koop 0 Oluşturuldu: Mart 2, 2008 Raporla Share Oluşturuldu: Mart 2, 2008 (düzenlendi) zariyat 47 ye son noktayı koyalım.... sözlüğe bakmak kimsenin aklına gelmedi mi bu kadar yıl.... "Ves semae beneynaha bi eydiv ve inna le musiun /Zariyat-47" semae: gök beneynaha:binaa etmek eyd:kuvvetle Biz sema'yı bina ettik büyük kudret ile. inna :biz/ben le:çok musiun:genişletmek ve biz (onu)genişleticiyiz. Gelelim burda kullanılan MUSİUN kelimesine... Alıntı: Musiun evsa’a kökünden geliyor. Genişletmek… Vasi tam olarak “İslam dininde Allah'ın 99 isminden, bağışlaması bol ve rahmeti çok olandır. Yarattıklarına maddi ve manevi genişlik verendir (el-Bakara, 2/247).” anlamında. Musiun da bu anlamda. Vasiun kelimesinin çoğulu. “Genişlik vereniz” demek. Ayetteki “le” (musiundan önce gelen) "çok fazla" anlamına geliyor. Yani zariyat 47 “çok fazla genişlik vereniz” demek. Kuran'ın ne söylediğinin yanında, ne söylemediği de çok önemli! Burada, basitçe “onu genişlettik” denmemesi çok ilginç! Öyle denmiş olsa bu süreç bitti anlamı çıkacak. Ayrıca, “onu genişleteniz” denmemesi de çok ilginç. Çünkü “onu” eki gelse “genişlettik oldu bitti” anlamı çıkacak. Tıpkı “Biz onu göreniz” demekle “onu gördük oldu bitti” denmek istenmesi gibi... “Biz göreniz” demek ise “hala görüyoruz” anlamında Mart 2, 2008 tarihinde koop tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Pante 0 Mart 2, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi zariyat 47 ye son noktayı koyalım.... bu konu yıllardır aynı şeyler söylenip duruyor sözlüğe bakmak kimsenin aklına gelmedi mi bu kadar yıl.... Senin gibi çokları geldi geçti bu son noktayı koymak için ama; hayal kırıklığına uğradılar tartışmanın sonunda. Her alıntıladığın yoruma inanma. Mealleri de doğru çeviri sanma. Ayetin doğru meali şöyle: 47. Ve göğü bir kuvvetle bina ettik ve şüphe yok ki, biz elbette kâdirleriz. 48. Yeri de biz döşedik. Biz ne güzel döşeyiciyiz. İstersen izah edebilirim.. Link to post Sitelerde Paylaş
koop 0 Mart 2, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi Senin gibi çokları geldi geçti bu son noktayı koymak için ama; hayal kırıklığına uğradılar tartışmanın sonunda. Her alıntıladığın yoruma inanma. Mealleri de doğru çeviri sanma. Ayetin doğru meali şöyle: 47. Ve göğü bir kuvvetle bina ettik ve şüphe yok ki, biz elbette kâdirleriz. 48. Yeri de biz döşedik. Biz ne güzel döşeyiciyiz. İstersen izah edebilirim.. et . kelimelerin (arapça)üzeinden tek tek gidelim.. Link to post Sitelerde Paylaş
Pante 0 Mart 2, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi (düzenlendi) musiun kelimesi if'al bab'ındandır, vüs'a yani geniş, kuşatan anlamındadır. bunu nasıl tercüme etmişler geçmişteki mealciler? Kudretimiz herşeyi kuşatır, çok kudretliyiz, kaadiriz diyerek. Genişletici olması için istif'al bab'ından olması gerekir. Biz onu genişleteniz, genişleticiyiz demek için "ve nahnu lehu mustevziun" demesi lazımdı. Yani ayette; Göğe bir bak, onu biz kurduk, daha genişini, büyüğünü kurmaya da kudretimiz yeter" diyor. Genişletmekte olduğunu söylemiyor, genişleteceğini de söylemiyor. Genişletmeye kudreti olmak ayrı, genişletmek ayrı. Göğün azametinden, büyüklüğünden sözederek, daha büyüklerini, daha genişlerini yapmaya kudreti olduğunu belirtmekle, "genişleten olmak" arasında büyük fark var. Şimdi bir sonraki ayete bakalım: 48. Vel erda feraşnaha fe nı'mel mahidun "Yeri de biz yaydık, biz ne güzel döşeyiciyiz" 47'den göğün genişletilmeye devam edildiği anlamını çıkarıyorsan eğer, 48'den de yerin döşetilmeye devam edildiği anlamını çıkarman lazım. Bu da mümkün olmadığına göre, öyleyse önceki ayette de genişletmesinden bahsedilemez. Mart 2, 2008 tarihinde Pante tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
koop 0 Mart 2, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi musiun kelimesi if'al bab'ındandır, vüs'a yani geniş, kuşatan anlamındadır. bunu nasıl tercüme etmişler geçmişteki mealciler? Kudretimiz herşeyi kuşatır, çok kudretliyiz, kaadiriz diyerek. Genişletici olması için istif'al bab'ından olması gerekir. Biz onu genişleteniz, genişleticiyiz demek için "ve nahnu lehu mustevziun" demesi lazımdı. Yani ayette; Göğe bir bak, onu biz kurduk, daha genişini, büyüğünü kurmaya da kudretimiz yeter" diyor. Genişletmekte olduğunu söylemiyor, genişleteceğini de söylemiyor. Genişletmeye kudreti olmak ayrı, genişletmek ayrı. Göğün azametinden, büyüklüğünden sözederek, daha büyüklerini, daha genişlerini yapmaya kudreti olduğunu belirtmekle, "genişleten olmak" arasında büyük fark var. Şimdi bir sonraki ayete bakalım: 48. Vel erda feraşnaha fe nı'mel mahidun "Yeri de biz yaydık, biz ne güzel döşeyiciyiz" 47'den göğün genişletilmeye devam edildiği anlamını çıkarıyorsan eğer, 48'den de yerin döşetilmeye devam edildiği anlamını çıkarman lazım. Bu da mümkün olmadığına göre, öyleyse önceki ayette de genişletmesinden bahsedilemez. sn pante sizi anladım. lütfen böyle düzeyli gitsin ve başka da kimse yazmasın..... Link to post Sitelerde Paylaş
gercekisim 0 Mart 2, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi arkadaş bu yazdıklarını nerden aldığını da yazsaymış keşke Link to post Sitelerde Paylaş
koop 0 Mart 2, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi sn pante sizi anladım. lütfen böyle düzeyli gitsin ve başka da kimse yazmasın..... buradaki "de" eki var ve yukarıya bağlantısı var ok. bağlantı ya bakalım. 1göğü kurduk.2onu genişletiyoruz.3.yeri "de" yaydık. şimdi buradaki de eki yukarıdaki cümleye aittir. ama 1 e mi 2 ye mi?tabiki 1 e ..neden? çünkü 1 no da bir yaratmak var(gök).sonra 2 no da onun bir özeeliği(genişlemek) sonra 3 de bir yaratmak var. buradaki 1 ve 3 aynı anlam bütünlğündedir .bir "isim" vardır ve onun yaratıldığından bahsedilir. 2 de ise bir sıfat vardır. dolayısı ile 3 deki "de" hali "1" noya atıf yapılır.yani göğü yarattık.sonra yeri de yarattık.ok? aradki sıfattan bahsetmesi idianız mantıken hatadır Link to post Sitelerde Paylaş
Pante 0 Mart 2, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi buradaki "de" eki var ve yukarıya bağlantısı var ok. bağlantı ya bakalım. 1göğü kurduk.2onu genişletiyoruz.3.yeri "de" yaydık. şimdi buradaki de eki yukarıdaki cümleye aittir. ama 1 e mi 2 ye mi?tabiki 1 e ..neden? çünkü 1 no da bir yaratmak var(gök).sonra 2 no da onun bir özeeliği(genişlemek) sonra 3 de bir yaratmak var. buradaki 1 ve 3 aynı anlam bütünlğündedir .bir "isim" vardır ve onun yaratıldığından bahsedilir. 2 de ise bir sıfat vardır. dolayısı ile 3 deki "de" hali "1" noya atıf yapılır.yani göğü yarattık.sonra yeri de yarattık.ok? aradki sıfattan bahsetmesi idianız mantıken hatadır Doğru. 2 ayeti birlikte değerlendirelim: Göğü de, yeri de biz yarattık. Biz daha genişlerini de yaratmaya kudretliyiz. Biz ne güzel döşeyiciyiz. Elmalılı şöyle çevirmiş; Biz göğü kudretimizle bina ettik. Hiç şüphesiz biz, çok genişlik ve kudret sahibiyiz. Şöyle de tefsir etmiş: Kudret ve kuvvetimiz öyle geniştir ki semayı bina ile tükenmedikten başka onu daha çok genişletebilir. Bu mânâ hem, "Artık orada bize nebir yorgunluk dokunacak ne de orada bize bir usanç gelecektir." (Fâtır, 35/35), hem de "O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır." (Bakara, 2/255) âyetlerinin mânâlarını andırır. Birisi de zenginliği, nimet ve nimet vermede genişliği ifade eder, biz darlıkları genişletiriz. Yalvaran darda kalmışlara icabet eden, sıkıntıları açan, ihtiyaçları gideren, fakirleri zenginleştiren, nimet vereniz, demek olur. Buna karşın evrenin genişlediği bilgilerinden sonra mucizeciler meallerini değiştirerek "genişletmekteyiz" ya da "genişleticiyiz" e çevirip "işte Kur'an'daki mucize" diye öne sürmüşler. Örneğin bir gökdelen yapan mimarın " istesem daha yükseğini de yapardım" demesini, " Yükseltiyorum" "yükselticiyim" şekline çevirmeye benziyor. Link to post Sitelerde Paylaş
koop 0 Mart 2, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi Doğru. 2 ayeti birlikte değerlendirelim: Göğü de, yeri de biz yarattık. Biz daha genişlerini de yaratmaya kudretliyiz. Biz ne güzel döşeyiciyiz. yanlış.bana doğru dedkten sonra yine kendi bildiğinizi yazmışsınız:) 47göğü yarattık ,genişleticisiyiz.48yeri """de""" yarattık.ne güzel d....(basitçesi) ikisi ayrı ayrı şimdi son yazının 2 . kısmına gelelim yazdıklarına gelelim... Link to post Sitelerde Paylaş
gercekisim 0 Mart 2, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi Kuran'ın neden evrensel olamayacağının bir kanıtı da bu ve benzeri tercüme tartışmalarıdır. Birisi çeviri yapıyor,diğeri ise aynı cümleleri çok farklı anlama gelecek şekilde tercüme ediyor...Yani bu kitaptaki pek çok cümleyle ilgili ittifak sağlanamıyor. Bu kitabı bugünkü arapların bile çoğunlukla anlamadığını duymuştum,sebebi ise biz nasıl osmanlı dönemindeki pek çok divan şiirinden birşey anlamıyorsak araplar da 1400 sene evvelki sözlerden hemen hemen birşey anlamıyor. Özetle,bugün bu tür tartışmaları yapıyor olmamız,Kuran'ın ne olduğunu ortaya koyuyor. Link to post Sitelerde Paylaş
koop 0 Mart 2, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi 1göğü kurduk.2onu genişletiyoruz.3.yeri "de" yaydık. şimdi buradaki de eki yukarıdaki cümleye aittir. ama 1 e mi 2 ye mi?tabiki 1 e ..neden? çünkü 1 no da bir yaratmak var(gök).sonra 2 no da onun bir özeeliği(genişlemek) sonra 3 de bir yaratmak var. buradaki 1 ve 3 aynı anlam bütünlğündedir .bir "isim" vardır ve onun yaratıldığından bahsedilir. 2 de ise bir sıfat vardır.ve sonradan gelen de eki ile bu "sıfatlı" cümlenin ilgisi yoktur... dolayısı ile 3 deki "de" hali "1" noya atıf yapılır.yani göğü yarattık.sonra yeri de yarattık.ok? aradki sıfattan bahsetmesi idianız mantıken hatadır doğru demişsiniz...teşekkürler .o zaman bu konu geride kalıyor... yerinde genişlediği anlamı yok. şimdi gelelim musiun kelimesine....tekrarlıyorum... Musiun evsa’a kökünden geliyor. Genişletmek… Vasi tam olarak “İslam dininde Allah'ın 99 isminden, bağışlaması bol ve rahmeti çok olandır. Yarattıklarına maddi ve manevi genişlik verendir (el-Bakara, 2/247).” anlamında. Musiun da bu anlamda. Vasiun kelimesinin çoğulu. “Genişlik vereniz” demek. Ayetteki “le” (musiundan önce gelen) "çok fazla" anlamına geliyor. Yani zariyat 47 “çok fazla genişlik vereniz” demek. Kuran'ın ne söylediğinin yanında, ne söylemediği de çok önemli! Burada, basitçe “onu genişlettik” denmemesi çok ilginç! Öyle denmiş olsa bu süreç bitti anlamı çıkacak. Ayrıca, “onu genişleteniz” denmemesi de çok ilginç. Çünkü “onu” eki gelse “genişlettik oldu bitti” anlamı çıkacak. şimdi ise senin yazını inceleyelim... Link to post Sitelerde Paylaş
herakles 0 Mart 2, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi (düzenlendi) EĞER ''ONU GENİŞ KILDIK'' DESEYDİ MUSİUN demezdi vasiun derdi..Burda genişliğin değişkenliği söz konusu. Selam.. Mart 2, 2008 tarihinde herakles tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
koop 0 Mart 2, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi (düzenlendi) Elmalılı şöyle çevirmiş; Biz göğü kudretimizle bina ettik. Hiç şüphesiz biz, çok genişlik ve kudret sahibiyiz. lllllllllllllllllllllllllll şimdi 1 .cümle kelime kelime çevrilmiş. sonra elmalılının karşısına"biz genişleticiyiz"anlamında bir şey çıkmış.şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin.evrenin genişlediğini bilmeyen elmalılı buradaki "sıfatfiili" isme nitelendirmemiş.ve siz elmalılı olsa idiniz genişleticiyiz kelimesini inanın öyle çevirirdiniz... hem elmalılının genişlik ve kudret derken burada fazladan kudret kelimesini de koyduğuna dikkat çekerim. llllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll Şöyle de tefsir etmiş: Kudret ve kuvvetimiz öyle geniştir ki semayı bina ile tükenmedikten başka onu daha çok genişletebilir. Bu mânâ hem, "Artık orada bize nebir yorgunluk dokunacak ne de orada bize bir usanç gelecektir." (Fâtır, 35/35), hem de "O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır." (Bakara, 2/255) âyetlerinin mânâlarını andırır. lllllllllllllllllll bakın sizde manalarını andırı demişsiniz.yani burada aslında mecazi kullanan elmalının ta kendisidir.burada zaten genişleme kelimeside yoktur.ama benim sunduğum ayette vardır... llllllllllllllllllllll Birisi de zenginliği, nimet ve nimet vermede genişliği ifade eder, biz darlıkları genişletiriz. Yalvaran darda kalmışlara icabet eden, sıkıntıları açan, ihtiyaçları gideren, fakirleri zenginleştiren, nimet vereniz, demek olur. lllllllllllllllll mecaz devam ediyor.... llllllllllllllllllllll Buna karşın evrenin genişlediği bilgilerinden sonra mucizeciler meallerini değiştirerek "genişletmekteyiz" ya da "genişleticiyiz" e çevirip "işte Kur'an'daki mucize" diye öne sürmüşler. burada da gerçek öğrenilince doğru anlam yazılmış...bunda birşey yok.... Mart 2, 2008 tarihinde koop tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Dehri 0 Mart 2, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi burada da gerçek öğrenilince doğru anlam yazılmış...bunda birşey yok.... Bu şark kurnazlığı değil midir Birşey bulunsun sonra uygun bir ayet bul ordaki bir kelimenin şu bu anlamını al "gerçek öğrendildi doğru anlam yazıldı" de Link to post Sitelerde Paylaş
koop 0 Mart 2, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi EĞER ''ONU GENİŞ KILDIK'' DESEYDİ MUSİUN demezdi vasiun derdi..Burda genişliğin değişkenliği söz konusu. Selam.. musiun çoğulu değilmidir? Link to post Sitelerde Paylaş
kutay 0 Mart 2, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi işte benim evimdeki kuran meali <elmalı> 47.Biz göğü büyük bir kudretle bina ettik ve şüphesiz Biz onu genişleticiyiz Link to post Sitelerde Paylaş
koop 0 Mart 2, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi Ne diyon kardeşim sen!! İyice soytarılığı ele aldınız, ilim diye bize Arap cehaletini kakalayacaksınız.. Neymiş, Elmalılı evrenin genişlediğini bilseymiş, evreni genişletmeye kadirdi diye çevirirmiş.. Ulan resmen kendi sahtekarlığınızı itiraf ediyorsun. Mana aynıdır, asırlardır anlaşıldığı anlamı bir kalemde bambaşka bir anlama çekmek sahtekarlıktır. İşte gösterilen de bu sahtekarlıktır.. Yani senin yekten itiraf ettiğin sahtekarlık.. Gökleri yedi kat olarak direksiz inşa eden, yıldızları bu katlar içine ışık saçıp yol göstersin diye koyan, kıyamette yıldızların döküleceğini söyleyen bir cahil, evrenin genişlemesi hakkında ahkam kesemez. Oradaki anlam asırlardır anlaşıldığı gibi "geniş kudret sahibi" olmaktır. netice olarak, Araçayı eğip bükerek, lastik gibi çekiştirip modern Artronomiye uydurmaya çalışmak, tam tabiriyle sahtekarlıktır.. daha önce bu konuyu senle tartıştık aynılarını yazdım ve kelime kelime senden açıklama istedim.. ben bilmem sanada inanmam .elmalılı yazmış bi kere dedin ve gittin.o yüzden sen kenar da dur. soytarı sensin Link to post Sitelerde Paylaş
xislam 0 Mart 2, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi işte benim evimdeki kuran meali <elmalı> 47.Biz göğü büyük bir kudretle bina ettik ve şüphesiz Biz onu genişleticiyiz ama gerçeği bu. Zariyat-47 Gogu gucumuzle bir kurduk; suphesiz biz genis kudret sahibiyiz. Link to post Sitelerde Paylaş
mamuli 0 Mart 2, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi burada da gerçek öğrenilince doğru anlam yazılmış...bunda birşey yok.... Evet. Sizin de belirttiğiniz gibi gerçeği öğrenmek için bilim yapmak araştırmak gerekiyor. Gerçekler Kuran'dan öğrenilemez. Kuran adına yapılabilecek tek şey, şurası şöyleydi burası böyleydi deyip Kuran'ı gerçekler uydurmaya çalışmak. Bu arada Pante başta olmak üzere diğer arkadaşları da tebrik ediyorum. Çoban matı dedikleri bu olsa gerek. Link to post Sitelerde Paylaş
koop 0 Mart 2, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 2, 2008 gönderildi Bu şark kurnazlığı değil midir Birşey bulunsun sonra uygun bir ayet bul ordaki bir kelimenin şu bu anlamını al "gerçek öğrendildi doğru anlam yazıldı" de benim böyle iddiam yok.haklı gibisiniz.ancak elmalılı neden böyle yapmış dendi bende onu mantığımla cevapladım. dedim ki: sonra elmalılının karşısına"biz genişleticiyiz"anlamında bir şey çıkmış.şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin.evrenin genişlediğini bilmeyen elmalılı buradaki "sıfatfiili" isme nitelendirmemiş.ve siz elmalılı olsa idiniz genişleticiyiz kelimesini inanın öyle çevirirdiniz... buradaki dolambaşlık sizin dolambaçlı sorunuzdan geliyor yani ok? siz ilk anlamı alsanız bende de sorun olmayacak. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts