'nin başına sorun açabilecek potansiyelde olup ABD politikalarına mesafeli durmaktadır. Savaşta basit bir kural vardır, doğrudan zarar veremezsen, düşmanın beslenebileceği stratejik kaynakları ele geçir, düşmanın gelişimini engelle. Afganistan orta asyanın önemli bir geçiş koridorudur, zengin kaynaklara sahiptir. Ayrıca Rusya ve Çine karşı konumlanabilinecek önemli bir mevzidir. Senin evinin bahçesinde eski bir hasmının uyuduğunu/gezindiğini bilsen sen rahatsız olmaz mısın? Üstelik senin her hareketin kontrol edilecek. Maalesef bu konudalarda Pentagon'un özel harp dairesi subayları gibi konuşuyorsun, dünya gerçeklerine yalnızca abd-pentagon menşeili bakıyorsun bazen ki bu da seni cidden yanıltıyor Ludwing.

Faiz gibi varsayımsal falan filan demişsin. Sen ne zırvalıyon kardeşim. Faiz nasıl varsayımsal. Sen isteyene herşeyini beleş ödünç veriyor musun? Ver bana bilgisayarını ben sana 50 yıl sonra aynı şekilde geri verim oldu mu?

Para değişim değeridir, emeğin/ürünün karşılığıdır. Faiz hangi emeğin karşılığı? Adam parasıyla doğrudan yatırım yaparak kazanç elde etme yerine faize veriyor, banka kuruyor vs. Doğrudan yatırım yapsa belki zarar da edecek, olası bir doğrudan yatırım kazancını faizle elde ediyor sadece; ancak yatırımda zarar da edebilirsin

tarihinde AlbatrosS tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Buda savlar ve tenkitleriyle ilgili programın kitabıdır ki, Tenkit dahi alamamıştır.Kitabın içerisinde değerli bilim adamlarının kaynakçalarını bulabilirsiniz.

1020042.jpg

Bozacının şahidi şıracı.. Kitabın adının bile imlası bozuk en başta.. Kim ciddiye alıp da neresini eleştirsin böyle bir paçavranın?

Böyle kitap getirmekle olmaz bu işler.. Somut bir iddiadan başlayalım. Hadi bak, yukarıda basit bir soru sordum, neden iki paragrafla yanıtlamıyorsun?!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...