Jump to content

Anlamak için inanın


Recommended Posts

Şöyle bir şeyi kimse inkar edemez:

Bazı şeyler var olduğu halde varlığı ispat edilemeyebilir. Varlığı ispat edilemeyen her şey "yok" demek değildir. Çünkü bazen yok olan şeylerin de olmadığı ispat edilebilir. O yüzden ispat yalnızca var olan şeylerle sınırlandırılamaz.

Bu görüşe karşı çıkanınız var mı?

sen anlamamak için yaratılmışsın denyal..

senin bu söylediklerin birer önerme birer iddaa sadece, bilimsel bir gerçek değil..

senin yapman gereken bu önermeni bu iddaanı kanıtlamandır..

bedavacılık yok öyle..

ortaya iddaa atıyorsun, ispatla!!

Bazı şeyler var olduğu halde varlığı ispat edilemeyebilir. Varlığı ispat edilemeyen her şey "yok" demek değildir.

o bazı şeylerin neler olduğunu biliyor musun?? bilmiyorsan varlıklarının ispat edilemeyeceğini nasıl biliyorsun??

sırf şu cümlen bile ne kadar saçmaladığını gösteriyor....

bundan sonra aynı şeyleri yazman bir sıvama işinden başka birşey değildir...

tarihinde Faramir tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 205
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Tamamen beyninin o imgelem/algılama sistemine bağlı bir olay. Ama güneşin üzerinde yüzemezsin rüyanda, çünkü, güneşin üzerini görmedin.. Fakat, mesela, güneşin üzerini sanki su değil, ateşten bir deniz gibi beyniin algılayabilir ve sana öyle bir şey imgeler. Basitçe, şimid bunları oku:

Güneşin üzerindesin, ateşten dalgalar üzerien geliyor, alevlerin içinde kulaç atıyorsun....

Bunları okurken, zihninde bir şeyler canlanıyor.. İşte rüyada buna benzer bir şey. Gördüğün hiç bir şey yok, ama bunları gördüğün tarif ediliyor sana.. Nasıl ediliyor? Algı merkezin, yani görme duyma vs. işlevlerini yürüten beyin bölgen, denetimden çıkıyor. Zira beyin, vücudu kapatıp, resmen felç ederek, beyin bölgeleri de dahil bir tür bakım işlevi uyguluyor. İşte bu esnada algı merkezinle beyin arasında, algı merkezinden kaynaklanan yada aradaki iletimden kaynaklanan "parazit" diyebileceğimiz bilgiler aktarılıyor. Beyin, bunların parazit olduğunu biliyor ve o kısa süreli işi bitirince bunları normalde siliyor, çabucak..

Bu işlev, :) işaretindeki olmayan yüzü ve güldüğünü nasıl çıkardığınla aynı şey aslında..

rüya dediğin böyle bir şey işte.. Tamamen doğal, tamamen doğa kanunlarına uygun..

Bu rüyanın ancak tanımı olabilir. Rüya tasvir edebilir, nasıl geliştiği, nasıl bir mekanizmanın ürünü olduğu...

İşte o aslı olmayan bilgiler, beynin anlama sistemind,e hep olduğu gibi, derhal eksikleri vs. tamamlanıp bir bütün görüntü gibi hafızaya yerleşiyor. Yain oradan güneş, yüzey, kulaç gibi bir anlamsız bilgi geliyor. Beyin bunu birleştirip, güneşte yüzmeyi çıkarıyor kednince..

Peki şuanda algılarımızın bizi yanıltmadığı ne malum? Tanrıya göre zaten şuanda tasarlanmış algı ve zihnimizin ürünü olarak gerçek bir dünyada yaşıyoruz. Aynı rüya gibi.

Rüyada da madde ve enerjiyi görebiliriz, hissedebiliriz. Aynı şuandaki gibi. Tanrının zihnimizi, şuan ki yaşantımızı dizayn etmediğine nasıl emin olabiliriz ki? Belki hala bir uyku sürecindeyiz. İşte tanrının yarattığı "insan" dediğimiz şeyin kaynağı olan "ruh" budur.

Bilinç yalnızca algılarımızı, zihnimizi kontrol eder ancak öldükten sonra bunu devam ettirecek ruhtur. Aslında bir insanın rüya görmesi başlı başına ruh'un kanıtıdır.

Algılarımız bizi yanıltıyorsa, bu her an yanılgı içinde olabileceğimizi gösterir. Şu an dahil. O halde ruhu, madde ve enerjiden nasıl ayırabiliriz? Henüz algılarımızdan bile emin değilken...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Tanrıcılık mantığını anlamak için inanmak gerekir demiştim. Çünkü bu mantık zaten inanma'yla var olabilir. Elbetteki inanmayan bir insana böyle şeyler uçuk, saçma gelecektir.

Önemli olan bu mantığı kavrayabilmektir. Ama kavrayabilmek için önce inanmak gerekir. Augustinus'un değindiği nokta bu.

Anlamak için inanmak değil, bilgi gerekir. Dini inançlar nesnel bilgiye gereksinim duymaksızın inanmayı gerektirir. Tanrı'yı bilemezsiniz.

Sadece inanırsınız.

Ona inanlarların savunmalarını bilgi diye niteliyor ve yanılıgıya düşüyorsunuz.

Anlamak ve kavrayabilmek için gereken şey sadece bilgidir.

Örneğin bizler, inanırların neden inandıklarını, Tanrı'ya neden gereksinim duyduklarını, Tanrı'nın onlar için ne ifade ettiğini, Tanrı'nın var olduğuna bizi ikna etmek için kullandıkları argümanları vb. diğer savunmalarını biliyoruz. Onları anlıyoruz.

Ama inanmıyoruz...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Anlamak için inanmak değil, bilgi gerekir. Dini inançlar nesnel bilgiye gereksinim duymaksızın inanmayı gerektirir. Tanrı'yı bilemezsiniz.

Sadece inanırsınız.

Ona inanlarların savunmalarını bilgi diye niteliyor ve yanılıgıya düşüyorsunuz.

Anlamak ve kavrayabilmek için gereken şey sadece bilgidir.

Örneğin bizler, inanırların neden inandıklarını, Tanrı'ya neden gereksinim duyduklarını, Tanrı'nın onlar için ne ifade ettiğini, Tanrı'nın var olduğuna bizi ikna etmek için kullandıkları argümanları vb. diğer savunmalarını biliyoruz. Onları anlıyoruz.

Ama inanmıyoruz...

Tanrı öğretileri salt iman, ibadet ve ya salt bilgi'den oluşamaz elbette. Her ikisini de içinde barındıran doktrinler bunlar.

Tanrı inancını hedef alan "maddesel mantık" tezine karşılık Augustinus şöyle diyor: "İmanda kanıtsal mantık aramak yanlıştır" "Anlamak için inanıyorum."

Yani senin için bilgi'nin ne olduğu önemli. Tanrı'ya gereksinim duyulmaz. Tanrıya inanmama lüksüne yalnızca sen sahip değilsin çünkü sen benden farklı bir yaratık değilsin. Her insan tanrıya inanma tercihini kullanabileceği gibi, reddetme tercihini de kullanır. Ancak onu reddetmede kullanılan kanıtsallık sav'ı ancak inançsızlar tarafından öne sürülebilir. Ve mantığı anlamak reddederek mümkün değildir, ancak inanarak anlaşılabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Tanrı öğretileri salt iman, ibadet ve ya salt bilgi'den oluşamaz elbette. Her ikisini de içinde barındıran doktrinler bunlar.

Tanrı inancını hedef alan "maddesel mantık" tezine karşılık Augustinus şöyle diyor: "İmanda kanıtsal mantık aramak yanlıştır" "Anlamak için inanıyorum."

Yani senin için bilgi'nin ne olduğu önemli. Tanrı'ya gereksinim duyulmaz. Tanrıya inanmama lüksüne yalnızca sen sahip değilsin çünkü sen benden farklı bir yaratık değilsin. Her insan tanrıya inanma tercihini kullanabileceği gibi, reddetme tercihini de kullanır. Ancak onu reddetmede kullanılan kanıtsallık sav'ı ancak inançsızlar tarafından öne sürülebilir. Ve mantığı anlamak reddederek mümkün değildir, ancak inanarak anlaşılabilir.

Ben de aynı şeyi söylüyorum zaten. İmanda kanıtsal mantık aranmaz. Sadece inanırsınız. Sonra da Tanrı'yı anlamaya, öğrenmeye çalışırsınız. Ama bana göre de Tanrı falan yok..

Tanrıya inanmamak lüks müdür? Hayır, değildir. Sağlık belirtisidir.

Ben sizden farklı bir yaratığım. Her insan birbirinden farklıdır. Ortak niteliklerimizin olması, bizi birbirinin aynı iki insan yapmaz. her insan farklıdır.

Tanrı'yı reddetmiyorum. Reddetmek için önce var olduğunu kabul etmem lazım. Ona zaten hiç inanmıyorum. Yani "onun varlığına inanmıyorum" değil, "onun varolmadığına inanıyorum".

Dolayısıyla bugüne dek hiçkimsenin görmediği, uçuk, absürd, çocukça bir inançtan ibaret gördüğüm Tanrı'nın varolduğunu kanıtlamak, inanmayanların değil, inanların işidir.

Çünkü ortada bir Tanrı yoktur. Keza ruh da...

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Tanrıya göre zaten şuanda tasarlanmış algı ve zihnimizin ürünü olarak gerçek bir dünyada yaşıyoruz. Aynı rüya gibi.

Hiç bir şey farketmez Danyal.. Bu söylediğin tamamen su katılmamış bir saçmalık olsada, bunun pek bir önemi yok..

Biizm dünyamız, kainatımız, evrenimiz, mevcut ve geliştirebildiğimiz algımızla erişebildiklerimizden ibaret.. Ve bu varlık aleminde, tanrı dediğin şey YOK.. İşte heps bundan ibaret..

Yani nasıl: Bardak var mı? İçinde su var mı? Ve susuzluktan kırılıyor musun? Alırsın içersin.. O vardır.. Ama çölün ortasında, kalıp, bardak hayal edip, içtiğini düşünmen, çok feci bir ölüm ve akbabalara ziyafet gerçeğini değiştiremez.. Su yok işte, algında da, haylainde de, fikrinde de ve netice belli..

Var olan şeyi, işte aynen böyle varlık alemin içinde tecrübe edersin. Berkeley'in dediği gibi, varlık, ancak algılanmakla mümkün olur, eğer senin bu savın geçerli ise.. . Bu takdirde tanrıyı algıyalamadığına göre, tanrı zaten yoktur gene.. Sen isen eğer variyatın sebebi, seni algılamadığın şey yok olmaya mahkumdur, ilelebet.. Ve tanrıyı algılayamıyorsun, o halde?

Yada sen sanıyorsun, amanda sen algıladığın için her şey var, biz yokuzda, aslında herşey zihninin ürünü.. Bunda da şöyle bir durum var: Y aslında sen o şeyin zihninin bir ürünüysen? Taş aslında yok ve zihninin bir ürünüyse, nedne sen aslında taşın zihninin bir ürünü olmayasın?

Şu kelle paça çorbasının varlığının kanıtı, benim onu yemiş olmamdır.. Onu düşünmem değil.. Ve senin varlığını9n sebebi de, eğer senin sandığın gibi, benim zihnimin seni düşünüyor olması ise, sen de aslında yoksun.. Peki ben nası lvar oluyorum o zaman ki sen ve ben yer değiştirince çıkan abes durum ortaya çıkıyor.. Kısaca, her iki yönde solipizm senin bu idealizm çıkışının belini çok kötü kırar..

Bu eski idealizm zırvaları, zavallı dindarların sığındığı son foseptik dolmuş yerlerden biridir. Çırpındıkça daha çok boğulacağından emin olabilirsin.. İdealizm teranesiyle gelip, o boğulduğu yerden çıkamayan ilk sen değilsin zira..

>>> Aslında bir insanın rüya görmesi başlı başına ruh'un kanıtıdır.

Tam tersine, insanın rüya görmesi, buna paralel halüsinasyon görmesi (biraz tiner koklamayı deneyebilirsin..) ruh denen bir şeyin var olmadığını, herşeyin beynin fizyolojisi içinde olup bittiğini kanıtlar.. Eğer ruh var ise, rüya dediğin ve uyku dediğin şey havada kalır, anlamsız olur..

>>> Algılarımız bizi yanıltıyorsa, bu her an yanılgı içinde olabileceğimizi gösterir

Kesinlikle.. Ve o yüzden zaten bilim denen şeyin keşfi, 195 bin yıl sürmüştür.. Bilim, algıların insanı yanıltmadan güvenli bilgiye ulaşabilmesini sağlayan bir yöntemdir.. Ve bilim derki, varlığına dair hiç bir emare olmayan bir şeyin var olduğunu düşünmek, saçmalıktır..

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Her insan tanrıya inanma tercihini kullanabileceği gibi, reddetme tercihini de kullanır. Ancak onu reddetmede kullanılan kanıtsallık sav'ı ancak inançsızlar tarafından öne sürülebilir. Ve mantığı anlamak reddederek mümkün değildir, ancak inanarak anlaşılabilir.

Elbette, süper zencinin biraz önce 7 posta kaydığı gerçeği de, ancak süper zenciye inanmakla anlaşılabilir Danyal.. Ve sen hala süper zencinin yokluğunu ispatlayamadın ve sana kaymaya devam edecek gibi görünüyor.. Kayganlaştırıcı krem lazım mıydı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
çok boş sözler.

neyi anlamak için önce neye inanmamız gerek?

ben önce inanacağım,

sonra da sizin gibi inandıklarımı aklıma mı uydurmaya çalışacağım?

bunun kendini kandırmaktan başka birşey olmadığını söyleyebilir misiniz?

İlk önce kalbini açacaksın daha sonra da beynini...

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> İlk önce kalbini açacaksın daha sonra da beynini...

1400 sene geçti, hala insanın beyniyle düşündüğünü, hissettiğini öğrenemediniz..

Senin söylediğin şey şu: Önce beyninin çöpe atacaksın, aklını rafa kaldıracaksın, sonracımaa...

Siz beyinsiz olmaya neden bu kadar merkalısınız ki? 17 aylık bebeye tecavüz edilirken oturup seyreden o allah dediğiniz şerefsize tapmak adına bu şekilde açıkca aklını çöpe atmayı nasıl kabul ediyorsunuz? 3-5 tomurcuk memeli huri ile sapıklık edeceksiniz diye değer mi buna?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yada sen sanıyorsun, amanda sen algıladığın için her şey var, biz yokuzda, aslında herşey zihninin ürünü.. Bunda da şöyle bir durum var: Y aslında sen o şeyin zihninin bir ürünüysen? Taş aslında yok ve zihninin bir ürünüyse, nedne sen aslında taşın zihninin bir ürünü olmayasın?

İşte bak kendi ağzınla söylüyorsun... Eğer henüz zihnimizi, algılarımızı bile kontrol edemiyorsak; henüz hiçbir şeyden emin değilsek, nasıl bir kesinlikten söz edebiliriz ki? Bana bilincini asla kaybetmeyecek bir tane canlı gösterebilir misin?

Tanrının olmadığı "asla yanılmayacak bir algı sahibi ve zihin" tarafından iddia edilebilir. Peki buna sahip bir canlı var mı, hayır yok?

Tam tersine, insanın rüya görmesi, buna paralel halüsinasyon görmesi (biraz tiner koklamayı deneyebilirsin..) ruh denen bir şeyin var olmadığını, herşeyin beynin fizyolojisi içinde olup bittiğini kanıtlar.. Eğer ruh var ise, rüya dediğin ve uyku dediğin şey havada kalır, anlamsız olur..

Rüyada madde ve enerjinin payı nerede? Doğa ile ne bağlantısı var? Rüya görme esnasında beynin reaksiyonları gözlemleniyor olabilir peki rüya görme'nin beyin sayesinde gerçekleştiğini kim söylüyor? İspatlanamayan her şeyin yokluğundan bahsediyorsun, madde ve enerjiden soyut olarak rüyamda karıncaların aslanlarla çiftleştiğini gördüğümü kime kanıtlayabilirim? Yani kime gösterebilirim? Bu "rüya görme" hadisesinin kanıtlanmasından daha ileri adımdaki bir sorunsala dönüşüyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> İşte bak kendi ağzınla söylüyorsun... Eğer henüz zihnimizi, algılarımızı bile kontrol edemiyorsak; henüz hiçbir şeyden emin değilsek, nasıl bir kesinlikten söz edebiliriz ki? Bana bilincini asla kaybetmeyecek bir tane canlı gösterebilir misin?

Tam tersine, farkındaysan, senin iddia ettiğin şeyin, bir saçmalık olduğunu söylüyorum.. Madde, sapına kadar gerçektir ve senin beynindeki bilinç dediğin şeyinde sebebi ondan ibarettir.

>>> Tanrının olmadığı "asla yanılmayacak bir algı sahibi ve zihin" tarafından iddia edilebilir. Peki buna sahip bir canlı var mı, hayır yok?

Bunun hiç ama hiç önemi yok.. Zira, o tanrı lafı yerine istediğin herhangi bir şeyi koyabilirsin.. Mesela, cumhurbaşkanının şu anda bilmem nerdeki bir yabancı ülkeye, türk kızlarını tanesi 5 dolardan satmak için gitmediğide "asla yanılmayacak bir algı sahibi ve zihin" tarafından iddia edilebilir sadece diyebilirsin..

Evet, "amanda her şey algıdan ibaret, zihnimizde her şey diyebilirsin.." ama bu bir zırvalık olur, çünkü, öyleyse, ya ben yokum, ya sen yoksun.. Ve dahası sen ölünce de, dünya dönmeye devam edecek.. Bu nedenle, bu idealizm tripleri martavaldan ibarettir.

Teorik olarak, insanların herşeyin varlığını iddia etmeleri mümkündür.. Ama bu şeylerin yokluğudur aslolan.. Şu meşhur belge dalaşında, imza sahteydi değildi vs tiribine bir bak.. Mahkeme bu belgenin aslının yok olduğunun ispatını istiyor mu? Aslını birisi getirene kadar, bu belge geçersiz olarak kalacaktır..

Yakalanan bir sanık için, savcı "evet çok güçlü delillerimiz var, asın bu adamı" dediğinde, hakim ne diyor? Avukatın savcının böyle delillerinin olmadığını ispatlaması mı gerekiyor?

Bir şeyin varlığını iddia edebilmen için, kesin bir koşul vardır: O şeyin varlığını somut olarak göstermen..

Bir şeyin var olabileceğini iddia edebilmek içinse, gene kesin bir koşul vardır: O şeyin var olabileceğini göstermen..

Sana senin anlayacağın bir örnek verelim.. allah dediğin bedevi putundan bozma tanrı var olabilir olsun.. Bu durumda, Zeus, Teslisin üçlemesi, hint tanrısı şiva, mısır tanrısı ra hepside aynı şekilde var olabilir olur, ve hepside gene varolabilir olacak olan bir süper zencinin eleğinden geçiyor olabilir..

Senin sorunun ve ihtiyacın şu: yokluğunun kanıtını istediğin şeyin var olabilir olduğunu gösteremiyor olman..

Ben sana, apaçık şekilde, tanrı dediğin şey var olabilmesi mümkün değildir diyorum.. Var olamayacak olan şeyde var olamayacaksa doğal olarak, otomatikman tanrının yokluğu kanıtlanmış olur.. İşte bunu göremiyorsun..

>>> Rüyada madde ve enerjinin payı nerede? Doğa ile ne bağlantısı var? Rüya görme esnasında beynin reaksiyonları gözlemleniyor olabilir peki rüya görme'nin beyin sayesinde gerçekleştiğini kim söylüyor?

Beynin kendisi söylüyor.. Çünkü, o yatan adamın rüya görmesi üzerinde kontrol sahibi olabilirsin.. Yani, senin şu anda uyanıkken rüya görmeni sağlayabilir nöroloji ilmi..

Gidip şizofreni nedir, fizyolojik özellikleri nedir bir araştırırsan faydalı olur..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bunun hiç ama hiç önemi yok.. Zira, o tanrı lafı yerine istediğin herhangi bir şeyi koyabilirsin.. Mesela, cumhurbaşkanının şu anda bilmem nerdeki bir yabancı ülkeye, türk kızlarını tanesi 5 dolardan satmak için gitmediğide "asla yanılmayacak bir algı sahibi ve zihin" tarafından iddia edilebilir sadece diyebilirsin..

Ancak Cumhurbaşkanını görebiliyoruz ve ne amaçla gittiği ayan, beyan ortada. Cumhurbaşkanının yurt dışına çıkması tamamen bir yanılsama da olabilir elbette, çünkü henüz "gerçek" in ne olduğunu da bilmiyoruz.

Peki tanrıyı nasıl tasvir ediyoruz daha doğrusu edemiyoruz sen bunu biliyor musun?

Tanrının zaten gözle görülememesi meseleyi doğuran etken ya...

Evet, "amanda her şey algıdan ibaret, zihnimizde her şey diyebilirsin.." ama bu bir zırvalık olur, çünkü, öyleyse, ya ben yokum, ya sen yoksun.. Ve dahası sen ölünce de, dünya dönmeye devam edecek.. Bu nedenle, bu idealizm tripleri martavaldan ibarettir.

Teorik olarak, insanların herşeyin varlığını iddia etmeleri mümkündür.. Ama bu şeylerin yokluğudur aslolan.. Şu meşhur belge dalaşında, imza sahteydi değildi vs tiribine bir bak.. Mahkeme bu belgenin aslının yok olduğunun ispatını istiyor mu? Aslını birisi getirene kadar, bu belge geçersiz olarak kalacaktır.

vet, "amanda her şey algıdan ibaret, zihnimizde her şey diyebilirsin.." ama bu bir zırvalık olur, çünkü, öyleyse, ya ben yokum, ya sen yoksun.. Ve dahası sen ölünce de, dünya dönmeye devam edecek.. Bu nedenle, bu idealizm tripleri martavaldan ibarettir.

Teorik olarak, insanların herşeyin varlığını iddia etmeleri mümkündür.. Ama bu şeylerin yokluğudur aslolan.. Şu meşhur belge dalaşında, imza sahteydi değildi vs tiribine bir bak.. Mahkeme bu belgenin aslının yok olduğunun ispatını istiyor mu? Aslını birisi getirene kadar, bu belge geçersiz olarak kalacaktır..

Yakalanan bir sanık için, savcı "evet çok güçlü delillerimiz var, asın bu adamı" dediğinde, hakim ne diyor? Avukatın savcının böyle delillerinin olmadığını ispatlaması mı gerekiyor?

Bir şeyin varlığını iddia edebilmen için, kesin bir koşul vardır: O şeyin varlığını somut olarak göstermen..

Bir şeyin var olabileceğini iddia edebilmek içinse, gene kesin bir koşul vardır: O şeyin var olabileceğini göstermen..

Bak işte burada yanılıyorsun ve yanıldığını da sana defalarca örneklerle açıkladık. İnsan her şeyi nasıl ispat edebilir? Bunun mümkün olduğunu söylemekle sıyrılamazsın o halde var olan bir şeyleri bize ispatla. Mesela evrende şuan henüz insan oğlunun bilmediği canlıların da var olduğunu söylüyoruz. Buna karşı çıkıyor musun? Çıkmıyorsan lütfen bize evrende bilmediğimiz bir tane canlı göster. Ne o? "Gösteremiyeceğim" mi diyorsun? O halde hani evren de varlığından haberdar olmadığımız canlılar?

Başka bir deyişle Amerika kıtasında yaşamın olduğunu biliyoruz. Ancak bundan 3000 sene önce yunan topraklarında kimse haberdar değildi. Buna teknoloji, donanım vs. müsait değildi. Dolayısıyla kimse kanıtlayamadı. Bir aklı selimin çıkıp "asla bu anakaralar dışında başka anakara ve dolayısıyla canlı yoktur" deme hakkı var mıydı? Ve ya onun öyle söylemesi neyi değiştirtirirdi ki? Var olan gerçek, varlık aha orada duruyor. Sen ne kadar "yok, ispatla" diye kendini yırtsan da...

Ben sana, apaçık şekilde, tanrı dediğin şey var olabilmesi mümkün değildir diyorum.. Var olamayacak olan şeyde var olamayacaksa doğal olarak, otomatikman tanrının yokluğu kanıtlanmış olur.. İşte bunu göremiyorsun..

Tanrı "varolamayabilir" düşüncesi ancak bir ateiste ait olabilir. Hiç bir ateist daha doğrusu hiç bir kimse "tanrı yoktur." diyemez ki bize önce her şeyin varolabilirliğini ispatlaması, daha öncesinde evren hakkında her bilgiye sahip olması, onu bütünüyle anlamış olması gerekmektedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Tanrı "varolamayabilir" düşüncesi ancak bir ateiste ait olabilir. Hiç bir ateist daha doğrusu hiç bir kimse "tanrı yoktur." diyemez ki bize önce her şeyin varolabilirliğini ispatlaması, daha öncesinde evren hakkında her bilgiye sahip olması, onu bütünüyle anlamış olması gerekmektedir.

Tanrı yoktur.

Buyur, sen ispatla varolduğunu. Bugüne kadar tek bir emare yoktur ki bizi "Tanrı varolabilir"e götürsün. Bilinmeyenler, başka bilinmeyenlerle açıklanmaz.

Evren hakkındaki bilinmeyenler, bir Tanrı'nın varlığını işaret etmez. Henüz bilinmediğini söyleriz sadece.

Bugüne kadar çözdüklerimiz, öğrendiklerimiz de, bir Tanrı'nın olmadığını işaret ediyor.

Yok.. Gören, duyan olmamış.. Hiçbir bilimsel formülde adı geçmemiş. Hiçbir fonksiyonu yok.

O sadece sizin kafalarınızda yarattığınız bir şey.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Tanrı yoktur.

Buyur, sen ispatla varolduğunu. Bugüne kadar tek bir emare yoktur ki bizi "Tanrı varolabilir"e götürsün. Bilinmeyenler, başka bilinmeyenlerle açıklanmaz.

Evren hakkındaki bilinmeyenler, bir Tanrı'nın varlığını işaret etmez. Henüz bilinmediğini söyleriz sadece.

Bugüne kadar çözdüklerimiz, öğrendiklerimiz de, bir Tanrı'nın olmadığını işaret ediyor.

Yok.. Gören, duyan olmamış.. Hiçbir bilimsel formülde adı geçmemiş. Hiçbir fonksiyonu yok.

O sadece sizin kafalarınızda yarattığınız bir şey.

Şuan tanrı varlığını ispatlamayı değil ispatlanabilirliğini, dahası varlığın ispatlanabilirliğini tartışıyoruz. Sen diyorsun ki "öğrendiklerimize göre tanrı yoktur."

Ya öğrenmediklerin, öğrenemediklerin? Sen sana göre faydalı olduğunu zannettiğin şeyleri öğrenmiş olabilirsin. Peki her bilgiye sahip miyiz; sen sahip misin?

Tanrının yokluğuna ne işaret ediyor, görünmemesi mi; yoksa senin öğrendiğin her şey mi?

Nasa her insana ay'ı yakından inceleme fırsatı vermiyor. Maalesef ben de gidemedim. Ancak ay var işte, kafamı başka yere çevirsem de, başka yerlere baksam da aha orada duruyor. Onu yakından görebilen astronotlar benden daha fazla bilgiye sahip. Peki tanrı nerede duruyor? Senin "gözlerinin göremeyeceği" yerde. Tanrı'yı görebileceğimiz bilgisini nereden edindin? Sen bunun mantığını anladığın vakit söylediklerimi de anlayabilirsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
ben "varlığına" dair elimde hiçbir argüman olmayan hiçbirşeye (sadece tanrı değil örneğin ufo) "vardır" demem, diyemem, aklıma hakaret olur...

Tam tersini söylemek de aklına hakaret olur mu? yani "yokluğuna" dair elimde hiçbir argüman olmayan hiçbirşeye (sadece tanrı değil örneğin ufo) "yoktur" demem, diyemem, aklıma hakaret olur...

"yoktur" diyen kim, ben "vardır" diyene "kanıtın nedir diyorum" sadece... yoktur diyen yok... "vardır" diyene "kanıtın nedir" diyen var...

nasıl ki "suçlu olduğu" ispat edilene dek herkes masumdur... varlığı ispat edilene dek "var olduğu" iddia edilen şey yoktur... eski deyimle "mülga" dır...

anlamıyor musunuz, yoksa mahsus mu böyle davranıyorsunuz...

yoktur diyen yok, biri vardır diyor, ben de "neye dayanarak bunu söylüyorsun diyorum".. hepsi bu...

tarihinde ulyses tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Bak işte burada yanılıyorsun ve yanıldığını da sana defalarca örneklerle açıkladık. İnsan her şeyi nasıl ispat edebilir? Bunun mümkün olduğunu söylemekle sıyrılamazsın o halde var olan bir şeyleri bize ispatla.

Hala anlamıyorsun değil mi Danyal..

Var olmayan bir şeyin, var olduğunu gösteremiyorsan, yoktur:.

Fakat, o şeyin var olabileceğini iddia ediyorsan, bu durumda o şeyin var olabileceğini göstermen gerekir. Bu noktada artık var olan bir şey vardır ve gösterilebilir haldedir: "Senin onun var olabileceği iddian.." Bu iddiayı kanıtlayamıyorsan, o şeyin var olabilirliği yoktur ve var olduğu söylenemez..

Eğer bir şeyin vr olabileceği gibi bir iddiada bulunuyorsun, var olduğunu değil, var olabileceğini kanıtlaman lazım ki sen bunu yapamıyorsun.. O halde, tanrının yokluğu kesinleşmiş oluyor haliyle, var olabilir olması mümkün olmayan bir şey, elbette ki var olamaz..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şuan tanrı varlığını ispatlamayı değil ispatlanabilirliğini, dahası varlığın ispatlanabilirliğini tartışıyoruz. Sen diyorsun ki "öğrendiklerimize göre tanrı yoktur."

Ya öğrenmediklerin, öğrenemediklerin? Sen sana göre faydalı olduğunu zannettiğin şeyleri öğrenmiş olabilirsin. Peki her bilgiye sahip miyiz; sen sahip misin?

Tanrının yokluğuna ne işaret ediyor, görünmemesi mi; yoksa senin öğrendiğin her şey mi?

Nasa her insana ay'ı yakından inceleme fırsatı vermiyor. Maalesef ben de gidemedim. Ancak ay var işte, kafamı başka yere çevirsem de, başka yerlere baksam da aha orada duruyor. Onu yakından görebilen astronotlar benden daha fazla bilgiye sahip. Peki tanrı nerede duruyor? Senin "gözlerinin göremeyeceği" yerde. Tanrı'yı görebileceğimiz bilgisini nereden edindin? Sen bunun mantığını anladığın vakit söylediklerimi de anlayabilirsin.

Ay orada duruyor. Yıldızlar da. Demek ki varlar. Aya gidenler de yakından görmüş, incelemiş ve bize daha geniş bilgiler aktarmıştır. Biz bütün bu işlerin yapıldığı alana bilim diyoruz zaten.

Tanrıyı göremeyeceğimiz bilgisini sen nerden edindin peki? Ben neden göremediğimizi ve göremeyeceğimizi anlattım. Çünkü Tanrı Yok dedim. Olduğuna dair en ufak bir işaretle de karşılaşmadık.

Bir tutturmuşsun mantık. Ne mantığı yahu?..

İnanç de, çık işin içinden. İnançta mantık aranmaz, ben sadece inanıyorum de, biz de susalım.

İnsanların kafasında ürettiği, uydurduğu bir saçmalığı bilimle, mantıkla açıklamaya çalışma.

Link to post
Sitelerde Paylaş

din kendini iyi hissetmektir. din egolarını tatmin etmektir. din; kulaklığı takıp dışarıda gezerken insanları bir filmin oyuncuları gibi görmektir. din; evinde uyurken perdenin ani sallantıyla rüzgarın esmesini hissetmek demektir. din yüzüne çarpan esintidir. din; insana sevgidir.

Tam tersine din; "ALLAH YOKTUR,ENDİŞELENMENIZE GEREK YOK.EGLENMEYE BAKIN" demek değildir. Zaten böyle yaparak mutlu olmanız imkansızdır. Din bunları olanaklı kılar.

tarihinde CN07 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...