Jump to content

ABD'nin bize jeopolitik bakışı


Recommended Posts

Kitap adı: DÜNDEN BUGÜNE JEOPOLİTİK

Yazarlar: Yılmaz Tezkan - M. Murat Taşar

Sayfa: 182-184

ABD'nin milli menfaatleri "Yeni Bir Yüzyıl İçin Milli Güvenlik Siyaseti" isimli bir ABD siyaset belgesinde "Hayati Menfatler, Önemli Olan Milli Menfaatler, İnsani ve Dİğer Menfaatler" olarak üç başlık altında ifade edilmektedir. ...

...

ABD'nin milli menfaatleri, bu menfaatlere yönelik tehditler ve küresel gücünün devam ettirilmesi, kollanması bağlamında bir tez olarak ileri sürülen "Mihver Devletler" görüşüne göre ABD, gelişmekte olan ülkelerin önemli olanlarında istikrarı sağlamak zorundadır. Bu bölgelerde istikrarın bozulması sadece çevrelerindeki bölgenin istikrarını değil, uluslararası istikrarı da olumsuz olarak etkileyecektir. İşte bu devletler "Mihver Devletleri" oluşturmaktadır.

Mihver Devletler kapsamında mütalaa edilmek için gerekli olan kıstaslar şuşekilde ifade edilmektedir:

Büyük bir nüfus ve kritik bir coğrafi mevkiye sahip olmak il ölçütlerdi. Ekonomik gelişme potansiyelijne sahip olma ve gittikçe artan pazar özelliği de dikkate alınmalıdır. ÜLke topraklarının büyüklüğü ise önemli ama gerekli olayan bir kıstastır. Ancak mihver devletin çöküşü o kadar önemlidir ki bu çöküş sadece o ülke içinde değil, çevresindeki ülkelerde de göçlere, etnik/dinsel çatışmalara, salgın hastalıklara sebep olur. Mihver bir devletin devamlı bir ekonomik gelişme ve istikrar göstermesi, içinde bulunduğu bölgenin de ekonomik canlanmasına ve siyasi istikrarına vesile olur; bu da Amerikan ticaretinin ve yatırımlarının çıkarınadır.

Meksika, Brezilya, Cezayir, Mısır, Güney Afrika, Türkiye, Hindistan, Pakistan ve Endonezya mihver devlet olarak kabul edilmelidir. ...

Mihver devletler arasında zikredilen Türkiye, bu görüş sahiplerine göre şöyle değerlendirilmektedir: "Türkiye siyasi ve ekonomik bakımdan o kadar hassas değilse de stratejik önemi büyük olan bir ülkedir. Doğu ile Batı'nın; Kuzey ile Güney'in; Hristiyanlık alemi ile İslam aleminin kavşak noktasında bulunan Türkiye, İstanbul Boğazından binlerce kilometreye tesir etme potansiyeline sahiptir. Soğuk Savaş süresinde NATO'nun güneydoğusunda kilit bir ülke ve Avrupa Birliği üyeliği için ilk müracaat eden ülkelerden olan Türkiye ekonomik olarak büyümekte ve orta sınıfın refahı artmaktadır. Bununla beraber, diğer mihver devletlerde görüldüğü gibi Türkiye'de nüfus artışı, ciddi etnik azınlık ve radikal İslam'ın canlanması tehdidi ile karşı karşıyadır ve bu tehditler ülkenin genç demokrasisini sınamaktadır. Ayrıca Yunanistan ile Kıbrıs ve Ege adalarının kara suları ve Makedonya; Suriye ve Irak'la Fırat Nehri suyunun paylaşımı gibi konularla ilgili olarak dış siyasi sorunları da vardır. Müreffeh, demokratik, hoşgörülü bir Türkiye bütün bölge için bir ışık gibidir. İç harp, etnik ve dini nefretle çalkalanan veya sınır ötesine müdahale hırslarını barındıran bir Türkiye ise Amerika'nın menfaatlerini pek çok şekilde zedeler ve NATO yanlısı stratejistlerden İsrail'in dostlarına kadar herkesi endişelendirir."

1999 tarihli "Yeni Bir Yüzyıl İçin Milli Güvenlik Siyaseti". ABD ordusuna ait bir web sitesinden:

http://www.dtic.mil/doctrine/jel/other_pubs/nssr99.pdf

Link to post
Sitelerde Paylaş
Müreffeh, demokratik, hoşgörülü bir Türkiye bütün bölge için bir ışık gibidir. İç harp, etnik ve dini nefretle çalkalanan veya sınır ötesine müdahale hırslarını barındıran bir Türkiye ise Amerika'nın menfaatlerini pek çok şekilde zedeler ve NATO yanlısı stratejistlerden İsrail'in dostlarına kadar herkesi endişelendirir."

Bir ülkenin başka bir ülkenin iç işlerine ''stratejik menfaatler'' kıstasıyla bakış açısı kapitalizmin ''kar'' mentalitesini gayet iyi özetlemektedir. Yazının içinde ''müreffeh, demokratik ve hoşgörülü'' bir Türkiye hayali/beklentisiyle, güya ''bizim için iyi beklentiler'' olduğu düşünülse de ''darbeci, müdahaleci ve işgalci'' geçmişi ve güncelliği nedeniyle bu sözler tamamen havada ve tribünleri aldatmaya yönelik söylemlerdir. Birkaç istisna haricinde dünyanın en faşist devleti bile kendinin ''faşist ve antidemokratik'' olduğunu iddia etmez; bilakis, devlet erki, resmi söylemlerinde ne kadar ''çağdaş, ilerici, halkçı, müreffeh, toplum için'' var olduğunu propaganda eder. 12 eylül faşist darbesinden sonra dahi anayasamızda ''demokratik laik bir hukuk devleti'' tanımlaması olduğunu gibi... Yalnızca ahmaklar, zihinleri egemen erk ideolojilerinin safsatalarıyla iğdiş edilmiş olanlar bu aldatmacaları, bu kurnaz ve içi boş söylemleri sorgulamadan inanırlar. Zaten resmi ideolojiler/söylemler de bunun için vardır; hatta resmi tarihler de... George Orwel'in meşhur romanında ifade edildiği gibi: iktidar, daima gizleyendir!

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir ülkenin başka bir ülkenin iç işlerine ''stratejik menfaatler'' kıstasıyla bakış açısı kapitalizmin ''kar'' mentalitesini gayet iyi özetlemektedir. Yazının içinde ''müreffeh, demokratik ve hoşgörülü'' bir Türkiye hayali/beklentisiyle, güya ''bizim için iyi beklentiler'' olduğu düşünülse de ''darbeci, müdahaleci ve işgalci'' geçmişi ve güncelliği nedeniyle bu sözler tamamen havada ve tribünleri aldatmaya yönelik söylemlerdir. Birkaç istisna haricinde dünyanın en faşist devleti bile kendinin ''faşist ve antidemokratik'' olduğunu iddia etmez; bilakis, devlet erki, resmi söylemlerinde ne kadar ''çağdaş, ilerici, halkçı, müreffeh, toplum için'' var olduğunu propaganda eder. 12 eylül faşist darbesinden sonra dahi anayasamızda ''demokratik laik bir hukuk devleti'' tanımlaması olduğunu gibi... Yalnızca ahmaklar, zihinleri egemen erk ideolojilerinin safsatalarıyla iğdiş edilmiş olanlar bu aldatmacaları, bu kurnaz ve içi boş söylemleri sorgulamadan inanırlar. Zaten resmi ideolojiler/söylemler de bunun için vardır; hatta resmi tarihler de... George Orwel'in meşhur romanında ifade edildiği gibi: iktidar, daima gizleyendir!

Bu tür bir anlayış hiçbir işe yaramıyor. Geçmişte de yaramadı. Türkiye'nin ihtiyacı olan bu tür bir paranoya değil. Türk halkı cahil. Türk halkının başına gelenlerinin sorumlusu kendisi. Fakirliğine bakmadan 7 - 8 çocuk yapıp fakirliği kronikleştiren kesimler. Çocuklarına eğitim veremeyip cahilliği sürdürenler asıl sorumlu burada. Din afyonuna sarılıp bilime karşı olan bu millet geri kalmışlığın bütün suçlusu.

İktidarlar sadece halkın yansımasıdır. Bu ülkede iktidara gelenler diktatörler değil. Seçimlerde en çok oy alan iktidara geliyor. Türkiye'nin geri kalmışlığının tek sorumlusu Türk halkıdır. Artık bunu açıkça halkın yüzüne söylemek, bu gerçeği herkesin anlamasını sağlamak gerekiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu tür bir anlayış hiçbir işe yaramıyor. Geçmişte de yaramadı. Türkiye'nin ihtiyacı olan bu tür bir paranoya değil. Türk halkı cahil. Türk halkının başına gelenlerinin sorumlusu kendisi. Fakirliğine bakmadan 7 - 8 çocuk yapıp fakirliği kronikleştiren kesimler. Çocuklarına eğitim veremeyip cahilliği sürdürenler asıl sorumlu burada. Din afyonuna sarılıp bilime karşı olan bu millet geri kalmışlığın bütün suçlusu.

İktidarlar sadece halkın yansımasıdır. Bu ülkede iktidara gelenler diktatörler değil. Seçimlerde en çok oy alan iktidara geliyor. Türkiye'nin geri kalmışlığının tek sorumlusu Türk halkıdır. Artık bunu açıkça halkın yüzüne söylemek, bu gerçeği herkesin anlamasını sağlamak gerekiyor.

İyi de ne geri kalmışlıktan bahsettim ne de geri kalmışlığımızın nedeni ABD'dir dedim(hoş etkisi vardır elbette-12 eylül gibi). Burada bahsi geçen olgu ABD adlı emperyal bir gücün/devletin başka bir ülkeye bakış açısıdır ki Ludwig'in alıntıladığı adam da, dikkat edilirse ''ulusal çıkar'' nosyonuna vurgu yapmıştır. Birincisi ben ''ulusal çıkar'' denen bir şeyin varlığına inanmam; zira, ''ulus'' kurgusu ''yapay'' bir tanımdır bana göre. İkinci olarak da, sanki ''homojen'' bir bütün varmışcasına tanımlanan bu kurgunun tamamını temsil edecek bir ''çıkar'' nosyonuna da inanmam. Bu durumda, ortada aldatıcı iki söylem birliği vardır: Ulus ve çıkar...

Benim için ABD emperyal niteliği olan ''tasarımcı/dayatmacı/müdahaleci'' bir güçtür. Bu gücün dünyanın jandarması olduğunu açıkça kabullenen Ludwig'se bizleri ABD'nin nekadar ''iylik sever, demokrat, adeta kanatsız bir melek'' olduğuna inandırmaya çalışıyor :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Albatros, o darbeler zevkten yapılmadı. Komunistler ülkeyi anarşiye boğmasaydı darbelere gerek kalmazdı. Suçlu burda asayişi sağlamaya çalışan devlet mi, yoksa ortalığı anarşiye ve teröre boğan komunistler mi? Ne diye azıyorlar ki? Amaçlar nedir? Biz istemiyoruz komunizm, zorla mı? Ondan sonra da "niye darbe". Adam gibi otursalardı darbe falan da olmazdı. Darbe hepimizin zararına birşey, ama ortamı o hale getiren komunistlerin kendileri.

Olayı öyle bir aksettiriyorsun ki, sanki melek komunistler ülkemize mutluluk getirip cennet yapmak amacıyla barışçı hareketler yaparken pis devlet bunları ezmiş gibi. Hayır, komunistler melek değil. Devrim yaptıkları heryerde de olukla kan akıtırlar. Ülke yönetmeyi de bilmezler. Ekonomileri batırırlar. Beyinsizlerdir. Hayalci ütopyacıdırlar. Ve bu ütopyalarını gerçekleştirmek için insanlara zulum yapmaktan, cinayet işlemekten geri durmazlar. Tarih bunları yaşadı gördü.

Türkiye'de 12 eylül öncesi kaos ortamını yaratan komunistlerdi. Niye azdılar ki? Sonra da "niye darbe" diye ağlayıp duruyorsunuz hala.

tarihinde ludwig tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kitapta "Mihver Devletler" bölümünün son paragrafı:

"ABD'nin milli menfaatleri de göz önünde tutularak yapılan bir jeopolitik değerlendirme sonucunda bir siyaset uygulaması olarak ortaya konulan Mihver Devletler görüşünün uygulamada büyük ölçüde kabul gördüğü anlaşılmaktadır. Türkiye'de 2000 Kasımında başlayan ve 2001 Şbatından sonra hızlanan ekonomik krizi aşmak üzere IMF kanalıyla yapılan olağanüstü finansal yardım veya 2002 yılının ikinci yarısında Brezilya'da yaşanmaya başlayan ekonomik çöküşü önlemek için yine IMF'nin yaptığı cömert yardımlar bu kabulü gösteren uygulamalardır."

Oguz gibi komunist zihniyetli insanlara göre IMF kötü birşey. Bir "sömürü" aygıtı. Halbuki IMF ve Dünya Bankası herşeyden önce Avrupa'yı komunist tehdide karşı güçlendirmek amacıyla kuruldu. ABD Avrupa'yı sömürecek değil ya. Bu iki kurum artık tüm dünyaya hizmet verir hale geldi. IMF krizdeki devletlere çok ihtiyaç duyduğu krediyi sağlıyor. Tabiki uzman ekonomistleriyle bu paranın akıllıca kullanılmasına, çar çur edilmemesine dair bir program da veriyor. Komunistleri kızdıran heralde bu programın liberal çizgilerde oluşu, özelleştirmeci oluşu; ama bu programları hazırlayanlar dünyanın en önemli ekonomistleridir. Sonuç olarak IMF şeytani bir aygıt değildir.

"Amerikancı hizmetkarlar" dediğin bu alıntı yaptığım kitabın yazarlarından birisi emekli tuğgeneral bu arada. Kitap sadece Amerikan siyasetini değil, jeopolitiğin 19. yüzyıldan itibaren tarihini veriyor. İçinde Dugin'in "emperyal avrasya" olayları da var. ABD'den Brezinski de var. Huntington da var.

Sonuç olarak oguz; herşeye komplo teorisi olarak yaklaşmamak lazım. Ezberleri tekrar ediyorsun, ama bu ezberler paranoyakça üretilmiş yalan şeyler.

tarihinde ludwig tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin ABD düşmanlığının da, 12 eylül düşmanlığının da, IMF düşmanlığının da sebebi belli. Komunistsin. Olaylara objektif bakman imkansız.

Konuşurken de hakaret edip durma. Forumda adam atma gücüne sahipsin, ve bunu istismar ediyorsun. Sokak ağızıyla konuşmayı bırak. Yakışmıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Biraz tevazu. Biraz edep. Sırf forum sahibisin diye insanlara böyle tepeden bakmak yakışmıyor. İnan insanlar sana içinden notunu verir, ama korkudan söyleyemezler. Böyle biri olmak ister misin?

Bence duvara söyle daha iyi :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Beni tanıyor, fikirlerimi ve görüşlerimi biliyorsa, herkes bana notunu verip yorumunu yapar ve bunu açıkça söyleyebilir. Ama içeriksiz, içi boş bir cümleyle bok atar tarzda yorum yapan ise ağzının payını alır. Hem de bu sayfada görüldüğünden daha da sert bir şekilde...

İçerikli cevaplar içerikli yazan üslubu terbiyesi düzgün kişilere yazılır.Neden yazayım ki oğuz?Sen ne içeriği yazdın ki?

Ludwig'in öğüdünü ciddiye al sen yine de.

tarihinde euclid tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Senin beynin dumura uğramış... Her sakallıyı komünist sanma şeklinde bir saplantı halindesin. Oysa ki aklıyla düşünen her insan IMF'in ne bok olduğunu, 12 Eylül'ün ise faşist bir Askeri darbe olduğunu bilir. Bunları senin zavallı beyninin idrak edememesi, böyle olmadıklarının kanıtı değildir...

Ama aslen senin psikolojik bir tedaviye ihtiyacın olduğu ise aşikardır. Belki hastalığının bir kısmından böylece kurtulabilirsin ama asla bu hastalığı üzerinden atamayacaksın...

Ben bu hastalığa Mc Carty hastalığı diyorum. Yakalanan pek çok insan var...

Hani embesiller tümden tedavi edilemezler ya, siz de tedavi edilemezsiniz. Ancak kenefe gitmek gibi üç beş işi yapmayı öğrenebilirsiniz...

xxx. Bana hakaret etmeyi kes.

Sen bu forumun en cahil adamlarından birisin. Sadece hadis falan bilirsin. Ama çok büyük bir egon olduğu için kendi gözünde çok yüksek mertebelerdesin.

Politik mevzularda da kitap falan okumuş olduğunu zannetmiyorum. Sadece kulaktan dolma komunist tekerlemeleri tekrarlıyorsun burada.

Seni de komunist sanmıyorum, senin komunist olduğunu biliyorum. Yıllardır bakarım bu foruma. Senin eskiden marxist takıldığını hatırlıyorum. Ben 2003'ten beri bu foruma uğrarım.

ABD, 12 eylül ve IMF düşmanı herkesin ideolojik olarak ne renk olduğu bellidir. Hikaye anlatma.

tarihinde murteddd tarafından düzenlendi
Hakaret yok!
Link to post
Sitelerde Paylaş
ludwig ve euclid...

Siz eküri misiniz?...

Neden her başlık altında başkalarına aynı anda saldırıyorsunuz?...

Hayır yani saldırmanız bişey değiştirmiyor kendinizi rezil edip duruyorsunuz...

Olmazsa aranızda korrdinasyonu sağlayın daha az rezil kepaze olun derim...;)

Sen başlığı iyi takip edemiyorsun heralde?(Neyse ki bildirip sildiriyoruz bir kısmını)

Adama ideolojik reflex gösteriyorsun yazdım bir küfretmediği kaldı.Asabiyse başka yerde gidersin bu asabiyetini.

Yakışmıyor bir admine.

Amerikan karşıtlığı ideolojik temele dayanıyor mantıki ve somut bir söylemi yok.Söylüyorsa bile tarzıyla içine ediyor.

Oğuz sence bu üslubu başka platformda sergileyebilir miydi?

Kendi kişisel egosunu bu forumu bu hale getirerek gidermemeli.

tarihinde euclid tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben sadece bu başlık hakkında konuşmuyorum...

İkinizi izliyorum sürekli aynı başlık altında birbirinizi ağırlayan yazılar yazıyorsunuz...

Aynı zamanda şahıslar üzerinden kişisel polemiğe giriyorsunuz...

Sen özellikle başkalarına sallıyorsun ancak atladığın bir nokta var...

Herşeyi bildiğini sanıyorsun ama sen dolu biri değilsin...

Önce aynaya bak kendini ölç biç daha sonra başkalarını yaftala...

Kim ne yazarsa yazsın yazan kişiyi başkalarının maşası olmakla ve şırıngalanmışlıkla suçluyorsun...

Bir başkasını bu şekilde yargılama hakkını sen nereden buluyorsun...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sen hastamısın euclid? Sen benim ideolojimin ne olduğunu nereden biliyorsun? Her boka maydonoz olmak gibi bir tavrın var.. Dün de Haci'yı uyuz ettin. Sırf laf konuşmak için girip, içeriksiz cümleleri sokuşturuyorsun. Bir tek içi dolu yazını görmedik daha. Hal böyleyken başkalarının düşüncelerini hangi hakla analiz etme cüreti gösteriyorsun? İşte bu şarlatanlıktır, ben de bunu söyledim. Bunu da her şarlatana, her zeminde söylerim. Kimseden çekineceğim bir şey yok...

Ben de forumun sahibi olsam ben de çekinmezdim. Ne de olsa karşı taraf sana cevap vermeye kalkarsa forumdan keyfince onu atabilirsin. O zaman istediğin kadar saydır. Ne de olsa kendi kurallarını kendine uygulamanı kimse denetleyemez. Forum senin. O zaman istediğim kadar bunu suistimal edeyim! Millete her türlü seviyesiz hakareti yapayım! Yakışmıyor. Koca adamız hepimiz burda. Çocuk değiliz. Sen kendi fikirsel eksikliğini hep hakaretlere başvurarak çok belli ediyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben de forumun sahibi olsam ben de çekinmezdim. Ne de olsa karşı taraf sana cevap vermeye kalkarsa forumdan keyfince onu atabilirsin. O zaman istediğin kadar saydır. Ne de olsa kendi kurallarını kendine uygulamanı kimse denetleyemez. Forum senin. O zaman istediğim kadar bunu suistimal edeyim! Millete her türlü seviyesiz hakareti yapayım! Yakışmıyor. Koca adamız hepimiz burda. Çocuk değiliz. Sen kendi fikirsel eksikliğini hep hakaretlere başvurarak çok belli ediyorsun.

yav ludwig, adamın babasını karıştırarak ilk sen vurdun belden aşağı.

kontrolünü kaybediyorsun, dün gece olan biteni de duydum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben yıllar içinde onlarca forumda yazdım ve uslubum aynı oldu. Kimseden tırsmadım, kimseden çekinmedim. Fikrimi her yerde aynısıyla söyledim. Günlük hayatta da böyleyim... O halde burada da söylerim. Bunun forumun admini olmam ile ilgisi yok...

Bununla birlikte hiç kimseyi bana cevap veriyor diye keyfi olarak forumdan atmadım. Bak hala yazabiliyorsun, üstelik ölmüş babama bu başlıkta sövdün, hem de iki kere... Hala forumdan atmadım. Keyfi olarak atmak gibi bir davranışım olsa, bu forumda yazdığın başlıklara bakar atardım. Oysaki atmadım ve hala yazıyorsun, üstelik ölmüşlerimize sövüyorsun...

Babana sövmek amacım yoktu, ölmüş olduğunu da bilmiyordum, özür dilerim. Ama hakaretleri sen başlatarak insanları bu tarz tepki verme ortamını yaratan sensin, bunu da farket. Neyse kapatalım. Benim bu forumda anarşi çıkarmak, sabotaj yapmak gibi bir amacım oldmadığını hepiniz biliyorsunuz. Fikirlerimi samimi olarak savunuyorum. Aykırı fikirler olabilir. Ama bu hakaret etmenizi gerektirmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin açtığın başlık tavanarasını neden boyladı sen onu sorgulamalısın.Ludwig'e bazen kızıyorumda.Bazende ona karşı yapılan komik eleştirilere ise gülüyorum.

Oğuz'un bu forumda yönetici olması önüne gelene hakaretler savuşturabileceği anlamına gelmez.

Benim kısa ve içeriksiz yazıyor oluşum bana şarlatansın diyebileceği bir kriter değildir.Yarası olan gocunur.Oğuz hiçbir mantıki çıkarım yapamadan hakaretler savuşturan ve bilgi eksikliğini böyle açığa vuran birisi.

Bunları sorgula boşver ludwig'le beni.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sen zerre kadar bilgi sahibi olmadığından içeriksiz yazılarla "ben de varım" demeye çalışan, kimi zaman da ortalığı provake etme amaçlı içi boş ve salt bir cümleden ibaret iletiler asan birisin. Bir tek bilgi içeren yazına şahit olmuşluğumuz yok. Hal böyleyken başkalarını eleştirme hakkına sahip olamazsın. zaten eleştiri bilgi gerektirir, bunun dışında eleştiri getiriyorsan, salt bok atma amacı taşıyorsun demektir.. Bu da senin karakterine uygun... Ben de bunu şarlatanlık olarak değerlendiriyorum. Beğenmezsen beğenme...

Ben senin hakkımdaki yorumuna önem veriyor değilim.Yalnız söylemlerini sarfederken benzer karşılığı bulacağını düşünerek yap.İnsanları provoke etme.

Ben evet senin Amerikan karşıtlığını ideolojik buluyorum.Çünkü Türkiye siyasi tarihine bakışın ayna gibi ortada.

Nato'ya bakışın 1950'lere bakışın ortada.Seni ben bugün mü okudum sanıyorsun?Bugüne dair söyleminden yola çıkarak mı bu yorumu yaptın sandın.

EveT LUDWİG SENİ tanımaz ama bugün seni tanıdı.Zaten senin yazını değil onun yazdığını muhattap aldım.Derdim onu uyarmak seni değil.Adamı sırf inandığın ideoloji uğruna provoke ettin.Sonra ölmüşlerimize küfretme diye ajitasyon yapıyorsun.Sen uyarılmayacak ar damarı çatlamış kibirli birinin tekisin.Bu saatten sonra ne olursan ol değmezsinde.

Ben şarlatan olayım senin gözünde send e idolojik reflex gösteren bir YOBAZ olarak kal benim gözümde.Bana uyar.

tarihinde euclid tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ewet ben oguzdan özür diledim ama o benden dilemedi. Bu da gözden kaçmış değil. Neyse Euclid. Bu adam böyle gelmiş böyle gider. Yıllardan beri böyledir bu. Kaç kişi bunla kapıştı da forumu bıraktı. En iyisi bulaşmamak çünkü uzlaşmak mümkün değil. Adam huysuz ve anlayışsız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...