Jump to content

Neşet Ertaş - Bir Gönül Ozanı'nın Portresi


Recommended Posts

metrobüsün içinde ağlıyorum sözlük. dedeniz ölür, ağlamazsınız, dayınız ölür ağlamazsınız; birisi ölür, dağılırsınız. bu, insanın insana ne verdiği ile alakalıdır. kötüyüm bugün ben. bi kulağım hep boş olacak.

***

bir barış manço, cem karaca, neşet ertaş gibi büyük düşünürleri ozanları gençlerimize yeterince tanıtamadı büyükler. ben çok şanslıydım, evimizde benden yaşça epey büyük abilerimle ablalarımla onların dinlediği müzikleri dinleyerek büyüdüm ve bu değerli sanatçıların hemen tüm şarkılarını dinlemeye anlamaya az da olsa nail olabildim. ama şimdi bazı yeni yetmelerin bu ozanların söylediği içten güzel türkülerin varlığından bile haberi yok, acıyorum şu dizelerle büyüyen bu çocuklara:

dedim yak lambalarini

oyna sende zarlarini

birak ba$kalarini

ben aptal miyim, ben manyak mıyım?

***

pkk'li sinden ergenekoncusuna, muhafazakarindan laikine, liberalinden sosyalistine, ermenisinden turkune, kurdunden arabina, sağcisindan solcusunua tek ama tek bir kisi kotu birsey soylemez mi yav nasil basardi bilmiyorum ama helal olsun işiklar içerisinde......

***

bundan 100 yıl sonra, 200 yıl sonra dünya dönmeye devam edecekse eğer, dünyanın her hangi bir yerinde birileri, ne bileyim tarihçiler, antropologlar, müzikologlar filan ya bu türkiye'den 20. yüzyılda yetişmiş büyük sanatçılar kimler diye araştırmaya koyulurlarsa, karşılarına çıkacak isimlerden biri olacak. okuduğu şarkıların, türküleri tercüme ettiklerinde nasıl bir filozofla karşı karşıya olduklarını anlayacaklar. bu araştırmacılar eğer önyargılı batılı ise ezberleri bozulacak. dürüst batılı ise şapka çıkaracaklar. türkiyeli aratırmacılar onur duyacaklar.

bu adam yaşarken tarihe geçmişti. anadolu insanının psikolojik tarihini yazmıştı. büyüklüğünü anlatmaya kelimeler yetmedi, yetmeyecek. bugünün zibidisi, şımarığı bir milyon şarkıcı, sanatçı müsveddesi unutulacak neşet ertaş unutulmayacak.

ekşi sözlükten alıntıdır

http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=ne%C5%9Fet+erta%C5%9F

Link to post
Sitelerde Paylaş

sayın yakup,rahmetli ile seninle ortak bi anımızda vardı bi türküsü hani..

üzüldüm bende,sahiden bir kayıp oldu,ruhu şad olsun inşallah mekanıda cennet..

İyi dileklerin için sağol Meçhule.

Evet hatırladım:

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=24891&st=3260#entry685430

‘Mühür Gözlüm’ öksüz kaldı maalesef.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba freand,

Bizlerle paylaştığın bu güzel türküde ‘’bir tenhada can cananı bulunca…’’ diye bir cümle geçer bilirsin.

Meğerse bu sözler erotizm kokuyormuş. Yasaklanmalıymış. Radyolarda çalınmamalıymış.

Kim mi diyor bunu?

Zaman Gazetesi yazarı İskender Pala.

http://haber.gazetevatan.com/Haber/484135/1/Gundem

Bu adam aynı zamanda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu yönetim kurulu üyeliğine atandı:

http://www.odatv.com/n.php?n=biri-zaman-yazari-digerleri-ise...-2112111200

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yakup,

Üzücü haberi aldığımda ki aslına bekliyorduk, aklıma ilk sen geldin sevgili dostum.

Neşet Ertaş senin için çok başkadır, yerini tarif bile edemezsin, bilirim. Müzikle Açalım başlığında görmüştüm, ayrıca bu başlığında da.

Sana başsağlığı dilemek istedim..

Özel mesajla dileyecektim ilk gün, elim gitmedi. Madem yazıyorsun, buradan dileyeyim.

Ailesine, yakınlarına ve tüm sevenlerine sabırlar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu kişinin hayatını kaybetmesi üzerine olanlar bana dünya üzerinde algıları ile en fazla oynanmış halklardan birisinin içinde yaşadığımı hissetirmişti.

daha üzerinden 3-5 gün bile geçmeyen, yaşanmış çok büyük boyutlardaki kötü olaylar hatırlıyorum bu haber televizyonlara düşmeden önce. yaklaşık 6 asker ölmüştü. teorik olarak her gün sokakta gördüğünüz insanların can ve mal güvenliğini garanti altına almak ve devamlılığını sağlamak amacıyla hayatlarını zorunlu vatani görev dayatması ile feda etmiş genç insanların başına gelenlerin gerçek sorumlulularının peşine düşmek yerine, yaşamını idame ettirmek için gereken her türlü ürüne kat be kat zamlar geliyorken 7 tane uçağı olan bir başbakana hesap sormak yerine; milyonların en önemli konusunun dünya sanat ve barış tarihinde mihenk taşı pozisyonunda bile olmayan 74 yaşındaki bir enstrumanist-ortalama bir ozan olduğunu düşündükçe.. bütün haber bültenlerinin ilk ve devam konusu bu adamdı, bahsettiklerim ise ortalarda adeta yer doldursun diye söz edilen şeylerdi.

her gün hayatlarını mevcut düzen için feda etmiş genç insanların tabutları ailelerine teker teker teslim edilirken, kimse yeter dur diyip yönetenleri kürsüden indirme ihtiyacı hissetmiyorken, medya bunları umursamıyorken; ülkede gündem oluşturacak başka hiçbir şey yokmuş gibi; iktidar partisindeki bir numaralı kişinin ve bu kişinin yanlışlarını göstermekle yükümlü ana muhalefet partisi liderinin aynı anda 74 yaşındaki bir adamın cenazesini devlet töreni haline getirip arapça dualar okuyup on binleri arkasına takıp bir şova dönüştürmesini(tabutu beraber taşıdılar, sonraki günlerde boş laf dalaşlarına devam ettiler), bu kişinin ölümünün toplumsal bir olay haline getirilmesini bir ben mi tuhaf görüyorum anlamıyorum..

kanıksamanın da boyutları vardır.. bu nedir arkadaş? bir kişi de çıkıp bu insanlara bazı şeylerin önem sırasından söz etmez mi?

kaç kişi tanıyordu yahu neşet ertaş'ı?

tarihinde Aberforth tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yakup,

Üzücü haberi aldığımda ki aslına bekliyorduk, aklıma ilk sen geldin sevgili dostum.

Neşet Ertaş senin için çok başkadır, yerini tarif bile edemezsin, bilirim. Müzikle Açalım başlığında görmüştüm, ayrıca bu başlığında da.

Sana başsağlığı dilemek istedim..

Özel mesajla dileyecektim ilk gün, elim gitmedi. Madem yazıyorsun, buradan dileyeyim.

Ailesine, yakınlarına ve tüm sevenlerine sabırlar...

Teşekkürler dostum, çok sağol.

Bana göre yeri kolay kolay doldurulamayacak bir halk ozanıdır Neşet Ertaş.

Kendisi öldü ama eserleri diğer halk ozanlarının eserleri gibi yüzyıllarca yaşayacak.

Başlıkta elimden geldiğince kendisini anlatmaya çalıştığımdan daha fazla bir şey yazmak istemiyorum.

Beni en çok sevindiren, ona ve müziğine olan sevgi ve sempatinin sadece belli bir çevreyle sınırlı değil, oldukça geniş kitleleri de kapsıyor olmasıydı.

tarihinde Yakup tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba freand,

Bizlerle paylaştığın bu güzel türküde ‘’bir tenhada can cananı bulunca…’’ diye bir cümle geçer bilirsin.

Meğerse bu sözler erotizm kokuyormuş. Yasaklanmalıymış. Radyolarda çalınmamalıymış.

Kim mi diyor bunu?

Zaman Gazetesi yazarı İskender Pala.

http://haber.gazetev...484135/1/Gundem

Bu adam aynı zamanda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu yönetim kurulu üyeliğine atandı:

http://www.odatv.com...e...-2112111200

Sayın Yakup peygamberlerinin bizzat kutsalları olan ayetler bunların çarpıklıklarını bir daha tescilliyor, kendi çöplüğündeki pisliğe bakmazlar, çok doğal ve kişinin sevdiğine sevgisini betimlemek için, ağıtsal olarak yazılan bu türküdeki sözlerde ahlaksızlık bulurlar, her şeyleri çarpık ve insan sevgisinden uzak, bunlar tarihe asalak, gerici yazar müsveddeleri olarak yazılacaklar....Sözleri çok anlamlı, bu sözlerden insana, insanlığa dair bir şeyler kapacaklarına nasıl bir fesatlık bulabiliyorlar, insan şekliyle insan olabiliyor fakat kafalarının içindeki beyinde insan algısı yok, tabiri caizse şeytanı orda burda aramaya gerek yok, şeytan işte bunlar......
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın Yakup peygamberlerinin bizzat kutsalları olan ayetler bunların çarpıklıklarını bir daha tescilliyor, kendi çöplüğündeki pisliğe bakmazlar, çok doğal ve kişinin sevdiğine sevgisini betimlemek için, ağıtsal olarak yazılan bu türküdeki sözlerde ahlaksızlık bulurlar, her şeyleri çarpık ve insan sevgisinden uzak, bunlar tarihe asalak, gerici yazar müsveddeleri olarak yazılacaklar....Sözleri çok anlamlı, bu sözlerden insana, insanlığa dair bir şeyler kapacaklarına nasıl bir fesatlık bulabiliyorlar, insan şekliyle insan olabiliyor fakat kafalarının içindeki beyinde insan algısı yok, tabiri caizse şeytanı orda burda aramaya gerek yok, şeytan işte bunlar......

Sorma sevgili inmanah, bak Neşet Ertaş ölmeden bir ay önce yazdığı şiirinde nasıl erotizm kokan cümleler kurmuş sinsice!

O erotizm kokan satırları koyulaştırıyorum:

Tükendi ömrümün çoğu gidiyor

Cahil ömrüm geldi geçti yel gibi

Sevdiğim uzaktan seyir ediyor

Beni görüp bakınıyor el gibi

Geçti günler, yıllar, ömürse doldu

Giden gitti bilmem geri ne kaldı

Ömrümün baharı sarardı soldu

Yandı kaldı garip bağrım çöl gibi

Veren, geri almak için gözlüyo

Her an her saniye beni izliyo

Garip bağrım için için sızlıyo

Sazımda inleyen sırma tel gibi

Uzun yoldan gelmiş gibi yorgunum

Ne kimseye küskün ne de dargınım

Bir ahu gözlüye candan vurgunum

Garip gönlüm kapısında kul gibi

http://haber.gazetevatan.com/iste-ustanin-vedasi/484093/7/Yaşam

***

İroni bir yana, Türk halk müziği sanatçısı sevgili Sabahat Akkiraz Zaman Gazetesi’nde yazan bu dinci kafaya hak ettiği cevabı gayet güzel vermiş:

Akkiraz “Rahatsız olduğunuz duygular insana ait; sevdiğine kavuşmayı Neşet babanın algılaması ile sizin algılamanız farklıdır. Bu da normaldir çünkü dünyaya bakışlarınız farklı; türkünün sözünden tahrik olmak, kadını ya da erkeği cinsel meta olarak algılamak bir zihniyet sorunudur” diyerek tepki gösterdi.

http://haber.gazetevatan.com/turkuden-tahrik-olmaya-yanit/484120/1/Gündem

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 8 years later...
  • 2 weeks later...
On 19.04.2010 at 03:18, Theta yazdı:

Aslinda isin garibi su ki, ayaklarinizin turabi olayim diye köy köy dolasan bu halk ozaninin "cigirdigi" türkülerin sayisinin haddi hesabi yok, duygu fabrikasi mübarek, ama gelin görün ki, gelismis toplumlarda herhangi bir bestekar, bir iki hit parcanin telif haklarindan aldigi ödenekler ile tüm hayatini gecindirebiliyor, ama gelin görün ki, bu garip ozan dr Mehmet Ali Altun ve Almanya olmasa idi, kendi ülkesinde hastaligini tedavi ettiremeyecekti, iste "gariplik" budur, ayaklari simsiggi anadolu topragina köksalmis bir ozanimiz, almanyalarda dörtyüz besyüz euroya muhtac dügünlerde sahne alarak hayatini gecindirmek zorunda, ama onun yazdiklarini kullanan sözüm ona "sanatcilar" ise, basimiza tac ediliyor......

Bir Ayrilik....Bir Yoksulluk.....

http://www.youtube.com/watch?v=04f1yMol8iA&feature=related

 

Neşet Ertaş o kadar yüce bir insan ve sanatçıdır ki benb bugün bile onun gerçek yerinin tam olarak anlaşıldığından emin değilim. 

 

Kırşehir'deki akrabalarımın ve büyüklerimin anlattıklarına göre Neşet beste yapmaya daha çocukken başlamış. 

 

"Acem Kızı " da dahil bugün başkalarına atfedilen birçok eserin yaratıcısı aslında o imiş. 

 

Elbette tevatür, ama ben buna inanırım. Çünkü Hacı Taşan dahil Neşet'in temas ettiği tüm yerel sanatçılarda inanılmaz bir kıskançlık gördüm ben. 

 

Çünkü hiçbirinde ondaki yeteneğin yüzde biri bile yoktur. 

 

Örneğin Neşet'in sazı ne kadar büyük bir ustalıkla çaldığı hala bilinmez. Oysa ki Neşet bir öncüdür. Onun bağlama teknikleri tümüyle özgündür ve daha önce bilinmeyen müthiş buluşlardır. Ve kuşkusuz Neşet Ertaş belki de hala aşılamamış, gelmiş geçmiş en büyük bağlama virtüözüdür. Arif Sağ bile - ki o da eşsiz bir yetenektir - biz saz çalmayı, sazın böyle çalınabileceğini Neşet abiden öğrendik. Sabahlara kadar oturup onu dinlerdik ve o her çalışında kendisini yeniden üretir farklı bir buluş yapardı. "der. 

 

Bugün Neşet'in yüzlerce taklidi var. Ama hiçbirinde onu bulamazsınız. 

 

Bu dünyaya bir Neşet daha gelmez...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...