Jump to content

Recommended Posts

kanserin nedeni halen anlaşılamamış mıdır?

bir de moral nedir?neden kansere iyi gelir?

Moral herşeye iyi gelir.

Acaba iyi mi gelir, yoksa kişi sadece kendini iyi mi hisseder?

Orası ayrı bir konu..

Moralin hastalıkları iyileştirmediğni biliyoruz.

Bazan hastalıklar, özellikle kanserler, kendiliklerinden iyileşirler.

Bunun nedeni çoğu kere bilinmemektedir.

Kanserin viruslardan tutun, iltihaplara kadaar çok çeşitli nedenleri vardır.

Bazılarının nedeni hala kesin olarak bilinmemektedir ama, genetik bozukluklarla ilgili olduklarını biliyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Moral herşeye iyi gelir.

Acaba iyi mi gelir, yoksa kişi sadece kendini iyi mi hisseder?

Orası ayrı bir konu..

Moralin hastalıkları iyileştirmediğni biliyoruz.

Bazan hastalıklar, özellikle kanserler, kendiliklerinden iyileşirler.

Bunun nedeni çoğu kere bilinmemektedir.

Kanserin viruslardan tutun, iltihaplara kadaar çok çeşitli nedenleri vardır.

Bazılarının nedeni hala kesin olarak bilinmemektedir ama, genetik bozukluklarla ilgili olduklarını biliyoruz.

yok yok ılahı guctur neyse bu baslık hakkında bos yazmayalım

kanserın tam devası mumkunmu

beyınle kanser ılıskısı varmıdır

Link to post
Sitelerde Paylaş

Moral yükselince beyinde endorfin salgılanması artar.

İddia budur.

Endorfin iç morfin demektir. Beyin kendi morfini ile kafayı bulur yani.

Ömür uzaması diye bir şey söz konusu değildir.

Neden değildir?

Çünkü bu konu araştırılmamıştır.

Araştırılması olanaksızdır.

Her hastanın kanseri aynı türden bile olsa, aynı değildir. Bazıların diğerlerinden daha çok yayılmışlardır.

Ve bazı hastalar buna rağmen daha uzun yaşayabilirler.

Kanserleri bu bağlamda karşılaştırmak mümkün değildir.

Hasta kendini iyi hissedince moralin ömrü uzattığı söylenir.

Bu bir yalan bile olsa, kabul etmenin bir sakıncası yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Moral yükselince beyinde endorfin salgılanması artar.

İddia budur.

Hipotalamo-hipofizer aks kişinin moral değerleri ile yakından ilişkilidir. Hipofizer hormon düzeyleri,

bunların siklik salınımı da stres faktörlerinden etkilenirler.

Hipofizer hormonlar vücut savunma sistemini doğrudan veya dolaylı olarak etkileme özelliğindedir.

Endorfinlerin salgı yeri de burasıdır.

Dahası endorfin metabolitlerinin bir kaçı başta ACTH olmak üzere diğerlerini uyarabileceğinden bahsedilmektedir.

Basit bir örnek: Süt salgısını sağlayan prolaktin T-lenfositler üzerinde uyarıcıdır. Emziren kadınların stres ortamında sütü kesilir.

Yani prolaktin düzeyi azalır. Bir anlamda immun sistem stres nedeniyle baskılanmış olur.

Habis hastalıklarda da moral değerler hakkında söylenilenlerin kanıtlandığına dair bir kaynak sanırım yok. Belki daha çok kişisel gözlemler şeklinde.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Moralin yüksek olduğu değil, düşük olduğu tarafa bakın..

Stres hormonları bağışıklık sistemini en başta, kötü etkiler. O nedenle vücud dirençsiz kalır.. Eğer moralinizi yüksekse, bu olmayacağı için vücut direnciniz yüksek olacaktır. Kanseri yenmek içinde dirençli olmak önemlidir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Moral'in biyokimyasal, biyofiziksel olarak tam karşılığı var mı? Bilmiyorum. Ama bana öyle geliyor ki. Bütün organların görevini sorunsuz yürütmesi ve hatta ekonomik ve sosyal ihtiyaçların da sorunsuz karşılanması, moral denilen şeyi yükseltiyor. Bir tür yaşama bağlılık duygusu (moral) ortaya çıkıyor.

Ekonomik veya sosyal, biyokimyasal veya biyofiziksel ihtiyaçlarda ortaya çıkan bir sorun moral düşüklüğü yaratıyor.

Öyle "moralini yüksek tut" demekle olmuyor. Adam hasta! hastalık belirtileri rahatsızlık veriyor, hastalığını görmemezlikten gelemez ki morali yükselsin.

Hastalık iyileştikçe moral yükselir.

Kötüye gittikçe moral diye bir şey kalmaz.

Yaşamdan umudunu keser.

Yani moral bir sonuçtur. Bir hastalık belirtisidir.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Hemoestasi dengesine bağlıdır. Kanserin genel nedeni stres faktörünün kan dolaşımına ve kas dizgesine etkisinden başlayarak,kritik eşiğin altına kadar düşen oksijenli solunum aktivitesindeki düşüş ile ilişkilidir. Düşük oksijen alımı uyuşukluğa neden olur bu demektir ki metasbolizma işlevleri yeterince gerçekleşemez ATP üretilemez. Bunun doğal sonucu hücreler arasındaki eşgüdümün,hatta hücresel birimlerin kendi iç dinamiklerini sağlayan eş güdümün bozulmasıdır.

Kanser vakalarında sık gözlenen bir belirti, amitoz bölümnen aşırı klonlanma denilen olgudur ki buna çekirdek bölünmesinin hücre bölünmesini aşması denilir ve genetik nedenler aranır.

Ancak, asıl nokta bu değişimin ve yatkınlığın kalıtsal olmaktan ziyade bu aşırı bölünme mekanizmasına neden olacak çevresel şartın yani stresin tetiklediği eş güdüm bozukluğunun tolere edilemeyecek hale gelmesidir. Dolayısıyla yerel bir bölgeden başlayarak bir bölümün ur oluşturmasına veya daha ileri boyutta zincirleme bir reaksiyona dönüşerek her kaybedilen birimin neden olduğu metabolik katkı payının azalması nedeniyle tüm bedene yayılmasıdır.

Sonradan moral vererek iyileşme sağlanamaz, iyileşme görülüyorsa nedeni bireyin bu dizgeyi tersine çevirebilmiş ve tamamen körelme başlamadan önce yeniden homoestasi dengesini koruyabilmiş olmasına bağlıdır.

Stres faktörünün patolojik tetikleme mekanizmaları açıklığa kavuşturulduğu oranda, radyoaktif, kimyasal birikim gibi nedenlerle ortaya çıkan mutasyonlar dışındaki vakaların iyileştirilme oranı artacaktır,nitekim bu konuda epey çalışma da mevcuttur. Ancak, cerrahi veya ışınsal yöntenmler çoğunlukla hastalığın bir kaç yıl ertelenmesini sağlarlar strese bağlı metabolik aktivite kritik eşik dediğimiz tüm bedene azami yetecek ATP üretimini sağlayamıyorsa, hastalık çeşitli şekillerde yeniden nüksedecektir. Kanser urları kanserin nedeni değil, bir sonucudur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

denildiği gibi kanseri bir değil birden cok faktörü vardır.. cevre sıgara ailesel yatkınlık bunların basında gelir.. morale gelince zaten kenser tedavisinde en öenmli sey erken tanıdır ve hastanın habis tümorunun meteastazı veye büyüklüğüdür.. moral yada konfor ise hastalığın iyilerşmesinde tedavi değil destektir ...birde erken tanı hayatı kutaran faktördür..ben yogun bakım hemşiresiyim ve bu hastalığın hastayı nasıl erittiğini cok iyi biliyorumm.. yani sonucun hüsran dolu olması cok olası bir hastalıktır... umarım kimsenin başına gelmez...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...