Jump to content

Said-i Nursi (Said-i Kürdi) Allah'tan kuvvetli ilham mı alıyordu?


Recommended Posts

şöööyle bir baktımda yazılanlara; ne hayatını biliyorsunuz ne görüşlerini ! sırf karalamak olsun diye yazmışsınız bende ciddi ciddi birşeyler buldular galiba dedim :)

yok yok

ciddi ciddi bir seyler filan bulmadik

rahat ol

sirf karalamak olsun diye yazdik

çamur at izi kalsin olayi

mesela

ikiside evlenmemisdir

diye

ipne diyenler bile var

oysa

sünnetsizdirler

açiga çikar korkusudur

bide papazliklarindan sonra hristiyan papazlar evlenmez olayidir

gördün

az çamur daha attik

simdi

dogan a sünnet dügünlerinin yada sünnetinin belgesini getir

bide ben belge isteyim be

hehe

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 97
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Doğan herşeyi duydum saidde hristiyan vari hareketler var diyenleride gördüm ama hyristiyan olduğunu iddaa eden birini ilk defa görüyorum.

Üstelik kanıtlarında yok sadece görüş ve fikirler.

Bir hristiyan düşünün hristiyanları allahın sıfatında hata yaptıklarını söylesin.

Bir hristiyn düşünün hristiyanlık dinin saflaşacağını yanlışlarından kurtulacağını ve islamiyete dönüşeceğini söylesin.

Bir hristiyan düşünün geceleri islamın ibadetini yerine getirsin.

Bir hristiyan düşünün bu ibadet için işkenceye bile ses etmesin

Bir hristiyan düşünün İslam ilmi derecesinde allame sıfatı bulunsun

Bir hristiyan düşünün milyonlar müslümanı peşinde sürüklesin ve milyonda bir ihtimallerden bir tanesi hristiyan olduğunu farket mesin.

Ama sen düşünemiyorsun değil mi doğan sen duygularınla hareket etmeye devam et çamurlarını güzel salla.Biz bu durumdan gayet memnunuz meyve verip taşlanmak herkese nasip olmuyor durmak yok yola devam koçum hadi

tarihinde oguz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
saidin sapıklıklarını anlatmamız insanları ne kadar etkileyecektir? sonuçta ortak bir payda var islam. islam paydasında muhammed,halifeler,allah,mollalar,peygamberler,dergahlar bir sürü kişi,kurum,devlet toplanmış durumda. ve en önemlisi milyonlarca insan. bu paydada toplananlara said nursiyi anlatsan bile ortak payda islam olduğu için bir kulaklarından girip öbür kulaklarından çıkacaktır.

biraz açarsan bir kişiye saidin sapıklıklarını anlattığın zaman vay sapık der yada said'cise sana saldırır.(kaba bir tabir olsa da ya lafla saldırır yada tekme tokat) sana hak verip sapık diyen insanlarda 2 ye ayrılacaktır. islamı kabul eden kişi onun islamla alakası yoktur deyip geçecektir, diğer kişi de zaten islamla alakası yoktur.

tabi said hakkında benim yüzeysel bilgilerim var leopar arkadaş daha fazlasını biliyordur benden kürt olması konusunda ben pek ilgi çekici bir nokta bulamadım. anlatırsa hepimiz bilgilenelim.

ben sadece ilk msjımda neden yine muhammede laf attığımı açıklamak istedim. bence saidle maidle değil işi derinden bitirmek lazım. çünkü saidler hep vardı hep var olacaktır.

Saidi Kürdi'nin kullandığı metaforları alın buraya koyun. Amacımız, bu kalbi şeytanın hurafe dini ile nurlanmış bu Mollanın bazı yararlı sözlerini ondan çıkararak geri kalan sapıklıkları onun Allahtan ilham aldığını sananlara göstermek ve en azından Molla Said ile birlikte süre gelen bu Atatürk düşmanlığına son vermek.

Bir uyarı daha yapabilir miyim? Dini eleştirirseniz bu Molla Said kapağını kıramassınız. Önce Molla Saidin ne kadar sıradan bir insan olduğunu anlatıcaz. Olabildiğince biyografisi hakkında malzeme döküp tekrar tekrar koymak gerekiyor. Çünkü burada Din ile birlikte benim tarafımda olan kişilerin %90'ı süzme saf ve bağnaz ve Atatürk düşmanı ben bunlar ile aynı yerde olmaktan utanıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Said-i Nursi

bu ismi sonradan almadir

evvel

Said-i İbn-i Mirza idi

sonra

kürtçülüge heveslendi

Said-i Kürdi İbn-i Mirza dedi kendine

daha sonra

risale i Nur'lari allahtan aldigi ilham ile o degil allah yazdirinca

Said-i Kürdi oldu Said-i Nursi

daha da sonra

allah da ondan yana geçince

artik

costukca costu

"Bediüzzaman" (zamanın en iyisi) lakabinida alinca oldu Bediüzzaman Said-i Nursi

ve

en sonun da

da

soy ismi ile birlikte ve TC kanunlarinca nüfus kaydında Sait Okur dur

zaten

kaypak

sikistikça kiviran

deli said

eski said

yeni sait

simdi de 3. sait diye firildak gibi döner durur biridir

mevlana gibi dönektir

gerçi o mogol ajanidir

ama

said de ingiliz ajanidir

talebesi fettos da amerikan taseronu ve ajani oldugu gibi

bu tür insanlara sonradan uyduruk biyografiler yazilir hep

said in tarihçe i hayati gibi

gerçegi ise kisaca budur (yukardakiler)

eski harflerle "said" yeni harflerle ise "sait" denen bu çatlak adam çok akilli bir deli ve çok da kurnaz bir dogulu kürttür

ama

bana sorarsaniz kürtte degildir

müslüman da degildir

ermeni hristiyandir

fettos da dahil o da ermenidir

tabii belgesiz

ama

tecrübeyle sabit söylenen kanaatim budur

:)

Evet ayenen budur. Saidi çok güel anlattın. O mollanın Din adına kullandırğı metaforlar ile zehirlediği çocuklar adına, onların hayatları adına onun bu sapıklıkları ortaya serilecek.

Risalei nur nur üstüne nurdur. 3 aylarda, oruç tutmak yerine risale okuyun. Yeni kitabınız önünde saygıyla eyilin çünkü o Allah tan dır. Onlar kurandan süzülen damlalardır. Kana kana için. Nur üstüne nur.

Yukarıdaki metaforları bu Molla kullanmıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sen önce şu ıddalarının kaynağını bize bir göster de asıl senın İşkembe-i Kübradan sallamadığını bir görelım.Bu forum da üstad için önüne gelen bir şeyler yazıp çiziyor tartışılacak mevzunun ciddiye alınması için kaynak göstermen gerek.Neye dayanarak bu ıddıaları ortaya atıyorsun önce onu söyle.

Sen önce Saidin Allah tan ilham aldığına dair kanıtlarını bir dök bakalım şuraya. Adam sadece papağan gibi okumuş, 15 yaşında tüm islam alimlerini, 20 yaşına geldiğinde tümbatı felsefesini tam bilmiyor ama çat pat öğrenince,

Bir iki Platona atıf yapınca Allah tan ilham mı almış oluyor ula enayi grubu. Kendi yazdığı sözlüğü görmez miisniz, k kelimelerini ve cümlelerini Allah a atfediyorunuz? Siz hiç kafa çalıştırmaz mısınız? Size anlatılanları öğrenemeye çalışmaz mısınız?

Bu bağnazlığını alive tarikat düşkünlüğünüzden mi ileri geliyor. Bırakın Molla Saidi adam gibi bilimle ya da Kuranın kendisiyle ilgilenin. Komik durumlara düşüyorusunuz.

Ayrıca o Said üzerinden yürüttüğünüz Batı ve Atatürk düşmanlığınızı Saidin .ötüne sokturtmayın bana.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu tip argümanlar ciddiye alınmaz inevitablen.

Elle tutuur bir tarafı yok bir kanıt yok.İletilerdede öyle tartışılabilecek hiçbir delil yok.

Yok o şöyle yapmış bunun için yapmış risalelerde böyle demiş beyin yıkamış.

Bunlar delil değil görüştür.Karşıt görüşü etkilemez seninle aynı niyette olan fikirler tasdik eder bu yüzden bir anlam ifade etmez.

Sen bana lütfen Saidin Allahtan ilham aldığına dair bildilerini koyar mısın buraya. Ben sana kaynak sormuycam ama. Vallahi bak, buraya dökeceğin delillerin kaynağının oturduğun kase olduğunu biliyorum çünkü.

Şimdi gerçek korkak olmayan cesur bir Nur talebesi isen buraya bizim Saidin başına gelen Kerametleri yaz. Bekliyorum

Yazmaz ise, Saidin başına gelen ve sizinde Allah tandır diye inandığınız o Kerametleri buraya yazacak kadar cesaretin yoksa bu işi bırak sen.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hristiyanlığın ana mesajı tanrının iyi,kötü,katil,sapık,çirkin,güzel,ateist,rahip ayırmadan herkezi eşit olarak sevdiğidir.Hristiyan olduğunu söyleyen biri herkezi sevmek,bunu yapamıyorsa eğer yapabilmek için dua etmek zorundadır.

Risalelerin neresinde böyle bir mesaj buldun merak ediyorum

Risaleler bir başkaldırıdır. İçinde Mevlana ya da Yunus Emreye rastlanmaz. Atatürk devrimleri geldiğinde bunlara uyum sağlayamayan Kürt tarafının içinden bir Mollanın kaleme aldığı Narsist ve savunmacı kinci bir kitaplar dizisidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu başlığı açan şahsiyeti bu forumda herkes tanır.Kendısını bir türlü bir kalıba sokamamış olan bu arkadaş nereye laf vuracağını şaşırmış bir vazıyette forumda yazar durur.Kımse ciddiye almadığı için başlığında ciddiye alınacak bir tarafı yoktur.

İnevıtable " Bırak başkalarına tel maşalık yapmayı da kendın ol" önce ne olduğunun tarıfını bir yap.Bu forumda hem ateistlere hem müslümanlara bulaşıyorsun, o halde sen hangi taraftansın ? Herhangi bir taraftan değil isen bu forumda ne işin var.Kıme ne anlatmaya çalışıyorsun ? Laf ebeliği ile bir yere varılmaz.

Senden olsa olsa mikser olur :lol:

Aynı şekılde Doğan denen şahsıyette şiir gibi iletıler atana kadar Said nursi ve Fethullah gülen hakkındaki ifitralarını bir kenara bırakıp,adam gibi yazışmalıdır.Ermeni kımlerdir tarıhi açıp okumalıdır.Sırf bir tarafa çomak sokayım mantığı ile yazışmalar yapmak denyoluktur.

Küfür etmemek için kendimi zor tutarak yazıyorum. Şimdi bu senin yaptığın tam bir neyse.

Öncelikle şunu belirteyim benim Bediüzzamandan alıntı yaptığım zamanlar bu adamın bir Atatürk düşmanı olduğunu bilmediğim zamanlardır. Ve ben ne diyorum, ben diyorum ki bu İLHAM mevzuunu bize açıklayacaksınız. Çünkü ben o kitapları okurken de ilhama milhama inanmazdır sonradan bana bunları sölediler.

Şimdi sen bize bu Saidin başına gelen kerametleri yaz ve bizi bu kerametlere inandır. Hani seni 19 yaşında bunlara inandırmışlardı ya, üniye ilk başladığında mı tanıştın yoksa daha küçükken mi, o zamanları bir hatırla bakalım.

tarihinde inevitablen tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Doğan herşeyi duydum saidde hristiyan vari hareketler var diyenleride gördüm ama hyristiyan olduğunu iddaa eden birini ilk defa görüyorum.

Üstelik kanıtlarında yok sadece görüş ve fikirler.

Bir hristiyan düşünün hristiyanları allahın sıfatında hata yaptıklarını söylesin.

Bir hristiyn düşünün hristiyanlık dinin saflaşacağını yanlışlarından kurtulacağını ve islamiyete dönüşeceğini söylesin.

Bir hristiyan düşünün geceleri islamın ibadetini yerine getirsin.

Bir hristiyan düşünün bu ibadet için işkenceye bile ses etmesin

Bir hristiyan düşünün İslam ilmi derecesinde allame sıfatı bulunsun

Bir hristiyan düşünün milyonlar müslümanı peşinde sürüklesin ve milyonda bir ihtimallerden bir tanesi hristiyan olduğunu farket mesin.

Ama sen düşünemiyorsun değil mi doğan sen duygularınla hareket etmeye devam et çamurlarını güzel salla.Biz bu durumdan gayet memnunuz meyve verip taşlanmak herkese nasip olmuyor durmak yok yola devam koçum hadi

Ya senin hocanın Hristiyan olduğunu söyleyen yok. Bize senin hocanın bizzat kitabına koyduğu ya da kendinden sonrakilerin kitabına koyduğu KERAMETLERİ getir. Benim işim Hocanın Hurafeciliği ile hadi bakalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yine boş bi adam yüsden herkes biribrine girmiş

Boş adam diyorsun ama, şu anda bu piskopatın, öğrencisi Türkiyeyi ele geçirmek üzere.

Kerametlerin yalan olduğunu anlatmak gerek. Dinin yalan olduğunu anlatmaya çalışıyorlar, bu sefer bu anlatımların içinde bu Said psikopatının doktrini hiç çaktırmadan gelişiyor.

Şimdi burada takılan bazı Nurcular var, bana Saidin kendi kitabına aldığı bazı rivayetleri buraya getirebilirler mi , mesela,

'Sarı çizmeli Mehmet aga, mavi takkeli hanım agaya dedi ki, biz bir gün peygamber ile oturuyorduk bir adam geldi, ben sana inanmıyorum dedi, o da arkadandaki ağaca bak dedi bi baktı pat ağaç yerinden çıktı geldi'

Bu tür rivayetleri Said kitabına koyduğunda siz de bunları okuduğunuz da Allah'tan utanmadınız mı bunlara inandınız.

Bu beyni çürük ama kalbi şeytanın hurafe dini ile nurlanmış adamın her söylediğine taptınız da onun Allhtan ilham aldığı yalanını uydurdunuz. Sonra da bununla Atatürk düşmanlığı yaptınız. Çöplük yığıını sizi.

Moloz yığınları, hadi o adam deliydi, narsistti, yobazdı, mollaydı siz neciydiniz. Hiç o kitapları sorgulamadınız mı ulan bu adam ne diyor burda demediniz mi, Bediüzzamanın Kulları mısınız siz? Sizin ben o kitapları ara vermeden papağan gibi okuyan beyinlerinize türküreyim ondan sonra da sizi uyku moduna getirip uyuşturan o kitaplara.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dinsizlerin Bediüzzaman düşmanlığı 2*2=4 katiyetinde ve mükemmel bir şekilde Cenabı Hakkın varlığını birliğini ve Muhammed -i Arabi (SAV)nin risaletini isbat etmesindendir

bu isbatı yaparken bediüzzaman diğer islam alimleri gibi sadece Kurana ve nakiller e değil akla mantığa ve bilme dayanarak isbat eder.

Ateizm dinsizlik ne derseniz deyin Risale-i Nurla çökertilmiştir yokedilmiştir

Ayrıca bugün ülkemizde hangi yazarın kitabı 26 farklı dile çevrilmiştir?

Risalei Nur amerikadan endonezyaya filipinlerden rusyaya norveçten afrikaya brezilyaya hemen her ülkede biliniyor ve okunuyor.

10-15civarı yayınevi(tr) tarafından 100binlerce cildi basılıyor.Tüm dünyada 3-4 civarı Risalei nur enstitüsü bulunuyor amerika endonezya suudi arabistan almanya vb ülkelerde yıllık Risale-i Nur sempozyumlarıyla toplantılarla tartışılıyor.

Tüm dünyada okuyanlara gelince çevrildiği 26 dilde basılıp okunuyor bu gün tüm dünyada 100binler belki milyonlar bu kitaplardan haberdar.

bu kadar insan elbette bir nur bir cevap buluyor ki her geçen gün artan bir hızla risalelere ilgi ve alaka çoğalıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Dinsizlerin Bediüzzaman düşmanlığı 2*2=4 katiyetinde ve mükemmel bir şekilde Cenabı Hakkın varlığını birliğini ve Muhammed -i Arabi (SAV)nin risaletini isbat etmesindendir

bu isbatı yaparken bediüzzaman diğer islam alimleri gibi sadece Kurana ve nakiller e değil akla mantığa ve bilme dayanarak isbat eder.

Ateizm dinsizlik ne derseniz deyin Risale-i Nurla çökertilmiştir yokedilmiştir

Ayrıca bugün ülkemizde hangi yazarın kitabı 26 farklı dile çevrilmiştir?

Risalei Nur amerikadan endonezyaya filipinlerden rusyaya norveçten afrikaya brezilyaya hemen her ülkede biliniyor ve okunuyor.

10-15civarı yayınevi(tr) tarafından 100binlerce cildi basılıyor.Tüm dünyada 3-4 civarı Risalei nur enstitüsü bulunuyor amerika endonezya suudi arabistan almanya vb ülkelerde yıllık Risale-i Nur sempozyumlarıyla toplantılarla tartışılıyor.

Tüm dünyada okuyanlara gelince çevrildiği 26 dilde basılıp okunuyor bu gün tüm dünyada 100binler belki milyonlar bu kitaplardan haberdar.

bu kadar insan elbette bir nur bir cevap buluyor ki her geçen gün artan bir hızla risalelere ilgi ve alaka çoğalıyor.

Görende bir deliden değilde bir adamdan bahsediyorsun sanacak.

Bu adamın kitapları yapancı dile çevriliyorsa çok yazık türkiyeye, çünki tüm dünya türkler ile dalga geçer.

Radyodan çıkan sesi melekler ile açıklamaya kalkan bu kara cahil delinin peşinden koşan sadece bir kaç tane beyni ölü var.

Bu adam aynı zamanda resmen bir yalancıdır.

Said Nursi yalanları

Tevrat'ın bir ayeti daha: Muhammed, Allah'ın Resulüdür. Mekke onun doğum yeri, Medine hicret yeri, Şam onun mülküdür. Ümmeti ise hamd edici kimselerdir.

Syf. 433

Tevrat'ın hiçbir bölümünde, Muhammed'in adı geçmediği gibi, Mekke onun doğum yeri, ifadesi de yoktur.

Bir başka yalan, yine Tevrat'tan;

Sen benim kulum ve Resulümsün, Sana Mütevekkil adını verdim.

Syf.433

Tevrat'ta böyle bir ayet de yoktur.

Gene aynı yerde sözde Tevrat'ın ayeti;

Hazret-i İsmail'in validesi olan Hacer, evlat sahibesi olacak. Ve onun evladından öyle birisi çıkacak ki, o veledin eli, umumun fevkinde olacak ve umumun eli huşu ve itaatle ona açılacak.

Said Nursi bu ayetin Tekvin Bap 17'de olduğunu söylüyor. Tekvin Bap 17'de böyle bir ayet yok. Ancak buna benzer bir ifade Tekvin Bap 16'da 11 ve 12. ayetlerde var;

11. Ve Rabbin meleği ona dedi: İşte sen gebesin ve bir oğul doğuracaksın ve onun adını İsmail koyacaksın çünkü Rab sana olan cefayı işitti.

12. Ve o insanlar arasında yabani adam olacaktır, onun eli herkese karşı ve herkesin eli ona karşı olacak ve bütün kardeşlerinin şarkında sakin olacaktır.

Tevrat'ın ayeti açık bir şekilde İsmail'den bahsetmekte. Said Nursi, ayetteki İsmail adını kaldırıp onun yerine Muhammed'i düşündüren ifadeler koyuyor.

Said Nursi Efendi yalanlarına devam ediyor,

'Tevrat'ın bir başka ayeti:

Beni İsrail'in kardeşleri olan Beni İsmail'den senin gibi birini göndereceğim. Ben sözümü onun ağzına koyacağım; Benim vahyimle konuşacak. Onu kabul etmeyene azap vereceğim.'Ayetin aslı şu şekildedir,

Tesniye Bap 18

15. Allah'ın Rab senin için aranızdan kardeşlerinden benim gibi bir peygamber çıkaracak, onu dinleyeceksin

16. Nasıl ki, Horebde toplantı gününde, bir daha Allah'ım Rabbin sesini işitmiyeyim ve artık bu büyük ateşi görmiyeyim ve ölmiyeyim diye Allah'ın Rab'den istedin.

17. Ve Rab bana dedi, Söylediklerini iyi dediler.

18. Onlar için kardeşleri arasından senin gibi bir prygamber çıkaracağım ve sözlerimi onun ağzına koyacağım ve ona emredeceğim her şeyi onlara söyliyecek.

Musa burada Tevrat'da yazan, aranızdan kardeşlerinden ifadesini Yahudilere karşı kullanmaktadır. Muhammed Yahudi olmadığına göre, hangi mantık bu söylemin Muhammed'e ait olduğunu kabul edebilir?

Said Nursi, ayette hiçbir şekilde sözü geçmediği halde salt Muhammed ile irtibatlandırabilme gayesi ile ayetin içine Yahudilerin kardeş kolu sayılan İsmailli'leri ilave ediveriyor.

Ayrıca, Tevrat'ın Tesniye Bölümü Bap 17 deki, 15. ayete baktığımız zaman,

Mutlaka Allah'ın Rabbin seçeceği adamı üzerine kral koyacaksın, kardeşlerin arasından birini üzerine kral koyacaksın, kardeşlerinden olmayan yabancı bir adamı kendi üzerine koyamazsın.

dediğini görüyoruz. Bu ayetin hükmüne göre, Yahudiler kendi krallarını da İsmailli'lerin içinden seçmeleri gerekirdi.

Gene Bap / 17 ayet 17 şu şekilde devam eder,

Ve yüreği sapmasın diye kendisi için karılar çoğaltmayacak, ve kendisi için fazla gümüş ve altın çoğaltmayacak.

Bu tanımlama belki İsa'ya uymakta, ancak bilinir ki, Muhammed'in 13-15 karısı ve bir sürü cariyesi olmuştur. Ayrıca yaptığı gece baskınlarında ganimet olarak bir çok kadın, altın ve gümüş almıştır.

Said Nursi 433. sayfada devam ediyor,

'Eşiya Peygamberin Kitabında, kırkikinci babında şu ayet vardır:

Hak Sübhanehu ahirzamanda kendinin istifa gerde ve bergüzidesi kulunu ba's edecek ve ona Ruhu'l Emin Hazreti Cibril'i yollayıp din-i ilahisini ona talim ettirecek. Ve o dahi Ruhu'l eminin talimi vechile nasa talim eyleyecek ve beynennas hak ile hükmedecektir. O bir nurdur, halkı zulümattan çıkaracaktır. Rabbin bana kablelvuku bildirdiği şeyi ben de size bildiriyorum.- İşte bu ayet, gayet sarih bir surette, ahırzaman Peygamberi olan Muhammed Aleyhissalatü Vesselamın evsafını beyan ediyor.'

Şimdi aynı ayetin değiştirilmemiş şekline bir bakalım,

İşaya Bap / 42

1. İşte kendisine destek olduğum kulum, canımın kendisinden razı olduğu seçme kulum. Ruhumu onun üzerine koydum, milletler hakkı için meydana çıkacaktır.

2. Bağırmayacak, sesini yükseltmeyecek, ve onu sokakta işittirmeyecek.

3. Ezilmiş kamışı kırmayacak ve tüten fitili söndürmeyecek, hakkı hakikate erdirecek.

4. Ve dünyada hakkı pekiştirinceye kadar zayıflamayacak ve cesareti kırılmayacak ve adalar onun şeriatini bekleyecekler.

Her iki anlatımdaki ifadelerin birbirlerine ne kadar benzedikleri meydanda.

Ayet açıkça sesini yükseltmeyecek, tüten fitili söndürmeyecek diyor. Oysa biliyoruz ki, Muhammed silahlı saldırılarında bir çok ocağı söndürmüştür.

1 'Yâ Davud! Senden sonra, Ahmed, Muhammed, Sâdık ve Seyyid olarak anılacak bir peygamber gelecek. Onun ümmeti Allah’ın rahmetine mazhar olacak.' Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1:353; Kandehlevî, Hayâtü’s-Sahâbe, 1:18; İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 2:326; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:739; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 122.

2 'Ey Peygamber! Muhakkak ki Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir sakındırıcı ve ümmîler için bir dayanak olarak gönderdik. Sen Benim kulumsun ve sana Mütevekkil ismini verdim. Sen ne katı kalbli, ne huysuz ve ne de sokaklarda böbürlenerek yürüyen biri değilsin. Sen kötülüğe kötülükle de karşılık vermezsin. Sen affeden ve bağışlayan bir peygambersin. Eğriliğe girmiş olan halk onunla yolunu doğrultuncaya ve ’Lâilâhe İllallâh’ deyinceye kadar Allah o peygamberin ruhunu almaz.' Buharî, Büyû’: 5; Burhâneddin Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1:346; Dârîmî, Mukaddime: 2; Kandehlevî, Hayâtü’s-Sahâbe, 1:17; İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 2:326; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 105, 135; el-Acurrî, eş-Şerî’a, 444, 452; Kastalânî, el-Mevâhibü’l-Ledünniye, 6:192.

3 'Muhammed, Allah’ın Resulüdür. Mekke onun doğum yeri, Medine hicret yeri, Şam onun mülküdür. Ümmeti ise hamd edici kimselerdir.'Dârîmî, Mukaddime: 2; Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1:346-351; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:739; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 116; Ebû Naîm, Delâilü’n-Nübüvve, 1:72.

4 Meâli: 'Sen benim kulum ve Resûlümsün. Sana Mütevekkil ismini verdim.' Buharî, Büyû’: 5; Burhâneddin Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1:346; Dârîmî, Mukaddime: 2; Kandehlevî, Hayâtü’s-Sahâbe, 1:17; İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 2:326; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 105, 135; el-Acurrî, eş-Şerî’a, 444, 452; Kastalânî, el-Mevâhibü’l-Ledünniye, 6:192.

Yani işin özü şu. Said-i Nursi'nin eline Tevrat geçmemiş demek ki. Ya da şu kitaplarda böyle yazıyo, yahu bir açıp bakayım, gerçekten de böyle bir ayet varmıymış diye düşünememiş. Bakmaya lüzum bile duymamış, oı duymayınca onun ipine sarılanlar niye baksın. Onlar da bakmıyorlar. Yalan sürüp gidiyor işte böyle.

Yukardaki ayetlerin hepsi uydurmadır. Zaten o yüzden de Tevrat'tan ayet numarası verilmemiştir. Buna gerek yok çünkü müslümanlar Tevrat, Zebur falan okumazlar. Ama yine de ben yiğidim, bu ayetleri Tevrat'tan, Zebur'dan bulurum diyen varsa, aşağıdaki linkten Tevrat'a da Zebur'a da bakabilir.

Tevrat ve Zebur'u yeterli bulmayan Said Nursi, efendisini biraz daha yüceltmek için, bu sefer de, İncil'e ayetler yerleştirmekten geri kalmıyor.

İncil'de de şöyle bir ayet vardır,

Onun demirden bir asası, yani kılıcı olacak ve onunla savaşacak. Ümmeti de onun gibi olacak.

İncil'in de hiç bir yerinde böyle bir ayet yoktur.

Aynı kitabın gene 432. sayfasında,

'İncil'in ayeti:

-Ben gidiyorum, ta ki size Faraklit gelsin- Yani Ahmed gelsin. İncil'in ikinci ayeti: -Ben Rabbimden, hakkı batıldan fark eden bir peygamber istiyorum ki, edediyete kadar beraberinizde bulunsun- Faraklit, el-fariku beyne'l-hakkı ve batıl manasında, Peygamberin o kitaplarda ismidir.

Bu ayetin aslı ise aşağıdaki gibidir;

Yuhanna Bap 14

15. Beni seviyorsanız, buyruklarımı yerine getirirsiniz.

16. Ben de Baba'dan dileyeceğim ve O, sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruhunu verecek.

17.Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. Siz O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır.

18. Sizi öksüz bırakmayacağım, size geri döneceğim.

Ayette Görüldüğü gibi İsa, bir peygamberden değil, inandığı kutsal ruhtan söz etmektedir. Ancak Said Nursi Efendi, burada da ufak tefek saptırmalarla Muhammed'i, Hristiyanların Kutsal Ruh tanımlamasına uydurma gayretleri içerisindedir. Ayrıca, Said Nursi'nin Faraklit dediği Parakletos'dur ve Yunanca, Tesellici anlamındadır.

Dünyanın egemeni şeytan mı Muhammed mi?

Said Nursi gene yarım yamalak okuyup, yalan yanlış anladıklarını Mektubat adlı kitabında şöyle sürdürmektedir;

Yuhanna İncil'inin ondördüncü Bab ve yirminci ayeti şudur: -Artık sizinle çok söyleşmem, zira bu alemin reisi geliyor. Ve bende O'nun nesnesi asla yoktur! .- İşte 'Alemin Reisi tabiri Fahr-ı Alem demektir. Fahr-ı Alem ünvanı ise, Muhammed-i Arabi Aleyhissalatü Vesselam'ın en meşhur ünvanıdır.

Syf. 154

Öncelikle Yuhanna Bap 14 ayet 20 bu değildir. 20. Ayetin aslı aşağıdadır:

O gün anlayacaksınız ki, ben Babamdayım, siz bendesiniz, ben de sizdeyim.

Said Nursi'nin anlatmak istediği ayet, Yuhana Bap / 14'de 30. ayettir.

Artık sizinle uzun uzun konuşmayacağım. Çünkü bu dünyanın egemeni geliyor. Onun benim üzerimde hiçbir yetkisi yoktur.

Said Nursi'nin dediği şekilde kabul edelim. İncil, bu dünyanın egemeni ya da reisi demekle Muhammed'i işaret ediyor diyelim. Bir başka ayette egemen olan dışarı atıldığı zaman ne olacaktır.? O zaman da Muhammed'in dışarı atılması Nurcular tarafından kabul görecek mi?

Yuhanna Bap / 12

31. Bu dünya şimdi yargılanıyor. Bu dünyanın egemeni şimdi dışarı atılacak.

Ya da Muhamed'in işlediği suçlardan dolayı yargılanmış bulunduğu kabul edilecek mi?

Yuhanna Bap / 16

11. Yargı konusunda - çünkü bu dünyanın egemeni yargılanmış bulunuyor.

Bu ayetlerde anlatılmak istenen şeytandır. Dünyanın egemeni, ya da reisi geliyor ifadelerinden kast edilen, şeytanla birlikte geldiğine inanılan kötülüklerdir.

Ama okuduğunu yarım yamalak anlayan, ya da bir çok İslamcı da görüldüğü gibi, okuduklarını arzu ettiği şekilde anlamak isteyen Said Nursi Efendi, hem kendisi çelişkiler içinde kalmış, hem de takipçilerini yanlış bilgilendirmekten öte bir şey yapmamıştır.

Bütün bu karşılaştırmalar, Said Nursi'nin yalan ve saptırmalarını açıkça göstermektedir. Bu yazılanları araştırma zahmetine katlanmayan Nurcular'da (örneğin Soro) inandıkları efendileri Said Nursi'nin dediklerini aynen kabul etmektedirler.

Burada açıkça karşılaştırılması yapılan yanlışlar ve doğrular, onları bu yanlış ve sabit inançlarından vaz geçirebilir mi sorusuna gelince ise, cevap hayır'dır. Hiçbir Said Nursi inanırı, hiç bir şekilde aklını kullanmak zahmetine katlanmayacak ve bu ispatı meydanda olan doğruları kabul etmeyecek, neye inanıyorsa ona inanmaya aynı şekilde devam edecektir.

Said Nursi bilindiği gibi 1876-1960 yılları arasında yaşamıştır.. Kitaplarını da 1900 yılından sonra yazmaya başladığına göre, İncil ve Tevrat’dan yaptığını söylediği alıntıları da bu yıllar arasında yapmış olması gerekmektedir.

Nurcu İslamiler, efendileri Said Nursi’nin, ayetlerinde Muhammed’den adıyla bahseden hakiki İncil’den alıntılar yaparak Muhammed’in geleceğinin İncil’de yazılı olduğunu gösterdiğini iddia etmektedirler. Gene bu iddialara göre, Muhammed’in gelişini bildiren ayetler güya İncil’in içinden çıkartılarak değiştirildiği için, bugün elimizde bulunan İncillerde Muhammed’le ilgili herhangi bir ifade bulunmamaktadır.

Bu durumda öyle görünmektedir ki, Said Nursi Efendi, İncil’in, M.S.200 yılından beri yazılan, ya da matbaanın icadından sonra çeşitli ülkelerde milyonlarca basılan orjinallerinden birini bulmuş ve alıntılarını bu orjinal İncillerden yapmıştır. Daha sonra, yüzyıllardır İtalya, Fransa, Almanya gibi, onlarca Hristiyan ülkede yüzyıllardır basılmakta olan milyonlarca İncil, hiçbir ülkede iz bırakmadan birdenbire dünyadan yok edilmiş ve yerlerine, içinden Muhammed’le ilgili ayetlerin çıkartıldığı sahteleri geçirilmiştir. Ve bu yüzden Nurcu İslamilerimiz bu iddialarını ispatlayamamanın sıkıntısını çekmektedirler.

İşte, tipik İslam mantığına uygun bir hikayedir bu.. Bütün Müslümanlar’da bu hikayelerle büyür ve hiçbir araştırmaya gerek duymadan, kulaktan dolma yalan yanlış bilgilerle İncil’in değiştirilmiş olduğunu iddia ederler. Pek tabidir ki, buradaki asıl amaç, Muhammed’in varlığının İncil’de geçiyor olduğuna insanları inandırarak, buradan İslam’a ve peygamberine prim yapmaktır. Böylesi bir amaç uğruna her türlü yalan mübahtır onlar için..

Bugün, bir çok müze ve özel kolleksiyonlarda, İncil’in M.S.200 lü yıllara kadar dayanan eski Yunanca, el yazması nüshaları bulunmaktadır. Bu nüshaların en önemlilerinden biri, Sina Dağı’nın eteğindeki bir manastırda bulunan 4. yüzyıla ait, Kodeks Sinaitükus’tan alınan Eski Yunanca el yazması örneklerdir.

Bütün bu eski İnciller’e de baktığımız zaman, içlerinde Muhammed’le ilgili herhangi bir ayet görememekteyiz. Zaten, dikkat edilecek olursa, Said Nursi’nin, Yuhanna 14. Bap / 30.ayetden başka ayet numarası vererek gösterebildiği bir ayet yoktur. Örnek olarak verdiği bu ayet’de, gerçekte şeytan’ın anlatıldığının farkında mıdır bilmiyoruz. Muhammed'i şeytan yerine koymuştur. Çünkü bu ayetle ilgili diğer iki ayet, Yuhanna 12. Bap / 31. ve Yuhanna 16.Bap / 11. ayetleri farklı bap'larda bulunmaktadır. Yuhanna 14. Bap / 30 ayeti örnek olarak vermesinin sebebi, insanları burada kullanılan 'alemin efendisi yada egemeni' ifadesi ile kandırabileceğini düşündüğündendir.

Görüldüğü gibi, Said Nursi Efendi hazretleri, Muhammed’i tanımlamasına yardımcı olabileceğini düşündüğü benzer bir ifade bulduğunda, hemen bap ve ayet numaralarını vermektedir, ancak verdiği diğer örnekler için, Tevrat’ın bir ayeti, Zebur’un bir ayeti veya İncil’in bir ayeti diyerek, kaynak belirtmekten kaçınan anlatımlar kullanmaktadır. Çünkü bilmektedir ki, ayet numarası verirse insanlar verilen bu ayet numaralarına göre söylediklerini kontrol etmek isteyebilirler. Başka türlü, onca ayetin içinden bu ayetleri arayıp bulmaları zordur. Bu ucuz yaklaşımı açıkça göstermektedir ki, bu Said Nursi Efendi, iddialarını kuvvetlendirmek için inandırdığı insanları aptal yerine koyarak yalan söylemekten çekinmemektedir

Örneğin başka bir kitaptan yaptığı alıntının farkına varılamayacağına inanır alıntı hırsızı. Öyle ümit eder. Ya da farkına varılana kadar istediğimi elde ederim diye hesaplar.

Said de hoca takımının ve çevresindekilerin İncil ve Tevrat hakkındaki cehaletini görerek cesaretlenmiştir muhakkak. Onun döneminde ne bilgisayar var ne internet. Hangi bilgili kişi çıkacak da hem onun tüm yazdıklarını okuyacak hem de İncil ve Tevrat'ı araştıracak? Farzedelim ki 1-2 kişi çıktı farketti bu yalanı. Kime, nasıl anlatacak? Üstelik 'kafir' suçlamasıyla karşı karşıya kalacak. 'Kur'an'da dahi yazıyor inanmıyor musun? ' diyecekler. Bu, bugün dahi böyle..

Ayrıca inananlarını öyle bağlamışlardır ki gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya koyduğunuzda dahi peşinden gitmeyi sürdürürler. Akıllarına düşen bir şüpheyi, çelişkiyi şeytandandır diye düşünüp kafalarından atmaya çalışır, ondan uzak dururlar.

Sonuçta günü kurtarmayı da başarırlar. Emellerine ulaşamasalar da hala bu çağda kutsal-saygın biiymiş gibi anılır, haklarında kitaplar yazılır, günler düzenlenir, çizgi flimler yapılır.

Said Nursi hazretleri diyor ki Hizmet Rehberi'nde;

Risalelere itiraz edilemez. İtiraz eden peygamber bile olsa itibar edilmez. İspatı mı? İşte:

'Mekke-i Mükerremede dahi-farz-ı muhal olarak-Risâle-i Nur’un aleyhinde bir îtiraz kutb-u azamdan dahi gelse, Risâle-i Nur şakirtleri sarsılmayıp, o mübarek kutb-u azamın îtirazını iltifat ve selâm sûretinde telakkî edip, teveccühünü de kazanmak için, medar-ı îtiraz noktaları o büyük üstadlarına karşı izah etmek, ellerini öpmektir.'

Kutb-u azam: peygamber ya da zamanın dinde en yüce öğreticisi, rehberi

Saff suresi ayet 6

6.Hani Meryem oğlu İsa da: 'Ey İsrailoğulları, gerçekten ben, sizin için Allah'tan gönderilmiş bir elçiyim. Benden önceki Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra ismi 'Ahmed' olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim' demişti. Fakat o, onlara apaçık belgelerle gelince: 'Bu, açıkça bir büyüdür' dediler.

Tevrat'ta Ahmet adında kimse geçmiyor. Muhammed, kendinin bir adının da Ahmet olduğunu iddia edip, işte ben oyum diyor. Ama ne eski ne yeni Ahit'te Ahmet yok. Birileri de Kuran'ı yalancı çıkartmamak için böyle bir ayet uydurup Tevrat'a sokmaya çalışıyorlar. Ancak ne yazık ki bu kitap dünyada en çok basılmış olan kitap. Öyle kolayca bir iki uydurmayla değişecek durumda değil.

Uydurmacılar ekolünden farklı bir ekol de var tabii. Bunlar da kelimelerle ve fikirlerle oynayanlar ekolü. Elmalı'ya göre 'Âkıb, kendisinden sonra Peygamber gelmeyen 'son Peygamber' demektir'. Ama Ahmet 'hamd'dan geldiğine göre kolayca 'Akıb'a dönemez. Lafı evire çevire 'ihbar'a kadar getirir. Haber verici, müjdeci falan gibi bir son peygamber olayına çıkarır sonunda. Yani Ahmet, müjdecidir, bundan bahsediliyor der. Çünkü adam biliyor ki Tevrat'ta Ahmet diye biri yok. Ne yapsın, evirip çeviriyor.

Olayın bence Muhammed'in de Tevrat'ı yarım yamalak bilmesinden kaynaklı. Bahsedildiği gibi birşey Yeşaya (yada eski çevirideki adıyla İşaya) kitabında geçiyor. Aslında peygamberlerin kitapları olarak geçen kitaplarda benzer başka ifadeler de vardır. Bunu daha önce İbrani tarihinde anlatmıştım. Yahuda ve İsrail devletlerinin Babil ve ardından Asur tarafından yıkılmasının ardından bu tür çokça peygamber/kahin çıkıp kurtarıcılık iddiasında bulunurlar. Bunlar gelecekten haber veren ve kurtarıcı bir peygamberi müjdeleyen kişilerdir. Bu müjdecilik halkın eziyet görmesinden, köle hale geti-rilmesinden kurtuluş olmanın da ötesinde ilahi anlamlar eşliğinde verilir. Sonraki yüzyıllarda bu kültür sürer ve hıristiyanlık da bunun üzerine kurulur zaten.

İşte bunlardan Yeşaya kitabında geçen öyküler üzerine çokça tartışılmış. Bu bölümü aktarıyım size:

Kulun Acı Çekmesi ve Yücelmesi

13 Bakın, kulum başarılı olacak; Üstün olacak, el üstünde tutulup alabildiğine yüceltilecek.

14 Birçokları onun karşısında dehşete düşüyor; Biçimi, görünüşü öyle bozuldu ki, İnsana benzer yanı kalmadı;

15 Pek çok ulus ona şaşacak, Onun önünde kralların ağızları kapanacak. Çünkü kendilerine anlatılmamış olanı görecek, Duymadıklarını anlayacaklar.

1 Verdiğimiz habere kim inandı? RAB`bin gücü kime açıklandı?

2 O RAB`bin önünde bir fidan gibi, Kurak yerdeki kök gibi büyüdü. Bakılacak biçimden, güzellikten yoksundu. Gönlümüzü çeken bir görünüşü de yoktu.

3 İnsanlarca hor görüldü, Yapayalnız bırakıldı. Acılar adamıydı, hastalığı yakından tanıdı. İnsanların yüz çevirdiği biri gibi hor görüldü, Ona değer vermedik.

4 Aslında hastalıklarımızı o üstlendi, Acılarımızı o yüklendi. Bizse Tanrı tarafından cezalandırıldığını, Vurulup ezildiğini sandık.

5 Oysa, bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi, Bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti. Esenliğimiz için gerekli olan ceza Ona verildi. Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk.

6 Hepimiz koyun gibi yoldan sapmıştık, Her birimiz kendi yoluna döndü. Yine de RAB hepimizin cezasını ona yükledi.

7 O baskı görüp eziyet çektiyse de Ağzını açmadı. Kesime götürülen kuzu gibi, Kırkıcıların önünde sessizce duran koyun gibi Açmadı ağzını.

8 Acımasızca yargılanıp ölüme götürüldü. Halkımın isyanı ve hak ettiği ceza yüzünden Yaşayanlar diyarından atıldı. Onun kuşağından bunu düşünen oldu mu?

9 Şiddete başvurmadığı, Ağzından hileli söz çıkmadığı halde, Ona kötülerin yanında bir mezar verildi, Ama öldüğünde zenginin yanındaydı.

10 Ne var ki, RAB onun ezilmesini uygun gördü, Acı çekmesini istedi. Canını suç sunusu* olarak sunarsa Soyundan gelenleri görecek ve günleri uzayacak. RAB`bin istemi onun aracılığıyla gerçekleşecek.

11 Canını feda ettiği için Gördükleriyle*fu* hoşnut olacak. RAB`bin doğru kulu, kendisini kabul eden birçoklarını aklayacak. Çünkü onların suçlarını o üstlendi.

12 Bundan dolayı ona ünlüler arasında bir pay vereceğim, Ganimeti güçlülerle paylaşacak. Çünkü canını feda etti, başkaldıranlarla bir sayıldı. Pek çoklarının günahını o üzerine aldı, Başkaldıranlar için de yalvardı.

Bu metin yüzyıllardır Hıristiyanlar tarafından İsa'nın gelişinin önden haber verilmesi olarak yorumlanmış. Halbuki İsa efsanesi de bu öykülerin üzerine kurulmuş durumda. Bir tür efsane olarak Ortadoğu'da anlatıla gelen bu hikayelerden Muhammed de kendisine bir pay çıkarmış. Zaten ondan önceki yüzlerce peygamber de işte gönderilecek olan biziz diyorlardı. Ancak bu bir Yahudi geleneği iken Muhammed olayı Arap'lara da taşımış.

KAYNAKLAR:

saidi nursi yeni asya tarafından1994 te yayınlanan saidi nursi külliyatı (toplu eserleri)

http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp? Section=Kulliyat&Book=Mektubat&Page=167

http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp? Section=Kulliyat&Book=Mektubat&Page=167

http://www.kutsalkitap.com/kkitap/

http://www.suleymaniyevakfi.org/modules/...resail.doc

http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp? Section=Kulliyat&Book=HizmetRehberi&Page=163

Link to post
Sitelerde Paylaş
Dinsizlerin Bediüzzaman düşmanlığı 2*2=4 katiyetinde ve mükemmel bir şekilde Cenabı Hakkın varlığını birliğini ve Muhammed -i Arabi (SAV)nin risaletini isbat etmesindendir

bu isbatı yaparken bediüzzaman diğer islam alimleri gibi sadece Kurana ve nakiller e değil akla mantığa ve bilme dayanarak isbat eder.

Ateizm dinsizlik ne derseniz deyin Risale-i Nurla çökertilmiştir yokedilmiştir

Ayrıca bugün ülkemizde hangi yazarın kitabı 26 farklı dile çevrilmiştir?

Risalei Nur amerikadan endonezyaya filipinlerden rusyaya norveçten afrikaya brezilyaya hemen her ülkede biliniyor ve okunuyor.

10-15civarı yayınevi(tr) tarafından 100binlerce cildi basılıyor.Tüm dünyada 3-4 civarı Risalei nur enstitüsü bulunuyor amerika endonezya suudi arabistan almanya vb ülkelerde yıllık Risale-i Nur sempozyumlarıyla toplantılarla tartışılıyor.

Tüm dünyada okuyanlara gelince çevrildiği 26 dilde basılıp okunuyor bu gün tüm dünyada 100binler belki milyonlar bu kitaplardan haberdar.

bu kadar insan elbette bir nur bir cevap buluyor ki her geçen gün artan bir hızla risalelere ilgi ve alaka çoğalıyor.

Lan Molla, Risalelere inanmamak, Saide küfretmek Dine küfretmek demek midir?

Oraya papağan gibi 2 kere 2 katiyyesinde ispatlar mispatlar yazacağına, bize Saidin başına gelen sizin de Allah kerameti deyip taptığınız ve andığınız, hadiseleri anlat. Anlat ki sizin ne mal olduğunuz ortaya çıksın. Moloz yığını bunlar ya.

Ulen siz Dini savunsanız ne olur, Atatürk düşmanları sizi. Ne imiş efendim burası küffar memleketmiş de bunlar Türkü küffarlıktan kurtaracaklarmış, lan Molla takımı, Arapların kız çocuklarını toprağa gömdükleri tarihlerde onlar sürünürken Türkler Gök tanrıya inanıyordu, O Kürt hocanın milleti İslamdan önce hangi dine inanıyordu.

Siz gidin o Kürt hocanızın içinde ki İslam öncesi Kürt dinine ait motiflerini araştırın risalelerde.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Risalei Nur savunucuları birer KORKAK değise, buraya çıkar Saidin başına gelen KERAMETLERİ ya da kensinin bizzat gösterdiği KERAMETLERİ bize anlatırlar ve bizim de beynizimi yıkamaya çalışırlar.

Ula korkaklar takımı, 7 yaşındaki çocuklara anlattığınız Nur Dede masalalrını bizlere de anlatsanıza. Moloz yığını değilseniz anlatın işte.

Ulen Krallığınız biz konuşana kadarmış demekki. Hurefeci takım sizi. Çakal grubu. Çocuk avlayanlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

mola said

şeyh sait

Saidi Nursi

aynı dönemde yaşamış ayrı şahıslar birbirine karıştırmayın

edep ve terbiye dışı hakaret içeren mesajlara cevap vermiyorum

bililmsel fikri tartışmaya hazırım

öte taraftan asıl keramet bilimde isbatta iknada dır

biz sizler gibi hakaret bilmiyoruz

fakat siz de başka bir şey bilmiyorsunuz.

tarihinde AhmetBaha tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tekrar ediyorum, Eyyyy çocuklara saldıran hurafeci takım, eğer adamsanız, çocuklara anlattığınız Nur Dede masallarını gelin burda bize anlatın. Bekliyoruz, korkaklar gruhu, o risalelerde papağan gibi okuyup millete anlattığınız KERAMETLERİ şuraya koyun hadi bekliyoruz. Necisiniz olum siz? Neye yarıyorsunuz? İşiniz Keramet ile beyin avlamak değil mi? Hadi....

Link to post
Sitelerde Paylaş
mola said

şeyh sait

Saidi Nursi

aynı dönemde yaşamış ayrı şahıslar birbirine karıştırmayın

Yaw arkadaşım bırak sen onları. Sen bize senin hocanın Allah tan ilham aldığını ispat et.

O kitaplarda size okutulan kerametleri buraya koyki bizim de imanımız artsın hadi bekliyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...