Jump to content

İblis ve Adem'in karakter analizi...


Recommended Posts

Bu yüzden "sembolik bir imtihan örneği yaşatıyor" bizlere.

Buradaki bu 2 günlük sembolik imtihan hayatıyla kalbimizdekilerle yüzleştiriliyoruz.

Sonsuza dek yaşasaydın yapacaklarını sembolize eden bir ortam sağlanıyor.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu...İşine geldiğinde semboliklik kaynıyor işine geldiğinde ise başka...

Sen hangi gazinoda çıkıyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 305
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

.....

Şimdi senin yukarıdaki iletiyi yazdığını biliyorum. "Eğer sen yukarıdaki iletiyi yazmasaydın ne olurdu" diye bir şey yok. Özgür iradenle yazdın ve ben de biliyorum. Eğer zamanda geriye yolculuk yapsaydım senin gelecekte özgür iradenle bu yukarıdaki iletiyi yazacağını önceden biliyor olacaktım. Ya da videoya kayıtlı olsaydı yazım anın, senin bu iletiyi yazacağını biliyor olacaktım, seni izlerken.

.....

Dostum ne anlatmak istediğin belli değil. Zamanda geriye yolculuk yapsaydın ne görürdün?

Siz Tanrıyı kendiniz gibi mi nitelendiriyorsunuz?

Senin zamanda yolculuk yapıp benim ne yaptığımı görmen birşeyleri değiştirmez.

Eğer ki, "Tanrı" dersen; olaylar burada çığırından çıkar.

Yukardaki Rexino'nun açıklamalarına, Deicide'nin cevap verdiği gibi.

Matrix filminde hatırlarsan, neo ve kâinle yanyana gelir. Kâin neoya şeker uzatır. Neo duraksar, "kararımı biliyorsan benim seçme şansım nerede?" der. Kâin de der; "sen zaten seçimini yaptın neo".

  • Neo şekeri alacak [A]
  • Neo şekeri almayacak

Kâin: Neo şekeri alacak [A] (Biliyorum)

Neo, şekeri almak zorunda. (Çünkü kâin kararını biliyor)

Bu durumda Neo sadece özgür iradem var diye kendini kandırabilir. =)

Eğer ki Tanrı dersen, maddenin herbir hareketi Tanrının kontrolü altındadır.

Vuku bulan her süreç, domino taşı gibi dizilmiş sistemin bir parçasıdır.

Tanrı, olayı daha cereyan etmeden zaten biliyordur.

Eline domino taşlarını al Emre. Ve bunları tek tek diz.

Herbirtaşın bir sonrakine çarparak bir sistem oluşturmasını sağla.

Sonra bu taşların başına dokan. Sonra bunları otur izle.

Eğer bu taşlardan birtanesi yana kayar, sapma olur, sistem çöker ise; işte o an bütün bilgin sıfır demektir.

Benim burada kaderime şekil vermem bu olayın benzeridir. Tanrının bildiği sisteme meydan okumamdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yalnız aynı öncüllerden:

1. Tanrı vardır ve alim-i mutlaktır.

2.
Rexino 126 numaralı iletiyi saat 16.10'da yazıp yazmamakta özgürdür. (16:00)

3.
Rexino 16.10da iletiyi yazmıştır. (16:20)

4.
Tanrı saat 16:00'da Rexino'nun 126 numaralı iletiyi yazacağını biliyordu.

5.
Saat 16:00'da, Rexino'nun 126 numaralı iletiyi yazacağı doğru idi.

Şöyle bir çıkarım da mümkün:

6.
Rexino 16:10'da 126 numaralı iletiyi yazmasaydı Tanrı 16:00'da yanlış bir sanıda olacaktı. (Bilginin tanımından ve 4'ten)

7.
Tanrı'nın bilgisi mutlaktır (açıklık için 1'in tekrarı)

8.
O halde 16:00 itibarıyla Tanrı'nın bilgisi dolayısıyla, 16:10'da Rexino'nun 126 numaralı iletiyi yazması zorunludur. (6 ve 7'den)

9.
O halde Rexino 16:10'da 126 numaralı iletiyi yazmak zorundadır. (8'in tekrarı)

10.
O halde Rexino 16:10'da 126 numaralı iletiyi yazıp yazmamakta özgür değildi. (Özgürlküğün tanımından ve 9'dan)

Çelişki:

10, 2 ile çelişiktir. 10 ise, 1, 3, 4 ve 5'in sonucudur

O halde, 1, 2, 3, 4 ve 5 birlikte doğru olamaz.

Sanki modallerde hata var gibi Sevgili Deicide... Örneğin, 6'dan modus tollens ile 8'i çıkarırken, "yazdı" formundan "yazması zorunludur" formuna sıçrama mevcut. Gece gece bir tek bunu görebildim. :-)

Güzel bir itiraz sevgili Rexino.. Gizli bir öncül var, açıkça yazmadığım. Onu ekleyince belirsizlik ortadan kalkıyor.

6.
Rexino 16:10'da 126 numaralı iletiyi yazmasaydı Tanrı 16:00'da yanlış bir sanıda olacaktı. (Bilginin tanımından ve 4'ten)

6.1.
Tanrı yanlış bir sanıda olamaz, bu olanaksızdır. (1'den)

7.
Tanrı'nın bilgisi mutlaktır (açıklık için 1'in tekrarı)

7.1.
Tanrı'nın bilgisinin konusu olan olayların aksinin gerçekleşmesi olanaksızdır (6 ve 6.1'den ve aslında doğrudan 7'den)

7.2.
Tanrının bilgisinin konusu olan olaylar zorunludur. (7.1'den)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Deha,

Bazı uslamlamaları sezgisel olarak denetleyebilmen çok güzel bir şey; fakat karmaşıklık arttıkça hata yapma olasılığı da artıyor. Bunu da göz önünde bulundurmak lazım. Benim matematikçi fakat formel mantıktan bihaber tanıdıklarım var.

Rexino,

kesinlikle katiliyorum ,aritmetikten gidersek yol alabilmek icin minimum iki uc basamak zihinden carpmamiz lazim,daha karmasik hesaplarda makine kullanmaya mecburuz,ama bir simit bir cay dediginde kasadaki adam eline hesap makinasi aldiginda sanirim benim gibi sen de kiziyorsundur ve adamin akibetini hic te hayirli gormuyorsundur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili Deicide;

Uzun uzun yazınca, anlatınca anlayamadığını görüyorum. Ne çelişkilerini, ne de doğruları göremiyorsun. Bu yüzden biraz daha kısaca tekrarlayalım ki kafan karışmasın.

1-Gayet açıkça söyledik. Senin yaptığın şeyin bilinmesi senin özgür iradene hiçbir engel teşkil etmiyor. Bilinmenin özgür iradeyi ortadan kaldırdığı hurafesini kendiniz söyleyip kendiniz iman ediyorsunuz. Bu bağlamda;

10, 11 ve 12. uslamlamaların hatalı.

Sen Allah bildiği için seçmedin, sen özgür iradenle onu yapacağın için Allah bunu biliyor.

Ve bu konuda diğer söylediğimi de tekrarlıyorum, bu 2 günlük sembolik imtihan senin sonsuz seçimini temsil ediyor. Bu yüzden iyilerden isen kurtuluşa ulaşacağın bir senaryo (seçenekler), yok kötülerden isen ayağının kayacağı senaryo(seçenekler) karşına çıkartılıyor.

Çünkü özgür iradenle neyi seçeceğin biliniyor.

Allah bildiği için seçmiyorsun, sen onu seçtiğin için Allah biliyor.

Ne söylediğini, neyi kastettiğini gayet iyi anlıyorum. Defalarca tekrar etmene gerek yok. İtirazlarımı yanıtla yeter.

Tıpkı şu anda bizim senin geçmişte ateizmi seçtiğini bilmemiz ve bunun senin özgür iradeni etkilememesi gibi.

Geçmiş ile geleceği neden karıştırıyorsun? Nedensellik geriye doğru işlemez. Geçmişteki seçimim senin gelecekteki bilgini etkiler. Senin gelecekteki bilgin benim geçmişimi etkileyemez. Geçmiş geçmiştir. Gelecek ise daha ortada yoktur. Ancak potansiyel olarak vardır. Eğer gelecek geçmiş gibi potansiyel olarak değil, aktüel olarak varsa zaten özgür irade olanaksızdır. Çünkü geleceği o zaman kimse değiştiremez. Ben kendi geleceğimi değiştiremiyorsam (eğer aktüelse değiştiremem, çünkü değiştirebiliyorsam zatem aktüel değildir) o zaman özgür değilim.

Eğer zamanda geçmişe yolculuk yaparak senin ateizmi seçmediğin bir ana gitmiş olsaydık, sen yine kendin bu seçimi gerçekleştirecektin. Ya da ateizmi seçtiğin dönem videoya kayıtlı olsaydı ve biz senin ateizmi seçmeden evvelki anından itibaren yaptıklarını izlemeye başlasak, sen yine bizim bilmemize rağmen kendi özgür iradenle inkarı seçiyor olacaksın. Bizim bilmemizin veya bilmememizin hiçbir etkisi yok.

Birincisi, geçmişe yolculuk diye bir şey mümkün değil, dolayısıyla geçmişe döndüğünde geleceğin aynı şekilde tezahür edeceğini öne süremezsin. Kimse geçmişe yolculuk yapmadı ki geçmişe dönüp olayları tekrar yaşadığında aynı şekilde olduklarını görebilsin. Dolayısıyla bu savın temelsiz. Geçmişe döndüğün zaman gelecek farklı gelişebilir, ben de iman edebilirim belki. Nasıl bu kadar emin konuşabilirsin?

Ha unutmadan bir de “7. maddede hata nerede” demişsin. Orada Allah sadece örneğin d2’nin gerçekleşeceği t2 anında değil, aynı zamanda “diğer şıkları seçseydin oluşacak” d3….d4….dn sonuçlarının oluşacağı tn zamanlarını da bilmektedir.

İşte bu, benim verdiğim uslamlamadan hiçbir şey anlamadığını gösteriyor! tn zamanı değil, t2 zamanı söz konusu. Yani t1 anında karşımda seçebileceğim s1, s2,..sn seçenekleri var. t1 anında s1'i seçersem t2 anında bunun sonucu d1 olacak, t1 anında s2'yi seçersem, aynı t2 anında d2 olacak... t1 anında sn'i seçersem aynı t2 anında dn olacak. Diğer taraftan, t1 anında bunlardan sadece birini seçebiliyorum dolayısıyla t2 anında d1, d2,.., dn'den yalnızca biri olacak. Dolayısıyla bunlardan hepsinin değil, hangisinin olacağının bilinmesi söz konusu. Senin yanlış anladığın gibi t2'de d2, t3'te d3..tn'de dn olmuyor.

2- Sonsuz zaman denilen şey sizlerin uydurduğu şey oluyor yine. Zaman sonsuza doğru akabilir ama asla sonsuza ulaşamaz. Eğer ulaşılan bir nokta varsa bu yol sonludur demektir.

Aynı şekilde “uydurma bir sonsuzluk” anlayışınızı sıkılmadan gerçekmiş gibi kabul edip yine onun üstüne bir ton şey bina etmeye kalkıyorsunuz.

“Falanca âlim şunu” söyledi deyip arkasına sığınma kaçışını da bir kenara bırakın artık. İstediği kadar o alanda uzman kabul edilsin fark etmez. Saçmaladığı yerleri deşifre edeceğiz böyle.

Senin aliminin saçmalıklarını gösteriyoruz olmuyor da sen Cantor'un yanlışlarını gösteremeyince mi oluyor? Bak yukarıda Caner Taslaman'ın yanlışını gösterdik, aşağıda getirip aynısını yazıyorsun!

Matematikte kurgusal olarak sunulan, yani uydurulan sonsuzluk kavramlarının sizin inancınızı sanal olarak ayakta tutacağını ümit ediyorsunuz ama kendinizi daha fazla kandırmanıza seyirci kalamayız.

AB arası, iki nokta arası mutlaka sonludur. Üst boyutlar yardımıyla veya neyle aşılırsa aşılsın, eğer aşılıyorsa SONLUDUR”. Daha sonsuzun ne olduğunu kavrayamıyorsunuz. Göreceli sınırsız gibi gelmesi de o şeyi sonsuz yapamıyor(iki boyutlu varlıklara 3 boyutlu topun sonsuz gibi gelmesi vs.).

Ortada A diye bir şey yok.. A diye söylediğin şey, bir limit olan geçmişteki sonsuzluk. İşte bu A noktası diyemezsin. Çünkü sonsuzun başı olacak bir nokta yok. Aşılıyorsa sonludur değil.. başı ve sonu varsa sonludur.. Doğal sayılar kümesi 0 ile 1 (hatta herhangi iki gerçel sayı) arasındaki gerçel sayılar tarafından tüketiliyor. O da mı sonlu?!

Bu bağlamda cennette yaşayan bir insan da hiç ölmeyecek ama asla yaşı sonsuza ulaşamayacak. Çünkü oradaki yaşamının başlangıcı olan bir A noktası var. Her zaman vardığı yol bu başlangıç A noktası ile arasındaki sınırlı mesafe olacaktır.(AB…AC….AD….An). Hiçbir zaman An sonsuza ulaşamaz. Başlangıç A noktası ile vardığı nokta arasında belli bir mesafe oluşur. Yürüyüş hiç durmadan sürmesine karşın, varılan her nokta sonludur.

Bırak şimdi cenneti menneti.. Bu dünyadan konuşuyoruz. Önce burayı halldelim!

Sevgili Caner Taslaman da bu gerçeği güzel ifade ediyor:

http://www.bigbang.gen.tr/bolum5.asp

Artık zorlamalarla oluşturulan kaçış noktaları yerine, gerçeğe yönelme zamanı.

Başlangıç veya bitiş noktası olan hiçbir şey sonsuz yol alamaz.

SONSUZ GEÇİLEBİLİR Mİ?

1- Sonsuz sürekli olarak ilerleyen ve ilerlemeyle tamamlanmayan demektir.

2-Evrendeki geçmiş zamanın sonsuz olduğu söylenmektedir.

3-O zaman bizim bu noktada var olabilmemiz için sonsuzun geçilmiş olması lazımdır(2.maddeye göre)

4-Sonsuz geçilemeyeceğine göre(1. maddeye göre) ve bizim var olmamız inkâr edilemeyeceğine göre, evrendeki geçmiş zaman sonsuz olamaz.

5-Öyleyse evrendeki zamanın başlangıcı vardır.

(Caner Taslaman)

Aynı yazıyı yapıştırdığın başka bir başlık altında Dragon yanıtlamıuş, burada da ben yanıtladım. Caner Taslaman'ın 1'deki tanımı yanlış. Böyle bir şey yok, kafasından uydurmuş. Böyle "sürekli olarak ilerleyen ve ilerlemeyle tamamlanmayan" gibi bir garabet hiç duymadım.. Sonsuz, başı ve/veya sonu olmayan demektir.

3- Allah için zaman yoktur. Dolayısıyla onun için zaman akmaz, zamanda yolculuk yapmaz diyoruz.

Sen “Allah’ın yarattığı an” ifadesini anlamıyorsun. O dilediği bir noktacıkta yaratıyor diyoruz. Sen de bunu “içinde yaşadığı zamanda-anda yaratıyor” olarak algılıyorsun.

Bir de bunun dışında biz hep olayları zaman algısından düşünebildiğimizden, “Allah yarattıktan sonra şunu yapmıştır” gibi ifadeler kullanırız dedik. Biz öyle algılıyoruz ama O’nun açısından zaman diye bir şey yok.

Ne dediğini gayet iyi anlıyorum ama sen kendi söylediğini anlamıyorsun! Allah'ın zamanı yarattığı an zaman içindedir gibi bir saçmalık bu dediğin. Üstelik bunun da öncesi var diyorsun. Allah'ın zamanı yarattığı anın öncesi varsa orada da zaman vardır demektir. Nerede bir an varsa, orada zaman vardır. An kavramını zaman dışında düşünemezsin. Hani sonradan yaratılmıştı zaman?!

Bizim açımızdan ise zaman olduğundan, “Allah yaratmadan evvel, yaratırken, yarattıktan sonra” şeklinde görürüz olayları.

1- Allah için önce ve sonra yoktur

2- Yaratılmak, önce yok iken, sonra var olmayı gerektirir

o halde

3- Allah için zamanı yaratmadan öncesi yoktur (1'den)

4- Allah için zamanı yaratmadan sonrası yoktur (1'den)

o halde

Buradaki hatan da 2. maddede başlıyor. “Bizim açımızdan” yaratılmak “önce” yok iken, “sonra” var olmayı gerektiriyor. Biz yaratılmışlar açısından olayın evveli ve sonrası vardır. Örneğin “Allah evreni yaratmadan önce, zamanı yaratmadan önce veya falanca doğduktan sonra” vs… Ama Yaratan için yoktur.

Aynı şeyi söylüyorum.. Sonuçta Allah için yarattıklarının olmadığı bir durum yoktur. Çünkü her durumda yarattığı şeyler vardır. Bizim uzayımızın, zamanımızın, dünyanın bizim, her şeyin başlangıcı bizim zamanımıza göreli. Mutlak anlamda ise bunların bir başlangıcı yok demek. O zaman onları Allah yarattı demenin anlamı ne?

Aynı şey madde âlemindeki yolculukla için de geçerlidir. Biz A noktasından B noktasına gideriz ve bizim için böyle bir yolculuk vardır. Ama O, her zaman hem A’da hem de B’dedir(gözlemci ve yöneten olarak). Fakat kendisi varlık olarak hiçbir mekanda değildir. Mekanı yaratmadan önce de , sonra da bir mekanı yok(bak yine önce ve sonrayı bizim açımızdan kullandım).

Aynısı zaman için de geçerli. Bu yüzden 2. maddeni şöyle değiştiriyoruz:

2-“O yaratılan şey” için yaratılmak, önce yok iken, sonra var olmayı gerektiriyor.

Allah için tüm şıklar aynı anda vardır. Yarattığı şey yaratılmamıştır, yaratılmıştır, yaratılmaktadır ve hatta yok edilmiştir. Bizim gibi zamanda yolculuk yapmaz.

yaratılacak olan, yaratılmakta olan, yaratılmış olan, yok edilmiş olan Allah'ın karşısında (mecaz anlamda karşı diyorum, sana göre huzurunda, indinde, algısında vs daha doğru olabilir, sen seç) bir sahne olarak durur. Ben işte bu sahnenin bütününden söz ediyorum. Bu sahnenin bütünü senin söylediğine göre yaratılmış olamaz diyorum.

4-Yazılanları görmemezlikten gelmeye başladın bakıyorum.

Orada “Allah’ın gözünde-nezdinde” değil, “Rabbin Katı’nda” denildiğini söyledik.

Bunun dışında Rabbin katı denilen Ahiret Evren’i için, Allah’ın neden oranın içinde olmadığına dair kanıtlar istemişsin. Bunu da açıkladık. Ama senin “isme sığınmak vurdumduymazlığın” dışında en ufak bir kanıtın olmamasına rağmen, yani başka bir deyişle hiçbir kanıtın olmamasına rağmen hala karşı kanıt isteme komedini sürdürüyorsun.

Allah’ın kulu, Rabbin katı, Allah’ın elçisi veya Allah’ın arşı... Bunların hiçbiri Allah’ın varlık olarak içinde olduğunu anlatan ifadeler değildir. Kitabı biraz cesursa ve önyargısız bir şekilde okuyunca her şey açıkça ortaya çıkıyor.

Selam ve sevgiler.

Hala sorumu yanıtlamadan karnından konuşuyorsun. Basit bir şey istiyorum senden.. Hacc 22/47'deki "Rabbinin nezdinde (katında) bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir." derken ne kastediliyor? Cennetteki zaman mı? Ne? Söylediğin ayetin bütünü, öncesi ve sonrası ile ne şekilde hangi bağlamda bağdaşır?!

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ya da ateizmi seçtiğin dönem videoya kayıtlı olsaydı ve biz senin ateizmi seçmeden evvelki anından itibaren yaptıklarını izlemeye başlasak, sen yine bizim bilmemize rağmen kendi özgür iradenle inkarı seçiyor olacaksın.

Bunu kendi ozgur iradesi ile yaptigini nasil ispatlayabilirsin???

Ozgur irade ile yaptiginizi dusundugunuz her hangi bir davranisin onceden belirlenmis olmadigini ispat edemiyorsaniz,konu hakkinda yargiya varmak anlamsizdir,gereksiz karisikliga yol acar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Dostum ne anlatmak istediğin belli değil. Zamanda geriye yolculuk yapsaydın ne görürdün?

Siz Tanrıyı kendiniz gibi mi nitelendiriyorsunuz?

Senin zamanda yolculuk yapıp benim ne yaptığımı görmen birşeyleri değiştirmez.

Eğer ki, "Tanrı" dersen; olaylar burada çığırından çıkar.

Yukardaki Rexino'nun açıklamalarına, Deicide'nin cevap verdiği gibi.

Matrix filminde hatırlarsan, neo ve kâinle yanyana gelir. Kâin neoya şeker uzatır. Neo duraksar, "kararımı biliyorsan benim seçme şansım nerede?" der. Kâin de der; "sen zaten seçimini yaptın neo".

  • Neo şekeri alacak [A]
  • Neo şekeri almayacak

Kâin: Neo şekeri alacak [A] (Biliyorum)

Neo, şekeri almak zorunda. (Çünkü kâin kararını biliyor)

Bu durumda Neo sadece özgür iradem var diye kendini kandırabilir. =)

Eğer ki Tanrı dersen, maddenin herbir hareketi Tanrının kontrolü altındadır.

Vuku bulan her süreç, domino taşı gibi dizilmiş sistemin bir parçasıdır.

Tanrı, olayı daha cereyan etmeden zaten biliyordur.

Eline domino taşlarını al Emre. Ve bunları tek tek diz.

Herbirtaşın bir sonrakine çarparak bir sistem oluşturmasını sağla.

Sonra bu taşların başına dokan. Sonra bunları otur izle.

Eğer bu taşlardan birtanesi yana kayar, sapma olur, sistem çöker ise; işte o an bütün bilgin sıfır demektir.

Benim burada kaderime şekil vermem bu olayın benzeridir. Tanrının bildiği sisteme meydan okumamdır.

Ne oldu söylediklerim çok mu karışık geldi ? Yoksa hoşuna gitmediğinden mi ezberlerine devam ediyorsun :)

Benim zamanda yolculuk yapmam basit bir örnekti sadece. Sizin kendinizi kandırıp durduğunuz" eğer biliniyorsa özgür irade değildir" hurafenizin yanlışlığını göstermek için.

Allah ise zamanda yolculuk yapmasına bile gerek olmadan hepsini biliyor. Çünkü onun için gelmiş, geçmiş, gelecek zaman diye birşey yok.

Matrix filmindeki senaristin düşüncesini mi kendine delil yapıyorsun :)

Ben de bir film çekeyim o zaman:

-"Hey Neon benim bilmem senin özgür iraden üzerinde etkili değil" dedirteyim ve de bu delil olsun .

İşte tek dayanağınız uydurmalarınız, başka hiçbir şey yok.

Gerçek ise, senin ne yapacağının bilinmesinin, kayıtlı olmasının vs., senin özgür iradene hiçbir etkisi olmadığıdır.

Domino taşı etkisi de Allah'ın bilmesine dahildir.

Bu yüzden "sembolik 2 günlük imtihan örneğinde" hakettiğinle yüzleştirilebiliyorsun zaten.

Bizlere kitap(Kuran) gönderilmesi bile senin özgür iradenle hakettiğine kavuşrturulacağın domino etkisini yarattı.

Öncelikle en temel hurafelerinizi terk edeceksiniz ki dediklerimi algılamaya başlayabilesiniz.

Allah sen A'yı seçtiğin için biliyor ve hiçbir müdahalesi yok. Tamamiyle özgürsün. Kader ise karşına çıkan senaryoda, yani seçeneklerin neler olduğu..

Tıpkı benim senin şu yukardaki iletiyi yazdığını bildiğim halde, sana bir etkisi olmaması gibi. Zamanda yolculuk yapsam da veya video kaydından senin bu iletiyi yazarken ki halini görsem de sen yine de özgür iradenle yazıyorsun bunu. Benim bilmemin hiçbir yönlendirici yanı yok.

Selam ve sevgiler.

tarihinde Emre1974tr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
.....

Tıpkı benim senin şu yukardaki iletiyi yazdığını bildiğim halde, sana bir etkisi olmaması gibi. Zamanda yolculuk yapsam da veya video kaydından senin bu iletiyi yazarken ki halini görsem de sen yine de özgür iradenle yazıyorsun bunu. Benim bilmemin hiçbir yönlendirici yanı yok.

.....

Bak yukarıda ne yazmışlar sevgili Emre.. Anlamak için defalarca oku.

Yalnız aynı öncüllerden:

1. Tanrı vardır ve alim-i mutlaktır.

2.
Rexino 126 numaralı iletiyi saat 16.10'da yazıp yazmamakta özgürdür. (16:00)

3.
Rexino 16.10da iletiyi yazmıştır. (16:20)

4.
Tanrı saat 16:00'da Rexino'nun 126 numaralı iletiyi yazacağını biliyordu.

5.
Saat 16:00'da, Rexino'nun 126 numaralı iletiyi yazacağı doğru idi.

Şöyle bir çıkarım da mümkün:

6.
Rexino 16:10'da 126 numaralı iletiyi yazmasaydı Tanrı 16:00'da yanlış bir sanıda olacaktı. (Bilginin tanımından ve 4'ten)

7.
Tanrı'nın bilgisi mutlaktır (açıklık için 1'in tekrarı)

8.
O halde 16:00 itibarıyla Tanrı'nın bilgisi dolayısıyla, 16:10'da Rexino'nun 126 numaralı iletiyi yazması zorunludur. (6 ve 7'den)

9.
O halde Rexino 16:10'da 126 numaralı iletiyi yazmak zorundadır. (8'in tekrarı)

10.
O halde Rexino 16:10'da 126 numaralı iletiyi yazıp yazmamakta özgür değildi. (Özgürlküğün tanımından ve 9'dan)

Çelişki:

10, 2 ile çelişiktir. 10 ise, 1, 3, 4 ve 5'in sonucudur

O halde, 1, 2, 3, 4 ve 5 birlikte doğru olamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bunları da defalarca açıkladık.

Allah senin ne yapacağını biliyor.

Bu yüzden "sembolik bir imtihan örneği yaşatıyor" bizlere.

Ayetlerde açıkça cehennemliklerin ve cennettliklerin zaten "O'nun açısından" belli olduğu belirtiliyor.

Buradaki bu 2 günlük sembolik imtihan hayatıyla kalbimizdekilerle yüzleştiriliyoruz.

Ahirette bir itiraz hakkımız olmaması için artı, bazı küçük ceza ve ödüllerin tadılması için bu dünya hayatı.

Allah İblis'in kötülerden olduğunu biliyor. Ve bu yüzden ona bu deneyimi yaşattırıp gerçekle yüzleşmesini sağlıyor.

Sonsuza dek yaşasaydın yapacaklarını sembolize eden bir ortam sağlanıyor.

Herkes hakettiğine kavuşsun diye.

Selam ve sevgiler.

Allah bizi neden imtihan ediyor ?

o bizim ona inancağımızı veya inanmıyacağımızı bilmiyor mu ?

kesinlikle biliyor bu imtihanın amacı ben size peygamber gönderdim kitap gönderdim inansaydınız haydi yallah cehenneme diyebilmek içindir.

ve allah iblisin kötülerden olduğunu bile bile ona neden imtihan yapıp gerçeklerle yüzleşmesini sağlıyor ?

belli ki ondan sıkılmış ve bu oyunu yapmış.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Emre,

Çok inatçısın abi. :-) Çürüttüğün bir şey yok ortada. Uslamlamadaki şıklara itiraz et, itirazını temellendir. Teknik çıkarım açısından itirazın varsa, şu öncüllerden şu sonuca varamazsın filan de. Zaten Deicide'ın uslamlaması senin tekrar tekrar ortaya attığın şeylerin çarpıklığını da gösteriyor.

Ben de bir şeyler arıyorum itiraz etmek için şimdilik, o ayrı. :-)

tarihinde Rexino tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Emre,

Çok inatçısın abi. :-) Çürüttüğün bir şey yok ortada. Uslamlamadaki şıklara itiraz et, itirazını temellendir. Teknik çıkarım açısından itirazın varsa, şu öncüllerden şu sonuca varamazsın filan de. Zaten Deicide'ın uslamlaması senin tekrar tekrar ortaya attığın şeylerin çarpıklığını da gösteriyor.

Ben de bir şeyler arıyorum itiraz etmek için şimdilik, o ayrı. :-)

Bu dediklerini çoktan yaptım ama göremiyorsunuz bile :) İnatçı olan sizlersiniz. Bense sabırla anlatmaya devam edeceğim.

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Allah bizi neden imtihan ediyor ?

o bizim ona inancağımızı veya inanmıyacağımızı bilmiyor mu ?

kesinlikle biliyor bu imtihanın amacı ben size peygamber gönderdim kitap gönderdim inansaydınız haydi yallah cehenneme diyebilmek içindir.

ve allah iblisin kötülerden olduğunu bile bile ona neden imtihan yapıp gerçeklerle yüzleşmesini sağlıyor ?

belli ki ondan sıkılmış ve bu oyunu yapmış.

Tekrarlıyalım.

Evet biliyor ve imtihan bizim açımızdan var. Allah'ın açısından imtihan falan yok. Biz sonucu bilmediğimizden bizim için bir imtihan örneği oluyor.

Evet kalbimizdekilerle bizi yüzleştirmek için yapıyor ki böylelikle:

1- itiraz hakkımız olmasın

2- Ufak tefek ceza ve ödüller bu dünyada verilebilsin (örneğin firavunun da bazı erdemli yanları vardır ve bu yüzden dünyada bazı maddi bolluklar yaşamıştır, ama toplamda kötü bir insan olduğu için ahirette hiçbir nasibi yoktur)

Bu 2 günlük dünyadaki "sembolik imtihan" eğer bu dünyada sürekli yaşasaydık yapacaklarımızı temsil ediyor. İyiler öyle bir senaryo yani şıklarla karşılaşıyor ki kurtuluşa ulaşıyorlar, kötüler de öyle şıklarla karşılaşıyorlar ki ayakları kayıyor.

Bir de bir insanın cennetlikken, iman halinde canının alınması veya bir kötünün cehennemlikken bu dünyaya veda etmesi hep hakettiğimize kavuşmayı sağlıyor.

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Emre ve Deicide’ın mesajlaşmalarını ilgiyle takip ettim.

Şu an bu mesajı yazıyor olmadaki amacım olayı biraz “halka” indirebilmek ve olan biteni kendimce özetlemek :) (Umarım batırmam) :)

Öncelikle, her ikisinin de “kendince” haklı olduğunu düşünmekteyim.

Emre’nin söylediklerinin özü:

- İnsanların ve diğer tüm yaratılmışların yaşayacağı senaryo onların özgür iradelerine göre oluşturulmuştur. Allah herkesi hak ettiğine kavuşturtmuştur.

-Kişi özgürce yapacağını yapıyor, daha da önemlisi seçimini yapıyor.

Allah da bu doğrultuda hak ettiği bir sembolik yaşam yaşatıyor ona. Yüzleştirmek için...

-Allah her zaman noktasındadır ve sürekli senaryoyu değiştirebilir. Kişinin sonsuz imtihan yaşamında yapacaklarını bu sayede özet haline dönüştürdü zaten. Allah'ın bilmesi işte bu değiştirilmiş hali de kapsıyor. Herkesin hak ettiğine kavuştuğu nihai tablo da kaderin karşılığı oluyor.

-Allah'ın bilmesi kişinin özgür iradesini hiçbir şekilde etkilemiyor.

En başa dönüp konunun buralara kadar gelmesine neden olan “İblis’in Adem’e secde etme olayı”na bağlayacak olursak Emre’nin söylediklerinden şu çıkıyor:

“İblis secde etmeyeceği için Allah biliyor.”

Allah da onu kendisiyle yüzleştirip, deşifre ediyor.

Deicide’ın söylediklerine gelecek olursak:

-Eğer Allah aynı anda zamanın gelecek de dahil bütün anlarında ise, gelecek bir potansiyel olarak değil, aktüel olarak vardır. O halde gelecek belirlidir. Değişim, ancak olaylar aktüel değil potansiyelse mümkündür.

-Eğer gelecek geçmiş gibi potansiyel olarak değil, aktüel olarak varsa zaten özgür irade olanaksızdır. Çünkü geleceği o zaman kimse değiştiremez. Ben kendi geleceğimi değiştiremiyorsam (eğer aktüelse değiştiremem, çünkü değiştirebiliyorsam zaten aktüel değildir) o zaman özgür değilim. Eğer gelecek geçmiş gibi potansiyel olarak değil, aktüel olarak varsa zaten özgür irade olanaksızdır. Çünkü geleceği o zaman kimse değiştiremez.

Emre’nin “İblis secde etmeyeceği için Allah biliyor” iddiasına karşılık, Deicide “Allah bildiği için İblis secde etmeyecek” iddiasında bulunuyor.

Ben diyorum ki;

Allah zamanı ve mekanı yaratmış olan ve bunların dışında olan;

**Öyle uygun görüp “özgür irade” vasıtası ile herkesin kendiyle yüzleşmesini sağlayacak ve kötüyü deşifre edecek bir senaryo yaratır. Bu özgür irade “senaryo”su tabi ki de O’nun külli iradesi kapsamında yer alır.

Emre haklı.

**Herşeyin yaratıcısı zaten Allah’tır, kötüyü de (İblis’i de) zaten O yaratmıştır. İblis’i “azdırmıştır”. Yani kendiyle yüzleştirmiştir. (Burada İblis’in “beni azdırmana yemin ederim ki” sözü önemli- “azdırmak” sözü kötü olan birşeyi tetikleyip ortaya dökmek anlamını içeriyor. Ama öte yandan Allah istemese böyle olmaz. Allah istemese İblis’i kötü yaratmaz.)

Deicide haklı. (Döndük mü Milton’ın Paradise Lost’undaki Lucifer’ın sözlerine)

Yalnız şöyle de bir durum var;

İblis’in secde olayı ile insanın özgür irade mevzusu aslında elmalarla armutlar... Belki de problem buradan çıkıyor.

Çünkü ayetlere göre:

İnsan özünde iyi yaratılmış... Aksi taktirde “kötülük yapmak” (ki inkar da bir kötülük ve eger Kuran gerçekse inkar İblis’in en büyük oyununa gelmek) öz benlige zulmetmek olarak adlandırılmaz.

İnsanı kötü yapan İblis’e (kötü olana) uyması ve onun tarafından kandırılması.

Eğer durum bizim kısıtlı bilgimiz kadarsa İblis’in “beni kötü yarattın” diye itiraz etmeye hakkı belki de var.

Ama bizim yok. Çünkü biz iyi yaratıldık...

ve Allah’ın bizler için uygun gördüğü sistemin içinde özgür irademizle İblis’e uyuyoruz yahut uymuyoruz. (Emre de aslında bunu kast ediyor diye anlıyorum ben)

Bundan sonra söyleyeceklerim tamamen tahmin ve beyin fırtınasıdır, Kuran’ı ve diğer müslümanları katiyen bağlamaz:

Aynı şekilde melekler de (İblis de) en başında iyi yaratılmış olabilir. Ama onlar da birşeylere uyup, özbenliklerine zulmediyor olabilirler. Bunun Kuran’da anlatılmamış olması böyle olmadıgı anlamına gelmez. Bizle ilgili olmadıgından bahsedilmemiştir mesela... ya da başka bir nedenden...

Özünde iyi yaratılmış varlıklar, sürekli imtihan araçları ile sınanıyor; hem sadakatleri, hem zekaları, hem evrenle ne denli uyum içerisinde oldukları... Onlara özgür irade şansı tanınıyor... Bu böyle devam edip duruyor...

İtiraf etmeliyim ki yazarken kafam ara ara karıştı :)

Saçmaladıysam affola :)

Selam ve sevgiler...

tarihinde epifun tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Kafanın karışması gayet doğal. Çünkü Deicide'nin yazılarından hiçbirşey anlamamışsın.

Vah vah çok yazık, oysa Deicide'ın görüşünü özetlerken onun yazdıklarını copy paste etmiştim, demek onu bile becerememişim... :D

Bir zahmet açıklayıp engin bilginle beni aydınlatırsan minnettar kalırım...

Link to post
Sitelerde Paylaş
En başa dönüp konunun buralara kadar gelmesine neden olan “İblis’in Adem’e secde etme olayı”na bağlayacak olursak Emre’nin söylediklerinden şu çıkıyor:

“İblis secde etmeyeceği için Allah biliyor.”

,

Deicide’ın söylediklerine gelecek olursak:

Emre’nin “İblis secde etmeyeceği için Allah biliyor” iddiasına karşılık, Deicide “Allah bildiği için İblis secde etmeyecek” iddiasında bulunuyor.

İblis secde etmediği için Allah biliyor.

Allah, bildği için iblis secde etmiyor.

Aradaki farkı açıklar mısınız?

Link to post
Sitelerde Paylaş
[/b],

İblis secde etmediği için Allah biliyor.

Allah, bildği için iblis secde etmiyor.

Aradaki farkı açıklar mısınız?

Az evvel yukarıdaki iletide bunu açıkladım zaten.

Asıl siz " Deicide'nin yazılarından hiçbirşey anlamamışsın" diyerek ne demek istediğinizi açıklarsanız pek mutlu olacagım...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Az evvel yukarıdaki iletide bunu açıkladım zaten.

Asıl siz " Deicide'nin yazılarından hiçbirşey anlamamışsın" diyerek ne demek istediğinizi açıklarsanız pek mutlu olacagım...

Ona haklı buna haklı demişsiniz. Ben bir sonuca bağladığınızı göremedim.

Özünde iyi yaratılmış varlıklar, sürekli imtihan araçları ile sınanıyor; hem sadakatleri, hem zekaları, hem evrenle ne denli uyum içerisinde oldukları... Onlara özgür irade şansı tanınıyor... Bu böyle devam edip duruyor...

İyi geceler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...