Jump to content

Kuran Mealiyle-Tercümesiyle Dinden Çıkma


Recommended Posts

Eğer bir kelimenin 15 anlamı varsa bu dil kelime açısından fakir bir dildir.. Ayrıca eğer Arapça mükemmel bir dilse İbranice, Aramice, Habeşçe de aynı şekilde mükemmeldir.. Bu dillerin arasında fark yoktur..

Peki hangi Arapça mükemmeldir? Günümüzde ki Arapların bile okuyunca anlayaamadığı Kuran Arapçası mı? Günümüzde konuşulan Arapça mı? Güney Arabistanda konuşulan ama kuzeyde ki Arab ın anlayamadığı onlarca lehçe mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuranın yalan dolu bir kitap olduğunu anladıktan sonra hiçbirşeye inancım kalmadı.Şimdi çok komik geliyor.Bu kadar yalan ve sahtekarlık dolu bir kitaba milyonlarca insanın inanması,kendimi onlardan farklı hissetmeme neden oluyor.Üzüldüğüm tek nokta,aldatılmış olmam ve hala milyonlarca insanın aldatılıyor olması.Kızdığım tarafı bu forumda hala bu kitabı savunan insanların olması.Neyini savunuyorsun be adam!

Link to post
Sitelerde Paylaş
bir kelimenin 15 anlamı varsa bu dil kelime açısından fakir bir dildir.

anlam yerine dağarcık veya belleğinde nicelik demek istedin heralde. yaşanan sorun, bir sözcüğün birden çok anlam ifade etmesi ve bu ifadelere neden olan etkenin, kök sözcüğün ardından çoğalarak diğer 14 sözcüğe isabet etmesi. bu isabetin nedeni, eşanlamlılık olmasa, diğer 14 anlamın sözcüksüz kalarak konuşalamayak duruma düşülmesidir. konuşmak bir eyleme dönüşürken, en yakınından bağıntı alıyor.

örneğin miade 3'den raditü leküm - razıyım size... ?????? bunun üzerine çift tıklayıp qamoos'un sözlüğünde aratın bakalım, kaç tane eş anlamı çıkacak. sözcüğün kökü razı.

sıcak kalpli, iyi huylu, uysal, uyumlu, nazik, yumuşak, hoş yaptırım, doyurucu, tatmin edici, istekli, hassas, asil karakterli...

kur'an'ı insan yazması mushafla bir tutup, arap edebiyatına bağımlı olmak, en çok ?????? DRB sözcüğünde kaypaklaşmıştır. 14/25'in

yadrıbu allâhu el emsâle, li el nâsi : veriyor/vuruyor Allah o benzeşikleri, o insanlar için...

demekteki edebiyat, nisa 34'ün "idribü hünne" sözcüğüne gelince, darabe yalnızca "vurun" anlaşılıyor. böyle olunca da "idribü hünne" - "verin/vurun onlara" birkaçkişinin anlayışında yatan sosyaloji düşüncesine taraflı kalındığından, sadece "vurun onlara" anlamıyla çeviri ediliyor. dili arapça olan kişi, tefsircilerin bu konuda yorumunu bildiğinden olacakki, bildiği dilbilgisinde olanı yeğlemiyor. arap ülkelerinin buna örnekliği başka ne türlü nasıl açıklanabilir bilemiyorum.

tarihinde Iskicap tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Aisto gardaşımızın yazısındaki ılk iki konuya yanıt verelim.

1-Evet Mekke ve çevresi diyor.

Siz diyorsunuzki,mekke ve çevresinde yalnız Araplar yokki.

Tabiki yoktu,Yahudilerde vardı.

Yahudilerinse bir dini vardı.

Fakat, kuran şöyle diyor, biz bu kitabı Arapca bilen Araplara gönderdik,yahudilere gönderdik demiyor.

Hatta bir surenin 198 inci ayatında diyorki,eyer biz bu kitabı Arapca deyılde başka birdilde göndermış olsaydık

Devamı 199 da şöyle devam ediyor.

Kureyşliler kitap Arapca olmadıgı için bu kitaba inanmayacaklardı.

İslam dini bir Arap dinidir.

Yahudi

İbrani

Arap kültürünün derlenmesınden ortaya çıkarılmıştır.

İlahilikle kesin bir bagı yoktur.

Bunu müslümanların inançlarıda, uygulamalarıda ortaya koyuyor.

USU (aklı ) kabul etmeyen,reddeden bir dinin DİN olabilmesinin olanagı yoktur.

Din akıl işi deyil,nakıl işidir derler müslümanların muazzam bir bölümü.

Müslümanlar bu konuda ikiye ayrılır.

AKILCILAR

NAKILCILAR

AKLINI KULLANMAYANLARIN BAŞINA PİSLİK YAGDIRIRIM DİYOR ,İslamin Allahı.

Aynı dinde bir birine ters iki muazzam buyruk.

Bir insan çıkıp derseki,Eyyyyyyyyyyyy insanlar

Dinnimiz ,dünya yaşamımızı tümüyle organize eder.

Dinde aKIL işi deyil nakıl işidir

Yani aKLA ıhtiyacımız yoktur.

Az sonrada kalkıp dersekki,aklımızı kullanmazsak Allah başımıza pislik yagdırır.

Halkın sana vereceyi yanıt şu olacaktır.

YUHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHH.

İn ulan ordan aşagı,,BİZİ kerizmi sandın.

Hem akla gereksiminiz yok.

Hemde AKLI kullanmazsanız başınıza pislik yagar.

Siz bu safsatalara dinmi diyorsunuz.

Tanriya tonlarca iftira ediyorsunuzda habarınız bülem yoh:-)))

Tövbe istığfar et ve Arap inancından çıh.

Tüm evrenleri oluşturan,canli cansız varlıkları ne var ettiyse ona dön,ONA inan.

Yalnız müslümanların Ellahına inanırsan bu tezatları fark edemeyenlerden olacanki,

Buda kabedeki El-İlaha bağlar seni.

Arap dini aynı zamanda,TEZATLAR dinidir.

Bunları görmek için Allame olmaya gerek yohdur.

Tövbe İstıgfar idüp bize gel.

tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir dilin zengin olup olmadığı nerden anlaşılır, lütfen yazarmısın??

bu sorunun cevabını bende merak etim

ve eklemek istiyorum arabcamı daha zengindir yoksa ibranicemi ?

umarım arabca dünyanın en zengin dilidir diyeneler bu konuda bizi bilgilendirir

Link to post
Sitelerde Paylaş
3-Kuran meali tercümesi işi Mehmet Akife verilmiş.Mehmet akif ne amaçal kuranı tercüme ettirildiğini anlayınca çevirdiği sayfaalrı yakarak hayatından endişe ettiği için mısıra kaçmış ve orada vefat etmiştir.

Bu cehalet ve kötüniyet örneği cümlelerin doğrusu şöyledir:

(Wikipedi'den Mehmet Akif Ersoy maddesi alıntıları)

........................................................

Mısır yılları ve Kur'an tefsiri

İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen Mehmet Âkif, 1923 yılında Ankara'dan İstanbul’a döndü. Abbas Halim Paşa'nın daveti üzerine kışı geçirmek için Mısır'a gitti. Gitmeden önce Kur'an'ı Türkçeye tercüme etmek için Diyanet İşleri ile anlaşma imzaladı. Kendisine teklif edilen bu görevi başlangıçta reddetmişti çünkü kendi eserlerini yazmak, milli mücadele destanını yaratmak istiyordu ancak bu çeviriyi yapabilecek tek adam olarak görüldüğünden kabul etmesi için çok yoğun ısrar vardı ve kabul etmek zorunda kaldı. Bir kaç sene yazları İstanbul'da, kışları Mısır'da geçirdi. Bu arada Türkiye'de gerçekleşmekte olan devrimleri kendi inançlarına ve ülküsüne aykırı görmekteydi. 1926 kışından sonra Mısır’dan dönmedi. Kahire yakınlarındaki Hilvan'a yerleşti. Burada adeta inzivaya çekilerek Kur'an tercümesi üzerinde çalışmayı sürdürdü ancak 6-7 sene üzerinde çalıştıktan sonra sonuçtan memnun kalmadı ve bu sorumluluktan kurtulmak istedi. Sonunda 1932’de mukaveleyi fesh etti. Diyanet İşleri Başkanlığı hem tercüme hem yorumlama işini Elmalılı Hamdi Efendi'ye verdi. Âkif, kendi yazdıklarını dostu Yozgatlı İhsan'a teslim etti ve ölür de gelmezse yakmasını nasihat etti. Türkçe ibadet projesinde kullanılacağından endişe ettiği için tercümeyi teslim etmediği iddiası da vardır.

Mehmet Âkif, Mısır yıllarında Kuran çevirisinin yanı sıra Türkçe dersleri vermekle meşgul olmuştu. Kahire'deki “Câmi-ül Mısriyye" adlı üniversitede Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verdi (1925-1936).

Yurda dönüşü ve vefatı

Siroz hastalığına tutulunca hava değişikliği iyi gelir düşüncesiyle önce Lübnan’a, sonra Antakya’ya gitti fakat Mısır’a hasta olarak döndü. 17 Haziran 1936’da tedavi için İstanbul’a döndü. 27 Aralık 1936 tarihinde İstanbul’da, Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nda hayatını kaybetti. Edirnekapı Mezarlığı’na gömüldü. Cenazesine resmi bir katılım olmadı ancak büyük bir üniversiteli genç topluluk katıldı. Mezarı iki yıl sonra, üniversiteli gençler tarafından yaptırıldı; 1960’ta yol inşaatı nedeniyle kabri Edirnekapı Şehitliği'ne nakledildi. Mezarlıkta Süleyman Nazif ve arkadaşı Ahmet Naim Bey'in arasında yatmaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Akif'le ilgili bir ekleme de ben yapayım.

Mehmet Akif Ersoy Mısır'da öldü diyen nur dini mensubu Ahmetbaha ,

1.) Mehmet Akif 27 Aralık 1936'da İstanbul'da ölmüştür.

2.) Mısırdan döndükten sonra ; "“-MISIR’DA 11 SENE KALDIM. FAKAT 11 SAAT DAHA KALSAYDIM ARTIK ÇILDIRIRDIM. SANA HÂLİSÂNE BİR FİKRİMİ SÖYLEYEYİM Mİ: İNSANLIK DA TÜRKİYE’DE, MİLLİYETÇİLİK DE TÜRKİYE’DE, MÜSLÜMANLIK DA TÜRKİYE’DE, HÜRRİYETÇİLİK DE TÜRKİYE’DE. EĞER VARSA, ALLÂH BENİM ÖMRÜMDEN ALIP MUSTAFA KEMAL’E VERSİN.” sözlerini sarf etmiştir.Yani Akif'ten size ekmek çıkmaz..

Sizlerin neden sürekli c/p yaptığınız belli oluyor,kafanızı ne idüğü belirsiz irsaliyelerle doldurduğunuz için kapasiteniz sıfır noktasına inmiş,düşünme ,araştırma ve sonuç elde etme yetileriniz körelmiş..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Akif'le ilgili bir ekleme de ben yapayım.

Mehmet Akif Ersoy Mısır'da öldü diyen nur dini mensubu Ahmetbaha ,

1.) Mehmet Akif 27 Aralık 1936'da İstanbul'da ölmüştür.

2.) Mısırdan döndükten sonra ; "“-MISIR’DA 11 SENE KALDIM. FAKAT 11 SAAT DAHA KALSAYDIM ARTIK ÇILDIRIRDIM. SANA HÂLİSÂNE BİR FİKRİMİ SÖYLEYEYİM Mİ: İNSANLIK DA TÜRKİYE’DE, MİLLİYETÇİLİK DE TÜRKİYE’DE, MÜSLÜMANLIK DA TÜRKİYE’DE, HÜRRİYETÇİLİK DE TÜRKİYE’DE. EĞER VARSA, ALLÂH BENİM ÖMRÜMDEN ALIP MUSTAFA KEMAL’E VERSİN.” sözlerini sarf etmiştir.Yani Akif'ten size ekmek çıkmaz..

Sizlerin neden sürekli c/p yaptığınız belli oluyor,kafanızı ne idüğü belirsiz irsaliyelerle doldurduğunuz için kapasiteniz sıfır noktasına inmiş,düşünme ,araştırma ve sonuç elde etme yetileriniz körelmiş..

En büyük numaranız bu.. Parçala yut taktiği.. Nasıl olsa bir sürüde eleman var.. Meselaaaaa, hah, burada Mehmet Akif ten bahsetmiş.. Bu meseleyi kurcalayarak konuyu istediğimiz yere çekebilir ve istediğimiz tşağı geçebiliriz.. Ne diyelim... Mustafa Kemalin yakın dostuydu diyelim mesela.. Nasıl yaparız.. Araya sokuşturuveririz mesela.. Nasıl? Mesela demiş olsun Akif "Allahım ömrüm varsa benden al M.Kemale ver" Hah valla oldu... Yav iyide bunun kanıtı nerede? Boşver kanıtı falan.. Nette birsürü bizden var.. Oraya buraya yapıştırırlar olur biter... <_<

http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/sayi73/kandemir.pdf

Link to post
Sitelerde Paylaş
İşte böyleee,

Aisto gardaşımızın yazısındaki ılk iki konuya yanıt verelim.

1-Evet Mekke ve çevresi diyor.

Siz diyorsunuzki,mekke ve çevresinde yalnız Araplar yokki.

Tabiki yoktu,Yahudilerde vardı.

Yahudilerinse bir dini vardı.

Fakat, kuran şöyle diyor, biz bu kitabı Arapca bilen Araplara gönderdik,yahudilere gönderdik demiyor.

Hatta bir surenin 198 inci ayatında diyorki,eyer biz bu kitabı Arapca deyılde başka birdilde göndermış olsaydık

Devamı 199 da şöyle devam ediyor.

Kureyşliler kitap Arapca olmadıgı için bu kitaba inanmayacaklardı.

İslam dini bir Arap dinidir.

Yahudi

İbrani

Arap kültürünün derlenmesınden ortaya çıkarılmıştır.

İlahilikle kesin bir bagı yoktur.

Bunu müslümanların inançlarıda, uygulamalarıda ortaya koyuyor.

USU (aklı ) kabul etmeyen,reddeden bir dinin DİN olabilmesinin olanagı yoktur.

Din akıl işi deyil,nakıl işidir derler müslümanların muazzam bir bölümü.

Müslümanlar bu konuda ikiye ayrılır.

AKILCILAR

NAKILCILAR

AKLINI KULLANMAYANLARIN BAŞINA PİSLİK YAGDIRIRIM DİYOR ,İslamin Allahı.

Aynı dinde bir birine ters iki muazzam buyruk.

Bir insan çıkıp derseki,Eyyyyyyyyyyyy insanlar

Dinnimiz ,dünya yaşamımızı tümüyle organize eder.

Dinde aKIL işi deyil nakıl işidir

Yani aKLA ıhtiyacımız yoktur.

Az sonrada kalkıp dersekki,aklımızı kullanmazsak Allah başımıza pislik yagdırır.

Halkın sana vereceyi yanıt şu olacaktır.

YUHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHH.

İn ulan ordan aşagı,,BİZİ kerizmi sandın.

Hem akla gereksiminiz yok.

Hemde AKLI kullanmazsanız başınıza pislik yagar.

Siz bu safsatalara dinmi diyorsunuz.

Tanriya tonlarca iftira ediyorsunuzda habarınız bülem yoh:-)))

Tövbe istığfar et ve Arap inancından çıh.

Tüm evrenleri oluşturan,canli cansız varlıkları ne var ettiyse ona dön,ONA inan.

Yalnız müslümanların Ellahına inanırsan bu tezatları fark edemeyenlerden olacanki,

Buda kabedeki El-İlaha bağlar seni.

Arap dini aynı zamanda,TEZATLAR dinidir.

Bunları görmek için Allame olmaya gerek yohdur.

Tövbe İstıgfar idüp bize gel.

tolonbeg

Kuran Yahudilerin dini ile ehli kitap bütün dinlerin aynı din olduğunu sölemis zaten, tek din islamdır kurana göre. Şuara 198 ve 199'dan bahsetmissin galiba, burada zaten başka dilde de kitabın inebileceği belirtilmis deil mi?Yanlız Kuran Araplara arapça olarak deilde yine yahudilere ibranice gelebilir di deil mi?Çünkü bu durumda da Allahın dini yine müşriklerin (uydurma)dinlerine baskın olacaktı.Ama yahudiler kendilerine birçok peygamber gönderilmesine rağmen dini koruyamamışlar, müşrik olmuslardır, başka sebepler de var tabi.

Kuranı okuyarak, bu kuran Araplara gönderilmistir hükmü çıkmaz tolon gardas, bence Kuranı yeniden oku.

kurana göre tek din hem akıl hem de nakil işidir tolon gardas.Müslümanların kitabı nasıl anladığı benim için sorun deil, ben kitabı nasıl anlıyorum budur mühüm olan, bi kuranın tamamını okuyalım O'dan sonra senin dinine de göz atarız, tabi anlatırsan !!!

Link to post
Sitelerde Paylaş
Arapça türkçeye göre çok zengin bir dildir.Kelıme haznesi türkçeye göre çok geniştir.Bir kelıme bir çok mana ıhtıva eder.Bu nedenle türkçeye çevrılırken anlam daralmasına yol açar.O yüzden mealler tam olarak kuranın yerını tutmaz.Meal okuduysanız şayet çeşitli yerlerınde parantez içi açıklamalar vardır.Veya kıtabın alt kısmında kısa tefsırler.Nasıl ki bir tohumu parçacıklara ayırdığınız da o tohum bitkiye dönüşmez.İşte kuranın da aslını bozduğunuz da orjınalının yerini tutmaz.Hem her bir harfı sevaba denk geleceğinden okuyan bu sevabtan da mahrum kalır.Bedıuzzaman da bunu vurgulamış zaten.

Arapça Türkçe'den zengin değildir, bunun yanında bir kelimenin daha fazla anlamlara gelmesi anlamda karışıklığa yol açar, yoksa bu yüzden mi Kuran'ın tek meali yok her alim kendisine göre yorumluyor ayetleri?..

Link to post
Sitelerde Paylaş

BAKARA /99 - Şanım hakkı için sana çok açık âyetler; parlak mucizeler indirdik...

BAKARA /159 - İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya mutlaka onlara Allah lanet eder...

BAKARA /187 - ... Allah, âyetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar.

BAKARA /219 - ... İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki siz düşünürsünüz.

BAKARA /221 - ... Allah ise, kendi izniyle cennete ve mağfirete davet ediyor ve âyetlerini insanlara açıklıyor.

BAKARA /230 - ... İşte bunlar, Allah'ın tayin ettiği hudududur. Bunları, bilen bir kavim için açıklıyor.

BAKARA /242 -İşte akıllarınız ersin diye, Allah size âyetlerini böylece açıklıyor.

BAKARA /266 - ... İşte Allah, âyetlerini size böylece açıklıyor. Umulur ki, düşünürsünüz.

AL-İ İMRAN /103 - ... İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz.

AL-İ İMRAN /118 - ... Düşünürseniz, biz size âyetleri açıkladık.

AL-İ İMRAN /138 - Bu (Kur'ân) insanlar için bir açıklama, Allah'dan gereğince korkanlar için doğru yolu gösterme ve bir öğüttür.

NİSA /174 - Ey insanlar! Size Rabbinizden bir delil (Muhammed) geldi ve size apaçık bir nur indirdik.

NİSA /176 - ... Şaşırmamanız için Allah size (hükümlerini) açıklıyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

MAİDE /75 - ... Bak onlara âyetleri nasıl açıklıyoruz. Sonra yine bak nasıl yüz çeviriyorlar!

MAİDE /89 - ... İşte Allah âyetlerini size böyle açıklar ki, şükredesiniz.

EN'AM /46 - ... Dikkat et, âyetlerimizi nasıl türlü türlü açıklıyoruz, sonra da onlar yüz çeviriyorlar?

EN'AM /55 - Suçluların tuttuğu yol açığa çıksın diye, âyetleri işte böyle genişçe açıklıyoruz.

EN'AM /59 - ... hiçbir şey yoktur ki, o herşeyi açıklayan Kitap'ta bulunmasın.

EN'AM /65 - ... Bak, âyetlerimizi nasıl inceden inceye açıklıyoruz ki, onlar iyice anlasınlar.

EN'AM /97 - ... Şüphesiz biz, bilen bir toplum için âyetleri geniş bir şekilde açıkladık.

EN'AM /98 - ... Biz âyetlerimizi, anlayan bir toplum için apaçık beyan ettik.

EN'AM /105 - İşte böylece âyetleri türlü türlü çevirip açıklıyoruz ki...

EN'AM /114 - Allah, size Kitab'ı (Kur'ân'ı) açıklanmış olarak indirdiği halde, ondan başka bir hakem mi arayayım?..

EN'AM /119 - ... Halbuki O size, mecbur kalmanızın dışında haram olan şeyleri genişce açıklamıştır.

EN'AM /126 - ... Şüphesiz biz, hatırlayıp ibret alan bir kavim için âyetleri geniş bir şekilde açıkladık.

EN'AM /157 - ... İşte size de Rabbinizden açık delil, hidayet ve rahmet geldi...

ARAF /32 - ... İşte böylece biz âyetleri bilen bir topluluğa uzun uzun açıklıyoruz.

ARAF /52 - Gerçekten onlara, bilgiye göre açıkladığımız, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir Kitap getirdik.

ARAF /58 - ... İşte biz, şükreden bir toplum için âyetleri böyle açıklarız.

ARAF /174 - Ve işte biz, âyetleri böyle ayrıntılı olarak açıklıyoruz ki, belki dönerler.

TEVBE /11 - ... Biz âyetleri, bilen bir kavme açıklarız.

YUNUS /5 - ... O, bilecek olan bir kavim için âyetlerini ayrıntılı olarak açıklar.

YUNUS /24 - ... Düşünen bir kavim için âyetlerimizi işte böyle açıklarız.

YUNUS /37 - ... o kitabı (levh-i mahfuzu) ayrıntılı olarak açıklar...

YUNUS /61 - ... Ancak bunların hepsi apaçık bir kitaptadır.

HUD /1 -... Allah tarafından âyetleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

HUD /6 - ... Onların hepsi apaçık bir kitaptadır.

YUSUF /1 - Elif, Lâm, Râ. İşte bunlar sana o açık seçik kitabın âyetleridir.

YUSUF /111 - ... Bu Kur'ân uydurulmuş herhangi bir söz değildir. Lâkin kendisinden önce gelen kitapların tasdiki her şeyin ayrıntılarıyla açıklayıcısı ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir.

RA'D /2 - ... Âyetleri O açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi bilesiniz.

İBRAHİM /4 - Biz, her peygamberi, ancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik ki, onlara apaçık anlatsın...

HİCR /1 - Elif, Lâm, Râ. Bunlar kitabın ve apaçık bir Kur'ân'ın âyetleridir.

NAHL /89 - ... Bu kitabı da, her şeyi açıklayan ve müslümanlara doğruyu gösteren bir rehber, bir rahmet kaynağı ve bir müjdeleyici olarak indirdik.

NAHL /103 - ... Bu Kur'ân ise apaçık bir Arapçadır.

İSRA /41 - Biz, bu Kur'ân'da akıllarını başlarına almaları için türlü şekillerde (ikaz ve ihtarı) açıkladık...

KEHF /54 - Şüphesiz biz, bu Kur'ân'da insanlara çeşitli mânâları türlü misallerle açık olarak verdik...

MERYEM /73 - Âyetlerimiz kendilerine apaçık okunduğu zaman...

TAHA /113 - İşte böylece biz onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik. Onda tehditlerden nice türlüsünü tekrar tekrar açıkladık ki belki sakınırlar...

HAC /16 - İşte biz onu (Kur'ân'ı) böylece, apaçık âyetler olarak indirdik...

HAC /72 - Âyetlerimiz kendilerine apaçık olarak okunduğu zaman...

NUR /1 - ... Belki düşünüp öğüt alırsınız diye onda açık açık âyetler indirdik.

NUR /18 -Ve Allah âyetlerini size açıklıyor...

NUR /34 - Andolsun ki biz size açık açık bildiren âyetler, sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvaya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik.

NUR /46 - Andolsun biz (her şeyi) apaçık bildiren âyetler indirdik...

NUR /58 - ... İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklar...

NUR /59 - ... İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklar.

NUR /61 - ... İşte Allah düşünüp anlayasınız diye size âyetlerini böyle açıklar.

ŞUARA /2 - Bunlar sana apaçık kitabın âyetleridir.

ŞUARA /195 - Açık parlak bir Arapça lisan ile.

NEML /1 - Tâ, Sîn. Bunlar sana, Kur'ân'ın ve apaçık bir kitabın âyetleridir.

NEML /75 - Gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Lehv-i mahfuzda) bulunmasın.

KASAS /2 - Bunlar, apaçık kitabın âyetleridir.

ANKEBUT /49 - Hayır, o (Kur'ân), kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde (yer eden) apaçık âyetlerdir...

RUM /28 - ... İşte biz, düşünecek bir kavim için âyetleri böyle açıklıyoruz.

YASİN /69 - ... O sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur'ân'dır.

FUSSİLET /3 - Bu, Arapça bir Kur'an olarak, âyetleri bilen bir kavim için ayırt edilip açıklanmış bir kitaptır.

FUSSİLET /44 - Eğer biz onu yabancı dilden bir Kur'ân yapsaydık onlar mutlaka: "Bu kitabın âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi?..

ZUHRUF /2-3 - Apaçık kitaba andolsun ki biz onu iyice anlayasınız diye Arapça bir Kur'an yaptık.

DUHAN /2 - 3 - O apaçık Kitab'a andolsun ki biz onu gerçekten mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz onunla insanları uyarmaktayız.

AHKAF /27 - ... Belki tevhide dönerler diye ayetlerimizi çeşitli şekillerde açıkladık.

HADİD /9 - Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık âyetler indiren O'dur...

HADİD /17 - ... Belki aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri açıkladık.

MÜCADELE /5 - ... Biz apaçık âyetler indirmişizdir...

TALAK /11 - Size Allah'ın açık açık âyetlerini okuyan bir elçi...

Daha bunlara benzer sayısız örnek verilebilir. Hayır, gereksiz tekrarlara örnek olsun veya başlıkta yer işgal etsin diye yazmadım bunları; hani herkesin anlayamayacağı, mealle anlaşılamayacağı söyleniyor ya, apaçık olduğu ve hatta sırf herkes anlayabilsin diye bizzat Allah tarafından çeşitli şekillerde açıklandığı bu kadar vurgulanan bir kitabın nasıl oluyor da anlaşılabilmesi için özel bir ihtisas gerektiği iddia edilebiliyor, ben bunu anlayamıyorum.

Kuran'ı anlamak için özel bir ihtisasa gerek yok, onu anlamk için özel bir ihtisasa gerek olduğunu iddia eden sizleri anlamak için özel bir ihtisasa gerek var. Ben müzisyenim, sizler psikiyatrik vakasınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kuran'ı anlamak için özel bir ihtisasa gerek yok, onu anlamk için özel bir ihtisasa gerek olduğunu iddia eden sizleri anlamak için özel bir ihtisasa gerek var. Ben müzisyenim, sizler psikiyatrik vakasınız.

Katılıyorum :good: Kuranı anlamak için özel bir ihtisasa gerek yoktur.Sade sait gibileri aşağıdaki ayet gibi

Al-i İmran

(7) O, sana Kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihdir. Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.

ayetleri baz alarak ilimde derinleşenler Kuranı anlayabilirler demektedirler, halbuki bu tür ayetlerde anlatılmak istenen ilimde derinleşenlerin Kuran'ın bütün ayetlerinin Allah katından olduğuna iman etmiş olduklarıdır, diğerleri ayetlerin bazılarına ve ya tümüne şüphe ile bakmaktadır

saygılar

Link to post
Sitelerde Paylaş

bırak kuranı tercüme etmeyi önce senin yazdıklarının tercüme edilmesi lazım. ağdalı yazınca (yapıştırınca ) etkili olduğunumu sanıyorsun. hem ''bu kitap apaçık bir kitaptır'' diyeceksin hem de anlaşılmayacak kadar karmaşık. sen arapça uzmanı oldun gramerini çözdün falan filanını öğrendindemi müslüman oldun ? yoksa babadan mirasmı aldın inancını.hadi onu geçtim reddettiğin tüm inanç sistemlerini ve kitaplarını onların kendi dillerinde uzman olup araştırıp mı reddettin. sizin derdiniz aman kimse kuranı anlamasın türkçe okurlarsa uyanırlar güdemeyiz sıkıntısı . bırakın müslümanlar dinlerini öz kaynagından öğrensinler inanan neye inandığını bilsin reddeden neyi reddettiğini...insan zekasından korkmayın unutmayın kuran birçok yerde okumazmısınız anlamazmısınız diye hitap eder. evrensel olduğunu iddia ettiğiniz kitabı tek arapçaya mahkum etmek çelişki değilmidir ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
BAKARA /99 - Şanım hakkı için sana çok açık âyetler; parlak mucizeler indirdik...

BAKARA /159 - İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya mutlaka onlara Allah lanet eder...

BAKARA /187 - ... Allah, âyetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar.

BAKARA /219 - ... İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki siz düşünürsünüz.

BAKARA /221 - ... Allah ise, kendi izniyle cennete ve mağfirete davet ediyor ve âyetlerini insanlara açıklıyor.

BAKARA /230 - ... İşte bunlar, Allah'ın tayin ettiği hudududur. Bunları, bilen bir kavim için açıklıyor.

BAKARA /242 -İşte akıllarınız ersin diye, Allah size âyetlerini böylece açıklıyor.

BAKARA /266 - ... İşte Allah, âyetlerini size böylece açıklıyor. Umulur ki, düşünürsünüz.

AL-İ İMRAN /103 - ... İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz.

AL-İ İMRAN /118 - ... Düşünürseniz, biz size âyetleri açıkladık.

AL-İ İMRAN /138 - Bu (Kur'ân) insanlar için bir açıklama, Allah'dan gereğince korkanlar için doğru yolu gösterme ve bir öğüttür.

NİSA /174 - Ey insanlar! Size Rabbinizden bir delil (Muhammed) geldi ve size apaçık bir nur indirdik.

NİSA /176 - ... Şaşırmamanız için Allah size (hükümlerini) açıklıyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

MAİDE /75 - ... Bak onlara âyetleri nasıl açıklıyoruz. Sonra yine bak nasıl yüz çeviriyorlar!

MAİDE /89 - ... İşte Allah âyetlerini size böyle açıklar ki, şükredesiniz.

EN'AM /46 - ... Dikkat et, âyetlerimizi nasıl türlü türlü açıklıyoruz, sonra da onlar yüz çeviriyorlar?

EN'AM /55 - Suçluların tuttuğu yol açığa çıksın diye, âyetleri işte böyle genişçe açıklıyoruz.

EN'AM /59 - ... hiçbir şey yoktur ki, o herşeyi açıklayan Kitap'ta bulunmasın.

EN'AM /65 - ... Bak, âyetlerimizi nasıl inceden inceye açıklıyoruz ki, onlar iyice anlasınlar.

EN'AM /97 - ... Şüphesiz biz, bilen bir toplum için âyetleri geniş bir şekilde açıkladık.

EN'AM /98 - ... Biz âyetlerimizi, anlayan bir toplum için apaçık beyan ettik.

EN'AM /105 - İşte böylece âyetleri türlü türlü çevirip açıklıyoruz ki...

EN'AM /114 - Allah, size Kitab'ı (Kur'ân'ı) açıklanmış olarak indirdiği halde, ondan başka bir hakem mi arayayım?..

EN'AM /119 - ... Halbuki O size, mecbur kalmanızın dışında haram olan şeyleri genişce açıklamıştır.

EN'AM /126 - ... Şüphesiz biz, hatırlayıp ibret alan bir kavim için âyetleri geniş bir şekilde açıkladık.

EN'AM /157 - ... İşte size de Rabbinizden açık delil, hidayet ve rahmet geldi...

ARAF /32 - ... İşte böylece biz âyetleri bilen bir topluluğa uzun uzun açıklıyoruz.

ARAF /52 - Gerçekten onlara, bilgiye göre açıkladığımız, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir Kitap getirdik.

ARAF /58 - ... İşte biz, şükreden bir toplum için âyetleri böyle açıklarız.

ARAF /174 - Ve işte biz, âyetleri böyle ayrıntılı olarak açıklıyoruz ki, belki dönerler.

TEVBE /11 - ... Biz âyetleri, bilen bir kavme açıklarız.

YUNUS /5 - ... O, bilecek olan bir kavim için âyetlerini ayrıntılı olarak açıklar.

YUNUS /24 - ... Düşünen bir kavim için âyetlerimizi işte böyle açıklarız.

YUNUS /37 - ... o kitabı (levh-i mahfuzu) ayrıntılı olarak açıklar...

YUNUS /61 - ... Ancak bunların hepsi apaçık bir kitaptadır.

HUD /1 -... Allah tarafından âyetleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

HUD /6 - ... Onların hepsi apaçık bir kitaptadır.

YUSUF /1 - Elif, Lâm, Râ. İşte bunlar sana o açık seçik kitabın âyetleridir.

YUSUF /111 - ... Bu Kur'ân uydurulmuş herhangi bir söz değildir. Lâkin kendisinden önce gelen kitapların tasdiki her şeyin ayrıntılarıyla açıklayıcısı ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir.

RA'D /2 - ... Âyetleri O açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi bilesiniz.

İBRAHİM /4 - Biz, her peygamberi, ancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik ki, onlara apaçık anlatsın...

HİCR /1 - Elif, Lâm, Râ. Bunlar kitabın ve apaçık bir Kur'ân'ın âyetleridir.

NAHL /89 - ... Bu kitabı da, her şeyi açıklayan ve müslümanlara doğruyu gösteren bir rehber, bir rahmet kaynağı ve bir müjdeleyici olarak indirdik.

NAHL /103 - ... Bu Kur'ân ise apaçık bir Arapçadır.

İSRA /41 - Biz, bu Kur'ân'da akıllarını başlarına almaları için türlü şekillerde (ikaz ve ihtarı) açıkladık...

KEHF /54 - Şüphesiz biz, bu Kur'ân'da insanlara çeşitli mânâları türlü misallerle açık olarak verdik...

MERYEM /73 - Âyetlerimiz kendilerine apaçık okunduğu zaman...

TAHA /113 - İşte böylece biz onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik. Onda tehditlerden nice türlüsünü tekrar tekrar açıkladık ki belki sakınırlar...

HAC /16 - İşte biz onu (Kur'ân'ı) böylece, apaçık âyetler olarak indirdik...

HAC /72 - Âyetlerimiz kendilerine apaçık olarak okunduğu zaman...

NUR /1 - ... Belki düşünüp öğüt alırsınız diye onda açık açık âyetler indirdik.

NUR /18 -Ve Allah âyetlerini size açıklıyor...

NUR /34 - Andolsun ki biz size açık açık bildiren âyetler, sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvaya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik.

NUR /46 - Andolsun biz (her şeyi) apaçık bildiren âyetler indirdik...

NUR /58 - ... İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklar...

NUR /59 - ... İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklar.

NUR /61 - ... İşte Allah düşünüp anlayasınız diye size âyetlerini böyle açıklar.

ŞUARA /2 - Bunlar sana apaçık kitabın âyetleridir.

ŞUARA /195 - Açık parlak bir Arapça lisan ile.

NEML /1 - Tâ, Sîn. Bunlar sana, Kur'ân'ın ve apaçık bir kitabın âyetleridir.

NEML /75 - Gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Lehv-i mahfuzda) bulunmasın.

KASAS /2 - Bunlar, apaçık kitabın âyetleridir.

ANKEBUT /49 - Hayır, o (Kur'ân), kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde (yer eden) apaçık âyetlerdir...

RUM /28 - ... İşte biz, düşünecek bir kavim için âyetleri böyle açıklıyoruz.

YASİN /69 - ... O sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur'ân'dır.

FUSSİLET /3 - Bu, Arapça bir Kur'an olarak, âyetleri bilen bir kavim için ayırt edilip açıklanmış bir kitaptır.

FUSSİLET /44 - Eğer biz onu yabancı dilden bir Kur'ân yapsaydık onlar mutlaka: "Bu kitabın âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi?..

ZUHRUF /2-3 - Apaçık kitaba andolsun ki biz onu iyice anlayasınız diye Arapça bir Kur'an yaptık.

DUHAN /2 - 3 - O apaçık Kitab'a andolsun ki biz onu gerçekten mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz onunla insanları uyarmaktayız.

AHKAF /27 - ... Belki tevhide dönerler diye ayetlerimizi çeşitli şekillerde açıkladık.

HADİD /9 - Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık âyetler indiren O'dur...

HADİD /17 - ... Belki aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri açıkladık.

MÜCADELE /5 - ... Biz apaçık âyetler indirmişizdir...

TALAK /11 - Size Allah'ın açık açık âyetlerini okuyan bir elçi...

Daha bunlara benzer sayısız örnek verilebilir. Hayır, gereksiz tekrarlara örnek olsun veya başlıkta yer işgal etsin diye yazmadım bunları; hani herkesin anlayamayacağı, mealle anlaşılamayacağı söyleniyor ya, apaçık olduğu ve hatta sırf herkes anlayabilsin diye bizzat Allah tarafından çeşitli şekillerde açıklandığı bu kadar vurgulanan bir kitabın nasıl oluyor da anlaşılabilmesi için özel bir ihtisas gerektiği iddia edilebiliyor, ben bunu anlayamıyorum.

Kuran'ı anlamak için özel bir ihtisasa gerek yok, onu anlamk için özel bir ihtisasa gerek olduğunu iddia eden sizleri anlamak için özel bir ihtisasa gerek var. Ben müzisyenim, sizler psikiyatrik vakasınız.

eline sağlık bence yoruma gerek kalmamış...

Link to post
Sitelerde Paylaş
bir kelime birçok manaya gelince nasıl bir dil zengin oluyor.fakir bir dil olur bir kere.çöl arabının dili.gördüğü hurmayla kum.

katılıyorum bir dili zengin yapan önce kelime sayısıdır bir kelime birçok manaya gelirse anlam karmaşası olur ve dildeki kelime azlığının işaretidir. kurandaki parantez içi yazılara gelince işte bu anlam düşüklüğü ve anlatım bozukluğu sebebiyledir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

evet Mehmet Akif ömrünün son günlerinde İstanbuldadır ve İstanbulda vefat etmiştir

Ancak yaptığı kuran tercümelerini vasiyetle yaktırmıştır burada herkes hemfikir

hereksimn hemfikir olduğu bir nokta da "Kuranın neden meclis kararıyla ve özel bütçeyle ve ısrarla tercüme ettirildiğidir

bu konu hiç tartışılmadı demek kabul edildi.Yani insanların dinden çıkması çıkartılması

Kuran yerine tercümesinin okunması amacıyla

Konuda tartışılan "Kuran apaçık ve anlaşılır mıdır değil midir?

arabça üstün bir dilmidir değilmidir?

bu iki soru dışında benim iddiam doğrudur ve karşı çıkan yok.Gelelim son iki soruya

---------------------------------

Evet Kuran apaçık ve anlaşılırdır.

Buna kimsenin itirazı yok.Biz Cenabı Hak kulları için muğlak bir kitap gönderdi demiyoruz.

Elbette kainatın özüdür kuran.Kainatta yaş kuru ne varsa içindedir.

Aynı zamanda mucizedir: bize göre kuran tarifi şudur:

"Zât ve sıfât ve esma ve şuûn-u İlâhiyenin kavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhı, burhan-ı kàtıı, tercüman-ı sâtıı,

şu âlem-i insaniyetin mürebbîsi, hikmet-i hakikîsi, mürşidi, hâdîsi,

İnsana; hem bir kitab-ı hikmet,

hem bir kitab-ı şeriat,

hem bir kitab-ı dua ve ubudiyet,

hem bir kitab-ı emir ve davet,

hem bir kitab-ı zikir,

hem bir kitab-ı fikir gibi,

insanın bütün hâcât-ı mâneviyesine karşı birer kitap,

hem bütün muhtelif ehl-i mesâlik ve meşârib olan evliya ve sıddıkînin, asfiya ve muhakkikînin herbirinin meşreplerine lâyık birer risale ibraz eden bir kütüphane-i mukaddesdir. .."

İşte tüm bu özelliklere haiz Kuranın yerine tercümesinin okunması manasının belki binden bire inmesi nurunun gizlenmesi vb çok zararı beraberinde getirir.

Diğer mesele arabçanın üstün mnakbul dil olup olmaması bizi beni bağlamıyor

burada bahsettiğimiz Kuran dilinin arabçanın içinde Lisanı Nahvi denilen bir şivede yazılması

ve tam tercümesinin mümkün olmamasıdır

bu konu başka mesleye gitmiş

hasılı o konuda da benim iddiama hayır Lisanı nahvi filan yok diyen yok

demek kabul edilmiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
bir kelime birçok manaya gelince nasıl bir dil zengin oluyor.fakir bir dil olur bir kere.çöl arabının dili.gördüğü hurmayla kum.

insanları ve kavimleri sakın küçümseme.git bir avrupaya birde kendini sor. türkümde .bakalım ne cevap alacaksın.kendini nimetten sayma

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...