Jump to content

Ateizmin çöküşü ve deli saçması olduğunun kanıtıdır.


Recommended Posts

Sorunun cevabi bu mudur yani? :) Simdi allahin üstüne attin is bitti yani.. Peki nerden biliyorsun bunlari? Yoksa sadece tahminmi yürütüyorsun?

Eger, allah meleklerini iradesiz yaratmissa, yani kendisine ibadet edilmesi seklinde programlandirmissa, nasil oluyorda yine basit bir melek bozuntusu olan seytan allaha karsi gelebiliyor? O Zeus'un eseri mi yoksa? Yada, söyle diyelim, naisl oluyorda allahin yarattigi basit bir melek bozuntusu allaha yillardir karsi durabiliyor? Bu durumda seytan bozuntusunu yaratan allahtan daha üstün bir varlik olmasi gerekir, yada allah baska bir iletide yazdigim gibi iyiligin arkasina saklanmis bir kötüdür. Ve aslinda bir nevi kötülügü icten ice destekliyor bile olabilir mi?

Bunlari da bilmen icin ya Cebrail olman lazim, yada ölüp dirilmis olman. Baska bir aciklaman var mi?

Evet, güzel denemeydi.. Sende dansöz isigi görüyorum. Ama birrazdaha gelistirmelisin. Amatörce olmaz bu isler, diger abilerini, ablalarini örnek al, iletilerini bol bol oku e mi?

Ama sunuda bilmeni isterim ki o kadarda ucmadik daha.. Metafizigin kitabini yaziyorsun, Kuranda mi yaziyor tüm bunlar?

Tamam iste, allah bastan insan iradesini elinden alarak onu iradesiz yaratmis oluyor.

Kuranin hic bir yerinde böyle birsey yazmaz uydurup uydurup cikartmayin.

şeytan cinlerdendir...

Araf suresi, 7/179: "Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. ...

demekki burdanda anlaşıldığı gibi iradesi olmayan meleklerden cehennemlik diye bahsedilmiyo

yani şeytanda cin olduğu için yapdıklarından sorumlu ve kıyamete kadar Allah imtihanın bi aracı olarak kullanacak şeytanı her halukarda ebedi azabı tadacak.

şeytan kıyamete kadar küçük gördüğü insanoğlunu kendi safına katmakla mükellef.

Allahda insanoğluna özgür iradesini verip bana inanır iman ederseniz cennetime mühürlediğim şeytanın safını seçerseniz,inkar edip bana sırt çeviriseniz onunla birlikde cehennemime girersiniz.

anlayabildiysen ne mutlu sana....

tarihinde michaelscoffield tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 247
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

şeytan cinlerdendir...

Araf suresi, 7/179: "Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. ...

demekki burdanda anlaşıldığı gibi iradesi olmayan meleklerden cehennemlik diye bahsedilmiyo

yani şeytanda cin olduğu için yapdıklarından sorumlu ve kıyamete kadar Allah imtihanın bi aracı olarak kullanacak şeytanı her halukarda ebedi azabı tadacak.

şeytan kıyamete kadar küçük gördüğü insanoğlunu kendi safına katmakla mükellef.

Allahda insanoğluna özgür iradesini verip bana inanır iman ederseniz cennetime mühürlediğim şeytanın safını seçerseniz,inkar edip bana sırt çeviriseniz cehennemime girersiniz.

anlayabildiysen ne mutlu sana....

1400 yıl öncesinde gerçek olabilecek kadar mantıklı sayılan mitoloji

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yanlış yazmışsın. hadise gelmeden önce kurandan başlayalım. Kurana göre müslümanda olması gereken özellikler ve bu özelliklerin dayandıkları ayetler:

Müslüman kafirlerle karşı sürekli savaşandır!

Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! (inkara) son verirlerse şüphesiz ki allah onların yaptıklarını çok iyi görür.

Enfal 39

İman edenler allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise tağut (batıl davalar ve şeytan) yolunda savaşırlar. o halde şeytanın dostlarına karşı savaşın; şüphe yok ki şeytanın kurduğu düzen zayıftır.

Nisa 76

Onlarla savaşın ki, allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın; onları rezil etsin; sizi onlara galip kılsın ve mümin toplumun kalplerini ferahlatsın.

Tevbe 14

Kendilerine kitap verilenlerden allah'a ve ahiret gününe inanmayan, allah ve resulünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.

Tevbe 29

Ey iman edenler! size ne oldu ki, "allah yolunda savaşa çıkın!" denildiği zaman yere çakılıp kalıyorsunuz? dünya hayatını ahirete tercih mi ediyorsunuz? fakat dünya hayatının faydası ahiretin yanında pek azdır.

Tevbe 38

Ey iman edenler! kafirlerden yakınınızda olanlara karşı savaşın ve onlar sizde bir sertlik bulsunlar. bilin ki, allah sakınanlarla beraberdir.

Tevbe 123

Müminler ancak allah'a ve resulüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır. işte doğrular ancak onlardır.

Hucurat 15

Ne oluyor size ki, allah yolunda harcamıyorsunuz? halbuki göklerin ve yerin mirası allah'ındır. elbette içinizden, fetihten önce harcayan ve savaşanlar, daha sonra harcayıp savaşanlara eşit değildir. onların derecesi, sonradan infak eden ve savaşanlardan daha yüksektir. bununla beraber allah hepsine de en güzel olanı vadetmiştir. allah'ın yaptıklarınızdan haberi vardır.

Hadid 10

Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir yapı gibi saf bağlayarak savaşanları sever.

Saff 4

Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur.

Bakara 193

Müslüman kendi aklını kullanmayandır. Hoşuna gitmese bile savaşandır!

Hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. allah bilir, siz bilmezsiniz.

Bakara 216

Müslüman Muhammedin evlatlığının karısını koynuna alması için allah'ın ayet indirdiğine inanandır. Böylece kendisine evlatlığının karısını alması için güçlük olmayandır!

(resûlüm!) Hani allah'ın nimet verdiği, senin de kendisine iyilik ettiğin kimseye: eşini yanında tut, allah'tan kork! diyordun. allah'ın açığa vuracağı şeyi, insanlardan çekinerek içinde gizliyordun. oysa asıl korkmana lâyık olan allah'tır. zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlâtlıkları, karılarıyla ilişkilerini kestiklerinde (o kadınlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın. allah'ın emri yerine getirilmiştir.

Ahzab 37

Müslüman kafirlere karşı sürekli savaşıp, sonrada yağmaladıklarını(ganimet) afiyetle yiyendir!

Artık elde ettiğiniz ganimetten helal ve temiz olarak yeyin. ve allah'tan korkun. şüphesiz ki allah bağışlayan, merhamet edendir.

Enfal 69

Yine onları elde edecekleri birçok ganimetlerle de mükafalandırdı. allah üstündür, hikmet sahibidir.

Fetih 19

Henüz elde edemediğiniz başka ganimetler de vardır ki, onlar allah'ın bilgi ve kudreti dahilindedir. allah, her şeye kadirdir.

Fetih 21

Müslüman kafirleri bulduğu yerde öldürendir!

Sizin de kendileri gibi inkar etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız. o halde allah yolunda göç edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin. eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin.

Nisa 89

Hem sizden hem de kendi toplumlarından emin olmak isteyen başkalarını da bulacaksınız. bunlar her ne zaman fitneye götürülseler ona baş aşağı dalarlar (daldırılırlar). eğer sizden uzak durmaz, sulh teklif etmez ve ellerini çekmezlerse onları yakalayın, rastladığınız yerde öldürün. işte onlar üzerine sizin için apaçık yetki verdik.

Nisa 91

Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekatı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. allah yarlığayan, esirgeyendir.

Tevbe 5

Müslüman, başkasının malı bir köleyi, efendisinden aşağı görendir!

Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile katımızdan kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak harcayan (hür) bir kimseyi misal verir. bunlar hiç eşit olurlar mı? doğrusu hamd allah'a mahsustur. fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.

Nahl 75

Allah, çekişip duran birçok ortakların sahip olduğu bir adam (köle) ile yalnız bir kişiye bağlı olan bir adamı misal olarak verir. bu ikisi eşit midir? hamd allah'a mahsustur. fakat onların çoğu bilmezler.

Zümer 29

Müslüman adaleti dişe diş, kana kan olarak düşünendir! Köleye köle, kadına kadın, hüre hür öldürür!(dikkat kadın, köle ve hür dışı başka bişi)

Ey iman edenler! öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. bu söylenenler, rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. her kim bundan sonra haddi aşarsa muhakkak onun için elem verici bir azap vardır.

Bakara 178

Müslüman savaşta elde ettiği malı(cariyeleri) nikahsız, afiyetle yiyendir!

(harp esiri olarak) Sahip olduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı. allah'ın size emri budur. bunlardan başkasını, namuslu olmak ve zina etmemek üzere mallarınızla (mehirlerini vererek) istemeniz size helal kılındı. onlardan faydalanmanıza karşılık kararlaştırılmış olan mehirlerini verin. mehir kesiminden sonra (bir miktar indirim için) karşılıklı anlaşmanızda size günah yoktur. şüphesiz allah ilim ve hikmet sahibidir.

Nisa 24

Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (cariyeleri) hariç. (bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir.

Mü'minun 6

Onlara (peygamber'in hanımlarına), babaları, oğulları, kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınları (mümin kadınlar) ve ellerinin altında bulunan cariyelerinden dolayı bir günah yoktur. (ey peygamber hanımları!) allah'tan korkun; şüphesiz allah, her şeye şahittir.

Ahzab 55

Ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz

Me'aric 30

Müslüman 3-4 karı alamadığı zaman, cariyeleri düzerek idare edendir!

Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helal olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır.

Nisa 3

Link to post
Sitelerde Paylaş
şeytan cinlerdendir...

Araf suresi, 7/179: "Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. ...

demekki burdanda anlaşıldığı gibi iradesi olmayan meleklerden cehennemlik diye bahsedilmiyo

yani şeytanda cin olduğu için yapdıklarından sorumlu ve kıyamete kadar Allah imtihanın bi aracı olarak kullanacak şeytanı her halukarda ebedi azabı tadacak.

şeytan kıyamete kadar küçük gördüğü insanoğlunu kendi safına katmakla mükellef.

Su ayetleri ve Hadisleri incelemeni rica ediyorum..

Araf suresi, 7/179: "Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan bircogunu cehennem icin yarattik. Onlarin kalbleri vardir, fakat onunla gercegi anlamazlar. ...

Muhammed Ibn ishak; Hallid'dan, Ata'dan, Dvud'dan ve ibn Abbas'dan nakleder ki, o söyle demis : iblis günah islemezden önce meleklerden bir melek idi ve ismi Azazil olup yeryüzünde yasardi. Calisma bakimindan meleklerin en ileri gidenlerindendi iclerinden en bilgini idi. Bu husus, onu kibre sevketti ve o Hinn adi verilen bir kabileden idi. Hallad, Ata, Tavus veya Mücahid'in ibn Abbas'dan veya digerlerinden buna benzer bir baska rivayet daha vardir.

Salih, Ibn Abbas'dan nakleder ki, o söyle demis: Meleklerden bir kabile vardir ki onlara cin adi verilir, iblis onlardan idi ve o gökle yer arasinda hakim idi. Allah'a isyan etti ve allah da onu kovarak ters yüz etti. Ibn Cerir bu hadisi rivayet eder. Said ibn Müseyyeb'den naklen Katade der ki, Iblis dünya gögündeki meleklerin reisi idi.

Hasan el-Basrî der ki: İblîs, bir göz açıp kapaması kadar bile meleklerden olmadı. Ö, cinlerin kökeni idi. Tıpkı Âdem Aleyhisselâm'ın insanların kökeni olduğu gibi. Bu ifâdeyi İbn Cerîr sahih bir isnâdla nakleder.

Dahhâk İbn Abbâs'tan naklen der ki: İblis, meleklerin kabilelerinden Hinn adı verilen bir kabileye mensûb idi. Onlar melekler arasında Semmûm ateşinden yaratılmışlardır. İbn Abbâs der ki : Onun adı Hâris'ti ve cennet bekçilerinden bir bekçi idi. Melekler ise, bu kabileden ayrı olarak nurdan yaratılmışlardı. Yine İbn Abbâs der ki : Kur'-an'da zikredilen cinler ise alevli ateşten yaratılmışlardır. Alev, tutuşan, ateşin bir tarafında beliren yalımdır. Yine Dahhâ'k İbn Abbâs'tan naklen der ki ; İblîs, meleklerin en şereflilerindendi ve değerli kabilelerinden birine mensûb idi. Cennetin bekçisi idi. Dünya ve yeryüzünün hâkimiyyeti onun elinde idi. Allah'ın hükmü olarak o nefsine uymuştu. Böylece gökyüzü halkına şeref bakımından üstün olduğunu zannetti. Bu da kendinde bir kibir belirmesine sebep oldu ki, onun mâ-hiyyetini Allah'tan başka kimse bilmez. Allah ona Âdem'e secde etmesini emredince, kibir yüzünden Allah'a karşı gelmeye tevessül etti. «Bü-yüklendi ve kâfirlerden oldu.» İbn Abbâs, «O ise cinlerden olduğu için» kavline; cennetin bekçilerinden olduğu için, anlamını vermiştir. Bu, insana mekkî, medenî, basri ve kûfî diyerek nisbet atfetmek için kullanılan bir ifâdedir. İbn Cüreyc de İbn Abbâs'tan böyle dediğini nakleder. Saîd İbn Cübeyr ise İbn Abbâs'm şöyle dediğini bildirir : İblîs, cennetin bekçilerindendi ve dünya göğünün işini yönetiyordu. İbn Cerîr, A'meş hadîsinde Haoîb İbn Ebu Sabit kanalıyla Saîd İbn Cübeyr'in, Abdullah İbn Abbâs'tan bu ifâdeyi naklettiğini belirtir

Bu ayet ve hadislere ragmen kendinizden emin bir sekilde seytan'in cin oldugunu nasil savunursunuz? Seytanin cin mi melek mi olduguna daha allahiniz karar verememisken siz nasil o mertebe ulasiyorsunuz ve allahinizin yerine karar veriyorsunuz?

Allahda insanoğluna özgür iradesini verip bana inanır iman ederseniz cennetime mühürlediğim şeytanın safını seçerseniz,inkar edip bana sırt çeviriseniz onunla birlikde cehennemime girersiniz.

Özgür irade filan yok, kendi astigin ayeti dahi anlamaktan acizsin.

Araf suresi, 7/179: "Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan bircogunu cehennem icin yarattik. Onlarin kalbleri vardir, fakat onunla gercegi anlamazlar. ...

Bu ayeti tekrar veriyorum, o bir türlü calismak bilmeyen beyninbelki 2. okuyusta calismaya baslar umudu ile.

Yada, sen bize en iyisi bu ayetten ne anladigini anlat.

tarihinde Pinokio tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Su ayetleri ve Hadisleri incelemeni rica ediyorum..

Araf suresi, 7/179: "Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan bircogunu cehennem icin yarattik. Onlarin kalbleri vardir, fakat onunla gercegi anlamazlar. ...

Muhammed Ibn ishak; Hallid'dan, Ata'dan, Dvud'dan ve ibn Abbas'dan nakleder ki, o söyle demis : iblis günah islemezden önce meleklerden bir melek idi ve ismi Azazil olup yeryüzünde yasardi. Calisma bakimindan meleklerin en ileri gidenlerindendi iclerinden en bilgini idi. Bu husus, onu kibre sevketti ve o Hinn adi verilen bir kabileden idi. Hallad, Ata, Tavus veya Mücahid'in ibn Abbas'dan veya digerlerinden buna benzer bir baska rivayet daha vardir.

Salih, Ibn Abbas'dan nakleder ki, o söyle demis: Meleklerden bir kabile vardir ki onlara cin adi verilir, iblis onlardan idi ve o gökle yer arasinda hakim idi. Allah'a isyan etti ve allah da onu kovarak ters yüz etti. Ibn Cerir bu hadisi rivayet eder. Said ibn Müseyyeb'den naklen Katade der ki, Iblis dünya gögündeki meleklerin reisi idi.

Hasan el-Basrî der ki: İblîs, bir göz açıp kapaması kadar bile meleklerden olmadı. Ö, cinlerin kökeni idi. Tıpkı Âdem Aleyhisselâm'ın insanların kökeni olduğu gibi. Bu ifâdeyi İbn Cerîr sahih bir isnâdla nakleder.

Dahhâk İbn Abbâs'tan naklen der ki: İblis, meleklerin kabilelerinden Hinn adı verilen bir kabileye mensûb idi. Onlar melekler arasında Semmûm ateşinden yaratılmışlardır. İbn Abbâs der ki : Onun adı Hâris'ti ve cennet bekçilerinden bir bekçi idi. Melekler ise, bu kabileden ayrı olarak nurdan yaratılmışlardı. Yine İbn Abbâs der ki : Kur'-an'da zikredilen cinler ise alevli ateşten yaratılmışlardır. Alev, tutuşan, ateşin bir tarafında beliren yalımdır. Yine Dahhâ'k İbn Abbâs'tan naklen der ki ; İblîs, meleklerin en şereflilerindendi ve değerli kabilelerinden birine mensûb idi. Cennetin bekçisi idi. Dünya ve yeryüzünün hâkimiyyeti onun elinde idi. Allah'ın hükmü olarak o nefsine uymuştu. Böylece gökyüzü halkına şeref bakımından üstün olduğunu zannetti. Bu da kendinde bir kibir belirmesine sebep oldu ki, onun mâ-hiyyetini Allah'tan başka kimse bilmez. Allah ona Âdem'e secde etmesini emredince, kibir yüzünden Allah'a karşı gelmeye tevessül etti. «Bü-yüklendi ve kâfirlerden oldu.» İbn Abbâs, «O ise cinlerden olduğu için» kavline; cennetin bekçilerinden olduğu için, anlamını vermiştir. Bu, insana mekkî, medenî, basri ve kûfî diyerek nisbet atfetmek için kullanılan bir ifâdedir. İbn Cüreyc de İbn Abbâs'tan böyle dediğini nakleder. Saîd İbn Cübeyr ise İbn Abbâs'm şöyle dediğini bildirir : İblîs, cennetin bekçilerindendi ve dünya göğünün işini yönetiyordu. İbn Cerîr, A'meş hadîsinde Haoîb İbn Ebu Sabit kanalıyla Saîd İbn Cübeyr'in, Abdullah İbn Abbâs'tan bu ifâdeyi naklettiğini belirtir

Bu ayet ve hadislere ragmen kendinizden emin bir sekilde seytan'in cin oldugunu nasil savunursunuz? Seytanin cin mi melek mi olduguna daha allahiniz karar verememisken siz nasil o mertebe ulasiyorsunuz ve allahinizin yerine karar veriyorsunuz?

Özgür irade filan yok, kendi astigin ayeti dahi anlamaktan acizsin.

Araf suresi, 7/179: "Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan bircogunu cehennem icin yarattik. Onlarin kalbleri vardir, fakat onunla gercegi anlamazlar. ...

Bu ayeti tekrar veriyorum, o bir türlü calismak bilmeyen beyninbelki 2. okuyusta calismaya baslar umudu ile.

Yada, sen bize en iyisi bu ayetten ne anladigini anlat.

hemen anlatayım ne anladığımı..

Gerçekten de yemin olsun ki cinlerden ve insanlardan bir çoğunu da cehennem için yarattık, ki bunlar hüsranlarına haklarında ezeli hüküm verilmiş mahluklardır. Lâkin sırf cebir tarikiyle ve kendilerinin yaptıkları ve sebep oldukları şeyler hesaba katılmadan ve dikkate alınmadan cehennemlik olmuş değillerdir. Aslında başlangıçta "ahseni takvim", yani en güzel biçimde yaratılmış, şuur fıtratını taahhüt etmiş iken sonra "esfeli safiline" düşmüş ve cebren kurtarılmalarına ilâhî meşiyetin ilgisiz kalmış olması bakımındandır. Allah Teâlâ ezeli ilmiyle biliyordu ki, bunlar ileride irade ve hürriyet sahibi oldukları zaman taahhütlerini yerine getirmeyecekler ve görevlerini yapmayacaklar, fıtratlarındaki emaneti, şühudu ve marifeti ve diğer güçlerini hak yolunda kullanmayacaklardır, "Alçaklığa saplanıp kalacaklar ve heveslerine uyacaklardır." İşte o zaman Allah, onların kalplerini ve ruhsal melekelerini mühürleyecek, hakkı duymak kabiliyetleri kapanacak, bundan böyle onlara öyle bir yaratılış ve huy verecek ki, artık sırf cehennemlik olacaklar. Allah bunun böyle olacağını, son durumlarının cehenneme varacağını bile bile onları yarattığı için ta başlangıçta, sonu cehennemlik birçok halk yaratmış oluyordu. Bu ise Allah Teâlâ'nın onları doğrudan doğruya cehenneme zorlaması değil, cennete zorlaması, sonu bir taraftan cennete, bir taraftan cehenneme giden, kârlı olabileceği gibi, zararı da olan bir hayata, kâr yolunu taahhüt ettirerek atması fakat taahhütlerinin yerine getirilmesini kendilerine bırakması ve onların üstlerine yüklemesidir. Şüphe yok ki, bu taahhüdün yerine getirilmeyeceğini bile bile o yüklemeyi yapmak, sonuç olarak onların lehine değil, aleyhlerine olan bir durumdur. Allah dileseydi onları taahhütlerini yapmaya zorlayabilirdi ya da hiç yaratmazdı. O zaman da yokluk ve zorunluluk kendileri hakkında hayat ve hür seçimden daha hayırlı olurdu. Bu onlar açısından belki hoşlanılmayan bir şeydir, ama sonuç bakımından daha hayırlı olduğu kesindir. Bunu Allah neden dilemedi? Bu nokta sırf O'nun iradesine bağlıdır ve hiçbir şekilde münakaşa edilebilir bir şey değildir. O'nun iradesine müdahele olunamaz. O ne mecburdur, ne de sorumludur. "Yaptığından sorumlu değildir." (Enbiya 21/23), başına buyruk ve ortaksızdır. O'na bir şeyi vacip kılabilecek veya iradesine sınır koyabilecek hiçbir şey yoktur. (En'âm Sûresi'nde 25. âyetin tefsirine ve yine aynı sûrenin 112. âyetinin Cin ve İns hakkındaki açıklamasına bakınız.)

Burada mutlak zorunluluk (cebr-i mahz) olmadığına dikkat çekilerek buyuruluyor ki, onların kalbleri vardır. Kendilerine duyacak bir kalb verilmemiş ve fıtrattaki misaka bağlanmamış değillerdir. Lâkin bu kalblerle fıkıh etmezler, yani işi derinden derine anlamazlar. Kendi vicdanında duyulması ve farkına varılması gereken şeye dikkat etmezler, gereği gibi duyup anlamazlar, gözleri de vardır. Lâkin bunlarla görülecek şeyi görmezler, kulakları da vardır. Lâkin bunlarla işitmezler, işitilecek şeyi dinleyip duymazlar. Hasılı Allah'ın akıl ve duygu kuvvetlerini insan gibi ve gerektiği şekilde kullanmazlar. İşte bunlar en'âm (hayvan) gibidirler. Gönüllerinde, gözlerinde ve kulaklarında insanlığa mahsus olan mânâ ve şuur bulunmaz. Hayvan gibi sadece bir gövde ve ses ile insan olunur sanırlar ve yalnızca görünüş ile ilgilenirler. Veya bütün duyguları ve idrakleri münhasıran bu dünya hayatındaki geçim sebeplerine yöneliktir. Belki bunlar hayvandan da daha aşağı, daha şaşkındırlar. Çünkü en'âm denilen aşağı canlılar, yaratılıştan ve doğuştan gelen amaçlarından sapmazlar, seçebilecekleri kadar menfaat ve mazarratlarını seçerler, onları elde etmeye gücü yettiği kadar çaba gösterir, tehlikelerden korunmaya çalışır. Hiçbir uzvunu yaratılış gayesinin dışında kullanmaz, ileri gitmese de geri de kalmaz, yaratılışını değiştirmez. Onlar ise aksine gelişmeye ve ebedi mutluluğa aday olan yaratılışlarından gereği gibi yararlanmazlar, yararlanmak şöyle dursun onun bozulmasına sebep olurlar da ebedi azaba götüren bir yola girerler.

Ve işte onlar o gafillerin ta kendileridir. Tam anlamıyla gafil diye işte bunlara denilir. Zira beyinleri ve kalbleri var, fakat şuurları yoktur. Nefislerine karşı şahit olmuşlardır da kendi özlerinden haberleri olmaz, fıtratlarındaki misak ve taahhüdü duymazlar, aldırmazlar. Kendi iç gözlemleriyle, fıkh-ı nefsî denilen kendi iç dikkatleriyle duymadıkları gibi, dışarıdan gözlerine sokulan âyetlerin, kitabın ve kulaklarına okunan hak kelâmının verdiği haberlerin şahitliğiyle de duymazlar. Vücud var, vicdan namına bir şeyleri yoktur. Dini, bir vehim; kitabı, bir eğlence; ilâhî kelâmı, bir musıki diye karşılarlar. ilâhî işlerle dünya işleri arasındaki inceliğin farkına varmaz, kimin kulu olduklarını, neye veya kime tapacaklarını bilmezler. Gönülleri boş heva, gözleri şekil ve resim, kulakları anlamsız sesler, müsemmasız isimler peşinde dolaşır durur. Kendilerine kalb, göz, kulak verip yaratan, yaratılıştan kendilerini rablık mîsakına taahhüt ettiren, Semî (işiten), Basîr (gören) ve eşi-benzeri olmayan Allah Teâlâ'ya türlü türlü şirkler koşarlar, gafletlerinden dolayı Allah'ı anmazlar, anarlarsa bile O'nun münezzeh şanına layık olmayan isim, sıfat ve özelliklerle anarlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Keske alinti yaptigin yerin linkinide verseymissin..

http://www.davetyolu.com/forum/index.php?topic=14780.0;wap2

Ayrica, sadece bir kac cümle ile aciklanabilecek seyleri, bu kadar uzattiginiza göre gercektendede durum vahim. Ve bu tür dolambacli anlatimlarin aciklamasi olsa olsa verecek cevabin bulunamamasidir. Keske, bu dolambacli yazilar sizin kendi fikirleriniz olsaymis, belki o zaman birseyler yazilabilirdi. Fakat zaten yaziyi okudumda, kaybolan zamanima üzüldüm..

Ha birde iyilik yapip yaziyi türkceye cevirseymissin. Anlamasi daha kolay olurdu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
şeytan cinlerdendir...

Araf suresi, 7/179: "Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. ...

demekki burdanda anlaşıldığı gibi iradesi olmayan meleklerden cehennemlik diye bahsedilmiyo

yani şeytanda cin olduğu için yapdıklarından sorumlu ve kıyamete kadar Allah imtihanın bi aracı olarak kullanacak şeytanı her halukarda ebedi azabı tadacak.

şeytan kıyamete kadar küçük gördüğü insanoğlunu kendi safına katmakla mükellef.

Allahda insanoğluna özgür iradesini verip bana inanır iman ederseniz cennetime mühürlediğim şeytanın safını seçerseniz,inkar edip bana sırt çeviriseniz onunla birlikde cehennemime girersiniz.

anlayabildiysen ne mutlu sana....

başka söze gerek var mı... "cehennem için YARATTIK".. diyor işte...

daha yaratırken karar vermiş ....

hala anlamadıysanız diyecek birşey yok...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...