Jump to content

Rüya ve Vahiy


Recommended Posts

İnsan bir rüya görse ve gördüklerini başka birine anlatsa..

O kişinin anlattıklarının doğru olduğunu nasıl anlayabiliriz?

Ya inanırsın, ya inanmazın.Veya o kişinin gerçek hayattaki tutumuna bakarsın.

Yani abartma huyu var mı, kişisel ilişkilerinde şaka da olasa yalanı kullanıyor mu..? vs.

Veya kişinin anlattığı rüyasından hareket ederek acaba gerçek hayatta manüple edebileceği durumları düşünürsünüz..

Şöyle örneklenebilir; ilgili kişi size rüyasında seyyahate çıktığını söyler ve daha sonra seyyahate çıkar..

İlgili kişi kendisine misafir geleceğini söyler ve misafir gelir..

Yani kişi olmamış olayların olacağını rüyasında görür ve o olaylar gerçekleşir..

Aslında kişi daha önceden planladığı veya bildiği olayları rüyasında gördüğünü söylüyordur sadece..

En sonunda size rüyasında x işinde çalıştığını ve zengin olduğunu söyler..

Sizden kendisine ortak olmanızı istediğinde red etme olasılığınız ister istemez azalmıştır.

Dolayısı ile kişi sizi yapacağı işe ortak olmanızı rüyaları ile ikna etme yolunu kullanmış olabilir.

Daha genel bir tabirle kişi, gördüğünü söylediği rüyaları kendi şahsi çıkarları için kullanabilir, bu bir ihtimaldir.

Bir daha başa dönüp kişi neden rüya görür, rüya nedir, neden rüyasını anlatır vs. gibi sorularla çok fazla detaylandırmaya gerek duymuyorum.

Gerçek hayatta sanırım hemen hemen herkes başka birinin gördüğü rüyayı dinlemiştir.

Ve sanırım hepimiz rüya görüyoruz, bu yüzden rüyanın ne olduğu ve neden görüldüğü ile ilgilenmenin pek fazla bir mantığı yok.

Sorunumuz şu; kişinin gördüğünü söylediği rüyayı anlattığı biçimde görüp-görmediğini anlamak.

Bunu anlamanın, daha da keskinleştirirsek kesin olarak bilmenin bir yolu var mı yok mu?

Anlamak ve bilmek kavramlarının farkına kısaca değinmek gerekir; yukarıda örnekte verdiğim çıkarcı şahsın her gördüğü rüyanın anlattığı gibi olmadığı anlayabilirsiniz ama kesin olarak bilemezsiniz.

Bu noktaya kadar yazdıklarımı çok fazla uzatmadan eğer dinlerin tartışıldığı bir platformda yazıyorsam, bu noktadan din kavramına bir köprü kurmam lazım.

Tabi burada din derken, tartışmaların odağında ki islam dinini kastediyorum.

Bilindiği gibi İslam da rüya kavramı belli bir yer tutar ve bu yeri rivayetlere bakmadan da yani Kurandan da tespit edebilmek mümkün.

Örneğin, Yusuf un rüyası ve yorumları, İbrahim in rüyası, miraç veya isra(gece yürüyüşü) vs. Kuran da rüya ilgili kısımlardır.

Rivayet desteğinde konuya bakacak olursak rüya daha fazla önem kazanır.

Çünkü bir çok rivayet cinsinden kaynağa göre İslam peygamberi Muhammed e ilk vahiyler rüya aracılığı ile verilmiştir.

Gerçi bu konuda birbirinden farklı şeyler söylenir; örneğin ilk vahyin rüyada geldiğini söyleyenler olduğu gibi, uyanıkken geldiğini söyleyenler de vardır.

İslam literatürüne göre vahyin alındığı rüya sadık rüya cinsindendir.Bir de sadık olmayan, kelime itibarı ile karışık rüyalar anlamına gelen rüyalar vardır.

Burayı biraz daha açacak olursak, sadık rüyalarda görünenler kişinin yaşadığı gerçek hayat ile doğru orantılı olarak bağlantılı olan rüyalardır.Örneğin kişi daha evvel gerçekte hiç görmediği ve bilmediği bir şeyi rüyasında görüp tanır.

Daha sonra o şeyin, gerçekte rüyasında gördüğü gibi olduğunu tespit edebilirse görülen bu rüya sadık rüyadır.

Böyle bir şey mümkün müdür peki?Dini bakış açısı dışında bunun mümkün olduğunu ve bu durumu yaşadıklarını söyleyen insanlar var.Tabi bu durumu yaşadığını iddia eden kişiyi bu yazının ilk başında bahsettiğim kişi ile aynı kategoriye sokmak mümkün.Yani kişinin bilmiyordum, rüyamda öğrendim demesinin doğru olup-olmadığını bilmenin bir yolu yok.

Bu türden rüyaların bir de yoruma ihtiyaç gösterenleri var.Örneğin Yusuf un gördüğü yıldızlı rüya veya o meşhur yedi cılız inek.. ile başlayan ve devam eden rüya.Burada yapabileceğimiz tespit şudur; literatüre göre sadık rüyayı kişiler inandıkları dinden bağımsız olarak da görebiliyorlar.Yani İslama göre daha açıkçası kafir de, zalim de.. vs sadık rüya görebilir.Fakat tersini söyleyen bir rivayet de vardır.

Dini literatürden biraz uzaklaşıp şöyle de düşünüleblir; kişi uyanık olduğu müddetçe sadece içinde bulunduğu anı yaşamaz.

Geçmiş ve gelecek arasında sürekli bağıntılar kurarak geleceğine şekil verir.

Bu gelecek ile ilgili olan bağıntılar kişinin olmasını öngördüğü ama henüz olmamış olanlardır.

Kişi kafasındaki düşünceleri uyurken anlık hızlı geçen görüntüler (rem) şeklinde görürse, ki görmesi de doğaldır, rüyasında gördüğü, aslında gerçekte kafasında kurguladığı geleceğe dair öngörülerinden başka bir şey değildir.

Tabi burada yine ilk başa dönmemiz gerekir; kişinin gerçekte tahmin edemeyeceği/etmediği bir şeyi rüyasında görüp gerçek hayatta rüyasının gerçekleşmesi ne anlama gelir?

Bu kısmı burada kesip asıl burada yazmama sebep olan konuya dönüyorum.

Vahyin kendisine uyanıkken görülen rüya şeklinde bakmama herhalde bir engel yoktur.

İslam peygamberi Muhammed, hiç kimsenin test edemeyeceği bilgileri, vahy ve rüya ile öğrendiğini iddia etmektedir.

Hatta rivayetlere göre her insanın rüyalar yolu ile bu bilgilerden bir kısmına sahip olabileceğini söylemektedir.

[Nübüvvetten ümmete yalnız mübeşşirat kalmıştır. Tecrid-i Sarih Tercümesi-4/34) (Mübeşşirat sadık rüyalardır)]

Şimdi bütün bunların toplamında, İslam her an görülen koskoca bir rüya ve o rüyaya(lara) inananların toplamıdır denilebilir mi?

Son bir şey daha, bu konu hakkında zaten daha önceden de bildiğim ve bu forumda bulunan çoğu kişinin bildiğini düşündüğüm rüya ile ilgili bir durum var.

Peygamberi rüyasında gören gerçekten onu görmüştür, o rüya sadıktır.. vs şeklinde bir sürü rivayet var.

Tabi burada gerçekte kullandığımız mantığı bir kenara bırakıp dini mantık üzerinden gidiyoruz.

Sanırım peygamberi rüyamda gördüm diyen insan sayısı bir hayli fazladır.

Bu insanlar birbirinden ayrı olarak şeklen gördüklerini tarif etse, sadık rüya denilen rüyayı test etme imkanı sağlamış olabilirmiyiz acaba?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 9 years later...

İbrahime allah saffat 105 te rüyanı gerçekleştirdin demiştir, fetih 27.ayette de aynı şekilde allah peygamberin rüyasının gerçek/hak olduğunu doğrulamıştır ve gelecekte olacak bir fetih vaat etmiştir ayetin tefsiri aşağıdaki gibi

Rivayet tefsirlerinin ve siyer kitaplarının ortaklaşa verdikleri bilgiye göre Hz. Peygamber Hudeybiye’ye gelmeden önce veya burada iken rüyasında Mekke’ye girdiklerini ve burada tıraş olduklarını görmüş, bunu da ashabına anlatmıştı. Rüyayı işitenler hemen bu seferde Mekke’ye gireceklerini ve umre yapıp tıraş olacaklarını zannettiler, rüyayı böyle yorumladılar. Olaylar farklı gelişip barış ve antlaşma yaparak geri dönme kararı verilince münafıklar rüya olayını kullanarak kafaları karıştırmak üzere harekete geçtiler, bazı müminlerin de kafalarında tereddütler oluştu. Hz. Peygamber’e gelip durumu sordular; o da “Ben bu yıl olacak demedim, rüyada da bu yıl olacağını görmedim” dedi. Hz. Ebû Bekir de aynı şeyi söyledi. Heyecan yatıştıktan sonra gelen bu âyet bir yandan Hz. Peygamber’i tasdik etmekte, diğer yandan da yakında gerçekleşecek bir fethin müjdesini vermektedir. Bu fetih için Hayber fethi diyenler çoğunlukta olmakla beraber, Hudeybiye veya Mekke’nin fethi şeklinde açıklayanlar da olmuştur (Müsned, IV, 328-331; İbn Kesîr, VI, 337 vd.; Kurtubî, XVI, 276 vd.).

On 28.05.2009 at 15:01, WerderBremen yazdı:

Şimdi bütün bunların toplamında, İslam her an görülen koskoca bir rüya ve o rüyaya(lara) inananların toplamıdır denilebilir mi?

Sonuçta peygamberliğin kendisi dahi olağanüstü bir iddia buna inanan insanlar için durum oldukça doğal, peygamberin tanrıyla konuşması normal ancak rüyasında vahiy alması anormal olabilir mi? fetih 27.ayete göre peygamber sadık rüya görüyor mescidi haram fethedilecek ki iyi bir motivasyon,saffat suresindeki kıssada ibrahim oğlunu kurban etmeye yelteniyor. Kuranın toplanması/sonra harekelenmesi/noktalanması ve vahyin geliş şekilleri temel konulardır.

Muhammed peygamberliğiyle toplumu maddi ve manevi olarak birleştirip bu enerjiyi kullanmasını bilmiştir ki tarih sahnesine emeviler,abbasiler....çıkmıştır.

Muhammed görsel ve işitsel halüsinasyonlar da deneyimlemiş olabilir yada şarlatandır.

Ruh kavramı ve öte dünya kavramı ilkel insan için rüyalarla ilintili bir durum ki ilkel insan rüyasında tanrıyla konuştuğunu sanıyordu, geleceği gördüğünü gelecekten vizyon aldığını sanıyordu yada anlamlandıramadığı rüya bir şey ifade etmek zorundaydı, bu başka bir alemin yani rüya aleminin varlığını/başka gerçek bir dünyanın/alemin varlığını kanıtlıyordu ki rüyasız dünyayı ikiye bölmek mümkün olmaz ne de olsa uyurken ruhu bedeninde değil diye düşünüyordu kendine göre bir şeyleri kanıtlıyordu beden ve ruh kavramları ortaya çıkar ancak şimdi bilgi çağındayız ama tarihsel olarak düşünürsek durum bu .ek bilgi olarak rüya ile ilgili jung,freud,niçe okunabilir.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...