Jump to content

Kuran Mealiyle-Tercümesiyle Dinden Çıkma


Recommended Posts

Bu Onuncu Meseleye bir hâtime olarak İki haşiye:

Birincisi:

"...Bundan on iki sene evvel(1945) işittim ki, en dehşetli ve muannid bir zındık, Kur'ân'a karşı suikastını, tercümesiyle yapmaya başlamış ve demiş ki: "Kur'ân tercüme edilsin, tâ ne mal olduğu bilinsin." Yani, lüzumsuz tekraratı herkes görsün ve tercümesi onun yerinde okunsun diye dehşetli bir plân çevirmiş.

Fakat Risale-i Nur'un cerh edilmez hüccetleri kat'î ispat etmiş ki, Kur'ân'ın hakikî tercümesi kabil değil, ve lisan-ı nahvî olan lisan-ı Arabî yerinde Kur'ân'ın meziyetlerini ve nüktelerini başka lisan muhafaza edemez ve herbir harfi, on adetten bine kadar sevap veren kelimât-ı Kur'âniyenin mucizâne ve cemiyetli tabirlerinin yerini, beşerin âdi ve cüz'î tercümeleri tutamaz, onun yerinde camilerde okunmaz diye, Risale-i Nur her tarafta intişarıyla o dehşetli plânı akîm bıraktı. Fakat o zındıktan ders alan münafıklar, yine şeytan hesabına Kur'ân güneşini üflemekle söndürmeye ahmak çocuklar gibi ahmakane ve divanecesine çalışmaları sebebiyle, bana gayet sıkı ve sıkıcı ve sıkıntılı bir hâlette bu Onuncu Mesele yazdırıldı tahmin ediyorum. Başkalarıyla görüşemediğim için hakikat-ı hali bilmiyorum.(On Birinci Şua - s.977)"

...

"...Elhasıl, lisan-ı nahvî olan lisan-ı Arabînin câmiiyeti ve elfâz-ı Kur'âniyenin i'câzı öyle bir tarzdadır ki, kabil-i tercüme değildir, belki "muhaldir" diyebilirim. Kimin şüphesi varsa, i'câza dair Yirmi Beşinci Söze müracaat etsin. Tercüme dedikleri şeyler ise, gayet muhtasar ve nâkıs bir mealdir. Böyle meal nerede; hayattar, çok cihetlerle teşa'ub etmiş âyâtın hakikî mânâları nerede?(Yirmi Altıncı Mektup - s.509)"

Evet Bediüzzamanın dikkat çektiği tehlike bugün gerçekleşmiş bulunmakta.Buna isbat ise bu forumdfa "neden ateist oldum? "konu başılığında bulunabilir.Genelde kuranı araştırmak isteyen tefsirler uzun ve zahmetli geldiği için şööyle bir meale gözatayım demişler sonra da kuran bu muymuş(haşa) falan filan.

Evet Kuran mali Kuran yerine okunmaz.Kuranın yerini tutmaz .Meale yapılan itirazlar veya meale dayalı inkarlar bir yerde inandırıcı değildir.Yukarıda sayılan sebeplere ek olarak :

1-1400yıllık İslam literatüründe kuran meali yazılmamış.Basılmamış herhangi bir alim yazısında kitabında fetvasında meale atıfta bulunmamış

2-Meal Kuran tefsiri yapılırken sözlük niyetine el altında bulundurulurmuş.Yoksa hüküm çıkarmak için asla ve asla kullanılmamış.

3-Kuran meali tercümesi işi Mehmet Akife verilmiş.Mehmet akif ne amaçal kuranı tercüme ettirildiğini anlayınca çevirdiği sayfaalrı yakarak hayatından endişe ettiği için mısıra kaçmış ve orada vefat etmiştir.

4-Kurandan meale dayanarak yapılan cımbızlama alıntılar ile suçlama ve küfür yani nur24 de böyle ahzap33de şöyle yeterli açıklayıcı ikna edici olamaz.Çünki çoğu ayetin inişinde nedenler vardır ve ayetler sure içinde bir bütün halinde değerelndirilmelidir.

5-İnsanların %80i avamdır %10u havas(üst eğitimli zeki tabaka) %10u gerizekalıdır(ortalama altı zeka).(kabaca böyledir) Bu nedenle Kuran hem avamın anlayabileceği üslupla hemde havasSA hitabeder tarzdadır.Havassa hitab mealden anlaşılması zordur bazen olurku bir ayetin bir kitap kadar izahı vardır.Halbuki meale ehmniyet veren kişinin bunlardan haberi yoktur neticede yanlış değerlendirir yani aldanır.

bu konuda siz ateist arkadaşların görüşlerini beklerim

seviyeli bir tartışma olur umarım

tarihinde AhmetBaha tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben şunu anlıyorum.Kuran o kadar mantık dışı bir kitap ki çevirilince ne halt olduğu anlaşılıyor o yüzden çevirilmemeli,kimse ne yazdığını bilmemeliydi.

Diyorsun ki kuran çok karışık bir kitaptır öyle kolay kolay anlaşılmaz.E cilt cilt tefsirler var onu açıklamak için onlar da mı fuzuli?Bana kalırsa gılgamış destanını anlamak için ne kadar tefsire gerek varsa kuranı anlamak için de o kadar gerek var.Kuran nedir birkaç masalın derlemesi,araya cennet cehennem tasvirleri,biraz muhammedin cinsel hayatıyla ilgili ayetler.İşte bu kadar.Anlaşılmayacak bir durum yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu Onuncu Meseleye bir hâtime olarak İki haşiye:

Birincisi:

"...Bundan on iki sene evvel(1945) işittim ki, en dehşetli ve muannid bir zındık, Kur'ân'a karşı suikastını, tercümesiyle yapmaya başlamış ve demiş ki: "Kur'ân tercüme edilsin, tâ ne mal olduğu bilinsin." Yani, lüzumsuz tekraratı herkes görsün ve tercümesi onun yerinde okunsun diye dehşetli bir plân çevirmiş.

Fakat Risale-i Nur'un cerh edilmez hüccetleri kat'î ispat etmiş ki, Kur'ân'ın hakikî tercümesi kabil değil, ve lisan-ı nahvî olan lisan-ı Arabî yerinde Kur'ân'ın meziyetlerini ve nüktelerini başka lisan muhafaza edemez ve herbir harfi, on adetten bine kadar sevap veren kelimât-ı Kur'âniyenin mucizâne ve cemiyetli tabirlerinin yerini, beşerin âdi ve cüz'î tercümeleri tutamaz, onun yerinde camilerde okunmaz diye, Risale-i Nur her tarafta intişarıyla o dehşetli plânı akîm bıraktı. Fakat o zındıktan ders alan münafıklar, yine şeytan hesabına Kur'ân güneşini üflemekle söndürmeye ahmak çocuklar gibi ahmakane ve divanecesine çalışmaları sebebiyle, bana gayet sıkı ve sıkıcı ve sıkıntılı bir hâlette bu Onuncu Mesele yazdırıldı tahmin ediyorum. Başkalarıyla görüşemediğim için hakikat-ı hali bilmiyorum.(On Birinci Şua - s.977)"

...

"...Elhasıl, lisan-ı nahvî olan lisan-ı Arabînin câmiiyeti ve elfâz-ı Kur'âniyenin i'câzı öyle bir tarzdadır ki, kabil-i tercüme değildir, belki "muhaldir" diyebilirim. Kimin şüphesi varsa, i'câza dair Yirmi Beşinci Söze müracaat etsin. Tercüme dedikleri şeyler ise, gayet muhtasar ve nâkıs bir mealdir. Böyle meal nerede; hayattar, çok cihetlerle teşa'ub etmiş âyâtın hakikî mânâları nerede?(Yirmi Altıncı Mektup - s.509)"

Önce saide cevap verelim.

Kuranın gerçek tercümesi mümkün değilmişmiş.

İnancınıza göre cebrail muhammede arapça mı öğretmiştir Kuranı.Buna bağlı olarak Allah cebraile arapça mı hitab etmiştir.Tercümesi mümkün değil demenizin sebebi bu olmalı her harfi hikmetlerle dolu dediğinize göre.Yani bu kelimeler direk Allahın ağzından veya neresindense Arapça olarak çıkmıştır.

Tanrıyı da arab kavminden biri ilan etmenize şaşmamalı.

Kuran demezmi birçok kez bu kuran apaçıktır diye.Diyorsunuz ki koskoca Tanrı ne dediğini anlatabilmekten acizdir,tefsirle risalelerle Tanrıya yardım etmeliyiz.

Yani diyorsun ki said,tüm dünya arapça öğrenmelidir bu kuranı tam olarak anlayabilmek için ve araplaşmalıdır.

Pes doğrusu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben şunu anlıyorum.Kuran o kadar mantık dışı bir kitap ki çevirilince ne halt olduğu anlaşılıyor o yüzden çevirilmemeli,kimse ne yazdığını bilmemeliydi.

Diyorsun ki kuran çok karışık bir kitaptır öyle kolay kolay anlaşılmaz.E cilt cilt tefsirler var onu açıklamak için onlar da mı fuzuli?Bana kalırsa gılgamış destanını anlamak için ne kadar tefsire gerek varsa kuranı anlamak için de o kadar gerek var.Kuran nedir birkaç masalın derlemesi,araya cennet cehennem tasvirleri,biraz muhammedin cinsel hayatıyla ilgili ayetler.İşte bu kadar.Anlaşılmayacak bir durum yok.

Gelelim AhmetBaha 'ya.

Evet taopaipai kardeşim,bu topiğinde amacı ,bu meal okumayın tavsiyesinin de amacı senin dediğin gibi gerçeklerin ortaya çıkmaması içindir.

Neden ? Türk halkı kitap falan okumaz zaten,hele anne,baba ve ondan önceki nesillerin kitaplarla pek ilgileri olmamış.

Okuyan dinden çıkıyor zaten,o yüzden bu meal okumayın,okutturmayın kampanyası.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evet Bediüzzamanın dikkat çektiği tehlike bugün gerçekleşmiş bulunmakta.Buna isbat ise bu forumdfa "neden ateist oldum? "konu başılığında bulunabilir.Genelde kuranı araştırmak isteyen tefsirler uzun ve zahmetli geldiği için şööyle bir meale gözatayım demişler sonra da kuran bu muymuş(haşa) falan filan.

Kuranın içeriği ne ki Ahmet ? Tehdit,vaat,muhammedin cinsel hayatı,birkaç masal ve araya sıkıştırılmış çok az erdem öğütleri.

Balığın içinde üç gün yaşayan birinin anlatıldığı,ölüleri dirilten,cüzzamlıları bir dokunuşla iyileştirenlerin anlatıldığı,taht ışınlamasının olduğu,geleceği görenlerin olduğu bir masal kitabını gerçekmiş gibi kabul edebilmek için evet haklısın yanına ek hikayeler , kıvırmalar,uydurmalar gerekir ki buna tefsir diyoruz.

tarihinde cantona tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Önce saide cevap verelim.

Kuranın gerçek tercümesi mümkün değilmişmiş.

İnancınıza göre cebrail muhammede arapça mı öğretmiştir Kuranı.Buna bağlı olarak Allah cebraile arapça mı hitab etmiştir.Tercümesi mümkün değil demenizin sebebi bu olmalı her harfi hikmetlerle dolu dediğinize göre.Yani bu kelimeler direk Allahın ağzından veya neresindense Arapça olarak çıkmıştır.

Tanrıyı da arab kavminden biri ilan etmenize şaşmamalı.

Kuran demezmi birçok kez bu kuran apaçıktır diye.Diyorsunuz ki koskoca Tanrı ne dediğini anlatabilmekten acizdir,tefsirle risalelerle Tanrıya yardım etmeliyiz.

Yani diyorsun ki said,tüm dünya arapça öğrenmelidir bu kuranı tam olarak anlayabilmek için ve araplaşmalıdır.

Pes doğrusu.

Arapça türkçeye göre çok zengin bir dildir.Kelıme haznesi türkçeye göre çok geniştir.Bir kelıme bir çok mana ıhtıva eder.Bu nedenle türkçeye çevrılırken anlam daralmasına yol açar.O yüzden mealler tam olarak kuranın yerını tutmaz.Meal okuduysanız şayet çeşitli yerlerınde parantez içi açıklamalar vardır.Veya kıtabın alt kısmında kısa tefsırler.Nasıl ki bir tohumu parçacıklara ayırdığınız da o tohum bitkiye dönüşmez.İşte kuranın da aslını bozduğunuz da orjınalının yerini tutmaz.Hem her bir harfı sevaba denk geleceğinden okuyan bu sevabtan da mahrum kalır.Bedıuzzaman da bunu vurgulamış zaten.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Arapça türkçeye göre çok zengin bir dildir.Kelıme haznesi türkçeye göre çok geniştir.Bir kelıme bir çok mana ıhtıva eder.

bir kelime birçok manaya gelince nasıl bir dil zengin oluyor.fakir bir dil olur bir kere.çöl arabının dili.gördüğü hurmayla kum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
bir kelime birçok manaya gelince nasıl bir dil zengin oluyor.fakir bir dil olur bir kere.çöl arabının dili.gördüğü hurmayla kum.

Sosyoloji ve antroploji bilgisine hayran olmamamk elde değil. Arapça bugün yeryüzünde yaşayan en zengin bir dildir.Özel alfabesi,akıcı anlatımı ile son derece de güzel bir dildir.Görmediğin,bilmediğin şey hakkında konuşmak islam sözkonusu olunca serbest oluyor tabiii.

tarihinde Mesut Bayar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Sosyoloji ve antroploji bilgisine hayran olmamamk elde değil. Arapça bugün yeryüzünde yaşayan en zengin bir dildir.Özel alfabesi,akıcı anlatımı ile son derece de güzel bir dildir.Görmediğin,bilmediğin şey hakkında konuşmak islam sözkonusu olunca serbest oluyor tabiii.

arapçanın güzel bir dil olması Tanrısal olduğunun vede Tanrının arapça konuştuğunun kanıtı değil ki eğer alllah kuranı diğer dillere tercümesi imsaknsız olan bir dil olan arapç ile göndermişse bu isalm diinin yanlız araplara geldğinin evrensel bir din olmadığının kanıtıdır ben bu tercüme edilmez zırvalarına inanmıyorum bu sadece kuranı bazı çarpık yanlarını gizlemek amacıyla uydurlmuş bir yalan

tarihinde Osiris_ tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Dinler,insanların beynini uyuşturan bir olgugudur.

Dikkat edilirse,dinlerin çıktıgı yer orta dogudur.

Çıkaranlarıda Yahudiler

Araplar ve İbranilerdir.

Gerçi dinlerin ilk atası Sümerlerdir.

Tüm dinler Sümerlerden kopyadır.

Muhammedin teyemmüm taşı bile bir Sümerli zenginin Sümer kıralına yazılan mektubu oldugu geçen yıl ortaya çıkmıştır.

Diyelimki Muhammet ögretmenleri yardımıyla deyilde Onların Allahı yazdı bu kıtabı.

Bakınız bunların yalanlarını bizzat inandıkları sandıkları kur,an ortaya çıkarıyor

Bu kitabda İmrahim suresi 4 üncü ayat diyorki:Biz hanki millete kitap gönderdikse o milletin dilinde gönderdik.Peygamberide o milletten seçtikki aynı dili konuştuklarından halkın anlamadıklarını peygamber anlatsın diye.

Bu inanç ,Arapların tümünede deyil Mekke ve Çevresi denmekte ayatın birinde.

Onu tüm insanlıga mal etmeye çalışmak YALANIN en büyüyüdür.

Bu bukadar açıkken ,bu inancın bütün insaniga geldiyi YALANINI uydurup durmalarıda görteriyorki,bunların tek bir sözüne bile inanmak kandırılmak demektir.

Bunların herşeyi yalan üstüne kurulmuştur.

Çıksın biri şuyumuz yalan deyil desin,sıkıyorsa.

Neymiş,Kur,an başka dile çevrilemezmiş.

Biraz okuyunda paslanmiş,çürümüş beyninizi yaglayınkı belki pasları sokulür.

Sizin inandıgınız gibi bir YÜCE GÜÇ olamaz.

Manitu bile sizinkinden daha evrenseldir:-))))

tolonbeg

tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş
1-1400yıllık İslam literatüründe kuran meali yazılmamış.Basılmamış herhangi bir alim yazısında kitabında fetvasında meale atıfta bulunmamış

Bir alim Farçsa konuşan bir topluluğa Kuran'da ne yazdığını nasıl anlatmıştır?

2-Meal Kuran tefsiri yapılırken sözlük niyetine el altında bulundurulurmuş.Yoksa hüküm çıkarmak için asla ve asla kullanılmamış.

Sözlük demek kelimenin cümlenin ne anlama geldiği demekse meal'da yazan ile orjinal Arapçasındaki anlam farklı mı?Bunun farklı olduğunu neye dayanarak iddia ediyorsunuz?

3-Kuran meali tercümesi işi Mehmet Akife verilmiş.Mehmet akif ne amaçal kuranı tercüme ettirildiğini anlayınca çevirdiği sayfaalrı yakarak hayatından endişe ettiği için mısıra kaçmış ve orada vefat etmiştir.

Sallamasyondan başka birşey bilmiyorsunuz.Mehmet Akif İstanbul'da vefat etmiştir.Meali yakış olarak gösterdiğiniz sebepte eminim uydurmasyondur.

4-Kurandan meale dayanarak yapılan cımbızlama alıntılar ile suçlama ve küfür yani nur24 de böyle ahzap33de şöyle yeterli açıklayıcı ikna edici olamaz.Çünki çoğu ayetin inişinde nedenler vardır ve ayetler sure içinde bir bütün halinde değerelndirilmelidir.

Nur 24 ve ahzap 33'ün ne olduğunu kendi başlarına neden yeterli değil?İtirazlarınızı böyle sloganik söylemlerle değil somut açıklamalarla ortaya koyun.

5-İnsanların %80i avamdır %10u havas(üst eğitimli zeki tabaka) %10u gerizekalıdır(ortalama altı zeka).(kabaca böyledir) Bu nedenle Kuran hem avamın anlayabileceği üslupla hemde havasSA hitabeder tarzdadır.Havassa hitab mealden anlaşılması zordur bazen olurku bir ayetin bir kitap kadar izahı vardır.Halbuki meale ehmniyet veren kişinin bunlardan haberi yoktur neticede yanlış değerlendirir yani aldanır.

Kuran'a avam olanlar ve gerizekalılar iman etmiş zaten.Cahil olmak lazım çünkü.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuyu açarken bir iddiamız vardı ve bu iddiaya delil olabilecek unsurlar bulunuyordu

İddialar şunlar:

"Kuran tercümesi=Kuran DEĞİLDİR Kuranın yerini tutmaz kuran yerine okunmaz"

"1400 YIL İSLAM ALEMİNDE YAZILI kaynak olabilecek 1 tek tercüme yok"

"Bilinçli olarak tercüme insanları dinden soğutmak amacıyla kaleme alınmış "

"Kuranın tam hakiki tercümesi kabil değil"

"Bir kısım insanlar tercümlere dayanarak dinden çıkıyorlar"

"Kuranda bazen olur bir ayetin birkaç sayfa (besmele tefsiri) bir kısa sürenin bir kitap (Fatiha suresi tefsiri) kadar izahı tefsiri olur"

----------------

Şİmdi bazı fiziksel gerçekler var mesela:

Kuran dili Lisanı Nahvi denilen özel bir arapça Bazı Kuran tabirleri arabçada bile karşılığı yok Kuranın başka ayetleriyle değerlendiriliyor.

Diğer fiziksel gerçekeler :Mehmet Akifin Başına gelenler:İstiklal Marşı şairi neden 12yıl ingiliz işgali altındaki Mısırda zorunlu ikamet etti memleket özlemiyle yandı? Neden bir kaç parça kuran tercümesine arkadşına bıraktı ve "dönmezsem yakın" dedi? Bunu Netten araştırmayla çok kolay bulabilirsiniz.

Tercüme yapılma amacını yine nette bulabilirsiniz benden iyi bilirsiniz buraya yazmak istemiyorum şimdi.

Diğer fiziksel gerçek islamn aleminde tercüme diye bir kavram yok kuran bunla değerelndirilmiyor bunla anlamaya çalışıılmıyor tüm bunları tarih isbat ediyor.

Tüm bu ve buraya vaktim olmadığından yazamadığım bir dolu FİZİKSEL GERÇEK karşısında ateist arkadaşlar nesnel yoruma dayalı fikirlerini yazışlar lakin hiç bir şekilde benim iddialarımı çürütücü değildir ve isbat içermez.

----------------------------------------

Bir kısım arkadaş madem öyle Kuran anlaşılamıyormu? ingiliz fransız nasıl anlayacak kabilinden yazmışlar

elbette Cenabı Hak Kuranda apaçık ve eksiksiz herşeyi bildirdiğini buyuruyor amenna sadakna

Kuranı öğrenmek anlamak niyetiyle okumak ayrıdır bir de kusur(haşa) bulmak niyetiyle didk didik etmek ayrıdır.

birinci grup tercümeden istifade ederken diğer grup dinsizliğine kılıf arar.

Niyet bu olunca da elebtteki dar aklına kısa anlayışına sığdıramadığı yüksek Ali hakikatleri anlamaz anlayamaz ve inkar eder

bunu yaparken dayandığı tercüme onu dalalete sürükler

baştan beri üstünde durduğumuz tercümenin yazılış amacı yani insanları dinden çıkarma soğutma

amacına ulaşmış olur

halbuki Kuranın ulvi belegati (söylenişteki mucizeliği ve üstünlüğü) icazı (üstüm meziyetleri) tercümeyle karanlıkta kalır görünmez

-------------------------------------

şimdi bu konuya elinizi vicdanınıza koyun tarafsız gözle bakın haksızmıyım?

bir sorum daha var:

-Ateistlerden Kuran tefsiri okuyup inkar eden var mı?

varsa hangi tefsir kaç sayfa ve neden?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu inanç ,Arapların tümünede deyil Mekke ve Çevresi denmekte ayatın birinde.

tolonbeg

Şu ayet galiba kastettiniz

Şura

(7) Böylece biz sana Arapça bir Kur'an vahyettik ki, şehirlerin anası olan mekke'de ve çevresinde bulunanları uyarasın. Hakkında asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları uyarasın. Bir grup cennette, bir grup ise cehennemdedir.

mekke'de ve çevresinde bulunanlar sırf Arap deil ki?"Arapların tümüne de deyil " nereden çıktı??

Şimdi Yunus 47 de deniliyor ki

Yunus

(47) Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onların peygamberi geldiği (tebliğini yaptığı) zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.

ve ardından ;

İmran Ailesi

19 Allah nezdinde tek [hak] din, [insanın] O'na teslimiyetidir; daha önce vahiy verilenler,12 kıskançlıklarından dolayı, kendilerine [hakikat] bilgi[si] geldikten sonra [bu konuda] farklı görüşlere sarıldılar.13 Allah'ın mesajlarının doğruluğunu inkar edenlere gelince; unutma, Allah hesap görmede hızlıdır.

demek ki peygamberler hep aynı dini tebliğ etmişler, Bir çok ümmete o ümmetlerin diliyle tebliğ edilen bir ortak din var yani

ve daha sonra;

Saf

(9) O, kendisine ortak koşanlar hoşlanmasa da, dinini bütün dinlere üstün kılmak için peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir.

Demekki peygamberlerin bir geliş amacı da müşriklerin inandığı uydurma dinlerin varlığıdır.Zaten mekkeliler Allah'a inanıyorlardır, müşriktiler ama.

Bir de ;

Tevbe

(33) O, Allah'a ortak koşanlar hoşlanmasalar bile dinini, bütün dinlere üstün kılmak için, peygamberini hidayetle ve hak dinle gönderendir.

Kuran Allah'tan ve ya deil burası tartışılır , ama Kuran'dan Kuran'ın sırf bazı Araplara hitap ettiği çıkarılamas

tolon beg ateist deilsin madem neye inanıyorsun merak etmekteyim??

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sosyoloji ve antroploji bilgisine hayran olmamamk elde değil. Arapça bugün yeryüzünde yaşayan en zengin bir dildir.Özel alfabesi,akıcı anlatımı ile son derece de güzel bir dildir.Görmediğin,bilmediğin şey hakkında konuşmak islam sözkonusu olunca serbest oluyor tabiii.

Konu hakkında bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmak buna deniyor sanırım..

Kenank'a sorduğum soruyu sana da soruyorum..

Bir dilin zengin olup olmadığını nasıl anlarsın??

Link to post
Sitelerde Paylaş

Buradan çıkaracağımız sonuç;

a. Allah, Kadir-i Mutlak olmasına rağmen, tüm insanlığın anlayabileceği bir kitap yollamayı becerememiştir.

b. İslam'ı anlamak ve cehennemden kurtulmak için tüm insanlık Arapça öğrenmek zorundadır.

c. Allah, Kuran'ı sadece Araplara göndermiştir.

d. Allah yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ahmetbaha stand-up show ateistplatformdan sonra şimdi atesitforumda ;biletler bedavaaaaaa,

Yahu Ahmet şu söylediklerine kendin inanıyor musun ? Hem kuranın ve islamın evrenselliğinden dem vuracaksınız hem de tercümelerinin gerçek anlamını vermeyeceğini söyleyeceksiniz..

Tefsirler konusuna gelince neden kendi aklımın ve mantığımın onaylamadığı bir şeyi başkalarının kıvırmaları ve kelime oyunlarıyla akla uydurmaya çalışayım ? Hem neden allah SON peygamberiyle gönderdiği ve dünyaya bir düzen getirmeyi hedeflediği SON kitabında bu kadar anlaşılmaz olmayı tercih etsin ki ? Bu kendi ayağına sıkmak demek değil mi ? Madem öyle yaptı beni niye yakmakla tehdit ediyor,anlaşılır birşey yolladı da inanmadık mı ?

Tefsirlerle ilgili yaklaşımın şuna benziyor;ortada bir cinayet işleniyor,tüm maddi deliller katilin kim olduğunu gösteriyor ama katil son bir kurtuluş ümidiyle yalancı tanıklar gösteriyor ama maalesef bu yalancı tanıkların beyanları birbiriyle örtüşmüyor ve maddi delilleri çürütmüyor..Biz katilin kim olduğunu biliyoruz ahmetbaha yalancı tanıkların kim olduğunu da...Hem ayrıca "...adil olamayacaksınız bir kişiyle evlenenin ve elinizin altındaki köleleri (cariyeleri) düzün ...." ayeti kaç farklı şekilde tercüme edilebilir ve kaç sayfalık bir tefsir buradaki ilkelliği örtbas edebilir ki ?????

Link to post
Sitelerde Paylaş

arapçanın en zengin dil olduğu ile, bir sözcüğün 15 anlama geliyor olması çelişmektedir. çünkü bir sözcüğün başka başka anlamları paylaşması, o paylaştığı anlamlara ait özgün bir sözcüğün bulunmaması demektir. ki arapçaya zengin dil diyenlerin ileri sürdükleri tez bundan ibarettir. özelliklede tü-hıllü (helal'in mastarı) gibi, başına "tü" öneki alarak oluşan sözcüklerin, hangi zamanı kastettiği belli değildir. yahkumu- hükmeder sözcükleri gibisi, kesin bir yargı vermezler. yoruma dayanmak zorunluluğu ortaya çıkar. çevirilerde farklı zamanın fiil çekimnleri

arapçanın yetersiz fiil çekimlerinin bir nedenidir. ki bunlar iki tanedir. muzari fiili ile mazi fiili.

fiil çekimlerinin çeviriciler tarafından istenildiği yere çekilmesini Hakkı Yılmaz eleştirmiştir, tü'meru sözcüğünün gelecek zamana çekimlenmesi gerektiğini yorumlamıştır. Kendi Sitesi'nden-->"...tû'meru : sen emrolundun --> ayette (saffat 102) yer alan " ???? tü'mer" ifadesi Arapça deyimiyle fiil-i müzari; Türkçe ifadesiyle geniş zaman ve gelecek zaman anlamlarını içeren siygadır. Anlamı da emrolunacağın şeklindedir.

Bu durumda, "Babacığım! Sen emrolunacağın şeyleri yap. İnşaallah beni [sen yokken başıma gelecek tüm sıkıntılara, mağduriyetlere] sabredenlerden bulacaksın? şeklindeki ifadeden anlaşıldığına göre, oğlu, babasının elçilik görevini öğrenmiş ve babasına: "Bundan sonra beni kafana takma! İnşallah senin yokluğunda, başıma gelecek her sıkıntıya, perişanlığa, kurban edilmişliğe sabırlı davranacağım. Sen, elçilik görevinde, tevhid mücadelende sana ne emrolunacaksa onları yap! Sen, kendi görevini sürdür!"

tarihinde Iskicap tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
arapçanın en zengin dil olduğu ile, bir sözcüğün 15 anlama geliyor olması çelişmektedir.

Zaten bir dilin zengin olması, sözcük dağarcığının fazla olmasından ve bir kelimenin çok farklı anlamalara gelmesinden ziyade, çok fazla kelimenin tek bir anlamı vermesinde yatmaktadır..

Bu yüzden Arapça zengin dil felan değildir.. Akıcı olması veya kulağa güzel gelmesi, bir dilin zenginliğiyle alakasıdır..

tarihinde sangre tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...