Jump to content

Kur'an'ın Yazılış Nedeni Ne Olabilir?


Recommended Posts

  • İleti 103
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Delilin nedir?

Akıllı olmanı sorgulamıyorum.

Akıllyım demekle ne kastediyorsun?

Çünkü iki türlü akıllı olmak var.

Çünkü milyarlarca insanın güdümlü doğup güdümlü öldükleri bir dünyada ateist oldum.

Çünkü ateist olduktan sonra da, ateistlerin düştükleri hataları görebiliyor ve o tuzaklara düşmüyorum.

Yani %1 saf gerçeklik algısı ve üstün akla sahip insanların arasında da sıradanlar arasında değilim.

Bunlar yeterli mi?

Ben son derece objektifim Hacı.

Göreceli değil bu dediklerim.

Ben gerçekten sıradışı derecede akıllı biriyim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çünkü milyarlarca insanın güdümlü doğup güdümlü öldükleri bir dünyada ateist oldum.

Çünkü ateist olduktan sonra da, ateistlerin düştükleri hataları görebiliyor ve o tuzaklara düşmüyorum.

Yani %1 saf gerçeklik algısı ve üstün akla sahip insanların arasında da sıradanlar arasında değilim.

Bunlar yeterli mi?

Ben son derece objektifim Hacı.

Göreceli değil bu dediklerim.

Ben gerçekten sıradışı derecede akıllı biriyim.

Bu nedenler ve gerekçeler yeter de artar bile..

Şimdi senin neden ben akıllıyım dediğini çok iyi anlıyorum.

Ve ilginç olarak sana hak da veriyorum.

Sen gerçekten akıllısın ve nedeninde de haklısın.

Dünyada bu kadar keriz olduğu için sen akıllısın..

Bu düşüncene bütün kalbimle katılıyorum..

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanlar niçin sanal ortamlarda çok akıllı, çok güzel, zeki ya da üstün olduklarını belirtmek ihtiyacı duyarlar?

Kimi çıkar ne kadar çok kitap okuduğunu yazar.

Bir diğer ateizmin kitabını yazmış adamım ben diyerek aptalca böbürlenir.

Yine bir başkası hiçbir zaman olamadığı ve hep özlem duyduğu bir kimliğe bürünür ve hayalini yaşar...

-------------------------------------------------------

Ne kadar akıllı ve sıradışı olduğunu ulu orta dile getiren bu gringo, sırf bu tavrıyla bile ne kadar sıradan ve beyinsiz olduğunu açığa vurduğunun farkında mı?

Bunun farkında olsaydı böyle salakça böbürlenir miydi?

Bu foruma aklı başında, ne dediğini bilen sağlıklı insanlar ne zaman gelecek?

Manyak avutma yuvası oldu çıktı forum.

Nereye gidiyoruz ey millet?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu nedenler ve gerekçeler yeter de artar bile..

Şimdi senin neden ben akıllıyım dediğini çok iyi anlıyorum.

Ve ilginç olarak sana hak da veriyorum.

Sen gerçekten akıllısın ve nedeninde de haklısın.

Dünyada bu kadar keriz olduğu için sen akıllısın..

Bu düşüncene bütün kalbimle katılıyorum..

Sağol.

Her bilinçli ateist öyledir.

Ama ateizm içinde de bir hiyerarşi kurarsak da üstlerde yer alırım.

Sen de akıllılar arasındasın.

Ama ateistlerin akıllığını kerizlerin çokluğuna bağlamamak gerek.

Kerizsiz de akıllı olurdu ateistler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanlar niçin sanal ortamlarda çok akıllı, çok güzel, zeki ya da üstün olduklarını belirtmek ihtiyacı duyarlar?

Kimi çıkar ne kadar çok kitap okuduğunu yazar.

Bir diğer ateizmin kitabını yazmış adamım ben diyerek aptalca böbürlenir.

Yine bir başkası hiçbir zaman olamadığı ve hep özlem duyduğu bir kimliğe bürünür ve hayalini yaşar...

-------------------------------------------------------

Ne kadar akıllı ve sıradışı olduğunu ulu orta dile getiren bu gringo, sırf bu tavrıyla bile ne kadar sıradan ve beyinsiz olduğunu açığa vurduğunun farkında mı?

Bunun farkında olsaydı böyle salakça böbürlenir miydi?

Bu foruma aklı başında, ne dediğini bilen sağlıklı insanlar ne zaman gelecek?

Manyak avutma yuvası oldu çıktı forum.

Nereye gidiyoruz ey millet?

Ne böbürlenmesi?

Bu bana herhangi bir heyecan katmıyor.

Ayrıca neden belirtmekten imtina edeyim ki?

Konusu geçti belirttim.

Biraz da üstü kapalı mesaj vermek içindi Tunç'a (yani sadece sen misin akıllı diye...)

Böbürlenme algılama...

Şöyle düşün:

Bunu dememin kardan çok zararı var ise bu adam niye der bunu?

Cevap basit: "Sadece durum tespiti yapıyordur." "Objektiftir"

Biraz farklı bak olaya...

tarihinde Ateist Bakış tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Biraz da üstü kapalı mesaj vermek içindi Tunç'a (yani sadece sen misin akıllı diye...)

Herkes senin kadar akıllı değil

Mesajlarını açık ver...

G.tünü taşa silen topluluk oturup devlet kurmak için kitap yazmış ha?? Vah vah...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Herkes senin kadar akıllı değil

Mesajlarını açık ver...

G.tünü taşa silen topluluk oturup devlet kurmak için kitap yazmış ha?? Vah vah...

Muhtemelen yazmadılar.

Bunlar sözlü dolaşıp durdu.

Ancak bildiğin gibi her ne kadar angut da olsalar icatlar ve çağın gereklilikleri onları buluyor.

Yazı da bulmuş işte, ve uzunca süren bir sürede putlarından ve o sürecin kahramanı adamlardan (muhammed deniliyor) aldıkları esinle yazıya dökülmüş aşama aşama.

Yoksa haydiyin araplar anayasa yazalım diye bir halt olmamış.

Böyle bir halt dünyanın hiçbir toplumunda olmaz ayrıca. Birikimle ilerler süreçler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne böbürlenmesi?

Bu bana herhangi bir heyecan katmıyor.

Ayrıca neden belirtmekten imtina edeyim ki?

Konusu geçti belirttim.

Biraz da üstü kapalı mesaj vermek içindi Tunç'a (yani sadece sen misin akıllı diye...)

Böbürlenme algılama...

Şöyle düşün:

Bunu dememin kardan çok zararı var ise bu adam niye der bunu?

Cevap basit: "Sadece durum tespiti yapıyordur." "Objektiftir"

Biraz farklı bak olaya...

Tamam tartışma esnasında ona nazire yapmak için söylediysen mesele yok.

Ayrıca, gerçekten de, çekinmeden dile getirebileceğin kadar zeki bir adamsan bunu dışa vurmanda da sorun yok.

Ama sen gerçekten akıllı biri misin?

Yaptığımız tartışmalar da bunun doğru olmadığını gördük.

Sen, hiçbir delile sahip olmadığın, efsanelerden doğan bir görüşü gözü kapalı savunabilecek kadar beyinsiz bir adamsın.

Sana garezim olduğundan değil inan.

Ufak da olsa bir zeka pırıltısı görmeyi çok bekledim sende.

Ama sen her defasında umudumu boşa çıkardın ve burnunu boka soktun.

Oradan çıkarman artık zor görünüyor gringo.

Kendi düşen ağlamaz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tamam tartışma esnasında ona nazire yapmak için söylediysen mesele yok.

Ayrıca, gerçekten de, çekinmeden dile getirebileceğin kadar zeki bir adamsan bunu dışa vurmanda da sorun yok.

Ama sen gerçekten akıllı biri misin?

Yaptığımız tartışmalar da bunun doğru olmadığını gördük.

Sen, hiçbir delile sahip olmadığın, efsanelerden doğan bir görüşü gözü kapalı savunabilecek kadar beyinsiz bir adamsın.

Sana garezim olduğundan değil inan.

Ufak da olsa bir zeka pırıltısı görmeyi çok bekledim sende.

Ama sen her defasında umudumu boşa çıkardın ve burnunu boka soktun.

Oradan çıkarman artık zor görünüyor gringo.

Kendi düşen ağlamaz...

Eski teranelerdesin sne halen.

Elinde 500-600'lü yıllara ait kamera kayıtları var ya da o yıllardan beri hayatta kalmış bir adam buldun böyle iddialı konuştuğuna göre.

Bak Türkiye Cumhuriyetinde yaşadığın için ülkenin resmi politikası içine işlemiş.

Bu da "beyan edene beyanını ispatlayana kadar şüpheyle yaklaşmak, ne kadar eziyet varsa etmek"

Halbuki gelişmiş ülkelerde beyan doğru kabul edilir.

Beyana şüpheyle yaklaşan adam beyan sahibinin beyanını çürütmek için çilelere, eziyetlere maruz bırakılır.

Ama bizde devlet diyeni maruz bırakıyor.

Sende de aynı şey söz konusu.

Aynı konuya girmeden kısaca söylüyorum: "Dünyada tarih bilimini üst düzey okutan (yani tarihçi yetiştiren) kurumların hepsi muhammed konusunda senin bana beyinsiz dediğin kabulü sunuyorlar"

Benim bu beyanla sorunum yok.

Şüphe de etmiyorum.

Güveniyorum.

Bunun bir bilgi olduğunu kabul ediyorum.

Ha yanılma payı yok mu?

Var tabi!

Ama sen ve senin gibi serseri mayın tarzı akıl yürütenlerle yanılacağıma dünyadaki tarih uzmanlarıyla birlikte yanılırım daha iyi.

Beyanı resmi olarak bir çok ülke de kabul etmektedir.

Sen bana beyinsiz diyeceğine, o muhammedi tarihçileri baz alıp yaşadı kabul eden devletlerin elçiliklerine "Sizler Beyinsiz heriflerin tekisiniz" diye mesaj yaz yolla.

Hadi sıkıyorsa yap!!!!

Adınla soyadınla resmi usullere göre dilekçe tarzı yazı yaz ve beyinsiz de bakalım bu ülkelere.

Siz nasıl böyle salakça şeyi okutan tarihçileri besliyorsunuz angutlar de!!!!!!!!

Bu konuyu kapat!!!!!

Yanlıştasın!!!

Ön kabulün çok kuvvetli!!!!!

Bozmuşsun algını...

Kapat!!!!!!!!!!

Link to post
Sitelerde Paylaş

HZ KURAN IN GERÇEK ISPATI

Kuranın mislinin getirilememesi ispat eder ki, Kuran, Allahın kelamıdır. Mumine.com konu Kuranın mislinin getirilememesi ispat eder ki, Kuran, Allahın kelamıdır. Mumineler

Kuranın mislinin getirilememesi ispat eder ki, Kuran, Allahın kelamıdır.

Hz. Musa (AS) zamanında sihir revaçta olduğu için, mucizelerinin çoğu ona benzer bir tarzda gelmiştir. Asasının yılan olması ve parlak el mucizeleri gibi

Hz. İsa (AS) zamanında ise tıp revaçta olduğundan, mucizelerinin çoğu o cinsten gelmiştir. Ölüleri diriltmesi, alaca hastalığını tedavi etmesi gibi

Bu sayede hakka karşı gelen kâfirlere, en mâhir oldukları sahada meydan okumuşlar ve Allahın izniyle de galip gelmişlerdir.

Hz. Muhammed (S.a.v.) zamanında ise dört şey revaçtaydı:

1- Belagat ve fesahat.

Fesahat: sözün, lafız, mana ve ahenk itibariyle kusursuz olması ve kelimelerin söylenişinin tatlı, manasının da söylenirken hemen zihne girmesidir. Bu keyfiyetlerin birincisi kelime ve cümle ahengi ile ikincisi de kullanan kimsenin kelime hazinesi ve seçme kudreti ile alakadardır. Fesahatin daha yüksek olan derecesine ise belagat denir.

2- Şiir ve hitabet.

3- Kâhinlik ve gaybdan haber vermek.

4- Geçmiş hadiseleri ve kâinatın ve varlıkların yaratılış sırlarını bilmekti.

İşte Kuran geldiği zaman bu dört nevi bilgi sahiplerine karşı meydan okudu. Her birine diz çöktürdü. Hepsi hayretle Kuranı dinlediler.

Bizler bu delilde, o asrın dâhi şairlerinin, hatiplerinin ve söz ustalarının nasıl mağlup olduğunu beyan edeceğiz ki, bununla, Kuranın taklidinin mümkün olmadığı ortaya çıksın ve Allahın kelamı olduğu ispat edilsin.

Kuranın nazil olduğu asırda, Arap yarımadası ahalisi tarihi hadiselerini ve yazıtlarını, şiir ve belagat kaydı ile muhafaza ediyorlardı. Şiir ve belagat o derece revaçta idi ki, her sene yarışmalar düzenlenir, yedi edibin yedi kasidesi muallakat-ı seb-a namıyla, altın yazı ile Kâbenin duvarına asılırdı. Ancak Kuran geldikten sonra Meşhur şair Lebidin kızı, babasının kasidesini Kâbenin duvarından indirirken şöyle diyor: Kuran geldi artık bunun kıymeti kalmadı. Hatta her kabilenin edibi, en büyük milli kahramanı kabul edilirdi. En fazla o edip ile iftihar edilirdi. Bazen bir edibin sözü ile iki kavim savaş eder ve bir sözüyle barışırlardı. İşte Kuran-ı Hakîm böyle bir zamanda 23 sene mütemadiyen şu gibi ayetlerle meydan okudu:

Bu Kuran Allahtan başkası tarafından uydurulmuş bir şey değildir. Ancak kendinden önceki kitabı doğrulayan ve o kitabı açıklayandır. Onda şüphe yoktur. O âlemlerin rabbin-dendir. Yoksa onu Muhammed uydurdu mu diyorlar? De ki: eğer sizler doğru iseniz, Allahtan başka, gücünüzün yettiklerini çağırın da hep beraber onun benzeri bir sure getirin (Yunus: 37-38)

Yoksa onu kendisi mi uydurdu diyorlar? De ki: Eğer bu davada sadık iseniz Allahtan başka güvendiklerinizden, çağı-rabildiklerinizi çağırın da Kuranın misli on süre getirin. Velev ki haberleri uydurulmuş olsun, sadece belagatine benzer olsun ( Hud: 13)

De ki: Andolsun ki, bu Kuranın bir benzerini ortaya koymak üzere insanlar ve cinler bir araya toplansa, birbirine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler (İsra: 88)

Eğer kulumuza indirdiğimiz Kurandan herhangi bir şüpheniz varsa ve iddianızda sadıklar iseniz. Allahtan başka bütün şahitlerinizi çağırın da haydi onun benzeri bir sure getirin. Eğer bunu yapamazsanız, Kuranda ki bir sureye benzer bir sure getiremezseniz ki bunu asla yapamayacaksınız, o halde odunu insanlar ve taşlar olan ateşten sakının. Çünkü o, kafirler için hazırlanmıştır( Bakara: 23-24)

Evet, Kuran bu gibi ayetlerle o asrın dâhi ediplerini muaraza yani söz meydanına davet etti ve sekiz mertebe de onlara meydan okudu:

1- Madem bu Kuranın Allahın kelamı olduğuna inanmıyorsunuz ve bir insanın sözüdür diyorsunuz, o halde Muhammed (S.a.v.) gibi okuma yazma bilmeyen, ümmi bir kişi böyle bir kitap yazsın da görelim. Kuranın bu meydan okumasına karşı hiçbir ümmi meydana çıkamadı.

Ve Kuran 2. defa meydan okudu: Haydi bunu yapamıyorsunuz. Muhammed (S.a.v.) gibi okuma yazma bilmeyen bir kişiden böyle bir kitap getiremiyorsunuz. O halde o zat gayet âlim ve kâtip olsun. Ve Kuran gibi bir kitap yazsın. Kuranın bu meydan okumasına karşı da hiçbir âlim ve kâtip Kuran gibi bir kitap getiremedi.

Ve Kuran 3. defa meydan okudu: Haydi bir tek âlim ve kâtip zat Kuran gibi bir kitap getiremiyor, o halde bir tek zat olmasın, bütün âlimleriniz, edipleriniz ve söz ustalarınız toplansın, birbirine yardım etsin. Hatta güvendiğiniz ilahlarınızı da çağırın size yardım etsin ve Kuran gibi bir kitap getirin. Kâfirler bu meydan okumaya da sessiz kaldılar ve Kuran gibi bir kitap getiremediler.

Ve Kuran 4. defa meydan okudu: Haydi bunu da yapamıyorsunuz. O halde eskiden yazılmış edebî eserlerden de istifade edin, hatta gelecekte yazılacak olanları da yardıma çağırın ve Kuran gibi bir kitap getirin. Kuranın bu meydan okumasına karşı yine kâfirler suskunluklarını bozamadılar.

Ve Kuran 5. kez meydan okudu: Haydi bunu da yapamıyorsunuz, Kuranın tamamına benzer bir kitap getiremiyorsunuz. O halde Kuranın tamamına değil, sadece 10 suresinin benzerini getiriniz. Kâfirler bu meydan okumaya karşı da parmaklarını bile kıpırdatamadılar.

Ve Kuran 6. kez meydan okudu: Madem 10 suresine mukabil, hakiki ve doğru bir benzer getiremiyor ve onu taklit edemiyorsunuz, O halde hikâyelerden, asılsız kıssalardan olsun. Sadece Kuranın nazmına ve belagatına benzesin. Bu da yeter. Kâfirler bunu dahi yapamadılar. Kuranın nazmına benzeyen asılsız hikâyelerden 10 sure getiremediler.

Ve Kuran 7. defa meydan okudu: Haydi bunu da yapamıyorsunuz. Asılsız kıssa ve hikâyelerden Kuranın 10 suresine nazımca benzeyen bir misil getiremiyorsunuz. O halde Kuranın bir tek suresinin benzerini getiriniz. Ama kâfirler bu meydan okumaya karşı da sessizliklerini bozamadılar.

Ve Kuran 8. mertebede şöyle meydan okudu. Madem Kuranın bir tek suresine bile benzer getiremediniz. O halde haydi o sure uzun olmasın, kısa bir sure olsun. Sadece kısa bir sureye benzer getiriniz. Eğer bunu da yapamazsanız bilin ki, din, can ve mallarınız dünya da da ahirette de tehlikededir.

İşte Kuran sekiz tabaka da 23 sene de değil, belki 1400 senedir bütün insanlara ve cinlere karşı meydan okumuş ve okuyor, damarlarına şiddetle vuruyor, gururlarını dehşetli bir surette tahrik ediyor. O kibirli akıllarını küçümsüyor. Ve diyor ki: Ya benzerini getiriniz ya da canınız ve malınız tehlikededir. Eğer iman getirmezseniz mesulsünüz. Cehenneme gireceksiniz.

Zira benzerine getiremezlerse islamı yok etmek için bir tek yol vardı ki o da savaşmak. Yani canın ve malın tehlikede olduğu bir yol. Hâlbuki Kuranın bir suresine benzer getirebilselerdi, Hz. Muhammedin davasını iptal edeceklerdi. Canları, malları ve dinleri kurtulacaktı.

Acaba hiç mümkün müdür ki, bir iki satırla benzerini getirip, Hz. Muhammedin (S.a.v.) davasını iptal etmek gibi kolay ve kısa bir yol varken en tehlikeli, canın ve malın helak olabileceği savaş yolu tercih edilsin.

Evet, o zeki kavim, o siyasi millet ki, bir zaman âlemi siyasetle idare ettiği halde en kısa ve rahat yolu terk etsin de, en tehlikeli, mal ve canı belaya atacak uzun bir yolu tercih etsin. Bu hiç mümkün müdür?

Hâlbuki edipleri, birkaç harfle Kuranın velev ki bir suresine benzer getirebilselerdi, Kuran davasından vazgeçerdi. Onlarda maddî ve manevî helaktan kurtulurlardı.

Nasıl ki, siz bir dava ile ortaya çıksanız ve davanızın doğruluğunu ispat etmek için şu taşı kimse kaldıramaz diyerek güçlü insanlara meydan okusanız, sizin davanızı iptal etmek için en kısa yol; kaldıramazsınız diyerek işaret ettiğiniz taşı kaldırmaktır. O taş kaldırıldığı zaman siz ve davanız çürür gider. O taşın kaldırılmayıp, sizinle savaş edilmesi ise ispat eder ki; o taş, kimse tarafından kaldırılamayan bir taştır ve siz davanızda sadıksınızdır.

İşte bu misalde olduğu gibi Efendimiz (S.a.v.) Bu Kuranın bir suresinin bile mislini getiremezsiniz diyerek meydan okudu. Hâlbuki kibir ve azametleri, benlik ve gururları gereği gece gündüz çalışıp Kuranın bir benzerini yapmalıydılar ki, âleme karşı rezil olmasınlar.

Hem onlar, bir surenin mislini getirebilselerdi Kuranın davası iptal olacaktı. Hâlbuki onlar savaş gibi en dehşetli ve uzun bir yolu tercih ettiler. Demek meşhur Cahızın dediği gibi Muaraza-i bil huruf mümkün değildi, Muharebe-i bissuyufa mecbur oldular yani harfler ile söz meydanına çıkmak mümkün olmadığından, kılıçlarla harp meydanına çıkmaya mecbur oldular.

http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:BzLfUY9S3Z8J:www.facebook.com/topic.php%3Fuid%3D187920986683%26topic%3D13158+inanm%C4%B1yorsan%C4%B1z+bir+mislini+getirin&cd=1&hl=tr&ct=clnk&gl=tr

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 years later...

Kuranın yazılış sebebi cariye(seks kölesi) ve ganimetti

İslamda kafirin malı helaldir. Enfal demek ganimet demektir. Ganimet bir başkasından zorla alınan maldır.

Enfal Suresi 1. Ayet - Sana savaş ganimetlerini soruyorlar. De ki: Ganimetler Allah ve Peygamber'e aittir. O halde siz gerçek müminler iseniz Allah'tan korkun, aranızı düzeltin, Allah ve Resûlüne itaat edin.

Enfal Suresi 69. Ayet - Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve hoş olarak yiyin ve Allah'a karşı gelmekten sakının.

Fetih Suresi 19. Ayet - Allah onları, elde edecekleri birçok ganimetlerle de mükâfatlandırdı. Allah kudretli, hikmet sahibi ve hükümrandır.

Ganimet peşinde koşan bir Allah, Cariye peşinde koşan bir Allah, hırsızlık yapan bir Allah.

Allah'ı Muhammed'in uydurduğu çok açık. İslam dinini kurulma amacı hırsızlıktı. İnsanları soyup zengin olamak için kurulan bir din.

Müminun Suresi 6 Ayet - Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu cariyeleri hariç. Bunlarla ilişkilerinden dolayı kınanmış değillerdir.

Ahzab Suresi 52 Ayet - Bundan başka kadınlar sana helâl olmaz. Bunları başka eşlerle değiştirmek de olmaz. İsterse güzellikleri hoşuna gitsin. Ancak sahip olduğun cariyen başka. Allah her şeye gözcü bulunuyor.

Nisa Suresi 24 Ayet - Bir de harb esiri olarak sahibi bulunduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlarla evlenmeniz de size haram kılındı. Bütün bunlar Allah'ın üzerinize farz kıldığı hükümlerdir. Bunların dışında kalanlar ise iffetli olarak zina etmeksizin mallarınızla mehir vermek suretiyle evlenmek istemeniz size helal kılındı. O halde onlardan nikah ile faydalanmanıza karşılık mehirlerini kendilerine verin ki, bu farzdır. O mehri takdir edip kesinleştirdikten sonra birbirinizi razı etmenizde bir mahzur yoktur. Şüphesiz ki Allah her şeyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Ahzab Suresi 50 Ayet - Ey peygamber! Biz bilhas sa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir.

Nur Suresi 32 Ayet - Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Din adamları sınıfı her zaman vardır. Dinleri bunlar yaratır. Hristiyanlık da musevi şeriatının çok katı olduğu farkedilmeye başlandıktan sonra şeriatı yumuşatmak için din adamları tarafından yaratılmıştır. İşte şarap, deve, domuz, iç yağı haram olmaktan çıkarılmış, recm yasaklanmış, buna benzer...

Bunlar yeni bir din yeni bir peygamber geldi diye ortaya atılmaz.Çünkü din adamları peygamberleri sevmezler. Onları kendileri yaratırlar. Yaşayan, kanlı canlı ve itaate zorunlu olacakları peygamber istemezler. Filanca yıllar arasında yaşadı öldü demek işlerine gelir. Ona istedikleri formatı biçer, tepe tepe kullanırlar.

Yenilikleri mezhep görünümlü ortaya atar, sonra ayrı din haline getirirler. Kuran da böyle rahipler tarafından öncülleri yazılmış metinlerden oluşur. Bunun ilk formatlarını hristiyan arap rahipler yazmışlardır. Deve kalsın, ama domuz tekrar haram olsun, şarap da öyle, "recm konusunda ne desek, olsa mı olmasa mı ki... Bu konu biraz sakat... La ne diyelim kanka, yazalım mı recmi kuran'a?" Recm belki yazıldı fakat geri çıkarıldı.

Olay bu şekilde...

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 months later...
.
Bu insanların geçmişi farklıdır. Bazıları Hristiyan ve Yahudidir. Birçoğu da Müşrik Arap'lardır.

Ama dikkat edilirse Kur'an onların üçüne de hitabetmek üzere yazılmıştır.

Kur'an'ı Tevrat'tan veya İncil'den çalma, ayet yürütme şeklinde yorumlayabilirsiniz. Ve İlhan Arsel ile Turan Dursun öyle yorumlamışlardır.

hacı bunları söylediğinde:

Tevrattaki Meryem'le İncil'deki Meryem'in karıştırıldığını

Tevrattaki Ester kitabında Babil Kralı Ahaşveroşun yardımcısı Haman'ın Kuran'da yanlış biçimde Firavunun yardımcısı olarak alınıp karıştırıldığını

Firavunun Haman'a Kuran'da ''Bana bir kule yap Musa'nın Tanrısı'na çıkayım'' ifadesinin Tevrattaki Babil Kulesine tekamül ettiğini çünkü Mısır'da kule olmadığını ve Kuran'ın bu olayı da karıştırdığını.

Göz önünde bulundurdun mu?

Artık şunu görmemiz gerek.Kuran'ı yazanlar Gnostik İncilleri ve ordaki bazı hikayeleri biliyorlar duymuşlar örnek verirsek

İsa'nın beşikteyken konuşmasını Meryem'in hurma olayını(bu hangi Gnostik İncilde geçiyor bilmiyorum),çamurdan yaptığı kuşlara üflemesi ve canlaması gibi hikayeleri

ve Tevrat ve İncil'de yer almayan bazı Yahudi ve Hristiyan mitoloji kitaplarındaki hikayeleri ve masalları biliyorlar.

Saba melikesinin tahtının gelmesi,

Yedi Uyurlar dedikleri Yedi Hristiyan gencin hikayesi,

Yahudilerin aşağılık maymunlar olması,

Zulkarneyn(Büyük İskender'in yolculuklarını)

v.b v.b

duymuşlar.Fakat bu kitaplara (Tevrat ve İncil'e) hakim değiller ve burdaki karakterleri birbirine karıştırabiliyorlar.Bu hikayeleri hem bilip hem de bu hikayeleri ve karakterleri birbirine karıştırmaları bu hikayeleri kulaktan dolma ve halk arasında anlatıldığı kadar duyduklarını gösteriyor. Yani Hristiyan veya Musevi değiller.Hangi Hristiyan Meryem'i'n Hamanın Tevrat ve İncildeki konumunu karıştırabilir?Ben bunun cevabını bekliyorum hala sayın hacı.

tarihinde aykırıteolog tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 years later...
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...