Jump to content

Kur'an Hilafetten Neden Bahsetmez?


Recommended Posts

Kur'an'ın halifelerden değilse bile, halifelik kurumundan bahsetmesi gerekmez mi?

Neden bahsetmez?

Çünkü İslam'da halifelik kurumu yoktur da ondan mı?

Yoksa İslam'da halifenin yalnız insan olması mı?

Madem Kur'an'ın tanımladığı bir hilafet yok, peki o halde, nereden çıktı bu ilk dört halife ve hilafet?

Hilafetin temeli, dayanağı ve başlangıcı nedir?

Hangi İslam'sal ilkeye göre vardır?

Kur'an'da hilafetin varlığına değinen bir ayet var mıdır?

Kur'an'da halife adı iki yerde geçer.

2-30 ve 38-26

Bunlardan hilafet kavramının çıkarmak mümkün değildir.

Buna rağmen hilafet vardır.

Allah'ın emri değilse, peygamberin kavli midir?

Hilaft neden vardır?

Bilen var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 41
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Hilafet olması gerektiği için vardır...

Kur'anı Emevilerin anayasası olarak düşünürsek.

Birde yöneticiler lazımdır. Bu da halifeler oluyor sanırım.

Bence mantıklı ve çok doğru bir cevap.

Biraz eksik ama, zaten tamamını bilen yok..

Bu sorunun cevabı her zaman eskik kalmaya mahkûm...

Hilafetin varlığı açıkça İslam'ın bir otorite tarafından organize edildiğinin ve kitabının da aynı otorite tarafından saptandığının en kesin kanıtlarından biridir.

Hiç kuşkusuz bu ototire İslam imparatorluğudur.

İslam'ı Muhammed başlatsa ve kitabını da o yazmış olsaydı, Kur'an'da mutlaka hilafet kurumunun adının geçmiş olması gerekirdi.

Muhammed'i Allah'ın peygamberi ve Kur'an'ı vahiy olarak kabul etsek bile hilafet kurumunun adı Kur'an'da mutlaka geçmeliydi.....

Bu yamukluk hiç dikkatinizi çekmedi mi?

Bu sorum Müslüman'lara yönelik değildir..

Ateistlere yöneliktir!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Din denen şey aslında siyaset. Bunu her geçen gün daha bir iyi anlıyorum. Eğer ki peygamber dedikleri kişiler çağımızda yaşasalardı daha ziyade ideolog veya kanaat önderi gibi vasıflarla adlandırılırdı. Ki Konfüçyanizm, Taoizm gibi eski Çin'den kalma Uzakdoğu "din" lerinin aslında o dönem koşullarında oluşturulmuş siyaset felsefesi kuramları olduğu bilinir. Gerçi Konfiçyüs'ün olsun Lao Tzu'nun olsun her alanda bir sözleri olması durumu da vardır ama bu, kendi dönemdaşları olan Yunan filozoflarının da felsefe dışında teknik, fizik ve matematik gibi birçok alanda görüş bildirmesine benzer (e o zaman bilim birkaç kişinin hakimiyetinde, normaldir)

Gelelim İslam ve halifelik kurumuna. Muhammed'in gayet siyasi bir motivasyon ile hareket ettiği ve sonunda Arap yarımadasındaki kabile ortamını bir devlet altında topladığı konusunda zannedersem çoğu kişi hemfikirdir. Burada savaşan ayrı dinlere mensup (Put inancı ve İslam inancı) iki grup aynı zamanda iki ayrı siyasi gruptur da. Sadede gelirsek iki görüşten biri sonuçta kazandı, Muhammed yarımadanın (ya da Mekke ve çevre şehirleri diyelim) hakimi, devlet başkanı oldu......ama sonuçta bir ölümlü olarak, ölümü sonrasında kurulan iktidarın devamı gerekiyordu. Yani sonradan bu kurum bir şekilde oluşturuldu. Gerisi malum; önce bir tür seçimle gelen 4 halife, sonradan kabilelerin rahat durmamasından doğan diğer bir siyasi ayrım ile Emevi kabilesinin halifelik kurumunu ele geçirişi ve bunu saltanat formatına sokuşu. Sonra bayrağı Abbasi sülalesinin devralışı. Yalnız burada, yıllar sonrasında Abbasi devleti yıkıldıktan sonra birbirinden bağımsız bir dolu Müslüman devlet ve sadece geleneksel olarak halife sayılan, en son Memlük devletinin koruması altında bulunan ve tek özelliği Abbasi ailesinden olmak olan bir....kişi görürüz. Bir nevi Shogun'luk döneminde mevkiinden başka hükmü olmayan Japon imparatoru gibi bir şey. Yüzyıllardır devam ettiği için işin başının nasıl olduğu bile unutulmuş bir nevi kültürel paye. Ama saygınlığı var mı, var. Neyse hikayemiz Memlük devletinin Osmanlılar tarafından yıkılışı, Arap coğrafyasının genelinin ve Müslüman coğrafyasının bir kısmının da Osmanlı hakimiyetine girişi ve Yavuz'un Abbasi halifesinin mevkiini de üzerine geçirerek kendini halife ilan etmesi ile sonlanıyor.

Osmanlı döneminde aslında halifelik, siyasi niteliğini, devlet başkanı olma özelliğini yeniden kazanıyor....Müslüman coğrafyasının tamamı olmasa da büyük kısmını elinde bulunduran tek bir devlet olmasından dolayı. Yalnız sonu kötü bitiyor, çünkü 1. Dünya Savaşı esnasında Araplar "ümmetin ve dahi devletin lideri" olan padişah ve halifedense Lawrence abiyi tercih ediyorlar. Sonuçta aslolan şey siyaset....şaşırmamak lazım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Halife kelime olarak Hilâfet, kelime anlamıyla, başkası nın yerine onun adına görev yapmak veya tasarruflarda bulunmak demektir. Halife ise, başkası tarafından kendi adına iş görmek üzere görevlendirilen kişiye denir. Ünlü dilbilimci Rakip el- İsfehani’ye göre “başkası tarafından kendisi adına işe görmek” iki şekilde gerçekleşir. Ya kendi işi yapılan kişi aciz olduğu için bu işi yapamıyor veya halife seçilen kişi ilgili görevle değerli yapılıyor. İkincisi Allahın insanı halife seçmesiyle meydana gelir. Birincisi ise devlet başkanı anlamındaki halife seçilmesiyle meydana gelir. Halife, birbirinin ardından gelip ona halef olan, onun adına hükmeden kimse demektir. Bir kimse bir başkasından sonra gelip onun yerine geçerse "falan adam filan adama halef oldu" denir.

Ne var ki insanların yapamayacağı bazı işlerin devler tarafından yapılabileceği de göz önünde bulundurulursa ilgili kavramın neden daha çok siyasi arenada yerleşmiş olduğunu görmek mümkün olacaktır.

Kelimenin “halife” olarak yeni ismi fail(etken ortaç) kalıbıyla geldiği yerler iki yer olabilir. Ancak fiil, isim, v.b değişik kalıplarla kullandığı yerlere baktığımızda kuranda çok değişik anlamlara da geldiği söylenebilir. Hilafet, muhalefet, ihtilaf, muhtelif bunlardan Türkçeye de geçenleridir. Bunların tamamına baktığımızda Kuranda hilafet kavramının yukarıda bahsettiğimiz özellikle insanın Allahın halifesi olması noktasında odaklanmış olduğunu görürüz. Bu işin siyasi yönüne değinen Kuran ayeti bulunmamaktadır. Dahası Kuran herhangi bir devlet modeli de önermemektedir. Bizzat peygamber aylarca hasta kalmasına rağmen yerine kimseyi halife olarak bırakmamıştır. Namaz kıldırma işini Ebu Berke yaptırmasına rağmen siyasi açıdan herhangi bir görev aktarımında bulunmamıştır. O ancak Medine dışına çıktığı zaman yerine devlet başkanı da olabilecek kişileri bırakıyordu ki bu da geçici bir görevlendirme idi.

Çekirdek kadroda yetişen Ebu Bekir, Ömer, Ali, Ebu Zer, Ammar, Selman gibi Müslümanlar için de aslında halifelik insanların yapamayacağı bazı işleri devlet adına yapabilmek için onların yerine iş yaptırma anlamında kullanılıyordu. Bu hem Kuranda istenen sorumluluk prensibiyle hem de kelimenin sözlük anlamıyla da uyumluluk arz ediyordu. Ne var ki çok geçmeden işbaşına geçen Emeviler birçok kavramı olduğu gibi halifelilik kavramının da içini boşaltıp Allah adına iş yapan bir kutsi şekle büründürdüler.

Bu aynen Hıristiyanlığın tarihsel içinde geçirdiği aşamaları takip etmekle gerçekleşiyordu. Hz.İsanın öğretisi zamanındaki tanrı-insan anlayışa tepki olarak doğdu. Hıristiyanlığın ilk üç yüz yılı, Roma devleti ile şiddetli çatışmalar içinde geçmiştir. Milano fermanıyla Roma'ya iltihak eden Hıristiyanlığın adeta kimyası bozulmuştur. Bu süreçten sonra, din ile devlet el ele vermiş, biri diğerini palazlandırarak, önceleri politeist temelde bir tanrı devlet anlayışına dayanan Roma siyasal düşüncesi, bu defa Hıristiyan teolojisine dayalı bir tanrı-devlet konsepti geliştirmiştir. Önce aklı işlevsizleştirerek, dogmatizm ve fanatizmi yaygınlaştırarak, Sümer Nemrutlar hanedanının ve Mısır Firavunlarının köleci düzenini yeniden kurmuştur. Böylece Hıristiyanlık, Romalı egemenlerce tanrı-devletin yeniden inşasının temel taşı haline getirilmiştir. Bu statü, Batı'da aydınlanma sürecine dek varlığını sürdürmüştür.

İslam bu süreci görerek mesajını vermeye başlamıştır. Hz. Muhammedin İslam vahyi, Hıristiyanlığın ilk üç yüz yıldaki pratiklerini överek; ilk üç yüz yıldan sonraya ait pratiklerini de yererek ortaya çıkıyor; tanrı-devlet konseptine karşı duruyor, Hıristiyanlığın tanrı-devletin yapı taşı haline getirilişine karşı bir duruş sergilemiş oluyordu. Din adamlarının kendilerini Allahın temsilcisi saymaları ağır bir şekilde eleştirilmiştir.

Aslında insanın kutsal tanrı insanlara karşı dik duruşunun ilk temsilcisi Hz. İbrahim’dir. Tanrı-devlete karşı bu duruşu Mısır firavunlarına karşı Hz. Musa sürdürmüş, Roma Sezarlarına karşı da Hz. İsa sürdürmüştü.

İslam vahyi, önce akla gerektiği rolü vererek ve aklı tanrı-devletin köleleştirici boyunduruğundan özgürleştirmenin formüllerini ortaya koyarak işe başladı. Kuran’ın akla çok sık referans vermesi ve aklını kullanmayanların pislik (rics) içinde kalacaklarını söylemesi ( Yunus Suresi: 100) bu kabildendir. Ne var ki köleleştirici tanrı-devlet ağlarını kurmuş, pusuda beklemekteydi. Hz. Muhammed'in vefatı üzerinden daha çeyrek asır geçmeden, tanrı-devletin ayak sesleri duyulmaya başladı ve Emevileşme süreci ile birlikte bu defa İslam payandalı bir tanrı-devlet zuhur etti. Bundan sonraki İslam Halifeleri de, Sümer Nemrutları, İran Kisraları, Mısır Firavunları ve Roma Sezarları gibi kendilerin tanrı ya da yarı tanrı haline getirmekte gecikmediler. Genetik kodlarını daha çok Roma'dan alan İslam hilafet sistemleri yakın zamanlara dek varlığını sürdürdü.

Halifelik adında islamın ruhundan koparılan kavramları daha fazla detaylandırsak konu çok uzayacaktır. Ancak geleneksel halifelik anlayışının kuranda yerinin olmadığını sadece insanların yapamayacakları bazı görevleri devlet adına yapma işi ile Allahın kendi tasarruflarını insana değer verdiği için onun eliyle gerçekleştirmek istemesi ile ortaya çıkan bir kavram olarak durmaktadır. Hz. Ömer de bunun farkına varacak ki kendisine ”emirül müminin(müminlerin amiri)” demekle yetinmelerini istemişti. Hatta bazı araştırmacılar insanın yeryüzünde halife olmasının doğru olduğunu ama bunun Allaha halife olmak suretiyle değil de “yeryüzünü yönetmek, yeryüzünün yapılamayacak işlerini yapmak” anlamında bir yeryüzü yöneticiliği anlamını verdiğini de söylerler.Ki bizce bu o kadar da farklı bir açıklama değildir.

1.İbn Teymiyye Mecmuu'l-Fetava, XXXV, 43; el-Kettânî, et-Terâtibu'l-İdâriyye, I, 2

2.İbn Hazm, el-Fisal, IV, 107

3.Rağıb el-Isfahânî, el-Müfredât fi Garîbi'l-Kur'an, s. 156

4.S. Ateş, Çağdaş Tefsir, C. l, s. 129. Yeni Ufuklar Neşriyat.ist.-1990.

tarihinde ozedonus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran ulul emr gibi ifadelerle bir yönetici idareci kesim öngörmüştür.Ve ortaya çıkan devlet yapısında devlet başkanlığını halifeler yapmıştır.Bu mantıki bir zorunluluktur.

Yine Şura ile işlerin düşünülüp tartışılmasını önermiş bir meclis önerisinde bulunmuştur.

İlk 4 halifenin seçimleri bir biyatlaşma ve rey usülüne dayanır.Oysa emevi bu sistemi bozmuş saltanatı getirmiştir.

tarihinde euclid tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Belki de yanıldığınız nokta Emeviler bu işi bozmadı, kurdu ?

Olamaz mı?

Yani muhammed diye birisinin hiç yaşamadığını ütopik bir karakter olduğunu düşünün,

Herşey yerine daha rahat oturacaktır...

tarihinde CasTRo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Kur'an'ın halifelerden değilse bile, halifelik kurumundan bahsetmesi gerekmez mi?

Neden bahsetmez?

Çünkü İslam'da halifelik kurumu yoktur da ondan mı?

Yoksa İslam'da halifenin yalnız insan olması mı?

Madem Kur'an'ın tanımladığı bir hilafet yok, peki o halde, nereden çıktı bu ilk dört halife ve hilafet?

Hilafetin temeli, dayanağı ve başlangıcı nedir?

Hangi İslam'sal ilkeye göre vardır?

Kur'an'da hilafetin varlığına değinen bir ayet var mıdır?

Kur'an'da halife adı iki yerde geçer.

2-30 ve 38-26

Bunlardan hilafet kavramının çıkarmak mümkün değildir.

Buna rağmen hilafet vardır.

Allah'ın emri değilse, peygamberin kavli midir?

Hilaft neden vardır?

Bilen var mı?

Muhammed'in varlığı ile ilgili polemiklerin çözüm olabilecek noktası EMEVİLER dönemi olduğunu düşünüyorum, çok doğru bir yerden eşeliyorsunuz..

ve güzel bir saptama yapmışsınız, Hilafet meselesi hatta Şeriat'ın ne olup olmadığı, İslami bir düzenin ne olduğu konusuna bugünün Siyasal İslam'ı bile cevap veremiyor (hatta tarihçiler bile çok farklı farklı düşünürler)

İslamın yapısı ve oluşumu konusunda Emeviler dönemi en verimli ve somut kaynaktır bu dönem iyice analiz edilip bu dönemden geriye doğru öndeyiler geliştirilebilinir...

1080'li yıllarda görülüyorki Halifelik kurumu sembolilikleşmiştir bu dönem ve sonrası 100 yıl Haçlı İstilası vardır bu döneme ait epey kronikler vardır ve bunlara göre Halife ve kurumu hikayedir..

Geriye gidersek Harun Reşid dönemi var ve Kur'an'ın ilk nüshaları bu döneme ait denilmişti burada (900'lü yıllar)

Harun Reşid dönemine focuslanabilinir..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Belki de yanıldığınız nokta Emeviler bu işi bozmadı, kurdu ?

Olamaz mı?

Yani muhammed diye birisinin hiç yaşamadığını ütopik bir karakter olduğunu düşünün,

Herşey yerine daha rahat oturacaktır...

Peki o zaman Muhammed'in eşleriyle ilgili olan sure ve ayetlerin anlamı nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kur'an'ın halifelerden değilse bile, halifelik kurumundan bahsetmesi gerekmez mi?

Neden bahsetmez?

Çünkü İslam'da halifelik kurumu yoktur da ondan mı?

Yoksa İslam'da halifenin yalnız insan olması mı?

Madem Kur'an'ın tanımladığı bir hilafet yok, peki o halde, nereden çıktı bu ilk dört halife ve hilafet?

Hilafetin temeli, dayanağı ve başlangıcı nedir?

Hangi İslam'sal ilkeye göre vardır?

Kur'an'da hilafetin varlığına değinen bir ayet var mıdır?

Kur'an'da halife adı iki yerde geçer.

2-30 ve 38-26

Bunlardan hilafet kavramının çıkarmak mümkün değildir.

Buna rağmen hilafet vardır.

Allah'ın emri değilse, peygamberin kavli midir?

Hilaft neden vardır?

Bilen var mı?

Başkalarına fırça atarsın kuranı okumuyorsunuz diye ama kendine gelince tık yok.Kuranda hilafet kurumu vardır.

İçinizde öyle kişiler bulunmalı ki onlar, sizi hayra çağırsın, size iyiliği emretsin, sizi kötülükten vazgeçirmeye çalışsın ve onlardır kurtulanlar, muratlarına erenler.

Ali Bulaç Meali

Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.

Diyanet İşleri Meali(Eski)

Sizden, iyiye çağıran, doğruluğu emreden ve fenalıktan meneden bir cemaat olsun. İşte başarıya erişenler yalnız onlardır.

Diyanet İşleri Meali(Yeni)

Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.

Diyanet Vakfı Meali

Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. *

Edip Yüksel Meali

İçinizde, iyiliğe çağıran, sağduyuyu öğütleyen ve kötülükten sakındıran bir topluluk olsun. Bunlar başaranlardır

Elmalılı Hamdi Yazır

İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır.

Elmalılı Meali (Orjinal)

Hem sizden müteşekkil, önde gider, hayra davet eder, maruf ile emir ve münkerden nehyeyler bir ümmet olsun, işte onlardır o felâhı bulacaklar

Ömer Nasuhi Bilmen

Ve sizden hayra davet eder, ma'ruf ile, münkerden nehy eyler bir cemaat bulunsun, işte felâh bulucular onlardır.

Muhammed Esed

ve belki içinizden iyi ve yararlı olana davet eden, doğru olanı emreden, eğri ve yanlıştan alıkoyan bir topluluk çıkar: nihaî kurtuluşa erişecek kimseler, işte bunlar olacak.

Suat Yıldırım

Ey müminler! İçinizden hayra çağıran, iyiliği yayıp kötülükleri önleyen bir topluluk bulunsun. İşte selâmet ve felâhı bulanlar bunlar olacaklardır. [3,110.114; 7,157; 9,71.112; 22,41; 31,17]

Süleyman Ateş Meali

İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men'eden bir topluluk olsun; işte onlar kurtuluşa erenlerdir. *

Şaban Piriş Meali

Sizden hayra davet eden, iyiliği emredip, kötülükten uzaklaştıran bir ümmet oluşsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.

Ümit Şimşek Meali

İçinizden öyle bir topluluk bulunmalı ki, hayra çağırsın, iyiliği teşvik etsin, kötülükten sakındırsın. İşte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir.(19) *

Yaşar Nuri Öztürk

İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.

Nisâ 59

(Medenî 92) Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu Allah'a ve Resul'e götürün (onların talimatına göre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir

Link to post
Sitelerde Paylaş

xxx

Bu ayetlerin hangisinde hilafet kurumundan veya ona benzer bir kurumdan bahsedliyor...

Buradad bahsedilen bir topluluk.

Hilafet ise o topluluğu yönetme şeklidir. O topluluk değildir bre ******. Bunu bir ***** bile anlar.

Halife de o topluluğun başıdır.

İslam'da elbette halifelik vardır. Kimse yok demiyor ki..

Biz sadece Kur'an'da halifeliğe değinilmediğinden bahsediyoruz.

Halifelik İslam dini ortaya çıkmaya başladıktan ve İslam imparatorluğunun resmi dini olarak kabul edildikten sonra ortaya çıkan bir kurumdur.

Kur'an'da bu terim geçmez...

Çünkü İslam ile Kur'an'ın ilişkisi, sizin sandığınız gibi bire bir değildir.

İkisi de yüzlerce yıl içinde birbirlerinde ayrı kurumlar olarak gelişmişler ve sonunda bir otorite tarafından bir araya getirilmişlerdir.

Aslında Kur'an hilafetten bile bahsedebilirdi ama bahsetmiyor. Demek ki İslam ile Kur'an'ın bire bir ilişkisi yok..

Bundan bu sonuç çıkar..

xxx

tarihinde murted tarafından düzenlendi
Hakaret yok!
Link to post
Sitelerde Paylaş

Donkişot'a katılıyorum.Halifelik kurumu bu ayetlere dayandırılır.

Kuran'da halife şunlar olacak şöyle böyle bir yönetim olacak diye detaylar beklemek *******lıktır bana kalırsa.

tarihinde murted tarafından düzenlendi
Hakaret yok!
Link to post
Sitelerde Paylaş
Euclid...

(...)

xxx

Kuran'da Namaz kılınışınıda bulamazsın.Hatta Haram ayların hangileri olduğunuda.Ama uygulamara ışık tutan yön veren ayetler bulursun.İşte halifelikte böyledir.Çünkü Kuran'da peygamberlerin yeryüzüne HALİFE yani yönetici olduklarını yazar.Dolayısıyla vardır Kuran'da hilafet.Dilersen atarım o ayeti.xxx.

İslam ve uygulamaları senin anlayabileceğin yahut algılayabileceğin şekilde ortaya çıkmaz.Kuran'da Muhammed'in anasının babasının bilmem nesinide bulamazsın.

Sen İslam'ı tanımlayamaz yönlendiremezsin.Hatta hiçbirşey beceremezsin.Kapılmışsın Muhammed yaşamadı vehmine uçuyorsun.Az yere in sen.

xxx

tarihinde murted tarafından düzenlendi
Hakaret yok!
Link to post
Sitelerde Paylaş
Kaşı Hacı :) Dikkat et kaşınırsın:)

Kuran'da Namaz kılınışınıda bulamazsın.Hatta Haram ayların hangileri olduğunuda.Ama uygulamara ışık tutan yön veren ayetler bulursun.İşte halifelikte böyledir.Çünkü Kuran'da peygamberlerin yeryüzüne HALİFE yani yönetici olduklarını yazar.Dolayısıyla vardır Kuran'da hilafet.Dilersen atarım o ayeti.Ama kıvranırsın midene oturur:)

İslam ve uygulamaları senin anlayabileceğin yahut algılayabileceğin şekilde ortaya çıkmaz.Kuran'da Muhammed'in anasının babasının bilmem nesinide bulamazsın.

Sen İslam'ı tanımlayamaz yönlendiremezsin.Hatta hiçbirşey beceremezsin.Kapılmışsın Muhammed yaşamadı vehmine uçuyorsun.Az yere in sen.

Hadi kaşı beni KAŞIYABİLİRSEN!!

Kur'an'da halife adı iki yerde geçer.

2-30 ve 38-26

İlki ademi, ikincisi Davud'u simgeler.

Seninki hangisi?

xxx

tarihinde murted tarafından düzenlendi
Hakaret yok!
Link to post
Sitelerde Paylaş

Halefelik/yönetimle ilgili ayetler

10/73 Fe kezzebuhü fe necceynahü ve min meahu fil fülki ve cealnahüm halaife ve ağraknellezıne kezzebu bi ayatina* fenzur keyfe kane akıbetül münzerın

10/73 Onu yalanladılar. Bunun üzerine onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık. Onları (yeryüzünün) yöneticileri yaptık. Ayetlerimizi yalanlayanları ise boğduk. Uyarılanların akıbetine dikkat et.

35/39 Hüvellezı cealeküm halaife fil ard* fe men kefera fe aleyhi küfruh* ve la yezıdül kafirıne rüfruhüm ınde rabbihim illa makta* ve la yezıdül kafirıne küfruhüm illa hasara

35/39 O ki sizi yeryüzünde yöneticiler kıldı. Kim inkar ederse kendi zararına inkar etmiştir. İnkarcıların inkarı, Rab'leri katında nefretten başka bir şey artırmaz. İnkarcıların inkarı kayıptan başka birşey artırmaz.

38/26 Ya davudü inna cealnake hhalıfeten fil erdı fahküm beynen nasi bil hakkı ve la tettebiıl heva fe yüdılleke an sebılillah* innellezıne yedıllune an sebılillahi lehüm azabün şedıdüm bima nesu yevmel hısab

38/26 Ey Davud, biz seni yeryüzünde yönetici kıldık. Halkın arasında adaletle yargı ver, hevesine ve duygularına kapılma, sonra seni ALLAH'ın yolundan saptırır. ALLAH'ın yolundan sapanlara, Hesap Gününü unuttukları için çetin bir ceza vardır.

38:26 'da hılafet direkt geçer.Vardır Kuran'da hılafet.Ve bu ve bu gibi birçok ayetten hılafet sistemi doğmuştur.

Sen Ömer'in Ali'nin adını mı bekliyorsun ne bekliyorsun?Kuran öyle senin bildiğin tarzda kitap değil.Kuran'dan namaz bile kılamazsın dediğim gibi.

Hılafet halifelik Kuran'da var.Yönetim metodlarıyla ilgili ayetler çok dağınık.

xxx.

Üslubunuzu düzeltin sonra yazın.

tarihinde murted tarafından düzenlendi
Hakaret yok!
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...