Jump to content

Dort ayakli olmak.


Recommended Posts

27209.jpg


Assagida verecegim iletideki haber ne kadar dogru olabilir?

'Ayağa kalkma geni' bulundu - SEMA ENGEZ (Arşivi)-Radikal

Dört ayak üzerinde yürüyüp aralarında özel bir dille konuşan Hataylı Ulaş ailesi, evrim teorisiyle ilgili araştırmacılarda heyecan yaratmıştı.

Hataylı Ulaş ailesiyle ilgili genetik taramaları derinleştiren Türk araştırmacılar, insanın iki ayağı üzerinde durmasıyla ilişkili ilk geni tanımladı

ADANA - Bilkent Üniversitesi'nden Prof. Dr. Tayfun Özçelik ve ekibi, Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde oturan Ulaş ailesinin çocuklarının el ve ayakları üzerinde maymun gibi yürüyüp kendi aralarında ortak bir dil kullanmasına neden olan geni buldu. Hastalıktan sorumlu genin 'VLDLR' olduğunun ortaya çıkmasıyla insanların iki ayak üzerinde yürümesiyle ilişkili ilk gen de tespit edilmiş oldu. Genin bulunması, Amerikan Bilimler Akademisi'nin yayın organı olan Proceedings of the National Academy of Sciences'da (PNAS) yer alarak tıp literatürüne geçti.
Hastalığın adını da yine bir Türk araştırmacı koymuştu. Hatay'ın Kırıkhan ilçesindeki oturan Reşit ile Hatice Ulaş'ın dördü kız altı çocuğunun ellerinin ve ayaklarının üzerinde yürüyüp kendi aralarında de ortak bir dil kullanması Prof. Dr. Üner Tan sayesinde dünyanın ilgisini çekmişti. Çocukları inceleyen Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Tan ailede genetik bir bozukluk olduğunu ortaya koydu. Evrim teorisine ışık tutabileceği iddia edilen hastalık, 'Üner Tan Sendromu' olarak tıp literatürüne geçmişti.
Araştırma burada kalmadı. TÜBİTAK, Başkent Üniversitesi Araştırma Fonu ve International Centre for Genetic Engineering and Biotechnology (ICGEB) tarafından desteklenen Bilkent Üniversitesi'nden Prof. Dr. Tayfun Özçelik ve ekibi ile Hacettepe, Başkent, Çukurova üniversitelerinden öğretim üyeleri, sendromu araştırmaya devam etti.
Ekip ilk olarak gelişmiş taramalarla hastalıktan etkilenen aile bireylerinde ortak olan DNA bölgelerini tespit etti. Bu tarama sürpriz bir şekilde insan genomunda el- ayak üzerinde yürümeyle ilişkili üç farklı kromozom bölgesinin olduğunu gösterdi ve böylece insanların iki ayak üzerinde yürümesiyle ilişkili olarak ilk gen bulundu. Çalışma sonucu Amerikan Bilimler Akademisi'nin resmi yayın organı olan PNAS'ın son sayısında de yayımlandı.

Brezilya'da da görüldü
İki ayak üzerinde yürüme, insanın evrimsel gelişim sürecinin en kritik aşamalarından bir tanesi olarak kabul ediliyor. Prof. Ünal Tan'ın Hatay'daki araştırmalarının ardından Türkiye'nin farklı coğrafi bölgelerinde ve Brezilya'da da el-ayak üzerinde yürüyen başka aileler tanımlanmıştı.

Neden oluyor?
'Ünal Tan Sendromu'na neden olan genin 'çok düşük yoğunluklu lipoprotenin reseptör' (VLDLR) olduğu Amerikan Bilimler Akademisi'nin yayın organı PNAS aracılığıyla tüm dünyaya duyuruldu. Bu genin el- ayak üzerinde yürüyen iki ailede mutasyon taşıdığı da rapor edildi. Bilkent Üniversitesi'nden Prof. Dr. Tayfun Özçelik makalede "VLDLR eksikliği beyin ve beyincik gelişiminin kritik bir aşamasını etkileyerek iki ayak üzerinde durmamızı sağlayan sinir sistemi yapılarının anormal yapılanmasına neden olmaktadır" ifadesini kullandı.
PNAS'taki makalesinin editörlüğünü yapan, Amerikalı genetik profesörü Mary-Claire King, "Bu zarif çalışmayla Türkiye'deki moleküler genetik çalışmaları bilim dünyası haritasındaki yerini almıştır" dedi. Araştırmada el- ayak üzerinde yürümeyle ilişkili başka kromozom bölgelerinin tanımlanması, henüz bilinmeyen fakat bulunması beklenen başka genlerin incelenmesiyle sinir sisteminin işlevleri konusunda çok önemli bilimsel gelişmelerin yakın bir gelecekte gerçekleşebileceği ümidini doğurdu.


Kaynak: RADIKAL
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu hastalığa neden olan genin insanın iki ayak üzerinde yürümesinde rolü olan bir gen olduğunu ileri sürüyor..

Bence bu çok yanlış bir sonuç

İnsan yüzbinlerce, belki de milyonlarca yıl içinde evrilerek iki ayak üzerinde yürümeye başladı.

Bu evrimleşme süreci sırasında çeşitli sistemler gelişti. Bazıları kayboldu..

Yürümeyi birkaç gene indirgeyen bu açıklama bence bu haliyle basit ve ilkel bir iddiadır.

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
Fakat sevgili Haci, bunun aciklamasinida biliyorsan verde, bizde bir sey ögrenmis olalim. Basit bir sakatlikmi bu?

Hastaları veya otopsilerini incelemedim.

Nedeninin ne olduğunu biliyoruz..

Genetik bir bozukluk..

Son derece ender karşılaşılmalı ki, dünyada benzeri çok az..

Bazan nedenin ne olduğunu bilmek mümkün olmayabilir.

Ama çoğu kere nedenin ne olmadığı açıktır..

Nedenin evrimle ilgili olmadığı kabak gibi meydanda..

Nasıl bir çiçekle bahar gelmezse, bir genle insan dört ayak üstünden, iki ayağı üstüne dikilerek yürümez..

Bu dünyadaki en saçma açıklamadır..

Çünkü iki ayak üzerinde yürümek, vücudun hemen her sistemini etkileyeceği ve milyonlarca yıllık bir zamanı gerektireceği için, binlerce genin değişmesinin eseridir.

Bütün bu evrimsel süreci bir gene indirgemek saçmalığın daniskasıdır..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

ABD'de Discovery channel gecenlerde bu aileyi konu eden bir belgesel yayinladi. Ben izleyemedim malesef, sadece birkac dakikasini gorebildim. Daha sonra da tekrar rastlamadim ayni belgesele.

Ama rastladigim birkac dakikalik bolumde, konuyu inceleyen bazi kisilerin meseleye insan evrimi ile ilgili ipucu cikarmak maksadiyla yaklastigi izlenimini edindim. Yaniliyor olabilirim ama bu ailenin genlerinin incelenmesinin insan evrimi ile ilgili bazi ipuclari saglayabilecegine inanan bilim adamlari var zannediyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Aciklaman yeterlide, bir cicekle bir bahar gecmez sözünü yanlis anlamani cahilligine veriyorum :D

Doğrusunu duymak istemiyorum..

Keeeeeh keh kehhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh

Mantık...

Bunun evrimle en ufak bir ilişkisi yok..

Olduğu iddiası çok saçma..

İnsan bir anda iki ayağı üzerinde yürümeye başlamamıştır..

En azından bir iki milyon yıllık bir sürede bunu başarmıştır.

Ve solunum ve hazım sisteminden tut, sinir ve lokomotor sistemine, hatta genital sistemine kadar, bütün sistemler buna adapte olmuşlardır.

Bu da bir veya birkaç değil, binlerce, onbinlerce genin değişmesi demektir..

Umarım bu açıklamanın ne kadar rezil olduğunu anlatabildim..

Ben bu adamdan utanıyorum doğrusu..

O da Türk olduğu için tabii..

Selamlar..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yüzbinlerce yıl genetik yapımızda gizli bir şekilde kalan bazı genlerin uzun süreler sonunda bazı nedenlerle ortaya çıktığını biliyoruz...Kuyruklu doğan bebekler, aşırı kıllı insanlar gibi...Bunlar insan evriminin kanıtları oluyor da bu neden kanıt olmasın???

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yüzbinlerce yıl genetik yapımızda gizli bir şekilde kalan bazı genlerin uzun süreler sonunda bazı nedenlerle ortaya çıktığını biliyoruz...Kuyruklu doğan bebekler, aşırı kıllı insanlar gibi...Bunlar insan evriminin kanıtları oluyor da bu neden kanıt olmasın???

Bu yazdıklarınızda gelişmeler evrimi destekliyor.

Çünkü bulgular pozitif..

Burada kanıt pozitif değil...

Negatif.

Geriye dönüşten bahsediliyor ama, bu basit bir geriye dönüş değil..

İnsanda kuyruk sokumu zaten var.. Büyümesi için bir gene ihtiyacı var.

Kılda öyle.. Bir genle mümkün..

Ve buna benzer daha binlerce anomali var..

Hepsi de bir veya birkaç genin eseri.

Bunları çok iyi biliyoruz..

Ama iki ayak üstünde yürümek son derece karmaşık bir olay..

Ne demek istediğimi anlamanız için insanın evrim sürecini yakından incelemeniz gerekiyor.

Bu konuda yazdığım bir yazıyı bulursam yeninden yayınlayacağım..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yıllar önce yazdığım bir yazıyı aşağıya yapıştırıyorum..

İnsan bir primattır ve primatların geçmişi çok eskilere uzanır.

60 milyon yıl önceye....

Aşağıda bu konuda yazdıklarımı bulacaksınız..

Umarım dikkatle okur ve acımasız eleştirirsiniz..

INSANIN EVRIMI

Bilim forumunda insani evrimi konusunda ayrintili bir arastirmanin var olmadigini farkettim. Bu konuda birbiri ile ilgili bir dizi ileti yayinlayarak, konuya isik tutmak istiyorum. Canlilari Tanri’nin yarattigini iddia edenler icin bile bu arastirmanin yarari olacagini saniyorum. Cunku bazi dindarlara gore Tanri yalniz bazi canlilari yaratmis, digerleri ise bu ilk yaratiklarin yaratilmasina arabuluculuk eden dogal yasalari izleyerek ortaya cikmislardir.

Insan vertebrali bir hayvandir. Butun vertebrali hayvanlar muhtemelen bundan 570 milyon yil once pikaia denen bir kordat (chordate) dan cikmislardir. Butun vertebralilarin bu ilk atasinda kikirdagimsi bir omur mevcuttur. Bu omur zamanla kemiklesmistir. Yine de insanlarda kordat tumuyle kaybolmamistir. Bir bakiye olarak omur kemigikleri arasindaki dokuda yasamaktadir. Arada bir bu dokudan kordoma denen kotu huylu tumorler cikarlar.

Evet, insan vertebrali bir hayvandir. Bir primat dir ve bir memelidir.. Iki turlu primat vardir. Ilki prosimian lar olarak isimlendirilir. Bu grup tarsier, loris ve lemur denen hayvanlari icerir. Digeri ise kapsamina antropoid hayvan grubunu alir. Yani kuyruklu maymunlar, kuyruksuz maymunlar (ape) ve insan... Goril, sempanze, gibon ve orangutan kuyruksuz maymunlari olusturur.

Primatlarin bazi niteliklerine kisaca deginelim. Sarilan ve kavrayan el ve ayaklar, duz tirnaklar, ayak ve el bas parmaklarinin diger parmaklarla birlikte kullanilabilmesi, ustun gorme yetenegi, binokuler gorme, beynin iriligi ve dogum sonu anneye uzun sure bagimlilik. Primatlari taksonomik olarak 11 gruba ayirarak incelemek mumkundur..

1. Promisinanlar..

2. Aye-aye.. Tek bir turdur.

3. Galago ve lori

4. Tarsier

5. Iyi bilinmeyen ve arboreal (agacta yasayan) yaratiklar; avahi, sifaka ve indri

6. Marmoset ve tamarinler.

7. Guney Amerika Maymunlari (marmoset disinda)

8. Afrika ve Asya maymunlari.

9. Gibonlar (ilkel kuyruksuz maymunlar)

10. Pingidler.. Ileri kuyruksuz maymunlar.. Orangutan goril ve sempanzeler

11. Insanlar ve insan soyunun tukenmis atalari.. (Hominidler)...

6 ve 11nci gruplar birlikte antropoidler olarak bilinir. Antropoid insana benzer demektir. Bunlarin arasinda insana en cok benzeyenler “gibbon, orangutan, goril ve sempanzeden” olusan kuyruksuz maymunladir. Bu son grup icin “antropoid kuyruksuz maymunlar” terimi kullanilir. Bu hayvanlarla insanlar arasindaki benzerlik cok fazladir. Beynin, buyuklugu disinda, anatomik yapisi insana cok benzer. Kafatasi ve iskelet gibi diger benzerlikler de vardir. Bu maymunlarin disleri, ozellikle molar disleri ile insan disleri arasindaki benzerlik cok ileridir. Antropoid maymunlar insanlarla ayni ayak kaslarini paylasirlar, karin organlarinin dagilimi aynidir. Mikroskopik olarak bile bu organlari birbirinden ayirmaya olanak yoktur.

Primatlarin paylastigi ozellikler arasinda bu hayvanlarin asiri anatomik ozellesmeye kacmamalari vardir. Bu nedenden cesitli ortamlara uymada zorluk cekmezler. Sivri ve kivrik tirnaklari duzlesmis, gorme duyulari oldukca gelismis, koku alma melekeleri ise nisbeten azalmistir. Bu arada beyinleri buyumus ve karmasiklasmistir. Hominidler iki ayak uzerine dikilmisler ve savana yasamina adapte olmuslardir. Ayak ayni kas gruplarini icermesine ragmen, ayak parmaklari kavrama yetenegini kaybetmis, pelvis ve bacaklar “bipedal” yurumeye adapte olmustur.

Primatlar son 60 milyon yil icinde evrime ugramislar ve agaclarda yasamaya uyum saglamislardir. Primat adaptasyonunun en basinda ekstremitelerinin agaclara uyum saglamasi gelir. El ve ayaklardaki parmaklar kaybolmamistir. El ve ayaklar ozel gorevler ustlenmemis ve kavrama yetenegini kaybetmemislerdir. Bazi primatlarda bacakdaki fibula kemigi ile on koldaki radius kemikleri ya dumura ugramis, ya da kaybolmustur. Ayak ve el bas parmaklari diger parmaklarla karsi karsiya gelme yetenegini kaybetmemis, keskin tirnaklarin yerini yassi ve duz tirnaklar almistir. El parmaklarinin agac dallarini ve cesitli aletleri kavrama yetenegi artmistir. Ust ekstremitede olan bu degisiklier onlarin lokomosyon disinda da kullanilmalarini saglamistir. Hayvanlar kendilerini ve digerlerini temizlemeye, tek ellerini kullanarak beslenmeye ve bebeklerini kollarinda tasimaya baslamislardir. Ellerin serbestlesmesi demek, vucudun dik olarak hareket etmesi demektir. Bu egilim insanlarda bipedalizmin ortaya cikmasi ile sonlanmistir. Bipedalizmin baska yararlari da vardir. Dort ayak ustunde yuruyen maymunlarda, vucut agirligini tasiyan ve harekete katkida bulunan ust ekstremite kaslari cok gelismislerdir. Bu iri kaslar dolasimdan bol miktarda kan cekmektedirler. Maymunlar iki ayak uzerinde yurumeye basladiktan ve ust ekstremite uzerindeki yuk azaldiktan sonra, beyne daha cok kan gitmeye baslamis ve bu organ hizla gelismistir. Primatlarda beynin buyuk olmasinin nedeni budur. Tam bipedalizm kazanan insanlarda beynin gelismesi, diger maymunlardan cok daha ileri bir duzeye ulasmistir. Bipedalizmin yani sira, diger bazi insansal etkinliklerin de beynin bu asiri buyumesinden sorumlu olmasi mumkundur.

Kara hayvanlarinin hemen hepsinde koku cok onemli bir duyudur ve cok gelismistir. Primatlarda ise kokunun onemi azalmis, gorme duyusu gelismis ve burun kuculdugu icin yuz duzlesmistir.. Ayrica gozler one dogru kaymis ve stereoskopik gorus saglanmistir. Hayvanlar artik derinligi de algilayarak, objeleri uc boyutlu olarak gormeye ve gozlemledikleri obje ile aralarindaki mesafeyi kesin olarak saptamaya baslamislardir. Bu hayvanlarin kendilerini savunmalari ve dolayisiyla yasamlarini surdurmeleri icin cok onemli bir avantajdir.

Koku duyusunun onemini inkar etmeye olanak yoktur. Hayvanlarin bir cogu sadece bu koku sayesinde yasamlarini surdurebilmektedirler. Gorme duyusunun gelismesi, koku duyusunun azalmasini gerektirmektedir. Cunku gozler buyur ve one dogru hareket ederek, stereoskopik gorusu saglarken, burundan fedakarlik edilmesi gerekmektedir. Burun kuculmelidir ki, stereoskopik vizyon gerceklessin.. Stereoskopik vizyonun sagladigi avantaj, kokunun temin ettigi yarardan daha fazladir ki, primatlar gelisme olanagi bulabilmisler ve sonunda insan ortaya cikmistir.

Bu arada primatlarin davranislarinda da bazi degisiklikler olmustur. Hayvanlar grup yasami surdurmeye baslamislardir. Bu sosyal gruplar cesitli rutbe, cins ve yaslara sahip hayvanlardan olusmuslardir. Insan davranislarinin kokenini bu sosyal gruplarda ayrmak gerekmektedir.

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanımsı maymunlar dört ayak üzerinde yürürken belin eğri olmasını sağlayan omurlarda bulunan bir proteinin zamanla yok olması dik yürümeyi sağlamış olabilir..Bu protein oluşumu belki birkaç milyarda bir olasılıkla tekrar nüksetmiş olamaz mı???

Link to post
Sitelerde Paylaş
İnsanımsı maymunlar dört ayak üzerinde yürürken belin eğri olmasını sağlayan omurlarda bulunan bir proteinin zamanla yok olması dik yürümeyi sağlamış olabilir..Bu protein oluşumu belki birkaç milyarda bir olasılıkla tekrar nüksetmiş olamaz mı???

Elbette mümkündür...

Bu bir hastalıktır...

Hasta neden dört ekstremitesini kullanarak yürüyor diye sorabilirsiniz.

Ve bu hastalarda dört ekstremite üzerinde yürüme nedeni olarak tek bir genin mutasyonu sorumlu tutabilirsiniz..

Bunu anlayabiliriz...

Ama bu patolojiyi evrimle açıklamaya çalışmak gerçekten büyük saçmalık..

Adamlar evolution kelmesini devolution'a çevirmişler..

Yani tersine işleyen evolution..

Tam anlamı ile saçmalık..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...