Jump to content

İSLAM’IN ORTAYA ÇIKIŞ NEDENLERİ


Recommended Posts

e allah boşuna kafir dememiş gerçeği örten manasında..

siz böyle devam ettikçe kimsenin kimseye faydası dokunmaz..Azıcık ruhsal boşluktaki gençleri kandırırsınız..Bizlerde bu milletin imanını yeni yetişen gençlerimizle devam ettiririz..

adama bak sanki inansa bana faydası olacak :) ayet çarpıttınız ,hadis çarpıttınız , olayları çarpıttınız bi bu yoktu demediğiniz kalmıştı onuda demiştiniz..

GİDİN TOPKAPI SARAYINA ADLİ BELGELERİYLE BERABER BU MEKTUPLARI GÖRÜN CAHİL CAHİL KONUŞMAYIN

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 171
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

hacı efendi kafandan sıkmışsın hristiyanlarda o dönemde islama ait ait hiçbir iz yoktur diye.

hayatında ispanyaya edndülüse gittinmi böyle kör kör sıkıp tutuyorsun??

veyahut topkapı sarayındaki mektupları gördünmü??

ben salak gördüm ama böyle salak adam görmedim..

sen KİMİN MAŞASISIN ONU SÖYLE DE BURDAKİ HALK BİLİNÇLENSİN BEN SÖYLERSEM FORUM YERİNDEN OYNAR

Kahharulazam

Ağzını topla.. Yoksa sana senin dilinden konuşurum.. Salak adam sensin. Önce bunu bil..

Hakaret ettiğin bütün iletileri sileceğim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
GİDİN TOPKAPI SARAYINA ADLİ BELGELERİYLE BERABER BU MEKTUPLARI GÖRÜN CAHİL CAHİL KONUŞMAYIN

Hepimiz gördük o mektupları, kılıçları, ayak izini, kılını tüyünü.

Eee, ne ilgisi var? Sen gördün de ne anladın?

Bize "bunlar Muhammed'in" dediler diye, O'nun mu oluyor?

İşte o uyduruk delilleri senin gibiler için koyuyorlar oraya.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam’ın Muhammed ile olan ilişkisinin doğası nedir?

Muhammed kimdir?

Aslında Arapça Muhammed yüceltilen-övülen anlamına gelen bir kelimedir.

İlginç olarak bu terim ilk defa Hrsitiyan sikke motiflerinde İsa için bir sıfat olarak kullanılmıştır.

Bu yorumu destekleyen kanıt, 691 yılında Abdulmelik tarafımdan yaptırılmış olan Kubbetüs Sahra’nın içine yerleştirilmiş olan bir yazıttır.

Bu yazıt tek ve benzersiz bir Tanrı’ya şahitlikle başlıyor ve övülesi (muhammadun) Tanrı kulu (abd Allah) ve O’nun elçisi ifadesi kullanılıyor ve mesih İsa, Meryem’in oğlu, Tanrı’nın elçisi ve sözüdür şekilde, eski Hrsitiyanlık inancı çerçevesinde devam ediyor.

İsa’nın Tanrı olduğu reddediliyor. Aynı şeyi zaten Kur’an da öneriyor.

Muhammad başlangıçta bir Hristiyan ünvanıdır.

Bu bağlamda Tanrı’nın kulu anlamına gelen abdallah ile, peygamber, elçi ve mesih gibi sıfatlara benzemektedir.

Daha sonraları muhammadin yakından ilgili olduğu İsa’dan koparak, ayrıldığı düşünülmektedir.

708 yılında Şam’da inşa edilen Mescid-el-Emeviyye’nn ve 756 yılında Medine’de yapılan Kutsal Mabed’in yazıtları ilginç bir şekilde İslam’ın beş koşulundan biri olan kelime-i Şehadet’e benzemektedir..

Tek olan Tanrı övüldükten sonra, muhammad’a, yani Tanrı’nın kulu ve elçisine şahadet edilir.

Ama Kubbetüs Sahra’da olduğu gibi, Meryem’in oğlu İsa açıkça anılmaz.

Bu iki yerde formüle edilen yazıtlar, Kudüs’deki teolojiye benzeseler de, doğrudan İsa ile ilişkili değillerdir.

Aynı şey sikkeler için de söz konusudur.

Sikkelerdeki haçın yerin almaya başlayan kaya sembolleri artık açıkça Hristiyanlık sembolü olmaktan çıkar.

Muhammad sıfatı sikkelerden kaybolmaya başlar.

Bu şekilde soyutlanan muhammad sıfatı artık yeni ve farklı bir kavram olarak başka bir kapsamda kullanılabilir hale gelmiştir.

Muhammad terimi ilk defa 8’nci yüzyılın ilk yarısında peygamber olarak tarihe geçmiştir.

Bu bağlamda en eski kaynaklardan biri olan Johannes Damascenus’a göre ortalıklarda Ma(ch)met adında sahte bir peygamber dolaşmaktadır.

9’uncu yüzyılda yine bir Hristiyan ünvanı olan abdallah (Tanrı’nın kulu), Muhammed’in babası olarak tarihleştirilmiş ve Abdullah’ın oğlu Muhammed miti yaratılmıştır.

Devam edecek......

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu arada aşağıdaki bazı iddiaları DreiMalAli yanıtlıyor.

1- Mektuplar :

Tarihi saptanmış herhangi bir muktup olmadığı gibi... Mektupların sayısında dahi fikirbirliği yok müslümanlar arasında. Topkapı Sarayındaki mektupların ve diğer Kutsal Emanetlerin Muhammed'e ait olduğuna Müzenin eski müdiresi dahi inanmıyor.

murtedd arkadaşımız diğer bir başlıkta mektuplarla ilgili 3 link vermişti. Konu hakkında bilgi veren linkler.

2- Tarihsel kayıtlar :

Ne Muhammed ne de peşinden gelen 4 halife hakkında eşzamanlı hiç bir kayıt yok. Ne Bizans kaynaklı ne de Sassani kaynaklı.

3- Dört Halifeler dönemi :

bak 2- Tarihsel kayıtlar :

s

4- Eşleri ve özellikle torunları :

ve

5- Mezarı :

Kendisi hakkında hiç somut bilgi olayan birisinin/birilerinin eşleri, torunları ve mezarını sormak abes kaçsa da...

Hikayeler bol.

Ama somut hiç bir şey yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
ömründe topkapı sarayına uğramamışki cahil ne bilsin bol keseden sıkın :) töbe ya kendi aranızda tartışın karışmıyorum..

çünkü böyle sahtekarlıkların bilim bilim diye öten adamların ağzından çıkması ilginç

euclid arapça bilgin iyimiş.

yazıdaki şivelere ve vavların yazılışına dikkat et bakalım sana neyi ifade ediyor hadi bunlar bilmez

hangi lehçenin hangi özelliğini taşıyor şu mektuptaki cümleler söylede öğrensinler..gerçeği yok gibi göstermesinler

Ben topkapı sarayını 3 kez gezdim kutsal emanetler bölümüde dahil olmak üzere evet Muhammed dönemine ait mektuplar ve Osman'a ait mushaf diye sergilenen birşeyler var ama ben bunların o dönemlere ait olduğunu düşünmüyorum.Osman mushafının Osman'a ait olmadığı artık sıklıkla söyleniyor.Mektuplar incelenebilir mi bilmiyorum izin alınarak.

Verdiğin 3 resime gelince 1. ve 2 resim aynı mektup evet yazımda noktalamalar ve harakeler yok ve bazı harfler ilk zamanlardaki gibi mektuplar çok eski olabilir ama Muhammed'e ait mi bu şüpheli dediğin gibi Karbon testi lazım ama o testlerde mutlak tarihleri vermez.Bu mektupların Muhammed'in yaşadığına dair birer delil teşkil etmesi çok zor.

Selamlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdiye kadar yazdıklarımızı kısaca özetleyelim... Geleneksel İslam tarihine şu alternatifleri getirdik.

Muhammed yaşamamıştır. Öyle bir kişilik yoktur. Muhammed yüceltilen, övülen anlamına gelen bir kelimedir.

İslam'ın belli ve kesin bir başlangıç tarihi yoktur.

Kur'an'ın ne zaman, nasıl ve kimler tarafından yazıldığı belli değildir. Bu konuda daha geniş bilgilere yer vereceğiz.

İslam'ın Hristiyanlıktan ayrılan bir kült olması mümkündür. Bu konuyu da açıklığa kavuşturacağız.

İslam bir efsanedir. Eski Yunan dinlerinde olduğu gibi bu efsane, bazı mitolojik karakterlerle zenginleştirilerek gerçeklik kazandırılmaya çalışılmıştır.

İslam tarihinin her kelimesi efsanedir.

Bu bağlamda İslam'dan ve Kur'an'dan bahsederken yalan ve sahtekarlık kelimelerini artık kullanmamaya çalışacağım. Ya da az kullanırım.

Çünkü efsaneleri yalan olmakla suçlamak bütün insanlığı suçlamak demektir.

Muhammed yaşamamışsa suçlanacak somut bir kişilik de yok demektir.

Muhammed yaşamış olsaydı durum değişirdi. O zaman hiç kuşkusuz İslam'ı onun bir yalanı olarak ilan ederek alabildiğine eleştirebilirdik.

Bugüne kadar yapılanlar da odur zaten.

Ama bir efsane karşısında, hiç istemeyeceğimiz ve nefret edeceğimiz halde, daha bilimsel, saygılı ve dürüst olmamız gerektiğini düşünüyorum.

İslam ve onunla ilgili her konu bir toplumun kollektif bilincinin ürünü olarak ortaya çıktığı için böyle bir tutum sergilememiz gerekmektedir.

Diğer bütün dinler gibi İslam da artık insanlığa mal olmuş büyük bir gerçektir.

Hiç kuşkusuz kötüdür. İlkeldir. Bağnazdır. Çağ dışıdır. Bu nedenlerden dolayı istenmemeli ve karşı gelinmelidir.

Yine de bütün bunlar yapılırken İslam'ın içinden çıktığı toplum aşağılanıp kötülenmemelidir.

Bu bağlamda saygı ile karşılanması gereken gerçek, insanlığın efsane yaratma hakkı, özelliği ve yeteneğidir.

Efsane yaratmak insanın doğasında vardır.

Günümüzde bile insanlık durmaksızın efsaneler yaratmaktadır.

İslam da onlardan biri ve en başarılı olanlarındandır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir yalnız bir saydır.

Çok yalnızdır hem de....

Bir olan herşey yalnızdır.

Allah tek olsaydı, çok yalnız olacaktı.

Evreni yarattı Allah ve teklikten, tekillikten, yalnızlıktan kurtuldu.

Tek olarak varlığını sürdüremezdi Allah.

Evreni ve içinde, dünya denen izbe bir gezegende canlıları ve insanı yaratmalı ve teklilten kurtulmalıydı.

Allah tekdir diyenlere kızıyor olmalıydı Allah...

Çünkü teklik ve tekillik, bütün görkemi ile evreni yaratan Allah'ın belki de nefret ettiği kavramlardı.

Allah yalnız var olamazdı.

Bir gün canına tak etti Allah'ın ve tekillikteki simetriyi bozdu.

Tekillik, birlik ve yalnızlık yoktu artık.

Big Bang vuku bulmuştu.

Zamanın başladığı Big Bang nihai gerçeği simgelemez.

Nihai gerçek Big Bang'den de büyüktür.

Nihai gerçeğe ulaşabilmek için zamanın ve Big Bang'in ötesine gitmemiz gerekmektedir.

Oraya gidince bile sormamız gereken soruyu yanıtlayacak bilgilerden yoksunuz.

Evren neden var? Biz neden varız?

Bunlar açıklanmaları gereken gerçek nihai sorulardır.

Bilim, mitolojiler ve dinler bize nihai gerçekleri açıklamaya çalışan insansal etkinliklerdir.

Madem insansaldırlar, o halde her insansal olgu gibi, duyarlıkları vardır. Absolü doğru değillerdir. Dereceli doğrulardır.

Duyarlığı olan hiç bir insansal olgu bizi nihai gerçeklere götüremez.

Nihai gerçeklere ulaşmak, ulaşılmak istenen tekillik kadar mükemmelliği gerektirir.

Aslında tekilliğe ulaşmak bile nihai gerçeklere ulaşmış olmak demek değildir.

Çünkü nihai gerçekler tekilliğin de ötesine uzanır ve neden var sorusunun yanıtını bulmaya çalışır.

Bilim, mitloloji ve din arasında sanıldığının aksine, insanların çoğu için kesin olmayan, belirsiz ve müphem sınırlar vardır.

İnsan yaşamına o sınırlar bir anlam verir ve yaşamı o sınırlar belirleyerek, renklendirir.

İnsan ne yalnız din ve mitolojilere güvenerek, ne de yalnız yalın bilime dayanarak yaşayabilir.

İnsanın yaşamı çoğu kere bu üçünün karışımından ibarettir.

Efsaneler, çağdaş bilimden çok önce doğal olguları açıklamak için ortaya atılan görüşlerden başka bir şey değillerdir.

Dinler de efsanelerden yararlanarak insan yaşamında kendilerine bir niche oluşturan sosyal olgulardan başka bir şey değillerdir.

Efsaneler zamanla değişebilir. Ama dinlerin parçası olduktan sonra artık değişmeleri söz konusu olamaz.

Dinler efsanelerden bile katı, yaşama kendilerine göre anlam veren ve onu yönlendiren, çok zor ve yavaş değişen sosyal olgulardır.

Diğer dinlerden farklı olarak İslam bir yandan Müslüman'ların yaşamına sapkın anlamlar verirken, öte yandan doğal olguları açıklamaya çalışan bir saçmalıklar silsilesinden ibarettir.

İslam'ın kendisi bir mitdir. Eski Yunan dinleri gibi, tümüyle mitolojik bir başlangıcı vardır. Onun gibi de ayrıntılara önem verir.

Bilim, mit ve din birbirlerine dolaşık kavramlardır.

Günümüzde bile bu üçlü bu ilginç dolaşıklığı sürdürmektedir.

Bunun en güzel örneği bilimsel olduğu ileri sürülen İslam'dır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
İslam, insanlık tarihinin en karanlık zamanlarından birinde ve ulaşılması en zor yerlerden biri olan çöl ortamında ortaya çıkarak çevreye yayılan, ilkel toplumlara ait antik değer yargıları ile, ritüel, gelenek ve göreneklerinin hemen hiç değişmeden günümüze kadar ulaşmasından sorumlu, her türlü yeniliğe bütünüyle kapalı bir dindir.

Başlangıcı Muhammed ile açıklanır. İslam’a göre Muhammed adında, aslı koyun çobanı olan bir Bedevi, 610 yılında Mekke’de peygamberliğini ilan etmiş ve İslam’ı yaymaya başlamıştır. Ümmi olan, yani okuma ve yazması olmayan bir cahil olduğu söylenen bu ilginç karakter, kısa bir zaman içinde İslam dinini yalnız kabul ettirmekle kalmamış, çevreye geniş ölçüde yaymıştır da. Daha da ötesi bu müthiş peygamber komşu ülkeler üzerine akınlar düzenlemiş, diğer ülkelerin liderlerine yazdığı tehdit dolu mektuplarla onları ikna ederek İslam’ı etrafa yaymış ve bir dünya dini yapmıştır. İddiaya göre veda hutbesini 100 bin Müslüman büyük bir huşu içinde izlemiştir. Bütün bunlar 23 yıl gibi kısa bir zaman diliminde gerçekleşmiş, İslam ani ve müthiş bir çöl fırtınası gibi etrafa hızla yayılmıştır.

Tabii bunlara inanan Ali Baba ve kırk haramilere de inanır.

İslam kendi tarihini yozlaştırarak değiştiren dinlerden biridir. Diğeri ve daha da ilkel olanı, Yahudiliktir. Bu dinler yalnız kendi tarihlerini çok sonraları ve geriye dönük olarak yazmakla kalmamışlar, kendi zamanlarında vuku bulan bazı tarihsel olguları da, onları kendi yazdıkları tarih ile bağdaştırmak üzere, değiştirmişlerdir. Başka bir deyişle İslam ve Yahudilik, kendi gerçek tarihlerini yok etmişlerdir.

Yozlaştırılan ve çok sonraları sorulan sorulara bir yanıt olmak üzere kendisi ile ilgili tarihçesi değiştirilen, sürekli olarak ortaya atılan öykü ve masallarla günümüze gelene kadar, giderek abartılıp zenginleştirilen bir tarihe sahip olan İslam dini, nasıl ortaya çıkmıştır? Bu ilkel dinin amacı ne olabilir? Kime ve neye hizmet etmek için ortaya çıkmıştır? İslam neden vardır?

Son gelişmelerin ışığında bu ve benzeri soruları sormanın, onlara bilimsel yanıtlar aramanın, İslam’ın kendi yazdığı ve bütün dünyaya kabul ve dikte ettirdiği tarihi sorgulamanın ve o tarihin şimdiye kadar ilginç bir başarı ile insanlıktan gizlediği bazı gerçekleri yeryüzüne çıkarmanın zamanı gelmiştir.

HACI

Devam edecek.......

:) gelsin gelsin.

ALLAH VARDIR.

Dipnot : atesitlerin hayal dünyasına ve fantezi kurmasına hayranım.netekim :).Bir boy abdesti alsalar emınım imanın tadını alacaklardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
:) gelsin gelsin.

ALLAH VARDIR.

Dipnot : atesitlerin hayal dünyasına ve fantezi kurmasına hayranım.netekim :).Bir boy abdesti alsalar emınım imanın tadını alacaklardır.

Boy abdesti almamız için bir neden görmüyorum.

Ne İslam'a bir şey yaptık ne de Müslüman'lara..

Biz sadece yapanları biliyoruz ve onları yakında ifşa edeceğiz.

Biz masumuz..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Dipnot : atesitlerin hayal dünyasına ve fantezi kurmasına hayranım.netekim :).Bir boy abdesti alsalar emınım imanın tadını alacaklardır.

Boy abdesti ile normal ile yıkanmanın tek farkı birinde niyet edersin o kadar.

Onun dışında bi fark yok.

Yani olmayan bir allah için yıkanmayı da pek mantıklı bulmuyorum :)

Ayrıca müslümanlar sex'den sonra boy abdesti almaktan ziyade,

Sex'den önce alsalar parnerlerini daha mutlu edebilirler. :)

Allah'ınız bu ayrıntıyı atlamış...

tarihinde CasTRo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
image00238.jpg

mektup.jpg

Topkapı Sarayında böyle bir mektup olduğundan emin misin?

Sormamın nedeni:

- ben henüz orijinalini görmedim. Ama yakında göreceğim.

- müslümanlar palavra atmayı çok severler.

Mektuplar için eski tartışmalardan linkler:

http://fikirsel.ipbfree.com/index.php?show...c=1000&st=0

http://www.turandursun.com/forumlar/showth...369&page=18

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
e allah boşuna kafir dememiş gerçeği örten manasında..

siz böyle devam ettikçe kimsenin kimseye faydası dokunmaz..Azıcık ruhsal boşluktaki gençleri kandırırsınız..Bizlerde bu milletin imanını yeni yetişen gençlerimizle devam ettiririz..

adama bak sanki inansa bana faydası olacak :) ayet çarpıttınız ,hadis çarpıttınız , olayları çarpıttınız bi bu yoktu demediğiniz kalmıştı onuda demiştiniz..

GİDİN TOPKAPI SARAYINA ADLİ BELGELERİYLE BERABER BU MEKTUPLARI GÖRÜN CAHİL CAHİL KONUŞMAYIN

Gerçeği örtme konusunda kimse müslümanların eline su dökemez. Masal üztüne masal, palavra üstüne palavra sergileme konusunda uzmanlar.

Topkapı Sarayına gidip önce kendin görsen de, sonra başkalarına tavsiye etseydin, belki ciddiye alınırdın.

Ama bu durumunla...

Iıııh...

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konu topkapı sarayından açılmışken, geçen Murat Bardakçı kendi programında şu kutsal emanetler arasında saklanan ve muhammed e ait olduğu iddia edilen hırkadan bahsetti. Hırkanın üzerindeki motifler bizans dönemine aitmiş.

Nereye el atsak altında yalan :)

tarihinde Roketatar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Suudi devleti neden o topraklarda arkeolojik calismalara izin vermiyor? Mesela Kabenin incelenmesi, Muhammedin mezarinin incelenmesi, hatta muhammedin iskeletinden parca alinmasi gibi.

Yoksa bu tur calismalar yapiliyormu?

...

Maalesef hayır.

Eğer o, Muhammed'in mezarı denilen yerdeki kemiklerin tarihi saptanmış olsa, çok merak ettiğim bir soruya cevap olacak:

Bu kemikler 1000 (bin) yılında kaç yüz sonraki bir tarihe ait? :D

sorusuna cevap olurdu.

Bu arada... Henüz ayrıntılı bilgim yok ama, Kabe'nin çevresinin yıkılıp yeniden yapılacağını duyumladım. Saraylar, gökdelen oteller vs. kondurulacak oraya.

Tabi bu arada, eğer hala tarihi bilgi verecek artefakt kırıntıları kalmışsa, onlar da yok olacaklar.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
Konu topkapı sarayından açılmışken, geçen Murat Bardakçı kendi programında şu kutsal emanetler arasında saklanan ve muhammed e ait olduğu iddia edilen hırkadan bahsetti. Hırkanın üzerindeki motifler bizans dönemine aitmiş.

Nereye el atsak altında yalan :)

Sevgili Roketatar,

yukarda verdiğim linke bakarsan, Murat Bardakçı'nın Kutsal Emaneter hakkında düşüncesini de görürsün: Bunların bazıları, gözü açık bazı arapların Osmanlı Sarayına kakalayıp torba torba altınları götürdüğü ne idüğü bilinmez şeyler.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...