Jump to content

İstanbul İşgal mi Edilmiştir, Yoksa Fetih mi Edilmiştir?


Recommended Posts

THE FALL OF CONSTANTINOPLE STRUCK WESTERN CHRISTENDOM WITH A SENSE OF DOOM.....

İstanbul'un fethinden sonra Batı şok geçirmiş, hatta batılılar sonlarının geldiğini düşünmeye başlamışlardır.

Fatih Rum Ortodoks kilisesini yeniden kuran bir Sultandir..

Bir musluman sultan...

Bu kilisenin son patriarki 1451 yilinda Italya'ya kacmis ve tahtini terketmistir..

Fatih bu onemli liderlik icin monk Gennadius'u seciyor..

Bu monk cok unlu, deneyimli, bilgili bir ortodoks skolardir..

Ayrica Gennadius Roma ile Istanbul'un birlesmesine karsidir.

Yani katloliklikle, ortodokslugun birlesmesini uygun bulmamaktadir.

Gennadius, son Bizans Imparatoru Konstantin tarafindan odasina hapsedilmistir..

Fatih'in ilk islerinden biri onu aramak oluyor.

Ara babam ara.. Gennadius'u bulabilirsen bul..

Adam ortadan kayip. Acaba olduruldu mu, yanlislikla.. Ne oldu bu unlu monka?..

Sonunda Gennadius'un unlu bir Turk'un esiri oldugu anlasiliyor..

Istanbul'un fethinden sonra, etrafta esir arayan zengin bir Turk, Gennadius ile karsilasiyor, onun ununu her nasilsa duymus ve ondan bir seyler ogrenmek icin onu kendine kole yapiyor..

Tabii Fatih, bizim zengin, gosteris ve bilgi meraklisi Turk'e oldukca buyuk bir odeme yaparak, Gennadius'u Imparatorluga kazandiriyor..

Fatih, Gennadius'a buyuk bir saygi gosteriyor. Arada bir onunla tartismalara giriyor ve O'nu Rum Ortodoks kilisesini basina getiriyor.

Ona buyuk tavizler veriyor.

1454 yilinda Gennadius Rum Patriarki olarak tac giyiyor..

Kutsal Havari kilisesi Rum Ortodoks kilisesinin yeri oluyor. Aya sofya ise cami oluyor..

Istanbul'un tahminime gore 10 bin kisi tarafindan savunuluyor. Yani asker sayisi bu kadar.

Ama 50 bin nufuslu sehrin en azindan 20 bini de savunmaya cesitli sekillede katilmis olmali..

Fetih 53 gün sürüyor. Bu uzun bir zaman gibi duruyor ama fazla uzun değil..

Bizim saskin Fatih, fetih isinden o kadar korkuyor ki.. ilk 6 hafta (42 gun) sehri yalniz bombardiman ediyor..

Hani Amerika'nin Irak'i bir ay havadan 100 bin sorti ile bombaladigi gibi..

Bizimkilerin neden cekindiklerini bilemem.

Muhtemelen can kaybinin cok olacagindan korkuyorlardi..

Ayrica Istanbul'un bir buyusu vardi..

Kutsal bir yerdi nerdeyse..

Hz. Muhammed bile orasi hakkina yorumlar yapmisti..

Fatih butun bunlarin etkisi altinda kalarak cekingen davraniyor.

Bir de su husus var. Savunma saldirmadan cok daha kolaydir..

Bizans kendini savunuyor...

Devam edecek.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 109
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Sultan Mehmet, 1452 kisini kusatmanin hazirliklarini yaparak gecirdi.

Gece sabahlara kadar planlar yapti, stratejiler gelistirdi, isgal makinelerini nasil kullanacagini, buyuk topu nereye koyacagini, askerlerin nerede yer alacagini ve diger sayisiz ayrintiyi dusundu..

Trakya'da tutulan orduda 100 bin asker vardi.

Bunlarin 20 bini basibozuk askerlerdi..

Ordunun cekirdegini 12 bin Yeniceri olusturuyordu.

Sultan askeri giysi ve silahlari bizzat ismarlamisti..

Kilic ve kalkanlari, gogus zirhlarini, mizraklari, ok ve yaylari yakindan denetledi..

Askerleri icin en kaliteli malzemeleri secmisti..

Bu arada muhendisler tas firlatan katapult ve kapi kirici kutuklerin insasini denetliyorlardi..

Sultan Konstantinopol'un eski isgallerini yakindan incelemisti.

Yapilan hatalarin tekrarlanmamalarina buyuk bir ozen gosteriyordu...

Konstantinopol'e yalniz karadan saldirilmisti..

Bu surlar cok kuvvetli idi..

Eski kusatmalarda Konstantinopol'e denizden arac, gerec ve yiyecek ulasmasini onlemek mumkun olamamisti..

Sultan Mehmet'in bu onemli soruna hemen bir care bulmasi gerekiyordu.

Egedeki bir gemi tezgaha 125 cesitli buyuklukte gemi ismarladi..

Bu muthis donanma 1453 yilinin baharinda, Bulgar bir amiralin kumandasinda Geliboludan Marmara denizine ulasti..

Kendi donanmalarinin bes misli bir donanma ile karsilasan Rumlar saskina donmuslerdi..

Sultan divani toplayarak, artik denizde de ustun olduklarini mujdeledi..

Bizans icin cok kotu, sanssiz, bereketsiz bir yildi..

Kis cok yagisli ve firtinali gecmisti..

Cesitli yerlere yildirimlar dusmus, deprem olmus ve her tarafi sel basmisti..

Butun bunlar kotuye alametti..

Ustune ustelik gokyuzunde kayan yildizlarda artma vardi..

Anti-Krist kapida bekliyordu ve Bizansin sonu gelmisti..

Belki de kiyamet kopacakti.. Dunyanin sonu gelmisti.

Florans'da Katoliklerle yapilan bir anlasmaya gore 1452 Noelini ayni zamanda kutlama kabul edilmis ve Aya Sofya'da Noel icin ozel bir ayin duzenlenmisti. Ama Rumlar o gune pek iltifat etmemisler ve kiliseye gitmemislerdi. Noeli yalniz anlasmayi destekleyen rahipler ve alt kademe gorevlileri kutlamislardi..

Baharla birlikte Sultan Mehmet'in ordusu yuruyuse gecti ve bir Paskalya gunu olan 2 Nisan 1453'de surlara dayandi..

Sultan Mehmet, buyuk topun dovecegi kara surlarini goren bir yere Yenicerilerin cadirlarinin arasina, otagisini kurdu..

Bizans Imparatoru da Sultan'in izlemekte oldugu surlara cikti ve kendisine katilan Venedikli askerlere bir sov yaptirdi..

Bin kadar Venedikli asker ozel giysileri ile ilginc bir gosteri yaptilar..

Butun amac, Sultan'in ve askerlerinin moralini bozmakti..

Sultan'la Imparator arasindaki diplomatik cabalar yogun bir sekilde devam ediyordu.. ama sonuc Bizans icin pek olumlu degildi..

Sultani caydirmanin mumkun olmadigini anlayan Konstantin O'na su iletiyi gonderdi..

Acikca goruluyor ki sen savasi barisa yegliyorsun. Gorunuse gore ben seni icten protestolarimla ve dostlugumla tatmin edemiyorum. Oyleyse istedigin gibi olsun.. Ben Tanri'ya donuyorum ve kendimi O'na terkediyorum. Eger O'nun istegi ise sehir senin olsun. Buna kim itiraz edebilir? O sana baris yapma ilhami verirse bu beni cok memnun eder. Yine de ben seni, benimle bu gune kadar yaptigimiz butun anlasmalardan tenzih ediyorum ve sehrin kapilarini kapatiyorum. Ben halkimla birlikte kanimin son damlasina kadar sehri savunacagim.

Sehir kapilari kapatildi, hendeklerdeki kopruler atildi, Halice zincir cekildi, Bizans donanmasi korunmaya alindi..

Kisa bir sure once 7 gemi, 700 Italyan'i Konstantinopol'den kacirmisti.. Sehirden baska kacan olmadi..

Artik her iki taraf da savasa hazirdi..

Islam kanunlarina gore, Imparator'a son bir uyarida daha bulunuldu..

Baris bayragi tasiyan bir elci, Sultan'in Bizans'in gonul rizasi ile teslim olmasini isteyen bir mektubunu Imparator'a iletti.

Sultan teslim olanlara Osmanli Imparatorlugu icinde yasam boyu can ve mal guvenligi bagisliyordu.

Bizans teklifi reddetti..

6 Nisan'da bombardiman basladi..

Bir hafta sonra yogunlasti... Sehrin ve surlarin bombardimani araliksiz 6 hafta devam edecekti..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sehrin ve surlarin bombardimani araliksiz 6 hafta devam edecekti..

Yazıda devam edecek mi hacı?

Hoşuna gitti galiba..

En heyecanlı yeri olan sonuna az kaldı...

Ama şimdi nasıl biteceğine dair ip ucu vermek istemiyorum.

Keeeeeeeeeeeeh keh kehhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sultan Mehmet surlari yikmak icin insan gucunden cok toplara, hatta katapultlara guveniyordu.

Ancak toplarla yeterince hizli ilerleyemiyordu. Buyuk toplar surlarda ve kulelerde gedikler aciyordu ama, yalniz onlarla askerlerin rahatlikla girebilecegi araliklar acmak mumkun olmuyordu. Bizanslilar acilan bosluklari hizla kapatiyorlardi.

Denizden yapilan saldirlar da etkili olmuyordu. Fatihin gemileri Halic girisindeki engeli gecemiyorlardi.

Daha da kotusu Sicilyadan gelen uc erzak ve malzeme gemisi Canakkale bogazindan gecmis ve Istanbul sahiline ulasmisti.

Sultan Mehmet donanma amiraline emri bizzat giderek vermisti. Amiral ya gemileri durdurup batiracakti, ya da bu mucadeleden sag donmeyecekti.

Butun gun Osmanli gemleri ile erzak getiren uc gemi arasinda butun Istanbullularn ve Sultanin gozu onunde deniz savasi yapildi.

Ancak daha saglam yapilmis Yunan gemileri, daha usta manevra yapabilen denizcilerle idare edldignden, bir ara acilan Halic engelinden iceri girmeyi basardi. Bu fiyaskoyu sahlden seyretmekte olan Sultan, o kadar sinirlendi ki, biraz ilerde yapilmakta olan deniz savasina bizzat katilmak istercesine atini denize surdu. Daha sonra huzurune gelen amirali kirbaclatti ve kaziga oturtmakla tehdit etti. Ama nedense, kendisini gorevden alip, butun malina mulkune el koymaktan ve onlari yenicerilere peskes cekmekten baska bir sey yapmadi.

Bu savastan sonra Sultan Mehmet Istanbul'un yalniz karadan saldiri ile fethedilemeyecegini anlamisti.

Ama bu keresinde denizden yapilan saldiri da basarisizlikla sonuclanmisti.

Istanbul'un denize bakan surlari zayifti. O surlara yikmak nisbeten kolay olacakti. Bunun bir caresi olmaliydi.

Donanma karadan Halic engelinin arkasina tasinabilir miydi?

Bu fikri Fatih'e yaninda calisan bir Italyan'in verdigi soylenir...

Dogru mudur? Donanma gercekten Kasimpasa'dan Halic'e bir gecede indirilmis midir?

Orasini da gelecek iletide tartisacagiz....

Link to post
Sitelerde Paylaş

İstanbul'un ilhakının aslında daha çok sembolik anlamları vardır diye düşünüyorum...Zaten İstanbul dediğimiz yer kala kala bir yarımada olarak kalmış etrafı güçlü surlarla çevrili bir bölgedir, bugün bildiğimiz İstanbul'u zaten Osmanlılar ilhak etmişlerdi..

İstanbul'un ifade ettiği en önemli şey Batı ile Ticaretin merkezi olmasıdır, Bizans ile Venedik ve Ceneviz ticareti buradan yürüyordu, Osmanlı burayı alarak artık kaale alınması geeken bir güç olduğunu ve artık sadec kendisi ile ticaret yapılması gerektiğini zorla göstermiştir,

tarihsel anlamı ise Emeviler döneminde ciddi bir kuşatma yapılmış ama alınanamıştır, eminim ki hadisler de bu dönemde motivasyon için uydurulmuştur..

Sasaniler de kuşatma yapmışlar ama her defasında meşhur Grajuva ateşini aşamamışlardır..

Arap-Bizans savaşları tarihte önemli yer tutar, İstanbul'da burada önemli bir semboldür, Muhammed efsanesi adına hadisler de bu nedenle uydurulmuştur..

Bir başka anlamı da Osmanoğulları ve diğer türkmen beylikleri dahil adeta köylülerin şehirli yaşama öykünmesi gibi Bizans saraylarına öykünmülerinden ileri gelir, Bizans demek Saray demektir, ihtişam demektir, imparatorluk demektir, Roma demektir!!

Fatih, Roma hayranıdır, Roma'yı taklit etmek için çırpınmıştır, İstanbul'u alması arefesinde gayri müslümlere hak tanıması, Ortodoks patriğini ataması buradan ileri gelir..

İmparatorluk zihniyetini ancak İstanbul'un alınması ile aşılayabilirdi nitekim bunu biraz başardı..

İstanbul'un alınmasından sonra İslam dnyasınınkiler dahil pek çok hatırı sayılır Alim, Fİlozof, yazar-çizer İstanbul'a gelmiştir ve Fatih medresesinde eğitim vermişlerdir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili hacı'nın senaryosu, olmuş ve bilinen olaylara dayalı akıcı bir senaryo. Tarih dediğin de bu zaten. Sonuç ile uyumlu olsun yeter.

Sevgili Faithnomore'un açılımı da güzel. Roma hukuku osmanlı döneminden öte, Cumhuruyet döneminde de hukuk fakültelerinde okutulmaktadır.

Eh RTE nın Berluskoni ile flortünün tarihi dayanağı var demek ki! :lol:

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sultan Mehmet surlari yikmak icin insan gucunden cok toplara, hatta katapultlara guveniyordu.

Ancak toplarla yeterince hizli ilerleyemiyordu. Buyuk toplar surlarda ve kulelerde gedikler aciyordu ama, yalniz onlarla askerlerin rahatlikla girebilecegi araliklar acmak mumkun olmuyordu. Bizanslilar acilan bosluklari hizla kapatiyorlardi.

Denizden yapilan saldirlar da etkili olmuyordu. Fatihin gemileri Halic girisindeki engeli gecemiyorlardi.

Daha da kotusu Sicilyadan gelen uc erzak ve malzeme gemisi Canakkale bogazindan gecmis ve Istanbul sahiline ulasmisti.

Sultan Mehmet donanma amiraline emri bizzat giderek vermisti. Amiral ya gemileri durdurup batiracakti, ya da bu mucadeleden sag donmeyecekti.

Butun gun Osmanli gemleri ile erzak getiren uc gemi arasinda butun Istanbullularn ve Sultanin gozu onunde deniz savasi yapildi.

Ancak daha saglam yapilmis Yunan gemileri, daha usta manevra yapabilen denizcilerle idare edldignden, bir ara acilan Halic engelinden iceri girmeyi basardi. Bu fiyaskoyu sahlden seyretmekte olan Sultan, o kadar sinirlendi ki, biraz ilerde yapilmakta olan deniz savasina bizzat katilmak istercesine atini denize surdu. Daha sonra huzurune gelen amirali kirbaclatti ve kaziga oturtmakla tehdit etti. Ama nedense, kendisini gorevden alip, butun malina mulkune el koymaktan ve onlari yenicerilere peskes cekmekten baska bir sey yapmadi.

Bu savastan sonra Sultan Mehmet Istanbul'un yalniz karadan saldiri ile fethedilemeyecegini anlamisti.

Ama bu keresinde denizden yapilan saldiri da basarisizlikla sonuclanmisti.

Istanbul'un denize bakan surlari zayifti. O surlara yikmak nisbeten kolay olacakti. Bunun bir caresi olmaliydi.

Donanma karadan Halic engelinin arkasina tasinabilir miydi?

Bu fikri Fatih'e yaninda calisan bir Italyan'in verdigi soylenir...

Dogru mudur? Donanma gercekten Kasimpasa'dan Halic'e bir gecede indirilmis midir?

Orasini da gelecek iletide tartisacagiz....

Erzak gemilerini durduramayan generalin adi Baltaogluydu. Ve kaziga oturtuldu diye biliyorum..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Erzak gemilerini durduramayan generalin adi Baltaogluydu. Ve kaziga oturtuldu diye biliyorum..

Benim kaynağa göre kazığa oturtmakla tehdit ediyor Fatih ama kırbaçlatmakla yetiniyor.

Sonra elinden bütün malının mülkünü alıp yeniçerilere dağtıyor.

Neden kazğa vurdurmuyor bilmem. Fatih gibi bir sultanın bunu yapmaması ilginç.

Bir nedeni olmalı....

Benim kaynağım daha güvenilir.. Sonra yayınlayacağm..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Biz saldırırsak fetih olur,düşman bize saldırısa işgal.Ufak bir fark

Evet, soruyu zaten bunu akla getirmek için sormuştum, büyük ikiyüzlülüktür bu. Her sene İstanbul'un fethini kutlamaya bayılanlar bir yandan da işgalci Çin, işgalci İsrail diye gezerler. İsrail'in ya da Çin'in yaptığı doğru anlamında demiyorum, sadece bu insanların işgal ve fetih arasında fark olmadığını fark etmemelerini eleştiriyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında işgal ve fetih aynı değil iki farklı kavramdır. İşgal; diplomasinin bittiği noktada siyasi taleplerin zorla dayatılması amacıyla bir ülkenin başka ülkenin topraklarını silahlı birliklerle geçici olarak eline geçirmesi (ABD'nin Irak ve Afganistan işgali), fetih ise bir ülkenin başka ülkenin topraklarını fiilen kendi toprağına katmasıdır (İstanbul'un ve Mısır'ın fethi). İngilere ve Fransa İstanbul'u işgal etmişlerdi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Aslında işgal ve fetih aynı değil iki farklı kavramdır. İşgal; diplomasinin bittiği noktada siyasi taleplerin zorla dayatılması amacıyla bir ülkenin başka ülkenin topraklarını silahlı birliklerle geçici olarak eline geçirmesi (ABD'nin Irak ve Afganistan işgali), fetih ise bir ülkenin başka ülkenin topraklarını fiilen kendi toprağına katmasıdır (İstanbul'un ve Mısır'ın fethi). İngilere ve Fransa İstanbul'u işgal etmişlerdi.

Şöyle de diyebiliriz.

İşgal fetihten sonra yapılır.

İstanbul önce fethedilmiştir.

Şimdi ise işgal edilmektedir..

keeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeh keh kehhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh

Şaka bir yana.. Sonus'a gerçekten katlıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Aslında işgal ve fetih aynı değil iki farklı kavramdır. İşgal; diplomasinin bittiği noktada siyasi taleplerin zorla dayatılması amacıyla bir ülkenin başka ülkenin topraklarını silahlı birliklerle geçici olarak eline geçirmesi (ABD'nin Irak ve Afganistan işgali), fetih ise bir ülkenin başka ülkenin topraklarını fiilen kendi toprağına katmasıdır (İstanbul'un ve Mısır'ın fethi). İngilere ve Fransa İstanbul'u işgal etmişlerdi.

İşin(işgal ve fetihi ayıran durum) diplomatik tanımını gayet güzel yazmışsın üstad.Sevgiler.

tarihinde euclid tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Aslında işgal ve fetih aynı değil iki farklı kavramdır. İşgal; diplomasinin bittiği noktada siyasi taleplerin zorla dayatılması amacıyla bir ülkenin başka ülkenin topraklarını silahlı birliklerle geçici olarak eline geçirmesi (ABD'nin Irak ve Afganistan işgali), fetih ise bir ülkenin başka ülkenin topraklarını fiilen kendi toprağına katmasıdır (İstanbul'un ve Mısır'ın fethi). İngilere ve Fransa İstanbul'u işgal etmişlerdi.

E yine aynı şey, biz yapınca fetih başkası yapınca işgal. İngiltere Musul'u fethetti, Ruslar Batum'u fethetti, İtalyanlar adaları fethetti diyor muyuz hiç?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi şu soruyu sormanın zamanı geldi..

İstanbul nasıl düşmüştür?

1. Denize bakmayan kalın surlar ağır toplarla dövülmüş ve kapılarla kuleler yerle bir edildikten sonra İstanbul'a girilmiştir.

2. Haliç'e indirilen donanma, ince Haliç surlarını dövmüş ve darma dağın ederek askerlerin oradan girmesini sağlamıştr.

3. Bir deprem olmuş ve bazı surlar yıkılarak askerlerin İstanbul'a gireceği bir güzergâh açılmıştır.

4. Bir casus kapıları gece vakti açmış ve Yeniçeriler oradan içeri girmişlerdir.

5. Bizanslılar Kapları kapatmayı unutmuşlar ve Türk asklerleri açık unutulan kapılardan içeri girmişlerdir..

Hangisi?

Çabuk cevap verin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi şu soruyu sormanın zamanı geldi..

İstanbul nasıl düşmüştür?

1. Denize bakmayan kalın surlar ağır toplarla dövülmüş ve kapılarla kuleler yerle bir edildikten sonra İstanbul'a girilmiştir.

2. Haliç'e indirilen donanma, ince Haliç surlarını dövmüş ve darma dağın ederek askerlerin oradan girmesini sağlamıştr.

3. Bir deprem olmuş ve bazı surlar yıkılarak askerlerin İstanbul'a gireceği bir güzergâh açılmıştır.

4. Bir casus kapıları gece vakti açmış ve Yeniçeriler oradan içeri girmişlerdir.

5. Bizanslılar Kapları kapatmayı unutmuşlar ve Türk asklerleri açık unutulan kapılardan içeri girmişlerdir..

Hangisi?

Çabuk cevap verin.

4.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...