Jump to content

Marksist-Sosyalist Olmak !


Recommended Posts

  • İleti 48
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

beyaz adam afrikaya yerleşmediği için olsa gerek :D şimdi dersin ama güney afrika yok canım bn orta afrika fln filan oraları kast ediyorum

Sömürgelerin tamamında beyaz asker ve yöneticiler vardı. Asya'da da, Afrika'da da, Güney Amerika'da da...

Bu kapitalizmin Sahara'nın güneyindeki Afrika ülkelerine kılı mı varmış? Özellikle oraları mı geri bırakmış? İyice kafam karıştı kardeş.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sömürgelerin tamamında beyaz asker ve yöneticiler vardı. Asya'da da, Afrika'da da, Güney Amerika'da da...

Bu kapitalizmin Sahara'nın güneyindeki Afrika ülkelerine kılı mı varmış? Özellikle oraları mı geri bırakmış? İyice kafam karıştı kardeş.

yok anlamadım sen yerleşmek öyle değil halkı yok edip onun yerine avrupadan yerlesimci getirmek diyorum anladın mı canım :aggressive:

Link to post
Sitelerde Paylaş
drekinci önce kim neden olmuş öğrenelim yazarız sonra.

Ben bütün marksist-leninistler adına yanıt verdim.

en temel neden, kapitalizmin yol açtığı problemlere çözüm arayışıdır.

üstelik bu yanıt kapitalistlerin dışında herkes için geçerli olduğunu ifade ettim.

Sen neden kafatascı isen, marksist-lenininstler için de aynı neden geçerlidir.

Sen kapitalizmin olumsuzluklarından kafatascılık ile kurtulabileceğine inanıyorsun, Marksist-leninistler işçi işçi ve emekçı sınıfların, sosyalizmi hedefleyen öncü bir partisinin, gerçekleştireceği sosyal bir devrim ile kurtulabileceğine inanıyorlar. Marksist-Leninistler bu forumda kapitalizm, sosyalizm ve komünizm konularında düşüncelerini açılan her başlıkta ifade etmişlerdir. Zahmet et biraz bu konularda neler düşünüyorlar incele. Körlemesine düşman kesileceğine, niçin sosyalist ve komünist düşünceleri geçersiz ve yanlış buluyorsun anlat, başkalarını da ikna et. Bizleri yalnız ve savunmasız bırak.

Bu genel çerçevenin dışında yanıtlar bekliyorsan çok beklersin.

Gel sen bu yanıtı kabul et!

Veee sen neden kafatascısın!

Kafatascılık ile kurtulacağımızı, kendi kafan sayesinde mi buldun?

Biraz da sen anlat.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Duydum elbette. Eskiden koloni olan yerler geri mi kalıyor yani? Benim bildiğim sömürgecilik denen olay 15. yüzyılda başlayan birşey. Ayrıca bugün ABD olan yerler, Hong Kong falan da İngiliz kolonisiydi. Onlar falan kafamı karıştırdı herhalde.

Biraz daha açıklayabilir misin?

Kanka, Sweezy-Baran kitaplarında pre-kolonyel Kalküta'yı özellikle anlatıp, duruyorlar; bir göz at derim. 'India colonialism poverty' yaz arat bir nette :)

Hele hele, Ortadoğu üzerine aldığım 2-3 dersten sonra rahatlıkla söyleyebilirim ki, Ortadoğu'nun sorunlarının büyük bir kısmının temelleri İngiliz-Fransız kolonyalizmi döneminde atılmıştır. Bunların Ortadoğu'da refah konusuyla alakalı olduğunu görmek lazım.

Başlığa dönersek, Marksist'im ama Leninist veya sosyalist değilim, nolcak şimdi? :)

tarihinde Roquentin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Marksist-leninistler işçi işçi ve emekçı sınıfların, sosyalizmi hedefleyen öncü bir partisinin, gerçekleştireceği sosyal bir devrim ile kurtulabileceğine inanıyorlar. .

İşte bu ifadeyle sorunum olduğu için, Leninist ve(ya) sosyalist değilim :)

Neyse, sınav dönüşü devam ederim :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
ben marksist bir fakir görmedim.ama marksizm elbette fakirin umudu olmalıdır.çünkü başka yolu yok.

Biz de başka yolu yok dediğimizde bizi marksizmi dogma edinmekle suçluyorlar. Bir türlü anlatamıyoruz. Marksizm ile determinizm beraber olmak zorundadır. Marksizmden determinizmi atarsanız liberalizme ulaşmak zorunda kalırsınız. O yüzden Marksizm zorunluluğa dayalıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Biz de başka yolu yok dediğimizde bizi marksizmi dogma edinmekle suçluyorlar. Bir türlü anlatamıyoruz. Marksizm ile determinizm beraber olmak zorundadır. Marksizmden determinizmi atarsanız liberalizme ulaşmak zorunda kalırsınız. O yüzden Marksizm zorunluluğa dayalıdır.

Kısaca marksizmin din olduğunu onaylıyorsun.

Biz kendimizi boşunamı yırtıyoruz. :lol:

Birde deterministik yapıyı bilimsellik diye yutturmaya çalışmazmısınız işte beni deli eden o.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Önce sen marksist leninist olmaktan ne anlıyorsun onu açıkla.

Elbette herkesin marksist leninist olma serüveni vardır.

Bu serüvende en temel neden, kapitalizmin yol açtığı problemlere çözüm arayışıdır.

Üstelik bu arayış marksist leninist olmayanlar için de geçerlidir.

Bazıları kafataslarını eşitlemek ister,

Bazıları kendi kafasına uygun dinin herkesi kapsamasını ister

Bazıları ulusal birlik ister.

Bazıları güçlü bir kral,

Bazıları diktatör ister.

Bazıları içinde bulunduğu sistemden nemalanır ve bu düzenin değişmemesini ister vs.

Sen bunlardan hangisine dahilsin?

Sen neden marksist leninist değilsin?

Sevgiler.

Anlamadığım birşey var. Nasıl herkesin marksist-leninist olma serüveni vardır? Nasıl bu cümle gelir ^Üstelik bu arayış marksist leninist olmayanlar için de geçerlidir.^ Ayrıca ben marksist-leninist değilim; ama size göre olacağım en azından bu serüvene dahil olacağım.

Neyse ilerigörüşlü bir forumcu daha...

Valla en basiti bugünkü afrikanın halinin sorumlusu batı kapitalimzmidir.Bunu gören insanda eğer insansa kapitalizme karşı bir nefret geliştirir.Sonra alternatif aramaya başlar marksizmle tanışır.En basit anlatımım bu olabilir senin için

Afrika'nın sorumlusu yine Afrika'dır. Kimse kimseye gel bizi sömür demez, diyemez. Afrika kabile reislerinden bir tanesinin ilginç bir açıklamasını hatırlar gibiyim. -Onlar(İngilizler) geldiğinde bizim elimizde topraklarımız onların elinde ise İncil vardı, gözlerimizi kapatıp açtığımızda ise bizim elimizde İncil onların elinde ise topraklarımızın olduğunu gördük...

Sömürgelerin tamamında beyaz asker ve yöneticiler vardı. Asya'da da, Afrika'da da, Güney Amerika'da da...

Bu kapitalizmin Sahara'nın güneyindeki Afrika ülkelerine kılı mı varmış? Özellikle oraları mı geri bırakmış? İyice kafam karıştı kardeş.

Bunu tastikleyecek bir ülke tanıyorum, Güney Afrika. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Temel konuların bilinmemesinden kaynaklanan kafa karışıkları almış yürümüş, öyle olmaz böyle olur:

Öncelikle komünizm kapitalizm alternatifi değil onun evrilecek olduğu aşamadır, Marx bu evrimin yönünün insan tarafından kontrol edilebileceğini eğer bu yapılmazsa insan olarak bildiğimiz şeyin çok kısa sürede ortadan kalkacağını ön görmüştür.

Şimdi sistem kısaca şöyle işler, taa başından başlamıyorum ortadan direk dalıyorum:

-Kapitalizm başlıca iki unsurdan oluşur; kapitalist daha doğru ifade ile sömürücü ve işçi daha doğrusu üretici.

-Kapitalizm doğal bir süreç olduğundan evrim yasalarına tabidir.

-Evrim yasaları gereği değişmeden kalamayacağı açıktır.

-Bu değişim zamanlarına biz kriz diyoruz.

-Kriz zamanları ise evrimsel yapısı itibariyle kendi haline bırakılamayacak değerdeki sistemin mutasyon geçirdiği anlardır.

Şimdi bu mutasyon sırasında ne oluyor bakalım:

-Doğal olarak insan ihtiyaçları ön planda olduğundan sistem daha fazla ihtiyaç karşılamak üzere evrimleşmelidir.

-Tam burada kimin ihtiyacının karşılanacağı problem olur.

-Doğal olarak iki tarafı olan sistem gücü yeten yetene prensibiyle işlediğinden kimin daha güçlü olduğunu önemlidir. Burada gücün tamamı işçide olduğu halde son derece güçsüz bir durumdadır. Marx işte bu durumu ortaya koymak için kendi ismi verilen sistemini geliştirmiştir. Dikkat edilecek nokta bahsettiğimiz işçinin tamamen idealize edilmiş işçi olduğudur.

-Kapitalizmin evrimi sırasında hakim olan güç sömürücüler ise sistemin devamını dolayısıyla geçici olan bir durumun sürmesi için uğraşırlar ve ideal olmayan yönlere sapabilirler; mesela faşizm.

-Dikate şayan nokta ise işçinin süreci yönlendirdiği durumlar da aynı sonucu doğurur; daha fazla faşizm.

Evet şimdi Marx ne yapmıştır ona bakalım. Daha önce bahsettiğim "ideal işçi"nin oluşması için bir takım prensibler belirlememiştir peki ne yapmıştır; onları üretmek için yine işçinin çabalamasını öğütlemiştir. Yani durum şudur; olacak olan olurken ne olacağının farkına varmış üreticilerden oluşmuş organizatör bir kitlenin varlığını sağlamak. İşte bu süreci gerçekleştirmek için geliştirilmiş sistem marksizmdir.

Kısaca bu yapılmazsa bildiğimiz manada insan soyu tükenecektir. Kaçınılmaz olan olmadan harekete geçmek şarttır.

Hepsi bu kadar, dikkat ederseniz demokrasi, liberalizm v.s. konumumuz için yararsız ya da oyalayıcı olduğundan adları bile geçmemiştir.

Talep halinde olay detaylandırılacaktır daha bile komiğini yapabilirim.

tarihinde gestep tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Kanka, Sweezy-Baran kitaplarında pre-kolonyel Kalküta'yı özellikle anlatıp, duruyorlar; bir göz at derim. 'India colonialism poverty' yaz arat bir nette :)

Hele hele, Ortadoğu üzerine aldığım 2-3 dersten sonra rahatlıkla söyleyebilirim ki, Ortadoğu'nun sorunlarının büyük bir kısmının temelleri İngiliz-Fransız kolonyalizmi döneminde atılmıştır. Bunların Ortadoğu'da refah konusuyla alakalı olduğunu görmek lazım.

Doğrudur, ama bu bölgelerin hiç birinin sub-saharan Afrika kadar fakir ve geri kalmış olmadığı gerçeği de karşımızda duruyor. Ortadaki tek faktörün sömürgecilik ve kolonyalizm olmadığı açık. Gördüğümüz örneklerde bu kolonyalizm işinin farklı yerlerde farklı sonuçlar verdiği de açık. Sorunun kapitalizm olmadığı da açık. Ben sadece bu kafalardaki vulgar neden sonuç ilişkilerinin saçmalığını gösteriyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Talep halinde olay detaylandırılacaktır daha bile komiğini yapabilirim.

Bence bu baya komik olmuş, daha komiğine gerek olduğunu sanmıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bence bu baya komik olmuş, daha komiğine gerek olduğunu sanmıyorum.

Teşekkürler!!!

Bir sır vereyim sana; Marx sonuçlardan korkmazdı sadece onların yan etkilerinden hazzetmezdi. Geliştirmiş olduğu enstürman da zaten kaçınılmaz olanın evcileştirmesine uğramamak için onu evcilleştirmek gerektiği ile alakalı. Sanırım bir türlü anlaşılamamasının nedeni sonuçların içinde aranıyor olması. Süreç içinde değerlendirilirse hem anlaşılır hem de onu anlamaya çalışanlar daha az komik olur.

veled dalin amin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Madem kapitalizmin önce sosyalizme sonra da komünizme evrilmesi kaçınılmaz bir sürecin adımları, sence neden devrim yapmak vs. gerekiyor? Bu değişimler olumlu ise neden evcilleştirilmeleri gerekiyor?

İdeal işçi nasıl birşey?

Bir de süreci kimin yönlendirmesini tercih edersin, zira şöyle demişsin:

-Kapitalizmin evrimi sırasında hakim olan güç sömürücüler ise sistemin devamını dolayısıyla geçici olan bir durumun sürmesi için uğraşırlar ve ideal olmayan yönlere sapabilirler; mesela faşizm.

-Dikate şayan nokta ise işçinin süreci yönlendirdiği durumlar da aynı sonucu doğurur; daha fazla faşizm

Kim ne yaparsa yapsın işin sonu daha çok faşizm mi yani? Neden Avrupa, K. Amerika, Okyanusya, Japonya vb. örneklerde bu dediklerin olmadı sence?

Kapitalistlerin sömürüsü nasıl oluyor peki?

Lütfen bana artı değer, işçi üretiyor patron tırtıklıyor falan deme, bu iddialar yanlışlanalı onlarca yıl oldu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Astur soruların kadim, bakalım ne yapabileceğim?

Öncelikle kapitalizm devamı olarak ön görülen sistem varsıyımı tamamen tarihsel diyalektiğin gereği olarak Marx tarafından ortaya konmuş bir prosestir. Bunun yanlışlanamıyor olması onu bazılarının sandığı gibi din yapmaz; ancak gerçeğin kendisi yapar.

Devrim işine gelirsek Marx'ın bahsettiği de zaten bu. Adam kısaca yukarıda özetlediğim gibi bu işin sonu insansız bir insan medeneniyetine doğru gidiyor diyor. -Medeniyet kavramının üzerinde durmak lazım ama geçelim diğer başka şeyleri boş verdiğimiz gibi.-

Sistem teorik olarak şöyle işleyecek. Kendi ürününe yabancı durumdakiler giderek gereksizleştikçe onlara hükmetmekte gereksiz hale gelecek bu noktadan sonra ise "kaderimize" razı olacağız. Devrim işi ise bunun olmaması için asıl güç sahiplerine ne kadar güçlü olduklarını anlatmakla ilgili "ideal işci"de zaten bunun farkına varmış olanlardır. Bunca uğraşda zaten bu organize güçlerin oluşturulması için, şimdi kendi etrafında işçi olduğunu iddia eden kader mahkumlarına bak bakalım neyin sahibi olduklarının farkındalar mı? Bunlar aldıkları afyon etkisiyle içinde bulundukları durumu kanıksamış ve hatta gerçek olanın ancak böyle olması gerektiği fikrine varmış olduklarından şimdikinden daha ilerisi için yol gösterici olabilirler mi? Bunu söylüyorum sadece. Bilinçsiz şekilde yapılan sistem restoreleri medeniyet öncesi insan topluluklarının medenileşmiş olanlara uygulayabileceği geçici iyileşmeler olabilir ve biz bu çağları çoktan geride bıraktık.

Umuyorum neden bahsettiğimi izah edebildim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...