Jump to content

Nerden: Kurtuluş savaşı bir DESTAN değil MASALDIR.


Recommended Posts

Anadolu işgal edilmiştir ve Anadolu halkları da bu işgala karşı direnmiştir. Direnişleri, yenilgileri ve zaferleri destansı boyutlardadır. Sevmediğimiz, kabullenemediğimiz kişiliklerin olması bu destanı yok saymamıza gerekçe olamaz. Bu destanda Çerkez Ethemler'de vardır, efelerde vardır, Karayılanlar da vardır, sosyalist kimliği gizlenen Hasan Tahsin'lerde vardır. Bu tarihi yok saymanın manası nedir..

Saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 615
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

anadolu işgal edilmedi, ingiltere'nin öyle bir niyeti yoktu.amaç sadece sömürgelere giden yolu kontrol altında tutmaktı.işgal çok farklı bir şey.mesela cezayir'de yaşananlar veya bugün ırak'ta yaşananlar gibi.uzun bir süreçtir işgal.kurtuluş savaşı denen 1.dünya savaşının devamıdır o kadar.daha fazlası değildir.olamaz da.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İngilizler İsbtanbul'a 5 çayına mı gelmişlerdi. Sevr, ingilizlerin 5 çayını garantiye almak içinmi imzalanmıştı. İnönü harbinde taraflar çelik çomak mı oynamışlardır? Yoksa Vahdettin'de bir vatan haini değil kahraman mıydı?

23 Mayıs 1919'da Sultan Ahmet Meydan'ında toplanan 200 bin kişi olmayan bir işgali mi protesto ettiler. O 200 bin kişi hayal görüyordu da uyanık olan bir siz misiniz?

Saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş

allah allah ya.sevrden söz eden bizim sosyalist hallac ulusalcımı oldun acaba?jargonu da değişmiş.canım hallac sevr ne zaman imzalandı biliyor musun?bana tarihini getir sana olayı izah edeyim.

savaşı kaybetmişsin ya ne olacaktı canım benim?2. savaşta almanya fransa'ya girince, fransa'nın mücadelesi de bir kurtuluş savaşı mı?anti emperyalist mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne güzel tartışıyorduk şimdi canımlı cicimli mi olduk. Son etiketim ulusalcılık mı ? Bana adam gib ibir etiket bulamadınız gittiniz, etiket meraklıları... Sosyalist olduğumuzu onaylamanız için Sevr yerine neyden bahsetmem gerekiyor ? Sevr'in tarihini söyleyince işgali protesto eden 200 bin kişinin göremediği neyi göreceksiniz merak ettim?

Saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş

Düşman SEVR Antlaşmasıyla yurdu esaret zincirine vururken Kurtuluş Savaşı vermeyip ne yapacaktık?

Atatürk’e göre Kurtuluş Savaşı 19 Mayıs 1919’da başladı (gerçekte daha o yılın Şubat-Mart’ında başladı, ama burada farketmez). Millici rejim Sivas Kongresi’nin (Ekim 1919) hemen ardından Anadolu’ya hakim oldu, tüm vilayetlere kendi valilerini atadı, bürokrasiyi denetimi altına aldı. Ankara meclisi 23 Nisan 1920’de toplandı.

Sevr Antlaşması 18-24 Nisan 1920’de San Remo konferansında şekillendi, 11 Mayıs’ta kamuoyuna açıklandı, 10 Ağustos 1920’de imzalandı.

Demek ki mantıken Kurtuluş Savaşı Sevr’e tepki olamaz. Buna karşılık Sevr belki Kurtuluş Savaşına tepki olabilir.

http://nisanyan1.blogspot.com/2009/04/ortm...ta-yazmyor.html

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu yanıtın anlamı ney.

Miting 19 mayıs 1919'da dedim zaten.. Yazımın neresinde kurtuluş savaşının sevre tepki olarak doğduğunu belirten bir bakış açısı gördünüz.

Bu arada kronolojik bilginiz mükemmelmiş. Az bi şeyde tarihi kronolojinin dışında yorumlayabilseyrdiniz.

Saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş
canım hallacım her mitinge halk hareketi anlamı yüklüyorsan eğer cumhuriyet mitinglerine ne diyorsun.onlar da çok haklıydı değil mi?çünkü çok kalabalıklardı!
Şu canımlı cicimli muhabbeti bırakıp tartışsak. Yada künyenizi bi söyleyinde canımmısınız ciğerimmisiniz anlayalım.

cidden yanıt verdiğinizi mi sanıyorsunuz. İşgale karşı halkın öfkesini anlatıyoruz, beyimiz cumhuriyet mintinginden bahsediyor. İsterseniz maykıl ceksinin cenaze törenindeki kalabalıkla kıyaslasaydınız.

Saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hadi bunu ispatla.

Kürt Molla Şirwan aşiret reisi Memed bey ---KARAYILAN---

Molla Mehmet KARAYILAN 1888 yılında Pazarcık a bağlı Höcüklü köyü Kürt Elif mezrasında kıl çadırda doğmuş olup, Besni nüfusuna kayıtlıdır.

Asıl adı Mehmet’tir.Malatya Akçadağ ilçesi Söğütlü köyü imamından Kur’an dersleri almıştır. Köyde ara sıra Namaz kıldırdığı için ona Molla denildi. Babası Memo bir köy kavgasında elindeki kılıçla köy halkının tamamını mağlup ettiğinden iyi dövüştüğü için ona Karayılan gibi kayıp gidiyor demişler. Bu nedenle Karayılan unvanı ona babasından kalmıştır.

Molla Karayılan Malatya, Pazarcık, İslahiye ye kadar uzanan bölgede yaşayan Atmalı boyunun Kabalar oymağındandır. Malatya Askerlik Şubesinden gönüllü olarak Seferberliğe ve Erzurum Doğu cephesinde Kazım Karabekir komutasında Kurtuluş Savaşına katılmıştır. Gösterdiği başarılardan dolayı madalya almıştır.

Kaynak: Wardom http://www.wardom.org/showthread.php?t=175516

Cephede yaralanınca, Erzurum Hastanesine kaldırılmış, daha sonra Malatya hastanesine gönderilerek orada tedavi gördükten sonra terhis edilmiştir.

Köyüne dönen Karayılan Kabalar oymağının beyi olarak seçilmiş, Malatya ve Pazacık civarlarında ortalığı kasıp kavuran eşkıya Boz oyu yakalayıp ağaca asmış bu davranışından dolayı Askeri komutandan mükafat almıştır. Doğu cephesi komutanı Kazım Karabekir den bir gün kendisine bir telğraf gelir; “Düşman Kilitsen Antep’e girmek üzeredir, düşmanı Antepe sokmayınız gözlerinden öperim. Komutanın Kazım Karabekir” Karayılan bunu bir emir kabul etti ve savaş hazırlıklarına başladı. Ancak Antep henüz Karayılanın adını duymamıştı. Atmalı aşiretinden 82 gönüllü akrabasını çete olarak topladı. 1600 baş hayvanını satarak hiç kimseden yardım ve destek almadan çetelerini donattı.

Annesi Ayşe “Yavrum sen bu kadar malı mülkü satıp nereye gidiyorsun? Sen deli misin?” diyor. Karayılan; “Ana Ana sen doğuda Rusların- Ermenilerin yaptıklarını görseydin, şimdi sende durmaz giderdin” dedi.

Kadeşi Süro mamo yu Maraş a gönderdi, üç katır yükü silah satın aldı. Kimseye bilği vermeden kendi köyünden çeteleriyle birlikte geceden Karabıyıklı köyünde pusu kurdu. Maraş a giden Fransız kuvvetlerini perişan etti. 50 kadar Fransız askerini esir aldı, esirlerini kendi köyüne götürerek hergün onları koyun eti ile besliyordu. Karayılan Antep e gidince esirleri Pazarcık Kaymakamına teslim etti. Adını Karabıyıklı cephesi ile Antep e ve Türkiye ye duyuran Karayılana Heyet-i Merkeziye tarafından görev verilmek üzere davetiye çıkarıldı. Dülük köyüne gelen Karayılan eşkıya Samlı Kel Ahmet i bu köyde ağaca astı. Kılıç Ali ile bu köyde tanıştı.

Antep e giren Karayılan 82 çetesi ile birlikte Karagöz Camii ne yerleşti. Daha sonra çetesi 150 yi buldu. Bu arada Karayılan Antep cezaevinin kapılarını aştırmış hükümlerin ellerine silah vermiş çetesine yeni gönüller katmıştır.

Elmalı cephesinde 1. ve 2. Ağcakoyunlu cepheleri, İkizkuyu cephesi, Nizip yolu savaşları, Mağarabaşı savaşları ve Kurbanbaba savaşına katılan Karayılan; İkiz kuyu cephesinde Fransız katar kolunu perişan etmiş, Fransız kumandan Norman kolundan yaralanarak Halep e kaçmıştır. Normanın hanımı ise Karayılanın cephesine esir düşmüştür.

Hanım iki ay çetelerle birlikte kalmış mütarekeden sonra başkarakolun orda hanımı Normana teslim edilmiştir. Antep in teslim olmasından sonra, Fransızlar yardım dağıtırken çeteler yardım almaya gelmezler, Normanın hanımı bizzat ismen onları çağırtarak kocası normana “Ne istiyorlarsa onlara fazlasıyla ver. Onlar bana dokunmadılar, iki ay boyunca bana bir hanımefendi gibi baktılar” deyince Norman çetelere ne istediklerini sorar.

Çetelerde silah ve mermi istiyoruz dediler. Bunun üzerine silah ve mermiyi ne yapacaksınız diye sorulunca size sıkacağız dediler.

Karayılan 24 Mayıs 1920 sabahı kalkar her zaman olduğu gibi beyaz kefenini giyer, sabah namazını kıldıktan sonra kamçı ve gümüş saplı kamasını Karagöz camii Mehmet Ömere teslim eder “Hocam ben cepheden dönersem emanetimi geri verirsin. Şehit olursam bunları köydeki kızım Selvi ye verirsin” der.

İşte o gün bu gündür 24 Mayıs 1920 Sarımsak tepede zorlu bir savaştan sonra düşman kaçmaya başlayınca sevinerek mevzi değiştirmek ayağa kalkan Karayılan,Hayri Efendinin bağının çitinin üzerinden geçerken talihsiz bir kurşun göğsünü parçalamıştır. O gün kendisi ile birlikte 19 arkadaşı daha şehit olmuştur. Sarımsak tepe Karayılanın son cephesi olmuştur. Antep iki ay içerisinde kader arkadaşı olan iki kahramanı kaybetmiş olup Şahin Bey ve Karayılan’ın şehadetinden sonra Antep pek fazla aşlığa dayanamadan telsem olmuştur. Antep’liu bu savaşta 6347 şehit vermiştir.

Antep halkı Karayılan’ın ölümünden sonra Karayılan’ın ardından şu ağıtı yakmıştır:

Karayılan der ki gelin oturak

Kilis yollarından kelle getirek

Fransız adını bütün batırak

Vurun Antepli’ler namus günüdür

Vurun çetelerim namus günüdür

Atına binmiş de elinde dizgin

Girdiği cephede hiç olmaz bozgun

Çeteler içinde yılanım azgın

Vurun Antepliler namus günüdür

Vurun çetelerim namus günüdür

(Mehmet Demir ATMALI'nın "Gaziantep Savunmasında Destanlaşan Karayılan" isimli makalesinden alıntıdır.)

Arap Şeyhler şeyhi Uceymi Sadun Paşa

Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı’nın stratejik bir öneme ve zengin petrol kaynaklarına sahip Irak toprakları İngilizler tarafından işgal edildi. İngilizler kendileriyle birlikte Osmanlı’ya karşı savaşmak için Arap aşiretlerinin bir kısmını para, bir kısmını yönetimin başına getirmek vadiyle yanlarına çekmeyi başardılar. Ancak Irak Şeyh-ül Meşayihi (Şeyhler Şeyhi) Uceymi Sadun Paşa, yeni kurulacak Irak Krallığının kendisine verilmesi teklifi başta olmak üzere İngilizlerin tüm tekliflerini geri çevirerek Osmanlı’ya ihanet etmemiş ve tüm kuvvetleriyle Türk Ordusunun yanında yer almıştır.

Çanakkale Zaferi'nden sonra Türk ordusunun kazandığı en büyük zafer olan ve Irak'ta Kut yarımadasında 1916 yılında İngilizlere karşı kazanılan Kut'ül Amere Savaşı’nda Uceymi Sadun Paşa 40 bin atlısıyla Türk ordusunun yanında yer almış ve İngilizlere ağır darbeler indirerek Türklerin bu savaşı kazanmasını ve rahat bir şekilde geri çekilmesini sağlamıştır. Bu savaşta 8 bin ölü vererek yenilen İngilizlerin komutanı Towshend silahlarını imha ederek 13.300 askeri ile birlikte Türk Ordusunun komutanı Halil Paşa’ya teslim olmuştur.

Türk Ordusunun yanında savaşarak Mardin’e çekilen Sadun Paşa burada Osmanlı Devletine bağlılığını bildirmiş, kendisine bir miktar asker ve para yardımı yapılması durumunda hükümete ve orduya daha faydalı olabileceği konusunda müracaatta bulunmuştur. Bu müracaatı kabul edilerek Genel Kurmay Başkanlığınca kendisine iki dağ topu, iki makineli tüfek, yeter derecede cephane, 600 büyük çaplı mavzer tüfeği ve 1000 altın lira verilmiş, ayrıca subaylar da gönderilmiştir.

Sadun Paşa, Mardin’den Urfa’ya geçerek Fransızlara karşı yürütülen mücadelede Urfalılara destek vermiştir. Arap Aneze Aşireti reisi Haçim Paşa’yı Arappınar’daki (Ayn-ül Arap) Fransızlara karşı taarruza sevketmiş, Cerablus ve Arappınar arasındaki demiryolunu tahrip etmiş, zaman zaman Fırat’ın doğusunda, el-Hazeke Kazası’yla Fırat’ın batısında Münbiç Kazası bölgesinde rastladığı İngiliz ve özellikle Fransız müfrezelerine, bunların ikmal kollarına baskınlar yaparak Urfa’nın kurtuluşuna önemli katkılar sağlamıştır.

Atatürk, Uceymi Sadun Paşa'nın Irak'ta Türk ordusuna yaptığı yardımları unutmamış, Cumhuriyetin kurulmasından sonra 1927 yılında TBMM kararıyla O'na Germuş Köyü'nü (1) vererek Urfa'ya yerleşmesini sağlamıştır. Kuvayı Milliye kıyafetiyle çekilmiş kalpaklı bir fotoğrafını Sadun Paşa’ya göndererek üzerine kendi el yazısı ile “Mücahidi muhterem Uceymi Paşa hazretlerine, Türkiye Büyük Millet meclisi Reisi Mustafa Kemal” yazarak imzalamış ve kendisini onurlandırmıştır. Sadun Paşa hayatı boyunca Germuş (Dağeteği) köyündeki konağının salonuna asılı bu fotoğrafı gelen konuklara gösterip geçmişi ile gurur duymuştur.

Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılması sürecinde ve Ulusal Kurtuluş Savaşımızın kazanılması sırasında yürütülen topyekûn mücadeleye kendi çapında önemli katkılar sağlayan ve Kuvayı Milliye’yi her aşamada destekleyen Sadun Paşa, 29 Ekim 1960 tarihinde 75 yaşında iken Anakara’da Gülhane Askeri Hastanesinde hayata gözlerini yumdu.

Kaynaklar

- Yrd.Doç.Dr.İlhan palalı., “Uceymi Sadun (Acemi) Paşa”, Gap Gezgini Dergisi, sayı 3, Nisan 2007, Çukurova Ofset, Adana, sayfa 26-28.

- Muzaffer Dilek., “Şeyh-ül Meşayihi (Şeyhler Şeyhi) Uceymi Sadun Paşa”, İdarecinin Sesi Dergisi, sayı 128, Ağustos 2008, Ankara, sayfa, 15-21.

- Yrd.Doç.Dr.A.Cihat Kürkçüoğlu., “Urfa’nın İlk Türk Eczacısı Mehmet Zeki Anlağan”, Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası Dergisi, Sayı 29, Temmuz 2008, sayfa 29-32.

Link to post
Sitelerde Paylaş
ermeni katliamını, dersim katliamını hangi işgalciler yaptı sayın hallac?
Vaaaooovv damardan girelim diyorsunuz.. Kronoloji aşığı dostum ermeni soykırımı hangi yılda yapıldı. Öyle sevrin tarihini sorup ondan sonrada ermeni soykırımını getirmek ne iş? Konumuz Dersim katliamı ise tartışalım ama amacınız "Cumhuriyet mitingi, dersim katliamı ile konuyu saptırayım" ise güle güle..

Kim nereyi işgal etmiş? İngilizler istanbula 5 çayı içinmi geldi diye sormuştum. BU sorunun yanıtını verseniz artık? Karayılan Antep'te kimea karşı savaşmıştır, ne diye savaşmıştır...

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş

canım hallacım madem ingilizler 5 çayına gelmedi, peki niye bir kurşun bile atmadan çekildiler?mustafa kemalden mi tırstılar?şu fransa, italya peki?neden hemen çekildiler?iman gücüne mi yenildiler yoksa?cevap çok açık: işgal diye bir şey yoktu.kuvayı milliye haklı bir direniştir ona lafım yok.ama işgal diye bir şey de yoktu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Düşman SEVR Antlaşmasıyla yurdu esaret zincirine vururken Kurtuluş Savaşı vermeyip ne yapacaktık?

Atatürk’e göre Kurtuluş Savaşı 19 Mayıs 1919’da başladı (gerçekte daha o yılın Şubat-Mart’ında başladı, ama burada farketmez). Millici rejim Sivas Kongresi’nin (Ekim 1919) hemen ardından Anadolu’ya hakim oldu, tüm vilayetlere kendi valilerini atadı, bürokrasiyi denetimi altına aldı. Ankara meclisi 23 Nisan 1920’de toplandı.

Sevr Antlaşması 18-24 Nisan 1920’de San Remo konferansında şekillendi, 11 Mayıs’ta kamuoyuna açıklandı, 10 Ağustos 1920’de imzalandı.

Demek ki mantıken Kurtuluş Savaşı Sevr’e tepki olamaz. Buna karşılık Sevr belki Kurtuluş Savaşına tepki olabilir.

http://nisanyan1.blogspot.com/2009/04/ortm...ta-yazmyor.html

Demek ki mantıken Kurtuluş Savaşı Sevr’e tepki olamaz. Buna karşılık Sevr belki Kurtuluş Savaşına tepki olabilir.
Bu da nedir? Yeni bir komedi türü mü?
Link to post
Sitelerde Paylaş
cevap çok açık: işgal diye bir şey yoktu. kuvayı milliye haklı bir direniştir ona lafım yok.ama işgal diye bir şey de yoktu.
Yavaş yavaş adım adım ilerleyeceğiz güzel.. haklı olan kuvayi milliye direnişi ne için yapılmıştır. İşgal yoksa bu direniş niye...

Saygılarımla

NOT: Hala canımlı cicimli yazıyorsunuz... Önceki nikinizi bağışlasanızda kiminle muhattap olduğumuzu bilsek

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...