Jump to content

İsa Egemen Olsaydı


Recommended Posts

Yahudilerin Kralı olduğunu kabullenen İsa, gerçekten kral olsaydı, hem de dünyaya hükmeden bir kral ne yapardı dersiniz?

Günümüz için düşünecek olursak; satıcılara saldırıp sehpalarını devirdiği gibi tüm fabrikaları yakıp-yıkar, tüm işyerlerini kapatırdı herhalde. Tabi bütün teknolojiyi de ortadan kaldırırdı. Neden mi?

Hıristiyanlık, yeni bir din kılığı altında eski Yunan’ın stoa felsefesini dile getiriyordu.

Doğal yaşayışa dönülmeliydi. İsa şöyle sesleniyordu:

"Gökteki kuşlara bakınız; ne ekerler ne biçerler, ne kilerleri ne ambarları vardır, oysa Baba onları yeterince beslemektedir. Kırdaki çiçeklere bakınız; ne çalışırlar, ne iplik eğirirler, oysa Baba onları yeterince giydirmektedir. Vay şimdi tok olanların haline, çünkü aç kalacaklardır. Vay şimdi gülenlerin haline, çünkü ağlayacaklardır."

Gerekli olan, toplum sınıflarını altüst edecek yeni bir düzendi. Musa’nın yarar ölçüsüne karşılık İsa, bu düzeni sağlamak üzere, yoksulluk ölçüsünü getiriyordu. Gerçek erdem yoksulluktaydı. Tanrı katına ancak yoksullar ulaşabileceklerdi. Zenginin ki se devenin iğne deliğinden geçmesi kadar imkansızdı ona göre.

Kendisine inanmış olan zengin bir adama malını, mülkünü herşeyini yoksullara dağıtmasını ve yoksul kalmasını söyleyince adam şaşırmış, üzülerek yanından ayrılmıştı.

Neydi İsa?

Deli mi?

Komünist mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Efesliler

4 Ey babalar, siz de çocuklarınızın öfkesini uyandırmayın. Onları Rab'bin terbiye ve öğüdüyle büyütün.

5 Ey köleler, dünyadaki efendilerinizin sözünü Mesih'in sözünü dinler gibi saygı ve korkuyla, saf yürekle dinleyin.

6 Bunu, yalnız insanları hoşnut etmek isteyenler gibi göze hoş görünmek için yapmayın. Mesih'in kulları olarak Tanrı'nın isteğini candan yerine getirin.

7 İnsanlara değil, Rab'be hizmet eder gibi gönülden hizmet edin.

8 Çünkü ister köle ister özgür olsun, herkesin yaptığı her iyiliğin karşılığını Rab'den alacağını biliyorsunuz.

9 Ey efendiler, siz de kölelerinize aynı biçimde davranın. Artık onları tehdit etmeyin. Onların da sizin de Efendiniz'in göklerde olduğunu ve insanlar arasında ayrım yapmadığını biliyorsunuz.

Köleliğe izin verilebilirdi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Zengin bir adamın toprakları bol ürün vermiş. Adam kendi kendine, 'Ne yapmalıyım? Ürünlerimi koyacak yerim yok' diye düşünmüş. Sonra, 'Şöyle yapacağım' demiş. 'Ambarlarımı yıkıp daha büyüklerini yapacağım, bütün tahıllarımı ve mallarımı oraya yığacağım. Ve kendime, ey canım, yıllarca yetecek kadar birikmiş bol malın var. Rahatına bak, ye, iç, yaşamın tadını çıkar diyeceğim.'

Ama Tanrı ona, 'Behey akılsız!' demiş. 'Bu gece canın senden istenecek. Hazırladığın bu şeyler kime kalacak?' Kendisi için servet biriktiren, ama Tanrı katında zengin olmayan kişinin sonu böyle olur." (Luka 12:15-21)

Görülüyor ki İsa, mülkiyete karşıdır. Çalışmama konusundaki sözlerini mecazi kabul etsek dahi, mülkiyete karşı olduğu açıktır. Mal-mülk edinmek, stok yapmak, para-altın biriktirmek, zengin olmak İsa'nın gözünde çok kötüdür.

Acaba bir ahırda doğacak yerde bir sarayda doğsaydı farklı mı düşünürdü?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İsa ve öğrencileri komün hayatı yaşıyor, komün hayatını yaşatmak istiyorlardı.

'Hem Tanrıya hem de Mamon'a (servet anlamında kullanılan zenginlik tanrısı) hizmet etmek olanaksızdır' demişti. ''Çömezleri de Tanrıya hizmet etmek için Mamon'dan yüz çevirmişlerdi. Dolayısıyla ilk Hıristiyan toplulukları da bir çeşit komünist hayat yaşamaya başladılar ya da bu ideale ellerinden geldiğince yaklaşmaya çalıştılar'' (M. Beer)

Başlangıçta "Size barışı değil savaşı getirdim" diye yola çıkan İsa, zamanla pasifist bir yol izlemiş, kendisinden sonrakiler ise düzene karşı tamamen teslimiyetçi bir zihniyette hareket etmişlerdir.

Aşağıdaki sözler herhalde Hristiyanlığın kurucusu Pavlus'a ait: Romalılar:13

[/size]

1. Herkes, baştaki yönetime bağlı olsun. Çünkü Tanrı`dan olmayan yönetim yoktur. Var olanlar Tanrı tarafından kurulmuştur.2. Bu nedenle, yönetime karşı direnen, Tanrı buyruğuna karşı gelmiş olur. Karşı gelenler yargılanır.

3. İyilik edenler değil, kötülük edenler yöneticilerden korkmalıdır. Yönetimden korkmamak ister misin, öyleyse iyi olanı yap, yönetimin övgüsünü kazanırsın.

4. Çünkü yönetim, senin iyiliğin için Tanrı`ya hizmet etmektedir. Ama kötü olanı yaparsan, kork! Yönetim, kılıcı boş yere taşımıyor; kötülük yapanın üzerine Tanrı`nın gazabını salan öç alıcı olarak Tanrı`ya hizmet ediyor.

5. Bunun için, yalnız Tanrı`nın gazabı nedeniyle değil, vicdan nedeniyle de yönetime bağlı olmak gerekir.

6. Vergi ödemenizin nedeni de budur. Çünkü yöneticiler Tanrı`nın bu amaç için gayretle çalışan hizmetkârlarıdır.

7. Herkese hakkını verin: Vergi hakkı olana vergi, gümrük hakkı olana gümrük, saygı hakkı olana saygı, onur hakkı olana onur verin.

''Roma sistemine protesto olarak büyümüş ve yaygınlaşmış (olan ...) Hıristiyanlık, İmparator Konstantin'in (311-337) Hıristiyanlığı benimsemesiyle Roma İmparatorluğu'nu ele geçirmiş, bir bakıma da Hıristiyanlık İmparatorluğun eline geçmiştir'' (Bernard Lewis)

Komün hayatından imparatorluk dinine.

Bugün de öyle değil mi? Kiliselerin görkemine, papanın, papazların ihtişamına bakın.

Komünü savunmuş ama Kapitalistlerin -emperyalistlerin sömürü mekanizmalarına araç olmuş bir din.

Link to post
Sitelerde Paylaş
''Roma sistemine protesto olarak büyümüş ve yaygınlaşmış (olan ...) Hıristiyanlık, İmparator Konstantin'in (311-337) Hıristiyanlığı benimsemesiyle Roma İmparatorluğu'nu ele geçirmiş, bir bakıma da Hıristiyanlık İmparatorluğun eline geçmiştir'' (Bernard Lewis)

Bu vatandaşa kesinlikle katılmıyorum.Konstantin yazdırana kadar böyle bir din yoktur zaten.Bu yorum batının kilise bilimidir.Yanlı ve yanlış.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu vatandaşa kesinlikle katılmıyorum.Konstantin yazdırana kadar böyle bir din yoktur zaten.Bu yorum batının kilise bilimidir.Yanlı ve yanlış.

:aggressive: (Ben sorarım şimdi sana)

Musa'lar, İsa'lar Akhenaton'un havarileriydiler.

Asıl peygamber Akhenaton'du. Aten'in peygamberi.

Kadim Mısır'ın 18. hanedanın firavunlarından Akhenaton, M.Ö. 1350-1335 yılları arasında bir din devrimi yaptı. Tarihin belki de ilk dinsel devrimiydi.

Çok tanrıcı dini devirip Aton dinini kurdu. Eski dincileri, rahipleri sindirdi. Tapınaklardan tanrıların isimlerini sildirdi. Büyük bir temizlik yaptı.

Ancak kurduğu dini sağlam temellere oturtamadı. Ölümünden sonra karşı devrim patladı. Çok tanrıcılar Akhenaton'a ve Aton dinine dair ne varsa yakıp yıktılar. Tanrılarını geri getirdiler. Rahipler yine işbaşı yaptılar. Akhenaton lanetlenmiş ilan edildi.

Karşı devrimi kabullenmeyen Musa, Mısır'dan umudunu kesti. İnanırlarıyla birlikte Mısır'ı terketti. Ve kendi devletini kurdu.

Yüzyıllar sonra Roma İmparatorluğu işgal ettiği Musa'nın ülkesinde tek tanrıcı dinle tanıştı. Akhenaton'un laneti, İsa'nın kanıyla Roma'ya da bulaştı.

:lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

isa musa muhammed ve adını sanını bilmediğimiz binlerce güzel insan aynı fikrin inancın yani saf insanlık davasının kahramanlarıdırlar...

insanca yaşamanın gereği ve güzelliğini göstermek için didinmiş durmuşlardır...

amaçları iyi insan gerçeğinin unutulmamasını sağlamaktır...

hepsinin kendi tarihsel bağlamındaki yaşamı öncelikle kendi çağdaşlarına birer örnektir...

bu gün bizim için onların amaçları evrenseldir...

yaşam biçimleri kendi zamanlarının şartlarıyla daha çok belirlidir...

tüm peygamberler ve kutsal kitaplar tarihsel birer gerçekliktir...

onların amaçları yani tüm insanlığın erdemli adil geleceğini hazırlamak bu gün ve her zaman geçerli olan anafikirdir...

tanrının amacı bu peygamberler gibi insanların yetişmesidir...

isa bu gün eğemen olsaydı yer yüzünde adaleti iyiliği ana babaya saygıyı emreder kötülükler den azgınlıklardan ve taşkınlıklardan da uzaklaştırmaya çalışırdı...

musa muhammed ibrahim nuh da aynısını yapardı...

bizlerde öyle yapmalıyız...

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Size diyorum: Ne yiyeceksiniz, yahut ne içeceksiniz diye hayatınız için, ne giyeceksiniz diye bedeniniz için kaygı çekmeyin "

Sufi felsefesinin temeli İsa'nın bu sözlerine dayanır.

"Bir lokma bir hırka" anlayışı ve Mevlana'nın "Rızkımın peşinde koşmam" sözü, İsa'nın yaşam ilkeleriyle aynıdır. İncillere göre Tanrı'nın egemenliğine girebilmenin, Tasavvufa göre kamil insan olabilmenin önündeki engeldir zenginlik peşinde koşmak.

İsa insanlara: "Yer yüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin ki, orada güve ve pas yeyip bozar ve orada hırsızlar delip girerler ve çalarlar. Fakat kendinize gökte hazineler biriktirin ki, orada ne güve, ne de pas yeyip bozar ve hırsızlar orada ne deler ve ne de çalarlar". Bu sözlerin anlamı açıkça "mal-mülk edinmeyin, hazinelerinizi, kiler ve ambarlarınızı doldurmayın, dünya için çalışmayın" demek değil midir?

Öyleyse Hristiyan kapitalistler, hem dini hem de kapitalizmi savunanlar nasıl izah edecekler bu ayetleri?

Örnek ortada. Zengin adama "Herşeyini sat, peşime düş!" diyor İsa.

Hangi kapitalist tüm varlığını yoksullara dağıtıp, o da bir yoksul gibi yaşar?

Bazı Hristiyan araştırmacılara göre Kudüs'teki ilk Hristiyan Kilisesi, zorunlu olarak komünist prensipleri uygulamıştır.

Bazı araştırmacılar ise, verdiğimiz İncil ayetlerine dayanarak, Hristiyanlığın başlangıcında özel mülkiyetin olmadığını, İsa'nın etrafında toplanan ilk cemaatte ve ondan sonra Kudüs'de meydana gelen Hristiyan cemaatinde özel mülkiyet yerine, bir tür komünist sistemin uygulandığı ve ortak mülkiyet esasına dayanan bir yapının var olduğunu söylemektedirler.

İsa bir Yahudiydi ve başlangıçta bir Yahudi mezhebi gibi ortaya çıkmıştı.

Zamanla mesihliği "Öyle diyorsanız öyledir" diyerek kabullendi.

Birçok Yahudi peygamberinden çok daha etkili olmasına rağmen Yahudilere kendisini kabul ettirememesinin nedeni söylemleriydi.

Ama söylemlerindeki "Tanrının oğlu" olduğu sözlerinden ziyade mülkiyete karşı, zenginlere karşı tavrıydı. Din, mülkiyete karşı değil, mülkiyeti koruyan olmalıydı.

Nitekim, Pavlus sayesinde de öyle oldu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...