Jump to content

kuranı bilimsel yolla inceleyelim


Recommended Posts

Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. 16:68

Kuran, arının yaptıklarını anlatırken, fiilin dişi formunu kullanmaktadır.

Arının yaptıkları anlatılırken fiilin dişi formunun kullanılması Kuran'ın saydığı eylemleri dişi bal arısının yaptığını göstermektedir.

ve bugun bu bilgi doğrulanmıştır.

bakınız bir tane daha tesadufen uymuş.

1400 yıl once bir suru bilgi var pekçoğu yanlış olmak uzere

nedense Qurandaki yer alanların hepsi tutmuş

mesela dünyanın okuzun başı uzerinde olduğu gibi pek çok yanlış bilgi Quranda yok

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 143
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

bildiğiniz üzere bing bang patlaması olmuştur ve gezegenler oluşmuştur ve bilim adamları ping pang patlamasının tersi olacağını ve evrenin tekrar birleşeceğini bir noktada buluşacağını bilimsel olarak ıspatlamışlardır bu ayettede evrenin tekrar birleşeceğine dair bir delildir ki ayrıca şu ayetlerde;

Evren ve big bang hakkında bir çok teoriler vardır.

Açık evren / kapalı evren.

Senin bahsettiğin kapalı evren modeli.

Bu model kesin olarak kanıtlanmış değildir.

Ay'a gelince, Biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi döndü (döner). (Yasin Suresi, 39)

ayın kendi etrafında döndüğüne delildir ayrıca;

Ayetin diyanet mealine bakalım;

36/39. Ay için de birtakim menziller (yörüngeler) tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dali gibi (hilâl) olur da geri döner.

Burada hilâl şeklinden normal şekline dönmesinden bahsedilmektedir.

Çarpıtmaya devam...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah, şu gördüğünüz gökleri direksiz yükseltendir…

13 Rad Suresi 2

Bir örnek daha nedense hepsi tutmuş.

Örneğin Yeni Amerikan İncili'nin eski baskılarından birinde gökyüzü tersine çevrilmiş bir tasa benzetilmektedir ve gökyüzü direklerle ayakta durmaktadır (Bakınız The New American Bible, St Joseph's Medium Size Edition, sayfa 45) İbni Abbas (ölümü Hicri 68 / Miladi 687), Mücahid (ölümü Hicri 100 / Miladi 718), İkrime (ölümü Hicri 115 / Miladi 733) gökyüzünü ayakta tutan direklerin (dağların) varlığına inanıyorlardı. Bu şahıslar, Kuran'ın ayetinin sadece görünen kısmı belirttiğini, görünmeyen alanda gökleri ayakta tutan direklerin var olduğunu savundular. Gökyüzünün, Dünya'nın ucundaki dağlara yaslandığı fikrini, Babilliler gibi tarihte savunan topluluklar oldu. Peygamberimiz'in yaşadığı dönemde insanlar, yeryüzünün küre şeklinde olduğunu ve yeryüzünde her iki yöne gidilince, yine aynı noktaya gelinebileceğini bilmiyorlardı. Bu yüzden gökyüzünün direkler üzerinde yükseldiği veya yükselmediği iddiası Peygamberimiz'in içinde bulunduğu dönem için belirsiz, bilinemez, ispatlanamaz bir iddiadır. Kendi döneminde bilinmeyen ve şüpheli bir konuyu, doğru olarak açıklaması Kuran'ın bir mucizesidir. Kuran'ın belirttiği bu gerçek, Peygamberimiz'in zamanında ispatlanamadığı için, Kuran'daki bu ayetin varlığı Peygamberimiz'e bir avantaj sağlamamaktadır. Hatta bu ayet, o dönemde ispatlanamaz olduğu için bu ayetin ifadesi yüzünden Kuran'a itirazlar yöneltilmiş olması da mümkündür. Kuran'ı Peygamberimiz'in yazdığı iddiasını ileri sürenlerin, Peygamberimiz'in dönemindeki kanaatlere karşın Kuran'da niye böyle bir ifade geçtiğini açıklamaları mümkün olmayacaktır. [mucizeler.com]

Link to post
Sitelerde Paylaş

mısırda ve mezopotamyada bilim vardı ancak insanların işlerini kolaylaştıracak şekilde vardı mesela mevsimler o zamanlar vardı bunu tarım yaptıkları için geliştirmişlerdir ama insanlar gezegenlerin yörüngesi olduğunu bilmiyorlardı ayrıca kapalı evren teorisi o zamanlar kim tarafından bilinebilirdiki o zamanlar bilim diye bişey yoktu sadece deminde bahsettiğim gibi insanlar sadece işlerini kolaylaştırmak için bilimle uğraşıyorlardı ki zaten hiçbir teleskop gibi aletleride yoktuki göğü incelesinler

Link to post
Sitelerde Paylaş
Peygamberimiz'in yaşadığı dönemde insanlar, yeryüzünün küre şeklinde olduğunu ve yeryüzünde her iki yöne gidilince, yine aynı noktaya gelinebileceğini bilmiyorlardı. Bu yüzden gökyüzünün direkler üzerinde yükseldiği veya yükselmediği iddiası Peygamberimiz'in içinde bulunduğu dönem için belirsiz, bilinemez, ispatlanamaz bir iddiadır.

,

Yajnavalkya: Milattan önce 900'lü yıllarda yaşayan hint astronomdur, Shatapatha Brahmana da dünyanın yuvarlak olduğunu söyler..

Pythagoras: Meşhur pisagor.. Milattan evvel 570 yıllarında yaşamıştır, dünyanın ve yıldızların küre olması gerektiğini söyler..

Plato: Milattan 400 yıl önce yaşamış olup, Bulutların üstüne çıkan adamın dünyayı bir küre olarak göreceğini söyler..

Aristotle: Milada 380 yıl varken yaşayan bu zat ise, Mısır'dan görünen yıldızların kuzey ülkelerinde görünmediğini, bunun ancak dünyanın yuvarlak (küre) olmasından kaynaklanabileceğini belirtir. Ha, ay tutulmasının dünyanın aya gölge düşürmesi olduğunu, bu gölgenin yuvarlak olmasının net bir ipucu olduğunu da ekler..

Eratosthenes: Matematik derslerinden tandığımız bu muhterem ise, Milattan 240 yıl evvel dünyanın çevresi 240 bin stade (1 Stade = 230 m) olduğunu söyler, hata payı %2 kadardır..

Aryabhata: Hintli matematikçidir, Muhammed'den hemen önce yaşamıştır (Ölüm 550).. Dünyanın küre olduğunu, çevresinin 4,967 yojana olduğunu söyler. Bu değer %1'den daha düşük hata payına sahiptir. Eserleri yaşadığı dönemde dahi, pers, arap vs. dillerine çevrilmiştir. Latinceye, arap yazmalarından çevrilerek 13. YY'da batı tarafından kabul edilmiş, bu yüzdende pek çok batılı tarihçi, bu zatı arap sanmışlardır..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Genel kabulden bahsediyoruz

riskten bahsediyoruz

Peygamberin geldiği toplulukta da eğitim duzeyi pek yuksek değildi zaten

genel kabul gokyuzunun dayanksız yukselmediğiydi

gokyuzu dayanksız yukseliyor diyenler de olabilir

burda Quran neden boyle bir risk alsın doğruluğu ispatlanmamış bir bilgiye neden yer versin

hangi konuda risk almışsa bilgi vermişse neden hepsi tutmuş

Link to post
Sitelerde Paylaş

68.Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin.

69.Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır.

arını yön bulması tümünden karışık kuruşuk işlerde..

ben şu şifa olayından bahsedeym.

da vinci kanalında izledim kısa bir süre önce.

bal ın yaralar üzerinde kullanılması eski mısırda falan biliniyormuş.

balın mikropların üremesine engel olduğu yakın zamandada ispalanmış birşey.

ama asıl ilginci bal yalnızca mikropların üremesine engel olmuyormuş.

aynı zamandada İYİLEŞTİRİCİ bir özelliği varmış.

tamam mikropları durdurduk diyelim..yara kendi kendine iyleşecek tabiki.

sadece okadar değilki: Bal bu iğileştirmeyide hızlandırıyormuş..yani bal meğer ŞİFAYMIŞ.

şimdi bu nasıl oluyor o araştırılıyor.

aha buda tutmuş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba arkadaşlar;

Kurandaki bilimsel ! bilgilerin hepsi tutmuş haha.. Al bunları tuttur bakalım :D

- göklerin ve yerin 6 günde yaratıldığı ..( araf 54, yunus 3, hud 7 , furkan 59, secde 4, fussilet 9-12, kaf 38, hadid 4, mücadele 4 )

- insanların aşağılık maymunlara döndürülmesi ( bakara 65-66, araf 163 )

- 100 yıl ölüp sonra dirilen adamlar, hayvanlar ( bakara 259 )

- parçalanıp tekrar dirilen kuş ( bakara 260 )

- göğün 2 günde yaratıldığı

- 950 yıl yaşayan İNSAN ( ankebut 14 )

- Dağların insan tarafından yerinden sökülüp kaldırılması ( bakara 63,93 , nisa 154, araf 171 )

- ateş içine atılan insanın yanmayıp ateşin serinletmesi ( enbiya 68,69 )

- gökten kudret helvası! ve pişmiş bıldırcın gelmesi :D ( bakara 57, araf 160, taha 80 )

gibi daha sayamayacağım bir çok bilimsel ayete yorumunuz nedir sayın zevatı müslüman :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
- 100 yıl ölüp sonra dirilen adamlar, hayvanlar ( bakara 259 )

- parçalanıp tekrar dirilen kuş ( bakara 260 )

diriltmek bilimle çelişiyor mu.

verdiğin örnekler de sadece 6 günde yaratılışın bilimle çeliştiği iddiası var.

o da bir çok kere açıklandı.

tarihinde kharon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

THALES MÖ 625 – 545

Miletos’lu. İlk felsefe okulunu kurdu. İlk Yunan astronomudur.

MÖ 585 yılında gerçekleşen güneş tutulmasını önceden tahmin etmiş fakat arzın düz olduğunu düşündüğünden ay ve güneş tutulmalarının nedenlerini bilememiş.

Görüşü Arz tepsi gibi disk şeklinde.Bu disk sonsuz. Gerek derinliği, gerekse genişliği sınırsız bir su üzerinde yüzüyor. Bu tepsi şeklindeki arz evrenin merkezinde ve gök kubbenin en üst noktasının altında bulunuyor. Bu gök kubbenin deniz içinde temelleri var. Batıdan batan bir yıldız suyun altından hareketle doğudan doğuyor.

ANAXAGORE MÖ500 – 428

İyonya okulu filozofudur. Perikles ve Sokrates Anaxagore’nin derslerini dinlemişler.

Görüşü Arz ve ayın düz olduğunu, gezegenlerin ise uzayda hareket eden ve kendileri ışık vermeyen çakıl taşları gibi cisimler olduğunu varsaymıştır. Tutulmaları bir gölge olayı olarak açılkıyor. Güneşin aydınlattığı arzın gölge konisinden ay geçtiği zaman tutulacak. Böylece astronomik bir olayın gök cisimleri arasındaki belirli bir ilişki ile açıklanmasını içeren bir kuram ortaya atıyor

Link to post
Sitelerde Paylaş

dikkat edersen 100 yıl ölüp dirilmek ve parçalanmış kuşun dirilmesinden bahsediyor kuran ayrıca tıbben ölümün ne olduğunu sana burada anlatmayayım ayıp olur... evet ölüp dirilmek bilimle çelişir.. Ayrıca kuranda hiçbir doktor müdahalesi olmadan diriliyorlar yani durup dururken ..

Link to post
Sitelerde Paylaş
diriltmek bilimle çelişiyor mu.

verdiğin örnekler de sadece 6 günde yaratılışın bilimle çeliştiği iddiası var.

o da bir çok kere açıklandı.

merhaba;

göğün 2 günde yaratıldığı

- 950 yıl yaşayan İNSAN ( ankebut 14 )

- Dağların insan tarafından yerinden sökülüp kaldırılması ( bakara 63,93 , nisa 154, araf 171 )

- ateş içine atılan insanın yanmayıp ateşin serinletmesi ( enbiya 68,69 )

- gökten kudret helvası! ve pişmiş bıldırcın gelmesi ( bakara 57, araf 160, taha 80 )

- insanların aşağılık maymunlara döndürülmesi ( bakara 65-66, araf 163 )

bunları nasıl uydurdunuz bilime yahu ... vaybe bunların sadece birini yapsen ben sen ne dersen inanacağım...

mesela seni ateşe atalım yanma, veya uludağı benim memlekete taşı, beni maymuna çevir, 950 yıl yaşayan bir tek insan göster, ben seni anlından öpeceğim :D

EK : arkadaşım ölmek ne demek ... öldükten sonra diriltmek ne bilimle ne de başka bir şeyle açıklanacak bişey değildir. Ancak senin kitabın gibi masal kitaplarında olur.

tarihinde aydinkayaz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Aydinkayaz kardeşim, inan bana sen o yazdıklarından herhangi birini görsen gene inanmayacaksın. Buna emin olabilirsin.

ibrahim allahtan mucize isteyebiliyor ve inanıyor nerden biliyorsun inanmayacağımı sen bana bunlardan herhangi birini mucize olarak göster bakalım ... ama eğer gösteremiyorsan zırvalamayın kitabımız bilimseldir çok iyidir mükemmeldir yücedir diye ... Bedevinin kimi yerleri başka yerlerden anlamadan aldığı kimi yerlerini kendi çıkarı için yazdığı bir kitabı yüceltmeyin kardeşim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
EK : arkadaşım ölmek ne demek ... öldükten sonra diriltmek ne bilimle ne de başka bir şeyle açıklanacak bişey değildir. Ancak senin kitabın gibi masal kitaplarında olur.

ileride bilimin ölen bir insanı diriltemeyeceğinden bu kadar eminsin yani.ne diyeyim sağlık olsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

arkadaşım öldükten sonra bilim diriltebilecekse buna ölümsüzlük denir ve sonsuza kadar yaşam mümkün olur. Sen buna inanmaya hazırsan o zaman ne diye allaha inanıyorsun. Bilimle uğraş o zaman. Seni ölümsüz yapsın ne cennet kalır ne cehennem. Ölüm korkusuda kalmaz nasıl olsa.. Kendi inancınla çelişiyorsun...

Link to post
Sitelerde Paylaş
ölen bir insanın diriltilmesi sonsuz yaşamı sağlar demedim

bilim ilerde ölmüş birini diriltebilir. bunda ne var

arkadaşım ölen birini diriltmek sonsuz yaşamı getirir. Beyin ölümü gerçekleşmiş birini hayata döndürebilen bilime ulaşırsan öleni her seferinde diriltir ve sonsuz yaşama kavuşturursun. Ölümün çaresi yok arkadaşım bu doğa kanunlarına aykırı :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

oncelikle ayetleri tam olarak okumanı tavsiye ediyorum.bunların cogunun gecmiste Peygamberlerin basına gelen MUCİZEler(ki sadece peygamberlerin basına gelir) oldugunu unutma..onlar haşa senin benim gibi insanlar degillerdir..

- göklerin ve yerin 6 günde yaratıldığı ..

-göğün 2 günde yaratıldığı

Dünya günü, ahiret günü farklı olduğu gibi Allahü teâlânın indinde gün de farklıdır. Burada bildirilen gün için işin uzmanı müfessir İmam-ı Razi hazretleri (Burada gün demek, devir demektir, hâl demektir) buyuruyor. Allahü teâlâ için zaman mefhumu yoktur. “Ol” denince her şey olur. Buradaki “Ol” ifadesindeki günü 24 saat olarak algılamak yanlıştır. Hâşâ öyle emek sarf etmesi falan olmaz. Emek sarf etmek acizler içindir. Bir çok âyet de “Ol” denince her şey olur buyuruluyor.

- insanların aşağılık maymunlara döndürülmesi ( bakara 65-66, araf 163 )

65. "Al-i Firavun", hem Firavun'un ailesinden olan kişileri, hem de Mısır'ın yönetici sınıfına mensup olan kimseleri ihtiva eder.

66. Bu, onlar için bir karakter imtihanıydı. Onların sıradan bir maden mi, yoksa saf altın mı olduklarının anlaşılması için ateşte denenmeleri gerekiyordu. Bunun yanısıra onlar, mucizevî kurtuluşlarından sonra Allah'a şükredip şükretmeyeceklerinin ortaya çıkması için de imtihana tâbi tutulmuşlardı.(Burada değinilen olaylar Yahudiler tarafından çok iyi bilinmektedir. Bu nedenle, onların şükretmediklerini ve Allah'ın verdiği bütün nimetlere karşılık kötü ameller işlediklerini hatırlatmak üzere bu tarihî olaylara kısaca değiniliyor.)

her devirde nefislerinin esiri olan insanlar,taskın hareket ve davranıslarıyla ruhen cesitli hayvanlara dönüsmüs görünümdedirler.bu anlamda 'insanlasan hayvan olmamıstır,ama hayvanlasan insan cok olmustur.'

bir cok ayet de “Ol” denince her şey olur buyuruluyor.aslında sorgulamak bile yanlısken umarım bu cevaplar biraz yardımcı olur sana.

- 100 yıl ölüp sonra dirilen adamlar, hayvanlar ( bakara 259 )

- parçalanıp tekrar dirilen kuş ( bakara 260 )

- 950 yıl yaşayan İNSAN ( ankebut 14 )

Öncelikle 950 yıl yasayanın ozel bir insan Peygamber oldugunu unnutmayalım..ve Allah'ın Peygamberler verdigi mucizleri.

Kemiklerin biraraya gelerek oluşturduğu iskelet; yapı, görev ve fonksiyon olarak incelendiğinde, çok önemli bir yaratılış mucizesiyle karşı karşıya olduğumuzu fark ederiz. İnsan vücudunda bulunan ve her biri farklı fonksiyonlara sahip olan kemikler, Allah'ın yaratma sanatının yüceliğini bize gösterirler. Bu benzersiz yaratılışı Allah Kuran ' da şöyle bildirmiştir: " Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?" (Bakara Suresi, 259)

canlıları bu kadr intizamlı sekilde yaratan İlah yaratttıgını bir sure öldürüp tekrar neden canlandıramasın!

"Benim bedenim" diye sahip çıktığınız vücudunuzun her noktasında gerçekleşen mucizevi olaylara şahit olacaksınız. Bedeninizin içinde bir yolculuğa çıktığınızı düşünün. Bu yolculuğun akıl almaz mucizelerle dolu olduğunu göreceksiniz. "Benim bedenim" diye sahip çıktığınız vücudunuzun her noktasında gerçekleşen mucizevi olaylara şahit olacaksınız. Midenizin, etleri sindiren asitler salgılarken kendi kendisini sindirmemesi için özel bir sistemin kurulu olduğunu, kalbinizin içinde bir jeneratör bulunduğunu, bu jeneratör devreden çıktığı anda yedek bir jeneratörün devreye girdiğini, eliniz kesildiğinde kanınızın pıhtılaşması için en az 20 enzimin çok özel bir planlama içinde harekete geçtiğini ve bunlar gibi sayısız mucizeyi öğrendiğinizde, bedeninizin bir Yaratıcısı olduğunu kavrayacaksınız. Her an birlikte olduğunuz vücudunuzun -yani kendinizin- nasıl bir mucize olduğunu göreceksiniz. Her insan, vücudu içindeki sistemlerde var olan düzeni, her noktada sergilenen üstün tasarımı gördüğünde; benzeri olmayan bir güç sahibinin ve üstün bir aklın bedenini yarattığını açıkça görecektir. Her biri Yüce Allah ' ın yaratışının delilidir.

kasların çalışmasında aşama aşama bilgi vardır. Bilginin olduğu yerde ise akıl vardır. Omurilik bağlantılı çalışan bu sistemdeki bütün elemanların gelen mesajları anlayarak uygulamaya geçirebilmeleri akıl gerektiren bir durumdur. Söz dinleyen kaslar gelen emirlere göre hareket etmektedirler. Üstelik bazı kaslarımız bizim isteğimizle çalışır. Yani bu kasların harekete geçmesi için öncelikle bizim ne düşündüğümüzü bilmeleri gerekir. Böyle düşünüldüğünde kasların sahip oldukları bilginin, aralarındaki bağlantıyı sağlayan sistemin ya da aklımızdan geçeni okuyabilme yeteneklerinin tesadüflerle meydana gelemeyeceği açıkça ortaya çıkmaktadır. Kas hücrelerinin akıl gösteremeyecekleri de açıktır. İnsan ilk ortaya çıktığı andan itibaren bu sistem vardır ve eksiksiz olarak çalışmaktadır. İlk insanın kasları da bu bilgilere sahiptir, bundan sonra dünyaya gelecek olan insanların kaslarında da bu bilgiler olacaktır. Allah insanı mükemmel bir düzen içinde yaratmıştır. Öğrendiğimiz her bilgi bizi Allah'ın yüceliğine ve üstün kudretine götürür.

- Dağların insan tarafından yerinden sökülüp kaldırılması ( bakara 63,93 , nisa 154, araf 171 )

burada da adam akıllı okursan insan tarafından degil Allah tarafından yapılan bir ibretlik oldugunu anlarsın.

- ateş içine atılan insanın yanmayıp ateşin serinletmesi ( enbiya 68,69 )

Hz.İbrahim ateşe atılırken cayır cayır yanan ateşin rağmına gönlü serin ve selamet içindeydi. Ne korku vardı, ne telaş. Ne ümidsizlik vardı ne kaygı. Ateşin ve kainattaki her her varlığın ve kendisinin Rabbinden istiyordu. Yalnızca Ona güveniyordu. Hz.İbrahim ne istiyordu?İbrahim yalnızca Rabbini istiyordu. Onun önüne somut bir istekle de çıkmamıştı. Örneğin duasında "Allahım ateşi söndür" diye bir istekte bulunmamıştı. Çünkü Rabbinin karşısına ateşi söndür şeklinde bir dua ile çıkmak bile onun için deterministik bir yaklaşım olurdu. O ateşin yakmasının ateşin zaten bir özelliği olmadığını biliyordu. Ateş ancak Rabbinin izni ve emri ile yakardı.Aslında yakan Yaratıcı idi. Bu yüzdendir ki Nemrudun tek seçeneği vardı: ateş mutlaka yakacak, İbrahim mutlaka ölecekti. İbrahim'in Rabbi vardı oysaki. Yakan ateş değildi. Yakan onun Rabbi idi.Bu olaydaki başka bir dikkat çekici nokta Cenabı Hakkın ateşi söndürmeyip ateşi İbrahim için serin ve selametli kılmasıdır. O isteseydi kulu İbrahim için o çok büyük ateş yığınlarını da söndürebilirdi. Oysa O ateşi söndürmemiş, İbrahim için serin ve selametli kılmıştır.Böylelikle "ateş yakar" şeklindeki zihinlerimizdeki bir önerme yanlışlanarak ateşin Onun emriyle yandığı gerçekliği vurgulanmış, bir yandan da ateşi her zaman yakmayacağın gösterilerek kendi kişisel hayatlarımızda karşılaştığımız sorunlar için bir çözüm modeli oluşturulmuştur...

- gökten kudret helvası! ve pişmiş bıldırcın gelmesi ( bakara 57, araf 160, taha 80 )

diger ayetlerde oldugu gibi bunda da bi cumlenin basını bi cumlenin oratsını filan alıp kendine gore harmanlamıssın..ne diyim bu da bi hayal gucu(!)

bu ayette colde gunesten korunmak icin bulutların siper edilmesinden ve orada bulunan nimetlerden bahsedilmekte!

ayrıca harbiden bunları gozunle gorsen aynı o zamanki reddedenler gibi(büyücü diyenler mesela) inanmazsın..!!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...