minton 0 Mayıs 18, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 18, 2009 gönderildi Darbe yapmayı düşünen birileri istismar edebilir diye hiçbir eylemsellikte bulunamayacak mıyız yani? ''1 dakika karanlık aylemi'', mitiglere katılım, Taksim'e çıkmak, işçi muhalefeti v.s. hepsini ''darbecilerin ekmeğine yağ sürebilir'' diye mahkum mu edeceğiz? E o zaman devrimi nasıl yapacağız? Hatta bırak devrimi, hiçbir muhalif hareket bile yapılamaz hale gelir. Yazından bu sonuç çıkıyor, fakında mısın Roq? Bu mantığın, her türlü muhalif eylemi ''darbecilik-ergenekonculuk'' diye yaftalayan dinci-liberal medyanın cinliklerini yansıtıyor. Elbette eylem yapılmalı ama yaptıgımız ittifaklara dikkat etmeliyiz...O ''Aydınlık için 1 Dakika'' eyleminde genel sol cevresinin liderliği vardı ama sonra bunu kemalistlere kaptırdı...Ve sonra olan oldu....Susurluk örtbas edildi....Yani kurulacak İttifaklar burda önemli bir olgu...Aynı şey Kürt hareketi içinde geçerlidir elbette... Link to post Sitelerde Paylaş
METE HAN 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi kızların okula kazandırılması gibi güzel işleri vardı. baş örtüsüne ise karşı idi ve bu tutumu hiç değişmedi... günahlarıyla sevaplarıyla çıktı gitti işte. Allah rahmet eylesin Link to post Sitelerde Paylaş
METE HAN 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi (düzenlendi) şov mov değil, iyiki geberdin türkan nene. darısı obur faşistlerin başına. bu sabah iyi haberide bu forumdan aldım. ha s....ktir lan şerefsiz seni.. not:Atılmışsın..Geldiğinde bana cevap yazarsın artık... Hiçbir çıkar amacı gütmeden onlarca cüzzamlı çocuk için çırpınmıştır. Binlerce öğrenciye yardım etmiştir. Hayatının son günlerinide ergenekon saçmalığı ile lekelemişlerdir. Soruyorum müslümanlar; allahınızın böyle birini yakmasını içinize nasıl sindiriyorsunuz ? Haydi hep bir ağızdan söyleyin şimdi kafirler için yaşasın cehennem ! Bunu kimse bilemez..Bu nedenle boş konuşuyorsun.. Mayıs 19, 2009 tarihinde antilaik tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
murteddd 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi Uğur Dündar'ın kaleminden müthiş bir Türkan Saylan yazısı Hiç unutmuyorum, 1977 baharıydı. Doğanın gelinlik kızlar gibi renklendiği günlerin birinde, Profesör Dr. Türkan Saylan ile, onun, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi”ndeki odasında buluştuk. Türkan Hoca, Türk insanının filmlerden, romanlardan tanıyıp korktuğu, hatta doktorların bile yanlarına yaklaşmaya cesaret edemediği cüzzam (lepra) hastalarının tedavisi için savaş vermeye başlamıştı. Yurdu karış kırış dolaşıyor, karşılaştığı her cüzzam hastasını yeni bulunan bir ilaçla tedavi ediyordu..Bu amaçla Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi”nin arka tarafında, ağaçlar arasında, çukur bir yerde inşa edildiği için uzaktan hiç fark edilmeyen küçücük Lepra Hastanesi de bu çabanın odağı olmuştu… O yıllarda TRT nin tek kanallı televizyonuna yaptığım programlar büyük ilgi görüyordu. Hoca ile buluşmamız da, onun çağrısı ve toplumu bilgilendirme amaçlı bir program ricasıyla gerçekleşmişti. Mütevazı odasında “Bakın çocuklar!” diyerek başladığı konuşmasında, toplumun cüzzamı (lepra) yeterince tanımadığını, abartılı filmlerden ve romanlardan kaynaklanan gereksiz bir korkunun insanlara egemen olduğunu anlattı. İlginç örnekler verirken, bağışıklık sistemi güçlü olanlara bu hastalığın kolay kolay bulaşmadığını, hatta bazen evli olan çiftlerde bile, hastalığa yakalananın diğerine bulaştırmadığını gördüğünü söyledi. Benim içim rahatlamıştı. Ama kameraman ve sesçi arkadaşlarımın ürkekliği hala sürüyordu. Onları kendilerine bulaşmayacağı konusunda güçlükle ikna ettikten sonra hep birlikte kalkıp, Bakırköy”e, o minik kliniğe gittik. Çekinerek girdiğimiz yer, bir yatakhane görünümündeydi. Hoca o yataklardan birine doğru gitti. Karşılaştığımız görüntü anlatılacak gibi değildi. Yatağın üzerinde oturan hastanın bacakları dizlerinden, kolları dirseklerinden itibaren erimişti. Kulakları ve burnu yoktu, gözleri görmüyordu… Türkan Hanım, yavrusunun saçlarını okşayan bir anne şefkatiyle yaklaşıp: “Nasılsın (……) Hanım?” diye sordu. Et ve kemik topu görünümündeki kadın, Hoca”nın sevgi dolu ellerine, eli olmayan kol kemikleriyle sıkı sıkıya sarılıp; “İyiyim Hocam, çok iyiyim, Allah sizden razı olsun!” dedi. Hocanın sevgi ve şefkat dolu yaklaşımı, hastanın verdiği cevap, o ana kadar “Acaba bana da bulaşır mı?” korkusuyla çekingen yaklaşımlar sergileyen ekip arkadaşlarım için de büyük bir motivasyon kaynağı olmuştu. Artık kendimizi hastalara çok yakın hissediyorduk. Hasta kadının yüzündeki gülücükler, televizyon çekimi yaptığımız gün boyu hiç eksik olmadı. O gün bir acı gerçeği daha öğrendim. Türkan Hoca gelinceye kadar hastalar doktorlarla pek yakın bir temas içinde olamamışlar. Hatta bir hasta, tüylerimi ürperten anısını paylaşırken aynen şunları söyledi: Daha önce tıbbiye mezunları bizi görmeye gelir ve şu karşıki tepenin üzerine dizilirlerdi. Hocaları da uzaktan bir şeyler anlatırdı. Biz hastalar, “Doktorlara hoş geldiniz demek için elleri bulunmayan bileklerimizle kopardığımız çiçekleri onlara vermek üzere yaklaştığımızda, hepsi adeta çil yavrusu gibi hastane bahçesinin içlerine doğru kaçışırlardı.” Türkan Hoca, işte böylesine yüce bir bilim abidesiydi. Olağanüstü çabayla Türkiye”de cüzzamın neredeyse kökünü kazıdı. Binlerce hastayı topluma, ailelerine kavuşturdu… Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği”nde neler yaptığını, ne denli büyük başarılara imza attığını belirtmeye hiç gerek duymuyorum. Ama gelin görün ki, fazilet cellatları, eli öpülesi, anıtı dikilesi bu çağdaş Türk kadınına şeytanın bile akıl edemeyeceği iftiraları yağdırmakta yarış ettiler… Ama ne oldu? Türkan Hoca bir efsane oldu. Bir Türkan saylan ölür, bin Türkan Saylan doğar… Başımız sağ olsun… cüzzamın (lepra) ne olduğu konusunda fikir sahibi olmak istiyorsanız, bir iki resim aratın arama motorunda. Hiçbir çıkar amacı gütmeden onlarca cüzzamlı çocuk için çırpınmıştır. Binlerce öğrenciye yardım etmiştir. Hayatının son günlerinide ergenekon saçmalığı ile lekelemişlerdir. Soruyorum müslümanlar; allahınızın böyle birini yakmasını içinize nasıl sindiriyorsunuz ? Haydi hep bir ağızdan söyleyin şimdi kafirler için yaşasın cehennem ! güzel söylemişsin kardeş. onların allahı sadece itaata bakar. o sonsuza kadar cehennemde yanarken bu amelleri boşa gidecek. okuma yazma bilmeyen, dünyayı kendi küçük penceresinden algılayan yaşlı hacı teyze ise cennete gidecek bu kafalara göre. Link to post Sitelerde Paylaş
Kluke 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi (düzenlendi) bir ara kıçımı vakit gazetesiyle silmiştim,gerçekten laf atmıyorum bunu yaptım.tualet kağıdını israf etmek istemedim allah israfı sevmez ya bu gazete alenen suç işliyor ve habervaktim yorumcuları sürekli atatürkü cumhuriyeti getirmesi yüzünden eleştiriyor ve şeriat istiyor. bakın kalıplaşmış ve klişe bir cümle değil http://www.habervaktim.com/haber/72385/ata...i_yetmisti.html yorumlara bakın Mayıs 19, 2009 tarihinde Kluke tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
minton 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi Yaşadığım yerde ne Vakit var nede Zaman gazetesi...Hiçbir islami gazeteyi sokmuyorlar... Gazeteci olduğum için bu gazetelerde çalışanları tanıyorum...Evet islamcılar ama bazıları gazeteleri gibi çirkef değiller...Ama algıları ilami yönde...Hiç sevmem böyle gazeteleri ki 1 Mayı önceside provokatif haberlere bolca yerde veriyor...Kime hizmet ettiği çok ortada...Sadece iğrenç.... Link to post Sitelerde Paylaş
murteddd 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi kardeş, kıçına yazık vallahi. gene salyalarını saçmışlar köpekleşmişler... http://www.habervaktim.com/yazar/14269/say...ledi_mi_ki.html http://www.habervaktim.com/yazar/14268/iyi...arlatanlar.html insanlığa bir gıdım faydaları yok, olana da kendileri gibi yobaz değil diye saldırmaktan haya etmiyorlar. Link to post Sitelerde Paylaş
Macc 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi Ya ben hiç sevmem aslında böyle ölmüş biri arkasından bişeyler söylemeyi iyi ya da kötü ama madem üzerine konuşuluyor yazılar getiriliyor fln ben de onun hakkındaki hislerimi söyleyim. Ben Türkan Saylan'ı sevmezdim. O yaşta ve o halde hala yaşıcam diye uğraşmasına,hele hele bunu yaşam mücadelesi adı altında televizyonların olağanüstü bir işmiş gibi göstermesine sinir oluyodum. Açıkçası ergenekon ile anılmasından da hiç rahatsız olmadım. Yine de ölen biri arkasından kötü konuşulması,sevinilmesine karşıyım. Ama Türkan Saylan'ın bu kadar çok konuşulması büyütülmesi süper ötesi insan ilan edilmesi...vs nedense bu kadına karşı daha çok itiyor beni. İstem dışı ama ona karşı hissettiklerim, O süper ötesi çağdaş Türk kadını diye anıldıkça ben gıcık oluyorum. Tövbe Allahım. Link to post Sitelerde Paylaş
Kluke 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi (düzenlendi) ''batıya türk milletini daha yakınlaştıran birini savunaların dini nedir? islam şeriatını bırakan yöneticilerin yeri cehennemdir.'' varsa ellah gurur duyarım cehenneme gitmeye atamın yanına. http://www.habervaktim.com/yorumlar.php?id=72385&page=3 Mayıs 19, 2009 tarihinde Kluke tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
minton 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi Arkadaşlar bu kadar sinirlenmeyin ve şaşırmayın zaten onların görevi bu....Elbette böyle propaganda yapacaklar...Ama bir sorun var ki onları okuyan bir kesim var ve bu gazeteleri teşhir edecek Bagımsız gazetelerin olması gerekiyor....Yoksa bunlar çirkefleşmeye devam edecekler... Link to post Sitelerde Paylaş
METE HAN 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi (düzenlendi) vakit gazetesine niye kızıyorsunuz..? bu forumun vakit gazetesinden bir farkını söyleyin bana? hadi bekliyorum faşizm,karşı tarafı acımasızca eleştirme/2. sınıf insan yerine koyma..Değerlere saygısızlık VE de yobazlık.. felsefe aynı felsefe. Mayıs 19, 2009 tarihinde antilaik tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
BA'AL 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi Ne kadar sindirmeye çalışsalarda bu ülkede Türkan Saylanlar çoğalacak. e bir gün onların kıçına tekmeyi sağlam vuracaklar. Link to post Sitelerde Paylaş
minton 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi vakit gazetesine niye kızıyorsunuz..? bu forumun vakit gazetesinden bir farkını söyleyin bana? hadi bekliyorum faşizm ve karşı tarafı acımasızca eleştirme/2. sınıf insan yerine koyma.. felsefe aynı felsefe. Kızılmaması gerekiyor...Eğer görüşlerine karşı çıkıyorsanız gazete çıkarır deşifre edersiniz...Burada yapılanda bu teşhir antilaik....Saldırmak ,öldürmek, kapatmak bir çare olamaz....Yaptıkları iğrenç tutumu düzgün bir şekilde karşı çıkılması ve bütün topluma görüşlerin aktarılması gerekiyor....Vakit gazetesinin iftiralardı ama bir insanın sinirlenmesine yetecek kadardır....Kızanlarıda anlıyorum ki bende kızıyorum ama kızaracak çözüm olmuyor... Link to post Sitelerde Paylaş
METE HAN 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi vakit gazeteside eleştri yapıyor. kimseyi öldürmüyor dövmüyor... olay bu sadece.... Link to post Sitelerde Paylaş
minton 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi vakit gazeteside eleştri yapıyor. kimseyi öldürmüyor dövmüyor... olay bu sadece.... Bende farklı bir şey söylemedim zaten....Öldürmek, köklerini kazımak gibi düşünceleri olanlar böyle bir çözüm olamayacagını ve Vakit gazetesine karşı en iyi çözümün örgütlenmek ve tüm topluma nufüz eden bir gazetenin çıkarılmasını çözüm başlangıcı olarak görüyorum.... Link to post Sitelerde Paylaş
sunny 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi vakit gazeteside eleştri yapıyor. kimseyi öldürmüyor dövmüyor... olay bu sadece.... vakit ve zaman gibi gazeteler eleştiri yapmaktan çok öte, iftira, üçkağıt ve şerefsizlik yapıyorlar. suçu olmayan insanları zanlı durumuna düşürüyorlar. olmayan şeyleri olmuş gibi yazıyorlar. bunun adı ''eleştiri'' değildir. Link to post Sitelerde Paylaş
SadeceAteist 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi VAKİT Gazatesinin yaptığı eleştiri değil, direk saldırı. Türkan Saylan'ı yaşarken hiç sevmezdim. Ama sevmemem, bu gerçekleri değiştirmiyor. Link to post Sitelerde Paylaş
SuNGuR 0 Mayıs 19, 2009 gönderildi Raporla Share Mayıs 19, 2009 gönderildi (düzenlendi) vakit gazetesi, kendi görüşünce laiklere saldırır cumhuriyet gazetesi, kendi görüşünce dindarlara saldırır. 2 si arasında pek fark yok. biri cumhuriyet üzerinden provokatörlük yapıyor. diğeri Din üzerinden provokatörlük yapıyor. saldırmayı bıraksınlarda çözüm üretsinler, ülkeyi karıştırıp görüşler arası kaosa prim çıkarmasınlar. kör insanlar sadece karşı tarafın yaptıklarını görmesinler objektifliğin ne oldugunu bilmeyen kalaslar kendini belli ediyor. ölünün arkasından fazla konuşmak iyi değildir. benimde olumlu buldugum ve olumsuz buldugum bir çok yanı var. gitti işte YÜCE ALLAH CC RAHMET EYLESİN BİTTİ. Mayıs 19, 2009 tarihinde SuNGuR tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts