Jump to content

Uzayın Sonu Var mı?


Recommended Posts

Soyut ve somut düşünme yetisi

Everest “insanın da tüm evreni anlaması o kadar imkansızdır” demiş. Bu söze “hangi insanın?” demek gerek. Otomobil ilk icat edildiğinde 30 km üzeri hızla gidildiğinde içindeki insanların vakum etkisiyle havasızlıktan öleceğine inanılmıştı. Uzay araçlarının hızı bunun 1000 katı. Ve hala yavaş gidiyorlar! Dünyanın yaşı, insanlığın ve teknolojinin bugüne kadarki gelişim eğrisini dikkate alınca, günümüz insanı için imkansız görülen şeyler, bizim göremiyeceğimiz yüzyıllarda olanaklı hale gelecek. Cennet/cehennem kavramları olasılıkla yine olacak. O dönemin insanları odun ateşiyle özdeşleşen cehennem düşlemeyecekler. Daha teknolojik yanma odaları düşleyecekler.

KKoHi , arkadaşım sanırsam beni yanlış anladın ama ben sana yazdığım cümlenin ne amaçlı yazıldığını anlatıcam;

Ben günümüz teknolojisinin ve bilimini sürekli yakından inceleyen biriyim .Ben evrenin tümünün insanlık tarafından anlaşılacağını tabiki imkansız görüyorum ama neden imkansız , halbuki bir ateist insanın yaşadığı ortamda kendi aklıyla düşündüğü hiçbirşeyin imkansız olmayacağını tabiki bilir ama evrenin büyüklüğünü kendi beynimizde bir anlamaya çalışırsak , artık o da kişinin uzay hakkında ne kadar bilgisi olduğuna bağlı ama ben insan ömrünün bu anlamaya yetecek zmanı olmayacağını kastettim sadece .imkansız olan işte bu.

Yok eğer insanlar susuz yaşamaya ,mor ötesi ışınlara vb günümüzde insanoğlunun dayanması mümkün olmayan etkilere uyum sağlıyabilirlerse bu imkansızlıktan çıkar .Ama tabiki bu dünyanın da bir sonu olacak bunu herkes bilir

sanırım düşüncelerimi anlatabildim ...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 191
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

“Zaman maddedeki hareketin bizler tarafından algılanmasıdır” . Bir soyutlama. Bizler için kavranılması zor, bu kavram içinde doğan çocukların kolay algıladıkları bir durum olacak. Bu basamaktan yola çıkan çocuklar evreni bizden daha iyi anlayabilecekler.

Uzayın genişlediği kavramına uyun sağlamışken, uzayın bir şeyin içinde olmak zorunda olmadığı düşüncesi gündeme gelirse oldukça zorlanacağımı söyleyebilirim.

Sevgili KKoHi den; soyut ve somut düşünme yetimiz üzerine inşa edilmiş güzel bir makale.

Bu yetilerimizin diyalektik bir süreç içinde nasıl gelişip ilerlediğini, kendi yetersizliklerimizi, yeni kuşakların avantajlarını başarılı bir şekilde özetlemiş.

Hele son cümlesi oldukça çarpıcı. Tam da uzayın genişlediği kavramına uyum sağlamışken, uzayın bir şeyin içinde olmak zorunda olmadığı düşüncesinde zorlanmak.

Ben de aynı duyguyu big-bang teorisini okuduktan sonra yaşadım.

Mantığım evrenin bir başlanğıcı olamayacağı sonucuna götürürken. Big-bang da nereden çıktı. Big-bang ın bir öncesi de vardır mutlaka, deyip duruyordum. Gerçi hala söylüyorum.

Ama evreni big-bang ile başlatma mantığı da kendi içinde tutarlı bir mantık. Olur ya BİİİİNGGGG-BAAAANGGGG işte evren oluştu. Saniyenin alt katlarına kadar olan bütün süreçler hesaplanabiliyor. Sonra aradan milyarlarca yıl geçiyor. Veeee evren şu anda bildiğimiz (tanıdığımız kadarıyla) bir konuma geliyor. Yani big-bang ile başlatıp şimdiye kadar mantıklı bir süreçten geçirebiliyorsak. Neden olmasın?

Yani sevgili KKoHi nin uzayın bir şeyin içinde olmak zorunda olmadığı düşüncesinde nasıl zorlanıyor ise. Ben de Evrenin bir başlangıcı olmak zorunda olmadığı bir düşünce yapısındayken. Belki de bir başlangıcı vardır düşüncesinde oldukça zorlandım.

Ama ikimizinde zorlanmadığı bir sonuç var ki.

Gelecek kuşaklar bizden daha iyi kavrayacaklar evreni.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

uzayın sonsuz olduğunu düşünüyorum. yani bir uzayın bir kısmından sonra yokluk gelmeyecek. ki biz yokluğu hayal edemeyiz. düşünelimki; biz insanlar bir araç yaptık ve bu araç ışık hızınının © milyonlarca katı hızda ilerliyor.

gidiyoruz gidiyoruz,dere tepe düz gidiyoruz ve bakıyoruzki bir şey gördük. ne gördük ?

uzayın bittiğinimi , yani biz yokluğu mu gördük ? yokluk görülemeyeceğine göre uzay sonsuzdur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrenin sonu olmayabilir; ama birşeyin sonunun olmaması, onun sonsuz olduğunu göstermez... Maddi olan herşeyin başı ve sonu vardır... Ama kainat vehim ise işte o zaman gerçekten sonsuz olabilir, madde ise olamaz... Sadece sonu yoktur; Sonsuz değildir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

hep önündeki mesafenin yarısı kadar adım atabilen biri bir metrelik mesafede duran duvara ne kadar zamanda varabilir....

ilk adım elli santim...

sonraki adım yirmibeş...

sonraki onikibuçuk...

neredeyse vardı değil mi...

ama hiç bir zaman o duvara ulaşamaz...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evrenin sonu olmayabilir; ama birşeyin sonunun olmaması, onun sonsuz olduğunu göstermez... Maddi olan herşeyin başı ve sonu vardır... Ama kainat vehim ise işte o zaman gerçekten sonsuz olabilir, madde ise olamaz... Sadece sonu yoktur; Sonsuz değildir...

sonu yoksa sonsuzdur diyebiliriz. neden kelime oyunu yapıyorsun ki ? :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
hep önündeki mesafenin yarısı kadar adım atabilen biri bir metrelik mesafede duran duvara ne kadar zamanda varabilir....

ilk adım elli santim...

sonraki adım yirmibeş...

sonraki onikibuçuk...

neredeyse vardı değil mi...

ama hiç bir zaman o duvara ulaşamaz...

neden ulaşılamayacağını da belirtirsen sevinirim. 12,5 cm daha gidersem duvara varabilirim hatta biraz daha geçersem üstünden atlar onu da geçerim :)

tarihinde CN07 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
sonu yoksa sonsuzdur diyebiliriz. neden kelime oyunu yapıyorsun ki ? :)

Kelime oyunu yapmıyorum,samimi konuşuyorum ve bir hakikati ifade ediyorum.. Sonsuz değildir.. Fakat aklen o büyüklüğü kabul edmediğimiz için sonsuz diyoruz.. Bu başka, ama müstakil bir mesele olarak ele alınıyor ise; Sonsuz değildir demek lazım..

Mesela; içimizdeki bir mikroorganizma için vucudumuz sonsuzdur denilebilir, ama bu gerçekte sonsuz olduğumuz manasına gelmez...

Benim evren hakkında iki düşüncem var;

Ya Kendisi bizzat mekandır ve başka bir mekan üzerinde değilde; Zamanda büyümektedir..

Yada bir mekan üzerinde büyüyen bir ağaç yada insan gibidir..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kelime oyunu yapmıyorum,samimi konuşuyorum ve bir hakikati ifade ediyorum.. Sonsuz değildir.. Fakat aklen o büyüklüğü kabul edmediğimiz için sonsuz diyoruz.. Bu başka, ama müstakil bir mesele olarak ele alınıyor ise; Sonsuz değildir demek lazım..

Mesela; içimizdeki bir mikroorganizma için vucudumuz sonsuzdur denilebilir, ama bu gerçekte sonsuz olduğumuz manasına gelmez...

Benim evren hakkında iki düşüncem var;

Ya Kendisi bizzat mekandır ve başka bir mekan üzerinde değilde; Zamanda büyümektedir..

Yada bir mekan üzerinde büyüyen bir ağaç yada insan gibidir..

Burada basit bir mantık hatanız var.

Vücudumuzdaki mikrop için biz sonsuz değiliz belki ama, eğer mütemadiyen büyüyorsak, genişliyorsak ve bunu ezelden beri de yapıyorsak, sonsuz değilsek bile, sonsuz bir şeyin içinde genişliyoruz ya da sonsuza doğru genişliyoruz.

Sonsuzluk en basit ve en büyük olan gerçektir. Yegâne diyebileceğimiz bir gerçektir.

Reddedilemez.

Çünkü kendisi var olmasa bile gözlerimizin önünde oluşmaktadır.

Sonsuzluk ilginç olarak soyut bir kavram değildir. Somuttur.

Anlaşılmasa bile hissedilir, hatta bilinir.

Varlığımızla sonsuzu ikiye böleriz.

Bizden önceki sonsuz, bizden sonra gelecek sonsuz..

Ve tabii bizim içinde geçici olarak yer aldığımız sonsuz...

Soyut bir değeri somut bir sayı ile ikiye bölerek doğasını anlayamazsınız.

Somut bir değerle ikiye bölünen herşey somuttur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bide şu şekilde izah etmeye çalışayım....

Bazı şeyler vardır, yokluklar ile ifade edilir; Bazı şeyler de zıddı ile ifade edilir..

Mesela Karanlık, ışığın olmaması halidir; Yoksa kendi zatında karanlık olan bişey yoktur..

Sonsuzlukta böyledir.. Mutlak değildir, zatında mevcut değildir, vehmidir; ama sonu olmadığı için sonsuz kabul edilir..

İşin bana ilginç gelen bir diğer tarafı ise;

Evreni sonsuz kabul eden biisinin, ölümü son olarak kabullenebilmesidir.. Bu dünyada heşeyin zıddı varsa ve biz onları zıddı ile bilebiliyor ise; ölümün zıddı ahirettir ve olmak zorundadır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

haci üanladığım kadarıyla senin anlattığın bizim sonsuz olmadığımız fakat sonsuzluğa doğru genişlediğimiz. ama arkadaşın bahsettiği insanın ne kadar küçük olduğuyla ilgili. kuran zaten bunu hep yapar. insanlar küçüktür,şımarmaldıırlar.

sonra; sen hiç evrenden kendine baktınmı ne kadar küçüksün. gözükmüyorsun bile. burada da vücudu evren,mikrobu ise evrenin içindeki insan benzetmesiyle cevaplamaya çalışmış. ama burada bilim değil inanç konuşmuş.

çok tartışılır ama evren bence sonsuztur.

tarihinde CN07 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Evreni sonsuz kabul eden biisinin, ölümü son olarak kabullenebilmesidir.. Bu dünyada heşeyin zıddı varsa ve biz onları zıddı ile bilebiliyor ise; ölümün zıddı ahirettir ve olmak zorundadır...

Ahanda sevgili mask yine şirazeden çıktı.

Ölümden sonrası için ne söyleseniz palavra olur.

Ölüm geri dönüşü olmayan bir yoldur.

Kim bu yoldan geri dönmüş de ahirete ilişkin bir bilgi vermiş.

Ahirete ilişkin ne söylersenir palavradan öteye gitmez.a

Palavra sonuç itibariyle palavradır.

Ama ne yazık ki palavralara inanabilen Mask gibi bir çok insan var.

İnsan bir kez palavralara inanınca, zorunlu olarak paravraları savunmak durumunda kalıyor.

Sevgili Mask ve bir çok inananın durumu bu böyledir.

Ne acı!

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

belkide evren en dıstan ısık hızı ile genişliyor evrenin içine dogru gelindikce hızın düştüğünü varsaysak ısık hızınında uzerine cıkılamayacagını dusunursek

evren sonsuz denilebilir galiba ne bileyim

fazlaca saçmaladım sanırım düşündüğüm şeyleri yazıya dökmekte zorlanıyorum biraz

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...
İnsan için sonsuzluk o kadar yabancı bir kavram değil....

Doğmadan önceki zamanı düşünün...

Sonra siz öldükten sonraki zamanı..

İkisi de sonsuzdur. Biri geriye doğru, diğeri ileriye doğru.

Ömrümüz iki sonsuz arasında kısa bir süre...

Siz ona kısa bir kesinti bile diyebilirsiniz.

Bu bizim anlayacağımız sonsuzdur..

Bir de hiç anlayamayacağımız sonsuz var.

Uzayın sonunda işte o sonsuz var.......

bakış açısına göre değişir

Senin anlattığın doğum bir başlangıç iken ölümde son olabilir bakış açısı önemli burada

Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhabalar.

Uzay, sonlu ama sınırsızdır. Sonludur çünkü bir genleşme hızı, görünür(visible) çapı, gözlemlenebilir(observable) çapı ve actual çapı vardır.

Sınırsızdır, çünkü hangi yöne ne kadar giderseniz gidin bir sınırına ulaşamaz, evrenin dışına çıkmazsınız. Bir kürenin yüzeyinde yürüyen karıncalar gibi...

Link to post
Sitelerde Paylaş
ölümün zıddı ahirettir ve olmak zorundadır...

Ölümün zıttı yaşamdır.Ahiret ölümden sonradır.Öldükten sonrada Dünyada kurulu olan Dualite son bulmuş olur.Çünkü yoksun artık.Doğmadan önce nasılsak öyleyiz.Yaşam-Ölüm Dualitesinin dışında,yani biz yoksak İyi ve Kötü' de olamayız.İyi veya kötü olabilmemiz için yaşamamız gerek.bu nedenle ölümün zıttı yaşamdır ahiret değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Merhabalar.

Uzay, sonlu ama sınırsızdır. Sonludur çünkü bir genleşme hızı, görünür(visible) çapı, gözlemlenebilir(observable) çapı ve actual çapı vardır.

Sınırsızdır, çünkü hangi yöne ne kadar giderseniz gidin bir sınırına ulaşamaz, evrenin dışına çıkmazsınız. Bir kürenin yüzeyinde yürüyen karıncalar gibi...

Hep böyle felsefi yorumlar yapılır ama, bir küre sınırsız değildir, değil mi?

Kürenin tanımı onun sınırlı olduğunu belirtir.

Evren de öyledir. Hem sonludur hem de sınırlıdır.

Hem bir başlangıcı vardır, hem de bir sonu olacaktır.

Yani ister mekan bakımından yargılayın, ister zaman, evreni bir başlaıngıc ve bir sonu vardır.

Tabii bizim tanımını yaptığımız kavramlar karşısında durum böyledir.

Bir varlığın başlangıcı ve sonu var derken onları bildiğimiz izlenimi uyandırıyoruz.

Oysa evren hakkında bu kadar kesin konuşamayız.

Bildiğimizi sandığımız bir başlangıcı ve bir sonu vardır evrenin. Hepsi o kadar.

Peki o başlangıcın da bir başlangıcı var olabilir mi?

Ya da o sonun da sonu veya devamı?

Bunlar daha da önemli felsefi sorunlardır.

Şimdilik cevapları yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bazı arkadaşlar uzayın sonunun nerede olduğunu dördüncü boyutta kıvrılma ile açıklamış ki, bu doğru bir yaklaşımdır, hatta insan düşüncedinde bir sıçramadır. Bir topun üzerindeki karınca gibi, evrenden (bilinen yöntemlerle) asla dışarı çıkamayacağımız da doğru yaklaşım; dördüncü boyutta küre gibi kıvrılırsak böyle oluyor. Riemann uzayı.

Özellikle Mask'ın ve drekinci'nin belirttiği; mekanın dışında başka bir mekan olmadığı, evrenin zaman'da büyüdüğü de doğru bir anlayış.

İşte bundan sonrasını düşünmek lazım artık. sanırım çoğunuz evren deyince "bizim evrenimiz" değil, "herşey", "kainat"ı anlıyor. Nitekim, büyüyen evren küresi kendi içinde bir mekan oluştursa bile dördüncü boyutta yine onun "dışı" ve sonsuzluk vardır. Burada başka evrenler mi vardır; burasını çok boyutlu yüksek-geometri ile çözeceğiz, işte mesele bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...