marcos 0 Haziran 4, 2009 gönderildi Yazar Raporla Share Haziran 4, 2009 gönderildi Hetoramanyaq-metaphor Yanından geçerken yüzünün kızarması ne, cikletlerde yazan şeyler ne yüce bir davaya olan tutkumu. Ha ben bu arada size espiri olssun dediydim.Zati aşkın cinsellik boyutunu yani karşı cinse veya hemcinsine duyulan tutkunun nedenini de merak ediyorum. (Eğer birinin yanından geçerken veya o sizin yanınızdan geçerken yüzünüz kızarıyor ve heyacanlıyorsanız bunun nedeni cinsel dürtülerdir)Burdan bu sonuç çıkar. Link to post Sitelerde Paylaş
BilgehanBengi 0 Haziran 6, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 6, 2009 gönderildi Acıma hissi büyüklenmeci bir tavrın tedavülde olduğunun ilanıdır. Bunu göze alarak diyeceğim ki şu hayatta en çok acıdığım insan tipi aşkı tarif etmeye kalkan ve bütün hede hödöleri çözdüğünü zanneden zırtapozlardır. "Şu şöyledir, çünkü bu böyledir. Fazla da laf etmeye gerek yoktur." Bu acınası insanlar kümesinin içinde de başı böyle güya bilimsel tavır takınanlar çeker. Lafım sana Bilgehanbengi. Gözümden feci düştün. Seni kafası çalışan biri sanıyordum. sukut-u hayale uğrattın beni. İletimi tekrar gönderiyorum... Fuzûlî sanıyorum öncekini görmedi... Fuzûlî, ben yazımın hiç bir yerinde "fazla da laf etmeye gerek yoktur." gibi bir ifade kullanmadım. "Bütün hede hödöleri çözdüğümü" de iddia etmedim. Ettiğin tamamen boş laf yani... Hakaret olsun diye yazmışsın. Ben açıklamamı yaptım. Benim her türlü sözüm, yazım yanlışlanmaya açıktır. Doğrusunu getirirsin, eğer daha mantıklı gelirse senin anlattığını benimserim. Ancak sen birşey anlatmıyorsun, sadece "gözümden düştün Bilgehan" diyorsun. Benim yazımda yalanlayabileceğin, yanlış olduğunu gösterebileceğin yer varsa yaz. Bu sayede ben de kendimi geliştirmiş olurum. Fakat benim kendim geliştirme anlayışım "Bak şu Allah'ın işine... aşk bu, açıklamamaz bir duygu" deyip çekilmek değildir. Herşeyi %100 açıklayamasam da bildiğim ve anlayabildiğim kadarıyla test edilebilir bir açıklama getirmeye çalışırım. "Bu bir gizemdir ve açıklamaz" demek yapacağım en son şeydir. Senin de "aşk" üzerine açıklamalarını bekliyorum. Bakalım gözünden düştüğüm adamın cürmü ne kadarmış? Link to post Sitelerde Paylaş
Fuzûlî 0 Haziran 6, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 6, 2009 gönderildi Ciğerim Bilgehan Metodun toptancı ve indirgemeci. Sana biraz Husserl ve fenomenoloji çalışması öneririm. Burada uzun uzadıya yazdıklarına bir reddiye kaleme alamam, vaktim pek müsait değil. Şunu diyebilirim: itiraz ve karşı çıkış nedenim sandığın şey değil. Husserl çalışırsan neden karşı çıktığımı anlarsın, sen bunu anlayabilecek kapasitedesin. "Gözümden feci düştün. Seni kafası..." ağır bir ifade olmuş. Kusura bakma. Gözümden düşmedin. Seni severim. Bu arada cürmümü sormuşsun ama maksadın "cirim"dir. Cirim, hacim demektir. "Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın"daki cürüm meşhur bir "galat"tır. Cürüm kabahat-suç demektir. Benim cirmim (cürmüm) aleme fazla gelir. Taşkınım ben. Bana bulaşaman! Öperim, kolay gelsin. Link to post Sitelerde Paylaş
sunny 0 Haziran 6, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 6, 2009 gönderildi aşk kesinlikle şehvetten öte bir şey değil. aşk insanlara acı vermekten başka bir işe yaramaz.bundan %100 eminim.. insanı mutlu edecek olan şey sevgidir, saygıdır. sevgi birikimi gelip geçici bir aşktan çok daha güzeldir. zamane kızları maalsef bunu anlamıyorlar..ilişki için emek harcamak sevmek sahiplenmek zor geliyor.. herkes aşk peşinde koşuyor. gelip geçici bir haz yaşayıp sonra sıkılınca bırakıyorlar.. bu insanları yıpratan bir şey.. özellikle benim gibi saftrik insanlar bundan zarar görüyor. Link to post Sitelerde Paylaş
IFeelGood 0 Haziran 6, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 6, 2009 gönderildi Aşk ve sevgi birbirinden farklı şeyler midir? Aşk nasıl olup da sevgiye dönüşür? Aşk, karşı cinse duyduğumuz sevgiyi, diğer canlı ve cansızlara duyduğumuz sevgiden ayırmak için kullandığımız bir sözcük, tanımdır. Sevgiye dönüştü diye tarif ettiğimiz durum da, aşkın genellikle ilk aylarında hissettiğimiz merak ve keşfetmek isteğinden duyulan heyecanın daha dingin, daha sakin hale gelmesidir. Aşkla sevgi arasında fark yok. Sevgilime duyduğum sevgiyle çocuğuma, köpeğime, mavi t-shirt'üme duyduğum sevgi ve bağlılık farklıdır. Aşk, bu farklılığı ifade etmek için kullandığımız sözcüktür sadece. Ayırmak isteriz çünkü diğerleriyle seksüel bir ilişki kurmayız. Böyle bir isteğimiz olmaz. Aşk ve sevgi arasında fark yoktur. Aşk, sevgiye dönüşmez, çünkü sevginin kendisidir. Tarifi falan da yoktur. Deliliktir, çılgınlıktır. Müthiş güzeldir ve gerçektir. Herkese lazımdır. Tek sıkıntı, devamını sağlamanın zorluğudur. Ama mümkün... Link to post Sitelerde Paylaş
BilgehanBengi 0 Haziran 7, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 7, 2009 gönderildi Ciğerim Bilgehan Metodun toptancı ve indirgemeci. Sana biraz Husserl ve fenomenoloji çalışması öneririm. Burada uzun uzadıya yazdıklarına bir reddiye kaleme alamam, vaktim pek müsait değil. Şunu diyebilirim: itiraz ve karşı çıkış nedenim sandığın şey değil. Husserl çalışırsan neden karşı çıktığımı anlarsın, sen bunu anlayabilecek kapasitedesin. "Gözümden feci düştün. Seni kafası..." ağır bir ifade olmuş. Kusura bakma. Gözümden düşmedin. Seni severim. Bu arada cürmümü sormuşsun ama maksadın "cirim"dir. Cirim, hacim demektir. "Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın"daki cürüm meşhur bir "galat"tır. Cürüm kabahat-suç demektir. Benim cirmim (cürmüm) aleme fazla gelir. Taşkınım ben. Bana bulaşaman! Öperim, kolay gelsin. Fuzûlî, indirgeme karşıtı tavrı daha iyi anlamak için sana iki soru sorayım... Önce kısa bir açıklama; Şimdi... Ben diyorum ki; sivrisinekler karbondioksit ve oktenolü tespit edebilirler. Bu kimyasalları takip ederek besinlerini bulurlar. Dışarı verdiğimiz nefesimizde karbondioksit ve oktenol bulunur. Oktenol ayrıca terimizde de bulunur. Sivrisinek seni, beni, derimizi, damarımızı bilmez; bu iki kimyasalı "koklar" ve bunlar tarafından yönlendirilir. Tabi nem ve ısınında yönlenmelerinde payı vardır. Laboratuvarda bir deney düzenleyip sivrisineklerin -insan kaynaklı olmasalar bile- bu iki maddeye artı ısı ve neme yöneldiklerini gösterebiliriz. Diğer bir örnek olarak da kenelerin terimizdeki bütirik asidi takip etmelerini verebiliriz. Bu havyanların davranış kalıpları çalışılmış, nelere karşı hassasiyet gösterdikleri anlaşılmıştır. Sivrisinek hiç bir zaman "ben dişi bir sivrisineğim, yumurtlayacağım, nektar iç iç nereye kadar, gideyim bir insan bulayım kanını emeyim de protein ve demir alayım" demez. Diyemez... O kadar gelişmiş sinir sistemi yoktur. Belli reseptörleri vardır, o reseptörlerden gelen sinyallere göre ısıya, ışığa, neme, karbondioksit ve oktenole yönelir, bizi bulur ve kanımızı emer. Bu konunun biraz daha ayrıntısı var, konuyu uzatmamak için girmiyorum. Sivrisinekleri harekete geçiren, güdüleyen moleküller olduğu gibi bizi güdüleyen, davranışlarımızı belirleyen moleküller vardır. Bunların tamamı çalışılabilmiş değildir ancak anladığımız kadarıyla ilaç yapabiliyoruz, hastaları tedavi edebiliyoruz, metabolik bozukluklara müdahale edebiliyoruz. Örneğin, kutsal saydığımız annelik duygusunun, annenin çocuğuna olan sevgisinin prolaktin hormonu ile olan yakın ilişkisini biliyoruz. Prolaktin gibi daha nice molekülün etkileri uzun yıllar çalışılmış ve genel kabul gören bilgiler haline gelmiştir. Endokrinoloji, Hücre Fizyolojisi, Biyokimya, Genetik ve Etoloji bize insanında tıpkı sivrisinek gibi biyokimyasal bir makine olduğunu gösteriyor. Sorularım şunlardır; 1. İnsan davranışlarını ve bu davranışların kökenlerini anlatmak için bilimsel bulgulara dayalı açıklama yapmak "toptancı ve indirgemeci" bir davranış mıdır? 2. Bu başlıkta bağlantısını verdiğim blog sayfamdaki yazım ve bu başlık altında yazdığım yazıyı sen yazacak olsaydın "toptancı ve indirgemeci" olmayan bir yöntemle nasıl yazardın? Bilgehan Link to post Sitelerde Paylaş
Fuzûlî 0 Haziran 8, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 8, 2009 gönderildi (düzenlendi) Ciğerim sorularına yanıt vermem için mesai harcamam gerek. Nerden baksan 2 saat ayırmam lazım, sana hakkıyla bir cevap yazabilmek için. Ve sonra yazacağım metin üzerinden yürüyecek tartışma da cabası. Bu aralar pek müsait değilim. Belki ileride konuşuruz bunu. Haziran 8, 2009 tarihinde Fuzûlî tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
köle 0 Haziran 16, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 16, 2009 gönderildi Aşk insan ruhunda cinselliğe akması gereken enerjinin yolundan sapmış halidir.Yani yoktur ,ilüzyondur ve cinselliğin baskısının kalkmasıyla o da ortadan kalkacaktır.Bir nevi inanç gibi. Link to post Sitelerde Paylaş
cantona 0 Haziran 16, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 16, 2009 gönderildi Aşk herşeydir.. Link to post Sitelerde Paylaş
member 0 Haziran 16, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 16, 2009 gönderildi (düzenlendi) Aşk yaşanılması gereken bir duygu.. Haziran 16, 2009 tarihinde member tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
MissAtheist 0 Haziran 16, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 16, 2009 gönderildi Aradaki mesafeler aşılamayacak kadar çok olsa da sevebilmektir Link to post Sitelerde Paylaş
Cigdem 0 Haziran 16, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 16, 2009 gönderildi yaşarkende, tanımlarken de aklıma durgunluk veren bir duygu durumu.. herşey silme değişiyor her ikisinde de.. tüm tanımlılar tanımsızlaşıyor. Link to post Sitelerde Paylaş
cantona 0 Haziran 16, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 16, 2009 gönderildi Aşk / Yunus Emre İşidin ey yârenler Kıymetli nesnedir aşk Değmelere bitinmez Hürmetli nesnedir aşk Dağa düşer kül eyler Gönüllere yol eyler Sultanları kul eyler Hikmetli nesnedir aşk Kime kim vurdu ok Gussa ile kaygu yok Feryad ile âhı çok Firkatli nesnedir aşk Denizleri kaynatır Mevce gelir oynatır Kayaları söyletir Kuvvetli nesnedir aşk Miskin Yunus neylesin Derdin kime söylesin Varsın dostu toylasın Lezzetli nesnedir aşk Link to post Sitelerde Paylaş
cantona 0 Haziran 16, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 16, 2009 gönderildi (düzenlendi) Tek Hece Var mı beni içinizde tanıyan? Yaşanmadan çözülmeyen sır benim. Kalmasa da şöhretimi duymayan, Kimliğimi tarif etmek zor benim... Bülbül benim lisanımla ötüştü. Bir gül için can evinden tutuştu. Yüreğime Toroslar'dan çığ düştü. Yangınımı söndürmedi kar benim... Niceler sultandı, kraldı, şahtı. Benimle değişti talihi bahtı, Yerle bir eylerim tac ile tahtı, Akıl almaz hünerlerim var benim... Kamil iken cahil ettim alimi, Vahşi iken yahşi ettim zalimi, Yavuz iken zebun ettim Selim'i, Her oyunu bozan gizli zor benim... Yeryüzünde ben ürettim veremi. Lokman Hekim bulamadı çaremi. Aslı icin kül eyledim Kerem'i. İbrahim'in atıldığı kor benim... Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di. Hatrım için yüce dağlar delindi. Bilek gücüm Ferhat ile bilindi. Kuvvet benim, kudret benim, fer benim... İlahimle Mevlana'yı döndürdüm. Yunus'umla öfkeleri dindirdim. Günahımla çok ocaklar söndürdüm. Mevla'danım, hayır benim, şer benim... Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da Görünmezim cismim de yok, resmim de Dil üzmezim, tek hece var ismimde Barınağım gönül denen yer benim Bu kısmı çıkardım modifiyeli şiir kimsesizim hısmımda yok hasmımda, görünmezim cismimde yok resmimde, dil üzmezim tek hece var ismimde, barınağım gönül denen yer benim. Cemal Safi Haziran 16, 2009 tarihinde aslan15 tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
CherokeKd 0 Haziran 16, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 16, 2009 gönderildi Aşk insan ruhunda cinselliğe akması gereken enerjinin yolundan sapmış halidir.Yani yoktur ,ilüzyondur ve cinselliğin baskısının kalkmasıyla o da ortadan kalkacaktır.Bir nevi inanç gibi. Güzel yorum. Link to post Sitelerde Paylaş
Anti-you 0 Haziran 16, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 16, 2009 gönderildi Schopenhauerin Aşkın Metafiziğini okumanızı öneririm eğer zaten okumadıysanız.Cinsel aşkın aslında yeni türü dünyaya getirmek için bir araç olduğunu ifade etmiş büyük düşünür.Ha aşıksanız bu kitap sizi mantıklı düşünmeye aşktan sıyrılmaya iter mi itmez,bi boka yaramaz sadece bilirsiniz ama elinizden bişey gelmez..Sanırım aşık adamın en en en büyük dostu alkol ve onun derdini dinleyecek onun gibi damdan düşenin halinden anlayan başka bir damdan düşmüş, ben bunu gördüm bunu bilirim. Link to post Sitelerde Paylaş
köle 0 Haziran 17, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 17, 2009 gönderildi Aşka inanan kişiler ve onu hayatının anlamı yapan ateistler varsa tanrıyı reddettikleri gibi onu da reddetmeleri gerekiyor.Tanrıdan sonra atlalatılması gereken 2. bir şok bu. Link to post Sitelerde Paylaş
BRUTAL 0 Haziran 17, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 17, 2009 gönderildi Aşka inanan kişiler ve onu hayatının anlamı yapan ateistler varsa tanrıyı reddettikleri gibi onu da reddetmeleri gerekiyor.Tanrıdan sonra atlalatılması gereken 2. bir şok bu. Onu reddet bunu reddet; bu ateistler hayatlarına nasıl anlam katacaklar? Uydurdukları hangi amaç, aşk gibi bir yanılsama olmaktan kurtulabilir? Bilinçsiz genlerin çıkarlarını düşünerek, kopyalanmalarına aracı olmak için yaşayan varsa bilemem tabi Link to post Sitelerde Paylaş
Kieslowskii 0 Haziran 17, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 17, 2009 gönderildi Onu reddet bunu reddet; bu ateistler hayatlarına nasıl anlam katacaklar? Uydurdukları hangi amaç, aşk gibi bir yanılsama olmaktan kurtulabilir? Bilinçsiz genlerin çıkarlarını düşünerek, kopyalanmalarına aracı olmak için yaşayan varsa bilemem tabi Hayatıma 'dışsal', dile özgü, kavramsal, hayatımı enlemesine ve boylamasına kesip; bundan sonraki tüm duygu, düşünce, his ve arzularıma şekil verecek bir düşünsel homongolos'a neden ihtiyacım olsun ki? Sen buna amaç/anlam diyorsun. Asıl yanılsama bu olsa gerek Link to post Sitelerde Paylaş
köle 0 Haziran 17, 2009 gönderildi Raporla Share Haziran 17, 2009 gönderildi Aşkın reddedilmesinin arkasında çok büyük bir amaç var.Bu amaca tutunup hayatına anlam katman gerekiyor.Aşık olduklarının ve aşık olacaklarının aslında KENDİN olduğunu yakaladığın gün seni kimse tutamaz.Ve hayatın belki de ilk defa anlam kazanır. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts