Jump to content

Müslümanlar kendi doğrularını dayatmazmış


Recommended Posts

Bu lafı eden şahıs Zaman gazetesinde haftalık yazı yazan Ahmet Kurucan adlı bir adam. Yazısını okuyun çok komik:

Aydınlanmadan, kaynakları tahrife

Birinci aydınlanma çağı Batı dünyasında dinlerin fizikî gerçeklik adına ortaya koyduğu tüm öğretilerin reddini önşart olarak koşan fikir akımının adıdır.

Aristo başta olmak üzere Kopernik, Galile, Newton gibi kişilerin ön sıralarda isimlerinin sayıldığı bu dönemde, her türlü bilginin doğru, inanılabilir ve uygulanabilir olması için, gözlem ve tecrübeye dayanması gerekir. Bilimsel düşünce metodu bundan ibarettir. Bunun haricindeki bir yolla elde edilmiş bilgi, kuru bir safsatadan ibarettir.

Bu dönemin en can alıcı özelliklerinden bir diğeri de Newton fiziğinde gördüğümüz parçalardan elde edilen sonuçların bütüne uygulanabileceğidir. Determinizm adı verilen bu teoriye göre, her şey belli fizik kurallarına göre hareket eder kâinatta. Parçaların birbirleri ile olan ilişkisi hep 'nedensellik' kuralları çerçevesinde işler. Bu da parçaların işleyişinde gözlenen kurallar ve kanunların bütün için de geçerli olduğu anlamını taşır.

Bu kabul tabii olarak bizi şu sonuca ulaştırır; bir şey ya doğrudur ya yanlış. Ortası yoktur. Yani gri tonların kaybolduğu siyah ve beyaz mantığı. İlim dünyasında oldukça uzun zaman etkinliğini devam ettiren bu anlayış, Albert Einstein'ın 'izafiyet' teorisi ile yıkılmış ve ikinci aydınlanma çağı başlamıştır. Bu teoriye göre farklı doğrular olabilir. Matematiksel doğrular kesin olsa bile doğruyu yansıtmayabilir ve birden fazla doğru bulunabilir.

Meselemiz 1. ve 2. aydınlama dönemi görüşlerinin felsefi açılımlarını yapmak değil. Ama buradan hareketle bir yere varmak istiyoruz; 1. aydınlanma döneminin keskin ve şahin bakışı, doğruyu tekeline alıp başka muhtemel doğruları dışlayan ve gücünü de kullanarak onları toplum dışına iten mantık, hayatın başka alanlarına da sirayet etmiştir. Siyaset ve hukuk başta birçok alanda kendini gösteren bu yaklaşım, topluma kendi doğruları istikametinde yön vermeyi yegâne gaye edinmiştir. 28 Şubat sürecinde çok duyduğumuz 'toplum mühendisliği'ne soyunmuştur bu zihniyetin sahipleri. Muhalif hemen her düşünceyi sosyal baskı ile bastırmak, başarılı olunamadığı takdirde aydınlanma öncesi dönemden bildiğimiz 'kazıklı voyvodaların' zulmünü aratmayacak 'giyotin'li işkencelere kadar yol almıştır dönemin söz sahibi iktidarları. İktidarın başında kilisenin olması neticeyi değiştirmemiştir. Zira söz konusu olan, iman haline getirilmiş devrin felsefesi ve statükonun kaybedilme korkusudur.

28 Şubat dedik ama dün-bugün ülkemizde yaşananlara bakınca çok bir şeyin değişmediği görülüyor. "Zihniyet planında" ve "bazı kesimlerde" şerhini koyarak hakikate karşı haksızlık etmeyelim isterseniz. Evet, bazı kesimlerin tekeline aldığı zihniyette ciddi bir değişikliğin olduğu söylenemez ama onlardaki güç kaybı ile, muhalif gördükleri cephede yer alan kesimlerdeki dünya gerçeklerine uygun gelişim ve değişim izahtan vareste. Zaten bu olmasaydı; Turkiye şu an itibarıyla çok daha farklı bir yerde bulunuyor olurdu.

Her neyse biz mevzumuza dönelim; Batı dünyasında bütün bunlar olurken, İslam dünyası ne yapıyordu? Bizim Batı dünyası ile yakın planda hemhal olacağımız dönemlere kadar hiç böyle problemlerimiz olmamıştır. Onların karanlık çağları yaşadığı dönemlerde biz hep aydınlıklara yelken açmış ve peşimize onları da sürüklemişizdir. Ne fizik, kimya, matematik gibi pozitif ilimlerde, ne de din başta, hukuk, siyasal, sosyoloji vb. sosyal ilimlerde bu türlü 'benim dediğim doğru dayatması' içine hiç girmemişizdir. Birilerinin dediği gibi 'ya bu savaşta bizimle berabersiniz ya da düşmanlarımızla' şahin bakışını hiç temsil etmemişizdir.

Haftaya tamamlayalım.

16 Temmuz 2009, Perşembe

Yazının linki: http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1106

--------------------

Bu da benim adama yazdığım e-mail:

Kime: a.kurucan@zaman.com.tr

Konu: Son yazınıza yuh demek istiyorum.

Sayın Kurucan bey

Çok komiksiniz. Müslümanlarda "bizim doğrumuz en doğrudur" dayatması yokmuş!! O yüzden mi İslam şeriatında dinden dönene ölüm cezası var acaba??? Söyleyebilir misiniz? Madem herkesin doğrusu kendineydi, o zaman insanlar İslam'da yetiştirilmiş olsalar bile, kendi tercihlerini yapacak yaşa geldiklerinde, kendi dini inançlarını kendileri seçme hakkını niye İslam şeriatı vermiyor vatandaşlarına?

Ya peki, İslam şeriatında İslam olmayanların ikinci sınıf vatandaş sayılmaları? Lütfedip Hristiyanlık ve Yahudiliğie "kafa vergisi cizye" ödeyerek "size tahammül edecez, ama dininizi sakın yaymaya kalkmayın" deniyor. Ama diğer dinler? Mesela Müslümanların lutfedip dinden saymadıkları "şirk" adını verdikleri pagan dinler? İslam şeriatı bunlara yaşam şansı bile vermiyor. Bunlar ya din değiştirecek ya ölecek. Kafa vergisi ödeme "hakkı" bile verilmiyor.

İslam tarihinde 8. ve 12. asırlar arasında bilimsel bir atılım ve başarı olduğu doğru. Ama askeri bir yayılma ve başarı da sözkonusu. Müslümanlar silahla önce Arabistan'ı sonra Filistin, Suriye, Irak ve İran'ı, sonra da Kuzey Afrika'yı ta İspanyaY'a kadar, doğuda ise Hindistan içlerine kadar fethediyor. Bu bölgedeki insanlar NEDENSE Müslüman oluyorlar!!! İşin ilginci Irak, Suriye, Ürdün, Filistin, Mısır, ve Kuzey Afrika'nın geri kalanındaki insanların DİLİ BİLE değişiyor, ve Arapça oluyor!!! Acaba bu iş nasıl oldu? Hangi insan severek isteyerek atalarının dinini ve dilini terkeder?

İslam'ın silahla yayılıp Müslüman olmayan insanların topraklarını güç yoluyla ele geçirip onların üstüğna hakimiyet kurmak, ve bunun sonucunda bu memleketlerin insanlarının Müslüman olması tarihsel bir gerçekken, kalkıp "Biz Müslümanlar kimseye doğrumuzu dayatmayız" demek ne kadar komik kaçıyor. Yani karşında cahil biri olsa kanar bile bu yalanlara.

Son olarak şunu da ekleyim. Çok cahilsiniz. Kusura bakmayın. Einstein'ın izafiyeti "herkesin doğrusu kendisine" tarzı felsefi bir izafiyet değildir!!! Einstein zamanın izafiliğinden bahsediyor. Adam fizikçi olması zaten onun doğruların izafiliğinden ziyade uzayla zamanla ilgili şeylerden bahsetmesini gerektirmez mi? İnsan biraz düşünür.

Doğruların izafiyetini ortaya sürenler Nietzsche gibi filozoflardır. Bugün postmodernist felsefede bu tarz bir izafiyet kabul görmektedir. Buna ama kimse "ikinci aydınlanma" felan demez!!

Postmodernist düşünürler Batı kültürünün eleştirisini yaparlar ve Aydınlanma çağının akılcılığını, ve doğruları bulmanın akıl ve bilimle mümkün olduğuna dair olan inancını eleştirirler. Siz heralde bundan bahsediyorsunuz. Ama olayı kulaktan dolma duıyduğunuz belli oluyor. Arada kitap da okuyun bence.

Türk toplumundaki yönetici bürokrat elitin tahakkümcü tavrına da verilecek isim Jakobenliktir. Bunu da bir araştırın. Bu Fransız Devrimi sonrası topluma tepeden tırnağa ayar çekmek isteyen bir grubun ismidir. Kemalizmi bunla karşılaştırmanız olur. Ama işin içine Newton'u Galile'yi sokmanız biraz garip. Jakobenler eğer topluma tahakküm kurup ayar çekmek istiyorlardıysa, ondan bir asır önce, Newton'un memleketi İngiltere'de John Locke gibi liberal düşünürler "live and let live" yani "sen kendi hayatını yaşa, bırak başkası da kendi hayatını yaşasın" felsefesini savunuyordu. Demek ki Jakobenlik Aydınlanma Çağının temel kabullerinden mantıksal olarak çıkan bir akım değil. Fransa'nın o dönemine has bir akımdı.

Sonuç olarak, sosyolojik çözümleme yapmaktan çok acizsiniz. Bence boyunuzu aşan işlere kalkışmayın.

Müslümanları da çok tahammüllü, çok liberal, kendinden olmayan hayat tarzlarına, hayata bakışlara felan saygı gösteren bir güruhmuş gibi sunmanızı da yemezler. Talibanlar okula giden kızların suratın kezzap atarken, okulları yıkarken, intihar bombacılığını kınayan müftilere intihar bombacısı gönderirken, Suudi Arabistan'da kadınlar bir tek gözleri görünürken ve bazı din adamları kadınlar makyaj yapıyor diye iki açık göze bile tahammül etmeyip tek gözün kapatılmasını önerirken, kadınlar araba kullanamazken, ve İran'da 16 yaşında gençler eşcinsel oldukları için meydanda vinçlere asılıp idam edilirken, kadınlar bu devirde hala "fuhuş" suçuyle beline kadar gömülüp taşa tutma suretiye idam edilirken, ve Türkiye'de alperenler içki içiliyor diye konser basarken, kimse sizin İslam'ın ne kadar liberal ve özgürlükçü olduğuna, ne kadar başka hayat tarzlarına saygı gösterdiğine, ve ne kadar kendi doğrularını insanlara dayatmadığına dair attığınız utanmaz yalanlara inanmaz.

Ağır yazdımsa özür dilerim, ama siz de bu kadar aptalca bir yazı yazıp da gasteye koymasaydınız yani. Göz var nizam var.

İmza vs.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hızımı alamadım ve Zaman yazarı Ali Ünal'a da bir email attım.

Adamın yazısı: http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1028

Benim emailim:

Sayın Ali Unal,

Buyuruyorsun ki:

".. İslâm, savunmasız olduğu bu üç asır boyunca bile fikir ve inanç planında galibiyetini sürdürmüş, kendisine karşı dinî, felsefî, bilimsel cephelerden yapılan onca ortak ve amansız saldırılar karşısında dimdik ayakta kalmasını bilmiştir."

İlk önce abartmayalım. Batı felsefesi ve bilimi İslam'ı hedef almak için geliştirilmiş şeyler değil. Bu kadar kendinizi dünyanın merkezi sayan paranoyakça büyüklük hezeyanlarına gerek yok.

Hume ve Kant metafiziği ve Tanrı argümanlarını 250 sene önce yerle bir ettiler ama ben bir tane İslam filozofunun kalkıp da bunlara cevap verdiğini görmedim. İslam felsefesi daha hala Gazali döneminin "Hudus, İmkan delilleri" ile aynı teraneleri tekrarlıyor.

Bilim dünyasında ise Darwin'in teorisi bugün bilim dünyasınca kabul edilip, modern dünyada üniversitelerin biyoloji bölümlerinde bilimsel gerçek olarak okutulurken, Harun Yahya gibi bir adam, ki biyoloji doktorası değil, lisans eğitimi bile yok, kalkıp bilim ile sidik yarışına giriyor. Ondan sonra da "yıkılmadık ayaktayız". Yıkılmadın ama artık ciddiye alınacak bir tarafın da kalmadı. Artık kitapçılarda "Mısır piramitlerini uzaylılar yaptı" tarzı kitapların yanına yakışıyorsunuz.

Senin Müslümanların da Kuran dışında bir şey okumayıp IQ seviyeleri 80 olduğu için böylece imanları da bilim ve felsefeden gelen "ortak ve amansız saldırılar" karşısında yıkılmaz tabi. Ben chat'de dünyanın her tarafından Müslümanla konuşma fırsatını buluyorum ve hepsi birbirinden cahil ve zeka seviyeleri şempanzelerin biraz üstünde zavallılar. Tabi ki imanları sağlam durur. Neden bahsettiğimizi anlamıyorlar bile. Kuran gibi basit, uyduruk, eski anlamsız efsaneler anlatan eciş bücüş bir derlemeyi "etkileyici" bulacak kadar entelektüel seviyeleri yerlerde. Tabi ki imanları sağlam.

Bir de buyurmuşsun ki:

"Bunun da ötesinde, onunla bağı en zayıf Müslümanlar içinde bile başka dinlere girenler yok denecek kadar az olurken, İslâm'a girmeler artış göstererek devam etmiştir."

Senin Müslüman ülkelerinde din değiştirmek yasak olursa, ve Müslüman insanlar ne yabancı dinleri okulda, ne de misyonerlerden öğrenme şansına sahip olup, ne de kendileri araştıran okuyan tipler değil de kör cahil tipler olursa, tabi ki Müslümanlardan başka dinlere büyük geçişler olmaz. Geçenlerin hikayesini duyuyoruz: Afganistan'da Hristiyan olan Abdur Rahman idam edilmemek için ülkeden İtalya'ya kaçırıldı; Suudi din polisi, misyoner uydu yayını izleyip Hristiyan olan buluğ çağındaki kızının dilini kesip ateşte yakarak öldürdü; İran'da Hristiyan olanları idam etme yasası geçti, vs. Ondan sonra da "Müslümanlardan klimse başka dine geçmiyor!" diye övün dur. İnsanları özgür bırak sonra bak bakalım geçiyorlar mı geçmiyorlar mı. Zaten geçeceklerinden korktuğunuz için değil mi bütün bu baskı ve zulüm? İmparatorluğunuzu ta baştan korku üzerinde kurdunuz, bugün de aynı alışkanlıklar devam ediyor.

Amerikalı ve Avruplaı insanlardan İslam'a geçenler oluyorsa, bunlar ne idam ediliyorlar, ne de aileleri tarafından öldürüyorlar. Orda Müslümanların misyonerlik yapması da yasak değil. Batılı bundan korkmuyor. Birkaç salak Müslüman oluyorsa, Hare Krishna da oluyorlar, Budist de oluyorlar, Ufocu da oluyorlar, Scientologist de oluyorlar. Özgür olunca insanlar kafalarına göre takılıyorlar.

Neyse. Sana bugünlük bu kadar gerçek ve aklıselim yeter.

İmza

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kime: a.kurucan@zaman.com.tr

Konu: Son yazınıza yuh demek istiyorum.

Son olarak şunu da ekleyim. Çok cahilsiniz. Kusura bakmayın.

Arada kitap da okuyun bence.

Sonuç olarak, sosyolojik çözümleme yapmaktan çok acizsiniz. Bence boyunuzu aşan işlere kalkışmayın.

Müslümanları da çok tahammüllü, çok liberal, kendinden olmayan hayat tarzlarına, hayata bakışlara felan saygı gösteren bir güruhmuş gibi sunmanızı da yemezler. Talibanlar okula giden kızların suratın kezzap atarken, okulları yıkarken, intihar bombacılığını kınayan müftilere intihar bombacısı gönderirken, Suudi Arabistan'da kadınlar bir tek gözleri görünürken ve bazı din adamları kadınlar makyaj yapıyor diye iki açık göze bile tahammül etmeyip tek gözün kapatılmasını önerirken, kadınlar araba kullanamazken, ve İran'da 16 yaşında gençler eşcinsel oldukları için meydanda vinçlere asılıp idam edilirken, kadınlar bu devirde hala "fuhuş" suçuyle beline kadar gömülüp taşa tutma suretiye idam edilirken, ve Türkiye'de alperenler içki içiliyor diye konser basarken, kimse sizin İslam'ın ne kadar liberal ve özgürlükçü olduğuna, ne kadar başka hayat tarzlarına saygı gösterdiğine, ve ne kadar kendi doğrularını insanlara dayatmadığına dair attığınız utanmaz yalanlara inanmaz.

Ağır yazdımsa özür dilerim, ama siz de bu kadar aptalca bir yazı yazıp da gasteye koymasaydınız yani. Göz var nizam var.

İmza vs.[/i]

Çok güzel yazmışsın Ludwig. Tebrik ederim. Çok da eğlenceli bir cevap olmuş ama adamlar ne kadar eğlenmiştir bilemem tabii.

Aslında hepimizin bu adamlara arada bir (hatta sık sık) bu tür cevaplar yazması lazım. Herkesin salak olmadığını ve o masalları yutmadığını bilmeliler.

Biliyorlar tabii ama görmeliler de.

Valla özellikle alıntıladığım son paragrafta çok güzel özetlemişsin bu ilkel ve insanlık düşmanı dini.

Hızını alamadığın diğer yanıtın da çok güzel.

İyi yapmışsın, tekrar tebrikler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
IFeelGood sağol teşekkür ederim :)

Hepimiz adına yazdım :)

---

Craft, bugün yazdım, ama genelde köşe yazarlarından cevap gelmez.

ama yazıların güzel bir müslüman olarak hosuma gitti bazen dinciler dini savunmak içni soytarı oluyorlar bu yüzden sinirleniyorum onlara

Link to post
Sitelerde Paylaş
Düzelttim Ludwig. Umarım istediğin buydu..

Eğer değilse belirt, tekrar düzelteyim.

Ya IFeelGood, zahmet veriyorum ama, bunları code yapınca gene okunmaz oldu. Gerçi okuyan okudu ama. Artık bir ayar çekersen sen bilirsin. Çok da değmez, yarın öbürgün ikinci sayfaya düşer zaten başlık.

----

bu arada Craft'ın Müslüman olduğunu bilmiyordum. Burda yazdıklarımı beğenmesi çok ilginç. Demek açık fikirli Müslümanlarımız da var burda. Sevindirici bir durum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ya IFeelGood, zahmet veriyorum ama, bunları code yapınca gene okunmaz oldu. Gerçi okuyan okudu ama. Artık bir ayar çekersen sen bilirsin. Çok da değmez, yarın öbürgün ikinci sayfaya düşer zaten başlık.

----

bu arada Craft'ın Müslüman olduğunu bilmiyordum. Burda yazdıklarımı beğenmesi çok ilginç. Demek açık fikirli Müslümanlarımız da var burda. Sevindirici bir durum.

benim kafamdaki islam ve anladıgım islam daha farklı ;) din üzerinden prim yapanlara yer yok ...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ya IFeelGood, zahmet veriyorum ama, bunları code yapınca gene okunmaz oldu. Gerçi okuyan okudu ama. Artık bir ayar çekersen sen bilirsin. Çok da değmez, yarın öbürgün ikinci sayfaya düşer zaten başlık.

Yeniden düzenledim ve daha okunur oldu. En baştan böyle yapmalıydık ama sen code içine almak isteyince müdahale etmek istememiştim.

Sence de iyiyse, böyle kalsın. Quote etiketini kullanmazsak da birbirine karışıyor yazılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ya bu yazarlara mesaj atma işini daha önceden ben de denemiştim.

Hani adamın isminin üstüne tıklayınca bir kutucuk açılıyor ve orada ''kime'', ''bilgi'', ''konu'' gibi yerler var ya; onların altında da yazını yazacağın kısım var ve sonra bitince göndere basıyorsun. Benim birkaç yazım ''bilgi'' kısmına ne yazacağımı bilemediğimden zebil olmuştu. Oraya oku yaklaştırınca ''alıcıların adını noktalı virgülle ayırın'' v.s. diye bir yazı çıkıyor, oraya ne yazılacak? Yazarın adını yazıyorum olmuyor, gazetenin veya sitenin adını yazıyorum gene olmuyor... Oraya ne yazılacağını bir türlü tutturamadığımdan hiçbir iletim adamlara ulaşamıyor. Bilgisi olan varsa yardım ederse sevinirim.

Not: Ama yardımı Ludwig'ten istemiyorum. O liboş yardım etmese de olur. Zaten beleşe yardım etmez o.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ludwig, bu adamlar bunun için varlar.

ben samimi olup da salak olduklarını düşünmüyorum şahsen.

bunlar öyle yazacak ki

güttükleri sürüler uyutulmaya devam edecek.

yoksa şu zamanda dünyadan bihaber olmadıktan sonra,

elinin altında her türlü iletişim imkanı varken

aman da aman

müslümanlar eskiden batılılardan çok ileriydi,

bunlar camdan aşağı zıçarlardı,

yıkanmak bimezlerdi, cadı diye insan yakarlardı

ama müslümanlar şöyle şöyle süperdi masallarını

inanarak savunabilecek adam epey azdır.

yani, foruma gelen bir müslüman bunları ezbere söyleyebilir ama

bu kadar bu işlerin içinde olup da bunları söyleyebilenlerin ekseri sahtekardır zannımca.

Link to post
Sitelerde Paylaş
ludwig, bu adamlar bunun için varlar.

ben samimi olup da salak olduklarını düşünmüyorum şahsen.

bunlar öyle yazacak ki

güttükleri sürüler uyutulmaya devam edecek.

yoksa şu zamanda dünyadan bihaber olmadıktan sonra,

elinin altında her türlü iletişim imkanı varken

aman da aman

müslümanlar eskiden batılılardan çok ileriydi,

bunlar camdan aşağı zıçarlardı,

yıkanmak bimezlerdi, cadı diye insan yakarlardı

ama müslümanlar şöyle şöyle süperdi masallarını

inanarak savunabilecek adam epey azdır.

yani, foruma gelen bir müslüman bunları ezbere söyleyebilir ama

bu kadar bu işlerin içinde olup da bunları söyleyebilenlerin ekseri sahtekardır zannımca.

gözle görünüre ortada olan birşeyi yalanlamak sahtekarlıktır bence dincilerin cogu sahtekar cok para yiyorlar

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yeniden düzenledim ve daha okunur oldu. En baştan böyle yapmalıydık ama sen code içine almak isteyince müdahale etmek istememiştim.

Sence de iyiyse, böyle kalsın. Quote etiketini kullanmazsak da birbirine karışıyor yazılar.

IFeelGood, Teşekkür ederim, çok güzel olmuş eline sağlık :)

-----

Bu arada Ali Ünal bey bana az önce email gönderdi. Cevabında kendisi şöyle buyuruyor:

"Sizin gibi fikir üretiyoruz diye ağızlarından sadece salya akıtanları gördükçe dinimin hakkaniyetine daha çok inanıyorum ve Müslümanlar da bunu çok iyi gördükleri için dinlerini değiştirmiyorlar. Ama bu salyaları başkalarına karşı akıtmaktan vazgeçin, çünkü sadece akıtanlara yani kendinize zararı oluyor. Kendi kendinize tatmin oluyorsunuz..." -- Ali Ünal

Eha Eha :D

Çok kızmış gariban. Acıttı galiba dediklerim.

tarihinde ludwig tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
IFeelGood, Teşekkür ederim, çok güzel olmuş eline sağlık :)

-----

Bu arada Ali Ünal bey bana az önce email gönderdi. Cevabında kendisi şöyle buyuruyor:

Eha Eha :D

Çok kızmış gariban. Acıttı galiba dediklerim.

dediklerinin cogunu dogru olması hakikatı değiştirmez kardeşim

Link to post
Sitelerde Paylaş
"Sizin gibi fikir üretiyoruz diye ağızlarından sadece salya akıtanları gördükçe dinimin hakkaniyetine daha çok inanıyorum ve Müslümanlar da bunu çok iyi gördükleri için dinlerini değiştirmiyorlar. Ama bu salyaları başkalarına karşı akıtmaktan vazgeçin, çünkü sadece akıtanlara yani kendinize zararı oluyor. Kendi kendinize tatmin oluyorsunuz..." -- Ali Ünal

Bu adamlar nasıl köşe yazarı olup maaş alıyor anlamıyorum. Bu mudur o kadar yazılana cevap? Ah Türkiye'de bir kaç ateist köşe yazarı yazacaktı böyle. O zaman işte bunlar böyle köşeye sıkışırdı. O günleri de göreceğiz umarım.

Bu arada iki cevabın da süper ludwig. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
yani, foruma gelen bir müslüman bunları ezbere söyleyebilir ama

bu kadar bu işlerin içinde olup da bunları söyleyebilenlerin ekseri sahtekardır zannımca.

Mürtedd,

Bu adamların köşe yazarı olduklarına bakarak entelektüel oldukları yanılgısına düşmüşsün.Bunların hepsi deli saitin yazdıklarına tapan yobazlar,

ludwig'e gönderilen yanıt çok süpermiş gerçekten,neyi eleştirsek ağzınızdan salya akıyor diyor adamlar

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...