Jump to content

İslam'dan çıkan niye ya Stalinci ya Atsızcı olur?


Recommended Posts

Günümüz bilim adamları ve filozofları hem materyalistler hem de bilimciler. Ama hiç de Marxist değiller. "Diyalektik" felan dan da bahsetmiyorlar. Bunu nasıl açıklayacaksın?

Biyolog Dawkins diyalektikten bahsetmez.

Fizikçi Hawking diyalektikten bahsetmez.

Filozof Quine diyalektikten bahsetmez.

Bunların hepsi ateist ve materyalist adamlar.

Belki de bu "diyalektik" 19. yüzyıl Alman felsefesinin bir zırvalığıydı, ve devri de geçti, ne dersin.

Diyalektikten nasıl bahsetmelerini bekliyorsunki? Diyalektik bir mantıktır. Bu, adı verilerek bahsedilmez zaten; konuların içinde geçer ve onu kullanarak o konuları anlarsın. Örneğin, evrim teorisinde diyalektiğin ilkelerinden; zıtların mücadelesi var(canlılar arasında çatışma ve hayatta kalma mücadelesi olarak), değişim var(zaten evrim adı üstünde değişim demek), herşeyin birbiriyle ilişkili olduğuna dair vurgu da var(canlının hem diğer canlılarla hem de çevresiyle sürekli bir etkileşimde olması konusu), yavaş yavaş nitel değişim(sıçramalı evrim) konusu da öne çıkıyor. Evrim teorisi basbaya diyalektik materyalizm kullanılarak oluşturulmuş bir teoridir. Zaten bunu Marks da belirtmiştir. ''Bu teori, bizim görüşlerimizin doğa bilimlerindeki karşılığını veriyor'' diye yazmıştır. Diyalektiği bilen için herşey diyalektiktir zaten. Aristo mantığında ısrar edenler de bu mantığı kullanır. Ama diyalektik mantığa karşı çıkarken, ''bilim adamları niye ondan bahsetmiyor'' argümanıyla karşıma gelirsen sana popomla gülerim! Aynı bilim adamları Aristo mantığından veya başka bir mantık türünden(varsa artık) bahsediyor mu? Hayır. Eee bu neyi kanıtlar? Bilimin mantıksız olduğunu mu? Sana göre öyle herhalde. :lol:

Diyalektik mantıktan bahsetmediler diye bunun yanlış olduğunu sanacak kadar sıyırmışsın kafayı. Hangi bilim adamı diyalektiğin ilkeleriyle ters düşüyorki? Herşeyin değiştiğine kim karşı çıkıyor mesela? Herşeyin birbiriyle ilişkili olduğunu kim inkar ediyor? Maddeler arasındaki çatışmaları göz ardı eden mi var? Halden hale geçiş doğada yok mu?

Bunların hepsi diyalektik mantığın ilkeleridir. Zaten bu mantık doğa incelenerek ve doğa bilimleri temel alınarak oluşturulmuştur.

Laboratuvarda herkes materyalisttir ama bilim insanlarının çoğu dışarı çıkınca bu felsefeyi unutur, hayatın başka alanlarına uygulamaz, tutarsızlaşır. Marksistler ise bu felsefeyi tarihe ve herşeye uygularlar, tutarlıdırlar. Fark bu. Onlar laboratuvara girdiklerinde basbaya marksisttirler. Fakat bunun bilincinde değildirler. Ülkemizde de bir taraftan bilim insanı sıfatını taşıyıp diğer taraftan dindar olan bir sürü çelişkili insan vardır. Adam laboratuvarda herşeyi maddeye atıfla açıklar ama çıkınca namaza gider! Bunlar o bilim adamlarının kendi iç çelişkisidir, bizi ilgilendirmez.

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 88
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Laf attığınız Popper Marx'ı ve Fredu'u bilimin dışına çıkarmıştır. Bunlar bilimsel olamaz. Bu görüş de bugün filozoflarca ve bilim adamlarınca kabul görüyor. Burda tek geri kafalı olan siz kaldınız.

Popper malağın tekidir. Onun saçmalıklarından hareketle, suyun kaldırma kuvvetine bile ''yanlışlanabilir olmadığı, günün birinde suyun kaldırmayabileceği ihtimalini göz ardı ettiği'' gerekçesiyle karşı çıkılabilir ve bilim-dışı metafizik ilan edilebilir! Fakat, ''ben uçabiliyorum'' önermesi, Popper'in saçmalıklarına göre bilimseldir, çünkü yanlışlanabilirdir!

Al sana büyük düşünür Popper'in kriterleri! :lol:

''Suyun kaldırma kuvveti var'' önermesi bilim-dışı oluyor, ama ''ben uçabiliyorum'' saçmalığı bilimsel oluyor! :blink:

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Materyalist düşüncenin en modern hali deyip de 19. yüzyıl adamlarına atıfta bulunmak ne kadar akıllıca.

Sizce akademik dünya bu kadar kısır mı? 150 senedir akademisyenler, filozoflar, bilim adamları uyuyor mu?

Yoksa Marx'da ilahi bir olay mı var? O bir mesih mi? Ondan sonra filozof gelmeyecek mi?

Richard Dawkins'in yaptığı sosyobiyoloji günümüzde insan bilincinin içeriğinin oluşumu ve davranışının güdümleri hakkında fikirler öne sürüyor. "Mem" adını verdiği kültürel genlerden bahsediyor. İnsanın özgeci davranışlarının evrimsel kökenini irdeliyor.

Modern psikoloji artık diğer primatlarla karşılaştırmalı psikolojide, deneysel psikolojide, ve evrimsel psikolojide çok ilerlemiş durumda.

Daniel Dennett, materyalist bir filozof olarak yazdığı Darwin's Dangerous Idea gibi kitaplarla modern bir materyalist felsefe ortaya koyuyor. Sosyobiyolojik tespitlerde bulunuyor.

Dawkins ve Dennett din olgusunu "kültürel bir fenomen" olarak açıklamanın yollarına bakıyorlar mesela.

Bu adamlar popüler bilim kitapları yazıyorlar. Aslında geri planda çok derin ve kapsamlı bir akademik külliyat mevcut. Makaleler, kitaplar yazılıyor, ve bunlar teknik olduğu için biz sadece Dawkins'in popüler bilim kitapları gibi yayınlarla bunlara erişebiliyoruz. Bunlar sadece benim bildiğim yazarlar. Adını duymadığım daha binlerce bilim adamı ve felsefeci var bunlar gibi.

Sonuç olarak modern bilim emin adımlarla ilerliyor. Bazı geri kafalılar "kuran mucizeleri" gibi marxisme "bilim" diye yapışmış. Bu onların cahilliği. Çünkü zavallı ülkemizde entellik ve felsefe deyince sadece Marx ve Nietzsche'nin adı bilinir. Halbukü İngilizce konuşulan dünyada bilim adına yazılmış onbinlerce makale ve kitap var. Adını bilmediğimiz ama Batı akademik dünyasında çok önemli olan yüzlerce binlerce isim var.

Bizimkiler "Marx bilimseldir çünkü materyalisttir" diye aynı tekerlemeleri tekrar edip duruyorlar. Bu Engels adlı vasat amatör ve eğitimsiz filozofun yakıştırmalarıdır. Ama bunu onlara söylediğinde seni "burjuva" olmakla itham ederler.

Kimin geri kafalı olduğunu bu ülkede de insanlar görecek. Yeter ki İngilizce öğrenip Amazon'dan kitap alıp okuyacak duruma gelelim. Ufkumuz çok dar malesef. Akademik dünyadan haberimiz yok ve 19. yüzyıl sahte-bilimlerine "en modern felsefe" felan diye yapışıyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Freddie dediklerin çok komik. Marxism ve diyalektik yoksa bizim fıtratımız mı? Laboratuara girince herkes MArxistmiş!

Günümüzde sen bilmiyorsun belki ama sembolik mantık var. Çok da ileri seviyede. Diyalektik mantık diye birşey de bendeki Mantık kitaplarında yok malesef. Cemal Yıldırım'ın kitabının sonunda ne kadar aptalca birşey olduğuna dair bir yazı var o kadar.

Sen yanlışlanabilirliği anlamıyorsun bu arada. Ve verdiğin saçma örneklerle komik duruma düşüyorsun.

Popper'a göre bilim ve sahte-bilimi ayırmak için bir kıstasa ihtiyacımız var. Böylece astrolojinin niçin bilim olmadığını söyleyebilelim. Yahut Freud veya Marx'ın niye bilim olmadığını, ama Einstein'ın bilim olduğunu söyleyebilelim.

Popper'ı en etkileyen olay Einstein'ın görelilik teorisinin 1919 yılında test edilebilmesi olayıydı. Güneş tutulması yaşandı ve astronomlar güneşin etrafındaki yıldızlardan gelen ışığın Einstein'ın dediği gibi güneşin çekimiyle kırılıp kırılmayacağını ölçtüler.

Burda dikkate çarpan olay şudur: Test Einstein'in iddiasını çürütebilirdi. Ama çürütmedi. Popper'a göre bir teori çok geniş ve muğlak öngörüler yerine çok spesifik ve cesur öngörülerde bulunmalı. Bu öngörüler öyle olmalı ki yanlış çıkabilme ihtimali olmalı. Böyle teorilerin daha erdemli ve bilimsel olduğunu savundu.

Freud'un teorileri ve Marx'ın teorileri ise çok muğlak ve yanlış çıkması mümkün değil.

Popper bunu da şöyle farkediyor: Adler'in hemen her davranışı "aşağılık kompleksi" ile açıklayabildiğini farkediyor. Bu adama desen ki "bu adam nehirde boğulan çocuğu kurtarmak için suya atladı" Adler bunu aşağılık kompleksinden dolayı kendini ispatlamak için atladığını söylüyor. Atlamadı dersen, gene aşağılık kompleksine bağlayıp bir açıklama yapıyor. Bu adamın teorisi herşeyi açıklayabiliyor!

Popper'a göre bu herşeyi açıklama olayı bir bilimsel teorinin erdemi değil, tam tersi onun bilimden uzak birşey olduğunun göstergesidir.

Popper'a göre Marx'ın teorileri de önce yanlışlanabilirdi, ve hatta yanlışlandı. Bazı öngörülerinde yanıldı. ama takipçileri teorileri tekrar tekrar yorumlayarak onu yanlışlanamaz ve herşeyi açıklar bir hale getirdiler.

tarihinde ludwig tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu diyalektik çok esrarlı birşey gibi anlatıyorsun. Ondan bahsedince içini bir huşu da kaplıyor mu acaba?

Nedir bu diyalektik? İlahi bir yasa mı? Logos mu?

Bu, adı verilerek bahsedilmez zaten; konuların içinde geçer ve onu kullanarak o konuları anlarsın.

Way be. Gerçekten de çok gizemli birşeye benziyor. Bunu sadece çok derin insanlar görebiliyor değil mi?

Evrim teorisi basbaya diyalektik materyalizm kullanılarak oluşturulmuş bir teoridir.

Bak sen. Ben sandım ki Evrim teorisi Darwin'in gidip bir pasifik adasında kuş türlerini incelemesinden sonra ortaya attığı doğal seçilim fikridir. Sen nasıl oldu da bunu diyalektik materyalizme bağladın? Ne alakası var? Darwin yoksa bir Marxist miydi? Adamın kitabında diyalektiğe felan atıf var mı?

Niye Kuran mucizeleri gibi heryerde Marx'ın mucizelerini arıyorsun ki?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Freddie dediklerin çok komik. Marxism ve diyalektik yoksa bizim fıtratımız mı? Laboratuara girince herkes MArxistmiş!

Günümüzde sen bilmiyorsun belki ama sembolik mantık var. Çok da ileri seviyede. Diyalektik mantık diye birşey de bendeki Mantık kitaplarında yok malesef. Cemal Yıldırım'ın kitabının sonunda ne kadar aptalca birşey olduğuna dair bir yazı var o kadar.

Sen yanlışlanabilirliği anlamıyorsun bu arada. Ve verdiğin saçma örneklerle komik duruma düşüyorsun.

Popper'a göre bilim ve sahte-bilimi ayırmak için bir kıstasa ihtiyacımız var. Böylece astrolojinin niçin bilim olmadığını söyleyebilelim. Yahut Freud veya Marx'ın niye bilim olmadığını, ama Einstein'ın bilim olduğunu söyleyebilelim.

Popper'ı en etkileyen olay Einstein'ın görelilik teorisinin 1919 yılında test edilebilmesi olayıydı. Güneş tutulması yaşandı ve astronomlar güneşin etrafındaki yıldızlardan gelen ışığın Einstein'ın dediği gibi güneşin çekimiyle kırılıp kırılmayacağını ölçtüler.

Burda dikkate çarpan olay şudur: Test Einstein'in iddiasını çürütebilirdi. Ama çürütmedi. Popper'a göre bir teori çok geniş ve muğlak öngörüler yerine çok spesifik ve cesur öngörülerde bulunmalı. Bu öngörüler öyle olmalı ki yanlış çıkabilme ihtimali olmalı. Böyle teorilerin daha erdemli ve bilimsel olduğunu savundu.

Freud'un teorileri ve Marx'ın teorileri ise çok muğlak ve yanlış çıkması mümkün değil.

Popper bunu da şöyle farkediyor: Adler'in hemen her davranışı "aşağılık kompleksi" ile açıklayabildiğini farkediyor. Bu adama desen ki "bu adam nehirde boğulan çocuğu kurtarmak için suya atladı" Adler bunu aşağılık kompleksinden dolayı kendini ispatlamak için atladığını söylüyor. Atlamadı dersen, gene aşağılık kompleksine bağlayıp bir açıklama yapıyor. Bu adamın teorisi herşeyi açıklayabiliyor!

Popper'a göre bu herşeyi açıklama olayı bir bilimsel teorinin erdemi değil, tam tersi onun bilimden uzak birşey olduğunun göstergesidir.

Popper'a göre Marx'ın teorileri de önce yanlışlanabilirdi, ve hatta yanlışlandı. Bazı öngörülerinde yanıldı. ama takipçileri teorileri tekrar tekrar yorumlayarak onu yanlışlanamaz ve herşeyi açıklar bir hale getirdiler.

Yaşadığımız hayatta bir gün değişim denen olgu durursa diyalektik de yanlışlanır! Marks'ın diyalektikten yola çıkarak ortaya koyduğu bazı önermeler yanlışlanabilir; ama bu diyalektiğin değil o önermenin yanlışlanabilir olduğunu gösterir. Değişmeyen tek şey değişmenin kendisi diye bir önerme vardır söz gelimi. Değişmenin değişmemesi ''değişme'' ilkesine göre mantıken yanlış gibi görünür; fakat, ''değişmeme'' olgusu da bir ''değişim'' olduğu için önerme kendi içinde tutarlıdır. Dolayısıyla diyalektik zıtların birliği yahut karşılıklı etkileşimi ilkesine göre geçerli bir görüştür; çünkü bizzat değişimin kendisini açıklar. Sosyalist idea da değişmeyecek, statik bir idea değildir; marksistler de bunu kabul eder. Buradaki sorun, değişimin ne yönde olacağı konusudur. Sosyalizm'i de aşan bir değişim olacaksa buna kim itiraz edebilir ki? Kimsenin mağdur olmayacağı; herkesin asgari ortak çıkarına olacak bir düzen. Kapitalizm'de bu mümkün değildir; sosyalizm'in ilk aşamalarında da. Kapitalistler kaynakların denetimi ve kontrolünü asla bırakmayacaklardır; bu yüzden savaşlar çıkacaktır. E, kapitalizm var oldukça da sosyalizm de var olacaktır. Kapitalizm aşılabilirse sosyalist idea da değişecektir. Bu durumda aşmak zorunda olduğun sosyalizm değil kapitalizmdir ki bu da mevcut tutucu ve dogmatik algılarınla mümkün değildir. Onu nasıl mı aşacaksın? İşte sorun da burada, senin buna önerebileceğin bir çözümün yoktur...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ludwig +++++

Bu ara zamanim az, musait bir zamanda tartismalara katilacagim.

Freddie Popper falan sende hararet yapiyor sanirim, Popper a malak deyip yanlis yunlus anladigin yanlislanabilirlik ilkesi ile kendi aklinca dalga gectikten sonra "bilimsel" oldugunu falan iddia etme.

Link to post
Sitelerde Paylaş
IFeelGood

Freddie'nin az önce yazdığı şu yazıyı oku lütfen:

http://forum.ateizm2.org/index.php?showtop...st&p=424845

Devrim sonrası "gerici" yörelere mal ve hizmet akışını kesip bunları açlıktan öldürmekten bahsediyor. Sonra bunlar zayıflayınca din adamlarını tutuklayıp ateist propaganda yapacakmış. Lenin ve Stalin de böyle yaptı diyor. "Gerici" yörelere sevkedilecek malları kendi taraftarlarına göndermişler, diğerlerini de kıtlığa mahkum etmişler. İşte komunist cennet ve özgürleşme böyle oluyor heralde.

Burda biri vardı önceden komunizm "insancıl" demişti. Bunu bir okusun. Bana gayet sapıkça geldi.

Aciklama burada oguz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bunu birisi bana açıklayabilir mi?

Niye insanlar ya islamcı, ya atsızcı/ırkcı, ya stalinci/totaliter, yahut da bu son ikisinin birleşimi (ulusalcı türk solu?) olmak zorunda?

Niye kimse özgürlükçü, bireyci, demokrat olmaz?

Bu şartlar altında islam'la niye mücadele edelim ki?

İslam'dan daha beter politik tehlikeleri savunsunlar diye mi insanlar?

Bu ülkenin mayası bozuk. Boşuna Kemalist dikta bu ülkeyi tahakküm altında tutmadı baştan beri. Bu ülkenin insanı gerçekten de aşırı uçlarda dolaşmaya meyilli aklıselimden uzak anormal tiplerden oluşuyor.

Ludwig sen bazen ne dediğini bilmiyorsun. Bence siyaset yerine ekonomi konuş , o zaman daha saygıdeğer oluyorsun.

Stalini, atsızcıları anti demokrat olmakla suçlarken kemalist diktanın faydalı olduğunu savunuyorsun. Aşırı Kemalizm de bir uç noktadır. Çünkü Kemalizm de bir ideolojidir.

Çok çelişkili bir yazı yazdın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bunu birisi bana açıklayabilir mi?

Niye insanlar ya islamcı, ya atsızcı/ırkcı, ya stalinci/totaliter, yahut da bu son ikisinin birleşimi (ulusalcı türk solu?) olmak zorunda?

Niye kimse özgürlükçü, bireyci, demokrat olmaz?

Eee, ben varım işte.. Özgürlükçü, bireyci ve demokrat.. Aynı zamanda sosyalist ama esas olarak tek tek bireylerin refahı ve esenliği için sosyalist.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Onun saçmalıklarından hareketle, suyun kaldırma kuvvetine bile ''yanlışlanabilir olmadığı, günün birinde suyun kaldırmayabileceği ihtimalini göz ardı ettiği'' gerekçesiyle karşı çıkılabilir ve bilim-dışı metafizik ilan edilebilir! Fakat, ''ben uçabiliyorum'' önermesi, Popper'in saçmalıklarına göre bilimseldir, çünkü yanlışlanabilirdir!

Al sana büyük düşünür Popper'in kriterleri! :lol:

''Suyun kaldırma kuvveti var'' önermesi bilim-dışı oluyor, ama ''ben uçabiliyorum'' saçmalığı bilimsel oluyor! :blink:

Kusura bakma Freddie ama, yanlışlanabilirlik ölçütünü yanlış anlamışsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Popper bilim adamı değil inanç adamıdır, soğuk savaş döneminde ''işe yarar'' görüldüğü için parlatılmıştır, onun önermeleri saçmalıktır ve Poppercilik dünyanın bilinemeyeceğini, ''büyük kavrayışların'' olamayacağını, insan aklının yetersiz olduğunu öne sürer.

''Popper'in yanlışlanabilirlik teorisi mi?.... Popper doğrulanabilirlik ölçütünün dayanılmaz yükünü bir çırpıda silkip atar üstünden; yanlışlanabilirlik teorisine göre hiçbir önerme gerçek anlamda doğrulanamaz, çünkü gerçek bir doğrulama, nihayetinde, sonsuz örnekte doğrulanma zorunluluğunu beraberinde getirir; sonsuz örnekte doğrulama ise kuşkusuz insanın deneyim gücünün ötesindedir.

''Felsefeyle ilgilenenler, Popper'in başvurduğu bu önermenin kendi büyük keşfi olmadığını bilir. Bu, XVII. yy. materyalist teorisyenlerinin yansıma kuramına en etkili eleştirilerden birini getirmiş olan İngiliz filozof David Hume'un önermesidir. Ancak Hume'dan yola çıkarak bilimi, nesnel bilgiyi bütünüyle geçersiz saymak Popper'e nasip olmuş görünüyor.

''........Popper'in elinde zavallı Hume'un eleştirisi ahmakça bir bilim düşmanlığına dönüştü: Önermelerin bilimselliği doğrulanabilirlikleriyle kanıtlanamayacağına göre, elimizde kalan tek güvenilir ölçüt yanlışlanabilirliktir. Bu anlayışa göre, bilimsel bilgi hiçbir zaman kesin olarak kanıtlanamayacak, her varsayım aksi kanıtlanana kadar doğru sayılacak, aksi kanıtlandığında ise terk edilecektir. Aksinin kanıtlanmasına, başka deyişle yanlışlanmaya açık olmayan önermeler bilimsellik iddiası taşıyamaz.''

''(Mart 2006 Radikal, Prof. Dr. Celal Şengör) '...Örneğin dünyanın tepsi gibi düz olduğu önerisi, yanlış olmasına rağmen tamamen bilimseldir'

''..........Popper'in Marksizm'i hem yanlışlanabilir olmamakla suçlayıp hem de ardından Marx'ın önermelerinin gerçek hayatta nasıl yanlışlanmış olduğunu gösterme çabasına girmesine şaşıran boldur.'' (Kaynak: http://sosyalistkultur.org/post/2009/06/29...onme-bilim.aspx )

Popper'ı yanlış mı anlamışım?

Hiç sanmıyorum...

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
ABD Afganistan'a girdi çünkü Afganlar ABD'ye saldırmış terörist balı Bin Ladin'i ABD'ye teslim etmeyip meydan okudular. Ne yapsaydı ABD? Oturup başka 11 eylüler olmasını mı bekleseydi? Irak'a girdi çünkü Saddam silah denetçilerini kovmuş, ne bok yediği belli değil, ve ABD'nin kulağına biyolojik silah istihbaratları geliyor. NErden bilsin ABD Saddam'ın Bin LAdin'e biyolojik silah sağlamayacağı? Bir çanta şarbon birkaç günde yüzbinlerce insanı öldürebilir. ABD oturup başka terör saldırıları mı bekleseydi? Her iki savaşta da Molla Ömer ve Saddam ABD'ye meydan okudular "gel sana gününü gösterecez" dediler. Hodri meydan o zaman. Yenilince ağlamasınlar. Sen de onların avukatlığını yapma.

ABD bu savaşlarda kendi vatandaşını korumaya çalışıyor. Devletin görevi budur. ABD devleti görevini yerine getiriyor. Kendi vatandaşlarını "yanlış" ırk ve "yanlış" sınıfa mensup diye toplama kamplarında imha etmiyor. Çok yanlış bir kıyas yapıyorsun.

utanmadan ABDnin pisliklerini savunuyorsun.. o ABD zamanında saddamı beslemedi mi?? hm saddama hem irana silah satıp ikisini savaştırmadı mı?? saddamın elinde kitle imha silahları olmadığını CIA bile itiraf ediyor, sen ne anlatıyorsun??? el kaideyi ABD yaratmadı mı, rusyaya karşı savaştırmak için, sonunda elinde patladı..

liberallik böyle birşey işte...

türkiyede liboşlar bu mantıkla fethullah gülenin ve bilumum islamcı girişimlerin önünü açmak için bin dereden su getiriyorlar..

adamların bilim-aydınlanma gibi şeylerle alakaları yok.. tek dertleri laissez-faire.. bırakınız fetullah istediğini yapsın...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Eee, ben varım işte.. Özgürlükçü, bireyci ve demokrat.. Aynı zamanda sosyalist ama esas olarak tek tek bireylerin refahı ve esenliği için sosyalist.

Evet, yine saçma bir başlık . Aslında Türkiye'nin(ve eski mirascılarının) neden etkili, yaratıcı entellektüel yetiştiremiyor oluşu üzerinde tartışmak isteyebilirdiniz. Türkiye'nin sosyalist geleneği de (yurtseverlik-stalinizm) liberal geleneği de (milliyetçi-muhafazakar) oldukça kısır, fazlasıyla iyimser ve bazen de dindar.

Belli ki marksizme saldırma ile stalinizme saldırma arasındaki fark algılanamıyor. SSCB'ye muhalif olan sosyalistlerin de bu dünyaya ayak bastıklarından habersizce, paranoyak soğuk savaş propagandalardaki sosyalizm manzarasının ötesine geçilemiyor. Heralde geçilmek de istenmiyor.

Ben de komunistim ama stalinist değilim, hayır, kendini leninist olarak görüp stalinist damarlarının farkında olmayanlardan da olamam, çünkü leninist de değilim :) Amacınız samimi bir stalinizm/leninizm eleştirisi yapmak olsa sizin yanınızda olabilirdim bile. Yazık..

tarihinde ubermensch tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
..Topluma ayar çekmek istiyorsun. Komunistlerin olayıdır bu.

Ayar cekme durumu suan Türkiyede varmi yokmu? Varsa Yönetim kimlerin elinde?

Ayar dedigin her ne ise her yönetim seklinin basvurdugudur. Bunu sadece komünist düsünceye yamamak bunama belirtisidir.

SAYGILAR

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ayar cekme durumu suan Türkiyede varmi yokmu? Varsa Yönetim kimlerin elinde?

Ayar dedigin her ne ise her yönetim seklinin basvurdugudur. Bunu sadece komünist düsünceye yamamak bunama belirtisidir.

SAYGILAR

R.T.E ayarı bozulmuş ülkeyi düzeltmeye çalışıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
R.T.E ayarı bozulmuş ülkeyi düzeltmeye çalışıyor.

Kabul edelim. Peki kim bozdu ayari atsizcilarmi, sosyalistlermi? lutwigin cümlesi yine havada kalir. Demekki aklina her gelen sorunun arkasinda komünist sosyalist aramak bir bunama belirtisidir. Bu insana yardim edilmesi lazim.

SAYGILAR

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bunu birisi bana açıklayabilir mi?

Niye insanlar ya islamcı, ya atsızcı/ırkcı, ya stalinci/totaliter, yahut da bu son ikisinin birleşimi (ulusalcı türk solu?) olmak zorunda?

Niye kimse özgürlükçü, bireyci, demokrat olmaz?

Bu şartlar altında islam'la niye mücadele edelim ki?

İslam'dan daha beter politik tehlikeleri savunsunlar diye mi insanlar?

Bu ülkenin mayası bozuk. Boşuna Kemalist dikta bu ülkeyi tahakküm altında tutmadı baştan beri. Bu ülkenin insanı gerçekten de aşırı uçlarda dolaşmaya meyilli aklıselimden uzak anormal tiplerden oluşuyor.

Sanırım haklsın abi bende ilk başlarda ırkçıydım sanrım bazen geçmişimizden isdesekde kurtulamıyoruz buna çabalıyorzu yanlış olduğunu biliyoruz ama içimize işlemiş olan başkalrından nefret etme onları düşman görme yok etme duygusu elimizi kolumuzu bağlıyor

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kabul edelim. Peki kim bozdu ayari atsizcilarmi, sosyalistlermi? lutwigin cümlesi yine havada kalir. Demekki aklina her gelen sorunun arkasinda komünist sosyalist aramak bir bunama belirtisidir. Bu insana yardim edilmesi lazim.

SAYGILAR

Evet sosyalistler,atsızcılar. kemalistler bu ülkeyi bu hale getirdirler.

El birliğiyle bozdular.

Kimi zaman sosyalistler devreye girdi.

Kimi zaman atsızcılar

Kimi zaman kemalistler

Bakıyorsunuz sonuç aynı

Kaybeden Türkiye oluyor

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...