anibal 0 Mart 5, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 5, 2008 gönderildi >>> Mantık neye dayanır? Mantık bir şeye dayanmaz. Mantık ve akıl gibi beynin işleyişine dair yöntemleri, birer nesne gibi düşünmek, en sık yapılan yanılgılardan biridir. Mantık ve akıl, his vs. için aslolan beyindir. Beynin işlerlik sürecinde, doğru ve yanlışı ayırtsama kabiliyetine mantık denir. Ama gidip daha derin "doğru" ve "yanlış" kavramlarına girmiyoruz. Mesele basit, önce bir şey öğretilir. Denir ki "1+1 = 2" ... Sonra "bir elma ile bir elma toplanırsa, sonuç 11 elma olur" denir. bu mevzu, başta öğretilene ters olduğu için, mantık buna yanlış der. İşte mantığın işlerlik ilkesi budur: Eldeki bilgiye, akla göre ortadaki meselenin tutarlılığına karar vermek.. Link to post Sitelerde Paylaş
power 0 Mart 5, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 5, 2008 gönderildi Aynı şartlar altında aynı sonuçlar çıkar. Bu basit şey öğretildi bana da. Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Mart 5, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 5, 2008 gönderildi Aynı şartlar altında aynı sonuçlar çıkar. Kuantum Mekaniği öyle değil diyor Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Mart 5, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 5, 2008 gönderildi İşte mantığın işlerlik ilkesi budur: Eldeki bilgiye, akla göre ortadaki meselenin tutarlılığına karar vermek.. Tutarlılık mantık disiplini harici bir tanımamı sahip ki mantığın ilkesi olabiliyor Tutarlı olmayı nasıl tanımlarız? Link to post Sitelerde Paylaş
power 0 Mart 5, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 5, 2008 gönderildi Kuantum Mekaniği öyle değil diyor Aynı şartları sağlamanın imkansızlığından. Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Mart 6, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 6, 2008 gönderildi >>> Tutarlılık mantık disiplini harici bir tanımamı sahip ki mantığın ilkesi olabiliyor. Tutarlı olmayı nasıl tanımlarız? İşte sizin bu yazdığınıza tutarsızlık deniyor. Mantığın ilkesi tutarlılık değil. Bir şeyin tutarlı olup olmadığına karar vermemizi sağlayan beyin işlevine biz mantık diyoruz. Biraz düşün bakalım.. Devri zamanında denmiş ki, "Dünya düzdür." Bunu diyenlerin mantığı yok muydu? Hatta şöyle denmiş, "Eğer dünya yuvarlak olsaydı, alt taraftakiler dünyanın üzerinde duramaz, düşerlerdi." Gayet "tutarlı" bir açıklam değil mi? Bunları kabullenmeyi sağlayan şey mantık oluyor işte. Demekki, mantık yanılmaz, etmez diye bir şey yok. Mantık, iki şeyi kıyaslama yeteneğidir. Böylece bir şeyin tutarlı olup olmadığına karar verilir. Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Mart 6, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 6, 2008 gönderildi Aynı şartları sağlamanın imkansızlığından. Hayır öyle değil Aynı başlangıç durumları farklı sonuçlara gidebiliyor Olay teknik bir sorun değil indeterminizm burdan kaynaklanır Sizin dediğiniz gibi olsa indeterministik olmazdı kuantum mekaniği aynı başlangıç durumlarının sağlanmasının pratik nedenlerle mümkün olmaması katoik süreçlere dair bir ifadededir Kaotik süreçler her ne kadar tam olarak hesaplanamaz olsada deterministiktir Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Mart 6, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 6, 2008 gönderildi (düzenlendi) Biraz düşün bakalım.. Devri zamanında denmiş ki, "Dünya düzdür." Bunu diyenlerin mantığı yok muydu? Vardı da bunun doğrudan mantıkla ilgisi yok Olgusal bir tespit yapmış adamlar. Çelişik olmayan bir açıklama yapılabilir ama bu onun olgusal olarak dış dünyada bir karşılığı olmasını gerektirmez 2+2 = 5 diyemezlerdi mesela (rakamlarım adlarını değiştirebilirlerdi onu kastetmiyorum) Demekki, mantık yanılmaz, etmez diye bir şey yok. Salt mantık bilgi kaynağı değildir Sayısız, "mantıklı" açıklama yapabilirsin bire konu hakkında Mantık, önermelerin kendi arasındaki ilişkide devreye girer Mart 6, 2008 tarihinde DeHRi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Mart 6, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 6, 2008 gönderildi >>> Mantık, önermelerin kendi arasındaki ilişkide devreye girer Eee, biz ne diyoruz? Önermelerin kendi arasındaki ilişkilerle, tutarlılığını sorgulama işlevine mantk diyorsun işte. İnsan aklının dışında tutarlı, tutarsız, doğru, yanlış gibi kavramlar yok. İşte o yüzden matematik sadece insan aklının ürünü, bir uzaylının aynen keşfetmesi olacak iş değil.. >>> Çelişik olmayan bir açıklama yapılabilir ama bu onun olgusal olarak dış dünyada bir karşılığı olmasını gerektirmez İşte yapacağın açıklamanın çelişik olup olmadığına karar vermene, mantık diyoruz. Bunu bir türl anlamadın.. >>> Aynı başlangıç durumları farklı sonuçlara gidebiliyor.. Kuantum teorisi böyle bir şey söylemez, tam tersini söyler. Velakin, der ki, atom altı seviyede başlangıç durumunu ölçmeye çıkarsanız, o duruma müdahale etmiş olursunuz. O zamanda, başlanıç durumu değişeceği için, sonuç değişir. 10 tane uranyum atomu, "aklına estiği zaman" bozunur. Kuantum teorisi, bunların hangisinin ne zaman bozulacağını söylemez, dahası söylenemeyeceğini söyler. Ama bu uranyumun yarı ömrü kadar sürede, bunların yarsının bozunacağı gerçeğini değiştirmez. Siz hangisi ne zaman bozunacak diye bunları ölçemezsiniz, bu nedenle atomların başlnagıç koşullarını bilemezsiniz. Öyle ki, bir hızlandırıcıda iki küçük çekirdeği birleştirip bu uranyumu sıfır km olarak üretmiş olsanız bile, bu durum değişmez. Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Mart 6, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 6, 2008 gönderildi (düzenlendi) Eee, biz ne diyoruz? Önermelerin kendi arasındaki ilişkilerle, tutarlılığını sorgulama işlevine mantk diyorsun işte. İnsan aklının dışında tutarlı, tutarsız, doğru, yanlış gibi kavramlar yok. İşte o yüzden matematik sadece insan aklının ürünü, bir uzaylının aynen keşfetmesi olacak iş değil.. Yani bir uzaylı aklı 2+2 yi 5 olarak hesaplayabilir mi? İşte yapacağın açıklamanın çelişik olup olmadığına karar vermene, mantık diyoruz. Bunu bir türl anlamadın.. Çelişiklik tanımı nedir? Bir uzaylı aklı neye göre karar veriyor? 2+2=5 tir çelişikmidir değilmidir? bir uzaylı böyle matematik yapabilir mi? Kuantum teorisi böyle bir şey söylemez, tam tersini söyler. Velakin, der ki, atom altı seviyede başlangıç durumunu ölçmeye çıkarsanız, o duruma müdahale etmiş olursunuz. O zamanda, başlanıç durumu değişeceği için, sonuç değişir. Hayır tam tersini söylemez Başlangıç durumunda bütün olası durumların süperpozisyon halinde bulundugunu söyler Yani bu belirsizlik teknik bir yetersizlik değildir Kuantum belirsizliği dalga mekaniğinin matematiksel bir öngürüsüdür 10 tane uranyum atomu, "aklına estiği zaman" bozunur. Kuantum teorisi, bunların hangisinin ne zaman bozulacağını söylemez, dahası söylenemeyeceğini söyler. Ama bu uranyumun yarı ömrü kadar sürede, bunların yarsının bozunacağı gerçeğini değiştirmez. Siz hangisi ne zaman bozunacak diye bunları ölçemezsiniz, bu nedenle atomların başlnagıç koşullarını bilemezsiniz. Öyle ki, bir hızlandırıcıda iki küçük çekirdeği birleştirip bu uranyumu sıfır km olarak üretmiş olsanız bile, bu durum değişmez. Kuantum mekaniği, hangi taneciğin ne zaman bozunacağının söylenemeyeceğini söylerken bunun sebebi olarak bizim teknik yetersizliğimizi, ölçmeye çalıştıgımız sistemi bozdugumuzdan onun durum bilgisini bozdugumuz için pratik sebeplerle başlangıç durumunu bileyemeyeceğimizi söylemez öne sürmez. tek bir parçaçık üzerinde ne zaman bozunacağını belirleyen bir "bilgi" yoktur, bu bilgi doğada yoktur. Bilinebilecek herşeyi bilsek (başlangıç durumuna mudahele etmeden bu bilgiye ulaşabilselk) yinede geleceği tam bir kesinlikle öngöremeyiz. Sizin iddia ettiğiniz "saklı değişkenler" içeren bir kuramdır. Saklı değişkenler içeren kuramların olası her deneyde ontik bir belirsizlik öngören kuantum mekaniği ile aynı sonuçları vermeyeceğini John Bell adlı iskoçyalı fizikçi göstermiştir ve deneyler ontik belirsizliği desteklemiştir. "Yani biz bilmesekte gözlemesekte parçaçın durumu belirlidir" diyemiyoruz. Bu yorum fizik dünyasında kabul görmüyor artık. Başlangıç koşullarını tam olarak bilememekten kaynaklanmıyor belirsizlik. "Başlangıç durumuna hassas bağlılık" olarak ortaya konan ve bir sistemin evriminin hesaplanayamayacağını ortaya koyan teori kaos teorisidir ki bu teori temel düzeyde bir teori değildir kuantum mekaniği gibi. Tek bir parçaçık için hareket denklemi belirlidir (klasik fizik kapsamında) ama çok sayıda parçaçık oldugunda (10^23 mertebesinde) her parçaçık için hareket denklemini tek tek yazıp çözemeyiz. Hem bütün sistem birbiri ile etkileşimde oldugundan başlangıç durumunu (konum ve momentumu) kesin olarak bilemeyiz. Ama kuantum mekaniğinde tek bir parçaçık için bile matematiksel olarak x(t)= x(0)+f(t) şeklinde bir fonksiyon yazılamaz. başlangıç konumu olan x(0) bilsen bile f(t) yoktur. Mart 6, 2008 tarihinde DeHRi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Mart 6, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 6, 2008 gönderildi >>> Tek bir parçaçık için hareket denklemi belirlidir (klasik fizik kapsamında) ama çok sayıda parçaçık oldugunda (10^23 mertebesinde) her parçaçık için hareket denklemini tek tek yazıp çözemeyiz.. Al işte mantık hatası.. Matematik bize bunun tam tersini söyler. Tüm mesele bunu yapacak zamanı vs. olan birini bulmaktır. Başlangıç durumunu bilemiyor edemiyor olmanın sebebi, bir sürü parçacığın bir sürü etkileşimi ile, parametre sayısının yüksek olması ile alakası yoktur. Tek bir parçacık için bile bunu yapamazsın. Zira, atom altı dünyadan haber almanın tek yolu, o dünyaya müdahale etmektir. Basitçe, yağmur yağıyor mu diye bakarken, yağmur sistemine bir müdahalede bulunmazsın, su damlalarından yansıyan ışık sana bu bilgiyi getirir. Ama atom altı dünya için, o bilgiyi sana getirecek olan, sistemni bir parçasıdır, o eksilirse, sistem bozulmuş olur. Basitçe şöyle bir düşün bakalım. Bir elektronun hangi yörüngede ve hangi pozisyonda olduğunu nasıl tespit edebilirsin? Neyle bakacaksın? Daha basit örneği çok bilinir. Bir "kapalı kutunun" içindeki kedinin ölü mü, sağ mı olduğunu nasıl bilebilirsin? Gel pisi pisi dersen, o da miyavlarsa? Kapalı kutu dedik, ses, ışık vs. hiç bir şey geçirmiyor yani.. Bu kedinin akıbetini bilmenin tek yolu, kapalı kutuyu açmaktır. O zamanda ortada kapalı kutu kalmaz, sistemi bozmuş olursun. İşte kunatum belirsizliği bunu söyler.. Bir uzaylının 2+2 = 5 çıkarıp çıkarmayacağını sormak, abestir. Zira bir uzaylı için, iki nedir, toplama nedir, ne değildir, bunlar o uzaylıya ait öngörüler olacaktır. Doğada sayı yoktur. Sayılaırn matematik izahına bakalım gel bak: En basit örnek sayı doğrusu.. Sayı doğrusunda 1,2 ve 3 noktaları var mı? Peki bir ve iki arasında kaç nokta var: Sonsuz (!?). 2 - 3 arasında: sonsuz.. Bu sonsuz, sayılamayan sonsuzluğa dair, yani her zaman sonsuz. Şimdi 2 noktasını bir nokta bire doğru kaydırdığını düşün. 1 ila iki arasında sonsuz - 1, 2 - 3 arasında sonsuz artı + 1 nokta olacak. Ama bu aralarda gene sonsuz nokta olacak.. Demekki, bizim 1 veya 2 noktası olarak kabul ettiğimiz noktalar, sadece bir varsayım. Yani doğada sayı gilan yok. Ve işte gördüğün gibi 2 + 2 ? 5 edebiliyor: Sonsuz + 1 = sonsuz.. Sonsuz + sonsuz = sonsuz.. İşte olay buradan başlıyor. Biz matematikte, tamamen bizim hayal ürünümüz olan sayı denen şeyleri farzediyoruz. Mesela düzlem diyoruz. Eee, kürenin yüzeyi ne oluyor? Başka akılların, akıl yürütme yollarının, başka mantıkların aynı şekilde faraziyeler yapacaklarını düşünmek, çok iyimser olacaktır. Onlar 2+2 = 5 diyebilecek, çünkü onların sayı kavramı olsa bile, bizim sayı kavramamımızın aynısı olmayacak. Bence, sayı kavramları bile olmayacak.. Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Mart 6, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 6, 2008 gönderildi (düzenlendi) Al işte mantık hatası.. Matematik bize bunun tam tersini söyler. Tüm mesele bunu yapacak zamanı vs. olan birini bulmaktır. Matematik tersini falan söylemez Hareketi tanımlayan diferensiyel denklemlerin analitik çözümüde yoktur aynı zamanda Üç cisim problemi vardır. üç cisim birbirlerinin etrafında dönüyorsa mesela gezegen gibi yıldız gibi analitik çözümler yoktur. Klasik fizikte bile birçok yaklaşım yapılır ve bir çok durumda tam olarak analitlik çözümlerinin olmadıgıda ispatlanmıştır. Yani klasik fizik altında bile çözümsüzlük vardır yaklaştırmalar vardır ölçümden kaynaklanan hatalar vardır ama bunlar determinizme dokunmaz. Kuantum mekaniğinin balangıçta kabul edilememesininin birçokları tarafından sebebi durumun sadece ölçüm hatalarından kaynaklanmamasıdır. Kuantum indeterminizmin ne hesaplanamazlıkla nede başlangıç durumlarının tam olarak tespit edilememesi ile ilgisi yoktur. Basitçe şöyle bir düşün bakalım. Bir elektronun hangi yörüngede ve hangi pozisyonda olduğunu nasıl tespit edebilirsin? Neyle bakacaksın? örneğin klasik açıdan bakalım. Bir parçaçıcığın konumumun zamanla değişimini inceliyoruz elimizde bir hareket denklemi vardır ve bu bir parçaçıcığın uzay-zamandaki konumunu kesin olarak bize verir ve burdaki paremetreler (başlangıç momentumu ve başlangıç konumu gibi) prensip olarak kesindir. Ölçümdeki hatalar sistematik ve istatiksel hatalar olarak hesaplanabilir ve sonuca belirli bir şekilde eklenebilirler şu - şu aralıkta olmalı gibi. Ama kuantum mekaniksel olarak böyle baştan kesin konumun evriminin fonksiyonu tanımlanamıyor. daha sonra devam ederim şimdi bir işim çıktı Mart 6, 2008 tarihinde DeHRi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Mart 6, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 6, 2008 gönderildi (düzenlendi) Olay sadece ölçüm anında, ölçülen sistemin durumunu değiştirmeden kaynaklanan bir belirsizlikten ibaret olsaydı klasik fiziğin yetersiz kalması diye birşey söz konusu olmazdı. Klasik fiziğin temel paradigması aynen kalırdı hata payları hesabı ile yine üç aşağı beş yukarı deneylerle uyuşan sonuçlar elde edilirdi. Oysa klasik deterministik paradigma artık yetersiz hale gelmiştir. Noktasal parçaçıklar dalga özelliğide göstermektedirler. Bir dalganın tam bir konumu olmadıgı gibi bir elektronunda tam bir konumundan bahsedilemez. Çift yarık deneyinde noktasal elektronların girişim yapmasını nasıl açıklıyorsunuz? Sadece "elektrona bakmak onu durumu bozar başka bir belirsizlik yoktur" benzeri bir klasik zihniyetle kuantumu belirsizliğini değerlendirirken bu olayı nasıl açıklama yapılır? Gördüğüm kadarıyla tutumunuz evrim teorisini anladıgını sanan ama hiç anlamadan ahkam kesenlerden farklı değil Mart 6, 2008 tarihinde DeHRi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Mart 6, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 6, 2008 gönderildi Bir uzaylının 2+2 = 5 çıkarıp çıkarmayacağını sormak, abestir. Zira bir uzaylı için, iki nedir, toplama nedir, ne değildir, bunlar o uzaylıya ait öngörüler olacaktır. Doğada sayı yoktur. Doğada sayı vardır demiyorum ama akıl teklik çokluk soyutlamalarına ulalacaktır ve sayacaktır diyorum Bir elma ile iki elmayı birbirinden ayıran bir nicelik olacaktır eninde sonunda onun içinde Demekki, bizim 1 veya 2 noktası olarak kabul ettiğimiz noktalar, sadece bir varsayım. Yani doğada sayı gilan yok. Ve işte gördüğün gibi 2 + 2 ? 5 edebiliyor: Sonsuz + 1 = sonsuz.. Sonsuz + sonsuz = sonsuz.. Sonsuz bir sayı değildir sonsuz bir limit durumudur Reel sayılarla kompleks sayılarla yaptıgın her işlemi sonsuzla yapamazsın sonsuzx2=sonsuzx3 Sonsuzları sadeleştir 2=3 Bu doğrumudur yani? Başka akılların, akıl yürütme yollarının, başka mantıkların aynı şekilde faraziyeler yapacaklarını düşünmek, çok iyimser olacaktır. Onlar 2+2 = 5 diyebilecek, çünkü onların sayı kavramı olsa bile, bizim sayı kavramamımızın aynısı olmayacak. Bence, sayı kavramları bile olmayacak.. Bunların faraziye oldugunu düşünmüyorum Doğada benzerlikler, farklılıklar, çokluklar, teklikler, küçüklükler, büyüklükler gören her zeka eninde sonunda şu yada bu sayı sistemini icat edecektir Link to post Sitelerde Paylaş
bLeedrobe 0 Mart 7, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 7, 2008 gönderildi matematikten pek anladığım söylenemez hatta hiçbirşey bilmediğimde ortadadır ne karekök , kümeler vede doğal sayılar ama aklımı karıştıran şey matematiğin evren ve doğayla etkileşimini pek anlıyabilmiş değilim yönlendirirseniz sevinirim. Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Mart 7, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 7, 2008 gönderildi >>> Bir elma ile iki elmayı birbirinden ayıran bir nicelik olacaktır eninde sonunda onun içinde Bu "niceliğin" bizim matematiğimiz olması gerekmez. İşte mesele burada. Başka şeylerde olabilir. Zira, matematik, bizim zihinsel algımızın sonucudur. Belki, başka canlılar kainatı 18 boyutlu algılayabilir ve onlar için hiç bir şey hiç bir zaman asla "tek" veya 5 tane olmayabilir. >>> Noktasal parçaçıklar dalga özelliğide göstermektedirler. Bir dalganın tam bir konumu olmadıgı gibi bir elektronunda tam bir konumundan bahsedilemez. İşte meselede burada başlıyor. Biz parçacığın daha üst halini algılıyoruz. Başka canlılar işte bu dalga modelini algılıyor olabilir mesela.. >>> Bir parçaçıcığın konumumun zamanla değişimini inceliyoruz elimizde bir hareket denklemi vardır ve bu bir parçaçıcığın uzay-zamandaki konumunu kesin olarak bize verir ve burdaki paremetreler (başlangıç momentumu ve başlangıç konumu gibi) prensip olarak kesindir. Matematiğni kuvvetli anlaşılan, hala olayın formül tarafındasın. Mesele formüle parametreleri alabilmek zaten. Parametreleri alamadığın için sorun çıkıyor. Meselenin izahı gayet basit. Bir elektronun nerde olduğunu nasıl bilirsin? Diyorsun ki, XYZ koordinatındadır işte. bunu bildiğin anda sorun zaten kalmayacak, ama senin bunu bilemiyor olman mesele. Elektronun nerde olduğuna dair bilgiyi, elektrona "dokunmadan" nasıl alacaksın? Daha basit bir şey sorayım. Bir fotonun varlığını nasıl anlarsın? Onu harcamaktan başka bir yolu var mıdır, anlamanın? Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Mart 7, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 7, 2008 gönderildi (düzenlendi) Bu "niceliğin" bizim matematiğimiz olması gerekmez. İşte mesele burada. Başka şeylerde olabilir. Zira, matematik, bizim zihinsel algımızın sonucudur. Belki, başka canlılar kainatı 18 boyutlu algılayabilir ve onlar için hiç bir şey hiç bir zaman asla "tek" veya 5 tane olmayabilir. Bizim matematiğimiz nedir? Neye göre bizim oluyor? 1 - 2 gibi kavramların nesi bize has (sembollerin demiyorum) ben bunu anlamıyorum 18 boyutluda algılasalar 234 boyutluda algısalar farketmez sonuçta bu serbestlik derecesini belirli bir nicelikle gösterecekler Bu serbestlik dereceleri (boyutlar) ile kıyaslamalar yapacaklar İşte meselede burada başlıyor. Biz parçacığın daha üst halini algılıyoruz. Başka canlılar işte bu dalga modelini algılıyor olabilir mesela.. Bizde dalga modelini algılıyoruz zaten Hem tanecik olarak gösteriyor kendisini hem dalga olarak Ama bu bir fiziksel dalga değil olasılık dalgası olasılık yogunluğunu gösteren bir dalga Başka olası canlılar bizden farklı olsun bizden farklı düşünsün herşeyiyle diye neredeyse Tanrılaştıracaksınız onları Belkide maddi olmayabilirler başka canlılar demediğiniz kaldı Matematiğni kuvvetli anlaşılan, hala olayın formül tarafındasın. Mesele formüle parametreleri alabilmek zaten. Parametreleri alamadığın için sorun çıkıyor. Evet matematiğim iyidir Hangi parametreleri formüle alamıyoruz? Hava sürtünmesini ihmal edelim diyoruz mesela serbest düşmede bunun gibi mi? Ama zaten kuantum fiziğinde de benzer idealizasyonlar yapılır ve o ideal şartlar altında da elde ettiğimizde bir olasılık dalgası fonksiyonundan ibarettir Belirsizlik matematiksel bir sonuçtur dalga mekaniğinin zorunlu sonucu olarak çıkar karşımıza, eksik bilgi olarak değil Meselenin izahı gayet basit. Bir elektronun nerde olduğunu nasıl bilirsin? Diyorsun ki, XYZ koordinatındadır işte. bunu bildiğin anda sorun zaten kalmayacak, ama senin bunu bilemiyor olman mesele. Elektronun nerde olduğuna dair bilgiyi, elektrona "dokunmadan" nasıl alacaksın? Hayır, benim elektronun nerede oldugunu bilmemem değil asıl sorun. Anlatamıyor muyum neyim? Elektron noktasal bir taneciktir yani yereldir uzaya yayılmamıştır ama aynı zamanda uzaya yayılmışlık olan dalga özelliği gösterir yani tek bir noktada değildir. Bir elektronlu hidrojen atomunda bile çekirdeğin çevresini saran bir olasılık bulutu vardır Senin bu bakış açın, klasik fizik açısından hiç sorun çıkarmazdı ve çok farklı paradigmalarla devrimci bir kuram ortaya konmazdı Sana göre aslında herşey klasik fizikteki gibi belirli sadece biz bilmiyoruz biz ölçemiyoruz Tam olarak ölçemediğimiz bir sürü başlangıç durumuda vardı klasik fizik altında ama onlar kuramın temel ilkelerine dokunmuyordu İdeal koşullar göz önüne alındıgında her parçaçık için yazılan hareket denkleminde herhangi olasılık faktörü, herhangi bir belirsizlik yoktu Oysa kuantum boyutlarında ideal şartlarda noktasal bir parçaçık için bir dalga denklemi yazmak durumundasın çünkü deneyler dalga özelliği gösterdiğini söylüyor ve belirsizlik karşımıza zorunlu bir sonuç olarak çıkar eksik bilgi olarak değil Haziran 1, 2009 tarihinde Dehri tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Mart 7, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 7, 2008 gönderildi Mesele formüle parametreleri alabilmek zaten. Parametreleri alamadığın için sorun çıkıyor. Ayrıca yukarda açıklamıştım tekrar ifade edeyim Doğrudan tespit edemediğimiz, formulleştiremediğimiz, süreci bize belirsizmiş gibi gösteren, sonuca etki eden saklı değişkenler varsa bunların etkilerinin belirli deneyler defalarca kez tekrarladıgında, (bunlar dolanık parçaçık çiflerinin spinleri ile ilgili deneylerdi) ontik belirsizlik öngören kuantum kuramının öngörülerinden bir ölçüde sapma göstermesi gerektiği anlaşıldı bell teoremi olarak literatüre girdi ve deney sonuçları kuantum kuramının destekledi ve kuantum kuramı ile aynı deneysel sonuçları veren saklı değişkenli kuramların mümkün olmadıgını gösterdi Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Mart 8, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 8, 2008 gönderildi >>> Elektron noktasal bir taneciktir yani yereldir uzaya yayılmamıştır ama aynı zamanda uzaya yayılmışlık olan dalga özelliği gösterir yani tek bir noktada değildir. Bir elektronlu hidrojen atomunda bile çekirdeğin çevresini saran bir olasılık bulutu vardır Gene tamamen farklı, acayip bir şey söylüyorsun. "Olasılık bulutu.." NEdir o bulut, işte kuantum belirsizlik bulutu tam olarak budur. Elektronun her an o bulutun içinde her yerde olduğunu düşünerek, noktacığı bir bulutmuş gibi hesaba alırsın. Zira, elektronun pozisyonunu biliyor olmanın herhangi bir yolu yoktur. Klasik fizik ile kuantum fiziğinin arasında metodolojik bir fark yok. Ama gidip bir hareketi, ilk pozisyon veya son pozisyon olmadan ölçemez, deneyemezsin. Yani, o elektron şu anda şu yerdedir, bu formüle göre T zamanı sonra şu yerde olacaktır diyemezsin. Neden, zira ne elektronun o başlangıç pozsiyonuna geldiğini görebilirsin, ne de sonuçta o dediğin pozisyona geldiğini. İşte o yüzden klasik fizikteki "nokta" kavramına uygun bir tanecik öngöremezsin, elektron için. Ve hareket denklemini bir tanecik öngörüsü ile yazamazsın. Ancak, elektronun bir dalga modeli ile, onun hareketlerini izah ve tahmin edebilirsin. İyice karıştırmışsın. Bir şeyin belirsiz olması için ne gerekir? Ölçülemez olması işte. Eee, bizde ne diyoruz boyuna.. Elektronun yeri belirsizdir. Zira ölçemezsiniz. eğer ölçebiliyor olsaydınız, onun yerine dokunmadan, o zaman belirsiz olmazdı. Ama bu imkan yok.. O halde, elektronu hesaplara dahil etmek için, bir yol bulman gerekiyor ve yer tanımı olmayan dalga modelini kullanıyorsun.. İşte hepsi bu.. Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Mart 8, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 8, 2008 gönderildi (düzenlendi) Klasik fizik ile kuantum fiziğinin arasında metodolojik bir fark yok. Ama gidip bir hareketi, ilk pozisyon veya son pozisyon olmadan ölçemez, deneyemezsin. Yani, o elektron şu anda şu yerdedir, bu formüle göre T zamanı sonra şu yerde olacaktır diyemezsin. Neden, zira ne elektronun o başlangıç pozsiyonuna geldiğini görebilirsin, ne de sonuçta o dediğin pozisyona geldiğini. Yahu anibal neden anlamıyorsun belirli bir ilk hızla yukarı doğru atılan cismin hareket denklemine bakalım (hava sürtünmesi olmasın) h(t)= xo + (vo . t) - (1/2 g.t^2) Bu denklemde belirsizlik içeren herhangi bir ifade veya bu denklemdeki xo (başlangıç konumu) vo(başlangıç hızını) bilirsen herhangi bir t zamanında elde ettiğin konum bilgisinde herhangi bir belirsizlik varmıdır? YOKTUR sen başlangıç değerlerini belirli HATALI ölçebilirsin BU TAMAMEN TEKNİK BİR SORUNDUR Ama kuantum mekaniğinde bir parçaçıgın ideal koşullar altında BAŞLANGIÇ DURUMUNU KESİN OLARAK BİLSEN BİLE konumunu veya durumunu verecek bir denklem mümkün değildir çünkü noktasal elektron dalga özelliği gösterir. Elektron beliri bir anda farklı durumların süperpozisyonundadır. Taramalı tünelleme mikroskobuda kuantum bilgisayarlarda bu durumdan yararlanır İyice karıştırmışsın. Bir şeyin belirsiz olması için ne gerekir? Ölçülemez olması işte. Eee, bizde ne diyoruz boyuna.. Elektronun yeri belirsizdir. Zira ölçemezsiniz Sadece ölçülemez olması yetmez diyorum. Sen klasik fizik penceresinden bakıyorsun. Saklı değişkenler olabilir ve saklı değişkenlerde ölçülemez ama böyle değişkenlerin olmadıgı durumla saklı değişkenlerin oldugu durumların olası bütün deney sonuçları aynı değildir diyorum ve yapılan deneyler saklı değişkenlerin olmadıgını gösteriyor onu destekliyor diyorum. Klasik olarak istatiksel fizik ve termodinamik vardır. Bir parçaçıcın durumunun bilgisini tam olarak bilemezsin ama bütün parçaçıklar üstünden bir ortalama hız ortalama enerji ortalama sebest yol falan tanımlamayabilirsin. Burda bir belirsizlik yoktur burda bilgi eksikliği vardır parçaçıklar hakkında Mart 8, 2008 tarihinde DeHRi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts