karantekyil 0 Oluşturuldu: Şubat 29, 2008 Raporla Share Oluşturuldu: Şubat 29, 2008 (düzenlendi) Hayatın Kökleri, Mahlon B. Hoagland'ın kitabını okurken şaşırtıcı bir bilgiye rastladım. Aklıma şu soru geldi; Dünyaya benzer şekilde bir gezegen bulduk... Bizimle birlikte aynı koşullara sahip. Oradaki evrimsel süreçteki canlılar aynı bizim gibi olurlar mı? Yapıları tıpkı bizimkisi gibi olur mu? Vereceğiniz cevapla şu bilgileri çıkaracağım; Evrim, taşları dizilmiş bir domino gibidir. Evrim, taşlarını kendi dizen, geleceği göremeyen fakat bir düzene sahip yapıdır. Değişme ve doğal seçme bütün bu karmaşıklığı ve çeşitliliği açıklayabilir mi? Her şeyin nasıl geliştiği ayrıntılı olarak bilemeyiz, yalnızca prensip olarak değişme ve doğal seçme arasındaki bu karşılıklı etkileşimin durmadan genişleyen karmaşıklığa yol açabileceğini gördüğümüzü söyleyebiliriz. Organizmalara fazladan yaşamı sürdürebilme kapasitesi sağlayan değişmeler, yaşama şansını artırırlar. Yeterli zaman oldukça her şey denenecektir. Yalnız bir şeyden emin olabiliriz, iki veya üç milyar yıl önce yaşayıp geleceği görmeye çalışsaydık, herhalde olacakları önceden bilemezdik; kimse, insanları veya diğer canlı türlerini gözünün önüne getiremezdi. Neden? Çünkü, evrimde her adım rastlantıya dayanan bir olaydır, bu nedenle önceden bilinemez. İnsanlar dahil bütün canlı yaratıklar, son derece rastlantısal olayların ürünüdür. Denilebilir ki insanlar olarak bugün kendimizi tanıdığımız biçimimiz son derece ender bir rastlantıdır! Başka bir deyişle evrim, aynı koşullarla aynı yeryüzünde yemden başlasaydı insanların yeniden oluşmaları şansı, sonsuz küçüklükte olacaktı. Bu olgulara bağlı olarak ve aynı akıl yürütme temelinde, denebilir ki evrende bir yerlerde bize benzeyen yaratıkların varolması olasılığı çok küçüktür. Evrende yaşam olasılığı büyük ama bizimkine benzer bir yaşam olasılığı çok küçük. Değişme ve doğal seleksiyonun, insan varlığını açıklamak için "yeterli" olduğunu bitiriyoruz. Bilim her zaman yeterli ve basit açıklamaları sever. Şubat 29, 2008 tarihinde karantekyil tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi böyle bir şey olmaz.. Bilim kurgu denen filmlerdeki bir numaralı saçmalık, belki de saçmalık denebilecek tek saçmalık, başka bir yerdeki hayatın insanlar gibi olması, hatta insanlarla konuşabiliyor olması zırvalığıdır. Hatta, çok sağlam bilimciler bile bazen kendilerini kaptırır, gider matematiği evrensel dil filan ilan ederler (bkz: Carl Sagan, contact vs.) Matematik insan aklının ürünüdür ve sanmıyorumki, başka bir canlı türü daha bizim tamsayı, kesirli sayı vs. dediğimiz abes akıl oyununu kullansın.. Genel olarak, hareket için vs. dünyadaki formların başarılı olması, bize bir takım hususlarda iyi ipuçları verir. Bunlar en azından kanıtlanmış doğru fizyolojik çözümlerdir. Ama bu çoook iyimser bir yaklaşım olur. Eğer başka bir hayat bulursak, canlı mı değil mi diye farkına varmamız bile büyük başarı olacaktır, bırakın öyle elleri, kolları, kafasında gözleri filan olmasını.. Link to post Sitelerde Paylaş
Empyrium 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi İtalyanların bir deyimi vardır. "Bu Prinç daha çok su kaldırır" bu konuda böyle... Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi Değişme ve doğal seçme bütün bu karmaşıklığı ve çeşitliliği açıklayabilir mi? Her şeyin nasıl geliştiği ayrıntılı olarak bilemeyiz, yalnızca prensip olarak değişme ve doğal seçme arasındaki bu karşılıklı etkileşimin durmadan genişleyen karmaşıklığa yol açabileceğini gördüğümüzü söyleyebiliriz. Organizmalara fazladan yaşamı sürdürebilme kapasitesi sağlayan değişmeler, yaşama şansını artırırlar. Yeterli zaman oldukça her şey denenecektir. Yalnız bir şeyden emin olabiliriz, iki veya üç milyar yıl önce yaşayıp geleceği görmeye çalışsaydık, herhalde olacakları önceden bilemezdik; kimse, insanları veya diğer canlı türlerini gözünün önüne getiremezdi. Neden? Çünkü, evrimde her adım rastlantıya dayanan bir olaydır, bu nedenle önceden bilinemez. İnsanlar dahil bütün canlı yaratıklar, son derece rastlantısal olayların ürünüdür. Denilebilir ki insanlar olarak bugün kendimizi tanıdığımız biçimimiz son derece ender bir rastlantıdır! Başka bir deyişle evrim, aynı koşullarla aynı yeryüzünde yemden başlasaydı insanların yeniden oluşmaları şansı, sonsuz küçüklükte olacaktı. Bu olgulara bağlı olarak ve aynı akıl yürütme temelinde, denebilir ki evrende bir yerlerde bize benzeyen yaratıkların varolması olasılığı çok küçüktür. Evrende yaşam olasılığı büyük ama bizimkine benzer bir yaşam olasılığı çok küçük. Değişme ve doğal seleksiyonun, insan varlığını açıklamak için "yeterli" olduğunu bitiriyoruz. Bilim her zaman yeterli ve basit açıklamaları sever. Ben bu açıklamaya tümüyle katılıyorum. Dünyadaki yaşam teybini yeniden oynatalım.. Çok daha değişik canlılar ortaya çıkacaktır. Başka bir gezegende ortaya çıkacak akıllı yaratıkların insan benzemeleri mümkün değildir. HACI Link to post Sitelerde Paylaş
karantekyil 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi Yani bu Astronot, Milyar yıl önce, Çorap söküğü gibi başlamış evrimden bir halka. Kendisini varedenin üstüne çıkıp o'na bakıyor. Evrenin bundan haberi bile yok...! Ne acı... Link to post Sitelerde Paylaş
pinkfloyd 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi Hayatın Kökleri, Mahlon B. Hoagland'ın kitabını okurken şaşırtıcı bir bilgiye rastladım. Aklıma şu soru geldi; Dünyaya benzer şekilde bir gezegen bulduk... Bizimle birlikte aynı koşullara sahip. Oradaki evrimsel süreçteki canlılar aynı bizim gibi olurlar mı? Yapıları tıpkı bizimkisi gibi olur mu? Vereceğiniz cevapla şu bilgileri çıkaracağım; Evrim, taşları dizilmiş bir domino gibidir. Evrim, taşlarını kendi dizen, geleceği göremeyen fakat bir düzene sahip yapıdır. Ben haci'den farklı düşünüyorum... Tüm oluşum ve koşullar birebir uygunsa sonuç aynıdır: çünkü sonucu yaratan koşullardır... Yada koşulların yarattığı sonuç.... Ama genom düzeyinde incelersek en ufak bir sapma farklı bir yaşam sergiler....Buda; ilk oluşumdan sonraki olası farklılıkları yansıtır. Evrim; taşları dizilmiş bir domino sistemi gibi mi? Olabilir...Tek taş her şeyi yerinden oynatır...yada iyi köprü kurmuşsan (gen'ler..) sadece kendi etki alanını yaratır...... :P Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi (düzenlendi) Matematik insan aklının ürünüdür ve sanmıyorumki, başka bir canlı türü daha bizim tamsayı, kesirli sayı vs. dediğimiz abes akıl oyununu kullansın.. Yapma yahu anibal ne demek abes akıl oyunları Gelişmiş bir uygarlık eninde sonunda sayacaktır, saymayı öğrenecektir, Şekillerin alanlarını hacimlerini uzunluklarını ölçmeye hesaplamaya yönelik birimler ve teknikler geliştirecektir. Şubat 29, 2008 tarihinde DeHRi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi Matematik kusurlu bir soyut bilimdir. Doğayı anlamak ve anladıklarımızı anlatmak için elimizdeki yegâne alettir. Başka akıllı yaratıklar matematik dışında bir yöntem geliştirebilirler ve bizden çok daha ileri olabilirler.. Matematik giderek önümüzde bir engel oluşturmaya başlamaktadır. Bütün doğal süreçlerı matematikle açıklayamıyoruz. Evet.. Ben de Anibal'e katılıyorum. Doğada matematik yoktur. Matematik insan aklının ilginç bir ürünüdür. Ve insan aklı evrendeki en üstün beyin olmayabilir. HACI Link to post Sitelerde Paylaş
pinkfloyd 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi Matematik kusurlu bir soyut bilimdir. Doğayı anlamak ve anladıklarımızı anlatmak için elimizdeki yegâne alettir. Başka akıllı yaratıklar matematik dışında bir yöntem geliştirebilirler ve bizden çok daha ileri olabilirler.. Matematik giderek önümüzde bir engel oluşturmaya başlamaktadır. Bütün doğal süreçlerı matematikle açıklayamıyoruz. Evet.. Ben de Anibal'e katılıyorum. Doğada matematik yoktur. Matematik insan aklının ilginç bir ürünüdür. Ve insan aklı evrendeki en üstün beyin olmayabilir. HACI Bu yazdıklarına bende katılıyorum...Bir öncekine değil... Söylemeye çalıştığım da oydu... Canlı demeyeceğim; her partikül kendi varlığını sirküle etmek durumunda...Eğer madde yoktan var; var'dan yok olmuyorsa.... Matematiksel yaklaşımlar sadece beyin nöronlarımıza yöneliştir. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi Bu yazdıklarına bende katılıyorum...Bir öncekine değil... Söylemeye çalıştığım da oydu... Canlı demeyeceğim; her partikül kendi varlığını sirküle etmek durumunda...Eğer madde yoktan var; var'dan yok olmuyorsa.... Matematiksel yaklaşımlar sadece beyin nöronlarımıza yöneliştir. Bir önceki düşünceniz çok yanlış.. Daha yanlış olamazsınız... Dünyada milyonlarca canlı türü vardır. Bu kadar çok değişgeni olan bir olguyu ancak kaos teorileri ile açıklayabilirsiniz. Ve kaosda örnekler vardır ama, tekrarlar yoktur. Yaşam, kaos teorisinde olduğu gibi, başlangıç koşullarındaki en ufak bir değişiklikten müthiş etkilenir.. Link to post Sitelerde Paylaş
pinkfloyd 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi Bir önceki düşünceniz çok yanlış.. Daha yanlış olamazsınız... Dünyada milyonlarca canlı türü vardır. Bu kadar çok değişgeni olan bir olguyu ancak kaos teorileri ile açıklayabilirsiniz. Ve kaosda örnekler vardır ama, tekrarlar yoktur. Yaşam, kaos teorisinde olduğu gibi, başlangıç koşullarındaki en ufak bir değişiklikten müthiş etkilenir.. Sevgili haci: Ne demişim... Tüm oluşum ve koşullar birebir uygunsa sonuç aynıdır: Soru bu yönde olduğu için öyle yazdım. her partikül kendi varlığını sirküle etmek durumunda Bu da kaos.... Aklıma kelebek etkisi geldi... Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi (düzenlendi) Matematik kusurlu bir soyut bilimdir. Doğayı anlamak ve anladıklarımızı anlatmak için elimizdeki yegâne alettir. Başka akıllı yaratıklar matematik dışında bir yöntem geliştirebilirler ve bizden çok daha ileri olabilirler.. Matematik giderek önümüzde bir engel oluşturmaya başlamaktadır. Bütün doğal süreçlerı matematikle açıklayamıyoruz. Evet.. Ben de Anibal'e katılıyorum. Doğada matematik yoktur. Matematik insan aklının ilginç bir ürünüdür. Ve insan aklı evrendeki en üstün beyin olmayabilir. HACI Doğada matematik vardır demedim ama matematiğin öncel kaynağı salt insan aklı değildir doğadır. Önce saymayla ölçmeyle kıyaslamayla başlar matematik sonra gidererek doğadan farklılaşır Doğayı anlamada matematik dışında bir aygıtımız yoktur olmayacaktırda O kadar subjektif insana has bir beceri bir özellik değildir matematik Başka gelişmiş bir zeka türü içinde "1" veya "1/2" gibi kavramlar olacaktır Bunları başka sembollerle başka sayı sistemleri ile ifade etseler bile Şubat 29, 2008 tarihinde DeHRi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi (düzenlendi) Matematiksel yaklaşımlar sadece beyin nöronlarımıza yöneliştir. Bu tarz ifadeler matematiği çok subjektif bir yere koyuyor. Sanki herkes matematik ile istediği sonuca keyfekeder ulaşabilirmiş gibi... Neden herkes aynı sonuca ulaşıyor matematikse bir akıl yürütme sonunda? Matematiksel olarak fiziksel bir süreci modelliyorum ve bu model bana daha önceden tahmin etmediğim fiziksel sonuçlar öngörebiliyor Bu nasıl oluyor? Mesela Dirac denklemi antiparçaçığı ve spini öngördü ve daha sonra bunlar deneylerle test edildi doğrulandı Şubat 29, 2008 tarihinde DeHRi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi (düzenlendi) Matematiğin doğadan tamamen ayrı olduğunu söylemek haksızlık olur düşüncesindeyim. Nitekim matematikteki kavramların kaynağı dış dünyadır. Hatta bazen matematikteki kurallar aslında fizik kuralıdırlar. Örneğin diferansiyel hesabı, bir fizik teorisinin içermesi gereken şeylerin tamamını içerir. Saf olarak diferansiyel hesabı, fizikle birleştirilmiş matematikten ayrıdır. Bu, insan zekasının soyutlama kabiliyetinden dolayı olup hiçbir mahzuru yoktur. Sadece sayılar kullanılarak birçok sonuca varılabilir. Fakat bunların anlam ifade etmesi ancak dış dünyadaki karşılıkları göz önüne alınarak mümkündür. İşi kolaylaştırmak için ayrılmıştır matematik somut dünyadan. Bir elma artı bir elmanın iki elma ettiği doğrudur. Aynı zamanda bir armutla bir armutun toplamı da iki armut eder. İnsan der, aslında benim yaptığım bunların bir niceliklerini toplamak. İşte bu nicelik, kendisini onlardan ayrıymış gibi düşünsek de "doğru" sonuca varacağımız sayılardır. Matematikte bazı belirsizlik ve saçmalıkları ortadan kaldırmak için çeşitli yöntemler icat edilmiştir. Sözgelimi sonsuz ifadesi matematikte baş belası bir şeydir. Bunu yaratan insanın soyutlama yeteneği ve sayıları maddi dünyadan farklı düşünmesidir. Atılan okun hiçbir zaman hedefe ulaşamayacağı gibi garip, yanlış sonuçlar elde edilebilir. Bunları düzene sokmak için de çeşitli uygulamalar geliştirilir. İşte bu sistemin tamamı matematik olarak karşımıza çıkar. Ve son olarak, matematik zordur.. Şubat 29, 2008 tarihinde DeHRi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
pinkfloyd 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi Bu tarz ifadeler matematiği çok subjektif bir yere koyuyor. Sanki herkes matematik ile istediği sonuca keyfekeder ulaşabilirmiş gibi... Neden herkes aynı sonuca ulaşıyor matematikse bir akıl yürütme sonunda? Matematiksel olarak fiziksel bir süreci modelliyorum ve bu model bana daha önceden tahmin etmediğim fiziksel sonuçlar öngörebiliyor Bu nasıl oluyor? Mesela Dirac denklemi antiparçaçığı ve spini öngördü ve daha sonra bunlar deneylerle test edildi doğrulandı Başka gelişmiş bir zeka türü içinde "1" veya "1/2" gibi kavramlar olacaktır Bunları başka sembollerle başka sayı sistemleri ile ifade etseler bile Çünkü;anlamamızı sağlıyor...Kendi ürünümüzle doğayı tanıma içgüdüsündeyiz.... Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi Matematik tamamen insan ürünü değildir. Son olarak diyebilirimki matematik içermeyen bir fizik teorisi bir hiçtir Matematik bizi kısıtlıyor diyenler; "şu sallanır durur, şu gider çarpar gelir, şu zıp zıp hareket eder" tarzı ifadelerle fizik yapılmaz Link to post Sitelerde Paylaş
pinkfloyd 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi Matematik tamamen insan ürünü değildir. Son olarak diyebilirimki matematik içermeyen bir fizik teorisi bir hiçtir Matematik bizi kısıtlıyor diyenler; "şu sallanır durur, şu gider çarpar gelir, şu zıp zıp hareket eder" tarzı ifadelerle fizik yapılmaz Fiziği analiz edenler??????????? İNSAN................. Sembol ve kavramları betimleyenler????????? :P Göreceli... Kuantum dünyasında insan olduğunu unutucak ve kendini hangisini seçersen seç bir partikül olduğunu düşüneceksin. İnsani düşündüğünde buldukların hep eksik kalacaktır.Kara enerji veya kara madde gibi... Yada esir... Belki Einstein kuantumu red ederken insani duygular içindeydi?????????? Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi (düzenlendi) Kuantum dünyasında insan olduğunu unutucak ve kendini hangisini seçersen seç bir partikül olduğunu düşüneceksin. Bu ne demek? İnsani düşündüğünde buldukların hep eksik kalacaktır.Kara enerji veya kara madde gibi... Yada esir... Bunların matematiğin tamamen insan ürünü olup olmaması ile ilgisi nedir? Belki Einstein kuantumu red ederken insani duygular içindeydi?????????? Ama Einstein kuantum teorisine (özünde belirsizliğine) karşı çıkarken "matematik insan ürünüdür asıl gerçeğe böyle ulaşamazsınız" gibi düşünerek karçı çıkmadı. Şubat 29, 2008 tarihinde DeHRi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi Matematik konusunu bu forumda ve diğerlerinde birçok kereler tartışan biri olarak diyebilirim ki bu konu nedense tartışanları kutuplaştırıyor. Ana ve babası matematikçi olan ben, sonunda bu konudan nefret etmeye başladım. Doğa sırlarını matematikle ifşa ediyor.. Ya da biz doğanın sırlarını matematikle çözmeye çalışıyoruz.. Bu iki ayrı yaklaşım arasında ciddi farkların olduğunu sanmıyorum. Bu konu tartışılarak bir sonuca bağlanamaz. Hem zaten elimizde matematikten daha güçlü bir alet de yok.. Biz insanlar matematiğe mecburuz.. Matematik doğanın bütün gizemini çözse de ona mecburuz, çözemese de.. Onun için bana sorarsanız, kendinizi boş yere hırpalamayın derim.. HACI Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Şubat 29, 2008 gönderildi Raporla Share Şubat 29, 2008 gönderildi (düzenlendi) Doğa matematiği takmaz ama doğayı anlamak için matematik kullanmaktan başka yok yoktur Bu insana has bir özellik değildir, doğayı anlamak için matematik yapmak Gelişmiş başka bir zeka türüde eninde sonunda matematik yapmak zorunda Düzlem üzerinde bir üçgenin iç açılarının belirli bir birim sisteminde 180 derece, 200 grad veya 3453 hedehödö (hedehödö çok kullanışlı bir birim sistemidir )oldugunu anlar bu zeka her halükarda Şubat 29, 2008 tarihinde DeHRi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts