Jump to content

İBLİS NEDEN İSYAN ETTİ?


Recommended Posts

ilk önce sen tanrıya inanıyormusun inanmıyormusun onan karar ver sen o zaman tanrıya inanıyorsun çünkü senin fikrine göre tanrı gücü sonsuz olan olmalı ama tanrının gücünün bir sonu olma ihtimali seni niye bu kadar çıldırttı bir karar ver artık

pek hörmetli kardeşim bilgisilici

benim tanrıya inanıp inanmamamla konunun ne alakası var? konu senin inancın üzerinde yürüyor. tanrının ister sonlu, ister sonsuz gücü olsun, bir ebeveyn-evlat ilişkisi ile karşılaştırılması saçma üzeri saçmadır.

şüphesiz ki evlat birgün ebeveyn olacaktır, evlat-ebeveyn bu bağlamda aynı şeydir. peki şeytan da büyüyünce tanrı mı olacak? :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 91
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

pardon yanlış anlaşılma olmuş desene peki neyin cevabını istiyorsun anlamadım biz neyi tartışıyorduk yaw kafam karıştı ::)

adamın aklını böyle alırım :lol::lol::lol:

Başta kader olmak üzere açtığım başlıklarda beni tatmin edeceksin bu başlık daha fazla konudan sapmasın

Link to post
Sitelerde Paylaş
pek hörmetli kardeşim bilgisilici

benim tanrıya inanıp inanmamamla konunun ne alakası var? konu senin inancın üzerinde yürüyor. tanrının ister sonlu, ister sonsuz gücü olsun, bir ebeveyn-evlat ilişkisi ile karşılaştırılması saçma üzeri saçmadır.

şüphesiz ki evlat birgün ebeveyn olacaktır, evlat-ebeveyn bu bağlamda aynı şeydir. peki şeytan da büyüyünce tanrı mı olacak? :lol:

hah şimdi hatırladım matrix kafamı dağıtmıştı :lol:

yaw benim demek istediğim siz yaratıcıyı nasıl bir şey olarak görüyorsunuz nasıl bişey olduğunu biliyormusunuz belkide sizin düşündüğünüzden çok farklıdır bunu bilebilmek için tanrıyı görmek lazım onun hareketlerini bilmek lazım yanılıyormuyum o yukarıda verdiklerimde örnekti yani siz tanrıyı cezalandırıcı olarak görüyorsunuz hep onun için örnek vermiştim anlaşıldımı

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 11 years later...

https://spirituelsatanizm.org/

Bu satanizm sitesine göre şeytan dışında tanrı yokmuş.Şeytan sözde çok iyi bir varlıkmış.

Gene Sözde uzaylılar gelip insanları kandırmışlar.Sahte tanrılar(allah yehova vb ) icat etmişler.

Şeytanın gücü azalmış.Nasıl azaldığını anlamadım.Hem sınırsız güçlü deniliyor hemde azaldığı söyleniyor çok çelişkili.

Meditasyon yaparsak şeytanın gücü artacakmış falan filan.

 

Forumda satanist varsa anlatabilir mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

çok basit bir cevabı var aslında, iblis tek mantıkta yaratılmış, teizme göre,  yani sadece kötülük hissedebiliyor, sınavı yok,

doğal olarakta ademe karşı gelicek, kim olsa aynı şeyi yapmak zorunda kalırdı, irade sıfır.  o değilde böyle saçmalıklara 

rağmen mantık hatalarına rağman , bu teizmin yalanlarına inananlar var günümüzde çok ilginç..

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 saat önce, bf1942 yazdı:

https://spirituelsatanizm.org/

Bu satanizm sitesine göre şeytan dışında tanrı yokmuş.Şeytan sözde çok iyi bir varlıkmış.

Gene Sözde uzaylılar gelip insanları kandırmışlar.Sahte tanrılar(allah yehova vb ) icat etmişler.

Şeytanın gücü azalmış.Nasıl azaldığını anlamadım.Hem sınırsız güçlü deniliyor hemde azaldığı söyleniyor çok çelişkili.

Meditasyon yaparsak şeytanın gücü artacakmış falan filan.

 

Forumda satanist varsa anlatabilir mi?

ben eskiden satanisttim,  gerçek  satanizmi öğrenmek mi istiyorsun? 1 soru hariç! kafana takılan soruların tamamı uydurmadır.

satanistlerin meditasyonla işi olmaz. 

ruhani satanizmde şeytan yoktur, baphomet vardır. ve baphomet kötü tanrıdır. 

senin anladığın satanizm dindir.. melek lüsifırdır. 

lusifır aynı zamanda hem melek hemde şeytandır.

 satanizm 2 ye ayrılır.

dinsel satanizm 

ruhani satanizm.

dinsel  satanizmde  lüsifır figürü yaratılmış bir melektir.

 ama benim inancımdaki satanizmde baphomet vardır... tanrıdır.. yaratandır.. 

 

bu kısım gerçekten doğrudur, Gene Sözde uzaylılar gelip insanları kandırmışlar.Sahte tanrılar(allah yehova vb ) icat etmişler.

insanları modrnleştiren onlara  çoklu tanrı ianncını aşılayanlarda , diğer güneş sistemlerinde halen yaşıyan 

farklı ırklardır..... eğer bu türler bu dünyaya on binlerce yıl önce gelmemiş olsayd. şimdi hala 

hayvanlar gibi yani kabileler gibi yaşıyor olucaktık...

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
19 minutes ago, karamsarhuman said:

ben eskiden satanisttim,  gerçek  satanizmi öğrenmek mi istiyorsun? 1 soru hariç! kafana takılan soruların tamamı uydurmadır.

satanistlerin meditasyonla işi olmaz. 

ruhani satanizmde şeytan yoktur, baphomet vardır. ve baphomet kötü tanrıdır. 

senin anladığın satanizm dindir.. melek lüsifırdır. 

lusifır aynı zamanda hem melek hemde şeytandır.

 satanizm 2 ye ayrılır.

dinsel satanizm 

ruhani satanizm.

dinsel  satanizmde  lüsifır figürü yaratılmış bir melektir.

 ama benim inancımdaki satanizmde baphomet vardır... tanrıdır.. yaratandır.. 

 

bu kısım gerçekten doğrudur, Gene Sözde uzaylılar gelip insanları kandırmışlar.Sahte tanrılar(allah yehova vb ) icat etmişler.

insanları modrnleştiren onlara  çoklu tanrı ianncını aşılayanlarda , diğer güneş sistemlerinde halen yaşıyan 

farklı ırklardır..... eğer bu türler bu dünyaya on binlerce yıl önce gelmemiş olsayd. şimdi hala 

hayvanlar gibi yani kabileler gibi yaşıyor olucaktık...

 

Eğer oturur biraz tarih okursan, insanoğlunun salaklık etmek için, uzaylıya falan hiç ihtiyaç duymadığını görmen zor olmaz.

 

Din gibi bir şey icat edip, binlerce sene kendi kendine zulm etmek içinde, insanın uzaylıya, tanrıya, iblise falan ihtiyacı olmamıştır. Gelecekte de olacağını düşünmek abesle iştigaldir. 

 

Yok, tarih okumak zor iş diyorsan, aynaya bak, kifayet eder.

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 dakika önce, anibal yazdı:

 

Eğer oturur biraz tarih okursan, insanoğlunun salaklık etmek için, uzaylıya falan hiç ihtiyaç duymadığını görmen zor olmaz.

 

Din gibi bir şey icat edip, binlerce sene kendi kendine zulm etmek içinde, insanın uzaylıya, tanrıya, iblise falan ihtiyacı olmamıştır. Gelecekte de olacağını düşünmek abesle iştigaldir. 

 

Yok, tarih okumak zor iş diyorsan, aynaya bak, kifayet eder.

sayın anibal, bana hiç mantıklı gelmiyor, dostum, düşünsene milyonlarca yıldır, kabile hayatı yaşıyanlar, birdenbire modernleşip,

10.000 yıl öncesine kadar ilkelce yaşayıp, son 5000 yıllık süeç içerisinde ne olduda? bu hale gelmeyi başardık. 

mutlaka birşey olmuş olmalı, mantık yürütelim, milyonlarca yıl sabit bir zeka ve sabit bir kabile hayatı , hi çdeğişmeyen bir

aklın evrimsel süreçlerini düşün, peki değişen nedir?  çok gelişmiş bir medeniyet, mezopotamyaya gelmiş, 

piramitleri inşaa ettirken, aynı zamanda,kabile hayatı yaşıyan mısrlılara ve sümerlilere düşünmeyi icatleri göstermiş olabilir.

hatta mayaların bu gelişmiş medeniyetlerden biri olduğunu düşünüyorum, tıpkı atlantis gibi,  benimkisi sadece bir önerme, ama 

mantıksız olduğunu düşünmüyorum, 

diğer yandan sayın anibal, insanın milyonlarca yıl zeka ve kapasite bakımıından, tesadüfen değiştigine iannmıyorum, mutlaka 

birşeyler olmuş olmalı.. 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kötülük insan egosunun bir ürünü. Bir insan spastik bile olsa deli bile olsa çıkarını düşünerek hareket eder. Ancak ortaya duygusal öğeler koyarsan ve bilinmez kavramlara ikna edersen işte o zaman aptallaşır, çıkarını bile düşünemez hale gelir. Bu noktada dinler kötüye kullanılmış oluyor. 

 

Bugün için marsa  yerleşke kurulmak isteniyor. Bugün için mutluluk verici birşey. Ama başarılı olursa oradakiler bizden bir çağ kadar ileri olacaklar ve belki daha da ileriye gittiklerinde dünyaya saldırmayacaklarının garantisini kimse veremez.

 

Beyine takılan elektronik cihazlarla insan kontrol edilebildiğinde bunun iyiden kötüye dönüşen bir silah olduğunu söyleyeceğiz.

 

İşte insan da böyle gelişmiş bir tekniğin ürünü olabilir. Elektronik çip yerine genetik olarak oynanmış olabilir. Bu yüzden yaratıcının kendi de şaşkın olabilir.  İnsan® olmuş olabilir.

 

Bu yüzden de bütün kutsal kitaplar gelişime karşıdır ve hep çelişkilerle doludur. Telif hakkını kaptırmamak için...

tarihinde Düşünen Hayvan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
17 minutes ago, karamsarhuman said:

sayın anibal, bana hiç mantıklı gelmiyor, dostum, düşünsene milyonlarca yıldır, kabile hayatı yaşıyanlar, birdenbire modernleşip,

10.000 yıl öncesine kadar ilkelce yaşayıp, son 5000 yıllık süeç içerisinde ne olduda? bu hale gelmeyi başardık. 

mutlaka birşey olmuş olmalı, mantık yürütelim, milyonlarca yıl sabit bir zeka ve sabit bir kabile hayatı , hi çdeğişmeyen bir

aklın evrimsel süreçlerini düşün, peki değişen nedir?  çok gelişmiş bir medeniyet, mezopotamyaya gelmiş, 

piramitleri inşaa ettirken, aynı zamanda,kabile hayatı yaşıyan mısrlılara ve sümerlilere düşünmeyi icatleri göstermiş olabilir.

hatta mayaların bu gelişmiş medeniyetlerden biri olduğunu düşünüyorum, tıpkı atlantis gibi,  benimkisi sadece bir önerme, ama 

mantıksız olduğunu düşünmüyorum, 

diğer yandan sayın anibal, insanın milyonlarca yıl zeka ve kapasite bakımıından, tesadüfen değiştigine iannmıyorum, mutlaka 

birşeyler olmuş olmalı.. 

 

Çünkü tarih okumuyorsun. 

 

Birincisi, milyonlarca yıldır falan değil. En azından insan olarak değil. Daha insan olmamış bir primattan daha fazlasını bekleyemezsin.

 

Bizim, insan olarak maceramız, 60.000 yıl falan en fazla. Kabile falan olarak varlığımızda, hadi diyelim 300.000 sene.

 

Ve evet, soru yerinde kalır, 295 bin sene öyle kabile kabile yaşarken, ne oldu?

 

İşte okuyacan tarih bu. Sen tarih denince, karlofça anlaşması hangi yıl yapıldı, bundan öteye gidemiyorsun. Sorunun da bu.

 

Çok gelişmiş medeniyet mezopotomya da ne yapmış, nasıl yapmış demeden, önce, ne olmuşta 10 bin sene önce mezopototamyaya gidilmiş bunu sorman gerekir. 

 

Tarihteki, en ciddi iklimsel dönüşüm, 100 bin yıl öncesine falan denk gelir. Bir buz çağının sonu. Bir buz çağı, şalterine basılmış gibi, pat diye birden bire bitivermez, tükenmez, binlerce yıl sürer. Bu yıllar boyunca, çeşit çeşit insan nesilleri, dünyanın etrafına dağılır. Bu, işte o dediğin milyon yıllık geçmişe kadar da uzanır. Çeşitli insanımsı türler, dünyanın her tarafına yayılmış olur. Velakin, 60000 yıl kadar önce bir şeyler olur ve yeni tür H. Sapiens nüfusu, bir kaç bin kişiye kadar düşer. İşte hepimiz bu küçük topluluktan geliyoruz, temel olarak. Bu son darboğaza, toba gölünün patlamasının sebep olduğu düşünülür. Ardından azalan kaynaklar, öncelikle insanı doğal seleksiyona uğratır, daha çok kafası çalışanları seçer. Daha çok kafası çalışan, göç etmeye başlar. Göç edip gittiği  yerlerde, daha çok, daha kullanışlı kaynaklar bulur. Bunları kullanmaya başlar ki, buna biz tarım diyoruz.

 

Tarımın gelişimi, insanlara zaman denen şeyi hediye eder. Öncelikle herkesin hayvan gibi yiyecek bulacam diye akşama kadar koşturması gerekmez. Birilerinin bunu yapması kafi gelir, başak birileri de, sanat, el işi falan yapabilecek, kendini geliştirecek zamanı bulur. Taş alet, bronz alet, demir alet derken, olaylar gelişir. Zira, bunları sürdürebilecek insan kaynağı ortaya çıkmıştır. Kalan insanlarda zamanlarının hepsini yemek peşinde koşmakla harcamak zorunda değildir. 

 

Bu, mesela, mezopotamyada olur, dediğin gibi. Ama insan henüz bir şeyleri bilmyiordur, sulamayı icat eder, oh ne güzel, bol ve verimli topraklar. Ama sulama, tuzlanmayı getirir, bir kaç bin yıl sonra artık ot bitmez olur oralarda. İnsanlar gene yollara düşer. 

 

İşte medeniyet tarihini yazan bu göçlerdir. Bu, bilgilerin taşınmasını sağlar ve gerektirir, bu da insanları yazıyı keşfetmeye zorlar. 

 

İşte bu süreçte, göç etmek, acayip bir hal alır, çünkü göçülecek yerde birileri vardır. Sonuçta, bu tanrı kavramları falan çıkar, önce insanlar kendini tanrı ilan eder vs vs. 

 

İnsanların icat ettikleri bu din ve tanrı kavramının evrimini en güzel mısırda görürsün, zira, bilmem kaç bin yılın tarihi, taşa yazılmış olarak orada durmaktadır. 

 

Tanrı kavramının, din olayının evrimini, insanların öyle oturdukları yerde güzel güzel yaşayıp gitmeleri ile anlayamazsın. İnsanları bu göçlere sürükleyen nedenleri ve bu göçlerin sonuçlarını iyi anlaman gerekir. 

 

Hani bugün böyle sevgi pıtrıcığı gibi takılmaya çıkan, iblisliğin en babası, vahşetin dibi, zulmün kitabını defaten yazmış hristiyanlık örneğin. Ne olmuşturta böyle olmuştur? Hiç düşündün mü örneğin? 

 

Genelde kafalar, bunların arkasında, ideoloji, fikriyat falan var sanır. Hiç bir ideoloji, hiç bir toplumda kendine yer bulamaz. Tüm canlılar gibi insanlar ve insan toplumları da bir ekosistemdir ve evrim kurallarına tabidir. Evrim derki, bir canlıyı alır, adapte olmadığı yere koyarsanız, o canlı barınamaz, yok olur. Ha, yok olmadan önce tüm ekosistemi de yok edebilir, o başka mesele. Fikirlerde bu şekildedir. Ancak, uygun ortamlarda gelişir, tutunabilir. Bu yüzden komünizm veya sosyalizm çuvallamaya mahkumdur, çünkü ona uygun ekosistem mevcut değildir. Her neyse, o koyu, o kökten din saplantısı da, öyle ideoloji ile, fikir uçuşmaları ile yok olmuş değildir. Arkasında özellikle yanardağların var olduğu bir kaç sebebin, ortaya çıkardığı büyük bir sonuca bakmak gerekir: Kara veba. 

 

İnsanoğlu çok hastalık görmüştür elbette. Ama kara veba başka bir şeydir. Şariler onun hakkında, "kral, zengin demez. Fakir, rahip demez. Herkesi eşit öldürür" derler. Rahipler, vebanın ilk zamanı, "işte size tanrının gazabı, günahkarlar sizi" diyerek olaydan nemalanmaya çalışır. Ama doğa, ama pire ve taşıdığı bakteri, rahip falan dinlemez. Millet, kedilerini koruması için kiliselere gider, rahiplerden himmet istemeye çıkar, ama o da ne, rahip, papa falan alayı da hastalıktan kurtulabilmiş değildir. Veba rahip, papa falan demez, herkesi öldürür. 

 

İşte hristyianlığın o şaşaalı büyük günleri bitirip, reformları falan getiren budur. Ha, insanlar görüp akıllanmış mıdır? Nerde, salaklık insan nesli ile birlikte var olmuştur hep. Asıl olan, hristiyanlığı yayan, koruyan, kollayan rahiplerin vebadan ölmesi, bununla beraber tonla soylu zengin vs. nin de vebadan gitmesidir. Kalanlar kendilerini, geniş topraklar, büyük zenginlikler ile bulur. Ve buna uzanmalarına engel olan, cılız kalmış ve kendine hayrı olmayan kilise. Tabi, icabına bakılır, kilise toplum hayatından dışarı itilir. 

 

İşte, bu medeniyeti de var eden budur. Din baskısı olmayınca, bilim falan alır başını gider. 

 

İnsanlığın kısa tarihi böyledir. Bir kaç açıdan, çok özet bakışlar ile. Eğer tüm sebepleri, olan bitenleri merak ediyorsan, uzaylılar falan gibi saçmasalak sebeplerle avunacağına, gidip biraz tarih oku.

Link to post
Sitelerde Paylaş
24 dakika önce, anibal yazdı:

 

Çünkü tarih okumuyorsun. 

 

Birincisi, milyonlarca yıldır falan değil. En azından insan olarak değil. Daha insan olmamış bir primattan daha fazlasını bekleyemezsin.

 

Bizim, insan olarak maceramız, 60.000 yıl falan en fazla. Kabile falan olarak varlığımızda, hadi diyelim 300.000 sene.

 

Ve evet, soru yerinde kalır, 295 bin sene öyle kabile kabile yaşarken, ne oldu?

 

İşte okuyacan tarih bu. Sen tarih denince, karlofça anlaşması hangi yıl yapıldı, bundan öteye gidemiyorsun. Sorunun da bu.

 

Çok gelişmiş medeniyet mezopotomya da ne yapmış, nasıl yapmış demeden, önce, ne olmuşta 10 bin sene önce mezopototamyaya gidilmiş bunu sorman gerekir. 

 

Tarihteki, en ciddi iklimsel dönüşüm, 100 bin yıl öncesine falan denk gelir. Bir buz çağının sonu. Bir buz çağı, şalterine basılmış gibi, pat diye birden bire bitivermez, tükenmez, binlerce yıl sürer. Bu yıllar boyunca, çeşit çeşit insan nesilleri, dünyanın etrafına dağılır. Bu, işte o dediğin milyon yıllık geçmişe kadar da uzanır. Çeşitli insanımsı türler, dünyanın her tarafına yayılmış olur. Velakin, 60000 yıl kadar önce bir şeyler olur ve yeni tür H. Sapiens nüfusu, bir kaç bin kişiye kadar düşer. İşte hepimiz bu küçük topluluktan geliyoruz, temel olarak. Bu son darboğaza, toba gölünün patlamasının sebep olduğu düşünülür. Ardından azalan kaynaklar, öncelikle insanı doğal seleksiyona uğratır, daha çok kafası çalışanları seçer. Daha çok kafası çalışan, göç etmeye başlar. Göç edip gittiği  yerlerde, daha çok, daha kullanışlı kaynaklar bulur. Bunları kullanmaya başlar ki, buna biz tarım diyoruz.

 

Tarımın gelişimi, insanlara zaman denen şeyi hediye eder. Öncelikle herkesin hayvan gibi yiyecek bulacam diye akşama kadar koşturması gerekmez. Birilerinin bunu yapması kafi gelir, başak birileri de, sanat, el işi falan yapabilecek, kendini geliştirecek zamanı bulur. Taş alet, bronz alet, demir alet derken, olaylar gelişir. Zira, bunları sürdürebilecek insan kaynağı ortaya çıkmıştır. Kalan insanlarda zamanlarının hepsini yemek peşinde koşmakla harcamak zorunda değildir. 

 

Bu, mesela, mezopotamyada olur, dediğin gibi. Ama insan henüz bir şeyleri bilmyiordur, sulamayı icat eder, oh ne güzel, bol ve verimli topraklar. Ama sulama, tuzlanmayı getirir, bir kaç bin yıl sonra artık ot bitmez olur oralarda. İnsanlar gene yollara düşer. 

 

İşte medeniyet tarihini yazan bu göçlerdir. Bu, bilgilerin taşınmasını sağlar ve gerektirir, bu da insanları yazıyı keşfetmeye zorlar. 

 

İşte bu süreçte, göç etmek, acayip bir hal alır, çünkü göçülecek yerde birileri vardır. Sonuçta, bu tanrı kavramları falan çıkar, önce insanlar kendini tanrı ilan eder vs vs. 

 

İnsanların icat ettikleri bu din ve tanrı kavramının evrimini en güzel mısırda görürsün, zira, bilmem kaç bin yılın tarihi, taşa yazılmış olarak orada durmaktadır. 

 

Tanrı kavramının, din olayının evrimini, insanların öyle oturdukları yerde güzel güzel yaşayıp gitmeleri ile anlayamazsın. İnsanları bu göçlere sürükleyen nedenleri ve bu göçlerin sonuçlarını iyi anlaman gerekir. 

 

Hani bugün böyle sevgi pıtrıcığı gibi takılmaya çıkan, iblisliğin en babası, vahşetin dibi, zulmün kitabını defaten yazmış hristiyanlık örneğin. Ne olmuşturta böyle olmuştur? Hiç düşündün mü örneğin? 

 

Genelde kafalar, bunların arkasında, ideoloji, fikriyat falan var sanır. Hiç bir ideoloji, hiç bir toplumda kendine yer bulamaz. Tüm canlılar gibi insanlar ve insan toplumları da bir ekosistemdir ve evrim kurallarına tabidir. Evrim derki, bir canlıyı alır, adapte olmadığı yere koyarsanız, o canlı barınamaz, yok olur. Ha, yok olmadan önce tüm ekosistemi de yok edebilir, o başka mesele. Fikirlerde bu şekildedir. Ancak, uygun ortamlarda gelişir, tutunabilir. Bu yüzden komünizm veya sosyalizm çuvallamaya mahkumdur, çünkü ona uygun ekosistem mevcut değildir. Her neyse, o koyu, o kökten din saplantısı da, öyle ideoloji ile, fikir uçuşmaları ile yok olmuş değildir. Arkasında özellikle yanardağların var olduğu bir kaç sebebin, ortaya çıkardığı büyük bir sonuca bakmak gerekir: Kara veba. 

 

İnsanoğlu çok hastalık görmüştür elbette. Ama kara veba başka bir şeydir. Şariler onun hakkında, "kral, zengin demez. Fakir, rahip demez. Herkesi eşit öldürür" derler. Rahipler, vebanın ilk zamanı, "işte size tanrının gazabı, günahkarlar sizi" diyerek olaydan nemalanmaya çalışır. Ama doğa, ama pire ve taşıdığı bakteri, rahip falan dinlemez. Millet, kedilerini koruması için kiliselere gider, rahiplerden himmet istemeye çıkar, ama o da ne, rahip, papa falan alayı da hastalıktan kurtulabilmiş değildir. Veba rahip, papa falan demez, herkesi öldürür. 

 

İşte hristyianlığın o şaşaalı büyük günleri bitirip, reformları falan getiren budur. Ha, insanlar görüp akıllanmış mıdır? Nerde, salaklık insan nesli ile birlikte var olmuştur hep. Asıl olan, hristiyanlığı yayan, koruyan, kollayan rahiplerin vebadan ölmesi, bununla beraber tonla soylu zengin vs. nin de vebadan gitmesidir. Kalanlar kendilerini, geniş topraklar, büyük zenginlikler ile bulur. Ve buna uzanmalarına engel olan, cılız kalmış ve kendine hayrı olmayan kilise. Tabi, icabına bakılır, kilise toplum hayatından dışarı itilir. 

 

İşte, bu medeniyeti de var eden budur. Din baskısı olmayınca, bilim falan alır başını gider. 

 

İnsanlığın kısa tarihi böyledir. Bir kaç açıdan, çok özet bakışlar ile. Eğer tüm sebepleri, olan bitenleri merak ediyorsan, uzaylılar falan gibi saçmasalak sebeplerle avunacağına, gidip biraz tarih oku.

 

Olmuş olaylar üzerinden bu çıkarıma varmak zor değil. Ama bir de olmakta olanlara bak. Örneğin tıb bilimi hastalıkları tedavi amacıyla ortaya cıkmış ancak beraberinde de binlerce hastalığı getirmiş. Doğal seçilim ile hiçbir zaman böbrek , kanser, verem yada bir çok genetik ortopedik bozukluklar asla gün yüzüne çıkmayacaktı.  Çünkü varlığını devam ettirmesine izin vermezken insan müdahalesi ile o hastalıklı genetik taşınmaya başlıyor.

 

Akıllı salak ilişkisi de böyle. Akıllılar doğada çözüm ararken salakları da yanında getiriyor. Bugün ABD dünyanın en zekileri ile çalışırken salaklara hizmet ediyor. Bu da bir süre sonra  herkesin tekrar salaklaşmasına sebep oluyor.

 

İşte doğa bunu ayıklamıyor.

 

@karamsarhuman bunu sorgulamakta. İnsanın yaşadığı Aynı ve hatta daha kötü hayatı hayvanlar da geçirmiş ama insan olamamış.

 

Bu genetik birşey ve asla ayıklanmıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 minutes ago, Düşünen Hayvan said:

 

Olmuş olaylar üzerinden bu çıkarıma varmak zor değil. Ama bir de olmakta olanlara bak. Örneğin tıb bilimi hastalıkları tedavi amacıyla ortaya cıkmış ancak beraberinde de binlerce hastalığı getirmiş. Doğal seçilim ile hiçbir zaman böbrek , kanser, verem yada bir çok genetik ortopedik bozukluklar asla gün yüzüne çıkmayacaktı.  Çünkü varlığını devam ettirmesine izin vermezken insan müdahalesi ile o hastalıklı genetik taşınmaya başlıyor.

 

Akıllı salak ilişkisi de böyle. Akıllılar doğada çözüm ararken salakları da yanında getiriyor. Bugün ABD dünyanın en zekileri ile çalışırken salaklara hizmet ediyor. Bu da bir süre sonra  herkesin tekrar salaklaşmasına sebep oluyor.

 

İşte doğa bunu ayıklamıyor.

 

@karamsarhuman bunu sorgulamakta. İnsanın yaşadığı Aynı ve hatta daha kötü hayatı hayvanlar da geçirmiş ama insan olamamış.

 

Bu genetik birşey ve asla ayıklanmıyor.

 

Boş ve de bomboş konuşuyorsun gene...

 

Tıp bilimi, hangi hastalığı çıkarmış, maksat osurmak olsun, rahatlatıyor di mi böyle osuruktan teyyare üretmek?

 

O hastalık zaten var, bugün o hastalık öldürmüyor diye, tıp bilimini mi suçlayacaksın? 

 

Hatta sana gelecek nesillerin için bir müjde vereyim: Kullanılmayan organ körelir. Ötesini sen düşün artık. o sonuçlardan da mı tıp veya biyoloji mesul olacak?

 

Merak etme, ayıklanır hepsi. Ama sen göremezsin, zira salak olmak ile olmamak arasındaki farkın bir şey getirip götürmesi kaç nesillik bir şey ki? Şöyle bir kaç yüz nesil geçsin, elbet biri ayıklanacaktır. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
39 dakika önce, anibal yazdı:

 

Boş ve de bomboş konuşuyorsun gene...

 

Tıp bilimi, hangi hastalığı çıkarmış, maksat osurmak olsun, rahatlatıyor di mi böyle osuruktan teyyare üretmek?

 

O hastalık zaten var, bugün o hastalık öldürmüyor diye, tıp bilimini mi suçlayacaksın? 

 

Hatta sana gelecek nesillerin için bir müjde vereyim: Kullanılmayan organ körelir. Ötesini sen düşün artık. o sonuçlardan da mı tıp veya biyoloji mesul olacak?

 

Merak etme, ayıklanır hepsi. Ama sen göremezsin, zira salak olmak ile olmamak arasındaki farkın bir şey getirip götürmesi kaç nesillik bir şey ki? Şöyle bir kaç yüz nesil geçsin, elbet biri ayıklanacaktır. 

 

 

Ben seni göt etmek niyetiyle yazmamıştım ama sen zaten öyle hissedip öyle cevap verip savunma yapmışsın.  


Evet bazı hastalıklar tıp bilimi nedeniyle taşınır. Hayvanlar hasta yavrularını doğaya terkeder ama insanlar hasta bile olsa onu yaşatıp çoğaltmaya uğraşır. Bu yüzden de genetik hastalıklar nesilden nesile geçerler.  Böbrek yetmezliği doğal ortamında seni evllik çağına ulaştırmaz. İlaçlar ve birikim ile sen bunu öteleyip çocuk sahibi olabilirsin. Sonunda çocuğun da bu geni taşır.  ve bunu tedavi edecem derken başka bir yerin bozulur.
 
Kullanılmayan organ diye birşey yok. Elin var ama kullanmıyorsun... Varsa kullanırsın yoksa kullanmazsın. Var olanı kullanmazsan da başa işlevi üstlenir.   Boş konuşan sensin. Sanki milyon yıllık süreci görmüşte burada sallıyorsun.  
 
Madem iddialısın bu konuda şuna cevap ver. Hayvanlar insanlardan daha kötü yaşamı daha uzun yıllardan beri yaşıyorlar. Ama hiçbiri medeniyrt kurmak için tarıma geçiş yapmıyor. Yılanlar kurbağa ve fare çiftliği kurmuyor, inekler de tarla ekmiyorlar..  
 
Neden?  

 

Şunu da ekliyorum. Öküzler birlik olsa bütün insanları yok edebilir güce sahip. Ama hiç niyetleri yok. Bu yüzden öküzlük yapmak diye bir tabir var.

 

tarihinde Düşünen Hayvan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, anibal yazdı:

 

Çünkü tarih okumuyorsun. 

 

Birincisi, milyonlarca yıldır falan değil. En azından insan olarak değil. Daha insan olmamış bir primattan daha fazlasını bekleyemezsin.

 

Bizim, insan olarak maceramız, 60.000 yıl falan en fazla. Kabile falan olarak varlığımızda, hadi diyelim 300.000 sene.

 

Ve evet, soru yerinde kalır, 295 bin sene öyle kabile kabile yaşarken, ne oldu?

 

İşte okuyacan tarih bu. Sen tarih denince, karlofça anlaşması hangi yıl yapıldı, bundan öteye gidemiyorsun. Sorunun da bu.

 

Çok gelişmiş medeniyet mezopotomya da ne yapmış, nasıl yapmış demeden, önce, ne olmuşta 10 bin sene önce mezopototamyaya gidilmiş bunu sorman gerekir. 

 

Tarihteki, en ciddi iklimsel dönüşüm, 100 bin yıl öncesine falan denk gelir. Bir buz çağının sonu. Bir buz çağı, şalterine basılmış gibi, pat diye birden bire bitivermez, tükenmez, binlerce yıl sürer. Bu yıllar boyunca, çeşit çeşit insan nesilleri, dünyanın etrafına dağılır. Bu, işte o dediğin milyon yıllık geçmişe kadar da uzanır. Çeşitli insanımsı türler, dünyanın her tarafına yayılmış olur. Velakin, 60000 yıl kadar önce bir şeyler olur ve yeni tür H. Sapiens nüfusu, bir kaç bin kişiye kadar düşer. İşte hepimiz bu küçük topluluktan geliyoruz, temel olarak. Bu son darboğaza, toba gölünün patlamasının sebep olduğu düşünülür. Ardından azalan kaynaklar, öncelikle insanı doğal seleksiyona uğratır, daha çok kafası çalışanları seçer. Daha çok kafası çalışan, göç etmeye başlar. Göç edip gittiği  yerlerde, daha çok, daha kullanışlı kaynaklar bulur. Bunları kullanmaya başlar ki, buna biz tarım diyoruz.

 

Tarımın gelişimi, insanlara zaman denen şeyi hediye eder. Öncelikle herkesin hayvan gibi yiyecek bulacam diye akşama kadar koşturması gerekmez. Birilerinin bunu yapması kafi gelir, başak birileri de, sanat, el işi falan yapabilecek, kendini geliştirecek zamanı bulur. Taş alet, bronz alet, demir alet derken, olaylar gelişir. Zira, bunları sürdürebilecek insan kaynağı ortaya çıkmıştır. Kalan insanlarda zamanlarının hepsini yemek peşinde koşmakla harcamak zorunda değildir. 

 

Bu, mesela, mezopotamyada olur, dediğin gibi. Ama insan henüz bir şeyleri bilmyiordur, sulamayı icat eder, oh ne güzel, bol ve verimli topraklar. Ama sulama, tuzlanmayı getirir, bir kaç bin yıl sonra artık ot bitmez olur oralarda. İnsanlar gene yollara düşer. 

 

İşte medeniyet tarihini yazan bu göçlerdir. Bu, bilgilerin taşınmasını sağlar ve gerektirir, bu da insanları yazıyı keşfetmeye zorlar. 

 

İşte bu süreçte, göç etmek, acayip bir hal alır, çünkü göçülecek yerde birileri vardır. Sonuçta, bu tanrı kavramları falan çıkar, önce insanlar kendini tanrı ilan eder vs vs. 

 

İnsanların icat ettikleri bu din ve tanrı kavramının evrimini en güzel mısırda görürsün, zira, bilmem kaç bin yılın tarihi, taşa yazılmış olarak orada durmaktadır. 

 

Tanrı kavramının, din olayının evrimini, insanların öyle oturdukları yerde güzel güzel yaşayıp gitmeleri ile anlayamazsın. İnsanları bu göçlere sürükleyen nedenleri ve bu göçlerin sonuçlarını iyi anlaman gerekir. 

 

Hani bugün böyle sevgi pıtrıcığı gibi takılmaya çıkan, iblisliğin en babası, vahşetin dibi, zulmün kitabını defaten yazmış hristiyanlık örneğin. Ne olmuşturta böyle olmuştur? Hiç düşündün mü örneğin? 

 

Genelde kafalar, bunların arkasında, ideoloji, fikriyat falan var sanır. Hiç bir ideoloji, hiç bir toplumda kendine yer bulamaz. Tüm canlılar gibi insanlar ve insan toplumları da bir ekosistemdir ve evrim kurallarına tabidir. Evrim derki, bir canlıyı alır, adapte olmadığı yere koyarsanız, o canlı barınamaz, yok olur. Ha, yok olmadan önce tüm ekosistemi de yok edebilir, o başka mesele. Fikirlerde bu şekildedir. Ancak, uygun ortamlarda gelişir, tutunabilir. Bu yüzden komünizm veya sosyalizm çuvallamaya mahkumdur, çünkü ona uygun ekosistem mevcut değildir. Her neyse, o koyu, o kökten din saplantısı da, öyle ideoloji ile, fikir uçuşmaları ile yok olmuş değildir. Arkasında özellikle yanardağların var olduğu bir kaç sebebin, ortaya çıkardığı büyük bir sonuca bakmak gerekir: Kara veba. 

 

İnsanoğlu çok hastalık görmüştür elbette. Ama kara veba başka bir şeydir. Şariler onun hakkında, "kral, zengin demez. Fakir, rahip demez. Herkesi eşit öldürür" derler. Rahipler, vebanın ilk zamanı, "işte size tanrının gazabı, günahkarlar sizi" diyerek olaydan nemalanmaya çalışır. Ama doğa, ama pire ve taşıdığı bakteri, rahip falan dinlemez. Millet, kedilerini koruması için kiliselere gider, rahiplerden himmet istemeye çıkar, ama o da ne, rahip, papa falan alayı da hastalıktan kurtulabilmiş değildir. Veba rahip, papa falan demez, herkesi öldürür. 

 

İşte hristyianlığın o şaşaalı büyük günleri bitirip, reformları falan getiren budur. Ha, insanlar görüp akıllanmış mıdır? Nerde, salaklık insan nesli ile birlikte var olmuştur hep. Asıl olan, hristiyanlığı yayan, koruyan, kollayan rahiplerin vebadan ölmesi, bununla beraber tonla soylu zengin vs. nin de vebadan gitmesidir. Kalanlar kendilerini, geniş topraklar, büyük zenginlikler ile bulur. Ve buna uzanmalarına engel olan, cılız kalmış ve kendine hayrı olmayan kilise. Tabi, icabına bakılır, kilise toplum hayatından dışarı itilir. 

 

İşte, bu medeniyeti de var eden budur. Din baskısı olmayınca, bilim falan alır başını gider. 

 

İnsanlığın kısa tarihi böyledir. Bir kaç açıdan, çok özet bakışlar ile. Eğer tüm sebepleri, olan bitenleri merak ediyorsan, uzaylılar falan gibi saçmasalak sebeplerle avunacağına, gidip biraz tarih oku.

bu kadar uzun yazıcağına azıcık mantıklı bir şeyler yazsaydınya, bu yazdıklarını bende yazardım, hiç şüphen olmasın, seninle farklı bir şeyler düşünmek istemiyorum, aniballa aynı şeyleri düşünmeyi çok isterdim, ama gerçekler buna izin vermiyor.

 

milyonlarca yıldan bahsetmek yanlış olur düşüncesindesin, ve atheist olduğunu düşünüyorsan san vericeğim kaynagı okumanı

şiddetle tavsiye ederim. ilk primat  içn sayın anibal 60.000 yıllık bir süreçten bahsediyor.. ama evrimciler anibal 

gibi düşünmüyor ne yazıkkı.

ilk dişi primat 9.7 milyon yıl önce yaşamış fosil kayıtları oldugu iddia ediliyor.

 

ilk primatın 10 milyon yıl önce oldugunadair fosil kayıtları  var ise , o zaman bu süreç oldukça eskiye 

dayanıcaktır. neden 60.000 yıl , bir yerlerde okudun , öyle değilimi? 

okudun akademık makaleler 10. milyon yıllık bir süreçten bahsetmiş olsaydı,sende 60.000 yerine

 10 milyon yıllık süreçten bahsedicektın haksızmıyım? 

açıkçası neyin gerçek neyin sahte oldugu karışmış durumda, çeşitli iddialar, var. 

primat süreçleri çok daha eski dönemlerede dayanıyor  olabilr, benim iddiamın senın iddiandan tek farkı .

fosil kayıtlarının olmayışı ve senaryonun farklı bir versiyonu oluşudur hepsi bu.. 

tabikisorgulamak zorundayım, iç güdülerim buna oldukça müsaittir. 

 

yanlış anlama aziz dostum anibal seni severim bilirsin, bir kere senin mantıgın çürük  bir kere.

60.000 primat süreci var ise nasıl oluyorda?primat sonrası ilk dönem  olan.  İlk homo cinsi canlılar günümüzden yaklaşık 2.8 milyon yıl önce Afrika'da ortaya çıkıyor ??

madem şempanze ve homo türlerinın atası primatlar . primatları ilk başlangıcını nasıl 60.000 sıgdırdın, hayret doğrusu..

benim makalemde bir yazı yazmıştım ilk primatlar 55. milyon yıl önce olduğunu iddai etmiştim .

 ve halada öyle düşünüyorum.. 

milyonlarca süreç içerisinde eger evrimleşme dogru olsaydı.. günümüzde bazı türlerin nesli tükenmış olucaktı.. 

açıkça belirtmiştim primatların tüm maymu orangutan ve şempanze türlerini kapsadıgını fakat insan dnasını nasıl oluştugunu halen bununla ilgilii ara geçişlerin olmadıgını savunmuştum ve halada öyle düşünüyorum.. 

sayın anibal milyonlarca yıllık evrimleşme sürecinde 60.000 yıllık bir zamanda modern insan oluştugu ne malum?

bununla ilgilii bir , gerçekçi argüman veya gerçekçi bir makaleniz varmı? görmek isterım.. 

 

 

https://www.sozcu.com.tr/2017/teknoloji/97-milyon-yillik-primat-disi-fosili-insanlik-tarihini-yeniden-yazabilir-2059326/

 

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Düşünen Hayvan yazdı:

Ben seni göt etmek niyetiyle yazmamıştım ama sen zaten öyle hissedip öyle cevap verip savunma yapmışsın.  


Evet bazı hastalıklar tıp bilimi nedeniyle taşınır. Hayvanlar hasta yavrularını doğaya terkeder ama insanlar hasta bile olsa onu yaşatıp çoğaltmaya uğraşır. Bu yüzden de genetik hastalıklar nesilden nesile geçerler.  Böbrek yetmezliği doğal ortamında seni evllik çağına ulaştırmaz. İlaçlar ve birikim ile sen bunu öteleyip çocuk sahibi olabilirsin. Sonunda çocuğun da bu geni taşır.  ve bunu tedavi edecem derken başka bir yerin bozulur.
 
Kullanılmayan organ diye birşey yok. Elin var ama kullanmıyorsun... Varsa kullanırsın yoksa kullanmazsın. Var olanı kullanmazsan da başa işlevi üstlenir.   Boş konuşan sensin. Sanki milyon yıllık süreci görmüşte burada sallıyorsun.  
 
Madem iddialısın bu konuda şuna cevap ver. Hayvanlar insanlardan daha kötü yaşamı daha uzun yıllardan beri yaşıyorlar. Ama hiçbiri medeniyrt kurmak için tarıma geçiş yapmıyor. Yılanlar kurbağa ve fare çiftliği kurmuyor, inekler de tarla ekmiyorlar..  
 
Neden?  

 

Şunu da ekliyorum. Öküzler birlik olsa bütün insanları yok edebilir güce sahip. Ama hiç niyetleri yok. Bu yüzden öküzlük yapmak diye bir tabir var.

 

anibalın hakkını yemiyelim dostum, şeyden bahsediyor, apandisit  kör bagırsak. olayı .. açıkçası bu organ bir boka yaramıyor.. sen ne düşünüyorsun?  

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
29 dakika önce, karamsarhuman yazdı:

bu kadar uzun yazıcağına azıcık mantıklı bir şeyler yazsaydınya, bu yazdıklarını bende yazardım, hiç şüphen olmasın, seninle farklı bir şeyler düşünmek istemiyorum, aniballa aynı şeyleri düşünmeyi çok isterdim, ama gerçekler buna izin vermiyor.

 

milyonlarca yıldan bahsetmek yanlış olur düşüncesindesin, ve atheist olduğunu düşünüyorsan san vericeğim kaynagı okumanı

şiddetle tavsiye ederim. ilk primat  içn sayın anibal 60.000 yıllık bir süreçten bahsediyor.. ama evrimciler anibal 

gibi düşünmüyor ne yazıkkı.

ilk dişi primat 9.7 milyon yıl önce yaşamış fosil kayıtları oldugu iddia ediliyor.

 

ilk primatın 10 milyon yıl önce oldugunadair fosil kayıtları  var ise , o zaman bu süreç oldukça eskiye 

dayanıcaktır. neden 60.000 yıl , bir yerlerde okudun , öyle değilimi? 

okudun akademık makaleler 10. milyon yıllık bir süreçten bahsetmiş olsaydı,sende 60.000 yerine

 10 milyon yıllık süreçten bahsedicektın haksızmıyım? 

açıkçası neyin gerçek neyin sahte oldugu karışmış durumda, çeşitli iddialar, var. 

primat süreçleri çok daha eski dönemlerede dayanıyor  olabilr, benim iddiamın senın iddiandan tek farkı .

fosil kayıtlarının olmayışı ve senaryonun farklı bir versiyonu oluşudur hepsi bu.. 

tabikisorgulamak zorundayım, iç güdülerim buna oldukça müsaittir. 

 

yanlış anlama aziz dostum anibal seni severim bilirsin, bir kere senin mantıgın çürük  bir kere.

60.000 primat süreci var ise nasıl oluyorda?primat sonrası ilk dönem  olan.  İlk homo cinsi canlılar günümüzden yaklaşık 2.8 milyon yıl önce Afrika'da ortaya çıkıyor ??

madem şempanze ve homo türlerinın atası primatlar . primatları ilk başlangıcını nasıl 60.000 sıgdırdın, hayret doğrusu..

benim makalemde bir yazı yazmıştım ilk primatlar 55. milyon yıl önce olduğunu iddai etmiştim .

 ve halada öyle düşünüyorum.. 

milyonlarca süreç içerisinde eger evrimleşme dogru olsaydı.. günümüzde bazı türlerin nesli tükenmış olucaktı.. 

açıkça belirtmiştim primatların tüm maymu orangutan ve şempanze türlerini kapsadıgını fakat insan dnasını nasıl oluştugunu halen bununla ilgilii ara geçişlerin olmadıgını savunmuştum ve halada öyle düşünüyorum.. 

sayın anibal milyonlarca yıllık evrimleşme sürecinde 60.000 yıllık bir zamanda modern insan oluştugu ne malum?

bununla ilgilii bir , gerçekçi argüman veya gerçekçi bir makaleniz varmı? görmek isterım.. 

 

 

https://www.sozcu.com.tr/2017/teknoloji/97-milyon-yillik-primat-disi-fosili-insanlik-tarihini-yeniden-yazabilir-2059326/

 

 

sayın anibal yanlış yazmısım , bu yüzden tekrar alıntı yapıcam, 60.000 yerine sizin iddiannız olan 30.000 bini varsayalım . 300. 000 

oldugu  ne malum? evrimleşme bu kadar uzunmu sürüyor? diyelimki sürüyor bununla ilgili bana ne göstericeksiniz? 

55 milyon yıl önce primatların  ve daha sonraki  süreçte  diğer ortak ataların eşleşmesi, sonucunda, çıkan homoların ilk modern insan olan nenadertal süreçleri milyonlarca yıl sürdüğünü nerden biliyoruz? 

net bir tanımlama varmı? 

ilk modern nenadertal kabileler, 300.00 0yıl. önce başlamı ise,

ilk primatların 55. milyon yıl önce ve dahada eskiye dayandığını varsayarsak aradaki 54. milyon yıllık süreç çok uzun değilmidir? bu 54 milyon yıllık süreç neye göre hesaplanıyor? 

54 milyon yıllık süreçte , benim iddiamın olmadıgı ne malum? 

insanlık tarihini 30.000 yıla sıgdırmanızda  hiç mantıklı gelmedi bana kusura bakma ama

bana göre  ilk insanların varoluşları çok daha eskiye dayanıyor tahmınım 775 milyon yıl öncesıdır.... 

evrime iannıyorum primat  türlerinin orangutan şempanze ve maymun halen günümüzde yaşıyor görüyoruz bu türleri, ama insanın evrimi hiç mantıklı değil düşünebilen bir hayvan varmı? örnegın şempanze 

düşünebilrmi? insan ortak dnası % 98 uyumlu ama düşünemiyor.. ilginç değilmi?  aslında düşünene hayvan şunu demek istiyor . bir insan düşünebiliyorsa bir şempanzede düşünmek zorundadır.... evrimin mantıgı bu ..

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, karamsarhuman yazdı:

anibalın hakkını yemiyelim dostum, şeyden bahsediyor, apandisit  kör bagırsak. olayı .. açıkçası bu organ bir boka yaramıyor.. sen ne düşünüyorsun?  

 

Onların işe yaradığını söyleyen doktorlar da var. Ama insan bazı organları eksildiğinde o görevi başka organa aktarıp devam edebiliyor.

 

Bu teori kellikle çözülebilir. Saç dokusunu çok kullanırsan kel kalırsın ama teoriye göre daha çok çıkması gerekir değilmi. Saçı dökülenler saçlarını kullanırken dökülüyor değil mi?

 

İhtiyarladıkça her yerinden kıl fışkırıyor. Ulan ihtiyarlar bazı yerlerini hiç kullanmaz ama hep traş etmek zorunda kalır.

 

Sağır olmak örneğin.  Kulak kullanım sırasında vücut tarafından devre dışı bırakılıyor.

tarihinde Düşünen Hayvan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
12 dakika önce, Düşünen Hayvan yazdı:

 

Onların işe yaradığını söyleyen doktorlar da var. Ama insan bazı organları eksildiğinde o görevi başka organa aktarıp devam edebiliyor.

 

Bu teori kellikle çözülebilir. Saç dokusunu çok kullanırsan kel kalırsın ama teoriye göre daha çok çıkması gerekir değilmi. Saçı dökülenler saçlarını kullanırken dökülüyor değil mi?

 

İhtiyarladıkça her yerinden kıl fışkırıyor. Ulan ihtiyarlar bazı yerlerini hiç kullanmaz ama hep traş etmek zorunda kalır.

 

Sağır olmak örneğin.  Kulak kullanım sırasında vücut tarafından devre dışı bırakılıyor.

 

Apandisit Göreviaziz

 

 

 Apandisit kör bağırsak üzerinde apandisin iltihaplanmasına denmektedir. Çoğu zaman parmaksı şekilde olan bu organın kökünde meydana gelen tıkanmaya bağlı olarak iltihaplanma meydana gelir. Apandis hastalığında en doğru tedavi ameliyatla apandisin alınmasıdır buda gösteriyor ki apandisin vücut için vazgeçilmez bir organ olmadığıdır. Apandisit kalın bağırsağa bağlı olan bir organımızdır. Kalın bağırsağa bağlı olan apandisit kör bağırsağa da tutunmaktadır.  

görüldüğü gibi düşünen dostum, kör bagırsak hiç bir işe yaramıyor... çünkü iltihaplanan kısımla apandisit olan yer kör bağırsakla beraber alınıyor.. kör bir organ oldugu için.. faydadan ço kzararı vardır.. ağrı gibi. 

organ bile sayılmaz bildiğin çöplük...

 

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
39 dakika önce, karamsarhuman yazdı:

Apandisit Göreviaziz

 

 

 Apandisit kör bağırsak üzerinde apandisin iltihaplanmasına denmektedir. Çoğu zaman parmaksı şekilde olan bu organın kökünde meydana gelen tıkanmaya bağlı olarak iltihaplanma meydana gelir. Apandis hastalığında en doğru tedavi ameliyatla apandisin alınmasıdır buda gösteriyor ki apandisin vücut için vazgeçilmez bir organ olmadığıdır. Apandisit kalın bağırsağa bağlı olan bir organımızdır. Kalın bağırsağa bağlı olan apandisit kör bağırsağa da tutunmaktadır.  

görüldüğü gibi düşünen dostum, kör bagırsak hiç bir işe yaramıyor... çünkü iltihaplanan kısımla apandisit olan yer kör bağırsakla beraber alınıyor.. kör bir organ oldugu için.. faydadan ço kzararı vardır.. ağrı gibi. 

organ bile sayılmaz bildiğin çöplük...

 

 

 

Bunu böyle düşünmen yanlış olur.

 

Kronik rahatsızlıklar var. Sinüsler kronik iltihaplanırsa orası da tam bir sümük havuzuna dönüyor. Ama vücut bunu yaşatmaya devam ediyor ve üretiyor kendi parçası gibi görüyor.

 

Mantarlar var, kanser var... Var da var..

 

Asalak yaşam formları var. Bağırsaktaki bakterilerin varlığı buna açık örnek. Apandis de bu bakterilere ev sahipliği yapıyor diyenler de var. Doktorlara sırmak lazım. Tedavi edildiği zaman bakteriler başka bir bölgede yaşamaya devam ediyor.

 

Veya diğer asalak yaşayan canlılar var. Yani insan gibi değil ki bunlar. Hergün dolmuşa binerken artık araba aldım hadi sen başkasını bul diyemiyorlar.

tarihinde Düşünen Hayvan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 dakika önce, Düşünen Hayvan yazdı:

 

Bunu böyle düşünmen yanlış olur.

 

Kronik rahatsızlıklar var. Sinüsler kronik iltihaplanırsa orası da tam bir sümük havuzuna dönüyor. Ama vücut bunu yaşatmaya devam ediyor ve üretiyor kendi parçası gibi görüyor.

 

Mantarlar var, kanser var... Var da var..

 

Asalak yaşam formları var. Bağırsaktaki bakterilerin varlığı buna açık örnek. Apandis de bu bakterilere ev sahipliği yapıyor diyenler de var. Doktorlara sırmak lazım. Tedavi edildiği zaman bakteriler başka bir bölgede yaşamaya devam ediyor.

 

Veya diğer asalak yaşayan canlılar var. Yani insan gibi değil ki bunlar. Hergün dolmuşa binerken artık araba aldım hadi sen başkasını bul diyemiyorlar.

konu başlığı ile ilgili yorum yapıcam, 

asıl sorun islamda değil asıl sorun müslümanlarda, aklı başında biri kuranı anlıyarak okuyunca,,1400 yıl önce mümin 2019 da kafir olur...modası geçen din değil modası

geçen aklın evrimidir.ve aklın evrimi gerçekleri sorgular. derin düşün ne demek istediğimi anlıyacaksın..

Image result for tanrı bütün kitapları korudugunu söylemiÅ fakat sonradan karar deÄiÅtirmiÅ olmalı

 

Görüntünün olası içeriÄi: yazı

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...