Jump to content

Atatürk'ün babası kim?


Recommended Posts

Osmanlı padişahlarına gelince öve öve göklere çıkaran ve soy sop araştırmayan , ama sıra Atatürk'e gelince sırf kasıtlı bir şekilde hani ''çamur at da , tutmasa da izi kalır'' kabilinden soy sop araştırmasına girenlerin hali ne ironiktir .

Osmanlı padişah anaları ve Osmanlı üzerine yıllar önce yazmış bulunduğum araştırma ürünü yedi makaleden şimdilik sadece bir tanesini yayıma veriyorum .

***

PADİŞAH ANALARI

İşte , tarihte 622 yıl boyunca hüküm süren , güya Türk devleti kurup yöneten Osmanoğulları'nın gerçek kökenleri , işte size Türk'ün şanlı(!) ecdadı :

Not : Osmanlı padişah analarının aşağıda parantez içerisinde belirtilen Arap-İslam isimleri , padişah anası olduktan hemen sonra takılmıştır . Padişahtan erkek çocuk doğurup da analığa layık görülmeyen diğer milletten cariyelerin ve odalıkların çoğunluğu ise bebekleriyle beraber bellerine taş bağlanarak denize atılmıştır . Denize atılmıştır , çünkü Osmanlı padişahları şairlerle , ilim ve bilim adamlarıyla düşüp kalkan çok ince ruhlu insanlardır !

Orhan Gazi - Anası , Mal Hatun , Moğol'dur ; babası , Osman Gazi .

I. Murat - Anası , Bizanslı Rum Horofira'dır . ( Nilüfer Hatun )

I. Bayezıt ( Yıldırım ) - Anası , Bulgar kızı Marya'dır . ( Gülçiçek Hatun )

I. Mehmet ( Çelebi ) - Anası , Bulgar kızı Olga'dır .

II. Murat - Bunun da anası diğerleri gibi ecnebidir , adı ise Veronika'dır .

II. Mehmet ( Fatih ) - Anası , Sırp kızı Mara Despina'dır . ( Hüma Hatun )

II. Bayezit - Devşirme Kornelya ( Cornelia )

I. Selim ( Yavuz ) - Sonradan Ayşe adı verilen Bizanslı bir Rum kızıdır .

I . Süleyman ( Kanuni ) - Anası , Polonya yahudisi Helga ( Hafza Sultan )

II. Selim ( Sarı Selim ) - Yahudi Rus kızı Roksalan ( Hürrem Sultan )

III. Murat – Anası , Yahudi Raşel ( Nurbanu Sultan )

III. Mehmet - Venedikli Bafo ( Safiye Sultan )

I. Ahmet - Yunanlı Helen ( Handan Sultan )

I. Mustafa ( Deli Mustafa ) - İspanyol Violetta

II. Osman( Genç Osman ) - Evdoksiya ( Mahfiruz Sultan )

IV. Murat - Sırp Anastasya ( Mahpeyker Sultan )

I. İbrahim ( Deli İbrahim ) - Bosnalı Anastasya ( Kösem Sultan )

IV. Mehmet( Avcı Mehmet ) - Rus Nadya ( Hatice Turhan Sultan )

II. Süleyman – Sırp Katrin ( Dilaşup Sultan )

II . Ahmet - Polonyalı Yahudi kızı Eva ( Hatice Sultan )

II. Mustafa - Anası , Rum kızı Evemia'dır . ( Emetullah Sultan )

III. Ahmet - Yine Rum kızı Evemia ( Emetullah Sultan )

I. Mahmut - Anasının adı Aleksandra'dır . ( Saliha Sultan )

III. Osman( eşcinselliği ile ünlü padişah ) - Anası , Sırp kızı Mari'dir . ( Şehsuvar Sultan )

III. Mustafa - Anası , Janet adlı Fransız bir bayan . ( Mihrişah Sultan )

I. Abdülhamit - Anasının adı İda'dır . Bu anne de Fransız'dır . ( Şermi Sultan )

III. Selim – Cenevizli Agnes ( Mihrişah Sultan )

IV. Mustafa - Anası , Bulgar kızı Sonya'dır . ( Sineperver Sultan )

II. Mahmut - Anası , Fransız kızı Aimee du Buc'dur . ( Nakşidil Sultan )

Abdülmecid - Rus yahudisi anasının adı Suzi'dir . ( Bezm-i Alem Sultan )

Abdülaziz - Anası , hamam natırlığı yapan Besime adlı bir çingenedir . ( Pertevniyal Sultan )

V. Murat - Anası , Vilma adlı bir Fransız . ( Şevkefza Sultan )

II. Abdülhamit - Anası , Ermeni olup adı da Virgin'dir . ( Tirimüjgan Sultan )

V. Mehmet ( Reşat ) - Anasının adı Sofi'dir , bu kadın Arnavut'tur . ( Gülcemal Sultan )

VI . Mehmet ( Vahideddin ) - Anasının ası Henriet'tir . ( Gülistan Sultan )

***

Tarihçilerin ''bu evlenmeler sadece siyaset amacıyladır'' sözleri gerçekte boylarını bile aşan koca bir yalandır .

Bu nasıl bir siyasettir ki , 622 yıl boyunca hiçbir Osmanoğlu , Türk kanı taşıyan bir tek Türk'le dahi olsa evlenmemiş , haliyle de bütün padişahların anası ve de eşleri hep yabancılardan oluşmuştur ?

Böyle siyaset mi olur ?

Hani Osmanoğulları Türk'tü ; hani kurdukları devlet de Osmanlı-Türk devleti idi ?

Peki , Osmanlı padişahlarının sırf yabancılarla evlenmelerinin ardında yatan gerçek nedir ?

Gerçek şudur ki , Osmanlı döneminde Türk ırkı daima aşağı bir ırk olarak görülmüş , bu sebeple de Osmanlı padişahları soylu addedilen başka milletlerin kadınlarıyla evlenmiştir .

Yukarıdaki listede bir tek Türk anasının olmaması bunun en bariz göstergesi değil midir ?

O halde sormak istiyorum ; bu halkın evlatlarına gerçekler ne zaman açıklanacak ?

Yakup

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 268
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bu yüzden sitede bulunan biz kemalizm ideolojisine bağlı ateistlerin, Atatürk'ü tanrılaştırdığımızı düşünmüyorum. Aksine, biz Türk insanına baskı olarak sunulan Atatürk'ün gerçeği yansıtmadığını düşünüyoruz.

Ama bunun yeri burası değil, çünkü ateizm bir ideoloji değil.

Bu yüzden, bir ateist "ne mutlu insanım diyene" demek zorunda değil, bir ateist "sosyalist" olmak zorunda değil, bir ateist " komünist" olmak zorunda değil, bir ateist "kemalist" olmak zorunda değil, bir ateist "liberal" olmak zorunda değil, bir ateist "sosyal demokrat" olmak zorunda değil, bir ateist "anarşist" olmak zorunda değil, bir ateist herhangi siyasal fikirin, ideolojinin, ahlaki felsefenin bir parçası olmak zorunda değil.

Bir ateist istediği fikri savunur. Çünkü, ateizmin "siyasi, kültürel, ahlaki bir felsefesi bulunmamaktadır. Bir ateist, "ahlaklı da" olabilir, "ahlaksız da" olabilir. Bir ateist "insancıl da" olabilir, "insan düşmanı da" olabilir.

Ateizm sadece Tanrı'nın varlığına inanmamaktır.

Çünkü, ateizm, bir düşünce sistemi değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Selimin anası Türktür,padişahların annelerinin çoğu yabancı olsada aralarında Türk olanlarda var yukarıdaki liste biraz abartı.Ali Kemal Meram diye bir adam var "padişah anaları" diyede bir kitabı adam öyle kurgulamış öyle senaryolar yazmışki bu 36 padişah sanki yatıp kalkıp Türkleri nasıl kullansak,kullandıktan sonra nasıl ortadan kaldırsak diye kafa yormuşlar..Osmanlı III. Roma İmparatorluğuydu,imparatorluklarda milliyete önem verilmez.Kaldı ki Türkler her zaman taht için tehlikedir bir rum,sırp,hırvat devşirmesi padişaha kafa tutamaz ama Çandarlı Halil Paşa gibi Türk yiğitleri yeri geldiğinde padişahtan bile daha nüfuzlu olabilirlerdi.

tarihinde Hulegu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Evet ben Allah'ın kuluyum bundan da onur duyuyorum.. Çünki bana göre bu dünya da ya Allah'ın kulusundur; yada nefsinin veya şeytanın uşağı ve kölesi...

Ama onur ve insanlık meselesine gelince.. Sen neden bahsediyorsun..?

Konu ile ilgili olarak hangi onur ve insanlıktan bahsediyorsun... Geceleri sabaha kadar içip, ertesi gün kendince tepeden inme kanunlarla binlerce yıllık tarihimizi ve medenietimizi Avrupaya peşkeş çekmek mi onurdur...

Bir gecede bütün bir milleti ümmi yapmak mı onurdur...

Biat etiğin padişaha ve orduya sırtını dönüp millet savaşırken iktidar mücadelesine girmek mi onurdur...

Millet çıplak ayak savaşırken kendi rahatını düşünmek, yardım için gelen paraları bloe etmek mi onurdur..

Fikrini beğenmediği için yada karşıt görüşlü olduğu için adam öldürmek mi insanlıktır..

Cephede kazndıklarımızı iktidarını muhafaza etmek uğruna masada peşkeş çekmek mi onurdur..

Ülke sefalet içinde sürünürken Avrupalıya para kazandırmak için şapka ithal etmek mi onurdur.. Yoksa şapka gimediği için insan asmak mı insanlıktır..

Yada dostsuz, arkadaşsızve sevgisiz bir hayat geçirmek mi insanlıktır..

Olaylara bakış açılarımız çok farklı...

Ama yinede olumlu bir gelişme olarak şunu söyliyebilrim ki.. Siz atesit geçinenlerin bir takım değerleri olması ve kendinize bir ilah edinmiş olmanız olumlu bir gelişme...

dediklerinin hiçbirisi doğru değil millet savaşırken iktidar mücadelesi demişsin.Hangi savaş bu ? 1.İnönü ve 2.İnönü savaşlarını bizzat meclisten yönetmiştir.Ama düşmanın durdurulamaması ve muhalefetin baskısı ile sakarya meydan muharebesine bizzat komutan olarak katılmıştır.Savaşta attan düşmüş omzu kırılmış buna rağmen 20 gün boyunca yani savaş bitene kadar savaşın için çatışmıştır.Büyük Taaruzda ise bizzat yine cephede Yunanları püskürtmüştür.Çanakkalede yine kendisinin dehası sayesindedir.

Padişaha biat etmemiş bu bi ayıp değildir. Bu Atatürkün en büyük onurudur zaten,

Bir gecede bütün milleti ümmi yapmak,Okuma yazma oranının %10'un altında olan bi ülkede, senin dediğin tamami ile harf devrimine karşı olmandandır,

Millet çıplak ayakla savaşırken M.Kemalin önünde 2 çeşit yemek bile yoktu.Yıllarca cephede savaşıp zor maaş alan,önünde 2 çeşit yemek bulamayan, kendi aldığı maaşlarla gazete bastırıp halkı mücadeleye davet etmek mi ? kötü...

Fikrini beğenmediğin demişsin, İzmir suikastından bahsediyosun sanırım.Atatürkün öldürülmek istendiği ve bunu yapanların idam edildiği, veya şey sait ve derviş memet gibi itlerin çıkarmış olduğu isyandan dolayı asılmalarımı?

Cephede kazandıklarımızı masada peşkeş çekmek bu ne demek anlamadım bile.Hani Damat Feritin gidip sevr imzalaması ve M.Kemalinde bunu kabul etmemesinden felan bahsediyosun galiba,

Millet sefalet içinde sürünürken Fransadan borç alıp dolmabahçe sarayını yaptıran padişahlara laf yok,Millet sefalet içindeyken Osmanlının 200 yılda yapamadığı Uçak fabrikasnı açmak mı? kötü,

bide kundaktaki kardeşlerini öldüren, 10 larca adam astıran padişahları savunmasını nasıl biliyosun.Bide kendi milletine katliam yapan padişahlara ne demeli.Atatürke mason yakıştırması yapıp.Fatihin galata köprüsünde hristiyanlığa övgüler düzmesi peki ? ,

senin bakış açın felan yok, kafana sokulmuş dikte edilmiş hurafeler var, bunları kafana sokanlardan 10 kat daha iyi tarih bildiğimden eminim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Selimin anası Türktür,padişahların annelerinin çoğu yabancı olsada aralarında Türk olanlarda var yukarıdaki liste biraz abartı.Ali Kemal Meram diye bir adam var "padişah anaları" diyede bir kitabı adam öyle kurgulamış öyle senaryolar yazmışki bu 36 padişah sanki yatıp kalkıp Türkleri nasıl kullansak,kullandıktan sonra nasıl ortadan kaldırsak diye kafa yormuşlar..Osmanlı III. Roma İmparatorluğuydu,imparatorluklarda milliyete önem verilmez.Kaldı ki Türkler her zaman taht için tehlikedir bir rum,sırp,hırvat devşirmesi padişaha kafa tutamaz ama Çandarlı Halil Paşa gibi Türk yiğitleri yeri geldiğinde padişahtan bile daha nüfuzlu olabilirlerdi.

Evet Listede biraz abartı var 1. Mehmet'in annesi Devlet Hatun'dur.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Devlet_Hatun

Ama Listenin abartı olması Padişah analarının çoğunun yabancı menşeiili olduğu gerçeğini değiştirmez.

tarihinde euclid tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Başlık yazısının ana fikri nedir? Yazıyı buraya getiren ana fikri yazı sahibine sorup öğrense de, meramı neymiş anlasak...

başlık yazısının anafikri şu, son zamanlarda bu dinci takımı Atatürkün anasına babasına takmış durumdalar.. zira işi Atatürk mason çocuğuydu, bütün yaptıkları masonlara hizmetti demeye getiriyorlar..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben bel altı çalışmam. Bunu da eklemiş olayım.

Tekrar edeyim:

Nefret dolu olduğumu, hakaret ettiğimi iddia ediyorsun. Yazılanlarla değil de, benimle, kişiliğimle uğraşıyorsun. Nefret konusunu niye açtığın belli değildi, boşuna ispat istemedim. Bak müslümanların ateistleri aşağılamasına hitaben bir yerde şu iletiyi yazmıştım:

bireyler de kendi iç dünyalarında kabullenemedikleri kimlik ve kişilik özelliklerini başkalarının üzerine yansıtarak orada görürler. Karşı tarafı bu görüntü nedeniyle suçlayarak bunun kendilerine ait olmadığı şeklinde bir iddia ile rahatlama yolunu seçerler. Eşlerini kendilerini aldatmakla suçlayan, başkalarına eşcinsel damgası vuran, başkalarının yalancı, dolandırıcı ve sahtekâr olduğunu ısrarla iddia eden birçok insan kendi bilinçdışı istek ve arzularını karşı tarafa yansıttığının farkında değildir...

Konuya dönersek, bir kere nasıl bir ülkede yaşadığımızı bir daha gösterelim:

Atatürk büstünü kıran ineğe sürgün

Şimdi Atatürkçü modern gençlerimizden bu olayı açıklamalarını bir isteyelim. Sizce kim örgütledi bu nefret dolu ineği, sapık nurcuların işi olabilir mi, yoksa kıskançlıktan deliren padişahçılar mı ..

Bir başkası çıkıp ilginç bir şey söyledi:

Atatürk'ü koruma kanunun, Menderes hükümetinin işidir; bunu elli kere söyledik, hala birileri sanki bunu kemalistler yapmış gibisine dillendirmeye devam ediyorlar.

Menderes dönemi, o Menderes'in Atatürk devrimlerine karşı geldiği iddiasıyla, Menderes'i "vatan haini", kendisini ise "Atatürkçü" ilan eden bir askeri diktatörlüğün kurulmasıyla son bulmuştu. Yani Menderes "yeterince Atatürkçü olamamasına" rağmen, gene de kendi akibeti uğruna böyle bir kanunu çıkarmak zorunda kalmıştı, gene de yaranamamıştı. İlginçtir ki bunlar üzerinden 50 sene geçti, o kanun hala orada duruyor, kimse sikayetçi olmuyor. Tersine biri çıkıp kanundan şikayet dile getirdiğinde gene hemen "vatan hainliği" "hilafetçilik" ile suçlanıyor. Dünyada böyle ülke kalmadı, biz hala Menderes'e suç atıyoruz.

Öte yandan, Menderes'in Atatürk'ün kurduğu partinin tabanından geldiği de, hatta kendisi gençken Atatürk'le tanışıp onun beğenisini kazandığı da biliniyor. Bir gariplik yok mu sizce de?

tarihinde ubermensch tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Menderes dönemi, o Menderes'in Atatürk devrimlerine karşı geldiği iddiasıyla, Menderes'i "vatan haini", kendisini ise "Atatürkçü" ilan eden bir askeri diktatörlüğün kurulmasıyla son bulmuştu. Yani Menderes "yeterince Atatürkçü olamamasına" rağmen, gene de kendi akibeti uğruna böyle bir kanunu çıkarmak zorunda kalmıştı, gene de yaranamamıştı. İlginçtir ki bunlar üzerinden 50 sene geçti, o kanun hala orada duruyor, kimse sikayetçi olmuyor. Tersine biri çıkıp kanundan şikayet dile getirdiğinde gene hemen "vatan hainliği" "hilafetçilik" ile suçlanıyor. Dünyada böyle ülke kalmadı, biz hala Menderes'e suç atıyoruz.

Öte yandan, Menderes'in Atatürk'ün kurduğu partinin tabanından geldiği de, hatta kendisi gençken Atatürk'le tanışıp onun beğenisini kazandığı da biliniyor. Bir gariplik yok mu sizce de?

Birincisi, Menderes'in Atatürk devrimlerine karşı geldi bir iddia değildir, bu bir gerçekliktir.

İkincisi, Menderes'in bir hain olduğu da gerçektir.

Üçüncüsü, Atatürk'ü koruma kanunu 1951 yılında çıkartılmıştır, Menderes'e karşı bu tarihte askeri bir kalkışma söz konusu değildir.

Dördüncüsü, mesela Menderes'e suç atıp atmama meselesi değil; sadece karşı devrimin çıkış nedenlerini ve geçmişin hatalarını öğrenme isteğidir.

Beşincisi, CHF veya CHP kurulduğundan beri bir çok farklı görüşü içinde barındırmıştır. O kadrosuzluk içinde, bir nebze ilerici olanların bu partide bulunması doğaldır. Atatürk'ün Menderes'i beğenip beğenmemesi de meselemiz değildir, Atatürk Menderes'in O'nun devrimlerinin karşısında yer alacağını nereden bilsin? Atatürk müneccim mi?

Bu yüzden bir gariplik yok.

Unutma, Atatürk'ü koruma kanununa çok değiniyorsun; ama daha o kanunun geçmişini bilmekten uzaksın. Bu yüzden, daha dikkatli olmanı öneririm.

Ve bir de 27 MAYIS sonucunda askeri diktatörlük kurulmadı. Anayasa hazırlandı ki Türkiye tarihinin en demokratik anayasasıydı ve yetki tamamen sivil siyasete verildi. Bu da 27 MAYIS'ın en büyük hatası, eksikliği idi.

tarihinde SadeceAteist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Mesele Menderes'in vatan haini mi vatan sever mi yoksa patlıcan sever mi olduğuna karar vermek değil (sanki böyle bir çaba objektif olabilirmiş gibi). Vatan haini desek ne değişecek, halkın aşağı yukarı yarısının oyunu almış bir adam, o zaman halkın yarısı da mı vatan haini demek olacak(böyle saçma şey olur mi ya)? Herneyse..

Mesele şudur; çağdışı, buram buram dogmatizm kokan bir kanunun 50 senedir, 2'si askeri olmak üzere sayısız anayasa değişikliğine rağmen hala yürürlükte olmasını, kimsenin buna ses çıkarmamasını sorgulamak.

Bu kanun ne işe yaramıştır da anayasada bunca zaman kalıcı olabilmiştir, kimler bundan fayda sağlamıştır, kimler zarar görmüştür düşünmeden sadece Menderes'e ait bir kabahatmiş gibi olduğu söyleminin yetersizliği ortada.. 50 senedir herkezin Atatürkçü olmaya zorlanışının, Atatürk'ün anısı altında anayasa kararıyla ezilmenin ifadesi..

O büst yıkan inek bile dahil olmak üzere Atatürk'ün anısına yönelik en ufak tavır alabildiğimiz anda suçlanıyoruz, yargılanıyoruz, sınıflandırılıyoruz ve toplum dışına atılıyoruz. Atatürk'ün büstü bile diğer büstlerden ayrıcalıklı, bu da aslında ne kadar ilginç değil mi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Menderes'in hain olup olmamasından öte, Türkiye'yi 1950'ye getiren şartları merak ederim, araştırım. Ve her defasında aynı fikre ulaşırım nereden bakarsam bakayım.

Mesela, halkın büyük çoğunluğunun neden DP'yi ve AP'yi desteklediğini? Garip değil mi, Attila İlhan söylemişti bir ara, "Eğer TİP sağ parti olarak kendini pazarlasaydı, tek başına iktidar olurdu" gibisinden.

Kısacası, ubermensch halkın verdiği oylar bir ilerici için asla kıstas değildir, en azından benim gözümde. 1950'yi ve sonrasını düşündüğümde hep bu sonuca ulaşıyorum.

Atatürk'ü koruma kanununa gelince, bu kanunun değiştirilip değiştirilmemesi ise meselemiz; sadece askerlere değil yıllar yılı iktidara gelen sağ partilere de sormak gerekir.

Bundan en fazla yararlananlar emin ol hep sağ partiler olmuştur. Çünkü, Atatürk'ün devrimci yönünü bitirmişler sadece tipik bir "devlet adamı" imajı vermek istemişlerdir ve başarmışlardır da. Halktan Mustafa Kemal'i koparmanın daha iyi bir yolu bulunamazdı herhalde.

Atatürk'ü eleştirme hakkınız vardır ve hep olmuştur. Atatürk'e koruma kanunu hakkındaki görüşleriniz de her şekilde olabilir. Sizi bu yüzden bir şeylerle yaftalayanlar varsa; O'nların kişisel görüşleridir. Ben kimseyi bu yüzden suçlamıyorum, yargılamıyorum, sınıflandırmıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Birincisi, Menderes'in Atatürk devrimlerine karşı geldi bir iddia değildir, bu bir gerçekliktir.

İkincisi, Menderes'in bir hain olduğu da gerçektir.

Menderes hain, ne hikmet Adnan Menderes adı bir üniversitenin adı olarak geçiyor. Tıpkı 33 kişiyi öldürüp 20 yıl hapis cezası almış Mustafa Muğlalı'nın adının bir kışlada olması gibi. Tıpkı Diyarbakır Askeri ceza evinde yüzlerce mahkumu akıl almaz işkencelerden geçiren adamlardan biri gibi(bu zatın cezasını dönemin devrimcileri kafasına tek kurşunla vermiştir), tıpkı eski mahallemin adı ''Talat Paşa'' gibi, Tıpkı Kenan Evren gibi.

Üçüncüsü, Atatürk'ü koruma kanunu 1951 yılında çıkartılmıştır, Menderes'e karşı bu tarihte askeri bir kalkışma söz konusu değildir.

1951'de çıkmış bir kanunun, size göre kemalist/ilerici bir ihtilal olan 61 ihtilaliyle bile değişmemesindeki ''hikmeti'' de bize açıklasaydınız öyleyse? :)

Dördüncüsü, mesela Menderes'e suç atıp atmama meselesi değil; sadece karşı devrimin çıkış nedenlerini ve geçmişin hatalarını öğrenme isteğidir.

Beşincisi, CHF veya CHP kurulduğundan beri bir çok farklı görüşü içinde barındırmıştır. O kadrosuzluk içinde, bir nebze ilerici olanların bu partide bulunması doğaldır. Atatürk'ün Menderes'i beğenip beğenmemesi de meselemiz değildir, Atatürk Menderes'in O'nun devrimlerinin karşısında yer alacağını nereden bilsin? Atatürk müneccim mi?

Bu yüzden bir gariplik yok.

Unutma, Atatürk'ü koruma kanununa çok değiniyorsun; ama daha o kanunun geçmişini bilmekten uzaksın. Bu yüzden, daha dikkatli olmanı öneririm.

Ve bir de 27 MAYIS sonucunda askeri diktatörlük kurulmadı. Anayasa hazırlandı ki Türkiye tarihinin en demokratik anayasasıydı ve yetki tamamen sivil siyasete verildi. Bu da 27 MAYIS'ın en büyük hatası, eksikliği idi.

27 Mayıs da o kanuna dokunmadı farkındaysan. Hatta sonraki chp iktidarları da...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bence sen Atatürk hayranı Mehmet Kaplan'ın Kültür ve Dil kitabını okumanı tavsiye ederim. Adam Atatürk'ü seviyor fakat bu devrimin yanlış olduğunu söylüyor.

devrimin neresi yanlış. hem o adam kutsalmı ki sözleri %100 doğru. sizde her önüne geleni kutsal yaptınız gittniz.

diğer konu latin alfabesine geçtiğimizde okuma oranının arttığını biliyormusun bay beyni yıkanmış

diğer konu arap alfabesine neden taktınız. arap alfabesiz arapca sız olmuyor mu bu din. yok sa bu din arap dini mi?

ayrıca türkler kendi alfabeleri dururken nasıl arap alfabesine geçmiş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Albatross, hainler başımıza çıkıyorsa yapacak bir şey yok. Tabi Talat Paşa'yı Kenan Evren'den ayrı tutmak gerekiyor.

27 Mayıs'tan sonra değişmemesinin sebebini, o zaman "anayasayı hazırlayanlara" sorsanız daha iyi edersiniz. Bence 27 Mayıs'ın bir çok eksiği zaten var. Her şeyiyle mi kabullenmek gerekiyor bir şeyleri? Eleştirme-katılmama hakkımız mevcut değil mi?

CHP iktidarlarının dokunmuş olmaması da beni ırgalamıyor. Ki zaten, CHP'nin o dönemden sonra "güçlü" olarak iktidara geldiği görülmemiştir. 61 seçimlerinden sonra da birinci parti çıksa da güçlü değildir. Ecevit zamanındaki hükümet kurduğu dönemlerde de keza güçlü değildir.

Güçlü olsalar bile değiştirmezlerdi bence.

Bunları bana sormanız anlamsız...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Albatross, hainler başımıza çıkıyorsa yapacak bir şey yok. Tabi Talat Paşa'yı Kenan Evren'den ayrı tutmak gerekiyor.

Sayın S.ateist, bu tip konularda dinci liboşların eleştirilerini pek kaale almıyorum aslında. Bunların demokatlığı olsa olsa Nazlı Ilıcak kadar olur ki kendisi 12 eylülün en ateşli savunucularındandır :) Bir de Atilla Yayla denen muhterem var ki, 12 eylülde demokrat hocalara karşı ispiyonculuğuyla nam salmış, şimdinin züpper özgürlükçü liberalllerindendir :) Bu konuda mevcut Atatürkçü akımların tavrı da ''tencere dibin kara, seninki benden kara'' dedirtecek cinstentir. Sürekli ''ilerici/demokrat'' kadro eksikliğinden yakınıyorsunuz. Haklı olabilirsiniz; ancak, hiçbir dönemde öyle bir kadro arzu edilmedi ki zaten. Dönem dönem Hasan Ali Yücel, Aziz Nesin, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Bahriye Üçok gibileri çıksa da bu insanlar ya öldürüldü ya tasfiye edildi vs. Düşünün ki Nazım gibi biri dahi, Atatürk'ün bizzat sağlığında defaatle sorgulanmış, mahpusluğa düşmüştü. Örnekler çoğaltılabilinir. Gerçek şu ki, fikri ve vicdani açıdan demokrat insanlar egemen baskı gruplarının, rejimin askeri bürokratlarının dişlileri arasında kaybolup gider.

27 Mayıs'tan sonra değişmemesinin sebebini, o zaman "anayasayı hazırlayanlara" sorsanız daha iyi edersiniz. Bence 27 Mayıs'ın bir çok eksiği zaten var. Her şeyiyle mi kabullenmek gerekiyor bir şeyleri? Eleştirme-katılmama hakkımız mevcut değil mi?

Elbette mevcut; ancak, karşıt bir eleştiri geldiğinde de ''haklısınız, bu yanlıştı'' diyebilmeniz kaydıyla.

CHP iktidarlarının dokunmuş olmaması da beni ırgalamıyor. Ki zaten, CHP'nin o dönemden sonra "güçlü" olarak iktidara geldiği görülmemiştir. 61 seçimlerinden sonra da birinci parti çıksa da güçlü değildir. Ecevit zamanındaki hükümet kurduğu dönemlerde de keza güçlü değildir.

Gerek 27 Mayıs'ta gerekse Ecevit döneminde kısmen solu da arkasına almış güçlü CHP iktidarları mevcuttu zaten.

Güçlü olsalar bile değiştirmezlerdi bence.

Bunları bana sormanız anlamsız...

Sizden hesap sormuyoruz, haşa :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sayın S.ateist, bu tip konularda dinci liboşların eleştirilerini pek kaale almıyorum aslında. Bunların demokatlığı olsa olsa Nazlı Ilıcak kadar olur ki kendisi 12 eylülün en ateşli savunucularındandır smile.gif Bir de Atilla Yayla denen muhterem var ki, 12 eylülde demokrat hocalara karşı ispiyonculuğuyla nam salmış, şimdinin züpper özgürlükçü liberalllerindendir smile.gif Bu konuda mevcut Atatürkçü akımların tavrı da ''tencere dibin kara, seninki benden kara'' dedirtecek cinstentir. Sürekli ''ilerici/demokrat'' kadro eksikliğinden yakınıyorsunuz. Haklı olabilirsiniz; ancak, hiçbir dönemde öyle bir kadro arzu edilmedi ki zaten. Dönem dönem Hasan Ali Yücel, Aziz Nesin, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Bahriye Üçok gibileri çıksa da bu insanlar ya öldürüldü ya tasfiye edildi vs. Düşünün ki Nazım gibi biri dahi, Atatürk'ün bizzat sağlığında defaatle sorgulanmış, mahpusluğa düşmüştü. Örnekler çoğaltılabilinir. Gerçek şu ki, fikri ve vicdani açıdan demokrat insanlar egemen baskı gruplarının, rejimin askeri bürokratlarının dişlileri arasında kaybolup gider.

Ben kendilerine "Atatürkçüyüm" diyen her akımın doğru şeyler söylediğini, doğru şeyler yaptığını zaten iddia etmiyorum. Siz bana Türkiye onlarca parçaya bölünmüş "marksist hareketin" her dediğinin doğru olduğunu söyleyemeyeceğiniz gibi.

Ben "kadro" eksikliğinden doğru çok şikayet ediyorum. Özellikle, Mustafa Kemal döneminde. Bir ilçede herhangi bir devlet memuru, bir ilde veyahut başka bir devlet kurumunda önemli görevler üstlenen bir insan ihtiyacı var ve elinizde alternatifiniz yok. Ben bunu geçtim, mecliste tam manasıyla ilerici diyebileceğimiz insan sayısı çok az. Hasan Ali Yücel, evet mesela tam yerinde bir örnek. Bu tip insanlara ben o dönemde sahip çıkmam gerekir, alternatifleri yok, bu insan gibilerin sayısı inan çok ama çok az. Bir devlet yönetmekten bahsediyorum, yani bu zor bir mesele olsa gerek.

Atatürk'ün sağlığında sorgulanıp sorgulanmamasında değilim. Dediğim gibi, kadrosuzluk bir sorundu. Bunu şu an için dahi netlikle çözdüğümüze inanmıyorum. Sosyalist bir devrim olsa yarın Türkiye'de, kadrosuzluğu fazlasıyla hissedeceklerdir.

Elbette mevcut; ancak, karşıt bir eleştiri geldiğinde de ''haklısınız, bu yanlıştı'' diyebilmeniz kaydıyla.

Demekten neden çekineyim ki, yanlış bir şey olursa dememek yanlış olur. Bu yanlışın üstünü örter ki, o yanlışın bir daha yapılmasının önüne de geçilemez.

Gerek 27 Mayıs'ta gerekse Ecevit döneminde kısmen solu da arkasına almış güçlü CHP iktidarları mevcuttu zaten.

Hayır, 61 seçimlerinde AP ile arasındaki oy farkı kesin rakamları hatırlamamakla beraber yüzde 3 civarında idi. Ecevit döneminde de tüm hükümetler, 2 veya daha fazla partinin koasliyonuyla oluşturulmuştu, anlayacağınız güçlü bir CHP iktidarı yoktu.

Ki bu maddenin o dönem fazla önemsendiğini de sanmıyorum. Güçlü olarak gelseler bile değiştirmezlerdi diyorum bu yüzden.

Sizi tenzih ederim, bir şey söylemek istiyorum. Konunun başlığına bakıyorum ve buraya gelen marksist arkadaşların yorumlarına. Abdullah Öcalan Ermeni miydi diye bir başlık açsa herhangi birisi "faşistlikle" suçlanırdı ki bu aslında "faşistliktir" derdik hep beraber. Ama söz konusu Mustafa Kemal olunca durum değişiyor. Marksistler, çelişkili bu konuda fazlasıyla. (Hepsini kastetmiyorum elbette, yanlış anlaşılma olmasın lütfen)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...