Odin 0 Oluşturuldu: Ağustos 5, 2009 Raporla Share Oluşturuldu: Ağustos 5, 2009 İlahiyatın Boşluğu Kökenimizle ilgili aşağıdaki bilgilere bilim sayesinde sahibiz. Evrenin aşağı yukarı ne zaman başladığını ve neden çoğunun hidrojen olduğunu biliyoruz. Yıldızların neden oluştuklarını ve içlerinde hidrojeni diğer elementlere çevirecek şekilde neler gerçekleştiğini, bunun fiziksel bir dünyada kimyayı ortaya çıkardığını biliyoruz. Kimyasal bir dünyanın kendini kopyalayan moleküllerin ortaya çıkışıyla biyolojiye nasıl dönüşebileceğinin temel prensiplerini biliyoruz. Kendi kendini kopyalamanın, Darwinci seçilim aracılığı ile tüm hayatın ve insanların doğuşunu sağladığını biliyoruz. Bize tüm bu bilgiyi veren, hatta etkileyici, şaşırtıcı ve kendi kendini doğrulayıcı bir detay içinde veren sadece ve sadece bilimdir, bilimden başka şey değildir. Tüm bu sorular üzerinde ilahiyatın, her zaman kesin şekilde hatalı olduğu kanıtlanan görüşleri oldu. Bilim çiçek hastalığını yok etti, en ölümcül hastalıklara karşı bağışıklık kazandırabiliyor, eskiden ölümcül sayılan bakterilerin birçoğunu yok ediyor. ilahiyat ise veba hakkında, onun günahların bedeli olduğunu söylemekten başka bir şey yapmadı. bilim bir kuyruklu yıldızın ne zaman görüleceğini tahmin edebiliyor ve bir sonraki uğrayışının ne zaman olacağını hesaplıyor. Bilim insanı Ay'a taşıdı ve Satürn ve Jüpiter'e keşif araçları fırlattı. Bilim, bir fosilin yaşını ve Turin Kefeninin* bir ortaçağ sahtekarlığı olduğunu size gösterebilir. Bilim bazı virüslerin kesin DNA açıklamasını biliyor ve çoğu okuyucunun hayat süresi içinde insan genomu için de bunu başarmak üzere. ilahiyat şimdiye kadar birinin işine yarayabilecek ne söyledi? İlahiyat ne zaman hem gerçekliği kanıtlanabilen fakat hem de aşikar olmayan birşey ortaya attı? İlahiyatçıları dinledim, onları okudum ve onlara karşı tartışmalara girdim. şimdiye kadar çok bilindik, aşikar veya büsbütün yalan olmayan, zerre kadar işe yarayan bir şey söylediklerine hiç rastlamadım. Bilim adamlarının başarıları yarın silinseydi, büyücüler haricinde doktor kalmazdı, atlardan daha hızlı ulaşım olmazdı, bilgisayarlar, basılmış kitaplar ve karın tokluğuna köylü ekip biçmesi dışında tarım kalmazdı. İlahiyatçıların yaptıkları yarın silinse, kimse en küçük bir değişiklik hisseder mi? Bilim adamlarının kötü işleri olan bombalar, ses tarayıcılı balina av tekneleri bile çalışıyor! İlahiyatçıların işleri hiç birşey yapmıyor, hiç birşeye etki etmiyor, hiç bir anlam ifade etmiyor. Sizin "ilahiyat"ın bir branş olduğunu sanmanıza sebep olan nedir peki? Free Inquiry Magazine Richard Dawkins vol18, no2 (çeviri odin) *Turing kefeni : isa'ya ait olduğu iddia edilen fakat yapılan testlerde yaşının tespitiyle ortaçağda üretilmiş olduğu kanıtlanan sahtekarlık paçavrası. aslında dinin kefeni olmuştur. Arkadaşlar gerçekten de ilahiyatın bir bilim olmadığı tartışmaları bir kenara dursun, bir "branş" bile olmadığı açıktır. "ilahiyat" veya "teoloji" anlam olarak tanrı araştırması, tanrı bilimi gibi bir anlama geliyor. fakat bu anlamın kendi içinde tutarsızlığı hemen göze çarpıyor. var olmayan şeyin araştırması, bilimi olur mu? o zaman uçan spaghetti canavarını araştırmak üzere de üniversitelerde bölümler kurulsun. var olmayan bir şeyin (veya varlığına dair hiç bir kanıt olmayan bir efsanenin) üniversitelerde incelenmesi, okutulması çağımızda kabul edilebilir bir şey midir? tüm dünyada bilim adamları, akademisyenler üniversiteler gibi özgür ve aydınlık eğitim kurumlarında bu saçmalığa nasıl tahammül etmektedir? fakültelerde ve kampüslerde yer kaplayan bu bölümlerin kapatılması gerekmektedir. bu şuan tabii ki çok zor görünüyor fakat teorik olarak görüşleriniz nedir? Link to post Sitelerde Paylaş
SkeptiC 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi İdealizm ve ideailist düşünceler ortadan kaldıralamadıkça İLahiyat fakültelerinin varlığı ve Bilime olan saygısızlık devam edecektir. Link to post Sitelerde Paylaş
ozedonus2 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde doktora yapıyorum.Bu fakültede yaptığım akademik çalışmanın ufkuma kazandırdığını inkar edemem.Bu fakülteler yakın gelecek Türkiyesinde işlevli hale getirilirse büyük faydası olacaktır.Ama böyle öcü gibi bize bakacaksanız işlerimiz daha çok sakat olacaktır. Fakültemizin internet sitesinde yayınlanmış şu yazıyı okusanız fikriniz değişecektir. http://www.divinity.ankara.edu.tr/tr/index.php?s=aed&n=4 Okumaktan üşeniyorsanız yazıyı worda aktarır,pintosunu büyütür ve yazıcıya aktarıırsınız daha rahat oknabilir. Bu arada fakültemizde dinler bölümü de açıldı.Bu yıl 40 kişi alacaklar.Bu bölüme müslüman olmayanların rahat girebileceğini sanıyorum. Link to post Sitelerde Paylaş
AhmetBaha 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi Uçmuşsun sen arkadaşım cansız atomların canlı organizmaları tasarlayıp meydana getirdiğini isbatla kendimi yakayım nasıl ateistsiniz bilimden fenden haberiniz yok hayatınızda hiç mi biyoloji,genetik kimya okumadınız? Link to post Sitelerde Paylaş
ismailagacemaati 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi Uçmuşsun sen arkadaşım cansız atomların canlı organizmaları tasarlayıp meydana getirdiğini isbatla kendimi yakayım nasıl ateistsiniz bilimden fenden haberiniz yok hayatınızda hiç mi biyoloji,genetik kimya okumadınız? Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi Bence burada Richard Dawkins de dahil herkes sapla samanı karıştırıyor. İlahiyat fakülteleri neleri araştırır ve öğretirler? Dinleri mi yayarlar? Yoksa mevcut dinlerin varlık nedenlerini, sosyolojik önemlerini, ilkelerini, diğer dinlerle olan grift ilişkilerini, insanlığa olan olumlu ve olumsuz katklılarını ve diğer özelliklerini mi araştırırlar. Batı'da mevcut Kur'an kürsüleri, Kur'an kursları mıdırlar? İslam kürsüleri İslam'ı batıda yayan kurumlar mıdırlar? İlahiyat fakülteleri din olgusunun her yönü ile ilgilenen eğitim kurumlarıdırlar. Dinlerin gerçek doğasını başka türlü öğrenmek mümkün değildir. İlahiyat fakültelerini kapatmakla insanlık ne başaracaktır? Din olgusu yok mu olacaktır? İnsanlık dinlerden mi kurtulacaktır? İlahiyat fakülteleri artık din propagandası yapamayacaklar mıdır? İlahiyat fakülteleri yüzünden mi insanlık boğazına kadar din batağına batmıştır? Bütün bunları dikkate almadan ve büyük manzarayı görmeye çalışmadan bu tür fevri kararlar almamalıyız. İlahiyat fakülteleri, sosyoloji biliminin vazgeçilmez parçasıdırlar. Onları kapatırsak, sosyoloji ve arkeolojik kürsülerini de kapatmak isteyebiliriz. Çünkü onlar da din olgusu ile çok yakından ilgilenmektedirler. Tarihe de sansür koymamız gerekir. Tarihde işlenen konuların en önemlileri din temelli olanlardır. Daha başka bilim dalları da dinlerle ilgilenirler. Antropoloji de dinlerle ilgilenir. Çünkü insanla yakından ilgili bir bilim dalıdır. Arkeoloji ve sosyolojinin dinlerle ilgilenen alt dalları da vardır. Başka bir deyişle din konusu insanlık için önemlidir ve çeşitli bilim dallarının ilgi alanına girer. İlahiyat fakülteleri oldukça geniş bir bilimsel temele dağılmış olan din olgusunu bir araya getirerek incelemeye çalışan eğitim kurumlarıdır. En azından kuramsal amaçları ve varlık nedenleri budur. Türkiye'deki durumu bilmiyorum ama, Türkiye bu konuda bir ölçü oluşturmaz. Link to post Sitelerde Paylaş
SkeptiC 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi Sayın hacı; Bugün bu forumda yazılar yazmanızın amacı kişilere Gerçek İslamı aslında İSlam'ın zırvadan ibaret olduğunu göstermek değil midir.? Ben sizin bu amacı güttüğünüze inanıyorum. Ancak bunun yanında bu zırvaları büyüten ve sistemli bir yalanlar çarkına çeviren eğitim kurumlarına karşı tepkinizin bu denli yanlış olmasını anlayamıyorum... Bugün zırva dediğimiz İslam tarikat evleri ve medreselerle büyümedi mi.. Vakti zamanında birileri bu zırvanın boy atmasına engel olabilseydi bugün üniversite fakültelerinde bunun ''erkanı'' öğretilebilinir miydi.. Tabi birde İslam yanında diğer dinlerin '' muallimlerini'' yetiştiren kurumlarıda unutmamak üstlendikleri misyonun farkına varmak elzemdir.. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi Sayın hacı; Bugün bu forumda yazılar yazmanızın amacı kişilere Gerçek İslamı aslında İSlam'ın zırvadan ibaret olduğunu göstermek değil midir.? Ben sizin bu amacı güttüğünüze inanıyorum. Ancak bunun yanında bu zırvaları büyüten ve sistemli bir yalanlar çarkına çeviren eğitim kurumlarına karşı tepkinizin bu denli yanlış olmasını anlayamıyorum... Bugün zırva dediğimiz İslam tarikat evleri ve medreselerle büyümedi mi.. Vakti zamanında birileri bu zırvanın boy atmasına engel olabilseydi bugün üniversite fakültelerinde bunun ''erkanı'' öğretilebilinir miydi.. Tabi birde İslam yanında diğer dinlerin '' muallimlerini'' yetiştiren kurumlarıda unutmamak üstlendikleri misyonun farkına varmak elzemdir.. Bilim insanlığa ait herşeyle uğraşır. Zırvalarla da.. Bu bir zorunluktur. Zırvaların da doğasını bilmek gerekmektedir. Onları ihmal ederek öğrenemeyiz. Evet. İslam zırvalıktır ama, zırvalık olan tarafı pratik edilen İslam'dır. Nasıl ortaya çıktığı ve diğer özellikler zırvalık değildir. İnsanlığın önemli sorunlarından biridir. İslam'ı öğrenmekle onu daha sapık yapamayız. Onu yayamayız. Öğrenmemekle o daha sapık olabilir ve yayılabilir. Çünkü onların yayılmasını önleyen bilgilerle donanmamıştır insanlık. Evet kardeşim. Zırvaların da doğalarını bilmek zorundayız. Ve onları bilmek için bilime baş vurmak zorundayız. Bu biraz çelişkili bir durum gibi duruyor ama değil.. Bilim herşeyle ilgilenir. Link to post Sitelerde Paylaş
ozedonus2 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi Dinbilimci dinleri inceler, genellikle de bir din üzerinde uzmanlaşırlar. Veya dinlerin ortak yanlırını, farlılıklarını, dinlerin "öte dünya" hakkındaki görüşlerini vs inceler, bu konulardan birinnde uzmanlaşırlar. İlahiyatçıların yaptıkları da aynen böyledir. Türkiye'de ise Halkın çoğunluğunun müslüman olması hasebiyle İslam dini üzerinde araştırmalar yaparlar ve bunların hepsi "Bilim Adamı"dır. Sonuç olarak; Evet. İlahiyat fakültelerinden mezun olanlar akademik çalışmalar yapıyorlarsa bilim adamı nitelemesini hakederler. Din-Bilim ilişkisi sorgulanacaksa yeri burası değil sanırım. Medrese de aynı zamanda fakülte anlamındadır. Yani bütün ilimlerin okutulduğu yerdir medrese. Zamanla sadece dini ilimlerin yapıldığı yer olarak işlev değiştirmiştir Link to post Sitelerde Paylaş
ulyses 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi Bilim: "Neden, merak ve amaç besleyen bir olgu olarak günümüze kadar birçok alt dala bölünmüş, insanların daha iyi yaşam koşullarına kavuşmasına, var olmayan olguları bulmasına ve yeni şeyler öğrenmesine ön ayak olan genellemedir. Bilim sanat tarafından temelleri atılmış olup her aşamada sanat ve yaratıcılıkla beslenerek insanların hayat koşullarını iyileştirmek için yapılan çalışmaların bütünüdür. Bilim, temelde, deney ve gözleme dayalı bilgi bütününü anlatır." "Gözlem ve gözleme dayalı akıl yürütme yoluyla dünyaya ilişkin olguları birbirine bağlayan yasaları bulma çabasıdır." Bilim Adamı da doğal olarak yukarıdaki "bulma çabasında" olan insan.. peki ilahiyatçılar "hangi gözlem ve deneylerle" ulaşırlar bilgilerine...? ve dünyayla ilgili hangi olguları birbirine bağlayan yasaları" araştırıyorsnuz? bu güne kadar hangi "ilahiyatçı "bilim" adamı"... "insanların daha iyi yaşam koşullarına kavuşması" için "ne" bulmuştur, ne üretmiştir...? Link to post Sitelerde Paylaş
Odin 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi Bence burada Richard Dawkins de dahil herkes sapla samanı karıştırıyor. İlahiyat fakülteleri neleri araştırır ve öğretirler? Dinleri mi yayarlar? Yoksa mevcut dinlerin varlık nedenlerini, sosyolojik önemlerini, ilkelerini, diğer dinlerle olan grift ilişkilerini, insanlığa olan olumlu ve olumsuz katklılarını ve diğer özelliklerini mi araştırırlar. Maalesef işlev olarak Türkiye'de ve dünyada genel olarak adeta misyonerlik görevi yapmaktadırlar. Diğer bir fonksiyonlari da ateizme karşı savaşmaktır. İlahiyat fakülteleri din olgusunun her yönü ile ilgilenen eğitim kurumlarıdırlar. Dinlerin gerçek doğasını başka türlü öğrenmek mümkün değildir. Şahsi düşüncem, bunun gerçekleşmesi için Dinler Tarihi bölümleri açılmalıdır. Dinlerin doğasını ve ortaya çıkışlarını bu bölümler, "imam" veya "papaz" kimlikleriyle değil bilim adamı kimlikleriyle hareket eden akademisyenler aracılığı ile araştırmalıdır. İlahiyat fakültelerini kapatmakla insanlık ne başaracaktır? Din olgusu yok mu olacaktır? İnsanlık dinlerden mi kurtulacaktır? İlahiyat fakülteleri artık din propagandası yapamayacaklar mıdır? İlahiyat fakülteleri yüzünden mi insanlık boğazına kadar din batağına batmıştır? İlahiyat fakülteleri benim gözümde theist olmayan argümanlarla mücadele merkezleridirler. Aslında üniversitelerde dini ilahiyat bölümlerinden daha iyi inceleyecek bölümler vardır. bunlarin başında sosyoloji ve felsefe bölümleri gelmektedir. Bütün bunları dikkate almadan ve büyük manzarayı görmeye çalışmadan bu tür fevri kararlar almamalıyız. İlahiyat fakülteleri, sosyoloji biliminin vazgeçilmez parçasıdırlar. Onları kapatırsak, sosyoloji ve arkeolojik kürsülerini de kapatmak isteyebiliriz. Çünkü onlar da din olgusu ile çok yakından ilgilenmektedirler. Tarihe de sansür koymamız gerekir. Tarihde işlenen konuların en önemlileri din temelli olanlardır. Daha başka bilim dalları da dinlerle ilgilenirler. Antropoloji de dinlerle ilgilenir. Çünkü insanla yakından ilgili bir bilim dalıdır. Arkeoloji ve sosyolojinin dinlerle ilgilenen alt dalları da vardır. Başka bir deyişle din konusu insanlık için önemlidir ve çeşitli bilim dallarının ilgi alanına girer. İlahiyat fakülteleri oldukça geniş bir bilimsel temele dağılmış olan din olgusunu bir araya getirerek incelemeye çalışan eğitim kurumlarıdır. En azından kuramsal amaçları ve varlık nedenleri budur. Türkiye'deki durumu bilmiyorum ama, Türkiye bu konuda bir ölçü oluşturmaz. sosyoloji, arkeoloji birer bilimdirler. Fakat Dawkins'in fevkalade şekilde açıkladığı gibi ilahiyat etkisiz, anlamsız ve yararsız olma özellikleriyle bırakın bilim olmayı bir branş bile değildir. theology ---- theos Yunanca tanrı demektir. logos belli bir konuda yapılan çalışma-araştırma demektir. Yani TANRI-ÇALIŞMASI. ilahiyat sözcüğü de aynı şekilde "ilah" kökünden tanrı bilimi anlamına gelmektedir. (TDK) Dinlerin doğasının araştırılması ayrı bir konudur TANRI-ÇALIŞMASI veya TANRI-ARAŞTIRMASI ayrı bir konudur. şöyle bir argüman kurabilirim diye düşünüyorum : 1.Olmayan bir şeyin üzerinde çalışma anlam ifade etmez 1.İlahiyat, tanım olarak tanrı üzerinde çalışmak demektir 3.Ateiste göre tanrı yoktur 4.Bu yüzden ateiste göre ilahiyat anlam ifade etmez. saygılar Link to post Sitelerde Paylaş
SkeptiC 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi Bilim'in zırvaları araştırması ve açıklaması farklı bir şey zırvaları yayması ve kökleştirmesi ayrı şeydir. İlahiyat sadece bu zırvaların kökleşmesine sebep oluyor dolayısıyla varolagelmesi kabul edilebilir olmamalıdır. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi Bilim: "Neden, merak ve amaç besleyen bir olgu olarak günümüze kadar birçok alt dala bölünmüş, insanların daha iyi yaşam koşullarına kavuşmasına, var olmayan olguları bulmasına ve yeni şeyler öğrenmesine ön ayak olan genellemedir. Bilim sanat tarafından temelleri atılmış olup her aşamada sanat ve yaratıcılıkla beslenerek insanların hayat koşullarını iyileştirmek için yapılan çalışmaların bütünüdür. Bilim, temelde, deney ve gözleme dayalı bilgi bütününü anlatır." "Gözlem ve gözleme dayalı akıl yürütme yoluyla dünyaya ilişkin olguları birbirine bağlayan yasaları bulma çabasıdır." Bilim Adamı da doğal olarak yukarıdaki "bulma çabasında" olan insan.. peki ilahiyatçılar "hangi gözlem ve deneylerle" ulaşırlar bilgilerine...? ve dünyayla ilgili hangi olguları birbirine bağlayan yasaları" araştırıyorsnuz? bu güne kadar hangi "ilahiyatçı "bilim" adamı"... "insanların daha iyi yaşam koşullarına kavuşması" için "ne" bulmuştur, ne üretmiştir...? Sapla samanı karıştırıyorsunuz dedim ya yukarda.. Bu ileti onun ilginç bir gösterisi.. İlahiyat fakülteleri dinle ilgili konuları araştırırlarken, onun insanlığı nasıl ilerlettiği ya da gerekli oldukları sorunları ile ilgilenmezler. Ortada mevcut bir gerçeğin ne olduğunu araştırmaya çalışırlar. İlahiyat fakülteleri dinlerin insanlığa nasıl hizmet ettiklerini değil, neden var olduklarını araştırır. İlahiyat fakülteleri size öte dünya kavramını dayatmaz. O kavramın kökenini araştırır. O kavram hakkında lehte veya aleyhte bir yorum yapmaz. O kavramın kendisi ile ilgilenir ve neden var olduğunu araştırır. İlahiyat fakülteleri ayrıca dinlerin neden insanlığı bu kadar çok etkiledikleri konusunda da araştırma yapan bilim adamlarına sahip olabilir. Onların dindar veya inanır olmaları gerekmez. Sadece bizim gibi, dine meraklı olmaları gerekir. Burada bizim yaptığımız da odur. Kimse bize siz gereksizsiniz demiyor.. Değil mi? Link to post Sitelerde Paylaş
ulyses 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi Sapla samanı karıştırıyorsunuz dedim ya yukarda.. Bu ileti onun ilginç bir gösterisi.. İlahiyat fakülteleri dinle ilgili konuları araştırırlarken, onun insanlığı nasıl ilerlettiği ya da gerekli oldukları sorunları ile ilgilenmezler. Ortada mevcut bir gerçeğin ne olduğunu araştırmaya çalışırlar. İlahiyat fakülteleri dinlerin insanlığa nasıl hizmet ettiklerini değil, neden var olduklarını araştırır. İlahiyat fakülteleri size öte dünya kavramını dayatmaz. O kavramın kökenini araştırır. O kavram hakkında lehte veya aleyhte bir yorum yapmaz. O kavramın kendisi ile ilgilenir ve neden var olduğunu araştırır. İlahiyat fakülteleri ayrıca dinlerin neden insanlığı bu kadar çok etkiledikleri konusunda da araştırma yapan bilim adamlarına sahip olabilir. Onların dindar veya inanır olmaları gerekmez. Sadece bizim gibi, dine meraklı olmaları gerekir. Burada bizim yaptığımız da odur. Kimse bize siz gereksizsiniz demiyor.. Değil mi? benim iletimi iyi okumamışsın sanırım... bir üstteki ilahiyatçı arkadaş ... "bilim adamı" olduklarını savladı ben de bilim adamının tanımını vererek ona soru sordum... eğer sen de ilahıyatçıların "bilim adamı" olduğunu düşünüyorsun aynı soruya sen de yanıt verebilirsin... ben ilahiyat fakültelerinin gerekli/gereksiz olduğuyla ilgili herhangi bir cümle kurmadım... tek ilgimi çeken "bilim adamı" oldukları iddiasıydı ve ben "bilim adamı" olduklarını düşünmediğimi "bilim" in tanımını vererek vurguladım hepsi bu tekrar oku derim her iki iletiyi... Link to post Sitelerde Paylaş
ozedonus2 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi benim iletimi iyi okumamışsın sanırım... bir üstteki ilahiyatçı arkadaş ... "bilim adamı" olduklarını savladı ben de bilim adamının tanımını vererek ona soru sordum... eğer sen de ilahıyatçıların "bilim adamı" olduğunu düşünüyorsun aynı soruya sen de yanıt verebilirsin... ben ilahiyat fakültelerinin gerekli/gereksiz olduğuyla ilgili herhangi bir cümle kurmadım... tek ilgimi çeken "bilim adamı" oldukları iddiasıydı ve ben "bilim adamı" olduklarını düşünmediğimi "bilim" in tanımını vererek vurguladım hepsi bu tekrar oku derim her iki iletiyi... Bilim olması için pozitif bilim olması gerekmiyor arkadaşım.Örnek işte felsefe.ilahyata en azından din felsefesi gözüyle bakabilirsiniz.Veya kelime olarak Tanrı felsefesi.. Link to post Sitelerde Paylaş
Odin 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi Bilim olması için pozitif bilim olması gerekmiyor arkadaşım.Örnek işte felsefe.ilahyata en azından din felsefesi gözüyle bakabilirsiniz.Veya kelime olarak Tanrı felsefesi.. din felsefesi değildir ilahiyat. kelime anlamı olarak da bakıldığında içinde "ilah" kavramını barındırmaktadır. bu direk olarak theistic bir görüştür. din felsefesi bir öngörüşle hareket etmez ilahiyat gibi. dinlerin ortaya çıkışını, nedenlerini, zayıflıklarını, yararlarını, zararlarını tartışı özgür bir biçimde. diğer yandan ilahiyat fakülteleri pratikte dinlerin doğasına, ortaya çıkışına, tarihine yönelik bilimsel çalışma falan yapmıyor. öyle olsaydı emin olun ateistler dolardı ilahiyat fakültelerine. birbirimizi kandırmayalım. Link to post Sitelerde Paylaş
ozedonus2 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi İlahiyat sadece bu zırvaların kökleşmesine sebep oluyor dolayısıyla varolagelmesi kabul edilebilir olmamalıdır. Öyle ise bizim gibi akademisenlerin soluğu ya tarikat evlerinde ya cemaatlerde alması gerekiyor.Bence biraz daha sağlıklı düşün. Link to post Sitelerde Paylaş
ozedonus2 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi din felsefesi değildir ilahiyat. kelime anlamı olarak da bakıldığında içinde "ilah" kavramını barındırmaktadır. bu direk olarak theistic bir görüştür. din felsefesi bir öngörüşle hareket etmez ilahiyat gibi. dinlerin ortaya çıkışını, nedenlerini, zayıflıklarını, yararlarını, zararlarını tartışı özgür bir biçimde. diğer yandan ilahiyat fakülteleri pratikte dinlerin doğasına, ortaya çıkışına, tarihine yönelik bilimsel çalışma falan yapmıyor. öyle olsaydı emin olun ateistler dolardı ilahiyat fakültelerine. birbirimizi kandırmayalım. Türkiyede bunun olmammasının sebebi ilahiyatın yapısından değildir.Türkiyede ateistlik açıklanamadığı için bu ralara ateist gelemiyor.İlahiyat fakültelerinde tefsir,hadis ve kelamın yanında din felsefesi,dinler tarihi,din sosyolojisi gibi güzel bölümler de var.Ama tek sesli yürüyorsa o ayrı.O toplumun tek sesliliğinin bir ürünü.Ve bunun için üzülüyoruz.Yanıbaşımızda ateist arkadaşlarla ders almak isterdik Link to post Sitelerde Paylaş
ulyses 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi Bilim olması için pozitif bilim olması gerekmiyor arkadaşım.Örnek işte felsefe.ilahyata en azından din felsefesi gözüyle bakabilirsiniz.Veya kelime olarak Tanrı felsefesi.. "arkadaşım, felsefe, varlık, bilgi, gerçek, adalet, güzellik, doğruluk, akıl ve dil gibi konularla ilgili genel ve temel sorunlarla ilgili yapılan çalışmalardır" siz diyorum neyi "araştırıyorsunuz"... bilim adamı herhangi bir grup için bilgi üretmez, tüm insanlar için bilgi üretir... dinin insanlık üzerindeki etkisini vs. araştırana "sosyolog" denir yok tarihini araştırıyorsan da "tarihçi" ben ilahiyatçı yani "tanrı bilimci" neyi araştırır diyorum bu ülkede ilahiyatçıların yaptığı tek birşey var o da kuranı yorumlamak e bu bilim mi şimdi, hadi müslümanlara bir hizmet veriyor diyelim, ona bilim adamı değil "din adamı" derler... Link to post Sitelerde Paylaş
Odin 0 Ağustos 5, 2009 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 5, 2009 gönderildi Türkiyede bunun olmammasının sebebi ilahiyatın yapısından değildir.Türkiyede ateistlik açıklanamadığı için bu ralara ateist gelemiyor.İlahiyat fakültelerinde tefsir,hadis ve kelamın yanında din felsefesi,dinler tarihi,din sosyolojisi gibi güzel bölümler de var.Ama tek sesli yürüyorsa o ayrı.O toplumun tek sesliliğinin bir ürünü.Ve bunun için üzülüyoruz.Yanıbaşımızda ateist arkadaşlarla ders almak isterdik Hoşgörülü yaklaşıma katılıyorum. Fakat bir ateistin ilahiyatın bilim olduğuna hatta branş olduğuna inanması tutarsızdır.Tekrarlamak zorundayım. İlahiyatın insanlık tarihinde hangi yararı, olumlu etkisi olmuş da bilim olarak anılacak. Bilim olanlar dinler tarihi ve din felsefesidir. Bunlar sonuçta insanlık tarihinde yararlarıyla zararlarıyla büyük yer kaplayan bir fenomeni incelemektedir. bunlar da ilahiyatın değil, sırasıyla tarih ve felsefe nin alt dallarıdır. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts