Jump to content

Bu imtihan saçmalığı da nedir?


Recommended Posts

2. allahin imtihani ile insan uretimi imtihan sistemleri arasinda kocaman bir fark var.

insan kesfi olan imtihanlar, esit sartlarda yetismeyen kisiler esit sartlardaymiscasina sinava tabi tutulur. OSS gibi devlet sinavlari boyledir. bunda tabii ki haksizlik oluyor.

bir diger insan uretimi sinav bicimi ise sinif gecme ornegidir. buna gore de yine esit sartlara sahip olmayan kisiler mesela 10 uzerinden 5 alarak gecmeleri beklenir. bu da adil degildir.

kuranda anlatilan imtihan ise kusursuzdur. yani herkesin sartlari goz onune alinarak sigaya cekilecek. ornegin ayni iyiligi yapan iki kisi ayni odulu almaz bu sistemde. kisilerin hayat sartlari dikkate alinarak degerlendirilirler.

bunun icindir ki, kuranda hangi eylemin nasil bir arti yada eksi kazandiracagina iliskin bir maddeleme yoktur.

allah neyin iyi neyin kotu oldugunu kitapta maddeler halinde bildirmez. netekim pratik hayat da boyle bir listeyi tasiyamaz zaten. kurani diger ahlak kitaplarina gore canli kilan da bir bakima bu ozelligidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 95
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

2. allahin imtihani ile insan uretimi imtihan sistemleri arasinda kocaman bir fark var.

insan kesfi olan imtihanlar, esit sartlarda yetismeyen kisiler esit sartlardaymiscasina sinava tabi tutulur. OSS gibi devlet sinavlari boyledir. bunda tabii ki haksizlik oluyor.

bir diger insan uretimi sinav bicimi ise sinif gecme ornegidir. buna gore de yine esit sartlara sahip olmayan kisiler mesela 10 uzerinden 5 alarak gecmeleri beklenir. bu da adil degildir.

kuranda anlatilan imtihan ise kusursuzdur. yani herkesin sartlari goz onune alinarak sigaya cekilecek. ornegin ayni iyiligi yapan iki kisi ayni odulu almaz bu sistemde. kisilerin hayat sartlari dikkate alinarak degerlendirilirler.

bunun icindir ki, kuranda hangi eylemin nasil bir arti yada eksi kazandiracagina iliskin bir maddeleme yoktur.

allah neyin iyi neyin kotu oldugunu kitapta maddeler halinde bildirmez. netekim pratik hayat da boyle bir listeyi tasiyamaz zaten. kurani diger ahlak kitaplarina gore canli kilan da bir bakima bu ozelligidir.

Tam tersi aslında, eşit şartlarda olması gereken şey sınavın kendisi zaten.Sınavdan öncesi ya da sonrasını ayrı düşünebiliriz.Ama zaten Allah'ın sınavında hem sınav öncesi koşullar eşit değil hem sınav koşulları eşit değil.Yani hiçbişey eşit değil.Eşit olması bi yana insanların koşulları arasında uçurumlar var her yönden(çoğunlukla).

Herkes şartlarına göre hesaba çekilecekse de hangi şartlarda hangi şekilde hareket edince Allah'ın razı olavcağını nasıl bileceğiz.Dediğin gibi her duruma cevap veremez Allah'ın kanunları. Bu durumda yine kendi bildiğimiz doğru gördümüzü yapacaz.Ama acaba allahın isteğine uygunmu bilemicez.Kaç puan aldığımızı bilemicez. yani standartlar olmayınca doğru yolda olup olmadığımızı bilemeyecez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
senin sınavının nasıl geçtiğini tanrıda seninle beraber izliyor...

iyi bir şey yaparsan seviniyor...

kötü bir şey yaparsan öfkeleniyor...

Bu tür yaklaşımları hiç anlayamamışımdır.Ne demek öfkeleniyor,seviniyor? ağlıyor,darılıyor,duygusallaşıyor,efkarlanıyor,hüzünleniyor,çoşuyor,özlüyor, falan da diyebilir miyiz ?

Olup bitenlere göre tepki mi veriyor.Hem kendi yaratıyor sonra bakıyor yarattığı şey salak salak işler yapıyor, o da öfkeleniyor öyle mi ? Kime öfkeleniyor insana mı , ben nasıl bu salağı yarattım diye kendine mi ?

Bu nasıl Tanrı böyle.

tarihinde aslan15 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Tam tersi aslında, eşit şartlarda olması gereken şey sınavın kendisi zaten.Sınavdan öncesi ya da sonrasını ayrı düşünebiliriz.Ama zaten Allah'ın sınavında hem sınav öncesi koşullar eşit değil hem sınav koşulları eşit değil.Yani hiçbişey eşit değil.Eşit olması bi yana insanların koşulları arasında uçurumlar var her yönden(çoğunlukla).

Herkes şartlarına göre hesaba çekilecekse de hangi şartlarda hangi şekilde hareket edince Allah'ın razı olavcağını nasıl bileceğiz.Dediğin gibi her duruma cevap veremez Allah'ın kanunları. Bu durumda yine kendi bildiğimiz doğru gördümüzü yapacaz.Ama acaba allahın isteğine uygunmu bilemicez.Kaç puan aldığımızı bilemicez. yani standartlar olmayınca doğru yolda olup olmadığımızı bilemeyecez.

istersen ziplamadan yavas yavas gidelim, aceleye gerek yok.

oncelikle sunda mutabik miyiz: insan uretimi olan sinav sistemlerinde kusurlar var. iyi ile kotuyu, hakli ile haksizi tam ayiramiyor. cunku esit olmayan sartlarda yetisen/ hazirlanan kisilere ayni seyi soruyor.

2. husus ise, kuranda anlatilan sinav modeli. bu modele gore cok temel bazi kotulukler (zina, hirsizlik, iftira, bozgunculuk, uyusturucu kullanimi v.s) ve iyilikler (anneye babaya saygi, fakirlere, yolculara yardim v.s) haricinde kapsamli bir liste yok. sadece bol bol uyari var. iyi olursan cennete, kotu olursan cehenneme gidersin diye.

kurandaki sinav modelinin ilginc tarafi, eylemi gerceklestiren kisiye hangi eylemin ne kadar gunah yada sevap kazandiracaginin belirtilmemis olmasi.

hahhh, burda duralim iste.

niye boyle, neden sevap ve gunah miktari acikca dile getirilmemis.

cunku dogrusu da budur. cunku herbir bireyi o sevap yada gunahi islemeye iten neden birbirinden farklidir. yani insanlar esit sartlarda islemiyor o gunah yada sevabi.

be en adil odul-ceza yontemidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
istersen ziplamadan yavas yavas gidelim, aceleye gerek yok.

oncelikle sunda mutabik miyiz: insan uretimi olan sinav sistemlerinde kusurlar var. iyi ile kotuyu, hakli ile haksizi tam ayiramiyor. cunku esit olmayan sartlarda yetisen/ hazirlanan kisilere ayni seyi soruyor.

1)

İnsan sınav sisteminde ( İSS ) sınav anına kadar, kişilerin öz koşulları ( nerde, hangi maddi-manevi-çevresel vs. koşullar altında doğup yetiştiği, sınav anına gelene kadarki geçirdiği tüm hayat süreci vs.) eşit, daha doğru deyişle denk değil.( eşit olamaz zaten ).İnsan sınav sisteminde sınav anına kadar kişinin öz koşullarını belirleyenler, sınavı yapanlar değil.

Allah'ın sınav sisteminde ( ASS ) sınav anına kadar, kişilerin öz koşulları ( ilk yaratılışta verilen özellikler ve potansiyeller vs. ) denk değil.Allah'ın sınav sisteminde sınav anına kadar kişinin öz koşullarını belirleyen, sınavı yapan( Allah ).( herşeyiyle istediği gibi sıfırdan yaratabiliyor ya, Yani denk olmadığını bildiği şeyleri aynı teste tabi tutuyor ).

2)

İSS'de sınav sürecindeki kişilerin öz koşulları denk değil.( Kiminin başı ağrır, kiminin morali bozuktur veya yüksektir, sağlığı iyidir kötüdür, çişi vardır yoktur vs. ).Bunu belirleyenler sınavı yapanlar değil, bunu belirleyen şeyler kişinin daha önceki koşulları hatta başlangıç koşulları.

ASS'de sınav sürecindeki kişilerin öz koşuları denk değil.( Kimi zengin kimi fakir, kimi sağlıklı kimi hasta-sakat vs.).Bunu belirleyen sınavı yapan (Allah) değil, bunu belirleyen şeyler kişinin daha önceki koşulları hatta başlangıç koşulları.Ancak daha önce söylediğim gibi bu başlangıç koşullarını belirleyen Allah ( sınavı yapan ).

3)

İSS'de sınav koşulları denk.( soru-etap sayısı, süre, ortam, diğer kurallar vs. herşey herkese denk hatta eşit uygulanır ).Bunu belirleyenler sınavı yapanlar.

ASS'de sınav koşulları denk değil.( süre-ömür, ortam, sorun sayısı ). Bunu belirleyen sınavı yapan.En azından ömür noktasında.

4)

İSS'de sınav kaybedildiğinde extra cezalandırma yok.Sadece ödülden-kazançtan mahrumiyet var.Çoğu zaman sınava tekrar girme şansı var.Yani telafi şansı var.

ASS'de kaybedildiğinde ödülden mahrumiyetin yanında extra ceza var(hemde o biçim sonsuz ceza).Sınava tekrar girme şansı yok.Sadece ilk ve sonkez.

not: Belki de en önemli nokta bu madde çünkü Allah kendi kapasitesini özelliklerini vs. bilerek yarattığı birşeyi sınav yapıyor ve sonuçta beklediği gibi o şey bu sınavı-testi geçemiyorsa onu cezalandıracağına ortadan kaldırmalı,yok etmeli,çöpe göndermeli bunlar kabul edilebilir ama zaten ne olduğunu bilip de ona sonsuz işkence etmenin saçmalığı karşısında söyleyecek söz bulunamıyor.Zaten herşeyi sıfırdan başlatan kendisi.Yani ateist arkadaşlar haksızmı allah'ını seversen allah gerçekten de kendi çalıp kendi oynuyor.Bu kesin bir gerçek. Yani defolu bir malı çöpe gönderirsin ondan intikam almassın niye defolu ürettim seni ben diye. vs. vs. çok yazılır da işte özet geçiyoruz bi bakıma yani zıplıyoruz.

daha bunlara eklenir herhalde ama şimdilik bukarar. Selamlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam'ın algısına göre, görünen, görünmeyen, bilinen, bilinmeyen her şey her varlık her boyut Tanrının kendisidir. Dünya diye bir yer yoktur;cennet yok, cehennem yok; evren yok; bezm-i ezel yok; yok diyorum, zira hepsini Tanrı yaratmıştır, yani hepsi Tanrının kendisidir. Tanrı şayet Mutlak Varlık ise; görünen-görünmeyen, bilinen-bilinmeyen tüm varlıklar bizzat Odur.

Cinler, periler, melekler, insanlar, ruhlar vs aslında hepimiz yokuz; wat iz dı matrix yani :D Yani hepsi Tanrının kendisinden başka bir şey değil. Yaniii, Tanrı kendi kendini sınav yapan, melankolik, yalnız, mazoşist bir delinin tek :) Ben oysam, bana yaşattığı her acı aslında kendine zulümdür... Ben iyiysem O iyidir; ben kötüysem aslında bizzat kötü olan Odur :) Çünkü Vucud-ı Mutlak olan O.

Hep düşünmüşümdür, Tanrının kendiyle ne sorunu var acaba...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah'ın bilgisine konu olan şeyler nelerdir? Başka bir ifade ile Allah neleri bilir? Kur'ân'da "alîm" kelimesinin geçtiği âyetlerde Allah'ın neleri bildiği zikredilmiştir. Bunların bir kısmını şöyle sıralayabiliriz; zalimleri (Bakara, 2/95), bozguncuları (Âl-i İmrân, 3/63), muttakileri (Âl-i İmrân, 3/115), göğüslerin içinde olanları (Âl-i İmrân, 3/154), insanların yaptıkları amelleri (Bakara, 2/283) ve hayırları (Bakara, 2/273) göklerde ve yerde olanları ve söylenen sözleri (Mâide, 5/97, Enbiyâ, 21/4), kalplerde olanları (Ahzâb, 33/51), kısaca her şeyi bilir (Bakara, 2/29). "Bir şeyi açığa vursanız da gizleseniz de (fark etmez) çünkü Allah her şeyi çok iyi bilir." (Ahzâb, 33/54); "Gaybın (görünmez bilginin) anahtarları O'nun yanındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı bilir. Düşen yaprağı, yerin karanlıklarında olan taneyi, yaşı kuruyu ? ki bunlar apaçık Kitap'tadır - ancak O bilir." (En'âm, 6/59)

Alîm kelimesi, Kur'ân'da insanın vasfı olarak da kullanılmıştır (A'râf, 7/109, 112). Allâm mübalağalı ismi ise, sadece Allah hakkında kullanılmıştır: "...Şüphesiz Allah allâmü'l-ğuyûb=gayıpları çok iyi bilendir." (Tevbe, 9/78)

Kur'ân'da 49 âyette; üstünlük ifade eden (ism-i tafdîl) a'lemu kelimesi kullanılarak "Allah'ın daha iyi bildiği" ifade edilmiştir. Allah, insanların gizlediklerini (Âl-i İmrân, 3/167), îmanlarını (Nisâ, 4/25), mü'minlerin düşmanlarını (Nisâ, 4/45), kendisine şükredenleri, zalimleri, yolundan sapanları, sınırı aşanları, hidâyete erenleri (En'âm, 6/50, 53, 117, 119), muttakileri (Necm, 53/32), bozguncuları (Yûnus, 10/40), peygamberlik görevini kime vereceğini (En'âm, 6/124), insanların içinde olanları (Hûd, 11/31) ve yaptıklarını (Hac, 22/68), göklerde ve yerde olanları (İsrâ, 17/55)... daha iyi bilir, en iyi bilir.

Kur'ân'da; âlim, alîm, allâm ve a'lem isimleriyle Allah'ın ilmi anlatıldığı gibi "alime ? ya'lemü" fiili ile de Allah'ın ilmi anlatılmıştır:

"Bilmiyorlar mı ki Allah onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını biliyor." (Bakara, 2/77);

"... Biliniz ki Allah içinizden geçeni bilir..." (Al-i İmrân, 3/29)

"...Allah sizin gizlinizi, açığınızı ve ne kazandığınızı bilir." (En'âm, 6/3);

"Allah her dişinin neyi yüklendiğini ve rahimlerin neyi eksiltip artırdığını bilir..." (Râd, 13/8);

"...Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni ve ona çıkanı bilir..." (Hadîd, 57/4);

"Yaratan bilmez mi? O latiftir, haber alandır." (Mülk, 67/14);

"Allah bilir siz bilmezsiniz." (Nahl, 16/74).

Âlim, âlimîn, alîm, allâm ve a'lem isimleri, Allah'ı anlatan, tanıtan ve niteleyen kelimelerdir. "Alime - ya'lemü" fiil şekli ile birlikte Kur'ân'da Allah'ın hudutsuz ilmini ifadede kullanılmıştır. Her şeyi bilen olması Allah'ın en önemli vasfıdır.

"Rabbimiz! Sen bizim içimizde gizlediğimizi ve açığa vurduğumuzu hep bilirsin. Ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz." (İbrâhîm, 14/38);

allah yapacaklarınızı bilir diye bir ifade yok....

Link to post
Sitelerde Paylaş

gel çekirge seninle bir şey hakkında konuşalım...

konuşalım hocam...

ne hakkında konuşalım biliyor musun ...

ne hakkında ....

olmayan bir şey hakkında...

pardon hocam nasıl olmayan bir şey hakkında...

konuşalım biz sen anlarsın ...

oldu...

şimdi bu şey kaç kilo...

ney...

bu olmayan şey...

hocam neren bileyim siz bu gün iyimisiniz...

iyiym iyim merak etme sen cevap vemeye çalış...

canılmı bu şey cansız mı...

öö...

nerede duruyor...

ee...

kaç metre....

ııı...

ne yapıyor ...

hocam valla sen iyi değilsin...

neden çekirge...

olmayan bir şey hakkında bir şey bilinemez ki...

neden...

çünkü o daha yok...

yok olan şeye şey bile denilir mi bilmem...

yok olan şey hakkında bilgi sahibi olmak zaten mümkün değildir...

bilgi varlıklar hakkında sözkonusu olan bir şeydir...

yani henüz varlık alemine gelmemiş bir şey hakkında herhangi bir bilgi ve bilgilenme söz konusu olabilemez...

peki çekirge allah da bilemez mi yok olan şeyleri....

allah her şeyi bilir...

şey derken neleri kasdediyorsun...

var olanları mı...

yok olanları mı...

ne var ne yoksa her şeyi bilir ...

oldu çekirge...

yok olan bir şey görünür mü...

görüne bilemez....

peki allah görebilir mi...

....

göremez mi...

olur mu allah her şeyi görür...

yok olan şeyleri de görür mü...

hocam sen gene cozuttun galiba...

olmayan bir şeye dair bir bilgi mümkün müdür...

olmayan bir şey görülebilir duyulabilir kaldırılabilir yahut ezilebilir mi...

yokluk bilginin konusu olabilir mi...

eğer yanılmıyorsam mutezile görüşü şöyle...

kaderin olmadığı yani bizim yapacaklarımızın önceden yazıldığı ve bizim onları uygulama konumunda olmadığımız...

birde allahın geleceği bilmediği çünkü gelecek daha olmamıştır yani yok tur yok olan birşey hakkın da da bilgi mümkün değildir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bakara 255- Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayandır. Diridir, kayyumdur. O’nu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. İzni olmaksızın O’nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar O’nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na güç gelmez. O, yücedir, büyüktür.

Link to post
Sitelerde Paylaş
beni yarattıgı güne lanet olsun. ahirette o sormadan ben soracağım beni neden yarattın sadis herif :aggressive: tanrı bir varmış bir yokmuş bırakın ya kim neye inanırsa inansın tatmın eder kendini böylece.

memnun değilsen yaratılmaktan, bir kutu hap iç.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dünya bir sınav yeri diyorsunuz, Tanrı da öyle diyor; herkes kendi başına sınava tutuluyor, kim geçecek kim kalacak belli değil...

peki madem öyle:

1::: Müslümanlar neden başkalarını yönlendirmeye, akıl vermeye, dine çekmeye çalışıyor? madem sınava giren benim size ne bundan? ne diye beni itip kakıyorsunuz? sınavdan geçmem için kopya vermeye mi çalışıyorsunuz? kopya vermek makbul mu peki, Allahın sınav mantığına veya sınav amacına aykırı değil mi?? ben kendi yaptıklarımla sınavı geçiyorsam veya kalıyorsam, amaç buysa eğer, başkasına fok yemek düşmez mi? eğer allah bir yandan sınav yapıp her şey senin elinde diyorsa, bir yandan da başkalarına beni yönlendirmesini veya müdahale etmesini istiyorsa, kend yaptığı sınavı boşa çıkarmış olmuyormu? başkasını işin içine katacaksa beni niye sınav yapıyor?? o başkası çok meraklıysa gelsin benim yerime sınava girsin o zaman, çok biliyorsa gelsin....

2::: Daha önemli bir soru: Madem tanrı beni sınav yapıyorsa, bana sınavın zamanını ve koşullarını anlatsın yeter; yani ne yaparsam ne olur onu söylesin yeter; iyilik doğruluk kötülük ve yanlışların ne olduğunu ana hatlarıyla söylesin, ibadet istiyorsa onu da söylesin; bunda mesele yok; ama alakasız şeyler anlatarak, şu şöyle yaptı bu böyle yaptı, başkası şöyle dedi böyle dedi diyip sınav sırasında kafamı şişirmesin; börtü böcekten milletin apış arasına, peygamberin cinsel hayatından kadınların nasıl dövüleceğine kadar ne varsa ballandıra ballandıra anlatıp nefesini boşuna harcamasın; sınavı geçersen cennete gidersin geçemezsen cehenneme gidersin diyip çekilsin aradan; ikide bir şöyle yap böyle yap diyerek, başkasını araya sokuşturarak benim aklımı küçümsemesin; yaygaraya çıkarmaya, itip kakmaya baskı ve zorlamaya kalkışmasın; en azından sıradan bir öğretmen kadar dürüst olsun sınav yaparken...

Ama durum öyle değil hiç; sınav falan hikaye, benim dediğimi yapmazsan evreni sana dar ederim ebeni bellerim diyor, aynı bugünkü politikacılar gibi kendi koyduğu yasalara kendisi uymuyor, yemişim böyle sınavı ben...

tarihinde Faramir tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Peki cennete giden insanlar orada sonsuza kadar kalmayacak ve onlara hiç şer olmayacak değil mi? Bir süre sonra bunlar hayır bilmezse ne olacak? Cehenneme mi atılacak ? :)

zevkinde dereceleri var. mesela sana en anlayacağın yerden örnekleyeyim. orgazm olmadan yarıda bırak git

Link to post
Sitelerde Paylaş
Dünya bir sınav yeri diyorsunuz, Tanrı da öyle diyor; herkes kendi başına sınava tutuluyor, kim geçecek kim kalacak belli değil...

peki madem öyle:

1::: Müslümanlar neden başkalarını yönlendirmeye, akıl vermeye, dine çekmeye çalışıyor? madem sınava giren benim size ne bundan? ne diye beni itip kakıyorsunuz? sınavdan geçmem için kopya vermeye mi çalışıyorsunuz? kopya vermek makbul mu peki, Allahın sınav mantığına veya sınav amacına aykırı değil mi?? ben kendi yaptıklarımla sınavı geçiyorsam veya kalıyorsam, amaç buysa eğer, başkasına fok yemek düşmez mi? eğer allah bir yandan sınav yapıp her şey senin elinde diyorsa, bir yandan da başkalarına beni yönlendirmesini veya müdahale etmesini istiyorsa, kend yaptığı sınavı boşa çıkarmış olmuyormu? başkasını işin içine katacaksa beni niye sınav yapıyor?? o başkası çok meraklıysa gelsin benim yerime sınava girsin o zaman, çok biliyorsa gelsin....

2::: Daha önemli bir soru: Madem tanrı beni sınav yapıyorsa, bana sınavın zamanını ve koşullarını anlatsın yeter; yani ne yaparsam ne olur onu söylesin yeter; iyilik doğruluk kötülük ve yanlışların ne olduğunu ana hatlarıyla söylesin, ibadet istiyorsa onu da söylesin; bunda mesele yok; ama alakasız şeyler anlatarak, şu şöyle yaptı bu böyle yaptı, başkası şöyle dedi böyle dedi diyip sınav sırasında kafamı şişirmesin; börtü böcekten milletin apış arasına, peygamberin cinsel hayatından kadınların nasıl dövüleceğine kadar ne varsa ballandıra ballandıra anlatıp nefesini boşuna harcamasın; sınavı geçersen cennete gidersin geçemezsen cehenneme gidersin diyip çekilsin aradan; ikide bir şöyle yap böyle yap diyerek, başkasını araya sokuşturarak benim aklımı küçümsemesin; yaygaraya çıkarmaya, itip kakmaya baskı ve zorlamaya kalkışmasın; en azından sıradan bir öğretmen kadar dürüst olsun sınav yaparken...

Ama durum öyle değil hiç; sınav falan hikaye, benim dediğimi yapmazsan evreni sana dar ederim ebeni bellerim diyor, aynı bugünkü politikacılar gibi kendi koyduğu yasalara kendisi uymuyor, yemişim böyle sınavı ben...

bak kardeş anladımki ılımlısın. sana benden bir tavsiye. islamın büyük günah olarak adlandırdığı şeylerden kaçın. ve farzlarını yerine getir ben kefilim senden Allaha yemin ediyorum cennete gidersin. fakat ömrün boyunca devam etmen gerek. eee nede olsa sonsuzluk söz konusu

Link to post
Sitelerde Paylaş
1)

İnsan sınav sisteminde ( İSS ) sınav anına kadar, kişilerin öz koşulları ( nerde, hangi maddi-manevi-çevresel vs. koşullar altında doğup yetiştiği, sınav anına gelene kadarki geçirdiği tüm hayat süreci vs.) eşit, daha doğru deyişle denk değil.( eşit olamaz zaten ).İnsan sınav sisteminde sınav anına kadar kişinin öz koşullarını belirleyenler, sınavı yapanlar değil.

Allah'ın sınav sisteminde ( ASS ) sınav anına kadar, kişilerin öz koşulları ( ilk yaratılışta verilen özellikler ve potansiyeller vs. ) denk değil.Allah'ın sınav sisteminde sınav anına kadar kişinin öz koşullarını belirleyen, sınavı yapan( Allah ).( herşeyiyle istediği gibi sıfırdan yaratabiliyor ya, Yani denk olmadığını bildiği şeyleri aynı teste tabi tutuyor ).

2)

İSS'de sınav sürecindeki kişilerin öz koşulları denk değil.( Kiminin başı ağrır, kiminin morali bozuktur veya yüksektir, sağlığı iyidir kötüdür, çişi vardır yoktur vs. ).Bunu belirleyenler sınavı yapanlar değil, bunu belirleyen şeyler kişinin daha önceki koşulları hatta başlangıç koşulları.

ASS'de sınav sürecindeki kişilerin öz koşuları denk değil.( Kimi zengin kimi fakir, kimi sağlıklı kimi hasta-sakat vs.).Bunu belirleyen sınavı yapan (Allah) değil, bunu belirleyen şeyler kişinin daha önceki koşulları hatta başlangıç koşulları.Ancak daha önce söylediğim gibi bu başlangıç koşullarını belirleyen Allah ( sınavı yapan ).

3)

İSS'de sınav koşulları denk.( soru-etap sayısı, süre, ortam, diğer kurallar vs. herşey herkese denk hatta eşit uygulanır ).Bunu belirleyenler sınavı yapanlar.

ASS'de sınav koşulları denk değil.( süre-ömür, ortam, sorun sayısı ). Bunu belirleyen sınavı yapan.En azından ömür noktasında.

4)

İSS'de sınav kaybedildiğinde extra cezalandırma yok.Sadece ödülden-kazançtan mahrumiyet var.Çoğu zaman sınava tekrar girme şansı var.Yani telafi şansı var.

ASS'de kaybedildiğinde ödülden mahrumiyetin yanında extra ceza var(hemde o biçim sonsuz ceza).Sınava tekrar girme şansı yok.Sadece ilk ve sonkez.

not: Belki de en önemli nokta bu madde çünkü Allah kendi kapasitesini özelliklerini vs. bilerek yarattığı birşeyi sınav yapıyor ve sonuçta beklediği gibi o şey bu sınavı-testi geçemiyorsa onu cezalandıracağına ortadan kaldırmalı,yok etmeli,çöpe göndermeli bunlar kabul edilebilir ama zaten ne olduğunu bilip de ona sonsuz işkence etmenin saçmalığı karşısında söyleyecek söz bulunamıyor.Zaten herşeyi sıfırdan başlatan kendisi.Yani ateist arkadaşlar haksızmı allah'ını seversen allah gerçekten de kendi çalıp kendi oynuyor.Bu kesin bir gerçek. Yani defolu bir malı çöpe gönderirsin ondan intikam almassın niye defolu ürettim seni ben diye. vs. vs. çok yazılır da işte özet geçiyoruz bi bakıma yani zıplıyoruz.

daha bunlara eklenir herhalde ama şimdilik bukarar. Selamlar.

ben kuranda dile getirilen adalet anlayisinin/mekanizmasinin en adili oldugunu savunuyorum. allah adina baska kaynaklari referans gosterirsen pesinen soyleyeyim ki ben bu iste yokum. simdi, yukarda dile getirdigin argumanlari ele alalim kuran merkezli olarak.

diyorsun ki:

Allah'ın sınav sisteminde ( ASS ) sınav anına kadar, kişilerin öz koşulları ( ilk yaratılışta verilen özellikler ve potansiyeller vs. ) denk değil.Allah'ın sınav sisteminde sınav anına kadar kişinin öz koşullarını belirleyen, sınavı yapan( Allah ).( herşeyiyle istediği gibi sıfırdan yaratabiliyor ya, Yani denk olmadığını bildiği şeyleri aynı teste tabi tutuyor ).

kurana gore insan yaptigi eylemlerden sorumludur. "allah belirliyor/tayin ediyor" diye bir sey yok. iyilik yapin diyor allah, savasin diyor, yardim edin diyor, tartisin diyor v.s.

kisi kendi yaptigindan sorumludur. ve insanlar bu eylemlerini farkli ortamlarda farkli sartlar altinda (yani esit olmayan sartlar) gerceklestirecekleri icin allah sabit bir odul-ceza koymaz. ama genel olarak iyilik yapin, kotulukten sakinin, sizi izliyorum, yaptiklarinizdan haberdarim diyor.

kisiyi vicdani ve sagduyusuyla basbasa birakir, onun aklini calsitirmasini ve karsilastigi sorunlara kendisinin cozum uretmesini bekler, fikir danismayi da tavsiye eder.

tum bunlar kisiyi kocaman bir tercihler dunyasinin icinde birakir. ve sonucta yaptiklarindan sorumludur kisi.

yani allah farkli sartlarda yetisen kisilerden ayni sinav sonucunu beklemez. bu konuda yaniliyorsun. kuranda boyle bir anlam yok.

yine diyorsun ki:

ASS'de sınav sürecindeki kişilerin öz koşuları denk değil.( Kimi zengin kimi fakir, kimi sağlıklı kimi hasta-sakat vs.).Bunu belirleyen sınavı yapan (Allah) değil, bunu belirleyen şeyler kişinin daha önceki koşulları hatta başlangıç koşulları.Ancak daha önce söylediğim gibi bu başlangıç koşullarını belirleyen Allah ( sınavı yapan ).

bunda da yaniliyorsun. zengin ile fakirden, guclu ile gucsuzden ayni seyi beklemez allah. kuranda boyle bir duyuru/bildiri yoktur.

ASS'de sınav koşulları denk değil.( süre-ömür, ortam, sorun sayısı ). Bunu belirleyen sınavı yapan.En azından ömür noktasında.

sevap gunahta bir dogma olmadigi icin sinav suresinin uzunlugu-kisaligi onemli degildir. allah kisinin kalbinde olani bilir. bin yil yasamasiyla kirk yil arasinda bir fark yoktur.

ASS'de kaybedildiğinde ödülden mahrumiyetin yanında extra ceza var(hemde o biçim sonsuz ceza).Sınava tekrar girme şansı yok.Sadece ilk ve sonkez.

evet oyle. cunku allah adil davraniyor kisiye. haksizlik etmedigi icin bir dahaki sansa gerek kalmiyor. ISS'de tekrarin olmasinin nedeni olasi gozden kacmalardir, hata paylaridir, kisde olusabilecek degisimlerdir. cunku isnanlar bu degiskenleri bilmedigi icin tekrara gerek gorur , oysa allah buna gerek gormez.

CUNKU BIZ DENEME TAHTASI DEGILIZ; DENEME TAHTASI OLSAK BELKI TEKRARA GEREK OLURDU.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bakara 255- Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayandır. Diridir, kayyumdur. O’nu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. İzni olmaksızın O’nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar O’nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na güç gelmez. O, yücedir, büyüktür.

"allah" ile "ilah" söcüğünün arasındaki farkı açıklar mısın....

"ben" yarattıysam zaten ontolojik olarak "ilah" sözüğü beni anlatır... benden başka ilah yoktur demek, kendiyle çelişmedir...

ama konuya "allah" ın kabedeki putlardan" biri" olduğu gerçeğiyle bakarsanız anlarsınız cümleyi, düğerleri "uydurma", sadece ben "ilahım"... demektir... zaten "ilah" ve "allah" sözcüklerinin aynı kökenden geldiğini anlamak için dilbilimci olmaya gerek yok sanırım... nitekim ibrahim kabedeki putlardan "eliah/ilah/allah/eli" olanın onun tanrısı olduğunu iddia etmiştir...

ez cümle "allah" kabedeki putlardan biridir... farkı ibrahimi dinlerin onu tanrı olarak seçmesidir... muhammed de dahil... bugün müslümanlarla yahudilerin düşman olmaları aynı puta tapmaları nedeniyle de ilginçtir aslında...

Link to post
Sitelerde Paylaş
bak kardeş anladımki ılımlısın. sana benden bir tavsiye. islamın büyük günah olarak adlandırdığı şeylerden kaçın. ve farzlarını yerine getir ben kefilim senden Allaha yemin ediyorum cennete gidersin. fakat ömrün boyunca devam etmen gerek. eee nede olsa sonsuzluk söz konusu

haha hiç güleceğim yoktu.. allah adına yemin ediyor, kefil oluyor.. istersen bir de otur pazarlık yap verilecek hurilerin beden ölçüleri hakkında nedersin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

konuyu tekrar toparlayacak olursak...

evet, allahin kuranda dile getirilen sinav sistemi son derece adildir. o herkese hakkettigini verecektir.

allahin kisiyi teste tabi tutmasi icin tek dunya hayati yeterlidir.

deneme tahtasi olmadigimiz icin bu sinav bir kere oluyor sadece.

eger kotuleri cehenneme atmak yerine yokluga atsaydi yada tekrar dunyaya gonderse belkim bir deneme tahtasi olma durumundan soz edilebilirdi.

ama oyle bir sey yok.

demek ki allah ciddi ve bu is bir oyun degil.

bosa demiyoruz, kuran var olan en buyuk kurgu oldugu halde kendi icinde bir celiski yoktur.

her argumani birbirini destekler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Milletin işi gücü yok, kalkıp bizi deniyor. Üstelik ne olacağını bile bile. Nedense melekler zevk u sefa içinde imtihansız hayatlarını sürdürüyorlar. Bok yemek bir insanlara ve güya cinlere düştü.

Yahu madem ne olacağını biliyorsun imtihan da neyin nesi?

Üstelik yokluktan var etmişsen kendi kriterlerine göre kötü ya da iyiyi sen yaratmışsın. Yokluktan var etme sırasında tarafsızlık nasıl sağlanır? Tabii ki sağlanamaz.

Güya ruhlar aleminde Muhammed sana ilk " Sensin Ya Rabbül Alemin" dediği için onu da en sevdiğin kulun yapmışsın.

Tabii ona onu söylettiren de sensin.

Sözün özü kendin çalıp kendin oynuyorsun. Şizofreni??? Bence teşhis budur...

O senin hayatına bir anlam verir. O senin yapamadıklarına karşı bir yardımdır. Taşıyamadığın yükünü onun üzerine bırakırsın. 'Biz size kaderi, düşünüp üzülmeyesiniz diye verdik', 'Başınıza gelen hiçbir şey yoktur ki biz onu bir beyaz sayfaya kaydetmiş olmayalım'

Elbette Peygamber demedi. Elbette Peygamber Allah'ın eline kalem alıp yazmadığını bliyor. O halde ona biri söyletiyor. O mesaj bir şey anlatmaya çalışıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...