Jump to content

uyum nekadar bilimsel bir tanımdır.


Recommended Posts

Sevgili koop

kendi uydumuz olan ay dan başka güneşin uydularına giderek oraları inceleme olanağına daha kavuşamadık. Oralara gideceğimiz günler de gelecek.

Uzağa gitmeye gerek yok. ayda yaşam yok. Çünkü oradaki şartlardan yararlanabilecek bir yaşam formu evrimi oluşmamış. Oraya yaşamı biz götüreceğiz. İnsanoğlu artık doğada kendiliğinden bulunan şartlarla yetinmiyor. Yaşamını sağlayacak şartları kendi elleri ile inşaa ediyor.

Kendiliğinden süreçlerde yaşamın oluşması ve akıllı bir düzeye varması için milyarlarca yıl gerekir.

Üstelik maddenin yaşam oluşturacağım gibi bir amacı da yok. Belki evrende tekiz. Yalnız dünya ortamında, yalnız bizim yaşam formumuz ortaya çıktı, evrildi ve insan düzeyine vardı. Bu düzey de sürekli evrim geçiriyor. önümüzdeki binyıllarda güneş enerjisinden, nükleer enerjiden daha çok yararlanarak daha çok doğaya hakim olacağız. Evrenin daha uzak köşelerine varabilecek, daha uzak köşelerinden veriler toplayabileceğiz. Satrün'e varacağız. oranın şartlarını daha yakından inceleyeceğiz. Bizimkine benzer veya değil bir yaşamın oluşup oluşmadığına bakacağız. vs vs.

Elimizdeki veriler ile değerlendirmeler yapacağız. Atkafadan değerlendirmeler yapmayacağız. Hele kendisinin var olup olmadığından emin olmadığımız tanrının herşeyi düşünüp yarattığı gibi saçmalıklar bizlere gülünç gelecek. Bir zamanlar insanoğlunun büyük bir kesimi böyle düşünüyordu, diyip gülümseyeceğiz.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 70
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

kendi uydumuz olan ay dan başka güneşin uydularına giderek oraları inceleme olanağına daha kavuşamadık. Oralara gideceğimiz günler de gelecek.

Uzağa gitmeye gerek yok. ayda yaşam yok. Çünkü oradaki şartlardan yararlanabilecek bir yaşam formu evrimi oluşmamış.

sn dr biz burada bilim yapıyoruz.birşey deyince adama neden diye sorarlar sizde olan olmuş oluşmamış işte naaapiim diyemezsiniz.oluşmamış neden?neden?söyleyemezsiniz.çünkü dünya müthiş bir düzendir(düzenin kaynağından bahsetmiyorum hemen yaratıcıya atıf yaptım sanmayın.)

Kendiliğinden süreçlerde yaşamın oluşması ve akıllı bir düzeye varması için milyarlarca yıl gerekir.

sanki bu şart sağlanmamış gibi konuşuyorsunuz...

Üstelik maddenin yaşam oluşturacağım gibi bir amacı da yok.

nasıl yok ?dünyada nasıl olmuş.olmaz olur mu. yaşam engellenemez.yaşamın önüne geçilemez argumanları çöpe mi gitti.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili koop

Bilim her şeye en doğru cevabı verir gibi bir düşünce içindesin.

Halbuki bilimsel doğrular değişir. Yeni bulgu ve yeni veriler ile değişir,

Ayda neden dünyadakine benzer bir yaşam oluşmamışın bir sürü yanıtının içinde en başlıcası, Ayda atmosfer yoktur. ve ayda su yoktur. Dünyadaki canlı oluşmasının önemli önşartlarından birisidir oksijen ve su. Dünyadan aya oksijen ve su taşıyabilirsek orada da yaşam sağlayabiliriz.

Düzen ve düzensizlik göreli kavramlardır. Evrendeki her şeye düzen de diyebilirsiniz, düzensizlik te.

Yaşam engellenemez, önüne geçilemez diye bir tez ileri sürdüğümü hatırlamıyorum.

Ancak ürettiğimiz tüm nükleer bombaları kullanırsak dünyamızda yüksek yapılı canlılığı yok edebiliriz. Ve bir daha insan düzeyinde canlı şartlar aynı olsa bile yeniden evrimleşemeyebilir.

Kendi sonumuzu getirecek kadar da aptal değiliz.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Ayda neden dünyadakine benzer bir yaşam oluşmamışın bir sürü yanıtının içinde en başlıcası, Ayda atmosfer yoktur. ve ayda su yoktur. Dünyadaki canlı oluşmasının önemli önşartlarından birisidir oksijen ve su. Dünyadan aya oksijen ve su taşıyabilirsek orada da yaşam sağlayabiliriz.

ben dünyadakine benzer senin zannettiğin anlamda demedim demedim zaten.(dünyadakine benzer derken kompleksliği kastettim)adı üzerinde orası ay.ay ile dünya canlıları tamamen farklı olacak....yaşam formlarının benzerliğini değil...

velhasıl hala cevap vermiş değilsiniz ...bakın sorun şu:

başka bir forumda müslüman 80 demişki:Size bir örnek vereyim : Dünya bir atmosfere sahiptir , bu atmosfer güneşin yararlı ışınlarını geçirir , zararlılarını geçirmez.Bunlar nasıl tesadüf olur?

sonra karşı düşüncedekiler demişki:Zararli isinlar gecseydi biz degil baska canlilar ortaya cikardi. O canlilara gore de bize zararli gelenler zararsiz, bize zararsiz gelenler zararli gelecekti. Ve "nasil oluyor da atmosfer zararli isinlari gecirmiyor?" diye soracaklardi

sonra başka biri demiş ki:

Evrim düzen falan yapmaz; sadece mevcut kaotik duruma adaptasyon sağlayarak, mevcut durumu size bir düzenmiş gibi hissettirir...

bunun zaten başka cevabı yoktur başka bir cevap dünyanın planlandığına yönelik bir anlam taşımaya yaklaştırır.

şimdi sorum şu:şu ünlü mevcut kaotik duruma ay dahil değil mi?jupiter?

neden??

diyorsunuz ki çünkü dünyada atmosfer var...hadi yaaa demek atmosfer var.bunu biliyoruz evet.ama bu sorunun cevabı değil

tekrar soruyorum:jupiterdeki kozmik fırtınalar bir eleyici olamamış mı neden?oradaki cansızların hangi durumu oradaki yaşamı başlatamamış.[/color]

tarihinde kolonya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili kolonya

Bir yerde herhanği bir şeyin oluşması için zamana ihtiyaç vardır.

Hiçbir şey samentanın sihirli sopası marifetiyle aniden ortaya çıkmaz.

Canlı oluşması için, canlıların ihtiyaç duyduğu tüm anorganik maddelerin oluşması ve bir araya gelebilmesi gerek.

Dünyadaki yaşam formu için, oksijenin, hidrojenin, karbonun, ışınların, sıcaklıkların velhasil fiziksel ve kimyasal şartların oluşması gerekir. Bunun için milyarlarca yıl geçer. sonra bir bakmışsınız kendi kendini kopyalayabilen bir molekül oluşmuş. bu molekülden bir hücreye, basit bir tekhücreli canlıya geçiş için milyonlarca yıl gerekir. Tek hücrelilerden çok hücrelilere geçiş için de benzer süreler geçer. Aynı canlı uygun ortamlarda kısa zamanda pek çok değişiklikler geçirebildiği gibi. Farklı ortamlarda milyonlarca yıl aynı kalabilir. Yani tıpkı bir tavuk yumurtası gibi uygun ortam bulursa civciv çıkar bulmazsa bozulur gider.

Şimdi bu bakış açısı ile; Sen tutturmuşsun ki jupiterde niye yaşam oluşmamış.

Nedenini sen aklını kullanarak bulabilirsin. Ama aklını kullanmayı ağır bir iş gibi görüyorsun.

Bir yerde dünyadaki gibi bir yaşam formu arıyorsan dünya şartlarının bulunduğu bir gezegen bulmalısın.

Jupiterin şartları dünyaya benzemez. Ama sen yine de o şartlara uyum sağlayan bir canlı arıyorsun. Evet dünyadaki canlılar dünya şartlarına uyum sağlamış, Dünya şartlarına uygun canlılar ortaya çıkmış ve insan düzeyinde bizler bunun farkındayız ve canlılığın ne olduğunu tanımlıyoruz. Ama jupiter şartlarında dünyadakinden farklı bir canli hayal ediyorsan önce böyle bir canlı nasıl olabilir şeklinde tanımlamasını yapmalısın. Tanımlamasını yapamadığın bir canlı formunu araman da boşunadır. Çünkü ne aradığını bilmezsin. Eğer tanımlamasını yapmış isen jupiter şartlarında jupitere gitmiş orayı detaylı bir şekilde incelemiş, şartlarını belirlemiş olman gerekir. Jupiterden bize veri taşıyan şey oradan yansıyan güneş ışınlarıdır. Güneş ışınları ne kadar veri taşıyabilir. En fazla bin veya ikibin kalem veri. Bunlara bakarak bu şartlara uygun canlı olması gerekir diyebilir misin?

Üstelik yaklaşım mantığı olarak, diyelim ki. Haklısın. Jupitere gittik. bir baktık ki bizlerde daha ileri bir medeniyet seviyesine gelmiş canlılar olduğunu gördük. O zaman ne diyeceksin. işte burada da gelişmiş.

Ne diyeceğini biliyorum. ayda neden yok. Merkürde neden yok. Güneşte neden yok. vs vs.

Genel olarak inançlı kesimlerde ilginç bir psikoloji gelişmiştir. Hocaefendiye bir soru sorulur o da cevabını bilmek zorundadır. Bilmezse küçük düşer. Bildikleri sorular için sorun yoktur. Ama bilmedikleri (ki pozitif bilimler hakkında hiçbir şey bilmezler) bilinemezciliğin arkasına saklanırlar. Bilinemezciliğin gizeminden itibar kazanmaya çalışırlar. Ve böylece hocaefendiler hiçbir soruyu cevapsız bırakmazlar. Bilmediği sorunun yanıtı bellidir. Hikmetinden sual olunmaz. Yani bu soruyu bana sorma bilmiyorum demek istiyordur. Veya allah bilir. gibi bir cevap. İşte bu cevaplar bütün araştırmaların, aklı kullanmanın önünü keser. allahın bilgisine ulaşmak suçtur. Zaten allahı nerede bulup da soruma cevap alacağım o da meçhul.

Sizlere tavsiyem önünüze gelene, bilinmeyen alanlardan sorular sormadan önce kendiniz aklınızı kullanarak akla uygun yanıtlar bulmaya çalışın.

Örneğin; şu soruyu cevaplamaya çalışın bakalım aklınızı kullanabiliyor musunuz?

Yerde bir taşın hareket ettiğini görmektesiniz. Veya bir taşın uçtuğunu görmektesiniz.

Yorumlarınız ne olur.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili kolonya

Bir yerde herhanği bir şeyin oluşması için zamana ihtiyaç vardır.

Hiçbir şey samentanın sihirli sopası marifetiyle aniden ortaya çıkmaz.

Canlı oluşması için, canlıların ihtiyaç duyduğu tüm anorganik maddelerin oluşması ve bir araya gelebilmesi gerek.

Dünyadaki yaşam formu için, oksijenin, hidrojenin, karbonun, ışınların, sıcaklıkların velhasil fiziksel ve kimyasal şartların oluşması gerekir. Bunun için milyarlarca yıl geçer. sonra bir bakmışsınız kendi kendini kopyalayabilen bir molekül oluşmuş. bu molekülden bir hücreye, basit bir tekhücreli canlıya geçiş için milyonlarca yıl gerekir. Tek hücrelilerden çok hücrelilere geçiş için de benzer süreler geçer. Aynı canlı uygun ortamlarda kısa zamanda pek çok değişiklikler geçirebildiği gibi. Farklı ortamlarda milyonlarca yıl aynı kalabilir. Yani tıpkı bir tavuk yumurtası gibi uygun ortam bulursa civciv çıkar bulmazsa bozulur gider.

Kendiliğinden süreçlerde yaşamın oluşması ve akıllı bir düzeye varması için milyarlarca yıl gerekir.demiştiniz.

sanki bu şart sağlanmamış gibi konuşuyorsunuz... demiştim ..hala zamandan bahsediyorsunuz..

Şimdi bu bakış açısı ile; Sen tutturmuşsun ki jupiterde niye yaşam oluşmamış.

Nedenini sen aklını kullanarak bulabilirsin. Ama aklını kullanmayı ağır bir iş gibi görüyorsun.

Bir yerde dünyadaki gibi bir yaşam formu arıyorsan dünya şartlarının bulunduğu bir gezegen bulmalısın.

bakın şimdi sen canlıların veya dünyanın oluşum aşamalarına şimdiye kadar ateistlerin söylediklerinin tam tersi bir şey söylüyorsun...(bu önemli mi ...hayır tabiki ama durum bu)

sen bunu söylersen bende şunu söylerim: dünyanın yaşama uygun bir yer olması için çok hassas bir çok denge vardır(sayarsak buraya sığmaz) ve canlılarda olduğu gibi dünyada bir seçilim de yoktur (yani avantaj dezavantaj yoktur evrelerde)ve sırası ile canlılık için mükemmel bir düzenek oluşmuştur. ve bu rastgele olmamıştır.çünkü hayır rastgeledir diyenler dediğim şartlar olmasa idi o zaman başka canlılar oluşacaktı sende çıkıp neden diye tekrar soracaktın diyorlardı.demekki dediğim şartlar olmasa idi o zaman başka canlılar OLUŞMAYACAKTI.çünkü o zaman ayda da mars tada kompleks canlılar olmalı idi . (zaman dan bahsetmeyin anladınız siz onu)

Jupiterin şartları dünyaya benzemez. Ama sen yine de o şartlara uyum sağlayan bir canlı arıyorsun. Evet dünyadaki canlılar dünya şartlarına uyum sağlamış, Dünya şartlarına uygun canlılar ortaya çıkmış ve insan düzeyinde bizler bunun farkındayız ve canlılığın ne olduğunu tanımlıyoruz. Ama jupiter şartlarında dünyadakinden farklı bir canli hayal ediyorsan önce böyle bir canlı nasıl olabilir şeklinde tanımlamasını yapmalısın. Tanımlamasını yapamadığın bir canlı formunu araman da boşunadır. Çünkü ne aradığını bilmezsin. Eğer tanımlamasını yapmış isen jupiter şartlarında jupitere gitmiş orayı detaylı bir şekilde incelemiş, şartlarını belirlemiş olman gerekir. Jupiterden bize veri taşıyan şey oradan yansıyan güneş ışınlarıdır. Güneş ışınları ne kadar veri taşıyabilir. En fazla bin veya ikibin kalem veri. Bunlara bakarak bu şartlara uygun canlı olması gerekir diyebilir misin?

Üstelik yaklaşım mantığı olarak, diyelim ki. Haklısın. Jupitere gittik. bir baktık ki bizlerde daha ileri bir medeniyet seviyesine gelmiş canlılar olduğunu gördük. O zaman ne diyeceksin. işte burada da gelişmiş.

Ne diyeceğini biliyorum. ayda neden yok. Merkürde neden yok. Güneşte neden yok. vs vs.

demem çünkü ikna olurum.zaten yukarda açıkladım artık aramıyorum .çünkü anladım.orada canlı oluşamaz çünkü canlı oluşuım için mükemmel bir denge gerekir.

Genel olarak inançlı kesimlerde ilginç bir psikoloji gelişmiştir. Hocaefendiye bir soru sorulur o da cevabını bilmek zorundadır. Bilmezse küçük düşer. Bildikleri sorular için sorun yoktur. Ama bilmedikleri (ki pozitif bilimler hakkında hiçbir şey bilmezler) bilinemezciliğin arkasına saklanırlar. Bilinemezciliğin gizeminden itibar kazanmaya çalışırlar. Ve böylece hocaefendiler hiçbir soruyu cevapsız bırakmazlar. Bilmediği sorunun yanıtı bellidir. Hikmetinden sual olunmaz. Yani bu soruyu bana sorma bilmiyorum demek istiyordur. Veya allah bilir. gibi bir cevap. İşte bu cevaplar bütün araştırmaların, aklı kullanmanın önünü keser. allahın bilgisine ulaşmak suçtur. Zaten allahı nerede bulup da soruma cevap alacağım o da meçhul.

yok ben inanıyorum ama tüm pozitif bilimlerede inanıyorum.canlılar türlere veya filumlara cinslere ayrılabilir.yada fosiller bukunabilir.yada depremin sebebi Dünyanın alttabakalarındadır tabiki.hepsini ve bütün bilimselliği kabul ediyorum.ve allaha inanıyorum bunlar benim için çelişki değil.

taşı yerçekimi düşüürür.yerçekiminin nedeni de işte dünyanın kütlei yok ay güneş uzaklıkları vs formulu ne ise inanıyorum tabiki pozitif bilimlere inanmamak gibi bir sıfat neden yüklüyorsunuz bana?

tıp bilimi ni neden inkar edeyim.benim inancım tıp biliminin ilerlemesine neden ters olsun ki.

ben insan vücudundaki bu sistemin ds ve mut değil. yaratma ile olduğuna inanıyorum ve bu yaratma belli bir bilime göre yapılmış bir yaratma.çünkü sözkonusu bilim de yaratıldı. dolayısı ile inançlılıkta bilime ters hiçbir şey yoktur...bilimde çalışmalarla ilerleyecek tabiki ve biz hergün bir şey öğrenecez.

yok bunu herkes söylüyor.cevaba değer bulmuyordum ama bu vesile ile söylemiş oldum..

Sizlere tavsiyem önünüze gelene, bilinmeyen alanlardan sorular sormadan önce kendiniz aklınızı kullanarak akla uygun yanıtlar bulmaya çalışın.

Örneğin; şu soruyu cevaplamaya çalışın bakalım aklınızı kullanabiliyor musunuz?

Yerde bir taşın hareket ettiğini görmektesiniz. Veya bir taşın uçtuğunu görmektesiniz.

Yorumlarınız ne olur.

valla yukarıdaki yorumumu bu sözünü okumadan yazmıştım ama denk gelmiş.

araştırırım tabiki burada yerçekimi yokmu acaba derim .araştırırım .bulamazsam devam ederim araştırmaya...

benim inancım bunu araştırmaya engel değil ki..

hox genleri göz hücrelerinin bilgisi kendisinde olmamasına rağmen onları düzenlerler.bunun bir bilinç tarafından değilde rastgele olduğunu düşünmek bilimsellik değil aksine saçmalıktır.

karşımıza rastgeleliğin dışında birşey koyun inanalım.

siz şu taşlara ne derdiniz ratsgele olmuş işte diyemi..mi?

tarihinde kolonya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuyu tam olarak okumadım özür..

Başlığa yanıt...

Uyum; partiküllerin kararlı durumudur...

Burada anlamaya çalışacağımız;parçacıkların; kendini yaşatma ve üretme çabası....

Bireysel değil....Etkiyen sonuç...... :P

Link to post
Sitelerde Paylaş
yaratma ile olduğuna inanıyorum ve bu yaratma belli bir bilime göre yapılmış bir yaratma.çünkü sözkonusu bilim de yaratıldı. dolayısı ile inançlılıkta bilime ters hiçbir şey yoktur.

Sevgili kolonya.

Neyin bilim, neyin bilimdışı olduğunu bilmediğin için. Bilimin inançlarını desteklemesini büyük bir şekilde arzu ettiğin için yukarıdaki gibi bir yargıya varıyorsun.

Öncelikle bilimsel araştırmalardaki bulunan yer şeyi yaratmaya bağlarsan. Evrendeki her şeyi, her hareketi, her varlığı yaratana bağlarsan, sonuçta bir şey söylememiş olursun. Yaratanın dışında bir şey olmayacağına göre. yaratmışlığın bir kıymeti harbiyesi kalmaz. Araştırma bile yaratılmış ise. Bundan nasıl bir sonuç çıkarılır. Yani bilim adamlarının araştırmasını bile yaratan mı belirliyor. Belirliyor da bir sürü yeni bilgiyi bulan, bir sürü yeni teknoloji geliştiren bilim adamları kendi bulduklarını biliyorlar da. Bu buluntuların allah sayesinde olduğunu neden bilmiyorlar?

Bilim her şeyi araştırır. Yaratanı bile. Ama yaratanın araştırmalık bir tarafı olmadığı için. Yaratan, yaratılmışlık ve inanmışlık tümü ile bilim dışıdır. Sen hala bilime ters bir şey yok de dur.

Bilim canlılığın evrim sonunda ortaya çıktığını, geliştiğini, ilerleridiğini söylüyor. Sihir ile yaratılmışlık ile, ol dedi oldu ile hiçbirşeyin olmayacağını söylüyor.

Sen tutturmuşsun inançlılığın bilime ters yönü yok diye.

Tarihsel süreçte, bilimsel araştırmalara kendini kaptıran her bilim insanı, buldukları gerçekleri kabul ettirebilmek için inançlılarla mücadele içine girmek zorunda kaldıklarını bilmiyor musun?

Hangi bilimsel bulgu yobazlara rahatlıkla kabul ettirilebilmiştir.

Günümüzde canlılık üzerine yaptığımız şu tartışmaların bile arka planında sizin inançlarınız yatmıyor mu? Hala doğal seçilime, mutasyon gerçeklerine dudak bükmüyor musunuz?

Gen mühendisliği ile evrimsel aşamaların her kademesi ortaya konulduğu gibi, yeni ve isteğe göre canlılar yaratabildiğimizi göremiyor musunuz?

Evet bir yaratıcı var.

Ama o yaratıcı insan aklı ve elleridir.

İnsan aklı ve ellerinin de bir yaratıcısı vardır dersen.

Evet ama bu senin anladığın anlamda bir yaratıcı değildir.

Bilinçsiz doğanın kendiliğinden ortaya çıkardığı bir sonuçtur.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili kolonya.

Neyin bilim, neyin bilimdışı olduğunu bilmediğin için. Bilimin inançlarını desteklemesini büyük bir şekilde arzu ettiğin için yukarıdaki gibi bir yargıya varıyorsun.

Öncelikle bilimsel araştırmalardaki bulunan yer şeyi yaratmaya bağlarsan. Evrendeki her şeyi, her hareketi, her varlığı yaratana bağlarsan, sonuçta bir şey söylememiş olursun.

uzun yazmışsın sn ekinci ama kusura bakma sadece buraya kadar okudum ...nedeni de;

Öncelikle bilimsel araştırmalardaki bulunan yer şeyi yaratmaya bağlarsan.ZATEN BAĞLAMIYORUM

Evrendeki her şeyi, her hareketi, her varlığı yaratana bağlarsan,ZATEN BAĞLAMIYORUM..

iyi okuyun

bunların çıkış noktasını ben yaratıcıya bağlıyorum sonra devam ediyorum.

sizde çıkış noktasını rastgeleliğe bağlıyorsunuz.sonra devam ediyorsunuz.

siz veya biz bilime devam ederiz.bunun başlangıç noktası bilimin ilerlemesine engel değildir.

örnek:taş düştü.yerçekimi vardır o zaman neye bağlıdır.Allah Bİlir mi dedim ben..

Formulü bulunsun ..başka birşey kaldımı ..kalmaz mı.diğer gezegenlerin yerçekimlerine baksınlar karşılaştırma yapsınlar.kaldı mı kalmamz mı devam etsinler.

eeee sorun nerede...bilim ilerliyor işte.AyrıCa da inançlıyım sorun nerede....

bakın şimdi sen canlıların veya dünyanın oluşum aşamalarına şimdiye kadar ateistlerin söylediklerinin tam tersi bir şey söylüyorsun...(bu önemli mi ...hayır tabiki ama durum bu)

sen bunu söylersen bende şunu söylerim: dünyanın yaşama uygun bir yer olması için çok hassas bir çok denge vardır(sayarsak buraya sığmaz) ve canlılarda olduğu gibi dünyada bir seçilim de yoktur (yani avantaj dezavantaj yoktur evrelerde)ve sırası ile canlılık için mükemmel bir düzenek oluşmuştur. ve bu rastgele olmamıştır.diyorum sizde

RASTGELE olmuştur diyorsunuz.rastgele mi ne rastgelesi dalga mı geçiyorsunuz...

karşıma rastgelenin dışında birşey koy inanayım.saçmaymış bilim dışıymış rastgelelik çok mu bilimsel....

sen de o taş rastgele düşüyor diyorsun .farkın var mı benden....

tarihinde kolonya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
uzun yazmışsın sn ekinci ama kusura bakma sadece buraya kadar okudum ...

bunların çıkış noktasını ben yaratıcıya bağlıyorum sonra devam ediyorum.

sizde çıkış noktasını rastgeleliğe bağlıyorsunuz.sonra devam ediyorsunuz.

siz veya biz bilime devam ederiz.bunun başlangıç noktası bilimin ilerlemesine engel değildir.

.....................

sen de o taş rastgele düşüyor diyorsun .farkın var mı benden....

Deveye hendek atlatmak zordur.

Çıkış noktası; kıvırtmanın dik alasıdır.

Bir oluşum, aynı zamanda bir sonuçtur. Bir şeyin başlangıçı daha önceki olayın sonucudur. Dolayısıyla bir şeyin başlangıcını bulmak oldukça zordur.

Ayrıca sen bu yaklaşımında zaten inancına ters düşüyorsun.

Neden başlagıç?

Başlangıcın ayrıcalığı, başlangıçtaki gizem veya sihir nedir?

Yani yaratan topaca ipi sarıyor ve fırlatıyor. Sonra topaç dönmeye başlıyor ta ki başlangıçta verdiği dönme hareketi bitinceye kadar. Böyle mi düşünyorsun?

Yazımı uzun buluyorsun. Senin yazıların benden de uzun. Yazdıklarını yarım yamalak okursam anlamam ki ne demek istediğini.

Neyse her şeye rağmen ilerleme var.

Başlangıçtan sonrasını yaratanın inisiyatifinden kurtardık.

Yarında başlangıcı kurtarırız.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

The Journal of Experimental Biology'de yayımlanan bu araştırmaya göre, sürahinin(etçil bitki) kaygan iç yüzeyi iki ayrı tabakadan oluşan mumsu bir maddeyle kaplı. Üst tabaka, böceğin ayaklarına bulaşıp tutunma özelliklerini azaltan mikroskopik parçacıklardan oluşuyor. Bunun altında ise delikli yapısından dolayı böceğin ayaklarının temas ettiği alanı azaltan bir tabaka bulunuyor..

örnek: senin bilimsel diye nitelendirdiğin şey bunun rastgele olması..

şimdi anlat bakalım çok bilimsel olarak bu bitkininn evrelerini...hiç araştırma söyleyeyim ben cebaınızı

valla bilemiyoruz ama bir şekilde kendi kendine rastgele seçile seçile olmuş.(bilimsel bir ifade mi şimdi bu)

tarihinde kolonya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Neyse her şeye rağmen ilerleme var.

Başlangıçtan sonrasını yaratanın inisiyatifinden kurtardık.

Yarında başlangıcı kurtarırız.

Sevgiler.

ekinci, saçmalamayın

yaratma bir bilim iledir.benim burada anlatmak istediğim o dur.her aşamada yaratma vardır tabiki

demogoji yapmayın.ama yaratma bir bilim iledir .dollayısı ile orada bilim vardır sen araştır bulursun bilimi.bu Allahın varlığına engel değildir.ama topaç örneği bazı eksik yanlarına rağmen yüzeysel olarak doğru sayılabilir..

ama topaç örneğinden sonra"" Başlangıçtan sonrasını yaratanın inisiyatifinden kurtardık.""cümlesini kurman abes olmuş...şimdi o tapoçın bir dönme hızı var .ivmesi var formulü var. hızın formülü var eğiminin formulü var. renklerinin dizaynı var..hepsi bir bilim ile beraber bir bütün ayrı değil..ama endişelenme hepsi önceden ayarlanmış tasarlanmış

aynı dünyanın yaşam için planlandığı gibi..(hani şu tartışıp sonuca bağladığımız konu var ya ordan alıntı yaptım..)

tarihinde kolonya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
ama endişelenme hepsi önceden ayarlanmış tasarlanmış

aynı dünyanın yaşam için planlandığı gibi..(hani şu tartışıp sonuca bağladığımız konu var ya ordan alıntı yaptım..)

Bir şeyden endişe ettiğim yok sevgili kolonya.

Böyle iddiaların boş iddialar olduğunu söylüyorum anlamıyorsunuz.

Bu iddianın zıttı nasıl olur. Yani önceden ayarlanmamış, tasarlanmamış bir şey var mı?

Size göre, sizin inancınıza göre yok. İşte o zaman cümleniz sıfırlanmış oluyor. Herşey allahtandır. Lafı en boş laftır.

Dünyanın yaşam için planlandığı da böyle boş bir laftır.

Herşey olacağına varır gibi boş bir laf.

Bulduğumuz her bulguya; allah böyle istemiştir, allah böyle planlamıştır demenin ne kıymeti var.

Allahı her şeye sokuşturmanın alemi nedir?

Tartışıp sonuca bağladığımız hangi konudan bahsettiğini de bilmiyorum.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu başlığın açılmasının nedeni Darwin'in bir kuramı olan doğal seçilime sözde meydan okumaktır.

Bu sapkın, cahilce, değersiz, aptalca, önemsiz, sahte meydan okuma bence yeterince yanıtlandı..

Doğal seçilime meydan okuyacakların evrimi bilmesi ve evrimsel süreçleri anlaması mümkün değildir.

Boş safsatalarla evrime yapılan bu ahmakça saldırı gerektiği yanıtları aldı..

Ama tartışmalar hala devam ediyor..

Konudan ayrılınmamasını tavsiye etmekten başka elimden bir şey gelmiyor..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
Doğal seçilime meydan okuyacakların evrimi bilmesi ve evrimsel süreçleri anlaması mümkün değildir.

HACI

hox genlerinin evreleri nedir dedik:valla bilmiyoruz ama bir şekilde olmuştur dediniz.

kıl ilk olarak ne harekete geçti de oldu dedik: valla bilmiyoruz ama bir şekilde olmuştur dediniz

ağ atan örümceklerin evrimsel süreci rsatgele seçilimle nasıl omuştur dedik:valla bilmiyoruz ama bir şekilde olmuştur dediniz.

bunlar gibi 10-12 soru sorduk:valla bilmiyoruz ama bir şekilde olmuştur dediniz

siz zaten bilmiyorsunuz ve anlatamıyorsunuz , anlamamızı nasıl beklerseniz..

Link to post
Sitelerde Paylaş
hox genlerinin evreleri nedir dedik:valla bilmiyoruz ama bir şekilde olmuştur dediniz.

kıl ilk olarak ne harekete geçti de oldu dedik: valla bilmiyoruz ama bir şekilde olmuştur dediniz

ağ atan örümceklerin evrimsel süreci rsatgele seçilimle nasıl omuştur dedik:valla bilmiyoruz ama bir şekilde olmuştur dediniz.

bunlar gibi 10-12 soru sorduk:valla bilmiyoruz ama bir şekilde olmuştur dediniz

siz zaten bilmiyorsunuz ve anlatamıyorsunuz , anlamamızı nasıl beklerseniz..

Bu soruların yanıtlarının bilinmemesi sizce ne ifade ediyor?

Bi de onu açıklasanız memnun olacağız..

Bize masal okumayın..

Açıklamanızı bekliyoruz.

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yukardaki soruyu hala yanıtlamadınız...

Bilinenler, bilinmeyenlerin yanında devede kulaktır.

Bilim bilinmeyenlerin gizemini çözerek ilerler..

Bilinmeyenlere kapitalize olarak,

aha....... bunu da bilmiyorsunuz, öyle ise bilim yalandır, din esasdır,

diyebilir misiniz?

Şunlar şunlar bilinmiyor demekle ne demek istiyorsunuz?

Hala bir cevap vermediniz..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu soruların yanıtlarının bilinmemesi sizce ne ifade ediyor?

Bi de onu açıklasanız memnun olacağız..

Bize masal okumayın..

Açıklamanızı bekliyoruz.

HACI

buradaki bilmiyoruz cevabınız oldukça büyük bir sorundur.,

bakın göz hangi parçalardan oluşur .18 parça(atıyorum).şimdi siz gözün evrimi derken şunu diyorsunuz işte ilkel canlılarda ışığa duyarlı organcık vardı sonra göz oldu.......bu bir mantık bellli bir mantığa dayanıyor . evet ama hiçbir bilimsel gerekçesi yok sadece bir mantık.yani radio tv oldu mantığı ile aynı düzlemde ve aynı saçmalıkta."arkadaşım bana bu 18 parçanın tek tek oluşum aşamalrını anlat biliyormusun bilmiyorsun .çünkü aralarındaki uyuma göre birlikte evrilmeleri gerek ama buda evrime aykırı...yani senin bunu bilmeme nedenin bu oluşmların evrime aykırı olmaları

saçma bir şeyi bir mantığa bağlamak çok zor birşey değildir.

iyi dinleyin:şimdi canlılığın dünyada sonu gelse ve robotlar dünyaya hakim olsa ve iki robot oturup biz metal parçacaıklarının evrilmesi ve rastgele aşınıp şekle girip ve doğal "yağ"ların içinde saklanıp sonra elektirk(yıldırım) ile haraket kazanıp vs vsvs bu hale geldik demesi bile belli bir mantığa göre olur..yani sallamak hele hele belli bie mantık silsilesine göre sallamak dünyanın en kolay işidir.

sizin benim bu metal evrimime soracağınız tüm soruları yanıtlarım.varmısınız iddiaya...neyseanladınız siz onu...

şimdi sen sanki 2üzeri654654616468 nin kaç ettiğini "bilmiyorum" ama hesap makinası olsa hesaplardım diyormuş gibisin .ama öyle değil maalesef

iddia ediyorum ki sivrisineğin kan emme yeteneği hiçbir şekilde "en son aşamadaki faydayı bilmeyen" hiç bir yöntemle oluşamaz.

buna sizin nasıl oluştuğunu bilmiyorum derken bu yeteğin kendiliğinden ve en sonaşamadaki faydayı hesaplanamayan bir bilinç olmaksızın meydana gelmesinin imkansızlığının farkında olmanızı anlıyorum başka birşey değil.

yani kısaca bilmiyoruz:bunların bu kompleklikte olmaması gerekiyoru.ama nasıl oldular anlayamıyoruz.eğer daha basit olsalardı belki bir "mantığa" sığdırılabilirdi ama şimdi sığdıramıyoruz..

demektir.

sivrisinekte ne demek kanın pıhtılaşmasını önleyen sıvı .nasıl evrilmiş bu sıvı?

başlıyoruz :aaa nereden başlasak olmuyor..

olmaz çünkü evrimsel olarak açıklamnamayacak kadar karışık.içi su dolu baloncuk olsa idi ne güzel olurdu şıp diye açıklanırdı...

Link to post
Sitelerde Paylaş
buradaki bilmiyoruz cevabınız oldukça büyük bir sorundur.,

bakın göz hangi parçalardan oluşur .18 parça(atıyorum).şimdi siz gözün evrimi derken şunu diyorsunuz işte ilkel canlılarda ışığa duyarlı organcık vardı sonra göz oldu.......bu bir mantık bellli bir mantığa dayanıyor . evet ama hiçbir bilimsel gerekçesi yok sadece bir mantık.yani radio tv oldu mantığı ile aynı düzlemde ve aynı saçmalıkta."arkadaşım bana bu 18 parçanın tek tek oluşum aşamalrını anlat biliyormusun bilmiyorsun .çünkü aralarındaki uyuma göre birlikte evrilmeleri gerek ama buda evrime aykırı...yani senin bunu bilmeme nedenin bu oluşmların evrime aykırı olmaları

Bu açıkalamanın canlıların biyolojisini bilmeyen cahil birinin kaleminden çıktığı o kadar belli ki...

İnsan gözü yalnız insanda kendini oluşturan parçaların eksikliğinden olumsuz olarak etkilenir.

Dünyada o parçaların olmadığı veya eksik olduğu halde, kendi ortamlarında mükemmel görebilen milyonlarca canlı vardır.

Bunu ancak evrimle açıklayabilirsiniz..

Evrimin canlıların ortama uymasını sağlayan bir mekanizması vardır.

O mekanizma doğal seçilimdir.

Doğal seçilime göre her canlının hemen her organ ve dokusu diğerler canlılardan az çok farklıdır.

Bu size ilk ders..

Diğerleri pek yakında burada..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...