Jump to content

Amaç ne ?


Recommended Posts

Bu arada bu "tekeller" olayına bayılıyorum, bir sözlük alıp tekelin anlamına baksanız iyi olacak, aynı sektörde birden fazla tekel oluyorsa artık...

Sana sigara fabrikası gibi mi duruyor?

Belgeselin ABD'de yasaklı olduğu da yalanın kuyruklusu, adam bu belgeselin DVD'lerini senelerdir satıyor, zaten orada ifade özgürlüğü anayasa ile korunur, sansür falan yoktur.

Abd internet ağında, 2008 tarihli bir haberdi ve benim iddiam değildi.

ABD özgür bir ülkedir; dış politikasından, savaşlarından falan bahsetmiyorum; ABD'de yaşayan bir kadının İslam ülkelerinden birinde yaşayan bir kadına nazaran çok daha özgür olacağı bir gerçektir. Kadın ne salak, ne cahil ne de ajitasyon yapıyor. Bugün Batı dünyasında din, düşünce, ifade vb. özgürlükler üst bir noktadadır, kadın örnek olarak göstermekte haklı.

Sorun paradigmanın yanlış kurulmasıdır zaten ve ABD ''özgürlükler'' açısından, deyim yerindeyse ''kendine müslüman'' bir ülkedir. Abd'nin kendi içinde bireysel özgürlüklerin ''görece'' daha geniş olduğu doğrudur; ancak, Haluk Gerger adlı komünist hocamız ABD'ye giremiyor mesela:D Ve işte sana ''özgürlükler ülkesi''nden pek duymak istemeyeceğin bir haber:

"Amerika'da faaliyet gösteren 75 sivil toplum kuruluşu, aralarında Prof. Dr.Haluk Gerger'in de bulunduğu değişik ülkelerden aydınlara vize verilmemesi uygulamasından "acilen" vazgeçilmesi için (18 Mart 2009 günü yazılı olarak) Amerikan hükümetine başvurdu

http://www.mavidefter.org/index.php?option...9&Itemid=53

Bu da ayrıntıları:

ABD'de faaliyet gösteren 75 sivil toplum kuruluşu, üç Amerikalı bakana, aralarında Türkiye'den Prof. Dr. Haluk Gerger'in de bulunduğu değişik ülke aydınlarına vize verilmemesi uygulamasından "acilen vazgeçilmesi", diğer başvurular için de yasakların gevşetilmesi talebini içeren bir mektup yazdı.

ABD Adalet Bakanı Eric Holder, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İç Güvenlik Bakanı Janet Napolitano'ya gönderilen mektupta, yabancı bilim adamları, yazarlar, sanatçılar ve aktivistlere siyasi görüş ve bağlantıları nedeniyle vize verilmemesi uygulamasından vazgeçilmesi istendi.

Mektupta hükümet, Türk bilim adamı ve gazeteci Prof.Dr.Haluk Gerger, Nikaragualı insan hakları eylemcisi Dora Maria Tellez, Güney Afrikalı politikacı Adam Habib ve İsviçreli İslam bilgini Tarık Ramazan'ın da aralarında bulunduğu kişilere uygulanan "ideolojik dışlama"yı da "acil olarak" yeniden gözden geçirmeye davet edildi. Mektupta İspanya'nın Bask bölgesinden tarihçi ve yazar İnaki Egana, Irak'lı öğretim üyesi Prof. Riyad Lafta, Kolombiyalı din adamı Rafael Gallego, Nikaragualı devrimci Dora Maria Tellez'in de ABD'den vize alamadıkları belirtilerek, bu aydınların durumlarının da acilen ele alınması istendi.

Gördüğün gibi ''özgürlükler ülkesi''nde bile ''muhalif'' olmak ''suç''

Hayır değil. Kadın ne diyor ama, ben şu ya da bu İslama karşı değilim, ben Muhammed'in islamına karşıyım. Bu ifadeye ben de katılıyorum.

Ben radikal, politik, militan yada vahabi İslam'a değil; İslam'ın kendisine karşıyım diyor(doğrudur, ben de tüm dinlere karşıyım). Daha sonra İslam, Muhammed'in yaşadıklarıdır, diyerek de ekliyor. Zaten sorun, İslam'ın özüne karşı olması değildir yahut bir bütün olarak İslam'a karşı olması da değildir. Buna ben de karşıyım elbette.

Şimdi geleliM ajitasyonlara:

1. Hiç kimse ''terörizm''in kökenine inmek istemiyor, diyor kadın. İslam, şiddeti bir bütün halinede dışlamış mıdır? Hayır. Muhammed'in kendisi dahil şiddeti bir araç olarak kullanmış mıdır? Evet. Peki bu iki bilgiden İslam'ın terörizmin kaynağı olduğu çıkarımı yapılabilinir mi? İslam'dan önceki Arap toplumlarında ''toplu katilamlar'' yok muydu? İslam'dan önceki Araplarda ''şiddet'' yokmuydu? İslam dışındaki toplumlarda ''katliam'' yapılmadı mı? İslam'ın ortaya çıkışından önceki tarihlerde ''toplu katliam yahut terörist eylemler'' olmadı mı? Hayatında hiç İslam'la temas etmemiş toplumlarda toplu kıyımlar olmamış mı? Peki İslam'ın genel anlamıyla ''terörizm''in kökeni olduğu söylemi çarpıtılmış, ajite edilmiş bir bilgi değil midir?

Buradaki kasıt, İslam'ın ağırlıklı yaşandığı toplumlardaki ''şiddet'' yahut ''terörizm'' unsuru olarak açıklanmıştır gibi bir varsayım da kullanılabilinir. Ancak, bu da eksik ve çarpık bir yaklaşım olacaktır. Öncelikle ''terörizm'' kavramı dünyadaki en tartışmalı ve muğlak kavramlardan biridir. Daha, tanımlanmasına bile birçok çarpıklık ve eksiklik olan bir kavramdır. Söz gelimi BM'nin terörizm kavramına birçok ülke itiraz etmektedir. BM de kendi kavramını zaman zaman değiştirmektedir.

Terörizm yahut içine sivilleri de katan şiddet olgusunun birçok kökeni vardır. İslam inancında ''şiddet'' bir bütün haliyle, her türden oluşumuyla reddedilmemesi ve dahası, İslam'ın ilk temsilcilerinin de onu uygulaması bir vakıadır. Bu durum günümüzdeki şiddet eylemlerini mutlak suretle etkilemektedir; ancak, bu eylemlerin İslam dışında onlarca farklı kökeni ve nedeni bulunduğu da mutlak bir gerçekliktir. İslam'ın ''şiddet''in meşrulaştırılmasına neden olan etmenlerden biri olabileceği söylenseydi buna hak verirdim; ancak, İslam'ın terörizmin bizzat kökeni olduğu söylenirse buna katılmam mümkün değildir. Bu çarpıtılmış bir bilgidir çünkü. Ayrıca, bugün, ''şiddet'' olgusuna en tutarlı karşı çıkış gösteren gruplar ''anarşist'' ''vicdani retçiler''dir bence...

2. Bu kadın İslam'ın kendisinin problem olduğunu söylüyor ve dünyadaki 1.3 milyar insanı değiştirmekten bahsediyor. Daha önce İslam'ı terörizmin kaynağı ilan etti, şimdi de 1.3 milyarı değiştirmek istediğini söylüyor. Mükemmel bir hamle! Çözüm ne, BOP mu?:D Sahi, Türkiye'de ne kadar Müslüman yaşıyor? Nüfusunda İslam yazanların hepsi gerçekten İslam'a inanıyor mu? Dahası, nüfusunda İslam yazanların hepsi mi bu 1.3 milyara dahildir?

3.İslam terörist, 1.3 milyar insanın hepsi de inançlı; dolayısıyla bunlar değişmeli; örneğimiz de ABD'nin özgürlükler ülkesi, hani şu muhalif yazar, sanatçı ve düşünürlere terörist muamelesi yapıp ülkesine sokmayan, siyahlara karşı hala güçlü bir ırkçılığın olduğu, okullarda otomatik silahlarla toplu katliamların yaşandığı, suç oranları üçüncü dünya ülkesini neredeyse aratmayan, hapishanelerinde 2 milyonunun çok üzerinde mahkum olduğu, dünyanın en gelişmiş ekonomisine rağmen binlerce evsizin yaşadığı, uluslararası baş terörist-yegane işgalci güç ABD. Sevsinler sizin özgürlüğünüzü.

Kadın ben Muhammed'in islamına karşıyım dediğinde sen oradan bunu mu anladın? 6 dakikalık konuşmasında tam olarak nelere değinmesini bekliyordun?

Kadın bunu deyip İslam'ın safsatalarını nesnel bir bakışla verse başımız üstüne, sorun da bu zaten... 6 dakikada neye değinecekmiş? :) O zaman cümlelerini dikkatli seçseymiş, ben Onun tek cümlesinden sayfalarca metin tahlili yaparım, sorun değil!

Sosyalistler gelip "indirgemecilikten" şikayet edince çok gülüyorum bu arada :D

İslam'ı terörizmin kökeni yap, sonra da bilimden, özgürlükten bahset. Sevsinler sizin bilimselliğinizi :D

Senin verdiğin örnekte temelsiz bir ırkçılık var, kadının bu tarz bir ifadesi yok, hatta insanların düşüncelerini değiştirip insanları İslam'dan kurtarmak istiyor. Sorunun şu veya bu kökeni olabilir, ama nesilden nesile geçen zararlı bir inanışlar bütünü gerçeği var, ve buna karşı çıkılması son derece haklıdır.

İslam terörizmin kaynağıdır demek Irkçılık değil midir?

Üçüncü defa söylüyorum, "Muhammed'in İslam'ı"nın sorunlu olduğunu düşünüyor musun düşünmüyor musun. İslam'da insanların rehber edindikleri Kuran, Hadis ve Siyer gibi kaynaklara baktığında gördüğün nedir? Kadın senin aksine sorunun kökenine yapıyor eleştirilerini, İslamiyet tarihi boyunca müslümanların yarattığı tüm kültürel çeşitliliği yok edelim falan demiyor. Senin mantıkla feodalizmi, hristiyanlığı hatta Hindistan'daki kast sistemine bile eleştiri yapamayız.

Arkadaşım, İslam inancı ataerkil cinsiyetçi kültürü sofistike inanç formlarıyla sürdürmüş; kadın üzerindeki denetim ve sömürüyü daha sofistike formlara sokmuştur. Ancak, feodal cinsiyetçi kültür İslam'a has bir şey değildir. Kadın sömürüsü yahut cinsiyetçilik İslam'a has bir şey demekle; İslam feodal cinsiyetçi kültürü sofistike bir biçimde sürdürüyor demek arasında dağlar kadar fark vardır. Birisi İslamofobik bir Irkçılığa; diğeri ise genel bir tespite işaret eder. Burada sorun, o sorununun olup olmadığı meselesi değildir; yanlış tanımlanan ve tespit edilen, o sorunun tarihsel sürecine/kökenine ilişkin değerlendirme tarzlarıdır. Ben İslam'da cinsiyetçiliğin kökeni yoktur demiyorum; İslam var olanı sürdürmüştür, ama asıl/tek kaynak değildir diyorum.

Batının modernleşmesi İslam kültürünün etkisindeki hangi eserlere dayanıyormuş? Uydurma.

Avrupa'da ''cadı avları'' yaşanıp deliler katledilirken Doğu medeniyetleri ne durumdaydı arkadaşım?

Kendi kendine gelin güvey oluyorsun yine, kadının söylediklerinin bununla ne alakası var? Sen islamı terk ettiğinde tüm bu kültürü terk etmiş mi oldun?

Ben İslam'daki olumsuzlukları yahut İslam'ın saçmalıklarını salt bir dini inanca bağlamıyorum; çok daha geniş bir perspektiften düşünmeye çalışıyorum. İslam, topu topu 600-700 senelik bir din; ancak İnsanlık tarihi binlerce yıla dayanıyor. Evrimsel süreçte sosyo-politik örgütlenme tarzlarıyla birlikte getirdiğimiz onlarca sıkıntıyı, sorunu kalkıp da İslam'ın kendisine indirgemiyorum(inatla indirgemiyorum :D ) Saolsun liberaller ve Avrupa merkezli birçok düşünür medeniyetin beşiğini avrupa yapıyor; Bizim Turancılarla yarışıyorlar bu konuda :D

Olsun ya da olmasın, videoda kadının dedikleriyle ne alakası var yahu? Sanki eleştirileri getiren senin meşhur "medya tekelleri" ya da şeytani emperyalistler; suriyeli bir kadın 6 dk konuşuyor topu topu, uçma.

Sen hiç metin tahlileri dersi aldın mı? Orada tek bir dizeden bir kitap yazıyor adamlar. Yukarıda açıkladım bunu...

Doğru olabilir; daha önce de örneklerini konuştuk ya, ABD de zamanında Sovyetleri destekledi, sonra Sovyetlere karşı Afganistanda İslamcıları destekledi, sonra o İslamcılarlakarşı karşıya geldi. Bunlar uluslararası ilişkilerde sıkça olan şeyler; düşmanımın düşmanı dostumdur şeklinde yaklaşılıyor genelde. Olayda komplo falan yok yani, herkes ilk başta en öncelikli gördüğü tehdidi bertaraf etmeye uğraşıyor.

Demekki neymiş arkadaşım? Herkes kendine müslüman yok özgürlükçü :D Hep dediğim şeydir; batılı devletlerin ''insan hakları, özgürlükler'' söylemi kendi dışındaki toplumlara geldiğinde ciddi kaymalara uğruyor. Bunun politik hamleler olduğuna sen de hak verdin dolayısıyla, bak bazen anlaşabiliyoruz da.

Hem muhafazakar hem liberal hem de statükocu! :D Oksimorona gel vatandaş!

Ekonomik yönden liberal(kemalistler), muhafazakar(kemalistler) ve statükocu(kemalistler)=KAPAK

Türkiye'de diyanet, kuran kursları falan kaç senedir var? Daha önemlisi, konunun Türkiye'nin laik olup olmaması ile ne alakası var? Zamanında sağ gruplar komünizme karşı desteklendi, benzer destekler karşı taraftan sosyalistlere de yapılırdı, soğuk savaş öyle bir dönemdi işte, hangi kısmı seni şoke ediyor bunların?

Bir daha özgürlük ve bireysel haklardan sakın bahsetme bana; işine gelince özgürlükçü, işine gelince en barbar pragmatist ve takıyyeci bir devletten bahsesiyoruz...

ABD'nin zamanında bu mücahitlere yardım ettiğini zaten konuştuk, uyuşturucu işi de şaşırtıcı değil, o paraları Kongre'den almak daha zor olsa gerek.

Orası onların sorunu, ama bu bir gerçek...

E tamam işte, adamların derdi Sovyetlerdi, o tehdit ortadan kalkınca yardımı kesmişler.

Hem İslamcılar terörist hem de teröriste yardım et. İslamcı bir örgüt ABD karşıtı değilse sorun yok; ABD karşıtıysa hem İslamcı hem terörist. Yaşasın bilimsellik(!).

Ee? Videodaki kadının derdi o ama.

Kadının derdi oysa, biraz bilimsel etik çalışması yapsın ve cümlelerini doğru seçsin.

Özgürlüklerine bir engel yok siyahların şu anda, hatta geçmişten gelen eşitsizliği ortadan kaldırmayı amaçlayan yasalar vs. var.

Türkiyede de ''demokratik bir hukuk devleti'' yazar anayasada, sen öyle bir şey görüyor musun? Geçmişe nazaran durum oldukça iyi sayılır elbette; ama bana biraz yasak savmak gbi de geliyor ABD tavrı. Konu da zaten bu değil...

Toplam 44 başkanı olmuş ABD'nin, ne onlarcası? İyice uçtun. Geçmişte ırkçılık vardı, ama artık yok, neresini anlayamıyorsun?

Bir tane 10= ondur, 4tane 10'dan bahsediyorsak 1o'lar diyebiliriz. Teknik olarak sorun yok, zira birden fazla onluk sayıdan bahsediyoruz. Dolayısıyla bana dilbilim dersi verme lütfen...

Türkiye'de de demokrasi var diyorlar hala(!)

Daha önce doğrudan ilişki var dedin, kronolojik hatan gösterilince "yok" oluverdi. O da iyi. Huntington gibi onlarca, yüzlerce akademisyen çeşitli teoriler ortaya atıyor her sene, bazıları diğerlerine göre daha popüler oluyor, ortada dev bir komplo yok, o senin kuruntun.

Var diyorsan yap alıntını? Ben komplodan bahsetmiyorum; ABD dış politikasının ataklığı ve küresel hegemonyası bir komplo değildir, gerçektir. Samuel Huntington ise bir bakış açısını yansıtır; Hegemonik gücün bir bilimcsinin bakış açısı, bir kültür bakışı diyelim buna. Genellemek doğru değil belki; ama Medeniyetlerin Çatışmayacağını bal gibi bilen Huntington ve diğerlerinin bu bakış açısı nereden kaynaklı?

Kafkaslarda da mı? O Rusya değil miydi?

Afganistan Kuzey Kutup Bölgesinde mi?

Ben bu aklımla hayatta Hizbullah saflarında savaşmazdım, İsrail bu arada o operasyonu askerlerini kurtarmak için yapmamış mıydı?

4500 filistinli sivili de terörist diye öldürmüştü zaten, doğrudur(!)

Hee...tabi. Sen de dolu konuşuyorsun değil mi?

Suçum ABD'yi özgürlükler ülkesi görmemek mi:D Yahut ABD politikasının ve yayılmacılığının düşmanı olmak mı? Seni de alalım yanımıza Astur, anlamlı bir şeyler yapmış olursun :D

Kadın sence ne savunuyor? Herkesin hristiyanlığa ya da budizme geçmesini mi? Kadın islamı terk etme çağrısında bulunuyor, kadınların da ABD gibi bir ülkedeki gibi özgür olmasını savunuyor. Bence sen videoyu bir daha izle.

Irkçılık ne zaman Özgürlük oldu Astur?

Olay senin ABD karşıtlığın ve onun ifadesi yani, anlaşıldı. Kadın nerede Mevlana'ya, Fuzuli'ye falan saldırmış, tüm bu kültür yok edilsin demiş falan onun da dakika ve saniyesini söylersen biz de bakarız, herhalde gözümüzden kaçmış.

İslamofobik bir Irkçılık Mevlana'yı anacak değildi ya. Sorunu İslam'dan ibaret gören ve tek kaynağı İslam yapan Irkçı bir yaklaşım yok saymaktan ibarettir. Tarihselliği yok sayar, sorunun diğer kökenlerini yok sayar, ekonomi-politiği yok sayar; tek suçlu, tek canavar İSLAM!!! Yaşasın bilim, yaşasın özgürlük (!)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 72
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

14. yüzyıla kadar bütün bilimin fikri özğürlüğün merkezi islam alemdir.batıdan kaçanlar bize sığınmıştır.moğollar kıtır kıtır insa keserken avrupalılar kızılderilileri çiğ çiğ yerken burda insanlar huzur içinde yaşadılar.peki ne olduda terazinin dengeleri bozuldu mesele nakilci teokrasinin islamı miskinleştirme çabası ve devasa islam dünyasını duraklatması.boş boş konuşurken tarihe bi keere dönüp bakın dünyanın yarısı babür türkleri safavi türkleri ve osmanlılar tarafından yani yine türkler tarafından yönetildi.bu din bizi at üstünde göçebelikten medeniyetin tek temsilcisi haline getirdi. birazda böyle düşünün

Link to post
Sitelerde Paylaş

14. yüzyıla kadar bütün bilimin fikri özğürlüğün merkezi islam alemdir.batıdan kaçanlar bize sığınmıştır.moğollar kıtır kıtır insa keserken avrupalılar kızılderilileri çiğ çiğ yerken burda insanlar huzur içinde yaşadılar.peki ne olduda terazinin dengeleri bozuldu mesele nakilci teokrasinin islamı miskinleştirme çabası ve devasa islam dünyasını duraklatması.boş boş konuşurken tarihe bi keere dönüp bakın dünyanın yarısı babür türkleri safavi türkleri ve osmanlılar tarafından yani yine türkler tarafından yönetildi.bu din bizi at üstünde göçebelikten medeniyetin tek temsilcisi haline getirdi. birazda böyle düşünün

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sana sigara fabrikası gibi mi duruyor?

Ne alaka. Ben sana ne diyorum? Bir sektörde birden fazla tekel olması imkansızdır, bu yöndeki ifadeler de mantık dışıdır. Sözlüğe bakmanı neden söyledim sence?

http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10...mp;Kelime=tekel

tekel

isim

1 . Bir malın yapımının yalnızca bir kuruluşun elinde bulunduğu durum, inhisar, monopol:

"Türkiye'de bazı içkiler tekel maddeleridir."- .

2 . Devletin herhangi bir üretim alanını elinde tutması, satışı tek elden yönetmesi ve fiyata hâkim olması durumu, inhisar, monopol.

Anlaştık?

Abd internet ağında, 2008 tarihli bir haberdi ve benim iddiam değildi.

İşte ben bundan her internette her gördüğümüze inanmayalım diyorum, kuyruklu yalan bunlar.

Sorun paradigmanın yanlış kurulmasıdır zaten ve ABD ''özgürlükler'' açısından, deyim yerindeyse ''kendine müslüman'' bir ülkedir. Abd'nin kendi içinde bireysel özgürlüklerin ''görece'' daha geniş olduğu doğrudur; ancak, Haluk Gerger adlı komünist hocamız ABD'ye giremiyor mesela:D Ve işte sana ''özgürlükler ülkesi''nden pek duymak istemeyeceğin bir haber:

Ne paradigması yahu

Hak ve özgürlükler bakımından kendine müslüan diyebiliriz ABD için, orası doğru.

Ama bu haberin özgürlüklerle falan ne alakası var? Adama vize vermemişler? Ee? Bir ülkeden vize almak insan hakkı mıdır? Zorunda mı adam vize vermek?

Gördüğün gibi ''özgürlükler ülkesi''nde bile ''muhalif'' olmak ''suç''

Yalana bak? Vize vermeyince adamları yargılamış mı oluyorlar? Ne suçu? Amerikada muhalif olmak suç ise Noam Chomsky falan ne? Zeitgeist'ı, Loose Change'i falan yapan adamlar nerede yaşıyorlar? Muhalif olmak suçmuş, uydurmayın arkadaşım.

Ben radikal, politik, militan yada vahabi İslam'a değil; İslam'ın kendisine karşıyım diyor(doğrudur, ben de tüm dinlere karşıyım). Daha sonra İslam, Muhammed'in yaşadıklarıdır, diyerek de ekliyor. Zaten sorun, İslam'ın özüne karşı olması değildir yahut bir bütün olarak İslam'a karşı olması da değildir. Buna ben de karşıyım elbette.

Şimdi geleliM ajitasyonlara:

1. Hiç kimse ''terörizm''in kökenine inmek istemiyor, diyor kadın. İslam, şiddeti bir bütün halinede dışlamış mıdır? Hayır. Muhammed'in kendisi dahil şiddeti bir araç olarak kullanmış mıdır? Evet. Peki bu iki bilgiden İslam'ın terörizmin kaynağı olduğu çıkarımı yapılabilinir mi? İslam'dan önceki Arap toplumlarında ''toplu katilamlar'' yok muydu? İslam'dan önceki Araplarda ''şiddet'' yokmuydu? İslam dışındaki toplumlarda ''katliam'' yapılmadı mı? İslam'ın ortaya çıkışından önceki tarihlerde ''toplu katliam yahut terörist eylemler'' olmadı mı? Hayatında hiç İslam'la temas etmemiş toplumlarda toplu kıyımlar olmamış mı? Peki İslam'ın genel anlamıyla ''terörizm''in kökeni olduğu söylemi çarpıtılmış, ajite edilmiş bir bilgi değil midir?

Şimdi gelelim yaptığın mantık hatalarına. Kadın islam terörizmin kökenidir diyor, dediğinde de haklı. Sen kadın islam terörizmin tek kökenidir ya da tüm terörizmin kökenidir demiyor. Şöyle bir örnekle anlatayım; ben sigara kansere sebep oluyor diyorum, sen de bana diyorsun ki sigara icad olmadan önce de kanser vardı, hiç sigara içmeyenler de kanser oluyor, demek ki bu ajitasyondur. Yaptığın mantık hatasını görebildin mi? Ajitasyonla alakası yok.

2. Bu kadın İslam'ın kendisinin problem olduğunu söylüyor ve dünyadaki 1.3 milyar insanı değiştirmekten bahsediyor. Daha önce İslam'ı terörizmin kaynağı ilan etti, şimdi de 1.3 milyarı değiştirmek istediğini söylüyor. Mükemmel bir hamle! Çözüm ne, BOP mu?biggrin.gif Sahi, Türkiye'de ne kadar Müslüman yaşıyor? Nüfusunda İslam yazanların hepsi gerçekten İslam'a inanıyor mu? Dahası, nüfusunda İslam yazanların hepsi mi bu 1.3 milyara dahildir?

Doğru, hane hane dolaşıp insanların ne derece dindar olduğuna bakmalıydı. Yaptığın eleştiri bu mudur yani? Fena uçtun Albatross. Kadın müslümanların dine bakışını değiştirmekten bahsediyor, tek tek sayarak 1.3 milyar sayıda olduğu sonucuna vardığı müslümaları tek tek dinden çıkarmaktan bahsettiğini mi sandın?

3.İslam terörist, 1.3 milyar insanın hepsi de inançlı; dolayısıyla bunlar değişmeli; örneğimiz de ABD'nin özgürlükler ülkesi, hani şu muhalif yazar, sanatçı ve düşünürlere terörist muamelesi yapıp ülkesine sokmayan, siyahlara karşı hala güçlü bir ırkçılığın olduğu, okullarda otomatik silahlarla toplu katliamların yaşandığı, suç oranları üçüncü dünya ülkesini neredeyse aratmayan, hapishanelerinde 2 milyonunun çok üzerinde mahkum olduğu, dünyanın en gelişmiş ekonomisine rağmen binlerce evsizin yaşadığı, uluslararası baş terörist-yegane işgalci güç ABD. Sevsinler sizin özgürlüğünüzü.

Muhalif yazarlara terörist muamelesi!

Siyahlara karşı güçlü ırkçılık var ama başkan siyah 1

Okullarda otomatik silahlarla katliamlar oluyor(Finlandiya'da, Azerbaycan'da falan olmadı zaten yakınlarda benzer vakalar:rolleyes: ), evsiz de var, suç da fazla oh oh.

Buna dayanarak özgürlük olmadığına da kanaat getirirsek tam oluyor. Ne alaka ya?

Amerikan düşmanlığı ile ilgili ders aldım üniversitede ben, senden süper örnek olurdu o derste bence, o kadar tipik ki yaklaşımın.

Kadın bunu deyip İslam'ın safsatalarını nesnel bir bakışla verse başımız üstüne, sorun da bu zaten... 6 dakikada neye değinecekmiş? smile.gif O zaman cümlelerini dikkatli seçseymiş, ben Onun tek cümlesinden sayfalarca metin tahlili yaparım, sorun değil!

Bir daha olmaz, zaten seni arayıp özür de dileyecek.

Bu arada sen kadının cümleleri olmasa da sayfalarca "tahlil" yaparsın, kadına falan gerek yok, nasıl olsa ezberden yapıyorsun "tahlilleri".

İslam'ı terörizmin kökeni yap, sonra da bilimden, özgürlükten bahset. Sevsinler sizin bilimselliğinizi

Bilimselliğimize kurban ol sen. Kullandığın hatalı mantığı yukarıda açıkladığımdan şimdi tekrar değinmiyorum.

İslam terörizmin kaynağıdır demek Irkçılık değil midir?

Elbette hayır. Ne alaka? Yine sözlük yardımı mı lazım? İslam şiddet içerikli bir hayat görüşü, buna karşı çıkmak mı ırkçılık?? Nazizme karşı çıkmak da ırkçılık mı sence?

Arkadaşım, İslam inancı ataerkil cinsiyetçi kültürü sofistike inanç formlarıyla sürdürmüş; kadın üzerindeki denetim ve sömürüyü daha sofistike formlara sokmuştur. Ancak, feodal cinsiyetçi kültür İslam'a has bir şey değildir. Kadın sömürüsü yahut cinsiyetçilik İslam'a has bir şey demekle; İslam feodal cinsiyetçi kültürü sofistike bir biçimde sürdürüyor demek arasında dağlar kadar fark vardır. Birisi İslamofobik bir Irkçılığa; diğeri ise genel bir tespite işaret eder. Burada sorun, o sorununun olup olmadığı meselesi değildir; yanlış tanımlanan ve tespit edilen, o sorunun tarihsel sürecine/kökenine ilişkin değerlendirme tarzlarıdır. Ben İslam'da cinsiyetçiliğin kökeni yoktur demiyorum; İslam var olanı sürdürmüştür, ama asıl/tek kaynak değildir diyorum.

Kadın cinsiyetçiliğin tek kaynağı islam nerede demiş onu da yaz da biz bu yazdıklarının senin kuruntun olmadığını düşünebilelim.

Avrupa'da ''cadı avları'' yaşanıp deliler katledilirken Doğu medeniyetleri ne durumdaydı arkadaşım?

Alaka? Sorumun cevabı mı bu? Yazsana bize batı modernleşmesinin "islam etkisindeki" hangi eserlere dayandığını.

Ben İslam'daki olumsuzlukları yahut İslam'ın saçmalıklarını salt bir dini inanca bağlamıyorum; çok daha geniş bir perspektiften düşünmeye çalışıyorum. İslam, topu topu 600-700 senelik bir din; ancak İnsanlık tarihi binlerce yıla dayanıyor. Evrimsel süreçte sosyo-politik örgütlenme tarzlarıyla birlikte getirdiğimiz onlarca sıkıntıyı, sorunu kalkıp da İslam'ın kendisine indirgemiyorum(inatla indirgemiyorum biggrin.gif ) Saolsun liberaller ve Avrupa merkezli birçok düşünür medeniyetin beşiğini avrupa yapıyor; Bizim Turancılarla yarışıyorlar bu konuda biggrin.gif

Aşırı geniş perspektifin nedeniyle önünü göremiyor olmayasın?

İslam 600-700 senelik bir din mi :D? Kronoloji konusunda da mı sıkıntı var? 1400 seneye yakın olmasın o?

Adam gelip kılıç zoruyla şu veya bu dine sokunca sosyo-politik örgütlenme tarzı mı kalıyor? "Tepeden" değişmiyor mu onlar?

Medeniyetin beşiği ile ne alakası var konunun? Antik Yunan, Mezopotamya ve Mısır diyelim; İslam hakkındaki eleştirileri bu nasıl etkiler? Tekrar tekrar soruyorum ama cevap gelmiyor...ALAKA??

Sen hiç metin tahlileri dersi aldın mı? Orada tek bir dizeden bir kitap yazıyor adamlar. Yukarıda açıkladım bunu...

Almadım. Sen dersi öyle bir almışsın ki dize falan olmadan külliyat yazabilirsin.

Demekki neymiş arkadaşım? Herkes kendine müslüman yok özgürlükçü biggrin.gif Hep dediğim şeydir; batılı devletlerin ''insan hakları, özgürlükler'' söylemi kendi dışındaki toplumlara geldiğinde ciddi kaymalara uğruyor. Bunun politik hamleler olduğuna sen de hak verdin dolayısıyla, bak bazen anlaşabiliyoruz da.

Politik hamle olayını bilmemkaçıncı anlatışımda sana anlatabildiysem sana, ne mutlu bana. Birincisi bu tüm "batılı" devletler için geçerli birşey değil, bir ikincisi bu ülkelerin her birinde hak ve özgürlükler imrenilecek seviyelerde ki bu bir gerçekliktir.

Ekonomik yönden liberal(kemalistler), muhafazakar(kemalistler) ve statükocu(kemalistler)=KAPAK

6 okundan biri "devletçilik" olan kemalistler mi ekonomik yönden liberal? Özelleştirmelere vatan satılıyor diye karşı çıkanlar mı ekonomik yönden liberal? Kemalistler mi muhafazakar? Statükocu olayına eyvallah da, diğer iki maddede güzel uydurmuşsun. Senin her tarafın kapak olmuş, başkalarına kapak kapatmadan kendi durumuna bak sen.

Bir daha özgürlük ve bireysel haklardan sakın bahsetme bana; işine gelince özgürlükçü, işine gelince en barbar pragmatist ve takıyyeci bir devletten bahsesiyoruz...

İstediğim şeyden bahsederim, sen keyfimin kahyası mısın :) ? Sorduğum sorular ve yaptığım yorumlarla 500. alakasız cevabını verdiğin için de bir ödül kazandın!

Hem İslamcılar terörist hem de teröriste yardım et. İslamcı bir örgüt ABD karşıtı değilse sorun yok; ABD karşıtıysa hem İslamcı hem terörist. Yaşasın bilimsellik(!).

Yukarıda politika olayını anladığın izlenimini vermiştin, herhalde ben yanlış anladım. Adamların önceliğinin Sovyetlere karşı mücadele olması mı şoke ediyor seni? İkinci dünya savaşını kaç defa örnek verdim, ABD Sovyetlere bayıldığından yardım yapmadı, Nazi tehdidini o dönem daha büyük gördüğünden yardım yaptı. Durum burada da aynı.

Kadının derdi oysa, biraz bilimsel etik çalışması yapsın ve cümlelerini doğru seçsin.

Veya sen kadının ne dediğini dinleyip anlamaya da çalışabilirsin.

Türkiyede de ''demokratik bir hukuk devleti'' yazar anayasada, sen öyle bir şey görüyor musun? Geçmişe nazaran durum oldukça iyi sayılır elbette; ama bana biraz yasak savmak gbi de geliyor ABD tavrı. Konu da zaten bu değil...

Yine mantıksal safata. A ülkesinde anayasa uygulanmıyor, demek ki hiçbir ülkede yasalar uygulanmaz.

O yasalar uygulanıyorlar, siyahlara negatif ayrımcılık yapan yasa falan da yok şu anda. Eski ırkçılığın yarattığı eşitsizlik ve zararın düzeltilmesi elbette zaman alıyor.

Bir tane 10= ondur, 4tane 10'dan bahsediyorsak 1o'lar diyebiliriz. Teknik olarak sorun yok, zira birden fazla onluk sayıdan bahsediyoruz. Dolayısıyla bana dilbilim dersi verme lütfen...

Türkiye'de de demokrasi var diyorlar hala(!)

Dilbilim dersi ile ne alakası var? Anladık dilbilim okudun, reklam mı yapıyorsun :D

Şu anda ABD'nin yüzde 13.4ü siyah. Eskiden de ayrımcı yasalar ve yaygın ırkçılık vardı. Sence tarihi boyunca 44 başkanı olmuş bir ülkede "onlarca siyah başkan" olmasını beklemek mantıklı mıdır? Sorun matematiksel değil, senin mantıksız yaklaşımın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Var diyorsan yap alıntını? Ben komplodan bahsetmiyorum; ABD dış politikasının ataklığı ve küresel hegemonyası bir komplo değildir, gerçektir. Samuel Huntington ise bir bakış açısını yansıtır; Hegemonik gücün bir bilimcsinin bakış açısı, bir kültür bakışı diyelim buna. Genellemek doğru değil belki; ama Medeniyetlerin Çatışmayacağını bal gibi bilen Huntington ve diğerlerinin bu bakış açısı nereden kaynaklı?

Kafkaslarda da mı? O Rusya değil miydi?

Afganistan Kuzey Kutup Bölgesinde mi?

Bir mantıksal safsata daha. Afganistan Kuzey Kutup Bölgesinde değildir, demek ki Kafkasya'dadır! :D

Afganistan Kafkasya'da mı? Coğrafya da mı öğretmem gerek?

http://tr.wikipedia.org/wiki/Kafkasya

Adamın teoriyi ortaya atması ile BOP olayı arasında 10 seneden fazla zaman var, kıvırtmanın gereği yok yani.

Adam bilimadamı, "hegemonik gücün bilimcisi" ne demek bu arada yahu :D? Tüm ABD'li akademisyenler öyle mi? Chomsky de mi öyle mesela? Ya da Zerzan? :D

Medeniyetlerin çatışmayacağını bal gibi biliyormuş Huntington, herhalde CIA paraları bastı bu teoriyi ortaya atması için :D

4500 filistinli sivili de terörist diye öldürmüştü zaten, doğrudur(!)

İsrail orantısız güç kullanıyor denebilir, ama dertlerinin oraya girip sivilleri öldürmek olduğunu sanmıyorum, 2 askerleri kaçırılmasa ya da iade edilse o operasyon yine de yapılır mıydı?

Suçum ABD'yi özgürlükler ülkesi görmemek mi:D Yahut ABD politikasının ve yayılmacılığının düşmanı olmak mı? Seni de alalım yanımıza Astur, anlamlı bir şeyler yapmış olursun biggrin.gif

Havasız kalırsam, beynime 10 dakika oksijen gitmezse falan olabilir.

Irkçılık ne zaman Özgürlük oldu Astur?

Ne kadının ne de benim yaklaşımlarımızda ırkçılık var, bu senin kuruntun.

İslamofobik bir Irkçılık Mevlana'yı anacak değildi ya. Sorunu İslam'dan ibaret gören ve tek kaynağı İslam yapan Irkçı bir yaklaşım yok saymaktan ibarettir. Tarihselliği yok sayar, sorunun diğer kökenlerini yok sayar, ekonomi-politiği yok sayar; tek suçlu, tek canavar İSLAM!!! Yaşasın bilim, yaşasın özgürlük (!)

İslamofobik ırkçılık :D Bu da iyi.

Sen bana İslam'ın ortaya çıkışını ekonomik temel ile anlatsana? Arabistan da 7. yyda üretim biçimi falan mı değişti de islam ortaya çıktı? "Tarihselliği" öğret bakalım bize.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Önce biraz tartışılsın, ben düşüncemi sonra açıklarım :)

Olm bu adamı onyüzbin andaval Marksist'e değişmem be :)

Bence de Astur haklı sorular soruyor, taraflar arzuladıkları ve gönüllü oldukları sürece, şeriat kurallarına göre çözebilirler sorunlarını.

Zaten bunu siz istemeseniz de, bir mahkemeye başvurmadan kendi aralarında halledebilirler. Ona da mı müdahale edeceksiniz?

Sovyetler'de de bu gerçekleşti zaten bir dönem. Antikapitalist Yayınları'ndan 'Bolşevikler ve İslam' adlı süper bir broşür çıktı bu konuda, ama nette bulamadım, sonra bir ara oradan alıntılar yaparım :)

Daha da ileri gideyim mi? Bana göre, bir ülkenin 'laikliği' değil, o ülkedeki inanma-inanmama özgürlüğüdür önemli olan.

Şöyle bir düşünce deneyine göz atalım: Birileri, T.C. iktidarını değiştirdi, ve anayasasına 'devletin dini İslam'dır' yazdırdı, bu tek başına ne anlama gelir?

Hint vereyim: Finlandiya, Yunanistan, Malta, Monaco, İsviçre'nin bazı kantonları, Liechtenstein, Danimarka, İzlanda, İngiltere, İskoçya'nın resmi ve devlet tarafından tanınmış bir 'din'i vardır.

http://en.wikipedia.org/wiki/State_religio..._state_religion

Bildiğim kadarıyla, bunlara ek olarak, daha gevşek bir biçimde, İspanya'nın da durumu aynı, anayasalarında Hristiyan inancına atıf yaparlar. Hristiyan İspanya, gay hakları ve etnik grupların haklarından tutun, en temel demokratik normlara ve hatta insan-dışı varlıkların haklarına kadar, dünya çapında en uygar devletlerden biridir, hatta abartmıyorum, belki de en uygar ülkesidir.

Bütün bu yukarıdaki ülkelerde, devletin dini olduğu gibi, dinden referanslarla, düzenin revize edilmesini savunan politik gruplar mevcut. Amerika'da bir siyasi grubun adını verelim: Kendileri, 'Christian Reconstructionists' olarak tanınıyorlar: http://en.wikipedia.org/wiki/Christian_reconstructionism

Neoconlar arasında, 'ABD'de kilise ile devletin ayrılması, en büyük hataydı' diyen ünlü düşünür, yazar ve gazeteciler de mevcut. İngiliz yazarlardan da örnekler verebilirim, istenirse.

Bir ara Gordon Brown, İngiltere Başbakanı, kürtaj konusundaki tartışmalarda, İncil'e referans verdi, 'kürtajın onaylanması durumunda, Tanrı'ya karşı sorumlu olacaklarını' söyledi.

İngiliz üniversitelerinde, ulusal çapta 'Hristiyan Öğrenci Birlikleri' var, bizde üniversite öğrencisi namaz kılacak mescid talep etse, şok yaşanıyor, adamların üniversite içinde kiliseleri bile var. İngilizler, Müslüman azınlığa 'çok-evlilik hakkı' tanınmasının gerekip, gerekmediğini tartışıyor. Bu konuda Anglikan Kilisesi de, genelde pro-Müslüman yanlısı bir çizgi izliyor.

Hülasa, bir ülkenin anayasasında dine atıfta bulunulması, hiçbir anlama gelmez. Bu ülkenin anayasasında 'İslam bizim dinimizdir, severiz ve sayarız' yazsaydı, fakat bu ülke bir Finlandiya olsaydı, buna şekilsel bir itiraz hakkını saklı tutmak kaydıyla, niye karşı çıkmak zorunda kalırdık ki?

Önemli olan, inanma ve inanmama özgürlüğünün, devlet ve toplum sathında, bütün insan ilişkileri için korunmasının garanti altına alınmasıdır. Bu, dine referans vermeden yapılabileceği gibi, dine referans vererek de yapılabilir

Nitekim, teorik bir 'mutlak' laikliğin, pratikte uygulanması da sorunludur: Misal, 'Adam öldürmeyeceksin' dini ilkesini referans alarak, zorunlu askerliğe ilişkin yasayı iptal etme kararı alan bir hükümet düşünün, buna sırf 'amanda dine referans veriyorlar' diye karşı çıkmak zorunda mıyız?

Hemen tüm ülke medeni kanunlarında, gelenek ve görenekler yasanın yardımcı kaynakları arasında sayılır. Gelenek ve göreneklerin hangisinin dini, hangisinin ladini kökene sahip olduğunu ayırmak o kadar kolay mı? O dini emirlerin nasıl yorumlandığı, neden benimsendiği, uygulanmasının farklı toplumsal çıkar grupları üzerindeki etkisinin tarihselliğine bakmadan, basitçe 'bu emir, dini kökenlidir' diyerek, işin içinden çıkmak bayağı olmaz mı?

Her bir milletvekilinin, bir yasaya ne saikle oy verdiğini bilebilir miyiz? İnsanlar şizofren varlıklar mıdır ki, siyasi kararlar alırlarken, dini tamamen bir yana bırakabilsinler? Bireyin kişiliğinin dini ve seküler yönleri, psikolojik olarak, bu kadar net ayrılamayacağına göre, siyasi karar alıcının zihnini, daha baştan seküler kabul etmenin mantığı ne?

Hülasa, bir ilke olarak, -özellikle bizim ülkemizde-, laikliği anayasal bir ilke olarak korumak önemli olabilir; ancak laiklik Tanrısal bir işleve sahip olmadığı gibi, demokratik mekanizmanın ve inanma-inanmama özgürlüğünün önüne geçtiği durumlarda, laikliğin zorunlu olarak özgürlükçü olmadığı gibi, özgürlükçü bir anayasanın, herhangi bir dine referansla hazırlanabileceğini de hatırlamak, yararlı olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir mantıksal safsata daha. Afganistan Kuzey Kutup Bölgesinde değildir, demek ki Kafkasya'dadır! :D

Kafkaslara yakınlığı, Kafkas sınırında çünkü, nedeniyle yanlışlık olabilir, hatadır kabul ediyorum :) Ancak, çok da desteksiz atmadım:D

Adamın teoriyi ortaya atması ile BOP olayı arasında 10 seneden fazla zaman var, kıvırtmanın gereği yok yani.

Adam bilimadamı, "hegemonik gücün bilimcisi" ne demek bu arada yahu :D? Tüm ABD'li akademisyenler öyle mi? Chomsky de mi öyle mesela? Ya da Zerzan? :D

Huntington'ın medeniyetler haritası ve yalnız ülke TürkiyeMedeniyetler Çatışması,Samuel Huntington tarafından işlenen, Soğuk Savaş sonrasına tekabül eden 1990'lı yıllardan itibaren uluslararası ittifak ya da ihtilaflarda belirleyici olan unsurun politik ya da ekonomik ideolojiler değil, medeniyetler olmaya başladığını ve 21. yüzyılda da bu trendin devam edeceğini ifade eden bir tezdir

http://tr.wikipedia.org/wiki/Medeniyetler_...%C5%9Fmas%C4%B1

Aklı başında biri, medeniyetlerin iradi bir ''varlık'' olmadığını ve ''çatışma'' olgusunun ''iradi'' varlıklara has bir eylem olduğunu rahatlıkla bilir.Medeniyetleri hiç ''piknik yaparken, halay çekerken yahut hamuda kalkarken'' gören olmuş mudur? Peki Huntington ve türevleri bu ''basit'' gerçeği idrak edemeyecek kadar ''saftirik'' midir? Bu tespiti sürekli atlıyorsun, önce bu soruma yanıt ver ASTUR?

Şimdi, ABD resmi politikasındaki bazı verilere bakalım:

Bill Clinton Mayıs 1997’de “Yeni bir Yüzyıl için Ulusal Güvenlik Stratejisi “ adı verilen belgeyi imzalamıştır. Belgenin özü “ABD çıkarlarına dayanan ekonomik milliyetçiliğin”, gerekirse silah gücüyle dünyaya egemen kılınması üzerine bina edilmiştir. Aynı belgede şu cümleler yer almaktadır ...200 milyon varillik petrol rezerviyle Hazar Denizi bölgesi (Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Kafkasya, İran, Kuzey Irak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu) dünyanın artan enerji talebini karşılamada önemli bir rol oynamaya adaydır... Kendi petrol kaynaklarımız tükeneceğinden bu bölgedeki kaynaklara ulaşmak, ABD’nin yaşamsal çıkarlarından biridir.[6]

http://tr.wikipedia.org/wiki/BOP#B.C3.BCy....7nin_Amac.C4.B1

Samuel Huntington'un tezine göre ''çatışması'' muhtemel medeniyetlerin ''islam/doğu ve Batı/hristiyan'' medeniyetleri olduğunu anlayabiliriz. En azından günümüz entellektüel tartışmalarına bakıldığında bunun ''islam'' eksenli doğulu uygarlıklar ile Hristiyan eksenli batılı/seküler uygarlıklar olduğunu tahmin edebiliriz.

Yukarıdaki Alıntı'da ise eski ABD başkanı Clinton'ın imzaladığı bir belgenin içeriği anlatılmaktadır. Buna göre ABD'nin hedefi tükenen enerji kaynakları iiçin zengin yataklara sahip ''hazar'' blgesi petrol kaynaklarına ulaşmaktır. Ondan önce de ABD çıkarlarının gerekirse silah zoruyla dayatılabileceği ifade edilmiştir. Kısacası ABD doğulu zengin enerji havzalarının kontrolünü istemektedir. Bu belgenin tarihi 1997. Yani Huntington'un tezini yayınladığı yılların akabinde ortaya çıkartılmış.

Burada ABD dış politikası ile Huntington arasında organik bir ilişki olduğunu anlatmaya çalışmıyorum; ancak ABD entellektüelleri/bilimcileriyle politik aktörlerinin ''zihniyet'' olarak nasıl benzer doğrultuda düşünebildiklerini ifade ediyorum. Burada ilginç olan bir konu da Huntington'un tezinin aksine, ABD dış politikasının yahut ülkeler arası çatışmanın hala ''ekonomik'' temele dayandığı gerçeğidir. Tekrar soruyorum, Huntington kapasitesindeki az buçuk mürekkep yalamış biri bu ''basit'' gerçeği bilemiyecek kadar şapşal biri midir? Değilse böyle saçma bir iddianın yazılmasının sebebi ne olabilir? Astur, bu konuda ne düşünüyorsun acaba?

Gelelim bu Huntington'un kim olduğuna; burada sıkı durun şimdi:

Samuel Phillips Huntington (d. 18 Nisan 1927 New York, ABD - ö. 24 Aralık 2008, Massachusetts, ABD) ABD'li siyaset bilimci.

Harvard Üniversitesi'ne bağlı John M. Olin Stratejik Araştırmalar Enstitüsünde öğretim görevlisidir. Aynı zamanda ABD Savunma Bakanlığı'na danışmanlık yapmaktadır.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Samuel_Huntington

Medeniyetlerin çatışmayacağını, onların iradi bir varlık olmadığı basit gerçeğini ''bilemeyen''; üstelik, kendi tezi noktasında ciddi derecede ''yanılan''(!) bu adam ABD SAVUNMA BAKANLIĞI'NA DANIŞMANLIK yapıyor!!!

Astur EFENDİ, şimdi bana ABD adlı hegemonik gücün danışmanlığını yapan bu adamın(dikkat et, savunma bakanlığı gibi stratejik bir görev; hayvan hakları değil!!) ABD hükümetinin resmi ideologlarından biri olduğunu söylersek çok mu saçmalarız? Bu adamı bu derece stratejik bir görevin dışında ABD hükümeti ile ilişki olan herhangi bir bilim adamıyla aynı kefeye koyabilir miyiz? Pekiii, savunma bakanlığına danışmanlık yapacak derecede ''donanımlı'', liboşların pek sevdiği bir tabirle, ''uzman'' birinin ABD resmi ideolojisiyle ilgisi olmadığını söyleyebilir miyiz? Bu adamın yazdığı tezler herhangi bir bilim adamının tezleri gibi değerlendirilebilinir mi?

Söz gelimi, Milli İstihbarat teşkilatından emekli üst düzey bir bürokratın ortaya atacağı bir tez, rejimde anormal bir değişim olmadığı sürece, resmi ideolojinin tezleriyle aynı doğrultuda olmayacak mıdır?

Medeniyetlerin çatışmayacağını bal gibi biliyormuş Huntington, herhalde CIA paraları bastı bu teoriyi ortaya atması için :D

ABD savunma bakanlığı danışmanından bahsediyoruz; Bill Clinton'un saksocu prensesinden değil!!!

İsrail orantısız güç kullanıyor denebilir, ama dertlerinin oraya girip sivilleri öldürmek olduğunu sanmıyorum, 2 askerleri kaçırılmasa ya da iade edilse o operasyon yine de yapılır mıydı?

4500 sivil katledilmiş sen hala ''oran''dan bahsediyorsun! Söyler misin bana, bunun oranı nedir? Sence ''makul'' sayı kaçtır? Mesela 100 kişi olsaydı bu ''orantılı'' mı olacaktı? Evet, İsrail'in amacı ve yaptığı açık bir katliam; hatta soykırım'dır! Üstelik, aynı devlet, savaş sırasında uluslararası yardım kuruluşlarının Gazze'ye giyecek, yiyecek ve ilaç verilmesini engelleyerek Gazze Halkını apaçık bir insanlılk dramına terketmiştir. Bu savaş Hamas'a değil; açıkça GAZZE HALKINA açılmış bir savaştır. İsrail askerleri açıkça hedef gözeterek ve bilerek sivillere saldırmışlardır. Bunun adı mevcut uluslararası hukukta ''soykırım''dır.

Havasız kalırsam, beynime 10 dakika oksijen gitmezse falan olabilir.

Orantısız oksijen alımı da olabilir :D

Ne kadının ne de benim yaklaşımlarımızda ırkçılık var, bu senin kuruntun.

Olmadığını düşündüğün yahut yanlış bulduğun yerleri alıntılar; iddialarımı çürütürsün. Sen yok dedin diye, yok olmuyor.

İslamofobik ırkçılık :D Bu da iyi.

Dayanaksız bir İslam korkusunu/fobisini hortlatarak,hiçbir bilimsel dayanağı olmayan ''toptancı, indirgemeci'' değerlendirmelerle bir inancı ve o inancın mensuplarını karalamaktır. Bunun örneklerini de yazdım; aksini düşünüyorsan, yap alıntını ispatla!!!

Sen bana İslam'ın ortaya çıkışını ekonomik temel ile anlatsana? Arabistan da 7. yyda üretim biçimi falan mı değişti de islam ortaya çıktı? "Tarihselliği" öğret bakalım bize.
-

Sen iddialarıma adam gibi cevap ver; ondan sonra konuşalım. Şark Kurnazlığı yapma, yukarıda da gösterdiğim birçok yeri alıntı yapmadan yok sayıyorsun, buyur meydan senin...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Pazarın durumu nasıl olursa olsun, bir sektördeki her firmanın amacı karlarını maksimum seviyeye çıkarmaktır. Serbest rekabet ortamında firmaların pazara girişinde veya çıkışında herhangi bir engel olmazken, bu durum her zaman geçerli olmayabilir. Bazı durumlarda firmalar pazara girmek istese bile birtakım engellerden dolayı girmekten vazgeçebilirler. Tekeller de bu tür engellerin varlığında ortaya çıkarlar

Kırmızı yerde ne yazıyor Astur?

Ne paradigması yahu

Hak ve özgürlükler bakımından kendine müslüan diyebiliriz ABD için, orası doğru.

Özgürlük hakkının kendi vatandaşları için kullanılıp diğer ülkeler için kullanılmaması bir ülkeyi özgürlükçü mü yapar? Şimdi ben bulunduğum kentte değil de başka kentlerde hırsızlık yapıyorsam suçsuz muyum yahut namuslu/dürüst bir vatandaş mıyım? Peki bu dünyayı diğer insanlarla birlikte paylaşmak zorundaysak ''kendine müslüman ülkeler topluluğu'' bir dünyada gerçekten ''barış'' mümkün müdür? Peki kendine müslüman bir ülke vatandaşının, diğer ülkeleri ''anti-demokratik, kadın düşmanı'' diye suçlamasının bir kıymet-i harbiyesi olabilir mi? Bu kadın, bu görüşlerini Irak ve Afganistan'da söylese ciddiye alınır mı?

Ama bu haberin özgürlüklerle falan ne alakası var? Adama vize vermemişler? Ee? Bir ülkeden vize almak insan hakkı mıdır? Zorunda mı adam vize vermek?

Yalana bak? Vize vermeyince adamları yargılamış mı oluyorlar? Ne suçu? Amerikada muhalif olmak suç ise Noam Chomsky falan ne? Zeitgeist'ı, Loose Change'i falan yapan adamlar nerede yaşıyorlar? Muhalif olmak suçmuş, uydurmayın arkadaşım.

ABD'li 75 sivil toplum kuruluşun üç amerikalı bakana gönderdiği mektubun devamını okuyalım isterseniz:

İDEOLOJİK DIŞLANMA YENİDEN DİRİLTİLDİ

Son sekiz yılda ABD Dışişleri ve İç Güvenlik Bakanlıklarının, yabancı kökenli bazı bilim adamları, yazarlar, sanatçılar ve eylemcilere, etkinlikleri nedeniyle değil, düşünceleri, siyasi görüş ve bağlantıları dolayısıyla vize vermeyerek "ideolojik dışlanmayı yeniden dirilttiği belirtilen mektupta, "Bu uygulamanın bir sonucu olarak onlarca önde gelen aydının ABD üniversitelerindeki görevleri, konuşmaları ve akademik konferansları engellenmiştir. ABD'ye girişleri engellenen kişilerden birçoğu da ABD'nin dış politikasını eleştirmiş kişilerdir" denildi.

Mektubun ABD hükümetini söz konusu uygulamanın sona erdirilmesine teşvik için kaleme alındığı belirtilirken, "İdeolojik dışlama, ABD'de akademik ve siyasi tartışmayı zayıflatmaktadır. Bu, dünyaya ülkemizin eleştirmekten çok sessiz kalmakla daha fazla ilgilendiği mesajını vermektedir. Sonuçta diğer ülkelerdeki siyasi muhaliflere destek verme gücümüzü de azaltmaktadır. Uygulama Amerikalıları yasayla korunan haklardan mahrum bırakmaktadır. Hükümetin göç yasalarını bir sansür aracı olarak kullanmakla hizmet edeceği bir meşru hak yoktur dedi.

Bu adamlar yaptıkları eylemler yahut etkinlikleriyle değil; düşünceleri, siyasi görüş ve bağlantıları nedeniyle engellenmektedir deniliyor. Ayrıca, ABD'ye girişi engellenen bu kişilerin birçoğunun ABD dış politikasını eleştirdiği söyleniyor. Görüldüğü gibi, açıkça ''siyasi görüşleri nedeniyle ABD politikalarını eleştiren'' insanlar; yani ''muhalifler'' engelleniyor. Ayrıca, bu uygulamada Amerikalıların yasayla korunan bazı haklardan ''mahrum kaldığı'' da ekleniyor.

Etik olarak, bu dünyanın kimsenin şahsına özel bir alan olduğuna inanmıyorum; yer kürede yaşayan herkes, her yeri - en azından- özgürce gezebilmelidir. Hele bilim insanları için ayrıca bir ''pozitif ayrımcılık'' uygulanmalıdır. ABD hükümeti, bu adamlara ''oturma izni'' vermediği gerekçesiyle değil; akademik konferanslar ve çeşitli sosyal etkinlikler için geçici vize vermediği için eleştiriyor.

Ayrıca konuyla ilgili olarak :

Haluk Gerger, ABD hakkında... Ankara Asliye Hukuk Mahkemelerinde açtığı özellikle ve kasıtlı ve de topu topu lâyık bulduğu;

"1 Dolar'lık Maddî Tazminat Dâvası"nı kazandı.

ABD, çarptırıldığı para cezasını, aradan geçen 1 yıl süresince ödemedi.

Ödemeyince, Gerger'in noter kanalıyla protestosuna maruz kaldı; Gerger'in indindeki itibarını faiziyle ödemek zorundaydı!

ABD, aradan geçen zaman dikkate alınarak mahkeme kararının öngördüğü hesabı yaptı ve faiziyle birlikte 2.28 YTL'yi Haluk Gerger'e ödedi

böyle bir gelişme de yaşanıyor :)

Şimdi söyler misin, bunun ifade özgürlüğüyle, ABD yurttaşlarının özgürce ''bilgi alma, etkinlikte bulunma hakkı''yla nasıl bir bağı var? Dahası bu durum, aynı zamanda ABDvatandaşları için de yapılan bir haksızlık değil midir?

Şimdi gelelim yaptığın mantık hatalarına. Kadın islam terörizmin kökenidir diyor, dediğinde de haklı. Sen kadın islam terörizmin tek kökenidir ya da tüm terörizmin kökenidir demiyor. Şöyle bir örnekle anlatayım; ben sigara kansere sebep oluyor diyorum, sen de bana diyorsun ki sigara icad olmadan önce de kanser vardı, hiç sigara içmeyenler de kanser oluyor, demek ki bu ajitasyondur. Yaptığın mantık hatasını görebildin mi? Ajitasyonla alakası yok.

Kadın, ''İslam terörizmi meşrulaştıran bazı hükümlere yer verir'' deseydi, buna sonuna kadar katılırdım. Hatta kadın İslam, terörizme yol açıyor deseydi onda bile iyi niyet arardım. Kadın doğrudan,''terörizmin kökeni İslam'dır'' diyor. Senin örneğinle, ''kanserin kökeni sigaradır'' demektir bu. Dolayısıyla ben de , ''kanserin tek kökeni sigara mıdır'' deme hakkına sahibim. Bu durumda herhangi bir hata yoktur, bu ajitasyondur; bilgi kirliliğidir yahut kimi gerçeklerin yok sayılması kiminin de öne çıkarılması yoluyla ''mistifikasyon''dur...

Doğru, hane hane dolaşıp insanların ne derece dindar olduğuna bakmalıydı. Yaptığın eleştiri bu mudur yani? Fena uçtun Albatross. Kadın müslümanların dine bakışını değiştirmekten bahsediyor, tek tek sayarak 1.3 milyar sayıda olduğu sonucuna vardığı müslümaları tek tek dinden çıkarmaktan bahsettiğini mi sandın?

Hayır, kadının yine indirgeme ve manipülasyon yaptığını söylüyorum. Bu 1.3 milyar insanın ne hepsi müslümandır ne hepsi kadına ayrımcılık yapıyor ne de cinsiyetçiliğin kökeni İslam'la sınırlıdır. Geldik yine aynı yere: Bu durumda kadın terörizm örneğinde olduğu gibi ''cinsiyetçiliğin kökeni İslam'dır'' şeklindeki önermenin ciddi mantık hatasına düşüyor ve yine manipülasyon yapıyor. İslam'da cinsiyetçiliği körükleyen hükümler vardır demiyor; kökeni İslam'dır deniyor; dolayısıyla kadına yönelik ayrımcılığın kaynağının İslam olduğunu söylüyor. Gerçek hayatta bunun bilimsel bir karşılığı var mıdır? İslam'ın olmadığı ama cinsiyetçiliğin olduğu toplumlar yok mudur? İslam'dan önce cinsiyetçilik yok mudur? Bu iki sebebe göre İslam ''cinsiyetçiliğin/ayrımcılığın kökeni'' olarak görülebilir mi? Asla...

Muhalif yazarlara terörist muamelesi!

Siyahlara karşı güçlü ırkçılık var ama başkan siyah 1

Türkiye'de Turgut Özal başbakan oldu ve Kürttü. Peki sen de bizim milliyetçiler gibi ''bakın başbakan bile oluyorlar, ırkçılık yok'' mu diyeceksin?

Okullarda otomatik silahlarla katliamlar oluyor(Finlandiya'da, Azerbaycan'da falan olmadı zaten yakınlarda benzer vakalar:rolleyes: ), evsiz de var, suç da fazla oh oh.

Buna dayanarak özgürlük olmadığına da kanaat getirirsek tam oluyor. Ne alaka ya?

Afganistan ve Irak söz konusu olunca ''özgürlük, demokrasi'' gibi hiçbir değeri takmayan ABD'den insan manzaraları. Suç oranlarının bu derece yüksek olduğu; özellikle siyahların ve diğer azınlıkların yüksek derecede suça bulaştığı bir ülkede bir şeyler yanlış gidiyor ama ne?

Amerikan düşmanlığı ile ilgili ders aldım üniversitede ben, senden süper örnek olurdu o derste bence, o kadar tipik ki yaklaşımın.

Güvenme tahtına ne çıkarsa bahtına demiş büyükler; demekki bir de ''islamofobi'' dersi alman lazım mış :) Bu arada bizim liberal ''bilimselliğimiz'' de tadından yenmiyor maşallah, omurga şahane :D

Bu arada sen kadının cümleleri olmasa da sayfalarca "tahlil" yaparsın, kadına falan gerek yok, nasıl olsa ezberden yapıyorsun "tahlilleri".

Sana ''destek'' diye bir sözcük öğretmediler mi kuzum? Atarken lazım olur, öğren bence...

Bilimselliğimize kurban ol sen. Kullandığın hatalı mantığı yukarıda açıkladığımdan şimdi tekrar değinmiyorum.

Mantık orda kapı gibi duruyor hala...

Elbette hayır. Ne alaka? Yine sözlük yardımı mı lazım? İslam şiddet içerikli bir hayat görüşü, buna karşı çıkmak mı ırkçılık?? Nazizme karşı çıkmak da ırkçılık mı sence?

İslam şiddet içeriyor demekle ''İslam şiddetin kökenidir'' demek arasında fark var değil mi? Nazizm ırkçıdır; ancak Irkçılığın kökeni Nazizm midir?

Olay şudur: İslam'da şiddeti meşrulaştırabilecek bazı argümanlar mevcuttur, bunun kanıtı da Kur'andaki Tevbe suresi ile Hadis kitaplarında anlatılan birçok olaydır. Bu forumda da ortaya konan birçok fikre göre, İslam yazılı olarak çıkışından çok sonraları derlenmiştir. Bu da yaklaşık olarak, İslam etkisindeki Arap devletinin güçlendiği, yayıldığı ve çok uluslu olmaya başladığı bir döneme rast gelir. İslam'daki şiddetin yazılı kaynağı olarak gösterilen ''tevbe suresi''ndeki ayet'in de bu dönemlerde yazıldığı/uydurulduğu akla en yatkın gelen ihtimaldir. Arap devletinin güçlendiği bu dönemde, İslam hükümleri Arap Resmi Devlet İdeolojisi olarak derlenmiştir bence. Yazılı hükümleri ortaya çıkışından çok sonraki dönemlerde derlendiği bilinen bir inanç formunu değerlendirirken ortaya çıktığı devrin siyasal-politik gelişmelerini de hesaba katmamız gerekecektir böylece. Bu durumda, Arap devletinin resmi devlet ideolojisi yahut ideoloijik ihtiyaçları doğrultusunda şekillenen bazı hükümlerden bahsediyoruz. Hal böyleyken, ''şiddet-terörizm'' olgusunun İslam'a has bir gerçeklik gibi sunulmaya çalışılması ideolojik bir manipülasyondan başka bir şey değildir. ''Terörizmin kökü İslam'' ifadesiyle de bu bakış açısı net bir biçimde ifade edilmiştir

Kadın cinsiyetçiliğin tek kaynağı islam nerede demiş onu da yaz da biz bu yazdıklarının senin kuruntun olmadığını düşünebilelim.

Kadının yaptığı mantık hatalarını yukarıda sıraladım zaten. 1.3 milyar insanı köklü bir biçimde değiştirmeye çalışan, İslam'a terörizmin kökü diyen bir bakış açısı. Kadın sorunu konusunda da farklı mıdır?

Alaka? Sorumun cevabı mı bu? Yazsana bize batı modernleşmesinin "islam etkisindeki" hangi eserlere dayandığını.

14 - 15. yüzyıldaki İtalyan Rönesansı batı ile klasik antikite arasındaki bağın tekrar kurulmasını sağlamıştır. Arap bilimi —özellikle matematik— alınmış, deneyselliğe geri dönülmüş, yaşamın önemi hakkında yoğunlaşılmış (örneğin Rönesans hümanizmi), matbaanın bulunmasıyla ve sanat, şiir ve mimari'de ortaya çıkan yeni tekniklerle bilgi yayılabilmiş, böylece radikal bir değişim başlamıştır.

Rönesans'ın Nedenleri

1. Arapçaya çevrilmiş eski Yunan ve Roma eserlerin tercüme edilmesi

http://tr.wikipedia.org/wiki/R%C3%B6nesans

Burada ne diyor Astur?

Medeniyetin beşiği ile ne alakası var konunun? Antik Yunan, Mezopotamya ve Mısır diyelim; İslam hakkındaki eleştirileri bu nasıl etkiler? Tekrar tekrar soruyorum ama cevap gelmiyor...ALAKA??

Eleştrilerde ''toptancı, indirgemeci'' bir değerlendirme olursa etkiler. Herhangi bir olumsuzluğu yukarıda defalarca açıkladığım gibi, mantık hatalarıyla örülü sakat bir bakışla incelersen, istediğini yok sayıp işine geleni de anormal biçimde öne çıkartırsan ''gerçeği'' tahrif edersin. İslam'ın şiddet unsuru olabilecek birçok hükme yer verdiğini söylemekle İslam'ı ''şiddetin kökeni'' yapmak arasında çok fark vardır. Bunun da ötesinde İslam yayıldığı yahut ortaya çıktığı toplumların kendisinden de bağımsız bir inanç formu değildir. İslam etkisindeki toplumlar, bundan önce saydığım onlarca değerli düşünür ve sanatçıyı da yetiştirmiş toplumlardır. İslamın yaygın görüldüğü toplumlarla ilgili değerlendirmeler yapılırken bu gerçekleri de göz önüne almamız, ''mevcut sorunlar''a daha gerçekçi bakarak dana nesnel-bilimsel çözümler üretmemizi sağlar. Kimse sorunun var olmadığını söylemiyor; ancak sorunların ''kaynak ve köken'' açıklamalarında ciddi hatalara düşülüp bilinçli tahrifatlar yapıldığını söylüyorum.

Politik hamle olayını bilmemkaçıncı anlatışımda sana anlatabildiysem sana, ne mutlu bana. Birincisi bu tüm "batılı" devletler için geçerli birşey değil, bir ikincisi bu ülkelerin her birinde hak ve özgürlükler imrenilecek seviyelerde ki bu bir gerçekliktir.

Anlatmaya çalıştığımız, söz gelimi bir Hollanda'nın yahut Danimarka'nın ''daha özgür'' olmadığı değildir; ancak bu iki ülke toplumlarında doğuya karşı bakışta yukarıda da saydığımız gibi ciddi değerlendirme hataları mevcut olabiliyor

6 okundan biri "devletçilik" olan kemalistler mi ekonomik yönden liberal? Özelleştirmelere vatan satılıyor diye karşı çıkanlar mı ekonomik yönden liberal? Kemalistler mi muhafazakar? Statükocu olayına eyvallah da, diğer iki maddede güzel uydurmuşsun. Senin her tarafın kapak olmuş, başkalarına kapak kapatmadan kendi durumuna bak sen.

Muhafaza etmek, arapça ''hıfz'' kökünden gelir ve korumak-saklamak anlamlarındadır. Kelimenin aynı kökü paylaştığı bir diğer kelime de ''hafıza'' kelimesi olup ''bilgilerin korunduğu, saklandığı'' yer manasında kullanılır. Yine, aynı kökten türeyen ''hafız'' kelimesi vardır ki; bu da bilgileri ''koruyan, saklayan, ezber eden'' kişi manalarına gelir. İstersen bu kelimelerin ''vezin''leri hakkında da bilgi vereyim?

Görüldüğü gibi ''muhafaza'' kelimesi ''koruma, saklama, barındırma'' gibi manalarda kullanılmaktadır. Bu kelime siyasal literatürde ''anlam genişlemesi''ne uğrayarak ''dini inançları kuvvetli'' insanları tavsif etmek için kullanılsa da; mevcut/hakim bir görüşü, egemen bir ideolojiyi ''koruma, sakınma'' manalarında da pekala kullanılabilinir. Bu durumda ''resmi ideoloijinin ve egemen paradigma''nın korunması, saklanması manalarına gelmek üzere Kemalistler aynı zamanda ''muhafazakar''dırlar.

CHP'nin ''6 OK'' ilkesinden ''milliyetçilik'' ilkesi dışındakilere tutarlı bir duruş sergilemediği ortadır. Şu an CHP'nin en etkin isimlerinden biri ''kemal kılıçdaroğlu'' katıldığı bir TV programında CHP'nin serbest pazar ekonomisine inandığını açıkça dile getirmiştir.

Cumhuriyet Halk Partisi, fırsat eşitliğine ve verimliliğe

odaklı, örgütlü, kayıtlı, kurallı, adil, dünyaya açık, “sosyal

piyasa ekonomisi”ne işlerlik kazandıracaktır.

Özel

girişimi ve kamunun düşük enfl asyonu, yüksek büyümeyi,

tam istihdama yaklaşmayı, eşit koşullarda rekabeti, çağdaş

çalışma koşullarını sağlayacak, sistemik riskleri önleyecek

düzenleyici ve denetleyici rolünü biraraya getirerek ulusumuzu

uzun dönemli refaha kavuşturmayı hedefl iyoruz

Yerli ve yabancı girişimciler için uygun yatırım ortamı

sağlanacak:

Piyasa ekonomisi kurumsallaştırılacak: Piyasa ekonomisi

gerekli tüm kurum ve kurallarla donatılıp işlevselleştirilecektir.

Bu çerçevede, piyasa ekonomisindeki aksaklıklar

etkili bir kamu düzenleme, denetim ve gözetim

altyapısı oluşturularak giderilecektir.

http://www.chp.org.tr/index.php?module=mus...p;entry_id=1659

Sen burada ''devletçilik'' ilkesini bir bütün halinde görüyor musun? :) Destek, Astur'um destek :D

Ne yani, kriz dönemlerinde kapitalistler bazı büyük özel bankaları kamulaştırıyor diye ''sosyalist'' mi oldular?

Yukarıda politika olayını anladığın izlenimini vermiştin, herhalde ben yanlış anladım. Adamların önceliğinin Sovyetlere karşı mücadele olması mı şoke ediyor seni? İkinci dünya savaşını kaç defa örnek verdim, ABD Sovyetlere bayıldığından yardım yapmadı, Nazi tehdidini o dönem daha büyük gördüğünden yardım yaptı. Durum burada da aynı.

Ben de sana bunun özgürlük yahut demokrasi aşkından değil; tamamen stratejik çıkarlardan yapıldığını; dolayısıyla ''kendine müslüman'' ABD'nin ona buna bok atmaya hakkı olmadığını söylüyorum. Aynı zamanda bir ABD vatandaşı da kendi ülkesinin yediği naneleri dikkate almayarak, kimseyi eleştiremez. Herkes kendi çöplüğünde mutlu olsun o zaman...

Yine mantıksal safata. A ülkesinde anayasa uygulanmıyor, demek ki hiçbir ülkede yasalar uygulanmaz.

O yasalar uygulanıyorlar, siyahlara negatif ayrımcılık yapan yasa falan da yok şu anda. Eski ırkçılığın yarattığı eşitsizlik ve zararın düzeltilmesi elbette zaman alıyor.

Bir yasanın olması yada olmaması ırkçılığın olup olmadığının tek göstergesi değildir. İngiltere'de de yazılı bir anayasa yok; ama durum ortada :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Marcos, Suriye'de şeriat mahkemeleri de yok mu? Dini liderler de yok mu?

Bu kadın dini bir çevrede büyütülmüş olamaz mı?

Videodaki kadın birilerinin gazlamasıyla konuşuyor olabilir, fakat dedikleri bence yalan değil. Ona bakarsanız İranlı bir aile de İran'daki durumla barışık, evde istediklerini yapabiliyorlarmış. Alış veriş merkezleri modernmiş vs. vs. İnsanlar bir şekilde içinde bulundukları sisteme alışıp barışık olmaya itilir. Bu kadın öyle istemediğini belirtiyor.

Bir sosyalist ülke daha az olması bence size batıyor.

yakin suriyi de , Müslümanlar uyukuda yakin ama Müslümanlar uyanmadan isi bitirin .

Irakta afgan pakistan hergün bombalar patliyor sira suriyede yarin belki Türkiyede . bari bu patlayan bombalari Müslümanlar patlatiyor demeyinde salak oldugunuz ortaya cikmasin

suriyedeki hiristiyanlarin sahip olduyu haklar , almanyada Türklerede verseler

tarihinde enNazzam tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 5 weeks later...
Evet Suriye'de şeriat mahkemeleri yok.

...

Yani neymiş o kadın yalan söylüyormuş.

Pekiyi o halde neden birleşmiş milletler dokümanlarında suriye birinci asli şeriat mahkemesinden bahsediliyor?

http://untreaty.un.org/UNAT/UNAT_Judgement...NAT_01328_E.pdf

… On 19 August 1997, a Judge of the First Instance Sharia Court [in Syria] decided that the

[Applicant] was the legal custodian in respect of her six minor children, permitting her to administer their

affairs provided that she could not sell, divide or receive any of their real estate or receive any of their

monies before obtaining the Court’s approval.

… On 27 October 1997, the [Applicant] requested that the entitlements of her minor children be

transferred to a Lebanese bank account which she had opened in her name and in the names of her six

minor children.

… On 6 November 1997, a Judge of the First Instance Sharia Court decided that Mr. [b.M.H.], the

eldest son from [the deceased’s] first marriage, should be a provisional custodian who was permitted to

write to UNRWA in order to prevent it from paying monies out to the minor children.

Suriye'de dini liderler de mi yok demiştiniz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
yakin suriyi de , Müslümanlar uyukuda yakin ama Müslümanlar uyanmadan isi bitirin .

Irakta afgan pakistan hergün bombalar patliyor sira suriyede yarin belki Türkiyede . bari bu patlayan bombalari Müslümanlar patlatiyor demeyinde salak oldugunuz ortaya cikmasin

suriyedeki hiristiyanlarin sahip olduyu haklar , almanyada Türklerede verseler

Amacın beni kötü göstermek mi?

Bence tüm dünya'ya şeriat mahkemesi kurulmalı, tüm dünya tam anlamıyla, bildiğiniz deve sidiği içen cinsten müslüman nedir, kimdir, nasıl yaşar görmeli bir kere. İngiltere'nin kurduğu yerel şeriat mahkemelerini de büyük bir atılım olarak görüyorum. Yok öyle kolay kolay dış ülkeye çıkıp islamdan kurtulmak.

Alman bir kadın hakimin hikayesini okumuştum gazetede. Gelen müslüman kadın boşanma davası açmış, çocukları ve mülkiyet medeni haklarını istiyormuş. Alman kadın hakim kadına inanışları gereği buna alman mahkemesinin karar veremeyeceğini söyleyerek inanışa saygı gereği karı-kocayı şeriat mahkemesine yönlendirmiş.

İşte bu, benim gözümde adalettir.

Alın dininizi başınıza çalın. Ne mal olduğunuzu görün.

Tüm dünyaya yayılsın islam, ki daha çok kişi görsün.

Şimdi de bakalım yakın yıkın diye. Terbiyesiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Pekiyi o halde neden birleşmiş milletler dokümanlarında suriye asli şeriat mahkemesinden bahsediliyor?

Suriye'de dini liderler de mi yok demiştiniz?

Verdiğin linkler Türkçe olmadığından okuyamadım.

Suriye'yi bilen biri olarak konuşuyorum.Suriye'de esnafın aralarındaki alacak-verecek anlaşmazlıklarını çözmek için oluşturduğu kurula şeriat mahkemesi denir.Ama bu şeriat mahkemesi bizim anladığımız tarzda değil.O kurul esnafın sözü gecen yaşlılarından oluşturulur.Herhangi bir resmiyeti yoktur, kanuni yaptırım gücüne sahip değildir.Esnafın kendi arasındaki ticari anlaşmazlıkları çözer.Bir tür ahi teşkilatı gibidir.Esnafın oluşturduğu bu mahkeme kaynağını Kuran'dan almaz vede hiçbir şekilde dini hüküm vermez.

Dini lider konusunuda Suriye Anayasasını okuyarak daha net kavrayabilirsiniz.Dinsel yapılanma içine girmek dinsel grup oluşturup liderlik yapmak ölümle cezalandırılır.Müslümanlarda Suriye'yi bu nedenden ötürü eleştirirler.Müslümanlara göre 200 bin civarında müslüman bu yasadan ötürü öldürülmüştür.Suriye anayasası kaynağını Darwinizm'den alır.

EnNazzam müslümanları uykuda yakın derken belkide sana değil bana söylüyor olabilir.Bana Hama olayından bahsediyor gibi geldi.Orda müslümanlar uykuda iken Süriye savaş uçakları şehre napalm bombaları atmıştı.Biliyorsun belki napalm yangına yol açar.

tarihinde marcos tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...