Jump to content

Rabbimizin bilmesi özgür iradeyi etkilemez


Recommended Posts

Diyorum ya sen daha kendi öğretinin ne olduğunu bile bilmeyen ve aynı zamanda kafası hiç çalışmayan bir hizmetçisin.

Fizik sizin gibi paganların öğretilerini çürütüp duruyor ama ruhçular sıkılmadan bunu tersinden göstermeye çabalarlar.

Allah'tan başka yarattıkları var ve madde de gerçektir.

http://www.diniyazilar.com/dy/oku/1365/mad...e-gercektir.htm

AHKAF

3. Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları ancak gerçek ile ve belli bir süreye göre yarattık. İnkar edenler, uyarıldıkları şeyden yüz çevirmektedirler.

Ve tüm yaratılmışlar O'ndan ayrı olduğu gibi, özgür irade de var.

Şimdi sapkın öğretileri din diye yutturmaya çalışma cahilliğine son verip gerçek dine yöneleceksin.

Selam.

Herşeyi geçtim de sana özgür iradenin olmadığını kanıtlarsam burada ben eşeğim diyecekmisin herkese?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 180
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bundan sonra bu İslam karşıtı öğretinle benim sayfamı meşgul etmeyeceksin evrazor.

Ne halt yiyorsan gidip başka bir başlık aç ve orada pagan zırvalıklarını sayıkla.

Selam.

Neyse acıdım sana şimdi canım ya :)

İslâm karşıtı olamam zaten de senin sayfan neresi? Babanın tapulu malı değildir heralde bu açtığın konu...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Neyse acıdım sana şimdi canım ya :)

İslâm karşıtı olamam zaten de senin sayfan neresi? Babanın tapulu malı değildir heralde bu açtığın konu...

Önce yazdıklarımı okuyup akledeceksin.

Sen daha yazılanları anlamıyorsun, özgür irade konusunu tartışmak senin gibi papağanların işi değil.

Pagan öğretinin reklamını yapmak istiyorsan, dediğim gibi başka bir başlık açıp sana yutturulan komedileri orada tekrarlayacaksın.

Selam.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Önce yazdıklarımı okuyup akledeceksin.

Sen daha yazılanları anlamıyorsun, özgür irade konusunu tartışmak senin gibi papağanların işi değil.

Pagan öğretinin reklamını yapmak istiyorsan, dediğim gibi başka bir başlık açıp sana yutturulan komedileri orada tekrarlayacaksın.

Selam.

3 kere yazmışsın ardarda okuduk tamam daha fazla yazma :p

Ben papağan değilim de, Kur'an'dan ayetlerle özgür iradenin olmadığını kanıtlayacaktım. Sen de ben eşeğim diye forum ahalisine kendi gafletini belirtecektin. Ama sen kabul etmedin ne yapayım?

Paganlıkla işimiz yok elhamdülillah müslümanız. Ayrıca senin de paganların ne gibi bir inancı olduğu hakkında bi b.k bildiğini sanmıyorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayet cımbızlayarak böyle çoook hurafelerini kitaptanmış gibi göstermeye kalkan görüyoruz. Ama kitabın tamamını sununca dut yemiş bülbüle dönüveriyorlar. Ama yine de hatalarından dönmüyor bir çoğu.

Sen bu halinle İslam'a değil, putperest ruhçuluğa inanıyorsun.

Ama bu öğretiyi sizi ağır ağır işleyerek öyle bir yediriyorlar ki, bu gerçeğin farkına bile varamıyorsunuz.

Bir Hindu da kendini tek tanrıcı sanır, bir hıristiyan da. Hiç biri şirke battığını anlayamaz dahi.

Diyorum ya, eğer samimi isen yazılarımı okuyarak işe başlarsın.

Selam.

tarihinde Emre1974tr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Ayet cımbızlayarak böyle çoook hurafelerini kitaptanmış gibi göstermeye kalkan görüyoruz. Ama kitabın tamamını sununca dut yemiş bülbüle dönüveriyorlar. Ama yine de hatalarından dönmüyor bir çoğu.

Sen bu halinle İslam'a değil, putperest ruhçuluğa inanıyorsun.

Ama bu öğretiyi sizi ağır ağır işleyerek öyle bir yediriyorlar ki, bu gerçeğin farkına bile varamıyorsunuz.

Bir Hindu da kendini tek tanrıcı sanır, bir hıristiyan da. Hiç biri şirke battığını analayamaz dahi.

Diyorum ya, eğer samimi isen verdiğim linkleri okuyarak işe başlarsın.

Selam.

Senin verdiğin link i gördüm ve okudum sen ayakta uyurken güzelim.

Daha neyin ne olduğunu kendin bile bilmiyorsun ki belirli bir sistemli düşünceye sahip değilsin.

Hala da lafı çarpıtma peşindesin. Ben sana diyorum ki Kur'an'dan ayetlerle açık açık kanıtlayım sen de "ben eşeğim" diyeceksin diyorum. Anlaştık mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ateistler böyle yapmıyor ki ama...

Ateistler "herşeyin müsebbibi Allahtır" deyip sonra "özgür irademiz var" demek mantıksal bir çelişki içerir dolayısıyla kabul edilemezdir diyorlar.

Diyebilirsiniz ki "Allah mantıkla sınırlandırılamaz, o mantıksal çelişki içeren eylemlerde de bulunabilir"

O zaman bize böyle düşünenlere mutluluk dilemek düşer.

İlk önce ateistlerin böyle yaptığını söyleyeyim.

Fakat tabi ki bunu bütün ateistlere genellemek yanlış, forumda görebildiğim tavır bu olduğundan genel bir söylemde bulunuyorum.

Problemin temeli şu galiba; herşeyi bilen bir varlığın nasıl olupta özgür irade verebildiği?

Probleme müslümanlarca getirilen cevabın da temelinde, bunu bilebilmek ve açıklayabilmek için Allah olmak gerektiği var.

Ama böyle bir şey mümkün olmayacağı için bunun anlatılması ve açıklanması da imkansız.

Aslında düz mantıkla bakıldığında başka problemler de ortaya çıkıyor:

Herşeyi yapmaya gücü yeten bir varlığın özgür irade vermeye gücü yetmiyor.

Tabi bu diğer paradokslarla aynı; kaldıramayacağı taş, kendini yok edememesi, unutamaması, başka ilah yaratamaması.. vs..

İşte ben bu paradokslara bel bağlayan ateistlerden bahsediyorum, galiba çoğunluk da bu şekilde.

Benzer ve meşhur bir paradokstan bahsetmeden geçmek olmaz.

"Bu önerme yanlıştır" önermesi doğru mudur yanlış mıdır?

Verilecek her cevap aslında kişinin sadece kendisine göredir.

Doğruluğundan ya da yanlışlığından doğru da olabilir-yanlış ta olabilir şeklinde bahsedebiliriz.(Euplides (Kum Yığını) Paradoksu)

Aslında her doğru önerme içinde yanlış önermeler barındırır, barındırmak zorundadır.(Eksiklik Teorisi)

Sanırım fizikçi idiniz, sadece örnek olsun diye söylüyorum, zamanda yolculuk izafiyete göre mümkün iken nedenselliğe göre çelişkidir.(?)

Yani daha açıkça ifade edecek olursak, sebep sonucu oluşturur, sonuç sebebi değil.Sonucun kendini oluşturan sebebi oluşturması mantığa aykırıdır, çelişkidir.

Burdan çıkaracağımız sonuç şu; mantığa aykırı, çelişki olarak gördüğümüz bir durum teknik/teorik olarak mümkün.

Malum meşhur çift yarık deneyinde de bu tarzda yorumlar mevcut; sonucun sebebi oluşturması.

Bütün bunlar düşünüldüğünde Allah ın herşeyin sorumlusu olduğu ama sonuca etki etmediğine rahatlıkla inanılabilir gibi geliyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili Werder Bremen;

Allah'ın biliyor olması özgür iradeye bir engel değil.

Ortada bir problem dahi olmadığı gibi bunu anlayabilmek için tanrı olmaya da gerek yok.

Selam ve sevgiler.

Evet emre efendi anlaşmaya cesaretiniz yetmiyor sanırım? Onurunuzda yok heralde..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evet emre efendi anlaşmaya cesaretiniz yetmiyor sanırım? Onurunuzda yok heralde..

Canım, önce sen benim yazdıklarımı okuyup anlayacaksın ondan sonra tartışmayı düşüneceksin.

Bak "yaratılmışların gerçek olduğunu" ayetleriyle gösteren yazımızın adresini veriyoruz hala sana yutturulan yalanları tekrarlayıp duruyorsun.

Bu yüzden boşuna vakit kaybettirme bana. Nasıl olsa düşünemiyorsun ve sana ne kadar delil sunulsa da ezberlerini tekrarlayacaksın.

Sen git ayrı bir başlıkta özgür irade olmadığıyla ilgili yazılarını yaz. En ufak bir cevaplanmaya değer bir şey görürsem gelir cevaplarım.

Selam.

tarihinde Emre1974tr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Aslında her doğru önerme içinde yanlış önermeler barındırır, barındırmak zorundadır.(Eksiklik Teorisi)

Nasıl yani? Örnek verir misiniz?

Gödeli kastediyorsanız Gödelin böyle bir iddiası yok

Sanırım fizikçi idiniz, sadece örnek olsun diye söylüyorum, zamanda yolculuk izafiyete göre mümkün iken nedenselliğe göre çelişkidir.(?) Yani daha açıkça ifade edecek olursak, sebep sonucu oluşturur, sonuç sebebi değil.Sonucun kendini oluşturan sebebi oluşturması mantığa aykırıdır, çelişkidir. Burdan çıkaracağımız sonuç şu; mantığa aykırı, çelişki olarak gördüğümüz bir durum teknik/teorik olarak mümkün. Malum meşhur çift yarık deneyinde de bu tarzda yorumlar mevcut; sonucun sebebi oluşturması. Bütün bunlar düşünüldüğünde Allah ın herşeyin sorumlusu olduğu ama sonuca etki etmediğine rahatlıkla inanılabilir gibi geliyor.

Zamanda yolculuk derken izafiyete göre geçmişe gitmek mümkün değil. Salt nedensellik değildir engel. Zira nedensellik mantıksal bir zorunlulukta değildir. Yani herşeyin bir sebebi olmalı kabulü bir zorunluluk değildir ne felsefede nede bilimde.

"Sonucun kendini oluşturan sebebi oluşturması mantığa aykırıdır" diyorsunuz daha sonra

"Burdan çıkaracağımız sonuç şu; mantığa aykırı, çelişki olarak gördüğümüz bir durum teknik/teorik olarak mümkün." diyorsunuz

"Burdan çıkaracağımız sonuç" nerden çıkıyor ben onu anlamadım

Bu verdiğiniz örneklerden nasıl oluyorda Allah'ın herşeyin sorumlusu olduğu ama sonuca etki etmeyebileceği sonucunu çıkarabiliyorsunuz onuda anlamadım. Daha açık önermeler halinde madde madde yazarsanız anlaması ve gerekirse itirazı daha kolay olacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili Werder Bremen;

Allah'ın biliyor olması özgür iradeye bir engel değil.

Ortada bir problem dahi olmadığı gibi bunu anlayabilmek için tanrı olmaya da gerek yok.

Selam ve sevgiler.

Sn. Emre1974tr:

Ortada bir problem var, ya da ben öyle düünüyorum, veya problem olduğunu düşünenler çoğunlukta.

Fakat siz bir problem yokmuş gibi görebilirsiniz, öyle inanabilirsiniz.

Bir problem olmadığı net ise bu başlığı açmanıza hiç gerek yoktu.

Durumu ben veya biz sizin gördüğünüz kadar net göremiyoruz, gördüğünüzü daha doğrusu görmediğinizi, neden görülmemesi gerektiğini bana göre anlatamıyorsunuz.

Zaten net bir şekilde anlatılabileceğine de inanmıyorum, ama bunu anlatmayı özgür iradenizle sonsuza kadar sürdürebilirsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Canım, önce sen benim yazdıklarımı okuyup anlayacaksın ondan sonra tartışmayı düşüneceksin.

Bak "yaratılmışların gerçek olduğunu" ayetleriyle gösteren yazımızın adresini veriyoruz hala sana yutturulan yalanları tekrarlayıp duruyorsun.

Bu yüzden boşuna vakit kaybettirme bana. Nasıl olsa düşünemiyorsun ve sana ne kadar delil sunulsa da ezberlerini tekrarlayacaksın.

Sen git ayrı bir başlıkta özgür irade olmadığıyla ilgili yazılarını yaz. En ufak bir cevaplanmaya değer bir şey görürsem gelir cevaplarım.

Selam.

Bu kadar korkak ve onursuz bir insan daha görmedim. Ya hu anlaşmayı kabul etsen sana kendimden zerre birşey katmadan özgür iradenin olmadığına dair ayetler vereceğim, sen de ne kadar eşek olduğunu forum ahalisine ilan edeceksin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Canım, önce sen benim yazdıklarımı okuyup anlayacaksın ondan sonra tartışmayı düşüneceksin.

Bak "yaratılmışların gerçek olduğunu" ayetleriyle gösteren yazımızın adresini veriyoruz hala sana yutturulan yalanları tekrarlayıp duruyorsun.

Bu yüzden boşuna vakit kaybettirme bana. Nasıl olsa düşünemiyorsun ve sana ne kadar delil sunulsa da ezberlerini tekrarlayacaksın.

Sen git ayrı bir başlıkta özgür irade olmadığıyla ilgili yazılarını yaz. En ufak bir cevaplanmaya değer bir şey görürsem gelir cevaplarım.

Selam.

Bu arada bana yutturulan yalanlar dediğin şeyler Kur'an'da yazan şeyler. Demek ki Kur'an'a yalan diyorsun. Bu seni ne yapar biliyorsun dimi söylememe gerek yok...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sn. Emre1974tr:

Ortada bir problem var, ya da ben öyle düünüyorum, veya problem olduğunu düşünenler çoğunlukta.

Fakat siz bir problem yokmuş gibi görebilirsiniz, öyle inanabilirsiniz.

Bir problem olmadığı net ise bu başlığı açmanıza hiç gerek yoktu.

Durumu ben veya biz sizin gördüğünüz kadar net göremiyoruz, gördüğünüzü daha doğrusu görmediğinizi, neden görülmemesi gerektiğini bana göre anlatamıyorsunuz.

Zaten net bir şekilde anlatılabileceğine de inanmıyorum, ama bunu anlatmayı özgür iradenizle sonsuza kadar sürdürebilirsiniz.

Şimdi mesele şu ki "önceden ne yapılacağının bilinmesi" özgür iradenin olmadığı şeklinde algılanıyor ilginç bir şekilde.

İşte bütün olayın püf noktası burada.

Orada ne yapılacağının bilinmesi sanki "o kişi tersini yapamazmış" gibi algılanıyor.

Ama dikkat edilmiyor ki "birşeyin tersini yapabilmek başkadır, yapmak bambaşka".

O insan Allah'ın bildiğini yapacak, ama tersini yapabileceği halde yapacak. Ve bu yüzden de yaptığından sorumlu zaten.

Allah bildiği için kişi öyle yapmıyor, o özgür iradesiyle onu seçtiği için Yaratan biliyor.

Tersini yapabilceği halde onu yapmayı seçiyor.

Rabbimiz de dilerse cennetlikleri cehenneme, cehennemlikleri de cennete koyabilir. Bunu yapabilcek irade ve gücü var. Ama yapabilecek olması yapacağı anlamına gelmiyor.

Ve özgür iradesiyle cennetlikleri cennete, cehennemlikleri de cehenneme koyacak.

Birşeyin tersini yapabilmek başkadır, yapmak bambaşka deyip duruyoruz.

Bu da özgür iradenin sonucudur zaten.

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Nasıl yani? Örnek verir misiniz?

Gödeli kastediyorsanız Gödelin böyle bir iddiası yok

....tutarlı biçimsel bir dizge (sistem) kurallara ve belitlere dayanıyorsa bu dizge kesinlikle karar verilemeyen (ne doğru ne de yanlış olduğu kanıtlanabilen) önermeler içerecektir...

Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Eksiklik_Teoremi

Zamanda yolculuk derken izafiyete göre geçmişe gitmek mümkün değil. Salt nedensellik değildir engel. Zira nedensellik mantıksal bir zorunlulukta değildir. Yani herşeyin bir sebebi olmalı kabulü bir zorunluluk değildir ne felsefede nede bilimde.

Peki yaşadığımız hayat/evren/herşey bir sonuç mu sebep mi?

Bu soruya yanıtınızdan sonra muhtemelen daha sonra devam edeceim.

"Sonucun kendini oluşturan sebebi oluşturması mantığa aykırıdır" diyorsunuz daha sonra

"Burdan çıkaracağımız sonuç şu; mantığa aykırı, çelişki olarak gördüğümüz bir durum teknik/teorik olarak mümkün." diyorsunuz

"Burdan çıkaracağımız sonuç" nerden çıkıyor ben onu anlamadım

Bu verdiğiniz örneklerden nasıl oluyorda Allah'ın herşeyin sorumlusu olduğu ama sonuca etki etmeyebileceği sonucunu çıkarabiliyorsunuz onuda anlamadım. Daha açık önermeler halinde madde madde yazarsanız anlaması ve gerekirse itirazı daha kolay olacaktır.

Buraya bir alıntıdan alıntı ile yorum yapacağım.

Tartışma için değil örnek için söylemiştim ama zannediyorum uzayacak.

Bir cisim aynı zamanda bir dalga olamaz. Buna göre, cismi olan elektronların dalgası olamaz. Ne var ki, elektron dalgaları olduğu ortaya çıkarıldı ve fizikçiler önce ne diyeceklerini şaşırdılar. Sonra, dalga-parçacık ikililiğinden söz ettiler. Açıklamalarına bakılırsa, elektronlar duruma göre dalga ya da parçacık özelliği gösterebiliyorlardı. Danimarkalı Niels Bohr bu konuda bir adım daha ileir gitti ve ‘bütünleme ilkesi’ni ortaya koydu. Bu ilkeye göre, dalgalar ve parçacıklar birbirinin zıddı değildir; tam tersine, birbirini bütünlerler. Bundan dolayı bir elektron bazen bir dalga bazen bir parçacık özelliği gösterebilir ama; her iki özelliği aynı anda gösteremez.

Bohrn elektronların aslında bir dalga mı, yoksa parçacık mı olduğu sorusunu mantıksız bulmaktaydı. Gerekçesi şuydu: Bir elektron hakkında bir şey öğrenmek isteyen kimse, onu gözlemlemek zorundadır. Gözlem yapmak demek, ölçüm yapmak demektir. O halde elektronun dalga olup olmaması, yapılan deneye bağımlı kalacaktır.

Bohrn’un düşüncesi, ilk defa 19. yüzyılın başlangıcında Thomas Young adlı İngiliz fizikçinin yapmış olduğu bir deneyi yeniden gün ışığına çıkardı. Young bu deneyi ışık ışınları ile yapmıştı ama, bu deney kolayca elektronlarla da tekrarlanabilir. Young, deneyinde ışığı iki dar aralıktan geçirmişti. Bunun üzerine arkalarındaki duvarda bugün girişim çizgileri dediğimiz bir sıra aydınlık ve karanlık çizginin belirdiğini gördü. Young’un deneyinde bu şekilde ortaya çıkan çizğiler, ışığın dalga özelliğini açıkça kanıtlamaktadır. İki dalga birbiriyle karşılaşır ve kesişirse, her zaman girişim ortaya çıkar. Dalga doruğu ile dalga doruğu karşılaşırsa, dalga zayıflar ya da yok olur; yani karanlık meydana gelir.

Daha önce Josephson etkisini anlattığımız zaman girişim olayından söz etmiştik. Nitekim Young deneyinde de sağ ve sol aralıktan geçen ışık dalgaları üst-üste gelmekte ve dönüşümlü olarak birbirini kuvvetlendirmekte ya da zayıflatmaktadır.

Şimdiye kadar anlattığımız her şey normaldir ve iyi bilinmektedir. Ancak şimdi ışığı bir parçacık (foton) akımı olarak ele alırsak, garip bir çelişki ile karşılaşırız. Işığı, aralıklardan her defasında sadece bir foton geçecek kadar karartmak mümkündür. Şimdi, uzun bir süre içinde elde edilen sonuçları, örneğin, fotonların bir fotoğraf plakasını karartmasını sağlayarak kaydedersek, tuhaf bir şey görürüz: Fotoğraf plakasında girişim olayını gösteren noktacıklar meydana gelmiştir.Çelişki bunun neresinde? Cevap: Tek bir foton sadece tek bir aralıktan geçebilir, her ikisinden birden değil! Girişim motiflerini açıklamak içinse her iki aralığın varlığı gerekir. Bir foton davranışını, nasıl içinden geçmemiş olduğu aralığın durumunu ‘bilip’ belirleyebiliyor?

Bohr, bu soruya da bir cevap buldu. Cevap, insanın gözlemci olarak rolü ile ilişkiliydi. Bohr’a göre, girişim motifini bozmadan belirli bir fotonun hangi aralıktan geçtiğini öğrenmemize olanak yoktu. Diyelim ki, biri fotonun yolunu öğrenmek istesin. O taktirde yaptığı gözlemle sistemi etkileyecek ve motifi bozacaktır. Sonuçta girişim çizgileri ortadan kaybolacak ve sadece birbiriyle üst üste gelen parlak noktacıklar kalacaktır. Başka türlü söylersek; örneğin uzayda belirli bir yol izleyen fotonların parçacık özelliğini gözleyen bir kimse, onların dalga özelliğini fark edemeyecektir. Tersine, eğer fotonun izlediği yol ile uğraşmazsak, o taktirde girişim çizğileri ile ortaya çıkan dalga özelliğini gözleyebiliriz. Bohr’un düşüncesine göre; burada tek bir deney değil, birbirini bütünleyen iki deney sözkonusudur. Deneyin biri parçacıkları, diğeri ise dalgaları ortaya çıkarmaktadır.

Kısa bir süre önce, Teksas’taki Austin Üniversitesi’nden fizikçi John Wheeler bu garip açıklamaya daha da şaşırtıcı bir nokta ekledi. Wheeler, dalganın mı yoksa parçacığın mı gözleneceği seçiminin, foton ya da elektron aralıklar düzeninden geçtikten sonra yapılması gerektiğini belirtmektedir.. Wheeler’in gösterdiği gibi, ya projeksiyon ekranından aralığa doğru, yani tersine bakarak ışığın hangi aralıktan geçmiş olduğunu tespit etmek, ya da buna bakmaksızın girişim motifinin oluşumunu sağlamak seçimimiz vardır. Bunun anlamı şudur: Araştırmacı verdiği kararla, aralıktan bir dalga mı yoksa ışın mı geçeceğini ‘sonradan’ etkileyebilmektedir!

Fizikçiler, bu deney düzenine ‘geçikmiş seçim deneyi’ adını vermektedirler. Bu deney, dalga –parçacık ikiliğinin insana pek tekin görünmeyen bazı özelliklerini ortaya koyuyor: Burada deneyi yapan sanki geçmişi etkileyebiliyormuş gibi görünmektedir.

Çeviri: Dr. Ergin KORUR

Alıntı: Bilim ve Teknik dergisi / Ağustos 1987

Eğer alıntım içinde deney hakkında ki yorumlar yanlış ise doğrusu sizce ne olmalıdır?

Bağlantı şurası; gözlemci kendi kararı veya istediği ile sonuca sonradan etki edebiliyor.

Bu durumda inanır da kendi kararı ve isteği ile sebebe, aslında kaderine müdehale edebilir.

Zaten edemez olduğunu düşünmek, özgür irade olamayacağını düşünmek İslama tamamen zıd.

Aksi taktirde ne duanın, ne tövbenin bir anlamı kalmıyor.

Ateistlerin inanırlardan daha fazla kaderci olduğunu söylememem için hiç bir sebep yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu arada bana yutturulan yalanlar dediğin şeyler Kur'an'da yazan şeyler. Demek ki Kur'an'a yalan diyorsun. Bu seni ne yapar biliyorsun dimi söylememe gerek yok...

Kuran'a yalan diyenler senin gibi ruhçulardır. Ama bunu farkında olmadan veya sinsice yaparsınız. Şimdi bir de utanmadan iftiralara başladın.

Hayır sen ayetlerdeki bilgileri vermeyecek, ayet cımbızlayacaksın. Bu yolla Hinduizm, ateizm ve tasavvuf gibi sapkınlıkları onaylatmaya kalkabilirsin. Çünkü ya ayeti bağlamından koparıyorsunuz ya da temsili anlamlar yükleyerek iyice tozutuyorsunuz.

Sonra ben sana sayfalar dolusu söylediklerini çürüten ayetler getireceğim. Eğer ezberinden ve zalimliğinden vazgeçersen gerçeği kabul edeceksin veya yine bildiğini okumayı sürdüreceksin.

Diyorum ya git başka bir başlık aç ve yaz yazacağını. Ben de cevaplanmaya değer en ufak bir nokta görürsem gelir cevaplarım.

Selam.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi mesele şu ki "önceden ne yapılacağının bilinmesi" özgür iradenin olmadığı şeklinde algılanıyor ilginç bir şekilde.

İşte bütün olayın püf noktası burada.

Orada ne yapılacağının bilinmesi sanki "o kişi tersini yapamazmış" gibi algılanıyor.

Ama dikkat edilmiyor ki "birşeyin tersini yapabilmek başkadır, yapmak bambaşka".

O insan Allah'ın bildiğini yapacak, ama tersini yapabileceği halde yapacak. Ve bu yüzden de yaptığından sorumlu zaten.

Allah bildiği için kişi öyle yapmıyor, o özgür iradesiyle onu seçtiği için Yaratan biliyor.

Tersini yapabilceği halde onu yapmayı seçiyor.

Rabbimiz de dilerse cennetlikleri cehenneme, cehennemlikleri de cennete koyabilir. Bunu yapabilcek irade ve gücü var. Ama yapabilecek olması yapacağı anlamına gelmiyor.

Ve özgür iradesiyle cennetlikleri cennete, cehennemlikleri de cehenneme koyacak.

Birşeyin tersini yapabilmek başkadır, yapmak bambaşka deyip duruyoruz.

Bu da özgür iradenin sonucudur zaten.

Selam ve sevgiler.

Tamam bir eşeksin bunu herkes görsün. Daha Kur'an okumamış kendi inancını bilmekten gafil zavallısın sadece. Arkadaşlarım İslâm'da özgür irade diye bir şey yoktur. Bu sadece işin bi noktası. Evet okuyalım...

1-) İnsan Sûresi - 30. Ayet

Elmalılı Meâli : Şu da var: Allah dilemedikçe, hiçbirşey dileyemezsiniz; çünkü herşeyi bilen, hikmet sahibi ancak Allah' tır.

Diyanet Meâli : Allah'ın dilemesi olmadıkça siz dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Y.N.Öztürk Meâli : Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.

2-) Saffat Sûresi - 96. Ayet

Elmalılı Meâli : Halbuki sizi ve yaptıklarınızı Allah yarattı.

Diyanet Meâli : "Oysa Allah sizi de, yaptığınız şeyleri de yaratmıştır."

Y.N.Öztürk Meâli : "Oysaki sizi de yaptığınız şeyleri de Allah yaratmıştır."

3-) Hadîd Sûresi - 22. Ayet

Elmalılı Meâli : Yeryüzünde ve kendilerinizde meydana gelen bir musibet yoktur ki, Biz onu uygulamaya koymadan önce bir Kitapta yazılı olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır!

Şunun için (açıklıyoruz) ki: Kaybettiğinize üzülmeyesiniz ve (Allah'ın) size verdiğine de güvenmeyesiniz! Allah çok övünen, kurulanın topunu sevmez.

Diyanet Meâli : Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır.

Elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız diye (böyle yaptık.) Çünkü Allah, kendini beğenip övünen hiçbir kimseyi sevmez.

Y.N.Öztürk Meâli : Yeryüzünde ve kendi benliklerinizde meydana gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir Kitap'ta belirlenmiş olmasın. Bu, Allah için çok kolaydır.

Böyle yapılmıştır ki, elinizden çıkana üzülüp ümitsizliğe düşmeyesiniz ve Allah'ın size verdiğiyle sevinip şımarmayasınız. Çünkü Allah, kendini beğenip övünenlerin hiçbirini sevmez.

4-) Hûd Sûresi - 56. Ayet

Elmalılı Meâli : Ben kesinlikle hem benim Rabbim, hem de sizin Rabbiniz olan Allah'a dayanmışım. O'nun perçeminden tutmadığı hiçbir canlı yoktur. Şüphe yok ki, Rabbim doğru bir yol üzerindedir.

Diyanet Meâli : "İşte ben, hem benim, hem sizin Rabbiniz olan Allah'a dayandım. Yer-yüzünde bulunan hiçbir canlı yoktur ki, Allah, onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir."

Y.N.Öztürk Meâli : "Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayanıp güvendim. Hiçbir canlı yoktur ki O, onu perçeminden yakalamış olmasın. Hiç kuşkusuz benim Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir."

5-) Bürûc Sûresi - 16. Ayet

Elmalılı Meâli : Dilediğini yapandır.

Diyanet Meâli : Dilediğini mutlaka yapandır.

Y.N.Öztürk Meâli : İstediğini hemen yapandır.

6-) Kamer Sûresi - 49. Ayet

Elmalılı Meâli : Haberiniz olsun ki, Biz her şeyi bir kaderle yaratmışızdır.

Diyanet Meâli : Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık.

Y.N.Öztürk Meâli : Şu bir gerçek ki, biz herşeyi bir ölçüye göre/bir kaderle yarattık.

Kadere imanı hiçe sayan insanlar bizden değildir! Müslümanım demesini ciddiye almayınız!

Link to post
Sitelerde Paylaş
....tutarlı biçimsel bir dizge (sistem) kurallara ve belitlere dayanıyorsa bu dizge kesinlikle karar verilemeyen (ne doğru ne de yanlış olduğu kanıtlanabilen) önermeler içerecektir...

Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Eksiklik_Teoremi

"Aslında her doğru önerme içinde yanlış önermeler barındırır, barındırmak zorundadır.(Eksiklik Teorisi)" demiştiniz

Ama yukarda her doğru önerme diye bir ifade yok

Aslında Gödel bir çok noktada yanlış anlaşılır ve her işe yarayan bir işviçre çakısı gibi kullanılmaya çalışılır.

Bu konu hakkında bir başlık açmayı düşünüyorum

Peki yaşadığımız hayat/evren/herşey bir sonuç mu sebep mi?

Bu soruya yanıtınızdan sonra muhtemelen daha sonra devam edeceim.

Öyle olmadıgını gösteren bulgular son derece güçlü bulgular var

Alıntıladıgınız yazıda maddenin gösterdiği dalga karakteri bir olasılık dalgasıdır.

Şimdi vakit geç oldu daha sonra biraz daha detaylandırırım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...