gercekisim 0 Oluşturuldu: Mart 5, 2008 Raporla Share Oluşturuldu: Mart 5, 2008 Beyin fonksiyonları ölçüldüğünde, aşkın, kişideki muhakeme yeteneğini yok ettiği, “saplantılı kişilik bozukluğuna” neden olduğu ortaya çıktı Aşkın biyolojik temellerini araştıran nörologlar, sevgi ve arzunun yoğunluğunu ölçtü. Londra Üniversitesi Nörobiyoloji’nden Prof. Dr. Semir Zeki’nin fonksiyonel MRI kullanarak yaptığı araştırmada, 17 kişiye önce sevdiği kişinin, ardından da arkadaşlarının fotoğrafları gösterilerek serebral kan akışları izlendi. Aşkın, kişilerdeki “muhakeme” yeteneğini yok ettiği ve “saplantılı kişilik bozukluğuna” neden olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya göre aşk, beyinde güven, inanç, haz duyma ve ödüllendirme fonksiyonlarını etkinleştiriyor. Âşık olanlarda oksitosin ve vazopressin maddelerinin fazla salgılanması karşıdaki kişiye olan bağlılığı artırıyor. Aşk, insanın beyninde muhakeme ve yargılama yapan bölümleri de etkisiz hale getirdiğinden, âşık olunan kişinin olumsuzlukları beynin bu bölgelerinin çalışmaması nedeniyle görülemiyor. Beynin, başkalarıyla farklılıklarını ortaya koyan mekanizması da âşıkken devreden çıkıyor. Kişi, aşkıyla arasında ayrım yapmıyor, onu kendisi gibi görüyor. Araştırmaya göre, tutku en fazla 3 yıl sonra azalıyor. Kadınların psikolojik açıdan erkeklerden güçlü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Zeki, kadınların aşkının daha uzun sürdüğünü ancak vazgeçtikten sonra daha kolay unuttuklarını belirtti.Kaynak Haberde dikkat çekici bir yer "Beynin, başkalarıyla farklılıklarını ortaya koyan mekanizması da âşıkken devreden çıkıyor. Kişi, aşkıyla arasında ayrım yapmıyor, onu kendisi gibi görüyor." Bazılarının Al-lah'ı nasıl büyük bir aşkla savunduklarını görüyoruz,galiba onlar kendilerini Al-Lah'la kendilerini bir bütün olarak görüyorlar..Ayrıca da kalpleriyle düşündüklerini,duygularını kalple yaşadıklarını sanan müslüman arkadaşlara duyurulur:kalple değil,beyinle düşünürsün,duygular da beyindedir. Link to post Sitelerde Paylaş
rasyonel 0 Mart 5, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 5, 2008 gönderildi (düzenlendi) Aşkın, uyuşturucu ile benzer etkiler göstermesi, onun vazgeçilmez olmasını sağlıyor. "Aşkın Kimyası" isimli belgeseli tavsiye ederim.. Mart 5, 2008 tarihinde rasyonel tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
mazot 0 Mart 5, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 5, 2008 gönderildi Demek İnsanların hepsi, ömürlerinin bir etabında hastaymış. Link to post Sitelerde Paylaş
ad hominem 0 Mart 5, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 5, 2008 gönderildi Schopenhauer 'in ''aşkın metafizi'' kitabındaki iddalara bilimsel bir destek olmuş bence.Son derece mantıklı. Link to post Sitelerde Paylaş
ad hominem 0 Mart 5, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 5, 2008 gönderildi Demek İnsanların hepsi, ömürlerinin bir etabında hastaymış. Kızamık gibi... Link to post Sitelerde Paylaş
synaps 0 Mart 5, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 5, 2008 gönderildi Obesesif Kompulsif Bozukluktan tek farkı,geçici olmasıdır aşkın. Link to post Sitelerde Paylaş
maldini 0 Mart 5, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 5, 2008 gönderildi Aşkın, uyuşturucu ile benzer etkiler göstermesi, onun vazgeçilmez olmasını sağlıyor. "Aşkın Kimyası" isimli belgeseli tavsiye ederim.. sayın rasyonel kardeş: yanılmıyorsam siz bu belgesel national geographic de mi baktınız.. aşk kimyasal olarak bol miktarda çikolata yemekten farksızdır diyordu oradaki adam.. ondan öncede al pacino şeytanın avukatı adlı filmde de böyle bir laf diyordu..nokta.. Link to post Sitelerde Paylaş
hallac 0 Mart 5, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 5, 2008 gönderildi Araştırmaya göre, tutku en fazla 3 yıl sonra azalıyor. Kadınların psikolojik açıdan erkeklerden güçlü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Zeki, kadınların aşkının daha uzun sürdüğünü ancak vazgeçtikten sonra daha kolay unuttuklarını belirtti gelsinde bunu bana bir anlatsın... Neyse iyi ki aşık falan değiliz. Zaten bi ton hastalığımız var bi de bu çıkmasın başımıza... saygılarımla Link to post Sitelerde Paylaş
rasyonel 0 Mart 5, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 5, 2008 gönderildi (düzenlendi) sayın rasyonel kardeş: yanılmıyorsam siz bu belgesel national geographic de mi baktınız.. aşk kimyasal olarak bol miktarda çikolata yemekten farksızdır diyordu oradaki adam.. ondan öncede al pacino şeytanın avukatı adlı filmde de böyle bir laf diyordu..nokta.. Evet maldini, sanırım National Geographic'de izlemiştim (yoksa Discovery miydi) Aşkın kimyasal olarak bol çikolata yemekten farkının olmaması, bilimsel açıdan doğru. Çünkü, Beynin ödüllendirme merkezinde çikolata ve aşk aynı kimyasal salgılamalara sebep oluyor. Farkı ise, aşkın ödüllendirme süresinin uzun ve sürekli olması, çikolatanın ise kısa süreli olması. Mart 5, 2008 tarihinde rasyonel tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Elvis 0 Mart 6, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 6, 2008 gönderildi Aşık olmak zayıflıktır, hastalığın en büyük etkisi budur. Beynin fonksiyonlarını yok ettiği doğrudur aşık olunca düşünemiyorsunuz, bir kadına bağlanmak zayıflıktır. Bu yüzden kadın erkeği kölesi bile yapabilir. Nietzsche ne diyor ''kadınlara mı gidiyorsun kırbacını unutma'' yani gücünüzü hissettirin yoksa o sizi ezer. Önceden aşık olduğum için biliyorum kötü birşey olduğunu, insan aşık olmaktan zevk alır, mutlu olur ama zarar gördüğünün farkında bile olmaz. Bilim acaba ileride aşık olmayı ve sevgi hislerini yok etmeye yarayacak birşey bulabilirmi. Çünkü birşeyi sevmek istemiyorum, iyimser duygular beslemek istemiyorum. Link to post Sitelerde Paylaş
Tesla 0 Mart 6, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 6, 2008 gönderildi Sen köpek gibi seversin o belediye gibi zehirler Link to post Sitelerde Paylaş
aydinkayaz 0 Mart 6, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 6, 2008 gönderildi aşk hastalık falandır ama çok sağlam bir duygudur .. keşke aşk duygum ömür boyu sürse de hep avare ve hastalıklı olarak gezsem .. ama nerde şimdi karımı görünce tepe tüyüm dikiliyor Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts