Jump to content

KURANDA AKIL VE KALP AYRI AYRI VARDIR


Recommended Posts

HUD: 9- Ve şayet insana tarafımızdan bir rahmet tattırır, sonra da onu kendisinden geri alırsak, şüphesiz o ümitsiz ve nankör bir kimse olur.

10- Ve şayet ona dokunan bir sıkıntıdan sonra bir nimet tattırırsak, "Artık benden bütün kötülükler silinip gitti." der, mutlaka böbürlenir ve şımarır.

11- Ancak (her iki halde de) sabır gösterip iyi ameller işleyenler müstesnadır. İşte onlara bir mağfiret ve büyük bir mükafat vardır.

cüpüş senin için iyice kararmış. sen bir kurşun döktür.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 188
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

cüpüş senin için iyice kararmış. sen bir kurşun döktür.

HÜMEZE: 1-2- Mal toplayıp onu tekrar tekrar sayan, insanları arkadan çekiştirip, kaş göz hareketleriyle alay edenlerin (hümeze ve lümezenin) vay haline!

4- Hayır, andolsun ki, o hutame (cehennem)ye atılacaktır.

5- Hutame'nin ne olduğunu bilir misin?

6-7- O, kalplerin içine işleyecek, Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir.

8-9- Cehennemlikler, dikilmiş direklere bağlı oldukları halde, o ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Emosyon hallerinde epinefrin salgısı taşikardi ve çeşitli diğer aritmilerin sebebidir... Aritmiler kalpte çarpıntı olarak hissedilir... Yani zihinsel faaliyetlerimizin sonucu olarak ortaya çıkan bir çarpıntı-vuruntu hali söz konusudur... 7. yy bilgisiyle düşünme organı olarak kalbin sayılması bu sebeple normaldir... Beyin eski Mısır medeniyetinden beri faydasız bir organ olarak görülmüş ve ölü bedenlerden mumyalama öncesi boşaltılmıştır...

Kur'an'da "beyin" yoktur; hala ona inananlarda ise varlığı şüpheli ve şaibelidir..

Yukarıdaki tanımına sonuna kadar katılıyorum.

Ama bu kadar tanıma normal deyip kuranda beyin yoktur demen abesle iştigaldir.

Buketin dediklerini savunmak anlamında değil bu, onu da bilesin...

Dediğimiz gibi 7. yy masalları işte hepsi... Hurilerle sonsuza kadar çayır çimende, ırmak kenarında aşna fişnayı biz de isterdik ama yok işte... :)

Var var merak etme.

Düşün bu teklifi derim :lol::lol::lol:

Ama dememiş; tıpkı günümüz bilimine uygun olan hiçbir şeyi de demediği gibi...

Andromeda cidden çok garipsin.

Sen 1400 yıl evvel yaşıyor olsaydın bugünkü gibi tıp yapabileceğini mi düşünüyorsun cidden. Çünkü yazdıklarından bu sonuca ulaşıyorum ben.

Yukarıdaki ilk iletine paralel şunu demek istiyorum.

Beyin elbet geçerli organ, ama bildiğim kadarıyla kalbin durması da beyni öldürüyor, belli bir süre oksijensiz kalmasından dolayı. Ya da beyin ölümü kalbin işlevini son bulduruyor.

Bu iki organ diğer organlara nazaran daha önemli ve birbirleri ile direk bağlantılı diye biliyorum. Elbette beyin her anlamda kalpten önde.

Ve kuranın vurgusuna gelecek olursak.

Her türlü hissiyat beyinde gerçekleşir ama insanın algısı ile kalptedir. Kalp atışları vs buradan hareketle kuran şunu demek istiyor bence.

Her güzelliğin ve her iyi işin başı sevgidir ve vicdandır...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Beyin elbet geçerli organ, ama bildiğim kadarıyla kalbin durması da beyni öldürüyor, belli bir süre oksijensiz kalmasından dolayı. Ya da beyin ölümü kalbin işlevini son bulduruyor.

Bu iki organ diğer organlara nazaran daha önemli ve birbirleri ile direk bağlantılı diye biliyorum. Elbette beyin her anlamda kalpten önde.

Ve kuranın vurgusuna gelecek olursak.

Her türlü hissiyat beyinde gerçekleşir ama insanın algısı ile kalptedir. Kalp atışları vs buradan hareketle kuran şunu demek istiyor bence.

Her güzelliğin ve her iyi işin başı sevgidir ve vicdandır...

Akciğerin veya böbreklerin iflas etmesi de beyni öldürüyor.. Yani sadece kalp ile ilgili bir durum yok.. Her organ birbiri ile bağlantılıdır..

İnsanın algısı kalpte değildir.. Bundan önceki sayfalarda kalbin işlevlerini vermiştim..

İsterseniz tekrar bakabilirsiniz; Kalbin İşlevleri

Sevgi ve vicdan da beyindedir.. Kalp ile ilgisi yoktur..

Geçmiş sayfalarda bunu defalarca yazdık..

Eski medeniylerde beynin her hangi bir önemi yoktur.. Düşünme yetisi kalp ile ilişkendirilmiştir.. Ve buna paralel olarak Kuran'da da bu şekilde geçiyor.. Ama bu bilimsel olarak çürütülmüş bir görüştür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran ha dünya düzdür demiş ha duygusal ve zihinsel aktivitelerin kaynağına kalptir,demiş.Arasında hiç fark yok.

Ama müslümanlar bunuda kıvırtmak için debelenir durur,yahu ne biçim insanlarsınız anlamıyorum ben sizi cidden.

Kuranda öyle yazıyor işte,beyin kelimesi geçmiyor abi,geçmiyoor!

3 tane beyinsiz kelimesi geçiyor(sayısal olarak hatırladığım kadarıyla) onlarda aptal manasında.

Düşünen,algılayan ve karar veren organ olarak bir defa dahi beyin kelimesi geçmiyorsa ve siz müslümanlar halen kıvırtma peşindeyseniz ve bu gerçeği kabul etmekten çekiniyorsanız;Kusurabakmayın ama asıl 'beyinsizlik' sizdedir!

Modern bilim çağındayız ve halen çağdışı düşünen ve gerçekçi olduğunu sanan siz müslümanlar aslında ;

Ya hiç bir şey bilmiyorsunuz yada kabul etmekten korkuyorsunuz.

Kalp;Kan pompalamaktan başka bir şeye yaramaz.Bildiğin pompanın etten oluşmuş şeklidir.İçinde duygusal şeylere sebebiyet veren ne hormonlar vardır nede duygusal yada düşünsel balamda hormonlar salgılar.Sadece kan pompalar.

Sadece kan basar,ama sizin beyniniz bir basmadı*

Zihinsel algılama,zihinsel düşünme,karar verme,hissetme.....'yi tek bir organ yapar oda beyindir,BEYİN!

Hani gözlerimizle görüyoruz derler ya aslında gözlerinlede görmüyorsun o gözleirn sadece bakıyor,görmeyi gerçekleştirende beynin.Herneyse bunlar sizi aşar,siz ki daha kalp'in düşündüğünü ,algıladığını veya hissiyat'ın organı olduğunu düşünenlersiniz.

Teşekkürler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuranda beyinsiz diye bir tarif geçmez..

Geçen şey, sefih kökünden gelen kelimelerdir. Bu kelime, aslen sefahata düşkün, zevk ve sefa müptelası anlamına gelir. BU bağlamda zevkine düşüp ahmaklık edenler içinde kullanılır.

Örneğin:

Cin/4: Ve ennehu kâne yekûlu sefîhunâ alâllâhi şetatâ

Diyanet bunu "Demek bizim beyinsiz olanımız, Allah hakkında doğruluktan uzak sözler söylüyormuş" şeklinde çevirmiş, alakasız elbette, zira zaten "şetata" da doğruluktan uzak anlamında değil, saçmasapan, zırva anlamında bir kelimedir.

Bakara 142: Se yekûlus sufehâu minen nâsi mâ vellâhum an kıbletihimulletî kânû aleyhâ kul lillâhil meşrıku vel magrıb...

Burada da diyanet, "Birtakım kendini bilmez insanlar, “Onları (müslümanları) yönelmekte oldukları kıbleden çeviren nedir?” diyecekler" şeklinde çevirip, aynı kelimeyi kendini bilmez insanlar olarak almış.. Ali Bulaç gibi mealciler ise, bunu beyinsiz olarak çevirmiş..

Aynı kelime, Bakara 13: Ve izâ kîle lehum âminû kemâ âmenen nâsu kâlû e nu’minu kemâ âmenes sufehâu, e lâ innehum humus sufehâu ve lâkin lâ ya’lemûn

Bu ise, diyanet tarafından bu kez:

Onlara, “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.

Şeklinde çevrilmiş.

Görüldüğü gibi hemen hiç bir yerde sefih kelimesi doğru çevrilmemiş.. Bakalım neymiş sefih:

http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10...mp;Kelime=sefih

sefih

sıfat Arapça sef³h

Zevk ve eğlenceye düşkün, uçarı:

"İçer, kumar oynar, başına bir sürü sefih insan toplardı."- H. E. Adıvar.

Evet, kuranda "beyin" namına hiç bir yer ve şey yok.. düşünen, gören, akleden vs. ise kalp, göğüslerdeki kalp hemde..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar,

Neden bizim söylediklerimizi anlamak yerine bizi beyinsizlikle suçluyorsunuz ki?

Bilimin gerçeklerine göz mü kapatıyoruz, beyin nedir kalp nedir biliyoruz ama biz burada kalbe yapılan vurgunun soyut bir kavram olduğunu ve soyut dünya ile alakalı olduğunu söylüyoruz.

Günlük kullanım dilimize geçmiş bazı deyimler var.

Ne diyor onlar.

'Benim kalbimi çok kırdın'

Şimdi ben sizin gibi bir mantıkla düşünürsem şunu çok rahat diyebilmeliyim.

'Ha ha ha, kalbi camdan ya da porselenden sanıyor salak, kırılacağına da inanıyor üstelik, vay salak vay' !!!

Aynen bu cümle o düşünce biçiminde kaçınılmaz olur.

Yani bu cümle ile duygularımız incindi demeye getirmiyor muyuz?

Burada dediğim gibi duygulara vurgu yapılır ve soyut kavramla anlatılmaya çalışılmıştır...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Arkadaşlar,

Neden bizim söylediklerimizi anlamak yerine bizi beyinsizlikle suçluyorsunuz ki?

Bilimin gerçeklerine göz mü kapatıyoruz, beyin nedir kalp nedir biliyoruz ama biz burada kalbe yapılan vurgunun soyut bir kavram olduğunu ve soyut dünya ile alakalı olduğunu söylüyoruz.

Günlük kullanım dilimize geçmiş bazı deyimler var.

Ne diyor onlar.

'Benim kalbimi çok kırdın'

Şimdi ben sizin gibi bir mantıkla düşünürsem şunu çok rahat diyebilmeliyim.

'Ha ha ha, kalbi camdan ya da porselenden sanıyor salak, kırılacağına da inanıyor üstelik, vay salak vay' !!!

Aynen bu cümle o düşünce biçiminde kaçınılmaz olur.

Yani bu cümle ile duygularımız incindi demeye getirmiyor muyuz?

Burada dediğim gibi duygulara vurgu yapılır ve soyut kavramla anlatılmaya çalışılmıştır...

Berguzar hanım, neden eski tartışmaları okumadınız?? Biz her gelene aynı şeyi yazmak zorundamıyız?? Herneyse..

Kalbin tarihçesini çok kısa olarak verdim zaten..

Geçmişte sevmek, benimsemek, inanmak, düşünmek, yakınlık duymak vb. tüm eylemleri kalbin yaptığını sanıyorlardı.. Eski Yunan filozofları, Mısır inancı vs. bunların hepsinde bu eylemlerin kalb sayesinde yapıldığına inanılıyordu..

Ve bir insan ölürken, kalbi bedeninde kalıyordu ama diğer tüm organlarını (beyin dahil) çıkarıp atıyorlardı.. Çünkü önemsizdi..

Hatta bu yüzden, ruhun kalbe yerleştiğini ve ordan vahiy aldığını düşünüyorlardı..

Günümüzde kullanılan tüm bu terimler, eskilerden kalmadır..

''Seni tüm kalbimle seviyorum'' ''Kalbimi kırdın'' ''Kalbim her zaman seninle'' ''Kalp kalbe karşıdır'' vs vs vs..

Tüm bu sözler, kalbin düşünme, sevme gibi işlevleri yaptığı sanıldığı dönemden kalma..

Ama bugün, ''Seni tüm beynimle seviyorum'' diye bir cümle kurabilirmiyiz?? Hayır..

Biz de maalesef eski alışkanlıklarımızı devam ettiriyoruz..

Yani sizin söylediğiniz ''Kalbe soyut bir anlam yükleme'', eski bir inanışın parçası.. Eskiden somut olarak anlam yüklüyorlarmış.. Kalbin sevmek, düşünmek işlevlerini yerine getirdiğini söyledikleri gibi..

Ama bunu doğru olmadığı, bilimsel olarak çürütüldüğü için günümüzde ''Soyut bir anlam'' olarak kalmış..

Yani Kuran'ın yazıldığı dönemde dahi, somut bir şekilde kullanılıyordu..

Umarım yazdıklarımı anlarsınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
offff bergüzar,adam resmen "kalpleri var düşünmezler,gözleri var görmezler,kulakları var ama duymazlar" demiş yani sen hala ne sayıklıyosun yaa

İnsanlar sadece Düşünmek istediğini düşünür anlamak istediğini anlar bir insanın beyni bi yere aşırı ve kesin bir şekilde odaklanmışsa o insan ne kadar zeki olursa bütün bildiklerini o odak noktasına göre ayarlarlar ve beyninde ne kadar mantıksal açıklama varsa o odaklandığı yere göre açıklamaya çalışırlar ama bu ispat değildir sadece bilgileri çarpıtmadır ve hiçbir kanıtı yoktur

Link to post
Sitelerde Paylaş
Belki müslümanlar gerçekten kalpleriyle düşünüyorlardır,beyinleri olmadığı için kalpleri bu görevi yüklenmek zorunda olabilir :)

sen hastalıgın zamanında Allaha inanmayı calısan kendine güveni olmayan sahtekar bir ateist değilmiydin:):) ölecegin zaman kıcın ile düşünürsün sanırsam

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kalbin düşünme, sevme, inanma işlevlerini de, büyük ihtimalle kalbin bu durumlarda değişen ritim değişikliği yaşamasından kaynaklandığını düşündüler..

Olay bu kadar basit.

Aslında uzun süre ders çalıştığında yada kitap okuduğunda falan başın ağrır,beynin yorulur,buradan çıkartabilirledi belki :)

tarihinde jadı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
sen hastalıgın zamanında Allaha inanmayı calısan kendine güveni olmayan sahtekar bir ateist değilmiydin:):) ölecegin zaman kıcın ile düşünürsün sanırsam

Sen her an kıçınla düşünüyorsun..

Bu yüzden başkalarına söz söyleme hakkın bile ortadan kalkıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
offff bergüzar,adam resmen "kalpleri var düşünmezler,gözleri var görmezler,kulakları var ama duymazlar" demiş yani sen hala ne sayıklıyosun yaa

Anlamamakta ısrar eden sizlersiniz

1400 yıl önceden bugünün bilgisini ve algısını bekleyen sizsiniz.

Sizin evriminizde böylece çöpe gider benden söylemesi.

Nasıl mı dersen?

İnsan yavaş yavaş, çevresel şartlarla, bilgileri üst üste koyarak evrim geçiren diyen siz değil misiniz?

O zaman senin neanderthal'in niye aya gidememiş, diye sormaya hakkım var mı, elbet var...O senin neanderthal'in niye kalp nakli yapamamış, yuhhhhhhhhh cahile bak cahileeeeeee diye dalga geçmeye hakkım var mı? Elbette var :lol:

Hadi cevap ver bakalım...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Aslında uzun süre ders çalıştığında yada kitap okuduğunda falan başın ağrır,beynin yorulur,buradan çıkartabilirleri belki :)

O zaman ki insanların ders çalıştığını veya kitap okuduklarını pek sanmıyorum :)

Farklı zamanlarda da insanın başı ağrır tabi ki.. O zamanlarda da insanlara bu oluyordu..

Ama böbreklerin ağrısı, karın ağrısı, diş ağrısı, hatta kol ve bacak ağrısı da baş ağrısı kadar olan birşeydi.. Bu yüzden sadece beyne özel bir anlam yüklemek anlamsız olur diye düşünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...