Jump to content

Bakalım, Said'in Ruh ispatında nasıl mantık hataları yapılmış


Recommended Posts

29. söz 2. maksat:

MUKADDİME

Nasıl ki, bir saray veya bir şehir hakkında biri dâvâ etse, “Şu saray veya şehir, tahrip edilip yeniden muhkem bir surette bina ve tamir edilecektir”; elbette, onun dâvâsına karşı altı sual terettüp eder.

Birincisi: Niçin tahrip edilecek? Sebep ve muktazi var mıdır? Eğer, “Evet, var” diye ispat etti.

İkincisi, şöyle bir sual gelir ki: “Bunu tahrip edip, tamir edecek usta muktedir midir? Yapabilir mi?” Eğer, “Evet, yapabilir” diye ispat etti.

Üçüncüsü, şöyle bir sual gelir ki: “Tahribi mümkün müdür? Hem, sonra tahrip edilecek midir?” Eğer “Evet” diye imkân-ı tahribi, hem vukuunu ispat etse; iki sual daha ona varid olur ki:

“Acaba şu acip saray veya şehrin yeniden tamiri mümkün müdür? Mümkün olsa, acaba tamir edilecek midir?” Eğer “Evet” diye bunları da ispat etse, o vakit bu meselenin hiçbir cihette, hiçbir köşesinde bir delik, bir menfez kalmaz ki, şek ve şüphe ve vesvese girebilsin.

İşte, şu temsil gibi; dünya sarayının, şu kâinat şehrinin tahrip ve tamiri için muktazi var. Fâil ve ustası muktedir; tahribi mümkün ve vaki olacak, tamiri mümkün ve vaki olacaktır. İşte şu meseleler Birinci Esastan sonra ispat edilecektir.

BİRİNCİ ESAS

Ruh, katiyen bâkidir. Birinci Maksattaki melâike ve ruhanîlerin vücutlarına delâlet eden hemen bütün deliller, şu meselemiz olan bekà-i ruha dahi delildirler. Bence mes’ele o kadar kat’îdir ki, fazla beyan abes olur. Evet, şu âlem-i berzahta,

Benim bulduklarım:

1) 2. soru cevaplandıktan sonra, 3. soruyu sormaya gerek yoktur.

2) 3. Sorunun hemen 2. parçasında, 'Hem, sonra tahrip edilecek midir?' derken bu ne aymazlıktır ki bunu buraya yazmış.

Gördüğünüz gibi soru sorma düzeninde hiç bir mantık sırası ve dikkat yok. Said sölemiş, katibi yazmış.

Ve arkadaşlar sonuna dikkat edin:

BİRİNCİ ESAS

Ruh, katiyen bâkidir.

Ya arkadaşlar bir ispata, direk 'Ruh katiyen bakidir' diye girilir mi?

Bu da 2. bir aymazlık. Bu Molla, Descartes gibi bir Ruh cevher ve Beden cevher ispatı bile yapamamıştır. Direk kafadan maksadı neyse onu yazarak olaya girmiş, dangıl dungul aklına ne geliyorsa yazdırmış,

Bir de Descartesin, Ruh ve Bedeb ispatını okyun, Saide 1000 basar ki ben Hocamıza Descartesi işlediğimiz dersin sonunda bir soru sordum: (Biliyorsunuz Descartes ve o dönem filozofları Ruh Düşünen tözdür diyorlardı.)

Soru: 20 yaşına kadar çok güzel akleden bir kişi, 20 yaşında akıl sağlığını kaybedince, içinden ruhu uçup kaçıyor mu, dedim? Hoca, güzel bir soru teşekkür ederim dedi, bu soruna Descartes de cevap veremezdi, çünkü o dönemlerde, Delilerin Ruhlarına ne olduğu bilinmiyordu, dedi.

Sorulara bakın nasıl bir çorba. Bu adam kuvvetli vahiy alıyor diyorlar. Bu bir yalandır, hatta bir ahlaksızlıktır, kandırmacadır.

tarihinde inevitablen tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Din mensupları İspat kelimesini çok basit olarak kullandıklarından Kanıtları da komedidir.

Ruh'un ispatı için ortaya koyduğu tavır gerçekten komik.

Ruh, katiyen bâkidir.

Ya arkadaşlar bir ispata, direk 'Ruh katiyen bakidir' diye girilir mi?

Girmemelimiydi bilmiyorum ama ortada varlığını ispatlamaya çalıştığı birşey için bir tanıma gitmiş.Bu tanımın kendisi de ayrı bir ispat gerektiren bir durum.

Soru: 20 yaşına kadar çok güzel akleden bir kişi, 20 yaşında akıl sağlığını kaybedince, içinden ruhu uçup kaçıyor mu, dedim? Hoca, güzel bir soru teşekkür ederim dedi, bu soruna Descartes de cevap veremezdi, çünkü o dönemlerde, Delilerin Ruhlarına ne olduğu bilinmiyordu, dedi.

Daha önce akleden kişinin bu akli yeteneğinin sebebi Ruh mudur?

Said-i Nursi çok düşük temelde felsefe yapıyor söylemleri alakasız teşbihlere dayalı.Ve sürekli birincil önkabullere sahip ve bu önkabullerin kendilerinin bir ispata ihtiyacı var.

Selamlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

türkiyede yaşamış birisi,ama yazıları osmanlıca.

bu nasıl bir osmanlıca sevdasıdır anlamadım,osmanlıca bilmeyen müslümanlar kitabı açınca anlamadıkları için herhalde önemli şeyler barındırıyor diye düşünüyor genelde.

günümüz türkçesine dönüşümü yapılsın bu adamın yazıları,yapacağı etki ne kadar olacaktır merak ediyorum.

ayrıca kanıtlamaya girişeceği kavramı,kesinlikle ölümsüzdür diye açıklayan bir mantıktan pek birşey bekleyemezsiniz.

ruhun kanıtı=ya hadis,ya kuran ayeti veyahut da ruh katiyyen bakidir gibi cümleler. :blink:

Link to post
Sitelerde Paylaş

ruh katiyen bakidir ifadesi eğer '' doğrusal bir düzlemde iki nokta arasından yalnız ve yalnız bir doğru geçer'' ifadesi kadar akla yatkın ve açık olsaydı eyivallah çeker ve onun üzerine yeni çıkarımlar yapmaya girişirdik. ama saidin ifadesi böyle değil..o ifadeyi doğru kabul etmek din tarafından ele geçirilmiş kör bir beyin gerektirir

Link to post
Sitelerde Paylaş
Din mensupları İspat kelimesini çok basit olarak kullandıklarından Kanıtları da komedidir.

Ruh'un ispatı için ortaya koyduğu tavır gerçekten komik.

Girmemelimiydi bilmiyorum ama ortada varlığını ispatlamaya çalıştığı birşey için bir tanıma gitmiş.Bu tanımın kendisi de ayrı bir ispat gerektiren bir durum.

Daha önce akleden kişinin bu akli yeteneğinin sebebi Ruh mudur?

Said-i Nursi çok düşük temelde felsefe yapıyor söylemleri alakasız teşbihlere dayalı.Ve sürekli birincil önkabullere sahip ve bu önkabullerin kendilerinin bir ispata ihtiyacı var.

Selamlar.

Evet Descartes tam senin dediğin gibi sıfırdan Ruh ispatı yapmıştır. Düşünüyorum öyle ise varım demiştir. Ama sonunda tam bir fiyasko olduğu ortaya çıkıyor. Deliler düşünemiyor onların ruhu nerde diyorsun iş bitiyor. Onu da burada anlatıcam. Onun yaptığının yanında bu bizim Mollanın ki pire gibi kalır. Bunların gözü başka kaynak görmediğinden bişi sanıyolar okuduklarını. Ben buraya koyayım da bir karşılaştırsınlar.

tarihinde inevitablen tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
türkiyede yaşamış birisi,ama yazıları osmanlıca.

bu nasıl bir osmanlıca sevdasıdır anlamadım,osmanlıca bilmeyen müslümanlar kitabı açınca anlamadıkları için herhalde önemli şeyler barındırıyor diye düşünüyor genelde.

günümüz türkçesine dönüşümü yapılsın bu adamın yazıları,yapacağı etki ne kadar olacaktır merak ediyorum.

ayrıca kanıtlamaya girişeceği kavramı,kesinlikle ölümsüzdür diye açıklayan bir mantıktan pek birşey bekleyemezsiniz.

ruhun kanıtı=ya hadis,ya kuran ayeti veyahut da ruh katiyyen bakidir gibi cümleler. :blink:

Adam Kürt, eski medrese eğitimi almış gerici mollanın biri. onun için eserler osmanlıca. bu molla cennette de farsça ve arapça konuşulucağını da ispat etmiş. nasıl etmiş anlamadım, takipçileri öle diyor. ben 1 yıl çlerinde kaldım ben göremiyorum ama bunlar bayağa hakikat görüyor. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
ruh katiyen bakidir ifadesi eğer '' doğrusal bir düzlemde iki nokta arasından yalnız ve yalnız bir doğru geçer'' ifadesi kadar akla yatkın ve açık olsaydı eyivallah çeker ve onun üzerine yeni çıkarımlar yapmaya girişirdik. ama saidin ifadesi böyle değil..o ifadeyi doğru kabul etmek din tarafından ele geçirilmiş kör bir beyin gerektirir

Aynen. Adam aklına gelenleri yazdırmış , katibede aman ha sakın düzeltmeye kalkma onlar Arştan geliyor demiş. Hadi adam deli ya, siz necisiniz değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Adam Kürt, eski medrese eğitimi almış gerici mollanın biri. onun için eserler osmanlıca. bu molla cennette de farsça ve arapça konuşulucağını da ispat etmiş. nasıl etmiş anlamadım, takipçileri öle diyor. ben 1 yıl çlerinde kaldım ben göremiyorum ama bunlar bayağa hakikat görüyor. :)

görülecek bir hakikat olmadığındandır.

kanıtlama sistemi,kanıtının yapılacağı kavramı önkabullerle (yani kanıtlanması gereken başka kavramlarla) açıklayan bir yol izlemek olan bir adam.

yani anlıyacağın herhangi bir kavramın kanıtına girişmek,bu adam ve takipçileri açısından döngü oluşturacaktır.

bir kavramı açıklayabilmek adına,daha geride pek çok açıklanması gereken kavram bırakmaktan çekinmiyorlar.

sonuçta önkabullerle kanıt olmaz.

mantığın sınırlarını ne yönde zorladığı malum,bu adamı ciddiye alanların mantığından şüphe etmek ve ciddiye almamak yerinde olacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
ruh katiyen bakidir ifadesi eğer '' doğrusal bir düzlemde iki nokta arasından yalnız ve yalnız bir doğru geçer'' ifadesi kadar akla yatkın ve açık olsaydı eyivallah çeker ve onun üzerine yeni çıkarımlar yapmaya girişirdik. ama saidin ifadesi böyle değil..o ifadeyi doğru kabul etmek din tarafından ele geçirilmiş kör bir beyin gerektirir

İmza.

Link to post
Sitelerde Paylaş
ruh katiyen bakidir ifadesi eğer '' doğrusal bir düzlemde iki nokta arasından yalnız ve yalnız bir doğru geçer'' ifadesi kadar akla yatkın ve açık olsaydı eyivallah çeker ve onun üzerine yeni çıkarımlar yapmaya girişirdik. ama saidin ifadesi böyle değil..o ifadeyi doğru kabul etmek din tarafından ele geçirilmiş kör bir beyin gerektirir

bana alternatif getir . ikna et. kalbim beynim ve duygularım tastiklesin haydi

Link to post
Sitelerde Paylaş

ya arkadaşlar, bu adam mantık mı biliyor?

yaptığı tek şey döngüsel düşünüp

sayfalarca laf kalabalığıyla ön kabulünü ispatlamış gibi yapmak.

ha gene laf kalabalığıyla ön kabullerini gizleyebiliyor.

bunu bilinçli yapıp yapmadığı konusunda dahi tereddütlerim var. :)

avam tabakası saydığı güruhun algısı ve anlayış kapasitesi de belli olduğundan

saidin 'yazdıklarım tüm muannid (inatçı) feylosafları imana getirmezse bile susturur' şeklindeki mavallarına kolayca kanıyor.

oysa felsefe ve mnatık bilen biri yazanları anlayabildikten sonra gülüp geçer bunlara.

Link to post
Sitelerde Paylaş
ya arkadaşlar, bu adam mantık mı biliyor?

yaptığı tek şey döngüsel düşünüp

sayfalarca laf kalabalığıyla ön kabulünü ispatlamış gibi yapmak.

ha gene laf kalabalığıyla ön kabullerini gizleyebiliyor.

bunu bilinçli yapıp yapmadığı konusunda dahi tereddütlerim var. :)

avam tabakası saydığı güruhun algısı ve anlayış kapasitesi de belli olduğundan

saidin 'yazdıklarım tüm muannid (inatçı) feylosafları imana getirmezse bile susturur' şeklindeki mavallarına kolayca kanıyor.

oysa felsefe ve mnatık bilen biri yazanları anlayabildikten sonra gülüp geçer bunlara.

Evet zaten kendi yazdığı bir sözlük de var. Hayatına bakarsanız bu söylemlerini Allah'tan kuvvetli ilham ile değil kendi kasesinden ıkınarak çıkardığı çok bellidir. Evet Said'in işkembe-i kübradan salladığı 2 kere 2 dört edercesine ortadır.

tarihinde inevitablen tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Said Nursinin zaten felsefik düşünme gibi bir derdi yok.O bu düşünce biçimlerinin bir noktadan sonra iman dairesine zarar verdiğini bile düşünür.Bu zamanda maddiyun fikri herkesi sersem ettiğinden en bedihi bir şeyde vesvese vermiş

diyerek en açık konuların bile materyalist tartışmalar yöntemi sonucunda insanı şüpheye soktuğunu ifade ediyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
29. söz 2. maksat:

MUKADDİME

Nasıl ki, bir saray veya bir şehir hakkında biri dâvâ etse, “Şu saray veya şehir, tahrip edilip yeniden muhkem bir surette bina ve tamir edilecektir”; elbette, onun dâvâsına karşı altı sual terettüp eder.

Birincisi: Niçin tahrip edilecek? Sebep ve muktazi var mıdır? Eğer, “Evet, var” diye ispat etti.

İkincisi, şöyle bir sual gelir ki: “Bunu tahrip edip, tamir edecek usta muktedir midir? Yapabilir mi?” Eğer, “Evet, yapabilir” diye ispat etti.

Üçüncüsü, şöyle bir sual gelir ki: “Tahribi mümkün müdür? Hem, sonra tahrip edilecek midir?” Eğer “Evet” diye imkân-ı tahribi, hem vukuunu ispat etse; iki sual daha ona varid olur ki:

“Acaba şu acip saray veya şehrin yeniden tamiri mümkün müdür? Mümkün olsa, acaba tamir edilecek midir?” Eğer “Evet” diye bunları da ispat etse, o vakit bu meselenin hiçbir cihette, hiçbir köşesinde bir delik, bir menfez kalmaz ki, şek ve şüphe ve vesvese girebilsin.

İşte, şu temsil gibi; dünya sarayının, şu kâinat şehrinin tahrip ve tamiri için muktazi var. Fâil ve ustası muktedir; tahribi mümkün ve vaki olacak, tamiri mümkün ve vaki olacaktır. İşte şu meseleler Birinci Esastan sonra ispat edilecektir.

BİRİNCİ ESAS

Ruh, katiyen bâkidir. Birinci Maksattaki melâike ve ruhanîlerin vücutlarına delâlet eden hemen bütün deliller, şu meselemiz olan bekà-i ruha dahi delildirler. Bence mes’ele o kadar kat’îdir ki, fazla beyan abes olur. Evet, şu âlem-i berzahta,

Benim bulduklarım:

1) 2. soru cevaplandıktan sonra, 3. soruyu sormaya gerek yoktur.

2) 3. Sorunun hemen 2. parçasında, 'Hem, sonra tahrip edilecek midir?' derken bu ne aymazlıktır ki bunu buraya yazmış.

Gördüğünüz gibi soru sorma düzeninde hiç bir mantık sırası ve dikkat yok. Said sölemiş, katibi yazmış.

Ve arkadaşlar sonuna dikkat edin:

BİRİNCİ ESAS

Ruh, katiyen bâkidir.

Ya arkadaşlar bir ispata, direk 'Ruh katiyen bakidir' diye girilir mi?

Bu da 2. bir aymazlık. Bu Molla, Descartes gibi bir Ruh cevher ve Beden cevher ispatı bile yapamamıştır. Direk kafadan maksadı neyse onu yazarak olaya girmiş, dangıl dungul aklına ne geliyorsa yazdırmış,

Bir de Descartesin, Ruh ve Bedeb ispatını okyun, Saide 1000 basar ki ben Hocamıza Descartesi işlediğimiz dersin sonunda bir soru sordum: (Biliyorsunuz Descartes ve o dönem filozofları Ruh Düşünen tözdür diyorlardı.)

Soru: 20 yaşına kadar çok güzel akleden bir kişi, 20 yaşında akıl sağlığını kaybedince, içinden ruhu uçup kaçıyor mu, dedim? Hoca, güzel bir soru teşekkür ederim dedi, bu soruna Descartes de cevap veremezdi, çünkü o dönemlerde, Delilerin Ruhlarına ne olduğu bilinmiyordu, dedi.

Sorulara bakın nasıl bir çorba. Bu adam kuvvetli vahiy alıyor diyorlar. Bu bir yalandır, hatta bir ahlaksızlıktır, kandırmacadır.

İkincisi, şöyle bir sual gelir ki: “Bunu tahrip edip, tamir edecek usta muktedir midir? Yapabilir mi?” Eğer, “Evet, yapabilir” diye ispat etti.

Üçüncüsü, şöyle bir sual gelir ki: “Tahribi mümkün müdür? Hem, sonra tahrip edilecek midir?” Eğer “Evet” diye imkân-ı tahribi, hem vukuunu ispat etse; iki sual daha ona varid olur ki:

sen ne demişsin

Benim bulduklarım:

1) 2. soru cevaplandıktan sonra, 3. soruyu sormaya gerek yoktur.

Ben sana diyorum ki şu karşıda ki binayı yıkacak usta bunu yıktıktan sonra tamir edebilir mi?

2. soru bu bakalım 3. soruya gerek var mı?

3.soru

Peki hadi o usta bunu yıktıktan sonra tamir edebilir peki ya bu binayı yıkmak mümkün müdür?

Sen nasıl 2. soruyu sorduktan sonra 3. soruya gerek yok diyorsun anlamadık gitti sebebinide yazsaydın bari.

Gayet basit bina

1-tahrip edilebilir mi

2-Tahripten sonra tamir edilebilir mi

3-Sebebi nediR

şu 3 soruyu soruyor bediüzzaman daha okuduğunu anlamadan havalanma.hangi soru hangisini engelliyor yada cevaplıyor bir söyle bakalım.

geleli şu ruh katiyyen bakidir meselesine...

BİRİNCİ ESAS

Ruh, katiyen bâkidir.[/color]

Ya arkadaşlar bir ispata, direk 'Ruh katiyen bakidir' diye girilir mi?

Önce bak bakalım bu yazının öncesinde ruh isbatlanmış mı?

Bak ne diyor?

Ruh, katiyen bâkidir. Birinci Maksattaki melâike ve ruhanîlerin vücutlarına delâlet eden hemen bütün deliller,

Nerde ki deliller?

cevap:Birinci maksattaki melakike ve ruhanilerin vucutlarına delalet eden bütün deliller.

Peki bu delillere sen baktın mı? tabiki hayır

Peki bu deliller neye delilmiş

şu meselemiz olan bekà-i ruha dahi delildirler.

ha şimdi buradan anlalışılıyor ki yazılan birinci esastan önce melakike ve ruhanilere delil veren birşeyler yazmış bediüzzaman bu yazdıklarıda ruhun bekasına delil olmuş..

Demek isbatı senin okumadığın sayada yapıyor isbatı yaptıktan sonra ''Ruh katiyyen bakidir'' diye yazısına bşlıyor.

Peki bundan çıkan sonuç nedir

1-Bilgi ve birikimin vardı senin fakat o bilgi ve birikimin içinde bir kitabın nasıl okunacağına dair bir veri yok

2-En basitinden bir binanın neden yıkıldığını kimin yıkacağını yktıktan sonra tamir edebilecek mi gibi mantıkları bile anlayacak kadar beynin yok.

Yahu bunu forumda ki diğer nurcu abilerim görse sabaha kadar gülerler.

Ruhun isbatında ki yanlışları kanıtlamak için konu açıyorsun fakat ruhun isbatının yapıldığı yerlere değilde isbatından sonra yazılan metinlerden yanlışlar buluyorsun :lol:

Allah sana gerçekten akıl fikir versin

Link to post
Sitelerde Paylaş

Alem adam şu ınevıtable :lol::lol:

Bu adamın yazıları da olmasa biz nasıl gülecez bılmem kı :)

Sen kuranı da böyle okuyup yorumluyosan vay halıne demek kı.Illegaltm kardeşim sana gerekli cevabı vermiş ekleme yapmaya gerek bıle duymuyorum.Bana kalırsa bu türden başlıklarla kendını daha fazla yıpratma derim.Sen ufoları araştırmaya ve bununla ılgılı görüşlerini foruma taşımaya devam et.Bakarsın ufoların var olduğuna dair kanıtlar getırırsın de yeni bir çığır açarsın bellimi olur :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

"inevitablen" Arkadaşım sana 2 sorum var ona göre cevap vereceğim:

1-Sen 18 yaşından büyükmüsün? Büyük değilsen bu foruma takılıp hem dünyanı hem ahiretini karartma: büyüksen:

2-Ruh, katiyen bâkidir. Birinci Maksattaki melâike ve ruhanîlerin vücutlarına delâlet eden hemen bütün deliller, şu meselemiz olan bekà-i ruha dahi delildirler. Bence mes’ele o kadar kat’îdir ki, fazla beyan abes olur. Evet, şu âlem-i berzahta,..

alıntıladığın yeri tekrar oku Ruhun varlığı ve bakilği isbatı 29. söz 1. maksatta isbat edilmiş oradan alıntı yapmaya başlamalıydın

o zaman mesele kalmayacaktı daha doğrusu herkes neyi tartıştığını bilecekti

ortadan bir yerden alıntıyla başlamışsın konuya

duruma göre devam eder

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nurculukla temel mücadelenin yolu Nurcu TV ve yayınlarını izlememek,almamaktır..Nurcu yurtlarına ,dersanelerine üniversitelerine,öğrenci kaydı yapmamaktır.

Bu ülkenin şeriat bataklığına sürüklenmemesinin yolu budur..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...