Jump to content

Yaratılış bir inanç mıdır?


Recommended Posts

Bu kavramın bilimden dışlanmasını savunanlar, "bu bir dini bir inançtır, bilim ise inançlara değil verilere dayanır" diyorlar. Kısmen haklılar da: Bilim gerçekten inançlara değil verilere dayanmalıdır.Peki yaratılış gerçekten tamamen bir dini inanç mı?

Bu fikir Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet gibi tek tanrılı dinlerin kutsal kitaplarında yazılmış olduğundan kuşkusuz bir inançtır. Ama bir Yaratıcı'nın varlığı fikrine, hiç bir dini kaynağa dayanmaksızın, sadece evren ve canlılar hakkında akıl yürütülerek de varılamaz mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 91
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bilim'in akıl yürütmesi olayları ya da görünenleri her yönüyle açıkladığı için yaratılışı akla getirmez.Zaten her şey açık seçik ortadadır öyle ya yaratılışta nerden çıkmıştır.

Yaratılış bilinmeyenlere karşı uydurulmuş kılıftan ibarettir.

Bilim bu bilinmeyenleri bilinebilir hale getirdiğinden Yaratılışı bilimsel bir mevzu haline getirmek mümkün olmuyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hemen Allahın varlığına bilimsel isbat:

Cansız atomlar zerreler hayatı yaratamaz

bilimi cansız atomlar geliştiremez

milyonlar bilimadamının hala üzerinde çalıştığı evrendeki

sırları birkaç cansız akılsız şuursuz atom ve molekül mü

yaptı?

Bu devirde Allahı kabul etmeyen ya inatçılığından kabul etmez ya

firavun gib kibrinden kabul etmez

akıl ve bilim kabul etmiş durumda.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bilim'in akıl yürütmesi olayları ya da görünenleri her yönüyle açıkladığı için yaratılışı akla getirmez.Zaten her şey açık seçik ortadadır öyle ya yaratılışta nerden çıkmıştır.

Yaratılış bilinmeyenlere karşı uydurulmuş kılıftan ibarettir.

Bilim bu bilinmeyenleri bilinebilir hale getirdiğinden Yaratılışı bilimsel bir mevzu haline getirmek mümkün olmuyor..

Ben evrenin yaratılmamış olabileceğini düşünüyorum.Yani yoktan varoluş açısından bir yaratılış olmayabilir.Sonsuz bir döngü olabilir.O zaman yaratılış bir inanç olarak kalabilir.burası tamam.

Ama diğer bir durum daha var.Yaratılış nedir?Yoktan yaratma mıdır yoksa oluşumun din dilindeki adı mıdır?Allah sonsuzluğun din dilindeki adı ise yaratmada sonsuz oluşum ise ortada bir sorun kalmıyor.Bir kısım din felsefescisi bu sonuca ulaşmış ama ne kadar doğru bilemiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Tükürük

ilk hücrenin ortaya çıkışı aydınlatılmaya başladı(miller deneyine fln göz at).yavaş yavaş çıkarıyo bütün yalanları bilim...

O deneylerin tümünü çok gördük arkadaşım

hepsi koskocaman bir sıfır hayal mahsulu ve isbattan uzak

Allah vardır ve birdir Muhammed(sav) Resululahtır

başka açıklama yok

Mesut Bayar

Ben evrenin yaratılmamış olabileceğini düşünüyorum.Yani yoktan varoluş açısından bir yaratılış olmayabilir.Sonsuz bir döngü olabilir.O zaman yaratılış bir inanç olarak kalabilir.burası tamam.

Ama diğer bir durum daha var.Yaratılış nedir?Yoktan yaratma mıdır yoksa oluşumun din dilindeki adı mıdır?Allah sonsuzluğun din dilindeki adı ise yaratmada sonsuz oluşum ise ortada bir sorun kalmıyor.Bir kısım din felsefescisi bu sonuca ulaşmış ama ne kadar doğru bilemiyorum.

dikkat et Kurani hakikatler çok fazla eğip bükmeye gelmez

gaybı Allahtan başkası da bilmez

mevzu bahs bir kısım dinfelsefecisi dinden çıkmıştır

vesselam

Link to post
Sitelerde Paylaş
O deneylerin tümünü çok gördük arkadaşım

hepsi koskocaman bir sıfır hayal mahsulu ve isbattan uzak

Allah vardır ve birdir Muhammed(sav) Resululahtır

başka açıklama yok

evet,bilimadamları şeytanın oyununa gelmiş köleler ve bütün bu deney ve çalışmalarla da bizi hak yolundan saptırmaya çalışıyolar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu kavramın bilimden dışlanmasını savunanlar, "bu bir dini bir inançtır, bilim ise inançlara değil verilere dayanır" diyorlar. Kısmen haklılar da: Bilim gerçekten inançlara değil verilere dayanmalıdır.Peki yaratılış gerçekten tamamen bir dini inanç mı?

Bu fikir Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet gibi tek tanrılı dinlerin kutsal kitaplarında yazılmış olduğundan kuşkusuz bir inançtır. Ama bir Yaratıcı'nın varlığı fikrine, hiç bir dini kaynağa dayanmaksızın, sadece evren ve canlılar hakkında akıl yürütülerek de varılamaz mı?

''Yaratılış'' kelimesinin gerçek anlamı, ''Yoktan var etme''dir.. Mecaz veya yan anlamı ise, ''Materyali hazır olarak var olan bir şeye, değer katmak'' olarak adlandırılabilir.. Mesela ''Eser yaratmak'' gibi.. Mecaz anlamın ise, bilimin ilgi alanına girmediğini biliyoruz.. Yaradılış yerine farklı bir kelime kullanabilirsiniz.

Yaradılış kelimesi, yaradan kelimesini de beraberinde getirir.. Bir yaradanın var olduğunu önkabül olarak aldıktan sonra, ancak yaradılış tartışılabilir.. Yaradan veya Tanrı kavramları ise bilimin ilgi alanına girmez... Bu yüzden de bir inançtır.

Sadece evren ve canlılar hakkında akıl yürüterek veya bulunan verilerle de, Tanrı'nın varlığı tanıtlanabilir.. Ama şu ana kadar bulunan veriler, aksine bir yaradılışın olmadığını göstermektedir..

Ayrıca yaradılış, ''Madde yoktan var olmaz, vardan da yok olmaz'' ilkesi ile de çelişkilidir.

tarihinde sangre tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilimin niye yaratılışa garezi olsun ki? Demek ki yaratılış bilime uymuyor. Ve evrenle, canlılığın oluşması için de yaratılışa gerek yok. Olsaydı yaratanı kim yarattı derdik? Eğer siz bu soruyu kabul etseydiniz, onu yaratanı kim yarattı falan filan diye devam ederdi bu... Neyse bunun aslında pek önemi yok. Bilim birşeylerin açıklanması için bir yaratıcıya ihtiyaç duymuyor... Tabi nerden biliyorsun diye sorabilirsiniz. Ben aklım ve mantığımla gerçeğin bu olduğunu görüyorum.

tarihinde thewalrus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
''Yaratılış'' kelimesinin gerçek anlamı, ''Yoktan var etme''dir.. Mecaz veya yan anlamı ise, ''Materyali hazır olarak var olan bir şeye, değer katmak'' olarak adlandırılabilir.. Mesela ''Eser yaratmak'' gibi.. Mecaz anlamın ise, bilimin ilgi alanına girmediğini biliyoruz.. Yaradılış yerine farklı bir kelime kullanabilirsiniz.

Yaradılış kelimesi, yaradan kelimesini de beraberinde getirir.. Bir yaradanın var olduğunu önkabül olarak aldıktan sonra, ancak yaradılış tartışılabilir.. Yaradan veya Tanrı kavramları ise bilimin ilgi alanına girmez... Bu yüzden de bir inançtır.

Sadece evren ve canlılar hakkında akıl yürüterek veya bulunan verilerle de, Tanrı'nın varlığı tanıtlanabilir.. Ama şu ana kadar bulunan veriler, aksine bir yaradılışın olmadığını göstermektedir..

Ayrıca yaradılış, ''Madde yoktan var olmaz, vardan da yok olmaz'' ilkesi ile de çelişkilidir.

Sevgili Sangre,

Bunlara bir inançtır demek elbette yanlış olmaz. Ancak dinleri ve tanrıları "dogma" olarak tanımlamak tam ve doğru bir nitelendirme olacaktır. Hemen ekleyelim ve altını çizelim: bilimde inanç diye bir kavram yoktur. Bilimde veriler, kanıtlar ve gözlemler ve bunların tutarlı bir nedensellikle biraraya getirilmesinden ibaret olan kuramlar vardır. Bu kuramlar da belirli kesinlik derecelerine ayrılırlar ve yeni verilerin ışığında yenilenip gözden geçirilerek ele aldıkları problemi daha tam ve doğru bir biçimde açıklayabilecek daha güçlü daha güncel bir kurama dönüşürler. .Bu durumu, çapı giderek genişleyen ve kendisinden bir önceki çemberi içine alan bir daireye benzetebiliriz. Bilindiği gibi, Einstein'ın o ünlü enerji kütle denklemi, Newton'un kinetik enerji formülünü içine alan ve ondan çok daha hassas sonuç veren bir formüldür. Newton yaşadığı dönemin sınırlı gözlüem olanaklarıyla kanun sandığı formülünün ışık hızına yakın hızlarda çalışmadığını anlayamazdı. Bu nedenle de bu yanlış formül Einstein'a dek bir kanun olarak inanılageldi!

Dinler ve tanrılar gibi dogmaların birer inanç haline gelmesindeki temel neden de ilkel insanın bilimsel düşünebilme olanak ve yetisinden yoksdun oluşuydu. Böylece de insan, o sonsuz hayal gücüyle sonsuz çeşitte ve biçimde dinler ve tanrılar yarattı.

Yaradılış semavi dinlere 6 günde tamamlanan bir eylem olarak geçti. Çünkü, 6 gün çalışılan ve 1 gün de tatil yapılan 7 günden oluşan bir haftalık zaman dilimi o çağlarda da uygulanıyordu. Tanrıların yaratıcısı olan insan, bunu yaparken elbette kendi insan varlığına ait normlarla ve kavramlarla yaptı bunu. Bu nedenledir ki tüm dinler ve tanrılar, yaratıcısı olan insanın izlerini taşırlar.

Şimdi yukarıdaki yazında vardığın bir yargıya gelmek istiyorum:

"Yaradan veya Tanrı kavramları ise bilimin ilgi alanına girmez..(?????). Bu yüzden de bir inançtır.

Sadece evren ve canlılar hakkında akıl yürüterek veya bulunan verilerle de, Tanrı'nın varlığı tanıtlanabilir.."

Değerli genç dostum: bilimin dinleri ve tanrıları incelemesine getirilmiş bir yasak mı vardır; ya da bilimin tanrıların nasıl oluştuğunu incelemesine bir engel mi vardır? Bilime bu tür bir sınırlama getirilebilir mi? Bilim bir sınır tanır mı?

Diğer yandan Tanrının varlığı tanıtlanabilir demişsin. Bunun nasıl olabileceğini düşünüyorsun? Bilim tanrının varlığını zaten kanıtlamıştır genç dostum. Tanrıları insanlar var etmişlerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yukarıdaki yazılarının bir kısmına katılıyorum.. Bu yüzden onlara yanıt verme gereği duymadım.. Şimdi gelelim aşağıdaki yazılarına.

Şimdi yukarıdaki yazında vardığın bir yargıya gelmek istiyorum:

"Yaradan veya Tanrı kavramları ise bilimin ilgi alanına girmez..(?????). Bu yüzden de bir inançtır.

Sadece evren ve canlılar hakkında akıl yürüterek veya bulunan verilerle de, Tanrı'nın varlığı tanıtlanabilir.."

Değerli genç dostum: bilimin dinleri ve tanrıları incelemesine getirilmiş bir yasak mı vardır; ya da bilimin tanrıların nasıl oluştuğunu incelemesine bir engel mi vardır? Bilime bu tür bir sınırlama getirilebilir mi? Bilim bir sınır tanır mı?

Evet, bilimin sınırı vardır.. Zaten bu yüzden güvenilir bilgiye ulaşma yolu, bilimdir.. Eğer bilimin sınırı olmasaydı, o da dinler gibi hiçbir veriye dayanmadan istediği şeyi uydurabilirdi..

Dogma olan şeyler bilimin ilgi alanına girmez.. Çünkü bu tür dogmatik kavramların gözlemlenebilir, sınanabilir, yanlışlanabilir bir özellikleri yoktur.. Bilimin asal amacı sınamak, gözlemlemek olduğu için de, sınanamayan bir şey bilimin ilgi alanına girmez..

Senin son cümlende bahsettiğin ise Tanrı kavramı değil, Tanrı inancıdır.. Bilim, elbette Tanrı inancının nasıl ortaya çıktığını araştırır.. Dinlerin, iddia edilen Tanrıların özelliklerini araştırır.. Ama iddia edilen ''Tanrı''nın varlığını veya yokluğunu araştırmaz.. Çünkü ilgi alanına girmez..

Diğer yandan Tanrının varlığı tanıtlanabilir demişsin. Bunun nasıl olabileceğini düşünüyorsun? Bilim tanrının varlığını zaten kanıtlamıştır genç dostum. Tanrıları insanlar var etmişlerdir.

Evet vahim bir hata yapmışım ''tanıtlanabilir'' demekle.. Ancak, ''Tanrı'' gözlemlenebilir bir duruma gelirse, tanıtlanma olasılığı vardır.. Diğer türlüsü imkansız..

Bilim Tanrı'nın varlığını değil, Tanrıların veya Tanrı'nın nasıl yaratıldıklarını kanıtlamıştır dostum.. Yani kanıtladıkları şey Tanrı değil, Tanrı inancıdır :)

tarihinde sangre tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Sangre,

Bilim Tanrının varlığını kanıtlamıştır zaten derken, tanrı kavramının nasıl ortaya çıktığını kanıtlamıştır anlamında yazdım bunu. Bunu tahmin etmiş olmanı beklerdim.

Burada bilim bu kavramın bir dogma olduğunu kanıtlarken zaten bunun gerçekte var olmadığını da kanıtlamış olur ki bu da senin "eğer gözlemlenebilir hale gelirse kanıtlayabilirdi" söylemini anlamsız kılar.

Bilim dogmaları da inceler ve sonuçlara varır. Burada sen aslında şunu demek istiyorsun ama yanlış ifade kullandığın için yanlış anlaşılıyorsun: "Bilim dinleri ve tanrıları bir tez olarak kabul etmez!"

İşte başından beri söylemek isteyip de ifade edemediğin bu olsa gerek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer bilimsel çalışma, labaratuvar ortamıyla sınırlı tutulursa,denek durumunda olmayan ve kanıtlanmayanlar bilimsel kanun olamaz.Bunun gibi teori veya hipotez da olamaz.Burada denenmeyen şeylerin yani denenmeyen ama ortaya iddia olarak atılan varlıklara bakış açısının yokluğu üzerine mi yoksa varlığı üzerine mi fikir yürütülür,sorun burada başlamaktadır.İsterse inanır buna vahiy der isterse inanmaz buna doğma der.işte bu noktadan sonra bilim, idolojik veya inanç dairesi içinde bir yaklaşım içinde olması veya kaldığı yer itibariyle iman ve inkarı seçmeden sadece denenenler üzerinde yorum yapmakla yetinmesi yollarından birini seçmek durumuyla karşı karşıyadır.Kanaatime göre inançlar ve ideolojiler öznel olduklarından, henüz kanıtlanmayan varlıklar üzerinde yorum yapılmaması bilimin ideolojik dünya görüşlerine yem edilmemesi adına en iyisidir.Aksi takdirde bunun adı bilim olamaz.

Yaratılışın dogma mı veya teori mi olduğu veya bilimsel olup olmayacağı konusu ise bu metoddan sonra ele alınması gereken bir konu olmaktadır.Yaratılış görüşünde varlık kavramı materyalleri de aştığından bilimsel bir labaratuvarda kanıtlanmazsa da akli ölçütlerle ve bu metodda da en önemli yöntemle zıttının imkansızlığı yönüyle ispatlanabilen bir iddiadır.Hatta bu bakımdan yaratılışın varlığı, yaratılışın inkarı görüşünden daha akli gerekçelere sahiptir.Yaradılışı kabul etmeyenler de iki kısma ayrılır.Bir kısmı maddenin öncesizliğini savunur,diğeri ise yokluğun varlığı meydana getirdiğine inanır.Bu açıdan da maddenin öncesizliğini de yokluğun varlığı meydana getirdiğini söyleyenlerin de çözemedikleri sorunlar kalıyor.Hem de labarataunvarda denenmeyecek kadar önemli sorun..

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Cansız atomlar zerreler hayatı yaratamaz bilimi cansız atomlar geliştiremez

Öyle mi, buyur göster o zaman, nasıl yapamaz, yaratamaz?

>>> milyonlar bilimadamının hala üzerinde çalıştığı evrendeki sırları birkaç cansız akılsız şuursuz atom ve molekül mü yaptı?

Evet, aynen öyle.. Halada yapıyor, gözümüzün önünde, görüp duruyoruz işte..

Link to post
Sitelerde Paylaş
dikkat et Kurani hakikatler çok fazla eğip bükmeye gelmez

gaybı Allahtan başkası da bilmez

mevzu bahs bir kısım dinfelsefecisi dinden çıkmıştır

vesselam

Uyarınız için teşekkür ederim.Ancak Kurani hakikatlerin daha iyi anlaşılması kavramlarının ne anlama geldiğini iyi bilmekle mümkündür.Tespitlerimde Kuran referans olduğu için ve her söylediğim kurandan da kanıt getirilerek dile getirdiğim için iyi niyetle yapıyorum.Bunun sonucunun dinden çıkış olacağını sanmıyorum.Dinden çıkan felsefeci de bilmiyorum. İbni Ravendiyi diyorsanız onlar zaten dinden çıkmış olduklarını açık söyleyenlerdir.Bu açıdan insanlara hemen dinden çıkış yolunu göstermenin Kurani bir ahlak olmadığını bilmenizi isterim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
''Yaratılış'' kelimesinin gerçek anlamı, ''Yoktan var etme''dir.. Mecaz veya yan anlamı ise, ''Materyali hazır olarak var olan bir şeye, değer katmak'' olarak adlandırılabilir.. Mesela ''Eser yaratmak'' gibi.. Mecaz anlamın ise, bilimin ilgi alanına girmediğini biliyoruz.. Yaradılış yerine farklı bir kelime kullanabilirsiniz.

Yaradılış kelimesi, yaradan kelimesini de beraberinde getirir.. Bir yaradanın var olduğunu önkabül olarak aldıktan sonra, ancak yaradılış tartışılabilir.. Yaradan veya Tanrı kavramları ise bilimin ilgi alanına girmez... Bu yüzden de bir inançtır.

Sadece evren ve canlılar hakkında akıl yürüterek veya bulunan verilerle de, Tanrı'nın varlığı tanıtlanabilir.. Ama şu ana kadar bulunan veriler, aksine bir yaradılışın olmadığını göstermektedir..

Ayrıca yaradılış, ''Madde yoktan var olmaz, vardan da yok olmaz'' ilkesi ile de çelişkilidir.

İşte anlatmak istediğim de budur.Türkçeye yaratma olarak geçen "xalq" kavramı da yoktan var etme anlamını vermiyor.materyali var olan şeyi düzenlemek anlamını veriyor.Kuranın en çok kullandığı da xalq kavramıdır.İnsanın hulkiyeti başta olmak üzere yer ve gök hakkında söylenen tüm ifadelerde hem xalq kavramı geçer hem de özne" biz" olarak gelir.Bu da bu oluşumların çoklu bir sistemle gerçekletiği anlamını ortaya çıkarır.

Yukarıdaki mesajım da ada söylediğim gibi yaratılış pozitif bilimlerin alanına giremez.Felsefe gibi bilimlerin alanına girer.Akıl yürütmelerle tartışılarak bir sonuca varılabilir.

bu arada lavosier kanunu nu eksik vermişsiniz.

"Hiçbir şey varken yok olmaz, yoktan var olmaz, sadece hal değiştirir."

Sadece hal değiştirir” cümlesini de eklemeniz gerekiyor. Eğer bu kanun doğruya o zaman “yoktan var oluş” yoktur. Big bang de “yoktan var oluş” değildir. Bir “hal değiştirmedir.”Aslında bu çok mantıksal bir yorumdur ve konumuzu açıklığa kavuşturma konusunda önemli oranda yardımcı olacaktır. Bunu mantıksal önermeler ışığında ele almaya çalışsak:

Varlık, sonsuz hal değişiminden ibarettir. Mutlak yokluk yoktur. Yokluk sadece var sayılmayan şeyler için kullanılabilecek geçici bir tanımlamadır. Ne var ki varlığın sonsuz değişimden ibaret olduğunu söylediğimizde bile “neden” sorusu ile karşılamaktayız. Buna kısaca ”başka seçeneği yoktur” denilebilir mi? Mutlak yokluğu kabul etmezsek bu cevap dışında bir seçeneğimiz kalmıyor.

Ama Lavezye’nin bu yorumu konumuzun ikinci aşması olan oluşumun niteliği konusuna götürecek derecede aydınlatıcı oldu. Varlık sonsuz oluşum olduğuna göre bu oluşumların kuru bir tesadüfle mi, zorunluluk diye tanımladığınız bilinçsiz ve tasarımsız doğa yasaları gereği mi, yoksa bilinçli olan bir sistemin etkisiyle mi oluştuğunu artık tartışabiliriz.Sorumu kısaca tekrarlayayım.

-Mutlak yokluk olmadığına göre ve varlık nitekik değiştiren sonsuz oluşum olduğuna göre;

1.Kuru bir tesadüfle mi?

2.Bilinçsiz bir yasa veya zorunluluk ile mi?

3.Bilinçli bir yasa veya yoktan varetme ile mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
anibal

Üye Profili

mesaj Bugün, 01:19

İleti #14

Advanced Member

**

>>> Cansız atomlar zerreler hayatı yaratamaz bilimi cansız atomlar geliştiremez

Öyle mi, buyur göster o zaman, nasıl yapamaz, yaratamaz?

>>> milyonlar bilimadamının hala üzerinde çalıştığı evrendeki sırları birkaç cansız akılsız şuursuz atom ve molekül mü yaptı?

Evet, aynen öyle.. Halada yapıyor, gözümüzün önünde, görüp duruyoruz işte..

cansız akılsız şuursuz ve buraya dikkat BEYİNSİZ atom molekül hadi hücre de olsun

bunların bugün milyonlarca cilt karmaşık bilimsel bilgiyi

hiç yoktan sıfırdan tesadüf eseri meydana getirdiğine inanabiliyorsan :

önce sen iddianı isbat etmelisin bende sana inanayım

Uyarınız için teşekkür ederim.Ancak Kurani hakikatlerin daha iyi anlaşılması kavramlarının ne anlama geldiğini iyi bilmekle mümkündür.Tespitlerimde Kuran referans olduğu için ve her söylediğim kurandan da kanıt getirilerek dile getirdiğim için iyi niyetle yapıyorum.Bunun sonucunun dinden çıkış olacağını sanmıyorum.Dinden çıkan felsefeci de bilmiyorum. İbni Ravendiyi diyorsanız onlar zaten dinden çıkmış olduklarını açık söyleyenlerdir.Bu açıdan insanlara hemen dinden çıkış yolunu göstermenin Kurani bir ahlak olmadığını bilmenizi isterim.

Kuran insanları cehenneme düşmekten ve küfürden daima uyarılarıyla irşad ediyor

benim yaptığım da bu dur

siz buradaki dinsizlerle (zaten kuranı kabul etmez hakaret eder) bu konulardaki tartışmanıza devam edin

ama unutmayın dinsizlerin müslüman olma ihtimali her daim olduğu gibi müslümanların da dinden çıkma ihtimali

daima vardır bunu kendinizden uzak görmeniz imtihan sırrına ters

bir çok islam alimi ibni sina farabi vb için basit bit mümin seviyesini bile onlara çok görmüş

vesselam

Link to post
Sitelerde Paylaş
cansız akılsız şuursuz ve buraya dikkat BEYİNSİZ atom molekül hadi hücre de olsun

bunların bugün milyonlarca cilt karmaşık bilimsel bilgiyi

hiç yoktan sıfırdan tesadüf eseri meydana getirdiğine inanabiliyorsan :

önce sen iddianı isbat etmelisin bende sana inanayım

Kuran insanları cehenneme düşmekten ve küfürden daima uyarılarıyla irşad ediyor

benim yaptığım da bu dur

siz buradaki dinsizlerle (zaten kuranı kabul etmez hakaret eder) bu konulardaki tartışmanıza devam edin

ama unutmayın dinsizlerin müslüman olma ihtimali her daim olduğu gibi müslümanların da dinden çıkma ihtimali

daima vardır bunu kendinizden uzak görmeniz imtihan sırrına ters

bir çok islam alimi ibni sina farabi vb için basit bit mümin seviyesini bile onlara çok görmüş

vesselam

mesaj sayımın 60 larda ve üyeliğimin 40 günlük olmasına bakmayın sn ahmetbaha.2006 Ekiminden beri bu forumlardayım.Değişik müstearlı adlarla 6000 civarında mesajım bulunuyor.Korktuğunuz o aşamaları 2007 de yaşadım.Şu an aşmış durumdayım.Gazaliyi çok sevdiğimi herşeyin akılla çözülecek bir akılcı olduğuna inanan biri olmadığımı da ifade edeyim.Tekrarlasam,kuranı aklın önünde tutuyorum.Ama aklı da mümkün olduğu kadar kullanmak gerektiğini biliyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben evrenin yaratılmamış olabileceğini düşünüyorum.Yani yoktan varoluş açısından bir yaratılış olmayabilir.Sonsuz bir döngü olabilir.O zaman yaratılış bir inanç olarak kalabilir.burası tamam.

Ama diğer bir durum daha var.Yaratılış nedir?Yoktan yaratma mıdır yoksa oluşumun din dilindeki adı mıdır?Allah sonsuzluğun din dilindeki adı ise yaratmada sonsuz oluşum ise ortada bir sorun kalmıyor.Bir kısım din felsefescisi bu sonuca ulaşmış ama ne kadar doğru bilemiyorum.

Tehlikeli sularda yüzüyorsun. Aklına ilmine çok güvenme, acil olarak kendine bir mürşit bulup bağlan.

Bedîus semâvâti vel ard(ardı), ve izâ kadâ emren fe innemâ yekûlu lehu kun fe yekûn(yekûnu).

1. bedîu : eşsiz, örneksiz herşeyin ilkini yaratan, yaratıcı

2. es semâvâti : semalar, gökler

3. ve el ardı : ve arz, yeryüzü

4. ve izâ : ve o zaman, olduğu zaman

5. kadâ : oldu

6. emren : emir, iş

7. fe : o zaman

8. innemâ : sadece

9. yekûlu : söyler

10. lehu : ona

11. kun : ol

12. fe : o zaman, böylece

13. yekûnu : olur

O, gökleri ve yeri örneksiz yaratandır. Bir işe hükmetti mi ona sadece “ol” der, o da hemen oluverir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu kavramın bilimden dışlanmasını savunanlar, "bu bir dini bir inançtır, bilim ise inançlara değil verilere dayanır" diyorlar. Kısmen haklılar da: Bilim gerçekten inançlara değil verilere dayanmalıdır.Peki yaratılış gerçekten tamamen bir dini inanç mı?

Bu fikir Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet gibi tek tanrılı dinlerin kutsal kitaplarında yazılmış olduğundan kuşkusuz bir inançtır. Ama bir Yaratıcı'nın varlığı fikrine, hiç bir dini kaynağa dayanmaksızın, sadece evren ve canlılar hakkında akıl yürütülerek de varılamaz mı?

akıl yürüterek bu kanıya varıyorsan ( elinde bilimsel bir gerçek olmadığı için öyle bir kanıya varırsın) o zaman felsefe ile elde ettiğin bir sav olur..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...