Jump to content

PEYGAMBER EFENDİMİZ ŞİZOFREN Mİ ÜÇKAĞITÇI MI?


Recommended Posts

Bence şizofrendir annesini ve babasını üstüne dedesini kaybetmemiş olsaydı belki dünyada bu kadar kaos ve şiddet ortamı yaratmamış olucaktı ailevi kayıplardan ötürü psikolojik sorunları vardı üçkağıtçı olamaz çünkü kalkıpda bi din yaratiyim arabistanı aliyim dünyanın başını belaya sokiyim dememiştir herhalde. burada suç haticenin kuzeni olan Varaka ibn-i Nevfel'dede vardır muhammedin kafasını 15 yıl boyunca tevrat ve incilin zırvalıklarıyla doldurmamış olsaydı o'da bunları kağıtta canlandırarak insanların başını belaya sokmicaktı aayrıca ne kadar kabul etmesekde muhammed döneminin en büyük şizofren devrimcisiydi devrimi yaptı ve öldü.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 91
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Kelime-i Şehadet

verdiği 24 saaten 1'i (namaz)

12 ayda 1 ay oruç(with bedeni sıhhat)(acz ve zafiyetini anlaman ve Ona biraz daha yakın olman için)

zekat(zengin fakir dengeleyici sistem hediye) *

hac(birlik ve beraberlik adına) *

" * " lı kısımlar maddi duruma göre zorunluluk taşımaktadır...

Bizi yaratan Rabbimiz için çok şey gibi geliyor insan nefsine...

önemli olan kaç şey istediği değil ya da ne istediği değil, demek istediğim neden istemek zorunda? burada çıkar ilişkisi var. ben sizi yarattım siz de karşılığında bunları yapmak zorundasınız. gayet insani bir ilişki bu. günlük hayatta rastalayabileceğimz türden.

Link to post
Sitelerde Paylaş
müslümbaba peki bunu kanıtlicak bi delilin varmı.peygamberimiz 1400 yıl önce nerden bildin anne karnındaki oluşumu.ozaman teleskop yoktu dimi.teknolojide yoktu.neden modern emriyoloji aşağıdaki ayeti destekliyor.

13.Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.

14.Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne Yücedir.

neden peki?

armut harun25

sen gebe bir kadinin karnina teleskopla mi bakildigini saniyorsun , vah vah vah ...

Link to post
Sitelerde Paylaş
portakal kafalı herif anne karnını kim çıplak gözle görebiliyomuş.hangi insan.gelsin bakiyim hele

sevgili harun25`cim

sen telekopla nasil gorebilecegini zannediyorsun???

teleskopu nereye nasil yerlestiriyosun..??

benim bildigim teleskopla yildizlara falan bakilirda , o koca aletle embriyolarin modern mi yoksa klasik mi oalbildiklarini nasil secebiliyorlar acaba ?? merakim oldu ,,ilk defa sizden duydum boyle bir seyi, aciklarsaniz sevinirim..

tarihinde umma tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
sevgili harun25`cim

sen telekopla nasil gorebilecegini zannediyorsun???

teleskopu nereye nasil yerlestiriyosun..??

benim bildigim teleskopla yildizlara falan bakilirda , o koca aletle embriyolarin modern mi yoksa klasik mi oalbildiklarini nasil secebiliyorlar acaba ?? merakim oldu ,,ilk defa sizden duydum boyle bir seyi, aciklarsaniz sevinirim..

Böyle Harun gibi beyinsiz adamlarla yazışmak zaten tamamen zaman kaybı..Bırakın yuvarlansın kendi pisliğinde..

Link to post
Sitelerde Paylaş
sevgili harun25`cim

sen telekopla nasil gorebilecegini zannediyorsun???

teleskopu nereye nasil yerlestiriyosun..??

benim bildigim teleskopla yildizlara falan bakilirda , o koca aletle embriyolarin modern mi yoksa klasik mi oalbildiklarini nasil secebiliyorlar acaba ?? merakim oldu ,,ilk defa sizden duydum boyle bir seyi, aciklarsaniz sevinirim..

Ben bu adama teleskopla mikroskopun farkini anlatmak icin bayagi bir ugrastim ama anlatamamisim demekki .Gorundugu gibi hala teleskopta israr ediyor.Bu kadar yazidan sonra mantik sahibi , biraz beyni uyusmamis insan en azindan bir yerde hatami yapiyorum diye internette arastirir teleskop nedir neye yarar diye .Fakat nerde.Sen bu kafa yapisiyla bilim hakkinda konusacak en son kisisin .

Bak harun kardesim biraz kafani kuran'dan kaldir google.com.tr diye bir adres var.

Orada teleskop nedir diye yaz bakalim.Karsina ne cikacak,

Link to post
Sitelerde Paylaş
Böyle Harun gibi beyinsiz adamlarla yazışmak zaten tamamen zaman kaybı..Bırakın yuvarlansın kendi pisliğinde..

bittiyse cevap vermek istiyorum.sende şişko tipsiz çapsızın tekisin ha iyimi.artı şizofrensinde.

Link to post
Sitelerde Paylaş
bunu kanıtlayabilirmisin.düşünmeyle peynir gemisi yürümüyo.

yazdiklarin bunu kanitliyor, ilave kanita ne gerek var..bu beyninle (yoksa saksi mi demeli) nasil yasamayi basarabiliyorsun, merakim oldu!!!

teleskop`tan kameraya ...insanin cani seninle kafa bulmak bile istemiyor.. sanirim 25 yasindasin ve de bombos bir adamsin, saman bile senden daha niteliklidir. En azindan bir ise yarar..

tarihinde umma tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bikaç gündür foruma giremedim muhabbet epey ilerlemiş özellikle Harun'a kısaca cevap vereyim.Müslümanlarda uyduruk bir kitaptan mucizeler çıkarma eğilimi oldukça fazladır.Herne hikmetse bilim dünyasında ne keşfedilse utanmadan bunun kurandada yazdığını savunurlar oysa bir tane bile bilim adamı çıkıpta "Ben kuran'da şunu okudum sonrada bu bilgi ışıgında şunu keşfettim" dememiştir.

KURAN=ESKİ AHİD+YENİ AHİD+ARAP MASALLARI+MUHAMMED'İN FANTEZİLERİ

Link to post
Sitelerde Paylaş
ÜZERİNDE TARTIŞMAK ÜZERİNE...BUYRUN;

Mesela gelin O zâta paranoyak demiş olalım...Halisünasyon görmüş diyelim..Akıl hastası diyelim...

Ve şimdi bu şüpheleri psikiyatrik açıdan ele alalım maddeler halinde inceleyelim:

1. Akıl hastalığı iddiası sadece Peygamberimiz için değil, gelmiş geçmiş bütün peygamberler için, hatta pek çok veli insanlar için de ileri sürülmüştür. Bu seçkin insanların hepsi mi mecnundur? Acaba daha akla yakın olanı, aslında onların hepsine mecnun diyenlerin mecnun olmaları değil midir?

2. Akıl hastalarının hezeyanları karmakarışık, bazen kendi içinde bile tutarsızdır ve hastadan hastaya da çok değişir.

Hatta, bir hasta hezeyanını, garip fikirlerini anlatsa, diğerleri "amma saçmaladın ha" diye gülerler. Ardından o gülen hasta hezeyanını anlatınca, bu sefer de diğerlerinden kahkahalar yükselir. Yani hiçbir hasta diğerinin hezeyanını paylaşmaz. Bunun tek istisnası "paylaşılmış paranoya" denilen ve çoğunlukla 2 kadın ya da bir kadın, bir erkek arasında benzer hezeyanlarla seyreden hastalıktır ki; hem nadir görülür, hem de 2-3 kişiden fazla topluluklarda görülmez.

Bu nasıl bir cinnettir ki, farklı asırlarda, farklı ülkelerde yaşamış bunca seçkin insan, hep beraber aynı hakikatleri; Allah'ın varlığını, birliğini, ahiretin, cennet ve cehennemin insanı beklediğini, kaderi, melekleri vs. iman esaslarını, güzel ahlak kaidelerini insanlara anlatmış ve bütün esaslarda hemfikir olmuşlardır? Böyle bir akıl hastalığı var mıdır? Psikiyatriye az çok aşina olanlar bunun bir zırva olduğunu bilirler.

3. Kaldı ki; Peygamberimize elçilik görevi 40 yaşında verilmiş. Ve o yaşına dek, çevresinde Muhammed-ül Emin lakabıyla, yani doğru, güvenilir bir insan olarak tanınmış. Halinde, tavrında hiç bir aşırılık, gariplik görülmemiş. Oysa tıbben biliyoruz ki; akıl hastalıklarının hemen hepsi 40 yaşına kadar mutlaka bir belirti verir. Zira 40 yaşında artık huy sabitleşir. 40 yaşından sonra başlayan akıl hastalığı ise çok nadirdir. Ancak bunama veya kaza geçirmeye bağlı gelişen hastalıklar gibi birkaç örnek verilebilir. Hatta en ağır akıl hastalığı olan ve hayaller görme, sesler işitme (yani halüsinasyon) ve garip fikirlere saplanma (yani hezeyan) gibi belirtilerle seyreden şizofreni hastalığının teşhisini koymak için bir çok otorite, hastalığın 40 yaşından önce başlamış olması şartını aramaktadır.

Oysa O zatın 40 yaşına kadar olan hayatında, kendisini eleştirecek tek bir noktayı bile düşmanları dahi bulamamışlar. O'nun için ne "ahlaksızdır", ne "yalancıdır", ne "şüphecidir" dememiş, diyememişler.

4. Paranoya iddiası için bir de şöyle bir cevap verilebilir: Büyüklük paranoyasına yakalanmış bir kişi, kendisini mesela "ben cumhurbaşkanıyım, Amerikan büyükelçisiyim" vs. diye tanıtabilir. Arada türeyen ve kendisini peygamber olarak gören yalancı insanlarda zaten bu türden hastalardır. Ancak unutmamak gereken bir şey var ki, mesela "ben Amerika büyükelçisiyim" diyen herkesi "hastadır" diye akıl hastanesine yatırırsanız gerçek büyükelçiyi de yanlışlıkla hastaneye kaldırabilirsiniz. O zaman hata yapmamak için "Delilin nedir, ispat edecek bir evrakın var mı?" dersiniz.

Aynen öyle de; bir insanın "Ben peygamberim" dediğinde, delil olarak mucizelerini, evrak olarak da vahyedilmiş kitabını görmek lazımdır. İşte O zat (a.s.m.) delillerini sunmuş, yüzlerce mucize göstermiş, ferman olarak da yine her yönü ile mucize olan Kur?an'ı göstermiş ve davasını ispat etmiş.

Bizlerin bir şey demesine gerek yok.Onun şizofren olduğunu göklere çıkardığınız sahabe söylüyor.

Vahy esnasında bazen buhranlı anlar geçirdiğine şâhid olunmuştur. Hz.Peygamber’in vahiy esnasında vücudu titrer, yüzünün rengi değişirdi. Vahiy esnasında en soğuk günlerde bile alnı terler, nefes alırken horultuya benzer bir ses çıkarırdı. Peygamberimizin yanında bulunanlar bile vahyin etkisi altında kalırlardı. Bu konuda şu haberler nakledilmektedir:

Hz.Aişe (r.a), “Rasulullah’ı soğuğu pek şiddetli bir günde kendisine vahiy nazil olurken gördüm. İşte öyle soğuk bir günde bile kendisinden o hal geçtiği vakitte şakaklarından şıpır şıpır ter akardı”[1] demiştir.

“Keşke ben Rasulullah’ı, kendisine vahiy inerken görebilseydim!” diye merak eden Ya’la b. Ümeyye, bir gün vahiy esnasında, Hz.Ömer’in işaretiyle Hz.Peygamber’e yaklaşmış, O’nu örtmekte olan örtünün içine başını sokmuş ve Efendimizi, yüzü kızarmış, uyuyan kimsenin gidip gelen nefesi gibi solurken görmüştü.[2]

Mâide suresi, Peygamberimiz devesi üzerinde iken nazil olmaya başlamıştı. Olayın manevî ağırlığına tahammül edemeyen deve çökmüş, Rasulullah da deveden inmek zorunda kalmıştı.[3]

Zeyd b.Sâbit şöyle diyor: “Bir gün Hz.Peygamber’in yanında bulu­nu­yordum. Kalabalık sebebiyle, (diz çökmüş olarak oturduğumuzdan) Hz.Peygamber’in dizi, dizimin üzerinde idi. Birden onu vahiy hâli yakaladı, baldır kemiğimi kıracak kadar bir ağırlık hissettim. Vallahi yanımdaki Rasu­lullah olmasaydı, acıdan çığlıkla haykırır, bacağımı çekerdim.”[4]

Vahiy sırasında, Peygamberimiz ve yanındakiler başlarını önlerine eğerlerdi. Vahiy bitince de Peygamberimiz başını kaldırır, gelen vahyi üm­metine tebliğ ederdi.[5]

Hz.Ömer’den nakledilen bir habere göre, vahiy esnasında Peygam­berimizin yanında bulunanlar bazen arı uğultusuna benzer bir ses işitirlerdi.[6]

Hz.Peygamber (sav)’de meydana gelen bu tür değişik halleri gören Kureyşliler, bazen O’na kâhin[7], bazen sihirbaz, bazen de şâir ve mecnun[8] demişlerdi. O’nda görülen bu halleri birçok Avrupalı müsteşrik sara illeti zannetmişlerdi. Bütün bu iddialar, onun manevî cephesini anlayamamaktan ileri gelmektedir

http://www.muhammedmustafa.net/tr/altsayfa.../vahiyesnasinda

Diyor adam ve başlıyor kıvırtmaya

vahiy esnasında vücudu titrer, yüzünün rengi değişirdi. Vahiy esnasında en soğuk günlerde bile alnı terler, nefes alırken horultuya benzer bir ses çıkarırdı. Peygamberimizin yanında bulunanlar bile vahyin etkisi altında kalırlardı.soğuk bir günde bile kendisinden o hal geçtiği vakitte şakaklarından şıpır şıpır ter akardı.

Kaynaklarda vahiy sırasında ağzından köpükler geldiğini de yazıyor ama bu site almamış.

Şimdi al bu verileri bir psikoloğa git ve muhammedi söz konusu etmeden bir tanıdığımda bu belirtiler var, hangi hastalığın sebebi olabilir diye sor bakalım nasıl bir cevap alacaksın ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...