Jump to content

Oruç ibadet mi yoksa ceza mı ?


Recommended Posts

  • İleti 100
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

kuranda oruç geçen ayetlere baktım sürekli birşeyler karşılığında oruç tutun deniliyor.acaba oruç müslümanlar sahiplenmeden önce insanları cezalandırmak için yapılan birşeymiydi ?

Bazı sosyal suçlar için kefaret olarak oruç önerilmiş Kuran'da.Bireyi sosyal açıdan terbiye eden bir durum olmalı oruç.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Oruç ibadettir..

Ama soru gayet yerinde..

Her ibadet aslında bir cezadır.

Her ibadet imanı denemektir.

Cezaların imanı denediği ileri sürülür.

O halde her ibadet cezadır.

Bu açıdan bakınca yalnız oruç değil, namaz da cezadır, kelime-i şehadet de, zekat da, hacca gitmek de..

Daha da ötesi.. başka cezalar da vardır.

Köle azadetmek cezadır.

Kurban kesmek cezadır.

Savaşta ölmek (şehit olmak) cezadır. Nihai bir cezadır hem de.

Hasta olman imanın denemesi olacağı için cezadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Oruç ibadettir..

Ama soru gayet yerinde..

Her ibadet aslında bir cezadır.

Her ibadet imanı denemektir.

Cezaların imanı denediği ileri sürülür.

O halde her ibadet cezadır.

Bu açıdan bakınca yalnız oruç değil, namaz da cezadır, kelime-i şehadet de, zekat da, hacca gitmek de..

Daha da ötesi.. başka cezalar da vardır.

Köle azadetmek cezadır.

Kurban kesmek cezadır.

Savaşta ölmek (şehit olmak) cezadır. Nihai bir cezadır hem de.

Hasta olman imanın denemesi olacağı için cezadır.

Selamlar.

Allah bizden istemiş olduğu her ibadete, yada bize yasaklamış olduğu her şeye, fayda/zarar açısından baktığımız vakit, tüm bunların herhangi bir ceza olmadığını görebiliriz. Ancak islamı doğru düzgün anlamadan yaşamaya kalkanlar, tabiatıyla islamında yanlış anlaşılmasına sebep oluyorlar. İbadeti, özgürlüklerden kısıtlama olarak görüp, birşeylerden mahrum bırakılmak olarak algılarsak, ibadetin ceza olabileceği gibi garip bir kavram ortaya atmış oluruz.

Tüm diğer ibadetlerde olduğu gibi, Oruç ibadetinde de, yukarıda bahsettiğim fayda/zarar çerçevesinde, insanlara bir takım şeyleri tatbik etmeleri ile öğretmeyi, hissettirmeyi, bildirmeyi vb. hedefleyen bir anlayış vardır. (Oruç ibadetinin ne gibi fayda/zarar ilişkisi içinde olduğunu, eminim ki benden pek daha fazla ilme sahip kişiler, anlatabileceklerdir.)

Yazımı yineleyerek sonlandırmak gerekirse, Allah ın insanlığa bildirdiği tüm emir/yasak ve ibadet düzeninde, amacın yine insanlığa fayda/zarar çerçevesinde neler kattığına bakarak yorumlamakta gerekebilir.

Teşekkürler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Selamlar.

Allah bizden istemiş olduğu her ibadete, yada bize yasaklamış olduğu her şeye, fayda/zarar açısından baktığımız vakit, tüm bunların herhangi bir ceza olmadığını görebiliriz. Ancak islamı doğru düzgün anlamadan yaşamaya kalkanlar, tabiatıyla islamında yanlış anlaşılmasına sebep oluyorlar. İbadeti, özgürlüklerden kısıtlama olarak görüp, birşeylerden mahrum bırakılmak olarak algılarsak, ibadetin ceza olabileceği gibi garip bir kavram ortaya atmış oluruz.

Tüm diğer ibadetlerde olduğu gibi, Oruç ibadetinde de, yukarıda bahsettiğim fayda/zarar çerçevesinde, insanlara bir takım şeyleri tatbik etmeleri ile öğretmeyi, hissettirmeyi, bildirmeyi vb. hedefleyen bir anlayış vardır. (Oruç ibadetinin ne gibi fayda/zarar ilişkisi içinde olduğunu, eminim ki benden pek daha fazla ilme sahip kişiler, anlatabileceklerdir.)

Yazımı yineleyerek sonlandırmak gerekirse, Allah ın insanlığa bildirdiği tüm emir/yasak ve ibadet düzeninde, amacın yine insanlığa fayda/zarar çerçevesinde neler kattığına bakarak yorumlamakta gerekebilir.

Teşekkürler.

İyi de semavi dinlerin ilkeleri ceza-mükafat ikilemine dayanıyor.

Siz onları yararlı-zararlı ikilemine çeviriyorsunuz.

İslam'ı daha iyi bildiğini sananlar böyle düşünüyorlar.

Günümüzde İslam'ı yaşayamazsınız.

Yaşadığınız İslam size daha çok cezayı çağrıştırır.

Yapmazsanız cezalandırılacağınız aklınıza gelir.

Ve sonunda kendiniz için değil, İslam için yaşarsınız..

İslam'ın tehlikesi işte bu bağlamda devreye girer..

Hem sizin için tehlikelidir, hem toplum ve insanlık için tehlikelidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
İyi de semavi dinlerin ilkeleri ceza-mükafat ikilemine dayanıyor.

Siz onları yararlı-zararlı ikilemine çeviriyorsunuz.

İslam'ı daha iyi bildiğini sananlar böyle düşünüyorlar.

Günümüzde İslam'ı yaşayamazsınız.

Yaşadığınız İslam size daha çok cezayı çağrıştırır.

Yapmazsanız cezalandırılacağınız aklınıza gelir.

Ve sonunda kendiniz için değil, İslam için yaşarsınız..

İslam'ın tehlikesi işte bu bağlamda devreye girer..

Hem sizin için tehlikelidir, hem toplum ve insanlık için tehlikelidir.

Bakınız, mevzuya nereden bakmak istediğinize bağlı olarak düşüncelerinizi belirtiyorsunuz. Elbette doğaldır, ama iyi düşünmenizi istirham ederim.

Anlatmak istediğime dikkat buyurunuz:

Evvela ceza/mükafat kavramları bir çelişki teşkil etmez. Ceza caydırıcı, mükafat(ödül) ise teşvik edici yada çekici anlamlarını kazanarak, insanları belirli bir çerçeve içerisine sokma hedefi güderler.

Yarar/zarar meselesi ise, bizden yapılması istenen/beklenen davranışlar açısından bir anlam ifade etmektedirler. Yani bizden beklenen her ibadet, kurallara uyma vb. bizim yararımız içindir, bunada teşvik yada caydırma mekanizması ile bir otokontrol getirilme hedeflenmiştir. Bunları iyi ayırt etmek gerekir. Günlük hayatımızıda da karşılaştığımız çok basit örneklendirmeler le bile bunun, insan gibi bir varlık için ne denli işe yarar bir otokontrol mekanızması olduğunu anlayabiliriz.

"İslam'ı daha iyi bildiğini sananlar böyle düşünüyorlar." tarzındaki ifadeler is, bizleri kısır döngü haline gelen tartışmalardan başka bir yere götürmez. Daha baştan 2+2= 4 edermi tartışmasına girmiş oluruz demektir, ve bence bu iyi bir yol değildir.

Teşekkürler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hadisin rivayetlerinde vardır ki:

Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?"

Nefis demiş: "Ben benim, Sen sensin."

Azap vermiş, Cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: "Ene ene, ente ente." Hangi nevi azâbı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş.

Sonra açlıkla azap vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş: "Men ene? Ve mâ ente?"

Nefis demiş: "Ente Rabbiye'r-Rahîm., Ve ene abdüke'l-âciz." Yani, "Sen benim Rabb-i Rahîmimsin. Ben senin âciz bir abdinim.

------

....Ramazan-ı Şerif, insanın hayat-ı şahsiyesine baktığı cihetindeki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:

İnsana en mühim bir ilâç nev'inden maddî ve mânevî bir perhizdir. Ve tıbben bir hımyedir ki, insanın nefsi yemek, içmek hususunda keyfemâyeşâ hareket ettikçe, hem şahsın maddî hayatına tıbben zarar verdiği gibi, hem helâl-haram demeyip rast gelen şeye saldırmak, adeta mânevî hayatını da zehirler. Daha kalbe ve ruha itaat etmek, o nefse güç gelir, serkeşâne dizginini eline alır. Daha insan ona binemez; o insana biner.

Ramazan-ı Şerifte, oruç vasıtasıyla bir nevi perhize alışır, riyazete çalışır ve emir dinlemeyi öğrenir. Biçare zayıf mideye de, hazımdan evvel yemek yemek üzerine doldurmakla hastalıkları celb etmez. Ve emir vasıtasıyla helâli terk ettiği cihetle, haramdan çekinmek için akıl ve şeriattan gelen emri dinlemeye kabiliyet peydâ eder. Hayat-ı mâneviyeyi bozmamaya çalışır.

Hem insanın ekseriyet-i mutlakası açlığa çok defa müptelâ olur. Sabır ve tahammül için bir idman veren açlık, riyazete muhtaçtır. Ramazan-ı Şerifteki oruç, on beş saat, sahursuz ise yirmi dört saat devam eden bir müddet-i açlığa sabır ve tahammül ve bir riyazettir ve bir idmandır. Demek, beşerin musibetini ikileştiren sabırsızlığın ve tahammülsüzlüğün bir ilâcı da oruçtur.

Hem o mide fabrikasının çok hademeleri var. Hem onunla alâkadar çok cihazat-ı insaniye var. Nefis, eğer muvakkat bir ayın gündüz zamanında tatil-i eşgal etmezse, o fabrikanın hademelerinin ve o cihazatın hususî ibadetlerini onlara unutturur, kendiyle meşgul eder, tahakkümü altında bırakır. O sair cihazat-ı insaniyeyi de, o mânevî fabrika çarklarının gürültüsü ve dumanlarıyla müşevveş eder. Nazar-ı dikkatlerini daima kendine celb eder. Ulvî vazifelerini muvakkaten unutturur. Ondandır ki, eskiden beri çok ehl-i velâyet, tekemmül için riyazete, az yemek ve içmeye kendilerini alıştırmışlar.

Fakat Ramazan-ı Şerif orucuyla o fabrikanın hademeleri anlarlar ki, sırf o fabrika için yaratılmamışlar. Ve sair cihazat, o fabrikanın süflî eğlencelerine bedel, Ramazan-ı Şerifte melekî ve ruhanî eğlencelerde telezzüz ederler, nazarlarını onlara dikerler. Onun içindir ki, Ramazan-ı Şerifte mü'minler derecâtına göre ayrı ayrı nurlara, feyizlere, mânevî sürurlara mazhar oluyorlar. Kalb ve ruh, akıl, sır gibi letâifin o mübarek ayda oruç vasıtasıyla çok terakkiyat ve tefeyyüzleri vardır. Midenin ağlamasına rağmen, onlar mâsumâne gülüyorlar....(29,mektup sf540)

--------

evet ekseri hastalıkların sebebi diyetsizlik haram helal demeden mideyi doldurmak

oruç ibadeti mideye baktığı gibi ruha da bakar bir nevi ruha da oruç tuturmayınca hakiki oruç tutulmuş sayılmaz

Link to post
Sitelerde Paylaş
Allah her saniye nefisle konuşur duyabilene

hastayım şu laflarınıza. duyabilene görebilene yapabilene edebilene. e bilmek fiili sanki sizin için üretilmiş.

acaba şu çocuk tacizcisi hüseyin üzmezin de nefsiyle konuşmuş mu?

yada deniz seki hapse girdikten sonra dine vermiş kendini. hapisten önce koko çekerken nedne konuşmuyodu da? hapiste başladı konuşmaya?

Link to post
Sitelerde Paylaş
valla orasını bilmem de;

bu sıcaklarda ceza olsa gerek :D

OKTAY türkiyenin tek akıllı insanı sensin galiba

Enayilikmiş :D

70 Milyon İnsan enayi değil de sen mi akllısın

Hadi Ordan :D

Güldürme Bizi Biraz Daha Gerçekçi Ol ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş
OKTAY türkiyenin tek akıllı insanı sensin galiba

Enayilikmiş biggrin.gif

70 Milyon İnsan enayi değil de sen mi akllısın

Hadi Ordan biggrin.gif

Güldürme Bizi Biraz Daha Gerçekçi Ol wink.gif

bu memleketin yüzde 60ı aptal olduğuna göre oktayın söylediği doğru.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Allah her saniye nefisle konuşur duyabilene

Salak mı bu allah, kendi yarattığı şeyin nesiyle konuşuyor? Nesini test ediyor?

>>> 70 Milyon İnsan enayi değil de sen mi akllısın

70 Miyonun enayi olduğuna emin olabilirsin, sen dahil.. Aman bir ay aç gez, cennette hurilerle ohşşş yap sonra lafına kanacak kadar enayi hemde..

Link to post
Sitelerde Paylaş

anibal bu sürecler zorunluluktur özgür irade yoktur , herkes zorunlu hissettigini yapar bu yüzden kimseye karısamassın senin akıllılıgın bizim aptallıgımız zorunluluktur.Ha bu arada taşta akıllıdır ha anibal yakında sen daha neler diyeceksin bilmiyorum haha

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yıllardır orucun sağlığa yararlı olduğunu söylerler.Vücud dinleniyormuş.

Büyük yanlış.Günde 15 saat 30 gün boyunca vücudu aç bırakırsan metabolizma mahvolur.

Sağlık açısından zararlıdır.

devils doktora gitmicem bndan sonra sana tedavi olmaya gelicem :D

yalan yanlışda olsa her ne kadar resmi yazı olmasada

bizi bilgilendirip güldürdüğün için çok saol :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...