Jump to content

9 Mayıs, Faşizmin ayaklar altına alındığı gün


Recommended Posts

Bugün 9 Mayıs, 2. Dünya Savaşı'nın bitiş tarihi. Bu savaşta yaşananlarla ilgili bir siteden atlayarak alıntıkar yapacağım. (Renklendirmeler bana ait).

STALİN

nnbatsndafederalcumhurizf0.jpg

İkinci Dünya Savaşı?na giden yol ve savaşın kronolojisi:

18 Eylül 1931: Japonya Mançurya?yı işgal etti.

Ekim 1935- Mayıs 1936: Faşist İtalya Etiyopya?yı işgal etti.

1 Kasım 1936: Roma-Berlin Mihveri ilan edildi.

25 Kasım 1936: Nazi Almanyası ve Japonya Anti-Komintern Paktı?nı imzaladılar.

Bu tarihlerde İtalya, Almanya ve Japonya?nın yayılmacı politikalar paylaşarak dünyada faşist bir kutup oluşturdukları açıkça görülüyordu. Bu üç devletin anlaşmalarında baş düşman olarak Sovyetler Birliği gösteriliyordu.

7 Temmuz 1937: Japonya Çin?i işgal eder. Bu tarih, İkinci Dünya Savaşı?nın Pasifik?teki başlangıcıdır.

Mart 1938: Almanya Avusturya?yı topraklarına katar.

29 Eylül 1938: Almanya, İtalya, Büyük Britanya ve Fransa Münih Anlaşması?nı imzaladılar. Anlaşmada İngiltere ve Fransa, Nazi Almanyası?nın Çekoslovakya?nın bir bölümünü işgal etmesine izin veriyordu.

Mayıs-Temmuz 1939: Japonya, Moğolistan'a sürekli taciz saldırılarında bulunur ve topraklarını işgal eder. Kızıl Ordu Moğollar'ın yardımına gider, Khalkha Nehri savaşı sonucunda Japonya geri çekilmek zorunda kalır.

Bu tarihe kadar Sovyetler Birliği, İngiltere ve Fransa?yı faşizme karşı ortak mücadeleye ikna etmeye uğraşır. Ancak hem İspanya İç Savaşı sırasındaki tutumları, hem de Münih Anlaşması?nda Çekoslovakya?nın Almanya tarafından yutulmasına göz yummaları, İngiltere ve Fransa?nın, Almanya?yı Sovyetler Birliği?ne saldıracak ve ?komünizm belasını? temizleyecek güç olarak gördüklerini ortaya koyar.

23 Ağustos 1939: Nazi Almanyası ve Sovyetler Birliği saldırmazlık anlaşması imzalarlar. Nazi Almanyası batıya yönelirken, Sovyetler Birliği kaçınılmaz güne hazırlanmak için çok değerli bir zaman kazanmıştır.

1 Eylül 1939: Almanya Polonya?yı işgal eder, İkinci Dünya Savaşı başlar.

Almanya Polonya?nın ardından önce Danimarka ve Norveç?i işgal eder, sonra da batıya dönerek Fransa, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg?u işgal eder. Fransa?da işbirlikçi Vichy hükümeti kurulur.

Sovyetler Birliği savunma hattını Polonya'nın, Finlandiya?nın, Romanya?nın bir kısmını ve Baltık devletlerini içerecek şekilde genişletir.

1940 sonbaharından 1941 yazına kadar faşistler, Arnavutluk, Slovakya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Yugoslavya ve Yunanistan?ı ele geçirir.

22 Temmuz 1941: Nazi Almanyası Sovyetler Birliği?ne saldırır. Finlandiya da saldırıya katılır. Almanlar birkaç ayda hızla ilerler, Leningrad?ı kuşatırken Moskova önlerine kadar gelirler.

6 Aralık 1941: Sovyet karşısaldırısı Almanları Moskova önlerinden süpürür.

7 Aralık 1941: Japonya Pearl Harbor?a saldırır, ertesi gün ABD savaşa katılır.

Haziran-Eylül 1942: Almanya Sovyetler Birliği?ne ve merkezi olarak Stalingrad?a karşı yeni bir topyekün saldırı başlatırlar.

Ekim 1942: İngiliz birlikleri Mısır?daki El Alamein?de Alman güçkerni yenilgiye uğratır. Kasım?da İngiliz ve Fransızlar Kuzey Afrika?ya çıkarma yapar.

23 Kasım 1942- 2 Şubat 1943: Kızıl Ordu karşı saldırıya geçer. Stalingrad?ın iki tarafından ilerleyen Kızıl Ordu, Almanlar?ın Altıncı Ordu?sunu çembere alır ve teslim olmaya zorlar. Bu karşı saldırı, tüm savaşın dönüm noktasıdır.

13 Mayıs 1943: Tunus?taki Mihver güçleri teslim olur, faşistlerin Kuzey Afrika kampanyası yenilgiyle sonuçlanır.

5 Temmuz 1943: Naziler Kursk?ta büyük bir tank saldırısı başlatır. Sovyetler bir hafta içerisinde saldırıyı boşa çıkarır ve Kızıl Ordu karşısaldırıya geçer.

6 Kasım 1943: Kızıl Ordu Kiev?i kurtarır.

4 Temmuz 1944: Müttefikler Roma?yı ele geçirir.

6 Haziran 1944: İngiliz ve ABD birlikleri, Sovyet Cephesi?nde savaşın kaderinin belli olmasının ardından Normandiya?ya çıkarma yaparak sonunda İkinci Cephe?yi açarlar.

22 Haziran 1944: Kızıl Ordu Belarus üzerinden büyük bir karşı saldırıya girişir. Ağustos?ta Polonya?ya ulaşır.

Ağustos 1944: Müttefik güçleri Paris?e ulaşır.

23 Ağustos 1944: Kızıl Ordu?nun gelişi Romanya?da hükümetin devrilmesini tetikler. Bu olay, hızla Naziler?in Balkanlar?dan sökülmesini getirir. 8 Eylül?de Bulgaristan teslim olur, Ekim?de Almanlar Yunanistan, Arnavutluk ve Güney Yugoslavya?dan çekilir.

12 Eylül 1944: Finlandiya Sovyetler Birliği?yle ateşkes imzalar.

12 Ocak 1945: Kızıl Ordu yeniden karşı saldırıya girişir. Ocak ayı içinde Varşova ve Krakow kurtarılır, Şubat?ta Budapeşte ele geçirilir. Nisan?da faşistler Macaristan?ı terk eder, 4 Nisan?da Bratislava, 13 Nisan?da Viyana Kızıl Ordu tarafından kurtarılır.

Nisan 1945: Tito önderliğindeki Yugoslav partizanları Zagreb?i ele geçirerek ülkedeki işbirlikçi hükümeti devirirler.

30 Nisan 1945: Hitler intihar eder.

7 Mayıs 1945: Sovyetler Birliği?ne teslim olmak istemeyen Naziler, batıya teslim olurlar.

9 Mayıs 1945: Almanya Sovyetler Birliği?ne teslim olur.

6-9 Ağustos 1945: ABD, Hiroşima ve Nagazaki?ye atom bombaları atar.

2 Eylül 1945: Japonya teslim olur.

Savaşta ölen toplam insan sayısına dair farklı rakamlar 70 milyona kadar çıkıyor. Bu rakam içerisinde Sovyetler Birliği 12 milyon asker ve 17 milyon sivil kaybıyla, toplam 29 milyon insanını kaybederek savaşın kayıplarının neredeyse yarısına yakınını verdi. [Fakat faşizme karşı verilen şanlı savaşın bu kayıpları, emperyalistler tarafından sanki Stalin bu kadar insanı öldürmüş gibi çarpıtılarak gösterildi. Hala bu çarpıtmalar yüzünden, insanlığı faşizm belasından kurtaran Stalin, kendi Kızıl Ordusunun ve Sovyet sivil halkının şehitlerinin ölümünden sorumlu bir cani gibi gösterilerek aslında faşizm ve nazizm temize çekilmektedir]. İşgal edilen geniş topraklarda bulunan birçoğu önemli onlarca Sovyet kenti, Naziler tarafından yakılıp yıkıldı.

Sovyetler Birliği'nde "Büyük Anayurt Savaşı" olarak adlandırılan savaşta ölenler, İkinci Dünya Savaşı'nın diğer tüm cephelerinde ölenlerin toplamından daha fazla idi. İkinci Dünya Savaşı'nın Doğu Cephesi, yıkımın en ağır olduğu cephe oldu. Polonya'daki binaların yüzde 30'u yıkıldı. Yugoslavya, ülkedeki her 5 evden birinin yıkıldığını açıkladı. İşgal edilen Sovyet topraklarında ise fiziksel yıkım, diğer tüm Doğu Cephesi ülkelerinden daha fazlaydı. Onlarca Sovyet kenti tanınmayacak hale gelmiş, altyapı ve binalar tam bir yıkıma uğramıştı.

Sovyetler Birliği'nin savaşta harcadığı toplam para, 192 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Ancak harcanan para, işgal altındaki Sovyet topraklarında yaşanan yıkımın maliyetini ortaya koymaktan çok uzak. Sovyetler Birliği'nde savaş sonrası yapılan araştırmalar, ülkenin Büyük Anayurt Savaşı'nda ulusal zenginliğinin yüzde 30'unu yitirdiğini ortaya koydu. Sovyetler Birliği, insanlığın faşizme karşı mücadelesinin yükünü sırtlamıştı. ( http://haber.sol.org.tr/mansetler/anamanset/13804.html )

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 40
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı süresince savaşan taraflardan birine katılmaması "tarafsızlık" politikası olarak adlandırıldı. Ancak bu “tarafsızlık” Avrupa devletleri ve SSCB'ye saldıran Nazi Almanyası'na savaş boyunca çeşitli destekler vermesini engellemedi.(...)

Savaş başladıktan çok kısa bir süre sonra Almanya ve İtalya’nın saldırılarına karşı Türkiye 15 Ekim 1939'da İngiltere ve Fransa ile ortak yardım anlaşması imzaladı. Buna göre anlaşmanın taraflarına dönük bir saldırı gerçekleştiği taktirde diğer taraf yardım etme taahhüdünde bulunuyordu. İngiltere ve Fransa’ya dönük saldırılarda Türkiye bu anlaşmaya uymaktan savaş boyunca kaçındı. Hatta aksine, 1941’de Nazilerin Sovyetler Birliği’ne dönük güçlü bir saldırıya girişmelerinin hemen arifesinde, Boğazlar’ı kapayarak Nazi saldırısı karşısında Sovyetler’e yapılabilecek yardımların da önünü kesmiş oldu.

SSCB’ye saldırı hazırlıkları yapan Almanya’nın savaşın “galibi” durumunda bulunduğu bir dönemde, Haziran 1941’de Türkiye Almanya ile bir saldırmazlık anlaşması imzaladı. Bunun Ekim 1941’de, Almanya SSCB topraklarında ilerlerken, Türkiye ile Almanya arasında yapılan Ticaret Anlaşması izledi. Buna göre Türkiye Almanya’ya savaş sırasında yüksek miktarlarda krom ve manganez satışı gerçekleştirdi. Özellikle krom, Almanya'nın savaş boyunca ihtiyaç duyduğu hayati hammaddelerden biri olarak değerlendiriliyordu.

Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı’nda “tarafsızlık” politikasının en tartışılan yönlerinden biri Varlık Vergisi oldu. 1942 yılında savaşın yarattığı ekonomik tahribata karşı belli bir miktarın üzerindeki servetleri vergilendirmek üzere çıkartılan varlık vergisi, Almanya’nın savaş yıllarında Türkiye üzerindeki “ideolojik” belirleyiciliği ile birlikte Türkiye’de yaşayan Yahudi ve az sayıda Rum ve Ermeni’nin varlıklarına el koymak amacıyla kullanıldı. ( http://haber.sol.org.tr/mansetler/mansetsag/13814.html )

Link to post
Sitelerde Paylaş

İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası'na karşı Sovyetler Birliği ile ittifak yapan İngiltere ve ABD, bu ittifakla yalnızca Nazi imparatorluğunun değil, Sovyetler Birliği'nin de yıkımını hedefliyordu. Anglo-Sakson müttefiklerin birinci önceliği, Doğu Cephesi'nde savaş nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, galip çıkan tarafından ABD ve İngiltere için bir tehdit oluşturmayacak derecede hırpalanmış olmasıydı.

Bu yüzden Nazi Almanyası'na karşı Batı Cephesi'nin açılması olabildiğince geciktirildi ve buna bahane olarak Alman ordularının halen Batı'da çok güçlü olmaları gösterildi. Nihayet 6 Haziran 1944'te Normandiya çıkartması yapıldığında, Kızıl Ordu çoktan Sovyetler Birliği sınırlarını aşmış, Nazi ordularını Avrupa'nın içlerine doğru kovalamaya başlamış ve Sovyet zaferi kesinleşmişti.(....)

İngiltere ile Sovyetler Birliği arasında ittifak, ancak Nazi Almanyası'nın Fransa'yı işgal etmesi ve İngiltere'ye saldırmasının ardından kuruldu. Öte yandan, ortak düşmana rağmen kurulan ittifak gergindi. Savaş boyunca, diğer tüm büyük ülkelerden savaş teknolojisi açısından geri olan Sovyetler Birliği'ne kullandığı toplam mühimmatın yalnızca yüzde 4'ü kadar yardım yapıldı. Üstelik bu yardım da ABD ve İngiltere'deki sol güçlerin hükümetlere yaptığı baskının bir sonucuydu.

Bununla beraber, çok kirli ayak oyunları da oynanıyordu. Doğu Cephesi'nin kaderini belirleyecek olan Stalingrad kuşatması sırasında İngiltere'den Sovyetler Birliği'ne doğru yola çıkan bir yardım konvoyunun tamamı Alman denizaltıları tarafından batırıldı. 35 gemilik bu konvoyun kolaylıkla imha edilebilmesinin sebebi ise, konvoya koruma sağlayan İngiliz savaş gemilerinin, gelen ani bir emir doğrultusunda konvoyu savunmasız bırakmalarıydı.

Nazi Almanyası'na karşı Batı Cephesi'ni açacak olan Normandiya çıkartması, Sovyetler Birliği'nin 1942 yılının son günlerinde Stalingrad savaşını kazanacakları kesinleşince planlanmaya başladı. Bu tarihlerde Kızıl Ordu, Almanya'nın 6. Ordusu'nu Stalingrad içinde kuşatmış ve Doğu Cephesi'nde Nazi ordusunun kesin yenilgisini başlatacak olan Satürn Operasyonunu başlatmıştı.

6. Nazi Ordusu tamamen imha edildikten ve Almanya geri çekilmeye başladıktan sonra, ABD ve İngiltere'nin stratejisi Churchill tarafından "Ruslarla olabildiğince doğuda el sıkışmamız gerekiyor" sözleriyle dile getirilmişti. Bu açıdan, pek çok siyaset tarihçisi Kızıl Ordu'nun Stalingrad zaferinin aynı zamanda Soğuk Savaş'ın başlangıcı olduğunu savunmaktadır.

Batı Cephesi'ni açan Normandiya Çıkartması'nın ardından ABD ve İngiltere'nin Sovyetler Birliği'ne karşı yürüttüğü kirli hesaplar devam etti. Batı Cephesi'nde esir alınan Alman askerlerinin tam olarak savaş dışı bırakılmamasına özen gösteriliyor, Kızıl Ordu'nun "el sıkışmaması" ihtimaline karşı Nazi silahları, gerektiğinde sahiplerine geri verilmek üzere hazır bekletiliyordu.

Alman ordularının 8 Mayıs 1945 tarihinde Kızıl Ordu'ya teslim olması ile İkinci Dünya Savaşı'nın Avrupa'daki bölümü sona erdi. Sovyetler Birliği, 11 milyonu asker olmak üzere 23 milyondan fazla kayıp vermişti. Bu rakam karşısında, ittifakın Batı kanadını oluşturan ABD, İngiltere ve Fransa'nın toplam kaybı 1,5 milyonu bulmuyordu. Savaşı çıkartan Nazi Almanyası ise 7 milyon 233 bin kişi kaybetmişti. (....) ( http://haber.sol.org.tr/mansetler/mansetsag/13797.html )

untitled5163b1d2a223b178065by.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş
İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası'na karşı Sovyetler Birliği ile ittifak yapan İngiltere ve ABD, bu ittifakla yalnızca Nazi imparatorluğunun değil, Sovyetler Birliği'nin de yıkımını hedefliyordu. Anglo-Sakson müttefiklerin birinci önceliği, Doğu Cephesi'nde savaş nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, galip çıkan tarafından ABD ve İngiltere için bir tehdit oluşturmayacak derecede hırpalanmış olmasıydı.

Slogan gençliği iş başında

Fredi zerre kadar kafan çalışmıyor.Kim takar senin Sovyetlerini .Adamların bir amacı vardı ve gerçekleştirdiler.Bu amaçta piyonlardan biride Sovyetlerdir.Biraz entellektüel seviyen marksist sitelerdeki yazıları aşabilse yazına toptan cevap yazacam ama bu konularda gördüğüm kadarıyla dah küçüksün.Tahmin ediyorum üniversiteye yeni başlayıp kendini Komünist ilan edenlerdensin. Çünkü olaylara sığ bakışın bende bu izlenimi veriyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok yanlı ve gerçekçi olmaktan uzak bir 2. dünya savaşı resmi çizilmiş Freddie, Sovyet sevdasından tarihe tarafsız bakamıyorsunuz gibime geliyor.

İkinci Dünya Savaşı'nın çıkmasında payı olan, Almanlarla işbirliği yapıp Doğu Avrupa'yı "paylaşan", Estonya, Letonya, Litvanya ve Finlandiya'yı işgal eden(Finlandiya'da Mannerheim'ın tokadını yediler, ayrı konu) ve Polonya''yı da Almanlarla beraber işgal eden aynı Sovyetler değil miydi!?

Molotov-Ribbentrop paktını duymadınız mı hiç? Resmen tarihi çarpıtıyorsunuz.

http://en.wikipedia.org/wiki/Molotov%E2%80%93Ribbentrop_Pact

http://en.wikipedia.org/wiki/Soviet_invasion_of_Poland

İngilizce bilenler bu maddeleri okusun, merak edilen bir nokta olursa çeviririm, yazılar oldukça uzun, hepsini çevirmem imkan dahilinde değil.

Yazıdaki açık yalanlara bir örnek daha vereyim:

İngiltere ile Sovyetler Birliği arasında ittifak, ancak Nazi Almanyası'nın Fransa'yı işgal etmesi ve İngiltere'ye saldırmasının ardından kuruldu. Öte yandan, ortak düşmana rağmen kurulan ittifak gergindi. Savaş boyunca, diğer tüm büyük ülkelerden savaş teknolojisi açısından geri olan Sovyetler Birliği'ne kullandığı toplam mühimmatın yalnızca yüzde 4'ü kadar yardım yapıldı. Üstelik bu yardım da ABD ve İngiltere'deki sol güçlerin hükümetlere yaptığı baskının bir sonucuydu.

denmiş.

Daha önce bu forumda defalarca yazdığım Amerikan "Lend-Lease" yardımlarını bu yazıyı yazan unutmuş sanırım.

http://en.wikipedia.org/wiki/Lend-lease#US...iveries_to_USSR

Yardımların mali değerine bakalım:

A total of $50.1 billion (equivalent to nearly $700 billion at 2007 prices) worth of supplies were shipped: $31.4 billion to Britain, $11.3 billion to the Soviet Union, $3.2 billion to France and $1.6 billion to China.

Toplam 2007 fiyatlarına göre 700 milyar dolarlık yardım yapılmış.(o dönemin fiyatlarına göre 50.1 milyar dolar.) Bunun 31.4 milyar doları İngiltere'ye, 11.3 milyar doları Sovyetlere, 3.2 milyar dolar Fransa'ya ve 1.6 milyar dolar Çin'e.

Kanada da benzer bir programla Sovyetler ve İngiltere'ye dönemin parasıyla 4.7 milyar dolarlık yardım yapmış.

Canada operated a similar program that sent $4.7 billion in supplies to Britain and Soviet Union.

Yardımın büyüklüğünü gönderilen malzemenin listesini yazarsam daha iyi göreceksiniz, o listeyi de daha önce yazmıştım, önceki yazılarımdan alıntı yapıyorum:

Aircraft 14,795
Tanks 7,056
Jeeps 51,503
Trucks 375,883
Motorcycles 35,170
Tractors 8,071
Guns 8,218
Machine guns 131,633
Explosives 345,735 tons
Building equipment valued $10,910,000
Railroad freight cars 11,155
Locomotives 1,981
Cargo ships 90
Submarine hunters 105
Torpedo boats 197
Ship engines 7,784
Food supplies 4,478,000 tons
Machines and equipment $1,078,965,000
Non-ferrous metals 802,000 tons
Petroleum products 2,670,000 tons
Chemicals 842,000 tons
Cotton 106,893,000 tons
Leather 49,860 tons
Tires 3,786,000
Army boots 15,417,001 pairs

Yani:

14,795 uçak.

7,056 tank.

51,503 jip.

375,783 kamyon.

Motorsiklet- 35,170

Traktör 8,071

Silah 8,218

Makineli tüfek 131,633

Patlayıcı 345,735 ton

$10,910,000 değerinde inşaat malzemesi

Trenlerde kullanılmak üzere yük vagonu 11,155

Lokomotif 1,981

Kargo gemisi 90

Denizaltı avcısı 105

Torpido botu 197

Gemi motoru 7,784

Yiyecek 4,478,000 ton

$1,078,965,000 değerinde Makine ve ekipman

Demir içermeyen metaller 802,000 ton

Petrol ürünleri 2,670,000 ton

Kimyasallar 842,000 ton

Pamuk 106,893,000 ton

Deri 49,860 ton

Lastik(tekerlek) 3,786,000

Asker botu(ayağa giyilenden) 15,417,001 çift

Barbarossa operasyonu başladığında Almanların o cephedeki kuvvetinin yaklaşık 5 buçuk milyon asker, 3.600 tank ve 4.400e yakın uçak olduğunu göz önünde bulundurunca yardımın boyutunun azımsanamayacak derecede olduğunu görürsünüz.

Freddie'nin kopyala yapıştır yaptığı yazıdaki yüzde 4 vb. rakamlar yalan anlayacağınız. Bu yazıları yazanlar ya gerçekten cahil, bilmiyorlar, ya da insanlara açıkça yalan söylüyorlar.

konu hakkında başka linkler:

Rus siteleri:

http://lend-lease.airforce.ru/index.htm

http://www.ruvr.ru/main.php?lng=eng&q=...mp;p=02.11.2007

http://www.lend-lease.ru/

http://www.axishistory.com/index.php?id=5275

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani:

14,795 uçak.

7,056 tank.

51,503 jip.

375,783 kamyon.

Motorsiklet- 35,170

Traktör 8,071

Silah 8,218

Makineli tüfek 131,633

Patlayıcı 345,735 ton

$10,910,000 değerinde inşaat malzemesi

Trenlerde kullanılmak üzere yük vagonu 11,155

Lokomotif 1,981

Kargo gemisi 90

Denizaltı avcısı 105

Torpido botu 197

Gemi motoru 7,784

Yiyecek 4,478,000 ton

$1,078,965,000 değerinde Makine ve ekipman

Demir içermeyen metaller 802,000 ton

Petrol ürünleri 2,670,000 ton

Kimyasallar 842,000 ton

Pamuk 106,893,000 ton

Deri 49,860 ton

Lastik(tekerlek) 3,786,000

Asker botu(ayağa giyilenden) 15,417,001 çift

İş savaşa gelince devletler ne kadarda paylaşımcı oluyomuş böyle ya.

Topunun yüce Zeus belasını versin

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hiç mızmızlanmayın:

30larda Stalin Nazilerin silahlanmasına dikkat çekmiş, bu tehlikeyi büyümeden durdurmak için İngiltere ve Fransa'dan yardım istemişti ama reddedilmişti. Yalnız kalınca çareyi Hitler'le anlaşmakta buldu. Bu pek de uzun süremedi hiç şaşırmayacağımız gibi.

Bütün orta avrupa işgal edilince -ne ironiktir ki- batının çaresi artık SSCB idi.

SSCB düşseydi, savaş mihver zaferiyle biter ve dünyanın yarısı faşist olurdu. Amerika bölgeye ancak uzaktan el sallardı.

SSCB düşmese, ama Normandiye çıkartması da yapılmasa, dünyanın bu yarısı bu sefer de bolşevik olur, Amerika gene uzaktan el sallardı.

İnsan odun da olsa, bügün insanlık dışı bir rejim altında yaşamadığı için doğu cephesinde olanların önemini anlar. Adam hala bir pazarlamacı tavrıyla verilen silahları anlatıyor. Bazılarına sabun olmak bile bir lütuf mu acaba..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hiç mızmızlanmayın:

30larda Stalin Nazilerin silahlanmasına dikkat çekmiş, bu tehlikeyi büyümeden durdurmak için İngiltere ve Fransa'dan yardım istemişti ama reddedilmişti. Yalnız kalınca çareyi Hitler'le anlaşmakta buldu. Bu pek de uzun süremedi hiç şaşırmayacağımız gibi.

Bütün orta avrupa işgal edilince -ne ironiktir ki- batının çaresi artık SSCB idi.

SSCB düşseydi, savaş mihver zaferiyle biter ve dünyanın yarısı faşist olurdu. Amerika bölgeye ancak uzaktan el sallardı.

SSCB düşmese, ama Normandiye çıkartması da yapılmasa, dünyanın bu yarısı bu sefer de bolşevik olur, Amerika gene uzaktan el sallardı.

İnsan odun da olsa, bügün insanlık dışı bir rejim altında yaşamadığı için doğu cephesinde olanların önemini anlar. Adam hala bir pazarlamacı tavrıyla verilen silahları anlatıyor. Bazılarına sabun olmak bile bir lütuf mu acaba..

Bu ironileri olayın perde arkasıyla birleştirirsek ; mesela nazi silah ve sermaye yapısı, SSCB'ile anti-tez oluşturulması, Nazilerin işgal edeceği yerlerin nazi karşıtı oldukları söylenen karanlık güçlerle hedef gösterilmesi, amerikanın savaşa dahil olmasındaki komedi , gibi gibi gibi...

Belki gerçeği bir gün Marksistlerde anlar. 8)

Onlar hala bir takım kişilerin yedekte bekleyen anti-tezi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Toplam 2007 fiyatlarına göre 700 milyar dolarlık yardım yapılmış.(o dönemin fiyatlarına göre 50.1 milyar dolar.) Bunun 31.4 milyar doları İngiltere'ye, 11.3 milyar doları Sovyetlere, 3.2 milyar dolar Fransa'ya ve 1.6 milyar dolar Çin'e.

Kanada da benzer bir programla Sovyetler ve İngiltere'ye dönemin parasıyla 4.7 milyar dolarlık yardım yapmış

Astur, yapılan yardımın miktarı hakkında bilgi vermemiştim, ortada yalan yok. Belki senin sunduğun rakamlar da doğru olabilir. Fakat yapılan yardımın, Sovyetlerin kullandığı toplam mühimmatın %4'üne tekabül ettiği de biliniyor demekki. Artık Sovyetlerin ne kadar büyük bir savaşa girdiğini anlayabilirsiniz. Sovyet Ordusunun cephaneliğini Batının yaptığı yardımlardan ibaret mi sanıyordun yoksa?

Zaten şöyle bir bölüm de aktardım: ''Bununla beraber, çok kirli ayak oyunları da oynanıyordu. Doğu Cephesi'nin kaderini belirleyecek olan Stalingrad kuşatması sırasında İngiltere'den Sovyetler Birliği'ne doğru yola çıkan bir yardım konvoyunun tamamı Alman denizaltıları tarafından batırıldı. 35 gemilik bu konvoyun kolaylıkla imha edilebilmesinin sebebi ise, konvoya koruma sağlayan İngiliz savaş gemilerinin, gelen ani bir emir doğrultusunda konvoyu savunmasız bırakmalarıydı''

Yani yapılan yardımların Sovyetlere ulaştığından da o kadar emin olmayınız. Emperyalistler bir taraftan yardım yapar görünüp diğer taraftan yardımsız bırakıyorlardı. Faşist Finlandiya, Sovyetlerin karşılıklı anlaşma teklifini reddettiğinde Batı askerleri Finlandiya'nın yanında yer alıp Sovyetlerle savaşmaya gidiyordu. Finlandiya toprakları, Sovyetlerin ikinci en büyük kenti Leningrad'a çok yakın ve faşizmin o bölgeye asker yığmasına Sovyetlerin göz yumması beklenemezdi. İsveç ve Norveç topraklarını açmasaydı, emperyalistler faşizmin yanında savaşa gireceklerdi.

ABD, Fransa ve İngiltere'nin savaştaki toplam kaybı 1.500.000'u bulmazken, Naziler bile 7.500.000 civarı insan kaybederken, Sovyetler 23.000.000 insanını bu savaşta kaybetti. Ama emperyalistler, gönderdikleri %4'lük yardım ve Kızıl Ordunun zaferi kesinleşinceye kadar savaşa girmeyen kaypak tutumlarıyla, hatta savaş sonrası bile ''ihtiyaç olursa'' Sovyetlere karşı kullanılmak üzere Nazi savaş esirleri ve silahlarını el altında tutmalarıyla, iki yüzlülüklerini belli ettiler.

Bu zafer Kızıl Ordunun ve Sovyetler Birliği'nin zaferidir. Yapılan yardımın oranı -değil ama- diyelim ki daha büyük, ne farkedecek? Kurtuluş Savaşı sırasında da Sovyetlerin bize büyük -gerçekten büyük- yardımları olmuştu. Şimdi bu yardımlara bakarak, ''Türk kurtuluş savaşı, Türkler ve Rusların ittifak savaşıdır, aslında bu savaşı Ruslar verdi'' diyebilir miyiz? 2. Dünya Savaşı'nda 23 milyon insanını kaybeden Sovyetler Birliği ile savaşa sonradan dahil olan ve zaferi kısa yoldan paylaşmaya kalkan Batı'yı bir mi tutacağız?

Batı emperyalizminin İspanya İç Savaşında faşizmi desteklemesi ve Münih Antlaşmasında faşist Almanya'nın Çekoslovakya'yı yutmasına göz yummaları, faşizmi Sovyetlere karşı kullanmayı düşündüklerinin açık göstergesidir. Besledikleri yılanın, batıya yönelip kendilerini de sokmasıyla birlikte savaşa dahil oldular. Ama o dahil oluşlarında da uzun süre Batı cephesini açmadılar. Ne zamanki Kızıl Ordu doğuda zafer kazandı ve Almanya'ya doğru ilerlemeye başladı, ancak o zaman cepheyi açıp sonuca ortak oldular.

Nazizmin yaratılmasında, Batı emperyalizminin 1.Dünya Savaşında Almanya'ya dayattığı Versailles Antlaşmasının Alman ulusunda uyandırdığı tepkinin büyük payı vardır. Nazi Almanya'sını Sovyetlere karşı kullanabilecekleri düşüncesiyle onun silahlanmasına göz yummaları da ayrı bir kötülüktür.

Toplam 2007 fiyatlarına göre 700 milyar dolarlık yardım yapılmış.(o dönemin fiyatlarına göre 50.1 milyar dolar.) Bunun 31.4 milyar doları İngiltere'ye, 11.3 milyar doları Sovyetlere, 3.2 milyar dolar Fransa'ya ve 1.6 milyar dolar Çin'e

Astığım yazıyı dikkatli okumuyorsun. Sovyetlere yapılan 11 milyar dolarlık yardım, Sovyetlerin yaşadığı kaybın ''dişinin kovuğunu'' bile doldurmaz. Bak ne yazmışız: ''Sovyetler Birliği'nin savaşta harcadığı toplam para, 192 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Ancak harcanan para, işgal altındaki Sovyet topraklarında yaşanan yıkımın maliyetini ortaya koymaktan çok uzak. Sovyetler Birliği'nde savaş sonrası yapılan araştırmalar, ülkenin Büyük Anayurt Savaşı'nda ulusal zenginliğinin yüzde 30'unu yitirdiğini ortaya koydu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

fredie merba diyecektim sana ama goruyorumki; Basini kasiyacak halin yok! :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

fgreddie yazıları bari iyice oku be kardeşim :D

11 milyar o günün parasıyla

toplam 60 bugünün parasıyla 700 milyar harcamış abd müttefiklerine

ayrıca ben ilgili biri olarak sawaşların toplamında yuwarlak hesap kullanılan mühimmatı bilirim

hiçte o rakamların &4 ü değil u asturun werdikleri

Link to post
Sitelerde Paylaş
Slogan gençliği iş başında

Fredi zerre kadar kafan çalışmıyor.Kim takar senin Sovyetlerini .Adamların bir amacı vardı ve gerçekleştirdiler.Bu amaçta piyonlardan biride Sovyetlerdir.Biraz entellektüel seviyen marksist sitelerdeki yazıları aşabilse yazına toptan cevap yazacam ama bu konularda gördüğüm kadarıyla dah küçüksün.Tahmin ediyorum üniversiteye yeni başlayıp kendini Komünist ilan edenlerdensin. Çünkü olaylara sığ bakışın bende bu izlenimi veriyor.

Bilge Dötün Guguk,

Şu yazdığın cevapta en küçük bir fikir kırıntısı, bir karşı argüman veya benim argümanlarıma cevap niteliği taşıyacak bir açıklayıcılık var mı? Kendi sığlığını başkasınınmış gibi göstererek gerçeği gizleyemezsin. Bu köylü kurnazlıklarıyla köyündeki çobandan başkasını kandıramazsın. Hiçbir şey bilmeyen ve dolayısıyla da hiçbir açıklama yapamayan, ama buna karşın çok şey biliyormuş gibi ahkam kesip karşısındakinin seviyesini polemik unsuru yapan senin gibi adamlarla uğraşmak bana hep özel bir zevk vermiştir. :)

''Adamların bir amacı vardı gerçekleştirdiler'' diyorsun. Hangi adamların? Sovyetlerin mi, Almanların mı, yoksa Emperyalist Batı'nın mı? Cümle kurarken özneyi belirtmeyi unutacak kadar mı kafan çalışmıyor? Sen önce doğru düzgün Türkçe cümle kurmayı bir öğren, sonra Türkçülük yaparsın.

''Piyonlardan biri de Sovyetlerdir'' diyorsun, ama hiçbir açıklaman yok! Faşist Almanya kendisine savaş açmış, Moskova önlerine kadar gelmiş ama Sovyetler bunu durdurmak ve faşizmi yenmek için savaşa girince ''piyon'' oluyormuş! Hay senin aklını!... Faşizm, Sovyetlere karşı Batı tarafından yaratılıp kullanılan bir anti-tez olarak görülmüş olabilir, piyon olduğu ise kesindir, bu doğru evet. Ama faşizmin, bir görüşün anti-tezi olsun diye üretilip ona karşı piyon olarak kullanılması, o görüşün de piyon olduğunu mu gösterir şuursuz!

Düşünemiyorsan yazma kardeşim.

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
fgreddie yazıları bari iyice oku be kardeşim :D

11 milyar o günün parasıyla

toplam 60 bugünün parasıyla 700 milyar harcamış abd müttefiklerine

ayrıca ben ilgili biri olarak sawaşların toplamında yuwarlak hesap kullanılan mühimmatı bilirim

hiçte o rakamların &4 ü değil u asturun werdikleri

11 milyar dolar o günün parasıyla yapılan yardım ama 193 milyar dolar da o günün parası. Sovyetlerin savaşta yaptığı harcamanın o günün parasıyla ifadesi. Kaldı ki alıntımda, 193 milyar doların bile Sovyetlerin maliyetini karşılamaktan uzak bir rakam olduğu belirtilmiş. Yapılan 11 milyar dolarlık yardımın tümünün Sovyetlere ulaşmadığı da cabası.

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
ya sowyetlerin o kadar aciz duruma düşmeside mi abd nin suçu

ki abd nin yaptığı yardımın parasal değerle karşılaştırılmasıda yanıltıcı olur teknoloji bakımından sowyetlerin 11 milyar dolarla ulaşamayacakları bir destektir o

Aciz duruma düşmedik, savaşı kazandık. Batı bize gerçekten değerli bir destekte bulunsaydı, Nazilerin 3 katı kayıp vermezdik. Bu kadar çok kayıp vermemizin sebebi, Nazilerle sıcak savaşa girenin yalnızca Sovyetler olması ve Batılı emperyalistlerin Sovyetlerin doğudaki başarısı kesinleşinceye kadar cephe açmamalarıdır.

Not: Hem anarşist hem kapitalist olunmaz. Seninle bunu belki ayrı bir başlıkta denk gelirsek tartışırız ama şu an çelişkili bir durumun var. Anarşizm, otoritesizlik demektir ve karşı çıktığı otoritelerden biri de patronun çalışanı üzerindeki otoritesidir. İnsanın insana kulluğunun olduğu yerde anarşizm olamaz. Ya adını değiştir ya da kapitalizmi savunmayı bırak bence.

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...