Jump to content

pimi çekti ve askere verdi


Recommended Posts

Kaç münferit ? Ne dağlıcalar,ne karakol baskınları gördük,Kara harp okulu bitirmiş bir adam böyle gerzekçe hatalar yapar mı be.

4 kez müebbet verilmeli,insan hayatı bu kadar basit değil.

Osmanlının son dönemlerindeki yeniçeri ocağından zerre farkı kalmadı.

Neferkamin ve diğerleri,önce yalan haber demişsiniz,sonra kıvırmışsınız,herşeye sazan gibi atlamayacağınızı umarız artık :lol:

tarihinde cantona tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 340
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Kaç münferit ? Ne dağlıcalar,ne karakol baskınları gördük,Kara harp okulu bitirmiş bir adam böyle gerzekçe hatalar yapar mı be.

4 kez müebbet verilmeli,insan hayatı bu kadar basit değil.

Osmanlının son dönemlerindeki yeniçeri ocağından zerre farkı kalmadı.

Neferkamin ve diğerleri,önce yalan haber demişsiniz,sonra kıvırmışsınız,herşeye sazan gibi atlamayacağınızı umarız artık :lol:

hadi diğerleri bir nebze kabul etti TSK'nın hatalarının olduğunu, bu neferkamun (yada degas ) niyeyse hala hiçbir hatanın olmadığında diretiyor ,6 kez baskın yiyen bir karakol için önlem almamak hatanın daniskası yok ödenekti ,para yoktu bunlar mazeret değil bunu kendiside biliyor ama inat işte ,istihbarat sana kişi sayısı, geldikleri yönler hakkında bilgi veriyor ama önlem almayan komutan için canım olabilir hata yapılabilir diyor ,bide konuları çarptırmak gibi üstün bir yeteneği var ,karakolların inşaa edilememesiyle ilgili şeytan ekonomisinin işleri gibisinden saçma bir laf ediyor valla bravo böyle devam

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu konuyla ilgili tam anlayamadığım şey şu: Asker neden bombayı boş bir yere atmayı denemedi? Bombayı boş bir yere atamaz mıydı? Neden asker bombanın patlamasını bekledi? Tabii pimi çekilmiş bir bombadan dolayı paniklemiş, çok korkmuş bu yüzden o da böyle bir hata yapmış olabilir.

Evet herkesin aklına gelmiştir bu. Asker, komutanın pimi getireceğini düşünmüş olabilir. Bu nedenle bombayı atmak istememşitir. Çünkü bombayı atarsa ceza alma ihtimali var. ( İhtimal değil kesin ceza alırdı)

Düşük kur düşük faizi ben böyle yorumluyorum, borç artar bol bol faiz ödenir şeytanlar kazanır.

tanrı eğer yeryüzüne inerse bu şeytanlar yok olur.

bu tanrı ise devlettir.

Hangi devlet? Şeytani ne demek? Saçmalamak hoşuna gidiyor sanırsam.

tarihinde Rebell tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Burada "münferittir, bir tek onu bağlar" diye 4 genci şeylerine bile takmadan tamamen tsk'nın muhafızlığına kendini adamış Kenan Evren beyinliler, haberi ilk duyduklarında da "Olur mu öyle şey, malum dinci, bölücü basının, ordu düşmanı medyanın uydurması, iftirası ühühüü" diye hönkürüyordu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ordu-millet el ele; haydin cepheye :D Kraldan çok kralcılar, üniformasız/sivil askerler, militer kafalar... Biz boşuna bebelik çağındaki çocukları askeri nizama sokup yeminler/billahlar ettirmiyoruz değil mi(!)... ''O çocuk ne anlasın yeminden billahtan'' diyenler... Vatanın sivill görünümlü asker kafaları başka nasıl yetişecek değil mi? Hani öyle diyordu ya üstat: Bu ülkede sivil görünmek; asker olmamak anlamına gelmez...

4 tane gencecik oğlan can vermiş, ne gam... vatan saolsun! 4 tane gencecik çocuk şaibeli biçimde ölmüş, ne gam... sen çok yaşa paşam! Eleştiriler karşısında saldırıya geçenlere sormak lazım: Aynı ordu değil mi 25 küsur sene önce ülkeyi açık hava hapishanesine çevirip bu ülkenin üniversitelerindeki hocaları bile karşılarında hazrola geçiren? Ne o, yoksa, bu adamlar devrilip yerine ''1960''vari yeni bir komuta kademesi geldi de bizim mi haberimiz olmadı? 12 eylül eleştirilince ''bizim ordumuz'' olmayanlar; şimdi nasıl ''sizin ordunuz'' oluyor ? Forumun sol menşeili/soslu kemalistlerine sözüm, lütfen diğerleri alınmasın... Onlar, her koşulda bu konuda daha tutarlı... Darbecisiyle, kemalistyle, azılı milliyetçisiyle... Her türlüsünün arkasında... Ya sol-soslular? Rejim tartışmalarında, siyasal sistemin sürekliliğine yaptığımız vurgularda '' o değil, bu değil, şu değil'' demeyi bilenlerin şimdiki tepkileri ne oluyor? Yargısız infaz yapmak istemiyorum; ama, ortada basbayağı tuhaf bir durum var ve kimse sormaz mı: Yahu bu adam el bombasını bilye oynarken mi patlattı? Bu kadar kolay mı bu meretin patlaması? Hadi tüfek/tabanca olsa, ufak bir tetik gıcırtısıyla yahut gevşeyen bir tetik işgüzarlığıyla rahatlıkla açıklanır...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Düşük kur düşük faizi ben böyle yorumluyorum, borç artar bol bol faiz ödenir şeytanlar kazanır.

tanrı eğer yeryüzüne inerse bu şeytanlar yok olur.

bu tanrı ise devlettir.

Kardeş şunları diyip de Hegel'e sövme haberi, Marx'tan çok Hegelcisin sen. Hatta şunu diyeyim: Buradaki liberallerin tamamına yakını, Marx'tan çok daha fazla Hegelci, tarihsici ve iktisadi deterministtir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

6 erin şehit olduğu mayınları asker döşemiş

Erdoğan'ın DTP'li Türk'e verdiği randevuyu iptal ettiren Hakkâri Çukurca'da altı askerin şehit olduğu mayın patlamasıyla ilgili internete düşen ses kayıtları üzerine şehit ailesi suç duyurusunda bulundu.

27 Mayıs 2009. Saat. 23.30. Hakkâri'nin Çukurca ilçesi kırsalında askeri aracın geçişi sırasında patlayan mayınla altı asker şehit oldu.

Türkiye ertesi sabah bu haberle sarsılırken, saldırı ertesi gün Ankara'da yapılması planlanan kritik bir görüşmenin de iptal edilmesine neden oldu.

Başbakan 'elini sıkmam' dediği DTP Lideri Ahmet Türk'e 29 mayıs günü randevu vermişti. O randevunun iptal edilmesinin nedeninin Çukurca'daki mayın patlaması olduğunu bir süre önce bir televizyona verdiği röportajda bizzat Başbakan açıklamış "Randevu vermek için sakinleşsin diye bekledik. Tekrar bir mayın olayı ve 6 şehit. Tam bir adım atmaya karar veriyorsunuz, bombalar patlıyor" demişti.

Olayla ilgili askerî kaynaklardan patlamanın PKK'lıların yol döşediği mayının uzaktan patlatılması sonucu gerçekleştiğini açıklamış hatta Genelkurmay Başkanlığı saldırı sonrasında hava kuvvetlerine bağlı uçakların Avaşin-Basyan bölgesindeki PKK kamplarını vurduğunu duyurmuştu.

Patlama ile ilgili birkaç ay sonra internete şok ses kayıtları düştü. Hakkâri Tümen Komutanı Tümgeneral G.K. ve Çukurca Tugay Komutanı Tuğgeneral Z.E. arasında geçtiği iddia edilen telefon konuşmalarında Z.E. 6 askerin şehit olduğu mayınlarla ilgili Hakkâri Tümen Komutanı'nı bilgilendirirken "Bu mayınlar büyük bir olasılıkla bizim" diyordu. Konuşmalarla ilgili askerî çevrelerden bugüne kadar bir yalanlama gelmedi.

İşte internete düşen bu konuşma, patlamada hayatını kaybeden piyade erlerden Deniz Demirci'nin Ankara'da yaşayan ailesini harekete geçirdi. Şehit Demirci'nin babası Halil Demirci ve annesi Raziye Demirci çocuklarının ölüm nedeninin aydınlatılması ve sorumluların cezalandırılması için Hakkâri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusu ile ilgili Tarafa konuşan anne Raziye Demirci "İlk günden beri bize oğlumun ölümüyle ilgili çelişkili bilgiler verdiler. Aracın içindeydi, dışındaydı, önündeydi, arkasmdaydı diye farklı şeyler söylediler. Komutanların konuşmalarını öğrenince ertesi gün dilekçe yazıp Hakkâri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk" dedi. Avukatları olmadığını söyleyen aile, şimdi Hakkari Başsavcılığı'ndaki soruşturmanın sonuçlandırılmasını bekliyor.

Gündem Son Dakika - 10:09

6 erin şehit olduğu mayınları asker döşemiş

Erdoğan'ın DTP'li Türk'e verdiği randevuyu iptal ettiren Hakkâri Çukurca'da altı askerin şehit olduğu mayın patlamasıyla ilgili internete düşen ses kayıtları üzerine şehit ailesi suç duyurusunda bulundu.

27 Mayıs 2009. Saat. 23.30. Hakkâri'nin Çukurca ilçesi kırsalında askeri aracın geçişi sırasında patlayan mayınla altı asker şehit oldu.

Türkiye ertesi sabah bu haberle sarsılırken, saldırı ertesi gün Ankara'da yapılması planlanan kritik bir görüşmenin de iptal edilmesine neden oldu.

Başbakan 'elini sıkmam' dediği DTP Lideri Ahmet Türk'e 29 mayıs günü randevu vermişti. O randevunun iptal edilmesinin nedeninin Çukurca'daki mayın patlaması olduğunu bir süre önce bir televizyona verdiği röportajda bizzat Başbakan açıklamış "Randevu vermek için sakinleşsin diye bekledik. Tekrar bir mayın olayı ve 6 şehit. Tam bir adım atmaya karar veriyorsunuz, bombalar patlıyor" demişti.

Olayla ilgili askerî kaynaklardan patlamanın PKK'lıların yol döşediği mayının uzaktan patlatılması sonucu gerçekleştiğini açıklamış hatta Genelkurmay Başkanlığı saldırı sonrasında hava kuvvetlerine bağlı uçakların Avaşin-Basyan bölgesindeki PKK kamplarını vurduğunu duyurmuştu.

Patlama ile ilgili birkaç ay sonra internete şok ses kayıtları düştü. Hakkâri Tümen Komutanı Tümgeneral G.K. ve Çukurca Tugay Komutanı Tuğgeneral Z.E. arasında geçtiği iddia edilen telefon konuşmalarında Z.E. 6 askerin şehit olduğu mayınlarla ilgili Hakkâri Tümen Komutanı'nı bilgilendirirken "Bu mayınlar büyük bir olasılıkla bizim" diyordu. Konuşmalarla ilgili askerî çevrelerden bugüne kadar bir yalanlama gelmedi.

İşte internete düşen bu konuşma, patlamada hayatını kaybeden piyade erlerden Deniz Demirci'nin Ankara'da yaşayan ailesini harekete geçirdi. Şehit Demirci'nin babası Halil Demirci ve annesi Raziye Demirci çocuklarının ölüm nedeninin aydınlatılması ve sorumluların cezalandırılması için Hakkâri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusu ile ilgili Tarafa konuşan anne Raziye Demirci "İlk günden beri bize oğlumun ölümüyle ilgili çelişkili bilgiler verdiler. Aracın içindeydi, dışındaydı, önündeydi, arkasmdaydı diye farklı şeyler söylediler. Komutanların konuşmalarını öğrenince ertesi gün dilekçe yazıp Hakkâri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk" dedi. Avukatları olmadığını söyleyen aile, şimdi Hakkari Başsavcılığı'ndaki soruşturmanın sonuçlandırılmasını bekliyor.

İŞTE İNTERNETE DÜŞEN 'MAYINLAR BİZİMDİ' KONUŞMALARI

Uydu telefon kayıtlarında geçen kan donduran konuşmalar

1. SES KAYDI: Hakkari Tümen Komutanı Tümgeneral G.K. ve Çukurca Tugay Komutanı Tuğgeneral Z. E. arasındaki telefon konuşması

Z.E: Komutanım uzaktan komutalı değil. Maalesef

G. K: Değil mi?

Z. E: Değil komutanım. Uzaktan komutalı değil. Biliyorsunuz bunları korumak için ben burada sıkıntılı oldukları için kendim risk alarak geldim. Bizzat kendim yerleştirdim. Rütbelileri tek tek çağırdım gösterdim. Bütün bölük komutanları birbirine devretsin dedim. Hep böyle tekmil verdiler devrettik diye. Ama komutanım bu büyük bir olasılıkla bizim, yani sabah buraya gelmenizde yarar var komutanım.

G. K: Kolordu komutanı gelecek sabah erken saatlerde onla beraber gelicem.

Z. E: Komutanım kolordu komutanımızla bu konuyu paylaşmanızda yarar var. Ben tamamen sorumluluğu almaya hazırım komutanım onu bütün samimiyetimle söylüyorum. Bütün sorumluluğu alıyorum zaten komutanlık sorumluluğu olarak.

G. K: Hepimiz alırız o konuda tereddüdümüz yok.

Z. E: Komutanım benim niyet maksadımı biliyorsunuz. Ben bu çocukları koruyayım diye onları döşedim. Ama onlar demek ki bu hassasiyeti o kadar yırtınmama rağmen göstermemişler. Komutanımızla da bir paylaşırsanız komutanım ben sabahleyin sıkıntıda kalabilirim. Yani olduğu gibi paylaşmak durumunda kalabilirim. Komutanım sizi böyle sıkıntıya soktuğum için kahroluyorum.

G. K: Yok yok hayır öyle birşey, hiç bir sıkıntı yok bak hiç bir sıkıntı yok. Hayır hayır hayır hiç bir sınıtı yok. Biz aynen planladığımızı tekrar uygularız. Sen merak etme hiç onda bir sıkıntı yok.

Z. E: Yarından itibaren de harekatımızı uygulamak için hazırız komutanım bunu da belirteyim. Yarın akşama kadar atarız üzerimizden bu sıkıntıyı. Ama bu sıkıntıdan dolayı ben kahroluyorum.

G. K: Hiç önemli değil. Kahrolacak bir şey yok. Ben bir şey söyleyeyim. Biz elimizden geleni yapıyoruz. Burada hayatımızı ortaya koyup mücadele veriyoruz. Bu mücadelenin içerisinde birileri ufak tefek hata yapacaktır. Bunun bedeli belki ağır olacaktır.

2. SES KAYDI - Çukurca Tugay Komutanı Tuğgeneral Z. E. ve Tabur Komutanı Yarbay T. arasında geçen telefon konuşması...

Z.E: Nedir durum orda. Tümen komutanı geleceğiz sabah çok erkenden demişti bana.

T: Komutanım Kolordu Komutanımız geldi. Yaklaşık bir 15 dakika önce. Şu anda burdalar. Şu anda odanızda görüşüyorlar komutanım.

Z.E: Senin yanında bir şey konuştular mı?

T: Yok komutanım. İkisi odaya girdiler komutanım.

Z.E: Makam odasına mı girdiler?

T: Doğrudur. Sizin odanızdalar komutanım.

Z.E: Peki Tümen Komutanı Asayiş Komutanı gelmeden önce seninle konuştu mu hiç bu olayla ilgili?

T: Taburları sordu bana. Taburların durumu nasıldı buradayken şeklinde söyledi sordu. Onun haricinde birşey konuşulmadı komutanım bi de nasıl bir kanaat edindi bilemiyorum. Bu timler yanlış yerden gitmişler herhalde gibi birşeyler

söyledi komutanım. Başka herhangi bir konuşma olmadı.

Z.E: Evet. Bu yukarıya nasıl bildirdiniz ilk kaza olay raporunu

T: Komutanım sadece operasyonun başlangıcından sonra ilerleme esnasında muhtemelen EEP'ye olduğu değerlendirilen patlamıştır. Şehit ve yaralıların kimliklerini saydık. Değerlendirme olarak da muhtemelen bölgede yapılan operasyonları engellemek maksadıyla bölücü terör örgütü mensupları tarafından EEP döşenmiş olabileceği değerlendirilmektedir şeklinde hiç teferruata girmeden yüzeysel bir şey yazdık komutanım. Tümen Komutanımız kendisi de gördü birkaç kez özellikle bakarak. Olan olayı da o şekilde yazdık.

Z.E: Peki Taner var mı söyleyeceğin birşey?

T: Hastane kayıtlarına geçen 6 şehit 8 yaralı olarak komutanım, bizim bildirdiğimiz o şekilde.

Z.E: Anladım Taner.

3. SES KAYDI: Çukurca Tugay Komutanı Tuğgeneral Z.E. ve ismi belli olmayan bir komutan arasında geçen telefon konuşması..

KOMUTAN: Zeki sen misin abicim? Sesin biraz şey. Sen yanlız mısın? Nasıl?

Z.E: Astsubay yanımda diğer arkadaşlar Asayiş Komutanı ile Tümen Komutanının yanında

KOMUTAN: Ha şeyi söylicem bu konuşmaların hepsi kaydediliyormuş fazla şey yapmayın. Anladım mı dediğimi?

Z.E: Anladım.

KOMUTAN: Beni aradılar söylediler. Senin bu aradığınla ilgili

Z.E: Anladım.

KOMUTAN: Mümkün olduğunca az.

Z.E: Kim söyledi size?

KOMUTAN: GES Komutanı, beni aradı sabah tamam.

Z.E: Anladım.

KOMUTAN: Abi hepimizin başı sağ olsun. Yapacağımız bir şey yok biliyorsun. Takdiri İlahi. Görev de devam edecek tabi. Ben de dün geldim yani akşam üzeri geldim. Öyle devam ediyoruz işte ne yapalım yani. Öpüyorum. Görüşürüz abiciğim. Herkesin başı sağ olsun. Oradakiler sana emanet moralini yüksek tut.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=8...i-asker-dosemis

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sayfayı açmamla "İŞİNE BAK GENERAL" diye saygısızca bir başlıkla karşılaştım.

Kesinlikle katılıyorum.. Gerçekten de kendi işlerine baksınlar! Siyasi konularda söz söylemek, demokratik ülkelerde askere düşmez. Yıllar önce İspanya Kara Kuvvetleri Komutanı Katalonya yerel hükümetinin (acaba görecek miyiz o günleri, burada?) bir kararı üzerine bir şeyler geveleyecek oldu, bizzat Genel Kurmay Başkanı'nın talebi üzerine derhal görevinden alındı. Darısı başımıza!

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kesinlikle katılıyorum.. Gerçekten de kendi işlerine baksınlar! Siyasi konularda söz söylemek, demokratik ülkelerde askere düşmez. Yıllar önce İspanya Kara Kuvvetleri Komutanı Katalonya yerel hükümetinin (acaba görecek miyiz o günleri, burada?) bir kararı üzerine bir şeyler geveleyecek oldu, bizzat Genel Kurmay Başkanı'nın talebi üzerine derhal görevinden alındı. Darısı başımıza!

Askeriyenin siyasete karışmaması gerekliliği demokrasinin önkoşullarından biridir; bunu tartışma konusu haline getirmek bile absele iştigal etmek olur.

ANCAK,

Türkiye'de kendisini yönetme bilincine sahip derecede bireyleşebilmiş, bilinçli bir halk kitlesinin varlığından söz edilebilir mi? Verdiğiniz İspanya gibi gelişmiş bir Batı ülkesinin içindeki bulunduğu koşullar Türkiye koşulları ile örtüşebilir mi?

Bugüne kadar şeriat tehlikesine karşı bir sigorta olarak askeriyeye kötünün iyisi mantığıyla katlanmak zorunda kaldık. Kuşkusuz bunun savunulacak bir tarafı olamaz. Demokrasimiz bir türlü gelişemedi, despot uygulamalar nedeniyle ayrımcılık bir kördüğüm halini alıncaya dek körüklendi ve çözümsüz bir noktaya gelindi. Peki ama çözüm ne?

Şeriat tehlikesi var olduğu sürece Askerin vesayetini ve otoritesini idame ettirmekten başkaca bir çözüm yolu düşünemiyorum. Özellikle de devlet içindeki irticai kadrolaşmanın dehşet verici boyutlara ulaşmış olması karşısında bunun aksine herhangi bir çözümü de sadece çılgınlık olarak görüyorum. Halk aklını başına toplayıp gücü kendi eline almadığı sürece kötünün iyilerine razı olmak talihsizliğimiz sürecektir. İslamın alnımıza yazdığı makus bir lekedir bu.

tarihinde MrGuitar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu konuyla ilgili tam anlayamadığım şey şu: Asker neden bombayı boş bir yere atmayı denemedi? Bombayı boş bir yere atamaz mıydı? Neden asker bombanın patlamasını bekledi? Tabii pimi çekilmiş bir bombadan dolayı paniklemiş, çok korkmuş bu yüzden o da böyle bir hata yapmış olabilir.

Askerin nasıl bir psikolojik baskı altında bulunduğunu anlamazsak, davranışını da anlamayız. Elbette asker bombanın elinden kayıp patlayacağından emin olsaydı atardı. Ortada böyle bir olasılık olduğunu bilen normal özgür insan davranışı da böyle bir davranışı gerektirir. Ama asker bunu yapınca teğmenin emrini açıkça ihmal etmiş olacaktı ve muhtemelen daha sonra başına geleceklrden korkmuş, son ana kadar bombayı patlatmadan elinde tutarak teğmenin insafa gelmesini umuyordu. Bir komutanın emrine açıkça karşı gelmek ve üstelik birlik içinde bir patlamaya neden olmak askerlikte ne demektir, bilmek lazım. Zavallı erin askerliği muhtemelen yanacaktı; her gün saydığı şafağa 75 gün kalmışken! Şafak saymamışsanız, sayan birini de yakından gözlememişseni, bunun ne demek olduğunu bilemezsiniz.

Buna benzer o kadar çok şey duydum ki.. Bu, ortalıkta sayısız tanığı olduğu için saklanmasına olanak olmayan bir olay ve dev bir buzdağının küçücük görünen ucu.. Ya olmasına ramak kalmış felaketler? Olduğu halde gizlenebilenler? Maalesef münferit bir olay demekte zorlanıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Askeriyenin siyasete karışmaması gerekliliği demokrasinin önkoşullarından biridir; bunu tartışma konusu haline geetirmek bile absele iştigal etmek olur.

ANCAK,

Türkiye'de kendisini önetme bilincine sahip derecede bireyleşebilmiş, bilinçli bir halk kitlesinin varlığından söz edilebilir mi? Verdiğiniz İspanya gibi gelişmiş bir Batı ülkesinin içindeki bulunduğu koşullar Türkiye koşulları ile örtüşebilir mi?

Bugüne kadar şeriat tehlikesine karşı bir digorta olarak askeriyeye kötünün iyisi mantığıyla katlanmak zorunda kaldık. Kuşkusuz bunun savunulacak bir tarafı olamaz. Demokrasimiz bir türlü gelişemedi, despot uygulamalar nedeniyle ayrımcılık bir kördüğüm halini alıncaya dek körüklendi ve çözümsüz bir noktaya gelindi. Peki ama çözüm ne?

Şeriat tehlikesi var olduğu sürece Askerin vesayetini ve otoritesini idame ettirmekten başkaca bir çözüm yolu düşünemiyorum. Özellikle de devlet içindeki irticai kadrolaşmanın dehşet verici boyutlara ulaşmış olması karşısında aksi herhangi bir çözümü de sadece çılgınlık olarak görüyorum. Halk aklını başına toplayıp gücü kendi eline almadığı sürece kötünün iyilerine arzı olmak talihsizliğimiz sürecektir. İslamın alnımıza yazdığı makus bir lekedir bu.

hala şeriyat tehlikesinden bahsediyorsunuz, en büyük tehlike sizin gibiler, sizin gibiler yüzünden olmayan bir mesel açığa çıkıyor zorla şeriyat şeriyat diye diye insanların kafasına yerleştiriyorsunuz , yapılan kamoyu yoklamaları ortada, şeriyat istermisizi sorusuna %15 evet cevabı geliyor ,ama şeriyat gelirse şöyle olur böyle olur dendiğinde oran %7-8' e geriliyor ,aslında ayrıcalıklı bir azınlık şeriyat palavrasıyla yaygara koparıp kendi statökosunu korumaktan başka birşey yapmıyor ,sizin gşbşlerde buna kanıyor

tarihinde influenza tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ancak yok sevgili, MrGuitar.. Ancaklarlar bugüne kadar geldik ve bu ancaklara bir yerde son verip, Türk toplumunun sağduyusuna ve olgunluğuna güvenerek vesayeti ortadan kaldırmadığımız sürece, bu sekizinci sınıf demokrasiye katlanmaya da devam edeceğiz. Hiç bir yere varamayacağız, her seferinde de korktuğumuz öcü, biraz daha güçlenerek karşımıza çıkacak. Gidişten bu açık değil mi? Korktuğun şeyle yüzleşmezsen, onu kendinde bir fobi haline getirirsin.. Bırak ne olacaksa olsun.

Merak da etme fazla.. Bir şey olacağı yok! Bu korkuyu harlandırıp kendilerine siyasal çıkar sağlayanların yarattığı aktüel olumsuzluk, potansiyel risklerden daha büyük.. Hiç korkma.

Link to post
Sitelerde Paylaş
hala şeriyat tehlikesinden bahsediyorsunuz, en büyük tehlike sizin gibiler, sizin gibiler yüzünden olmayan bir mesel açığa çıkıyor zorla şeriyat şeriyat diye diye insanların kafasına yerleştiriyorsunuz , yapılan kamoyu yoklamaları ortada, şeriyat istermisizi sorusuna %15 evet cevabı geliyor ,ama şeriyat gelirse şöyle olur böyle olur dendiğinde oran %7-8' e geriliyor ,aslında ayrıcalıklı bir azınlık şeriyat palavrasıyla yaygara koparıp kendi statökosunu korumaktan başka birşey yapmıyor ,sizin gşbşlerde buna kanıyor

zonguldakta bi adam vardı aylarca mağarada yaşamış yatmış sonra devlet el atmış adama yazıktır,o sensin herhalde,gündemden falan haberide yok tabi,

acıyorum lan sana,cahil seni.

http://www.tumgazeteler.com/?a=3940478

zamanında iranda laiklik vardı,birde sürgünde hümeyni vardı,hop doh! (geniş aile mürsel) şeriat geldi.

sanki durup dururken şeriat meselesini çıkaran biziz,tayyibin sözlerini hatırlıyor musun,45 yaşındasın 90 larda hiç mi gündem takip etmedin asalak seni.

Link to post
Sitelerde Paylaş

onlar korkak diye bizim başımıza şeriyat gelecek ,birileri kürtlerden korktuğu için memleteti bölecek nerdeyse korka korka bir adım yol alamıyoruz memleket sorunlarını cözmedikce gerginleşiyor ,bunlarda yok şu tehlikesi yok bu tehlikesi ,yahu en gercek tehlike mcguitar gibi adamlar

tarihinde influenza tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...